Akvaryum Canlılarının yumurtalarını dondurmak
Evet arkadaşlar size akrabamın başından geçen bir olayı anlatayım anneanneme dereden yakaladıgım gambusyalardan hediye etmiştim şişe içerisine koyup anneannemde onları bir kaba koymuş fakat bir tanesi içinde kalmış şişenin şişeyide geri su ile doldurup derin dondurucuya atmış geri suyu kullanmak için şişeyi almış tabi su erimiş bakımışki suda bir şeyler yüzüyor o da benim hediye ettigim gambusya balık çözüldükten sonra baya yaşadı taki evdeki küçük çocuklar çamaşır suyu dökene kadar....Söylemek istedigim şey şu bu yöntemi halen yumurta halindeki balıklara karideslere(yumurtalarına) bitkilere uygularsak sonuç ne olur acaba eger canlıya zararı dokunmazsa kargo olayı baya gelişir şoklayıp balık yumurtaları ve hassas bitkiler kargolanabilir acaba yanlışmı düşünüyorum günümüzden çok önce bir buzul çagı oldugu kesin eger bu yüzyıllar süren sogukluk balıklara bir şey yapmıyorsa bence buda bir şey yapmaz....tabi bu benim düşüncem görüşlerinizi bekliyorum..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Dünyanın pek çok yerinde, insanı fiziksel ölümsüzlüğe ulaştırmaya çalışan bilim adamları ve bu bilim adamlarının araştırmalarıyla ölümsüzlük düşüncesine inanmaya başlayan insanlar şimdiden pek çok kuruluşa dondurulmak üzere başvurmuş durumda.
İlk insan dondurma işlemini California Krioni Derneği gerçekleştirmiştir. Ocak 1967’de kanser yüzünden ölen ve California’lı bir bilim adamı olan James Bedford’un bedenine gliserin pompalandı, azar azar sıcaklık (-79) dereceye indirildi ve vücut sıvı nitrojen içeren özel bir saklama kabına kondu. (-196) derecede korunan vücut günümüzde de aynı yerde kalmaya devam etmektedir.
Bugüne kadar krioninin önündeki en büyük sorun zararsız diriltmenin olanaksızlığı olmuştur. En modern krioprotektörler kullanılsa bile vücut çözüldükten sonra hücrelerin % 10 kadarı zarar görmüş oluyor. Bu durumu düzeltme amacıyla düşünülen çözümlerden biri de moleküler nanorobotların kullanılmasıdır. Vücudun dışında bir bilgisayar tarafından kontrol edilecek olan bu robotların, hücrelerdeki bozulmaları tamir edip yeniden işlevsel hale getirmeleri beklenmektedir.
Nanorobotların yapılabileceği fikrini ilk ortaya atan 1959 Nobel Ödülü sahibi Richard Feynman’dır. Nanorobotlar, moleküler düzeyde ayrı ayrı atomları manipüle ederek canlı-cansız doğada yeni objeler yaratmaya, varolanları da değiştirmeye yararlar. Her yıl nanorobot araştırmalarına milyonlarca dolar harcanmaktadır. Bu araştırmalara başta NASA olmak üzere birçok şirket günümüzde de devam etmektedir.
Krioninin bu derece gündeme gelmesiyle, buna inanıp ölümsüzlüğe kavuşmak isteyen insanların sayısı her geçen gün artıyor. Amerikan Krioni Derneği’nin resmi verilerine göre son birkaç yılda Alcor Hayat Uzatma Kuruluşu, Krioni Derneği gibi krioniyle uğraşan şirketlerin dondurucularında 100’e yakın sayıda dondurulmuş vücut teslim edildi. Bazı söylentilere göre bu vücutlar arasında Walt Disney bile var. Vücutlarını dondurarak gelecekte yeniden yaşama dönmek isteyen krioni müşterileri, bu kuruluşlara daha hayattayken başvuruyorlar. Bu şirketlere başvuran insanların sayısı her yıl 200-250 civarı artmaktadır. Tahminlere göre dondurulmak üzere sırada bekleyen yaklaşık 1500 kişi var. Bu işlemlerin fiyatı 30 ile 150 bin dolar arasında değişmektedir. Bazı şirketler yalnızca beyni dondurmak gibi daha ucuz alternatifler sunmaktalar. Uzmanlara göre 2030 yılında krionin yıllık geliri 20-30 milyar dolara ulaşacak.
Dondurma işleminin bir başka boyutu ise psikolojik. Bu konudaki tüm sorunların çözümlendiğini, insan dondurma ve hasarsız çözülmenin gerçekleştiğini varsaydığımızda bile, ortaya çok farklı bir sorun çıkıyor. Yüzyıllar sonra gözlerini açan dondurulmuş bir insan; bilmediği bir zamanla ve belki de bilmediği bir yerle (eskiden yaşadığı ülke, savaş yada benzeri olumsuz etmenlerden dolayı yok olmuş olabilir) karşı karşıya kalacak ki bu onun kültürel bir şok yaşamasına neden olacaktır. O insanın belleği korunsa bile yeni hayatına başladığı gün, yanında tanıdığı kimseyi bulamayıp depresyona girecektir. Bu kişi, elinde resmi bir mal varlığı olmadan yeni bir hayata sıfırdan başlamak zorunda kalacak ve uyum güçlüğü çekecektir. Bu gibi sorunlarla karşılaşmak, yeniden yaşama başlamanın verdiği sevinci hepten alıp götürebilir. Günümüzde hala buna benzer konuların çözümüne ulaşılmamıştır.
Dondurularak ölümsüzlüğe kavuşmak, şimdi bir hayal gibi görünüyor. Bunun mümkün olamayacağını gösteren güçlü kanıtlara dayanarak bu işe kalkışmak, ölü bedenleri milyonlarca dolara çürütmekten başka birşey değildir. Araştırmalar kesin sonuç verene dek, ölümü tercih etmek en akıllıca seçilebilir yol gibi görünüyor.
Son yıllarda çoğu kriyobiyolog, anestezi edilmiş hayvanlardan alınan böbrek ve karaciğer gibi canlı organları dondurup eriterek eski haline döndürmek için çalışmaktadır. Ancak pek başarılı oldukları söylenemez. Canlılığını yitirmeyen organlar, mükemmel şartlarda ancak birkaç dakika dondurulanlardır. Bir saatten daha uzun bir süre dondurulan organlar ise hayâtîyetlerini yitirmişlerdir.
Balıklar soğuk kanlı canlılardır, yani beden sıcaklıklarını bizim gibi kontrol edemezler. Bu yüzden vücut sıcaklıklarının, içinde yaşadıkları suyun sıcaklığı ile aynı olması gerekir. Ayrıca suyun sıcaklığı da yaşama elverişli olmalıdır. Bu durumda akla kutuplardaki balıkların nasıl yaşadıkları sorusu gelecektir.
Kutuplardaki balıklar donmaya karşı çok farklı bir çözüme sahip olarak yaratılmışlardır. Kanlarındaki bir protein soğuk suda donmalarını engeller. Araba motorlarının donmasını engellemek için kullanılan 'antifriz'le aynı görevi yapan bu protein, balığın kanında milyonlarca yıldan beri üretilmektedir. İllinois Üniversitesi'nde görevli bilim adamları Antarktika'daki donmuş sularda yaşayan balıklara rastlamışlardır. Araştırmaları sırasında balıkların vücutlarında, vücut sıvılarının donmasını engelleyen bir kimyasal madde ile karşılaşmışlardır. Balığın DNA'sına ayrıntılı bilgisi kodlanmış olan bu çok özel protein, balığın vücudunu en soğuk sularda bile donmaya karşı korur. Olayın bir diğer ilginç yanı ise Kuzey Kutbu ile Güney Kutbu'nda yaşayan farklı balıklarda aynı antifriz proteinine rastlanmış olmasıdır. Bu yararlı doğal proteini ticari alanda kullanmak amacıyla Antifriz-Protein A.Ş adlı bir biyoteknoloji şirketi kuruldu. Şirketin amacı soğuğa bağlı hasarların önlenmesinde proteinin yeni bir yöntem olarak kullanıldığı çözümler geliştirmek.
Teknolojinin taklit etmeye çalıştığı antifriz maddesi balıkların vücudunda yaratıldıkları andan itibaren üretilmektedir. Bu madde nasıl ortaya çıkmıştır? Maddenin formülü kime aittir?
Donmayı engellemek amacı ile bir proteinin tasarlanması ve bu proteini üretecek mekanizmanın yaratılması üstün bir aklın ürünüdür. Şüphesiz bu aklın ve gücün sahibi herşeye hakim ve sonsuz bilgi sahibi olan Allah'tır.
KAYNAKLAR:
-ABD Ulusal Bilim Vakfı Haberleri-97/29
-Ulusal Bilimler Akademisi Tutanakları- 15 Nisan 1997
-http://www.afprotein.com/
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Acaba anneanne'niz suyu tam dondurmadan çıkarmış olabilirmi?
Şahsi düşüncem balığı ev şartlarında dondurduğumuz zaman, o balığı dediğiz gibi geri uyandıramayız.
Bilimsel şekilde ispatlayamam ama evimde beslediğim canlılar 20 C ve aşağısına dayanamazlar, heleki derindondurucuya hiç dayanamazlar.
Korkum bu yazıyı okuyupta kimse evinde deneme yapmaya kalkmaz inşaallah.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Televizyonlarda nezaman çok uç bazı kötü olaylar yaşansa ve bizlere gösterilse hemen ertesi benzer olaylar cereyan etmekte. (Konumuzla ilgili olmadığı için örnekleri yazmadım)
Acaba anneanne'niz suyu tam dondurmadan çıkarmış olabilirmi?
Yukarıdaki sorumun cevabı nedir?
Zaten su donmamış ise başlığı değiştirmenizi rica edecegim
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Televizyonlarda nezaman çok uç bazı kötü olaylar yaşansa ve bizlere gösterilse hemen ertesi benzer olaylar cereyan etmekte. (Konumuzla ilgili olmadığı için örnekleri yazmadım)
Acaba anneanne'niz suyu tam dondurmadan çıkarmış olabilirmi?
Yukarıdaki sorumun cevabı nedir?
Zaten su donmamış ise başlığı değiştirmenizi rica edecegim
[/QUOTE] Balık yumurtalarını dondurmanın nesi kötü anlamadım ama hatırıma geldi şişeyi içilecek su sogutmak için kullanıyodu zaten su çözüldügünde maşraba hafif saydam oldugundan farkedilmiş lütfen ben balıgı donduralım demiyorum eger balık dondurulacak olsa çok büyük form kaybı olur benim düşüncem strese girer ve ilk başta yaşasa dahi ölür...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ben sizin balığı donduralım demediğinizi anladım fakat sizin eski başlığın değiştirmeniz gerekiyordu zaten yapmışsınız.
Birde balığı dondurduğumuzda form kaybı olur, strese girer, başta yaşasa dahi ölür demişsiniz. Balık donduktan sonra yaşarmı sizce?
Verdiğiniz örnekteki balık çok dayanıklı bir balık ve suyu dondurmadan aldıklarını söylüyorsunuz.
Bu bizim için örnek teşkil etmemeli.
1. Başta ben ne yazdım? Örnek verdiğiniz balık hakkında birşeyler yazdım, soru sordum ve inşaallah kimse denemez dedim. Kötü birşey yazmadığımı düşünüyorum.
2. Cümleyi birkaç kere okudum ama anlayamadım?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ben sizin balığı donduralım demediğinizi anladım fakat sizin eski başlığın değiştirmeniz gerekiyordu zaten yapmışsınız.
Birde balığı dondurduğumuzda form kaybı olur, strese girer, başta yaşasa dahi ölür demişsiniz. Balık donduktan sonra yaşarmı sizce?
Verdiğiniz örnekteki balık çok dayanıklı bir balık ve suyu dondurmadan aldıklarını söylüyorsunuz.
Bu bizim için örnek teşkil etmemeli.
1. Başta ben ne yazdım? Örnek verdiğiniz balık hakkında birşeyler yazdım, soru sordum ve inşaallah kimse denemez dedim. Kötü birşey yazmadığımı düşünüyorum.
2. Cümleyi birkaç kere okudum ama anlayamadım?
[/QUOTE] Birbirimizin yazılarından pek birşey anlamıyormışız gibi görünüyor
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Benim anlayamadığım cümleniz yukarıdaki.
Acaba anlaşılamaması konusunda yanılıyormuyum
Siz ise benim verdiğim örneği anlamışsınız, buna sevindim.
Uzun lafın kısası evimizdeki hiçbir canlıyı dondurmamalıyız ve bu konuda örnek vermezsek (kurbağa örneği gibi) iyi olur. Tabi bu benim düşüncemdir. Konuyu kendi açımdan fazla uzatmak istemiyorum, dileğimi yazdım.
Hayırlı günler diliyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yazın havalar 36 dereceyi bulduğu bir zamanda lepistes yavrularımın küçük akvaryumu soğusun diye ufak bir kalıp buz atmıştım.Buz da bir lepistes yavrusu da buzun üstüne çıkmış ve orda donmuş.Ben öldü diye tam kepçeyi daldıracakken hareket etti ve çözüldüğünde yaşadı.Ama çok kısa bir süre içinde oldu bu olay.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir