A. Burduricus'un Akvaryuma Adaptasyonu
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
http://www.calypso.org.uk/Calypso%20Research/allspecies.htm
Bu linkteki latince isimleri google grafic lerde arayınca fotoğraf larını bulmak çok kolay..
Saygılar..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
http://www.calypso.org.uk/Calypso%20Research/allspecies.htm
Bu linkteki latince isimleri google grafic lerde arayınca fotoğraf larını bulmak çok kolay..
Saygılar..
[/QUOTE]
ERKEK
Metnin orjinalini okumak isteyenler için aşağıdadır.
[QUOTE]
Ben bu şehirde doğmadım. Bundan çok değil, 15-20 yıl önce yüzülürmüş bu gölde... Eskilerin anlattığı bir kaya vardır. Kayadan göle atlama yarışları, çocukların oyunuymuş. Pırıl pırıl sularında minikler eğlenirken, hemen kenarında, ağaçların altında piknik yaparlarmış. Oysa şimdi o kayanın dibi otlarla kaplı, göl almış başını gitmiş. Çekilmiş, uzaklaşmış...
Göl bugün su kütlesinin neredeyse 1/3 ini kaybetmiş durumda... 1970 yılında rakım 857 metre iken bugün 844 metredir. Yani göl seviyesi 13 metre alçalmıştır. Göle bağlı akarsuların üzerine yapılan barajlar gölün nefesini kesmiştir. Son dönemdeki kuraklık ve küresel ısınmada bunun üzerine tuz biber olmuştur. Göl, kısıtlı debideki yer altı kaynakları ve yağışlarla ayakta duruyor. Yıkıldı yıkılacak... İzotonik yapısı sebebiyle ağır metaller içeriyor. Yani su uçuyor, madde kalıyor sizin anlayacağınız. Tuzluluk son 40 yılda iki katına yükselmiştir. Her geçen gün faunada yaşam biraz daha zorlaşıyor.
Su kuşlarının uğrak yeridir Burdur Gölü... Su sıcaklığı 7 C derecenin altına asla düşmeyen konaklama bölgesi, kış için ideal bir mekandır. Kara iskete, akkuyruklu kartal, sakarca, kılkuyruk, macar ördeği, bölgeyi kışlak konuşlanma mekanı olarak seçen türlerden bir kaçı... Flamingo, sakar meke, bahri, angıt, kızıl kiraz kuşu aklıma gelen diğerleri. Yani tam bir kuş cenneti. Dikkuyruğu ayrı tutuyorum. Onun yeri bir başka. Dünya popülasyonunun %70 ini barındırıyor ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya... Sayıları öyle yüzbinle, onbinle değil, artık binlerle ifade ediliyor. Kuşlar için sakıncalı olduğu söylenen, Isparta Hava Limanı’na halen, metal kuşlar iniyor, kalkıyor.
Bir başka sorunda kirlilik... Şehir kanalizasyonu yoluyla göle boşalan evsel atıklar, endüstrileşmenin bir sonucu olan sanayii atıkları maalesef göle akıyor. Yetkililerin arıtma sistemi çalışmaları devam etse de, şimdilik durum böyle. Yıllardır böyleydi. Son dönemlerde bahar ayı daha bir zor geçiyor. Atıkların, gübre etkisi yaptığı bir yosun türü mevcut. Mayıs-Haziran aylarında havaların ısınmasını fırsat bilen nodularia spumigena isimli bu alg aşırı şekilde gelişerek, biyotoksinlerini bırakıyor. Gölde kısıtlı olan oksijen birden taban yapıyor. Ve faunada ölümler başlıyor. Su içi, su dışı tüm canlılar etkileniyor. Balıklar toplu olarak su yüzüne vuruyor. Evet yanlış duymadınız balık... Bu zor koşullarda yaşam mücadelesi veren bir canlı. Belki de bu çığlığın ses telleri olmama vesile olan sessiz güzellik...
Balığımızın ismi aphanius burduricus... Neresinden başlasam bilemiyorum. Taksonomide ismini, 1948 yılında, o zamanlar araştırma görevlisi olan Fethi Akşiray tanımlamış. Dişli sazancıklar familyasına aittir. Akvaryum severler arasında killifish türü olarak bilinir. Endemik bir tür, Dünya’nın başka hiçbir köşesinde bu balığa rastlamanız mümkün değildir. Gölün tek balık türüdür. En az 65 milyon yıl öncesinden beri, hep burada olduğu bilinmektedir.
Yıllar yılı üzerine düşülmemiş, önemsenmemiş... Bir tek resmini bulmak, küçükte olsa bir detay bilgiye ulaşmak mümkün olmadı. Uzun zamandır akvaryum hobisi ile uğraş veren biri olarak, bu beni derinden etkiledi. Araştırma yaptığım sıralarda bir üstadın şu sözleri hep kulaklarımda “Balıklar kara kuru, allı güllü değiller ki sevilip üretilsin, yayılıp soyu sürsün.” O da ben gibi umutsuzdu, üzüntülüydü. Balığın ticari bir değeri yoktur. 3-4 cm lik küçük boyu nedeniyle, gıda olarak tüketilmemektedir. Hal böyle olunca, “Gölde balık var mı, yok mu?” sorusunun cevabı yörede genelde hayır olmaktadır.
Son 4 ayı yoğun geçen bir yıllık araştırma ve çalışmanın sonunda, bir grup yavru burduricusu , akvaryum ortamına aldım. Kendi imkanlarımla küçük biyotopumda incelemelerde bulundum. Uzmanlar, olmaz, yaşamaz üremez demişlerdi. Çünkü göl suyu ile tatlı su arasında çok büyük farklar vardı. Fakat olmuştu, neredeyse sorunsuz bir adaptasyon süreci, ardından yumurtalar ve yavrular gelmişti. Yetişkinlik dönemine geçişteki sürü profilleri çok ilginçti, tabii renk varyeteleri de... Göl kenarında sadece gri tonları ile kaçışan ufacık balıkları görürsünüz. Aslında derinlerdeki güzelliklerini hep saklamışlar. Siyahın beyazın, sarının kahverenginin tonları onlardan sorulur. O kadar değişkenler, o kadar renkliler ki benim gözümde anlatamam. Sergilenen her bir renk ayrı bir ruh hali, ayrı bir kişilik adeta. Üreme seremonileri, yer tutmaları ve kavgaları... Hangi birini anlatayım ki sizlere.
İşte çığlık, burduricusların çığlığıdır. Diyor ki; “Hey beni unuttunuz, ben buradayım, ne olur kulak verin!”
Yapmış olduğum çalışma belki bir başarıdır. Belki bir umuttur. Suni ortamlarda, bu değerli balıkların soyunu sürmesine ışık tutacak bir yoldur. Fakat üzerinde durulması gereken, çok daha önemli olan, çığlığın geldiği yer, yani Burdur Gölü’dür.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Tahmin edeceğiniz üzere kaydımı yaptırdığım yarışma AGA'dır. Mücadelem sessiz sedasız devam etmektedir. Fotoğraftaki poster resmi kurumlara ve bazı gönüllü işyerlerine çerçeveli olarak asılacak vaziyette hediye edilmiştir. Önümde konu ile ilgili iki girişim kaldı, gelişmelerden haberdar edeceğim.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
killifish denile bu türden ben de birkaç sene evvel doğadan yakalıyarak akvaryum ortamında beslemiştim.yanlız sudeğerleri çok önemli biraz acemilik zamanıma denk gelmişti ama sonradan suyudaha iyi ayarlıyınca uzunsüre yaşatabildim.Ben bu türleri Eskişeşehirliler bilir İnenü havuzlarıvarı var ordan yakalıyordum.Birde bu balıkların haricinde renkleri solukta olsa lepistesler,çöpçü balığına benzer daha ince uzun balıklar,tatlısuyengeçleri ve gümüş balığınıda akvaryum ortamında baktım.Yanlız yengeçler süper eğlenceliydi hatta onları dipyemine alıştırmıştım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Aphanius burduricusla ilgili 25 sayfalık detaylı gözlem notlarımı İl Çevre ve Orman Müdürlüğüne teslim etmiştim. Halen yapılabicek çalışmalar olabileceği konusunda umudumu koruyorum.
Burduricus macerasının son aylarına girdiğim şu sıralar, daha önce bahsi geçen ve amaçlarımdan biri olan tanıtım filmi sona erdi. Yüksek kalitedeki formatları cd ler halinde resmi kurumlara, sivil toplum örgütlerine, yerel Tv kanallarına dağıtılacaktır. İngilizce versiyonuda en kısa zamanda hazır hale gelecek ve uluslararası tanıtım amaçlı kullanılacaktır.
Bu filmin hazırlanmasında büyük pay sahibi olan Sevgili Dostum Oral Sezen'e birde burada, huzurlarınızda teşekkür etmek isterim.
Aphanius Burduricus (Türkçe versiyon)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir