Tropheus Üretimhane - İzmir (Görüntüler 1. + 9. + 14. sayfadadır)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Özellikle led aydınlatma çok güzel olmuş. Pek çok üretimhane maliyet nedeni ile ışıklandırma kullanmamakta. Ama göz ardı ettikleri bir nokta var. Işığın büyüme hormonlarına etkisi. Bu etki o kadar bariz ki gözle görülebiliyor. Sadece o da değil renk pigmentlerine ve bağışıklık sistemine de çok etkisi var. Led maliyeti düşürüyor. Diğer üretimciler bir an önce sizi görse iyi olur gibime geliyor. Ben de sumpumda kullanmayı düşünüyorum. Ledleri nerden temin edebiliriz bir de akvaryumun dışına mı yoksa içine mi monte ettiniz. Bu sorunun sebebi ledler buharlaşan su ile temas halindemi.
Ben Ankarada böyle oturup rahat rahat sohbet ederken bir yandan balıkları seyredebileceğim profösyonel bir üretimhane görmek isterdim. Rutubet, koku olmadan rahatlıkla gezilebilecek bir yer. Umarım tez zamanda görürüz.
Kusura bakmazsanız bazı fikirlerimi ve düşüncelerimi sizle paylaşmak istiyorum.
Ayrıca artezyen suyu kullanmanızın büyük bir artı olduğu kanaatindeyim. İçme sularının durumu malum. Yanlız tanklarınızdaki pipo filtrelerin sistemdeki biyolojik dengenin tam oturmasına yetmeyeceğim kanaatindeyim. Tabi sık su değişimleri ve dip çekimleri sistemi dengede tutabilir. Ama bakteri dengesi tam oturmuş bir su olmayacağı için balıkların mukoza tabakası sağlıklı olmayacaktır. Bu pek çok kişinin farketmediği bir şey. Mukoza tabakası bozulan balık hastalıklara açık hale gelir direnci zayıflar. Özellikle üretimhaneden çıkan yavrularda yeni yerlerine adaptasyon sorunu oluşabilir. O yüzden pek çok üretici pipo filtrelerden vazgeçmiş ve sump ve türevi alternatif filtrasyonlara yönelmişlerdir. Ama tabi burda seçimler kişiye kalmıştır. Size uyuyorsa ne ala.
Aşşağıdaki tespitlerinizin çoğuna katılıyorum. Farklı düşüncelerimi kırmızı ile belirttim.
Saygılar
[QUOTE=ADİSA AKVARYUM] [QUOTE=gokcer] Tebrik ederim,çok güzel bir ortam oluşturmuşsunuz.Bu red rainbowlardan nasıl yavru aldığınızıda yazarsanız sevinirim:)Yavru rakamlarınızdan da belli,en az yavru aldığınız türlerden biri[/QUOTE]
Bu tespite şöyle bir yorum getirmek istiyorum. F0 kolonisi yavru verimi gerçekten çok yüksek olur. Ama F0 balığın çoğunun iç parazit gibi hastalıklarla gelmesi sebebiyle karantina tanklarlarında adaptasyon süreçleri ve erkek dişi hiyerarşisinin tam oturması zaman alan bir süreçtir. Kayıpları da göz ardı etmemek gerekir. Bu sebeple üretim için kullanılacak kolonilerin illaki F0 olması şart değildir. Yavrudan beri iyi beslenmiş ve oturmuş bir f5 (5. nesil) koloniden de yüksek verim alınabilir. Bu sebeple üreticinin tercihleri o anki mevcut şartlara bağlıdır. Buna d kişisel tercihler diyebiliriz.
Hastalık olmayan bir üretim tankında mantar/parazit yok edici ilaçlar bence kullanılmamalıdır. Bu kimyasallar su kimyasını bozar ve balıkların bünyelerinde birikim yaparak ileride büyük sorunlara yol açar. Hele hele her su değişiminde suya ilaç katılması bence çok yanlış bir uygulama. Yurt içi ve dışında pek çok üretici de aynı düşüncededir.
Bence en iyi ve en sağlıklı yem ev yapımı taze yemdir. Hiç bir işlenmiş fırınlanmış ve paketlenmiş kuru yem taze yemin yerini tutamaz. Yurt içi ve dışında pek çok büyük üretici kendi yaptıkları yemleri kullanmaktadırlar. Bu hem maliyeti düşürmekte hemde daha hızlı boylanma, sağlık ve yüksek verimlilik gibi artılar getirmektedir. Bu konuda ülkemizde HabitatAqua (Murat Ürkmez) beyin çok yol kattetiğini düşünmekteyim. Üretimhane sahibi olsaydım onun bilgilerine mutlaka başvururdum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Özellikle led aydınlatma çok güzel olmuş. Pek çok üretimhane maliyet nedeni ile ışıklandırma kullanmamakta. Ama göz ardı ettikleri bir nokta var. Işığın büyüme hormonlarına etkisi. Bu etki o kadar bariz ki gözle görülebiliyor. Sadece o da değil renk pigmentlerine ve bağışıklık sistemine de çok etkisi var. Led maliyeti düşürüyor. Diğer üretimciler bir an önce sizi görse iyi olur gibime geliyor. Ben de sumpumda kullanmayı düşünüyorum. Ledleri nerden temin edebiliriz bir de akvaryumun dışına mı yoksa içine mi monte ettiniz. Bu sorunun sebebi ledler buharlaşan su ile temas halindemi.
Ben Ankarada böyle oturup rahat rahat sohbet ederken bir yandan balıkları seyredebileceğim profösyonel bir üretimhane görmek isterdim. Rutubet, koku olmadan rahatlıkla gezilebilecek bir yer. Umarım tez zamanda görürüz.
Kusura bakmazsanız bazı fikirlerimi ve düşüncelerimi sizle paylaşmak istiyorum.
Ayrıca artezyen suyu kullanmanızın büyük bir artı olduğu kanaatindeyim. İçme sularının durumu malum. Yanlız tanklarınızdaki pipo filtrelerin sistemdeki biyolojik dengenin tam oturmasına yetmeyeceğim kanaatindeyim. Tabi sık su değişimleri ve dip çekimleri sistemi dengede tutabilir. Ama bakteri dengesi tam oturmuş bir su olmayacağı için balıkların mukoza tabakası sağlıklı olmayacaktır. Bu pek çok kişinin farketmediği bir şey. Mukoza tabakası bozulan balık hastalıklara açık hale gelir direnci zayıflar. Özellikle üretimhaneden çıkan yavrularda yeni yerlerine adaptasyon sorunu oluşabilir. O yüzden pek çok üretici pipo filtrelerden vazgeçmiş ve sump ve türevi alternatif filtrasyonlara yönelmişlerdir. Ama tabi burda seçimler kişiye kalmıştır. Size uyuyorsa ne ala.
Aşşağıdaki tespitlerinizin çoğuna katılıyorum. Farklı düşüncelerimi kırmızı ile belirttim.
Saygılar
[QUOTE=ADİSA AKVARYUM] [QUOTE=gokcer] Tebrik ederim,çok güzel bir ortam oluşturmuşsunuz.Bu red rainbowlardan nasıl yavru aldığınızıda yazarsanız sevinirim:)Yavru rakamlarınızdan da belli,en az yavru aldığınız türlerden biri[/QUOTE]
Bu tespite şöyle bir yorum getirmek istiyorum. F0 kolonisi yavru verimi gerçekten çok yüksek olur. Ama F0 balığın çoğunun iç parazit gibi hastalıklarla gelmesi sebebiyle karantina tanklarlarında adaptasyon süreçleri ve erkek dişi hiyerarşisinin tam oturması zaman alan bir süreçtir. Kayıpları da göz ardı etmemek gerekir. Bu sebeple üretim için kullanılacak kolonilerin illaki F0 olması şart değildir. Yavrudan beri iyi beslenmiş ve oturmuş bir f5 (5. nesil) koloniden de yüksek verim alınabilir. Bu sebeple üreticinin tercihleri o anki mevcut şartlara bağlıdır. Buna d kişisel tercihler diyebiliriz.
Hastalık olmayan bir üretim tankında mantar/parazit yok edici ilaçlar bence kullanılmamalıdır. Bu kimyasallar su kimyasını bozar ve balıkların bünyelerinde birikim yaparak ileride büyük sorunlara yol açar. Hele hele her su değişiminde suya ilaç katılması bence çok yanlış bir uygulama. Yurt içi ve dışında pek çok üretici de aynı düşüncededir.
Bence en iyi ve en sağlıklı yem ev yapımı taze yemdir. Hiç bir işlenmiş fırınlanmış ve paketlenmiş kuru yem taze yemin yerini tutamaz. Yurt içi ve dışında pek çok büyük üretici kendi yaptıkları yemleri kullanmaktadırlar. Bu hem maliyeti düşürmekte hemde daha hızlı boylanma, sağlık ve yüksek verimlilik gibi artılar getirmektedir. Bu konuda ülkemizde HabitatAqua (Murat Ürkmez) beyin çok yol kattetiğini düşünmekteyim. Üretimhane sahibi olsaydım onun bilgilerine mutlaka başvururdum.
Bu tespite şöyle bir yorum getirmek istiyorum. F0 kolonisi yavru verimi gerçekten çok yüksek olur. Ama F0 balığın çoğunun iç parazit gibi hastalıklarla gelmesi sebebiyle karantina tanklarlarında adaptasyon süreçleri ve erkek dişi hiyerarşisinin tam oturması zaman alan bir süreçtir. Kayıpları da göz ardı etmemek gerekir. Bu sebeple üretim için kullanılacak kolonilerin illaki F0 olması şart değildir. Yavrudan beri iyi beslenmiş ve oturmuş bir f5 (5. nesil) koloniden de yüksek verim alınabilir. Bu sebeple üreticinin tercihleri o anki mevcut şartlara bağlıdır. Buna d kişisel tercihler diyebiliriz.
Hastalık olmayan bir üretim tankında mantar/parazit yok edici ilaçlar bence kullanılmamalıdır. Bu kimyasallar su kimyasını bozar ve balıkların bünyelerinde birikim yaparak ileride büyük sorunlara yol açar. Hele hele her su değişiminde suya ilaç katılması bence çok yanlış bir uygulama. Yurt içi ve dışında pek çok üretici de aynı düşüncededir.
* En önemlisi kapalı kutu yem vermeli, KESİNLİKLE açık satılan yem verilmemeli !!!
Bence en iyi ve en sağlıklı yem ev yapımı taze yemdir. Hiç bir işlenmiş fırınlanmış ve paketlenmiş kuru yem taze yemin yerini tutamaz. Yurt içi ve dışında pek çok büyük üretici kendi yaptıkları yemleri kullanmaktadırlar. Bu hem maliyeti düşürmekte hemde daha hızlı boylanma, sağlık ve yüksek verimlilik gibi artılar getirmektedir. Bu konuda ülkemizde HabitatAqua (Murat Ürkmez) beyin çok yol kattetiğini düşünmekteyim. Üretimhane sahibi olsaydım onun bilgilerine mutlaka başvururdum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Özellikle led aydınlatma çok güzel olmuş. Pek çok üretimhane maliyet nedeni ile ışıklandırma kullanmamakta. Ama göz ardı ettikleri bir nokta var. Işığın büyüme hormonlarına etkisi. Bu etki o kadar bariz ki gözle görülebiliyor. Sadece o da değil renk pigmentlerine ve bağışıklık sistemine de çok etkisi var. Led maliyeti düşürüyor. Diğer üretimciler bir an önce sizi görse iyi olur gibime geliyor. Ben de sumpumda kullanmayı düşünüyorum. Ledleri nerden temin edebiliriz bir de akvaryumun dışına mı yoksa içine mi monte ettiniz. Bu sorunun sebebi ledler buharlaşan su ile temas halindemi.
Ben Ankarada böyle oturup rahat rahat sohbet ederken bir yandan balıkları seyredebileceğim profösyonel bir üretimhane görmek isterdim. Rutubet, koku olmadan rahatlıkla gezilebilecek bir yer. Umarım tez zamanda görürüz.
Kusura bakmazsanız bazı fikirlerimi ve düşüncelerimi sizle paylaşmak istiyorum.
Ayrıca artezyen suyu kullanmanızın büyük bir artı olduğu kanaatindeyim. İçme sularının durumu malum. Yanlız tanklarınızdaki pipo filtrelerin sistemdeki biyolojik dengenin tam oturmasına yetmeyeceğim kanaatindeyim. Tabi sık su değişimleri ve dip çekimleri sistemi dengede tutabilir. Ama bakteri dengesi tam oturmuş bir su olmayacağı için balıkların mukoza tabakası sağlıklı olmayacaktır. Bu pek çok kişinin farketmediği bir şey. Mukoza tabakası bozulan balık hastalıklara açık hale gelir direnci zayıflar. Özellikle üretimhaneden çıkan yavrularda yeni yerlerine adaptasyon sorunu oluşabilir. O yüzden pek çok üretici pipo filtrelerden vazgeçmiş ve sump ve türevi alternatif filtrasyonlara yönelmişlerdir. Ama tabi burda seçimler kişiye kalmıştır. Size uyuyorsa ne ala.
Aşşağıdaki tespitlerinizin çoğuna katılıyorum. Farklı düşüncelerimi kırmızı ile belirttim.
Saygılar
[QUOTE=ADİSA AKVARYUM] [QUOTE=gokcer] Tebrik ederim,çok güzel bir ortam oluşturmuşsunuz.Bu red rainbowlardan nasıl yavru aldığınızıda yazarsanız sevinirim:)Yavru rakamlarınızdan da belli,en az yavru aldığınız türlerden biri[/QUOTE]
Bu tespite şöyle bir yorum getirmek istiyorum. F0 kolonisi yavru verimi gerçekten çok yüksek olur. Ama F0 balığın çoğunun iç parazit gibi hastalıklarla gelmesi sebebiyle karantina tanklarlarında adaptasyon süreçleri ve erkek dişi hiyerarşisinin tam oturması zaman alan bir süreçtir. Kayıpları da göz ardı etmemek gerekir. Bu sebeple üretim için kullanılacak kolonilerin illaki F0 olması şart değildir. Yavrudan beri iyi beslenmiş ve oturmuş bir f5 (5. nesil) koloniden de yüksek verim alınabilir. Bu sebeple üreticinin tercihleri o anki mevcut şartlara bağlıdır. Buna d kişisel tercihler diyebiliriz.
Hastalık olmayan bir üretim tankında mantar/parazit yok edici ilaçlar bence kullanılmamalıdır. Bu kimyasallar su kimyasını bozar ve balıkların bünyelerinde birikim yaparak ileride büyük sorunlara yol açar. Hele hele her su değişiminde suya ilaç katılması bence çok yanlış bir uygulama. Yurt içi ve dışında pek çok üretici de aynı düşüncededir.
Bence en iyi ve en sağlıklı yem ev yapımı taze yemdir. Hiç bir işlenmiş fırınlanmış ve paketlenmiş kuru yem taze yemin yerini tutamaz. Yurt içi ve dışında pek çok büyük üretici kendi yaptıkları yemleri kullanmaktadırlar. Bu hem maliyeti düşürmekte hemde daha hızlı boylanma, sağlık ve yüksek verimlilik gibi artılar getirmektedir. Bu konuda ülkemizde HabitatAqua (Murat Ürkmez) beyin çok yol kattetiğini düşünmekteyim. Üretimhane sahibi olsaydım onun bilgilerine mutlaka başvururdum.
Teşekkürler Bende alacağım hayırlısı ile
Kısaca sürekli su değişimi ile sistemi dengede tutabilirsiniz balıklarınız da hızlı boylanır ama satış sonrası kaybı artırabilir bu tabi dediğim gibi size uyuyarsa ne ala.
Ha bu arada bu sistemi kullanan pek çok üretimci var sizin konunuzda gündeme getirmemin tek nedeni çok güzel bir tanıtım ve resimler vermiş olmanızdan kaynaklanıyor.
Bu tespite şöyle bir yorum getirmek istiyorum. F0 kolonisi yavru verimi gerçekten çok yüksek olur. Ama F0 balığın çoğunun iç parazit gibi hastalıklarla gelmesi sebebiyle karantina tanklarlarında adaptasyon süreçleri ve erkek dişi hiyerarşisinin tam oturması zaman alan bir süreçtir. Kayıpları da göz ardı etmemek gerekir. Bu sebeple üretim için kullanılacak kolonilerin illaki F0 olması şart değildir. Yavrudan beri iyi beslenmiş ve oturmuş bir f5 (5. nesil) koloniden de yüksek verim alınabilir. Bu sebeple üreticinin tercihleri o anki mevcut şartlara bağlıdır. Buna d kişisel tercihler diyebiliriz.
Ama son dediğinize katılmıyorum. F1 de olsa F2,F3,F4,F5 de olsa sağlıklı ve türünün özelliklerini yansıtan yavrular alınabilir. Meğer ki sonyları sağlam ve düzgün bakılmış olsunlar. Yanlız şu konuda haklısınız F0 balığın yavru verimi inanılmaz fazladır.
Hastalık olmayan bir üretim tankında mantar/parazit yok edici ilaçlar bence kullanılmamalıdır. Bu kimyasallar su kimyasını bozar ve balıkların bünyelerinde birikim yaparak ileride büyük sorunlara yol açar. Hele hele her su değişiminde suya ilaç katılması bence çok yanlış bir uygulama. Yurt içi ve dışında pek çok üretici de aynı düşüncededir.
GÜVEN CEBECİOĞLU
Sami bey ben kimyasallar derken ilaçları kastettim. Vitamin katkısını ilaçtan saymıyorum. Onda sorun yok. Mantar ve parazit için hastalık yok ilen ilaç kullanılmasına karşıyım. Ayrıca metilen mavisi yararlı bakterileri de öldürür hastalık yok iken kullanılmasını tavsiye etmem.
* En önemlisi kapalı kutu yem vermeli, KESİNLİKLE açık satılan yem verilmemeli !!!
Bence en iyi ve en sağlıklı yem ev yapımı taze yemdir. Hiç bir işlenmiş fırınlanmış ve paketlenmiş kuru yem taze yemin yerini tutamaz. Yurt içi ve dışında pek çok büyük üretici kendi yaptıkları yemleri kullanmaktadırlar. Bu hem maliyeti düşürmekte hemde daha hızlı boylanma, sağlık ve yüksek verimlilik gibi artılar getirmektedir. Bu konuda ülkemizde HabitatAqua (Murat Ürkmez) beyin çok yol kattetiğini düşünmekteyim. Üretimhane sahibi olsaydım onun bilgilerine mutlaka başvururdum.
Anladım bende açık yeme karşıyım. Ama düzün yapılan toplu yem alımında kovadan bölme yemlerin alınıp düzgün şartlarda muhafaza edilerek kullanılması biz hobiciler için bütçemiz için çok önemlidir. Ben de yıllardır bu şekilde yem tüketmekteyim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Saygilar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir