Sığ Su
Gönderim Zamanı: 11 Mayıs 2009 15:40
Muzaffer gene yaptın yapacağını ...
Dur bir bakayım dedim gelişme varmı Muzafferin tankta diye,
ve hooooop gene ağzımın payını aldım ....
Aslında biraz düşününcede sevinmeye bile başladım, Muzaffer vazgeçtiyse kesin yeni fikirler, planlarla doludur kafası dedim. Ve bakalım yeni serüvende neler bekliyor biziii...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Mayıs 2009 15:51
Burhan abi, düzenleriz tabii ki. Ama benim projemi aklımda bitirmem lazım. Ondan sonra.
Bekir'cim, görmeyeli 30 yaşına girmişsin Ufaklığını bilirim senin
Ne tilkiler dolaşıyor aklımda bir bilsen. Çok fikir var. Ya bir de tutmazsa diye korkuyorum.
Bekir'cim, görmeyeli 30 yaşına girmişsin Ufaklığını bilirim senin
Ne tilkiler dolaşıyor aklımda bir bilsen. Çok fikir var. Ya bir de tutmazsa diye korkuyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Mayıs 2009 15:57
Biri de çıkıp cory show tankı yapıyorum dese dişimi kırıcam.Sonra mezun olunca kendim tedavi ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Mayıs 2009 15:57
[QUOTE=Supreme]
Bekir'cim, görmeyeli 30 yaşına girmişsin Ufaklığını bilirim senin
Ne tilkiler dolaşıyor aklımda bir bilsen. Çok fikir var. Ya bir de tutmazsa diye korkuyorum.
[/QUOTE]
ColdFish 2009-05-11 15:59:18
Bekir'cim, görmeyeli 30 yaşına girmişsin Ufaklığını bilirim senin
Ne tilkiler dolaşıyor aklımda bir bilsen. Çok fikir var. Ya bir de tutmazsa diye korkuyorum.
[/QUOTE]
Ne adamsın yaaa görende yaşımızı yanlış yazıyoruz sanacak ha ... Ha bak ufaklığımı bilirsin orası tamam ...
Tilkiler dolaşsa bişey değil kırkınında kuyruğu birbirine değmiyordur kesin ...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Mayıs 2009 16:10
[QUOTE=unotim123]Biri de çıkıp cory show tankı yapıyorum dese dişimi kırıcam.Sonra mezun olunca kendim tedavi ederim.[/QUOTE]
Avatarında ki Corry'e benzer birşey gördüm. Zevk meselesi tabii ki de sadece Corry tankı kurabilmek için extradan başka tanklarda olması lazım bence.
[QUOTE=ColdFish][QUOTE=Supreme]
Bekir'cim, görmeyeli 30 yaşına girmişsin Ufaklığını bilirim senin
Ne tilkiler dolaşıyor aklımda bir bilsen. Çok fikir var. Ya bir de tutmazsa diye korkuyorum.
[/QUOTE]
30 yaşına girmişsin haberimiz olmadı. Kutlardık
Bekir, sende sıkı bir Corry hayranısın.
Delirmeye az kaldı
Avatarında ki Corry'e benzer birşey gördüm. Zevk meselesi tabii ki de sadece Corry tankı kurabilmek için extradan başka tanklarda olması lazım bence.
[QUOTE=ColdFish][QUOTE=Supreme]
Bekir'cim, görmeyeli 30 yaşına girmişsin Ufaklığını bilirim senin
Ne tilkiler dolaşıyor aklımda bir bilsen. Çok fikir var. Ya bir de tutmazsa diye korkuyorum.
[/QUOTE]
Ne adamsın yaaa görende yaşımızı yanlış yazıyoruz sanacak ha ... Ha bak ufaklığımı bilirsin orası tamam ...
Tilkiler dolaşsa bişey değil kırkınında kuyruğu birbirine değmiyordur kesin ...
[/QUOTE]30 yaşına girmişsin haberimiz olmadı. Kutlardık
Bekir, sende sıkı bir Corry hayranısın.
Delirmeye az kaldı
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2009 09:33
Muzafferciğim. Gel ben sana polyesterden bi karasal alan yapayım. Sen bile şaşır sağlamlığa. Şeklini az buçuk belirle yeter. Anlaşıldı ben el atmasam bitmeyecek. Ölçüleri al gel ki bir an önce bitirelim. Benim paludaryuma gelsin sıra. :-))).
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2009 09:39
[QUOTE=ekmekci]Muzafferciğim. Gel ben sana polyesterden bi karasal alan yapayım. Sen bile şaşır sağlamlığa. Şeklini az buçuk belirle yeter. Anlaşıldı ben el atmasam bitmeyecek. Ölçüleri al gel ki bir an önce bitirelim. Benim paludaryuma gelsin sıra. :-))).[/QUOTE]
Burhan abi, karasal alan yapmayacağım. Haftaiçi uğrayacağım sana.
Sen, büyük tankı hazırla ve yapıştır. Gerisi kolay
Burhan abi, karasal alan yapmayacağım. Haftaiçi uğrayacağım sana.
Sen, büyük tankı hazırla ve yapıştır. Gerisi kolay
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2009 10:29
Muzaffer bey artık karar verin ne yapacağınıza, başlığa giriyoruz bakıyoruz gelişme varmı diye hop proje sil baştan olmuş, olmuyor böyle !
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2009 11:45
Biraz geç de olsa görmüş olduğum bu başlıkta her türlü karıştırılarak kullanılan malzeme (örneğin epoksi) ile ilgili şunu söyleyebilirim. Biz dişhekimliğinde bu malzemeler gibi başka malzemeleri çokca kullanırız. Maddeler bilgisi diye bir dersimiz bile var. Genellikle bir katalizor ve baz (ana) maddeden oluşurlar. Bazıları ise polimer oluşturan birbirleriyle reaksiyona giren iki maddedir. Katalizörlerde sorun solvent olmasa bile salınım yapabileceğidir. Katalizör reaksiyondan değişmeden çıkar. Peki nereye gider. Ya katılaşan maddenin içinde kalır yada buharlaşabilir. Maddenin içinde de kalsa yüzeyden salınım olabilir. Polimerlerdeki problem ise reaksiyounun mükemmel bir biçimde gerçekleşemeyeceği olgusudur. Yani a maddesinin hepsi b maddesi ile polimer oluşturacak şekilde karşılaşmayabilir. Şöyle düşünün:
Sağınıza gideceksiniz pat diye oradaki madde polimerize oluyor. Solunuza gideceksiniz pat oradakide polimerize olmuş. Üsttü alttı derken içerde sıkışıp kalırsınız.
Bu durumdaki polimerleşme fırsatı bulamayan madde rtık monomer olarak adlandırılır. Monomerlerin miktarı çok olmazsa problem olmaz. Söyle düşünün:
Bir madde kansorejen olabilir. Ama kanseri yapması için 1000 yıl boyunca ciddi miktarlarda alınması gerekiyorsa bu madde kanserojen olarak adlandırılamaz. Çünkü insan zaten 1000 yıl yaşamaz.
Balıklar olarak düşünürsek durum biraz farklı. Çünkü insanlar da bir şeyin akciğer kanserine neden olabilmesi için solunması lazım. İnsan kimyası da farklı. Bazı mantarları sen yersen ölürsün. Koyun keçi yese bir şey olamaz. Balıklarda hava kesesi var. Bu kesenin çevresini kaplayan hücreler nasıl mesela. Biyokimyası nedir? Tüm bunlar birer soru işareti
Bu durumda şu genellemeyi yapabiliriz:
1- Balık su içinde yaşadığı için bütün oraganları tehtit altındadır.
2- Balığın ömrü kısa olduğu için hayatını belkide etkilenmeden geçirebilir.
3- Balığa aşırı miktarlarda verdiğimiz zaman ölüme yol açabilecekken az miktarlarda hiçbir problem oluşturmayabilir.
4- Madde normalde salınım yaptığı madde ile değilde maddenin başka maddelerle etkileşiminde zehirli hale gelir.
5- Solventsiz demek güvenli demek değildir.
6- Her canlı gibi alerjik reaksiyonlar balıklarda da olabilir.
7- Madde zehir etkisi göstermese bile tıpkı bir ilaç gibi yada başka bir madde gibi davranabilir (Körlük, koku alamama, hormon seviyelerini değiştirme, iştahsızlık)
Sonuc olarak bunları araştırmak ancak üniversite gibi bir kuruluşun gücünün yeteceği kadar pahalı ve derin araştırmalardır. Bu durumda bize deneme yanılmadan başka birşey kalmaz. Ben şahsen emeklilik yıllarımda bu konuları araştırmayı düşünüyorum.
Keşke bize bilgisayar donanım forumlarındaki gibi deneyler yapabilsek. Mesela bu ay falan kütüklerin salınım yapıp yapmadığını araştırıyoruz gibi.
Sağınıza gideceksiniz pat diye oradaki madde polimerize oluyor. Solunuza gideceksiniz pat oradakide polimerize olmuş. Üsttü alttı derken içerde sıkışıp kalırsınız.
Bu durumdaki polimerleşme fırsatı bulamayan madde rtık monomer olarak adlandırılır. Monomerlerin miktarı çok olmazsa problem olmaz. Söyle düşünün:
Bir madde kansorejen olabilir. Ama kanseri yapması için 1000 yıl boyunca ciddi miktarlarda alınması gerekiyorsa bu madde kanserojen olarak adlandırılamaz. Çünkü insan zaten 1000 yıl yaşamaz.
Balıklar olarak düşünürsek durum biraz farklı. Çünkü insanlar da bir şeyin akciğer kanserine neden olabilmesi için solunması lazım. İnsan kimyası da farklı. Bazı mantarları sen yersen ölürsün. Koyun keçi yese bir şey olamaz. Balıklarda hava kesesi var. Bu kesenin çevresini kaplayan hücreler nasıl mesela. Biyokimyası nedir? Tüm bunlar birer soru işareti
Bu durumda şu genellemeyi yapabiliriz:
1- Balık su içinde yaşadığı için bütün oraganları tehtit altındadır.
2- Balığın ömrü kısa olduğu için hayatını belkide etkilenmeden geçirebilir.
3- Balığa aşırı miktarlarda verdiğimiz zaman ölüme yol açabilecekken az miktarlarda hiçbir problem oluşturmayabilir.
4- Madde normalde salınım yaptığı madde ile değilde maddenin başka maddelerle etkileşiminde zehirli hale gelir.
5- Solventsiz demek güvenli demek değildir.
6- Her canlı gibi alerjik reaksiyonlar balıklarda da olabilir.
7- Madde zehir etkisi göstermese bile tıpkı bir ilaç gibi yada başka bir madde gibi davranabilir (Körlük, koku alamama, hormon seviyelerini değiştirme, iştahsızlık)
Sonuc olarak bunları araştırmak ancak üniversite gibi bir kuruluşun gücünün yeteceği kadar pahalı ve derin araştırmalardır. Bu durumda bize deneme yanılmadan başka birşey kalmaz. Ben şahsen emeklilik yıllarımda bu konuları araştırmayı düşünüyorum.
Keşke bize bilgisayar donanım forumlarındaki gibi deneyler yapabilsek. Mesela bu ay falan kütüklerin salınım yapıp yapmadığını araştırıyoruz gibi.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Mayıs 2009 12:10
[QUOTE=HAPEPHI]Muzaffer bey artık karar verin ne yapacağınıza, başlığa
giriyoruz bakıyoruz gelişme varmı diye hop proje sil baştan olmuş,
olmuyor böyle !
[/QUOTE]
Selam,
Bu sorunuzun cevabını, ben bile bulamadım. Ne istediğim hakkında en ufak bir fikrim bile yok
[QUOTE=tamerkarakan]Biraz geç de olsa görmüş olduğum bu başlıkta her türlü karıştırılarak kullanılan malzeme (örneğin epoksi) ile ilgili şunu söyleyebilirim. Biz dişhekimliğinde bu malzemeler gibi başka malzemeleri çokca kullanırız. Maddeler bilgisi diye bir dersimiz bile var. Genellikle bir katalizor ve baz (ana) maddeden oluşurlar. Bazıları ise polimer oluşturan birbirleriyle reaksiyona giren iki maddedir. Katalizörlerde sorun solvent olmasa bile salınım yapabileceğidir. Katalizör reaksiyondan değişmeden çıkar. Peki nereye gider. Ya katılaşan maddenin içinde kalır yada buharlaşabilir. Maddenin içinde de kalsa yüzeyden salınım olabilir. Polimerlerdeki problem ise reaksiyounun mükemmel bir biçimde gerçekleşemeyeceği olgusudur. Yani a maddesinin hepsi b maddesi ile polimer oluşturacak şekilde karşılaşmayabilir. Şöyle düşünün:
Sağınıza gideceksiniz pat diye oradaki madde polimerize oluyor. Solunuza gideceksiniz pat oradakide polimerize olmuş. Üsttü alttı derken içerde sıkışıp kalırsınız.
Bu durumdaki polimerleşme fırsatı bulamayan madde rtık monomer olarak adlandırılır. Monomerlerin miktarı çok olmazsa problem olmaz. Söyle düşünün:
Bir madde kansorejen olabilir. Ama kanseri yapması için 1000 yıl boyunca ciddi miktarlarda alınması gerekiyorsa bu madde kanserojen olarak adlandırılamaz. Çünkü insan zaten 1000 yıl yaşamaz.
Balıklar olarak düşünürsek durum biraz farklı. Çünkü insanlar da bir şeyin akciğer kanserine neden olabilmesi için solunması lazım. İnsan kimyası da farklı. Bazı mantarları sen yersen ölürsün. Koyun keçi yese bir şey olamaz. Balıklarda hava kesesi var. Bu kesenin çevresini kaplayan hücreler nasıl mesela. Biyokimyası nedir? Tüm bunlar birer soru işareti
Bu durumda şu genellemeyi yapabiliriz:
1- Balık su içinde yaşadığı için bütün oraganları tehtit altındadır.
2- Balığın ömrü kısa olduğu için hayatını belkide etkilenmeden geçirebilir.
3- Balığa aşırı miktarlarda verdiğimiz zaman ölüme yol açabilecekken az miktarlarda hiçbir problem oluşturmayabilir.
4- Madde normalde salınım yaptığı madde ile değilde maddenin başka maddelerle etkileşiminde zehirli hale gelir.
5- Solventsiz demek güvenli demek değildir.
6- Her canlı gibi alerjik reaksiyonlar balıklarda da olabilir.
7- Madde zehir etkisi göstermese bile tıpkı bir ilaç gibi yada başka bir madde gibi davranabilir (Körlük, koku alamama, hormon seviyelerini değiştirme, iştahsızlık)
Sonuc olarak bunları araştırmak ancak üniversite gibi bir kuruluşun gücünün yeteceği kadar pahalı ve derin araştırmalardır. Bu durumda bize deneme yanılmadan başka birşey kalmaz. Ben şahsen emeklilik yıllarımda bu konuları araştırmayı düşünüyorum.
Keşke bize bilgisayar donanım forumlarındaki gibi deneyler yapabilsek. Mesela bu ay falan kütüklerin salınım yapıp yapmadığını araştırıyoruz gibi.
[/QUOTE]
Selam,
Akademik tadında ki bilgileriniz için, teşekkür ederim.
Kütükler ile ilgili çalışmanızın sonuçlarını da görmek isteriz. ( Bu konuyu merak eden yüzlerce kişi vardır sitede eminim )
Saygılar,
Selam,
Bu sorunuzun cevabını, ben bile bulamadım. Ne istediğim hakkında en ufak bir fikrim bile yok
[QUOTE=tamerkarakan]Biraz geç de olsa görmüş olduğum bu başlıkta her türlü karıştırılarak kullanılan malzeme (örneğin epoksi) ile ilgili şunu söyleyebilirim. Biz dişhekimliğinde bu malzemeler gibi başka malzemeleri çokca kullanırız. Maddeler bilgisi diye bir dersimiz bile var. Genellikle bir katalizor ve baz (ana) maddeden oluşurlar. Bazıları ise polimer oluşturan birbirleriyle reaksiyona giren iki maddedir. Katalizörlerde sorun solvent olmasa bile salınım yapabileceğidir. Katalizör reaksiyondan değişmeden çıkar. Peki nereye gider. Ya katılaşan maddenin içinde kalır yada buharlaşabilir. Maddenin içinde de kalsa yüzeyden salınım olabilir. Polimerlerdeki problem ise reaksiyounun mükemmel bir biçimde gerçekleşemeyeceği olgusudur. Yani a maddesinin hepsi b maddesi ile polimer oluşturacak şekilde karşılaşmayabilir. Şöyle düşünün:
Sağınıza gideceksiniz pat diye oradaki madde polimerize oluyor. Solunuza gideceksiniz pat oradakide polimerize olmuş. Üsttü alttı derken içerde sıkışıp kalırsınız.
Bu durumdaki polimerleşme fırsatı bulamayan madde rtık monomer olarak adlandırılır. Monomerlerin miktarı çok olmazsa problem olmaz. Söyle düşünün:
Bir madde kansorejen olabilir. Ama kanseri yapması için 1000 yıl boyunca ciddi miktarlarda alınması gerekiyorsa bu madde kanserojen olarak adlandırılamaz. Çünkü insan zaten 1000 yıl yaşamaz.
Balıklar olarak düşünürsek durum biraz farklı. Çünkü insanlar da bir şeyin akciğer kanserine neden olabilmesi için solunması lazım. İnsan kimyası da farklı. Bazı mantarları sen yersen ölürsün. Koyun keçi yese bir şey olamaz. Balıklarda hava kesesi var. Bu kesenin çevresini kaplayan hücreler nasıl mesela. Biyokimyası nedir? Tüm bunlar birer soru işareti
Bu durumda şu genellemeyi yapabiliriz:
1- Balık su içinde yaşadığı için bütün oraganları tehtit altındadır.
2- Balığın ömrü kısa olduğu için hayatını belkide etkilenmeden geçirebilir.
3- Balığa aşırı miktarlarda verdiğimiz zaman ölüme yol açabilecekken az miktarlarda hiçbir problem oluşturmayabilir.
4- Madde normalde salınım yaptığı madde ile değilde maddenin başka maddelerle etkileşiminde zehirli hale gelir.
5- Solventsiz demek güvenli demek değildir.
6- Her canlı gibi alerjik reaksiyonlar balıklarda da olabilir.
7- Madde zehir etkisi göstermese bile tıpkı bir ilaç gibi yada başka bir madde gibi davranabilir (Körlük, koku alamama, hormon seviyelerini değiştirme, iştahsızlık)
Sonuc olarak bunları araştırmak ancak üniversite gibi bir kuruluşun gücünün yeteceği kadar pahalı ve derin araştırmalardır. Bu durumda bize deneme yanılmadan başka birşey kalmaz. Ben şahsen emeklilik yıllarımda bu konuları araştırmayı düşünüyorum.
Keşke bize bilgisayar donanım forumlarındaki gibi deneyler yapabilsek. Mesela bu ay falan kütüklerin salınım yapıp yapmadığını araştırıyoruz gibi.
[/QUOTE]
Selam,
Akademik tadında ki bilgileriniz için, teşekkür ederim.
Kütükler ile ilgili çalışmanızın sonuçlarını da görmek isteriz. ( Bu konuyu merak eden yüzlerce kişi vardır sitede eminim )
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2009 16:43
Selam,
Düşündüm, taşındım...
Gerçi hâlâ düşünüyorum ama sanırım ' Red Cap Orando Tankı ' yapacağım.
Gökkuşağı, Acı Su, Japon arasında gidip geldikten sonra, hep içimde birgün dediğim canlılardan ' Japon'u ' seçtim
Incisus ve Mono beslemiştim zaten geriye de hiç beslemediğim Japon kaldı. Bazı arkadaşlarım, japon balığı için, ' Kız balığıdır, sana yakışmaz ' deseler de bu dönülmez yola çıkıyorum.
Pek bilgim yok ama başaracağıma eminim.
200 lt içinde, 5 tane Orando yeterlidir sanırım. 5*25=125 lt yapar. Gerisini de paylaşırlar artık
Bir japon için, 40 lt iyi bir rakam mıdır? Sanırım iyidir.
Yine bir macera... Hadi hayırlısı
Saygılar,
Düşündüm, taşındım...
Gerçi hâlâ düşünüyorum ama sanırım ' Red Cap Orando Tankı ' yapacağım.
Gökkuşağı, Acı Su, Japon arasında gidip geldikten sonra, hep içimde birgün dediğim canlılardan ' Japon'u ' seçtim
Incisus ve Mono beslemiştim zaten geriye de hiç beslemediğim Japon kaldı. Bazı arkadaşlarım, japon balığı için, ' Kız balığıdır, sana yakışmaz ' deseler de bu dönülmez yola çıkıyorum.
Pek bilgim yok ama başaracağıma eminim.
200 lt içinde, 5 tane Orando yeterlidir sanırım. 5*25=125 lt yapar. Gerisini de paylaşırlar artık
Bir japon için, 40 lt iyi bir rakam mıdır? Sanırım iyidir.
Yine bir macera... Hadi hayırlısı
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2009 17:12
Muzaffer bey yorumlarımızla hızına yetişemiyoruz Japon balıklarına çok dudak büken olacaktır ama çok güzel hayvanlar gerçekten..Ama bana sorarsanız, sizi yaptığınız projeleri hep zor beğenen ve hep çok daha iyisini yapmayı kafasına koyan ve yapan hırslı biri olarak tahmin ederek..japona girmeyin derim.. nesta 2009-05-13 17:13:13
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2009 17:18
[QUOTE=Supreme]Selam,
Düşündüm, taşındım...
Gerçi hâlâ düşünüyorum ama sanırım ' Red Cap Orando Tankı ' yapacağım.
Gökkuşağı, Acı Su, Japon arasında gidip geldikten sonra, hep içimde birgün dediğim canlılardan ' Japon'u ' seçtim
Incisus ve Mono beslemiştim zaten geriye de hiç beslemediğim Japon kaldı. Bazı arkadaşlarım, japon balığı için, ' Kız balığıdır, sana yakışmaz ' deseler de bu dönülmez yola çıkıyorum.
Pek bilgim yok ama başaracağıma eminim.
200 lt içinde, 5 tane Orando yeterlidir sanırım. 5*25=125 lt yapar. Gerisini de paylaşırlar artık
Bir japon için, 40 lt iyi bir rakam mıdır? Sanırım iyidir.
Yine bir macera... Hadi hayırlısı
Saygılar,
[/QUOTE]
Düşündüm, taşındım...
Gerçi hâlâ düşünüyorum ama sanırım ' Red Cap Orando Tankı ' yapacağım.
Gökkuşağı, Acı Su, Japon arasında gidip geldikten sonra, hep içimde birgün dediğim canlılardan ' Japon'u ' seçtim
Incisus ve Mono beslemiştim zaten geriye de hiç beslemediğim Japon kaldı. Bazı arkadaşlarım, japon balığı için, ' Kız balığıdır, sana yakışmaz ' deseler de bu dönülmez yola çıkıyorum.
Pek bilgim yok ama başaracağıma eminim.
200 lt içinde, 5 tane Orando yeterlidir sanırım. 5*25=125 lt yapar. Gerisini de paylaşırlar artık
Bir japon için, 40 lt iyi bir rakam mıdır? Sanırım iyidir.
Yine bir macera... Hadi hayırlısı
Saygılar,
[/QUOTE]
Tebrik ederim çok iyi bir karar Balık sayısıda çok uygun, 25 litre minimum balık başına düşecek şekilde sayıyı ayarlarsanız iyi olur. Tabi daha fazlada olur.
Kim diyormuş kız balığı diye Kolay balık değildir, öyle zannedilsede. Sizin iyi bakacağınızı düşünüyorum. Tabi 3 gün sonra şöyle bir başlık olmazsa.
Sığ Su Yakında kaplumbağa Tankı Olacak Mı? S/17
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Mayıs 2009 17:19
Ben seni Acı Su ile görmek isterdim Muzaffer.Ama kararına saygım sonsuz. Başarılar dilerim kardeşim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir