Akvaryum hakkında yanlış bildiklerimiz
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2010 21:01
Bu konuyu açma sebebim birçok arkadaşımızın akvaryum hakkında yanlış bildikleri bazı şeylerin doğrusunu öğrenmeleridir.Bunların ilk olarak ben hava motoru ile başlatmak istiyorum.
TUNCAYKILIC 2010-03-24 21:03:08
Mesela hava motoru mecburen mi yoksa zevke kalmış birşey midir? Forumda en az haftada bir hava motorum çok ses yapıyor gece kapatabilirmiyim yada hava motorunu(filitreyi) kaç saat çalıştırmalıyım gibi konuları görmekten sıkıldım. Ve konuyu O2 suya sadece hava motoruyla değil yüzeyde oluşturulacak bir sürkilasyonla bu dış filitre,dalga motoru, iç filitreylede sağlanabilceğini ekleyerek başlatıyorum. Eksiklerim varsa diğer arkadaşlarında bilgilerini bizimle paylaşmalarını rica ediyorum.
Para paylaştıkça azalır sevgi ve bilgi paylaştıkça çoğalır. Saygılar..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2010 21:32
En çok cevap verdiğim yanlışlardan biri, "japon ve beta gibi balıkların ısıtıcıya ihtiyacı yoktur" düşüncesi.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2010 21:34
Alın size en büyük yanlışlardan biri.
Vatozlar ve çöpçüler balıkların pisliklerini yer.Onlar varsa temizliğe gerek yok.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2010 22:36
Doğru sump sistemlerde genelde hava motoru yok akvaryumdaki sirkülasyon yeterli oluyor...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2010 23:48
Bende mesela genelde hep balıkların ışığını gündüzleri akşama kadar yakar bi tek gece kapatırım.Bilmiyorum belki doğrudur :D :D
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 01:09
Bu konuya forumda değilde halk arasında sık sık karşılaştığım bir sorundan bahsedeyimEvimde akvaryum sayısı biraz fazla olunca görenlerin ilk birkaç soruları;
Akvaryumun suyunu tamamen nasıl boşaltıyorsun bakımı çok zor değilmi?,
Bunca akvaryum pis kokmuyormu?,
Su parası çok gelmiyormu?
Bu gibi sorularla aşırı derecede karşılaşıyorum ve anlatmaktan yoruldum
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 02:50
[QUOTE=TUNCAYKILIC]
Yani kısacası suya verilen hava kabarcıkları ne kadar ufak olur ise yada su içerisinde ne kadar uzun süre bekletilebilir ise o kadar fazla oksijen çözünmüş olur.. Hava taşı da bu amaçla kullanılır.. Hava kabarcıklarını küçültmek amacı ile...
Hava motorunuz yok ise yüzeye temas eden havadaki oksijeni bir şekilde suyun altına almak gerekir ki çözünebilsin... Aksi taktirde sadece su yüzeyine temas eden havanın suya oksijen katması zordur... Bunun için de yüzeyi hareketlendirmek lazım.. Su yüzeyi ne kadar hareketli olur ise o kadar çok oksijen çözünmesi sağlanır... Ancak unutmayınız ki yüzey hareketinde su çalkalanmadığı ve suyun altına hava kabarcıkalrı geçmediği sürece suya çok zor oksijen kazandırılır.. Bu açıdan yüzey hereketinde dalgalanma yaratmaya dikkat edilmelidir...
Bir başka alternatif ise iç filtrenin difüzörüdür.. Difüzör su dışından çektiği havayı filtrenin üflediği su şiddeti sayesinde parçalayarak ufak kabarcıklar halinde akvaryuma gönderir. Bu da hava taşının yaptığı işi yapmasını sağlar ve ufak kabarcıkalr sayesinde su da daha fazla oksijen çözünmüş olur...
Başka alternatiflerde vardır... Misal şelale filtreler... Su dökülürken bolca oksijen kazanır... Başka alternatif ise dış filtrenizin su çıkışına takılacak delikli borulardır... İsterseniz su dışından şelale gibi dökülesii sağlayın isterseniz su içerisinden yüzeye doğru verip yüzey hareketi sağlayın...
Tuncay Bey'in verdiği bilgiyi biraz daha açarak anlatmaya çalıştım. Umarım anlaşılır olmuştur...
CaN_BaKıR 2010-03-25 02:51:00
Ve konuyu O2 suya sadece hava motoruyla değil yüzeyde oluşturulacak bir sürkilasyonla bu dış filitre,dalga motoru, iç filitreylede sağlanabilceğini ekleyerek başlatıyorum.[/QUOTE]
Aslında yukarıdaki bilgi doğrudur ama tam olarak "hava motoru olmadığında nasıl oksijen sağlanır"a cevaptır bu bilgi.
Fakat oksijeni hava motoru değilde sanki hava kabarcıklarının yüzeyde yarattığı dalgalanma suya karıştırıyormuş gibi anlaşılır olmuş..
Durum şöyledir... hava motorunun verdiği hava su içerinde ne kadar uzun süre bekler ise yada ne kadar ufak kabarcıklara sahip olur ise o kadar çok oksijen çözünmüş olur. Tabiki doyma noktasına kadar... Suyunda oksijene bir doyma noktası vardır ve bu suyun ısısına göre değişim gösterir... Soğuk suda daha fazla oksijen çözünürken su ısındıkça çözünebilecek oksijen miktarı düşer...
Bu sebeptendir ki soğuk su balıkları oksijenin birazcık azalması ile su yüzeyine çıkıverirler... Misal bütün balıklar gayet normal dolaşırken aynı tankta japon balığına oksijen yetersiz gelebilir... Ve su yüzeyine çıkarlar.. Bunun sebebi de aslında havadan oksijen almak değil yüzeye yaklaştıkça çözünen oksijen miktarının artış göstermesidir...
Aslında yukarıdaki bilgi doğrudur ama tam olarak "hava motoru olmadığında nasıl oksijen sağlanır"a cevaptır bu bilgi.
Fakat oksijeni hava motoru değilde sanki hava kabarcıklarının yüzeyde yarattığı dalgalanma suya karıştırıyormuş gibi anlaşılır olmuş..
Durum şöyledir... hava motorunun verdiği hava su içerinde ne kadar uzun süre bekler ise yada ne kadar ufak kabarcıklara sahip olur ise o kadar çok oksijen çözünmüş olur. Tabiki doyma noktasına kadar... Suyunda oksijene bir doyma noktası vardır ve bu suyun ısısına göre değişim gösterir... Soğuk suda daha fazla oksijen çözünürken su ısındıkça çözünebilecek oksijen miktarı düşer...
Bu sebeptendir ki soğuk su balıkları oksijenin birazcık azalması ile su yüzeyine çıkıverirler... Misal bütün balıklar gayet normal dolaşırken aynı tankta japon balığına oksijen yetersiz gelebilir... Ve su yüzeyine çıkarlar.. Bunun sebebi de aslında havadan oksijen almak değil yüzeye yaklaştıkça çözünen oksijen miktarının artış göstermesidir...
Yani kısacası suya verilen hava kabarcıkları ne kadar ufak olur ise yada su içerisinde ne kadar uzun süre bekletilebilir ise o kadar fazla oksijen çözünmüş olur.. Hava taşı da bu amaçla kullanılır.. Hava kabarcıklarını küçültmek amacı ile...
Hava motorunuz yok ise yüzeye temas eden havadaki oksijeni bir şekilde suyun altına almak gerekir ki çözünebilsin... Aksi taktirde sadece su yüzeyine temas eden havanın suya oksijen katması zordur... Bunun için de yüzeyi hareketlendirmek lazım.. Su yüzeyi ne kadar hareketli olur ise o kadar çok oksijen çözünmesi sağlanır... Ancak unutmayınız ki yüzey hareketinde su çalkalanmadığı ve suyun altına hava kabarcıkalrı geçmediği sürece suya çok zor oksijen kazandırılır.. Bu açıdan yüzey hereketinde dalgalanma yaratmaya dikkat edilmelidir...
Bir başka alternatif ise iç filtrenin difüzörüdür.. Difüzör su dışından çektiği havayı filtrenin üflediği su şiddeti sayesinde parçalayarak ufak kabarcıklar halinde akvaryuma gönderir. Bu da hava taşının yaptığı işi yapmasını sağlar ve ufak kabarcıkalr sayesinde su da daha fazla oksijen çözünmüş olur...
Başka alternatiflerde vardır... Misal şelale filtreler... Su dökülürken bolca oksijen kazanır... Başka alternatif ise dış filtrenizin su çıkışına takılacak delikli borulardır... İsterseniz su dışından şelale gibi dökülesii sağlayın isterseniz su içerisinden yüzeye doğru verip yüzey hareketi sağlayın...
Tuncay Bey'in verdiği bilgiyi biraz daha açarak anlatmaya çalıştım. Umarım anlaşılır olmuştur...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 03:16
***Akvaryumda komple su değişimi ASLA olmaz.
Su değişiminin sıklığı tankın litresine, tankda hastalık durumuna ve alg sorununa göre sıklık ve % değeri değişebilir.
Hatta bazı durumlarda akvaryumdaki şartlara göre su değişimi hiç olmayıp sadece buharlaşan su eklemesi bile olabilir.
***Her su değişiminden sonra Metilen mavisi DAMLATILMAZ. Hastalık olmayan tanka metilen mavisi damlatılması tanktaki zararlı bakterilerin yanı sıra yararlı bakterileri de öldürüp biyolojik dengeyi bozar. Şayet hasta bir balın varsa ve metilen mavisi yahut benzeri ilaç kullanılacaksa bu ilaç tüm tanka değil, ayrı bir karantina tankında hasta balığa yahut balıklara uygulanır.
*** Tankın boyu arttıkça, yani uzunluğu arttıkça cam kalınlığıda ARTMAZ.
Cam kalınlığı akvaryumun yüksekliği ile ilgilidir. Dilerseniz 50 cm dilerseniz 200 cm tank boyu yapın şayet ikisininde yüksekliği aynı ise ikisine de aynı kalınlıkta cam kullanılır. Yanlız tek fark tank boyu uzadığında camlarda esneme olabileceğinden kayıt ve kuşak atılması gerekir.
Şimdilik aklıma bu kadar geldi, aklıma geldikçe yazarım artık
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 03:51
[QUOTE=EFENDİ]*** Tankın boyu arttıkça, yani uzunluğu arttıkça cam kalınlığıda ARTMAZ.
Cam kalınlığı akvaryumun yüksekliği ile ilgilidir. Dilerseniz 50 cm dilerseniz 200 cm tank boyu yapın şayet ikisininde yüksekliği aynı ise ikisine de aynı kalınlıkta cam kullanılır. Yanlız tek fark tank boyu uzadığında camlarda esneme olabileceğinden kayıt ve kuşak atılması gerekir.[/QUOTE]
50*35*43h ölçülerinde bir akvaryum 4 mm camdan olur... (Elimde iki tane bu ölçülerde 4mm hazır akvaryum var o yüzden bu ölçüleri verdim)
200*35*43h akvaryumu 4 mm camdan yapın bakalım ne olacak... İster kayıt-kuşak atın isterseniz kemer takın kurdela bağlayın o akvaryum patlar
Yani kısacası bu yanlış bir bilgidir.. Hacim ve camlara uygulanan basınç arttıkça cam kalınlığı artar demek daha doğru olur... Bu durumda da akvaryumun boyunun da cam kalınlığına etkisi vardır...
Saygılar...
50*35*43h ölçülerinde bir akvaryum 4 mm camdan olur... (Elimde iki tane bu ölçülerde 4mm hazır akvaryum var o yüzden bu ölçüleri verdim)
200*35*43h akvaryumu 4 mm camdan yapın bakalım ne olacak... İster kayıt-kuşak atın isterseniz kemer takın kurdela bağlayın o akvaryum patlar
Yani kısacası bu yanlış bir bilgidir.. Hacim ve camlara uygulanan basınç arttıkça cam kalınlığı artar demek daha doğru olur... Bu durumda da akvaryumun boyunun da cam kalınlığına etkisi vardır...
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 04:06
[QUOTE=CaN_BaKıR] [QUOTE=EFENDİ]*** Tankın boyu arttıkça, yani uzunluğu arttıkça cam kalınlığıda ARTMAZ.
[/QUOTE]
EFENDİ 2010-03-25 04:07:48
Cam kalınlığı akvaryumun yüksekliği ile ilgilidir. Dilerseniz 50 cm dilerseniz 200 cm tank boyu yapın şayet ikisininde yüksekliği aynı ise ikisine de aynı kalınlıkta cam kullanılır. Yanlız tek fark tank boyu uzadığında camlarda esneme olabileceğinden kayıt ve kuşak atılması gerekir.[/QUOTE]
50*35*43h ölçülerinde bir akvaryum 4 mm camdan olur... (Elimde iki tane bu ölçülerde 4mm hazır akvaryum var o yüzden bu ölçüleri verdim)
200*35*43h akvaryumu 4 mm camdan yapın bakalım ne olacak... İster kayıt-kuşak atın isterseniz kemer takın kurdela bağlayın o akvaryum patlar
Yani kısacası bu yanlış bir bilgidir.. Hacim ve camlara uygulanan basınç arttıkça cam kalınlığı artar demek daha doğru olur... Bu durumda da akvaryumun boyunun da cam kalınlığına etkisi vardır...
Saygılar...
50*35*43h ölçülerinde bir akvaryum 4 mm camdan olur... (Elimde iki tane bu ölçülerde 4mm hazır akvaryum var o yüzden bu ölçüleri verdim)
200*35*43h akvaryumu 4 mm camdan yapın bakalım ne olacak... İster kayıt-kuşak atın isterseniz kemer takın kurdela bağlayın o akvaryum patlar
Yani kısacası bu yanlış bir bilgidir.. Hacim ve camlara uygulanan basınç arttıkça cam kalınlığı artar demek daha doğru olur... Bu durumda da akvaryumun boyunun da cam kalınlığına etkisi vardır...
Saygılar...
[/QUOTE]
Can bey, buyrun deneyin, patlaycakmı
Uzunluk arttığında su, cam yüzeylerine halen eşit basınç yapılıyor olur ancak camın boyu uzadıkça esnemesi artar, nasılki 9 mm çapındaki bir inşaat demirinden 10 cm lik bir parçarı elimizle bükemezken 4 metrelik 9 mm çaplı demir ortasından tutup kaldırınca bile esneme yapıyorsa camda aynı esnemeyi yapar. Ama esneme katsayısı çok olmadığından kırılır. Kayıt kuşak atılırsa bir sorun yaşanmaz. Değil 200 cm 400 cm olsa bile kaliteli bir kayıt kuşakla sorun yaşamazsınız. Ancak değişen tek şey mesafe uzadıkşa kayıt kuşağı attığınız camın kalınlığını arttırmalısınız ki camın basınçla esnemesini engelleyebilecek mukavemete sahip olsun
Ayrıca 43 h a da 4 mm yapmayıverin canım o zaten patlama riski taşıyor bence 6 mm tavsiye ediyorum ben 40 cm üstüne
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 04:28
[QUOTE=EFENDİ][QUOTE=CaN_BaKıR] [QUOTE=EFENDİ]*** Tankın boyu arttıkça, yani uzunluğu arttıkça cam kalınlığıda ARTMAZ.
[/QUOTE]
İçine az miktar hava üflenmiş bir balona iğne batırırsanız deliğin açıldığı yerden havayı dışarı üfleyerek söner... İyice şişirilmiş gergin bir balona iğne batırırsanız pat diye patlar...
4 mm camdan yapılmış 2 metre akvaryuma 2 cm kalınlığında cam ile kayıt kuşak attınız ve tepeleme doldurmanıza rağmen patlamadı diyelim... Fakat gözümde aynen gergin şişirilmiş balona benziyor bu akvaryum. Akvaryuma kazayla sert bir cisim ile hafifçe bile çarpsanız o cam orta yerinden çatlayarak kırılabilir...
Yani patlamayacak olsa bile patlamayacağı anlamına gelmez. Ve forumda bu tip bir bilgi vermek yeni başlayanların "olabilirmiş bak" diyerek riske girmelerine neden olabilir... Risk almaya deymez.. Zaten bu hobi aslında ilk bakışta görülmese dahi ölümcül birçok risk bile taşımakta... Bu hobi yüzünden ölen insanlar biliyorum... Sonuç olarak en basitinden elektrik ve su bir araya geliyor... Riskleri arttırmamak en güzeli
Saygılar...
CaN_BaKıR 2010-03-25 04:29:36
Cam kalınlığı akvaryumun yüksekliği ile ilgilidir. Dilerseniz 50 cm dilerseniz 200 cm tank boyu yapın şayet ikisininde yüksekliği aynı ise ikisine de aynı kalınlıkta cam kullanılır. Yanlız tek fark tank boyu uzadığında camlarda esneme olabileceğinden kayıt ve kuşak atılması gerekir.[/QUOTE]
50*35*43h ölçülerinde bir akvaryum 4 mm camdan olur... (Elimde iki tane bu ölçülerde 4mm hazır akvaryum var o yüzden bu ölçüleri verdim)
200*35*43h akvaryumu 4 mm camdan yapın bakalım ne olacak... İster kayıt-kuşak atın isterseniz kemer takın kurdela bağlayın o akvaryum patlar
Yani kısacası bu yanlış bir bilgidir.. Hacim ve camlara uygulanan basınç arttıkça cam kalınlığı artar demek daha doğru olur... Bu durumda da akvaryumun boyunun da cam kalınlığına etkisi vardır...
Saygılar...
50*35*43h ölçülerinde bir akvaryum 4 mm camdan olur... (Elimde iki tane bu ölçülerde 4mm hazır akvaryum var o yüzden bu ölçüleri verdim)
200*35*43h akvaryumu 4 mm camdan yapın bakalım ne olacak... İster kayıt-kuşak atın isterseniz kemer takın kurdela bağlayın o akvaryum patlar
Yani kısacası bu yanlış bir bilgidir.. Hacim ve camlara uygulanan basınç arttıkça cam kalınlığı artar demek daha doğru olur... Bu durumda da akvaryumun boyunun da cam kalınlığına etkisi vardır...
Saygılar...
[/QUOTE]
Can bey, buyrun deneyin, patlaycakmı
Uzunluk arttığında su, cam yüzeylerine halen eşit basınç yapılıyor olur ancak camın boyu uzadıkça esnemesi artar, nasılki 9 mm çapındaki bir inşaat demirinden 10 cm lik bir parçarı elimizle bükemezken 4 metrelik 9 mm çaplı demir ortasından tutup kaldırınca bile esneme yapıyorsa camda aynı esnemeyi yapar. Ama esneme katsayısı çok olmadığından kırılır. Kayıt kuşak atılırsa bir sorun yaşanmaz. Değil 200 cm 400 cm olsa bile kaliteli bir kayıt kuşakla sorun yaşamazsınız. Ancak değişen tek şey mesafe uzadıkşa kayıt kuşağı attığınız camın kalınlığını arttırmalısınız ki camın basınçla esnemesini engelleyebilecek mukavemete sahip olsun
Ayrıca 43 h a da 4 mm yapmayıverin canım o zaten patlama riski taşıyor bence 6 mm tavsiye ediyorum ben 40 cm üstüne
[/QUOTE]İçine az miktar hava üflenmiş bir balona iğne batırırsanız deliğin açıldığı yerden havayı dışarı üfleyerek söner... İyice şişirilmiş gergin bir balona iğne batırırsanız pat diye patlar...
4 mm camdan yapılmış 2 metre akvaryuma 2 cm kalınlığında cam ile kayıt kuşak attınız ve tepeleme doldurmanıza rağmen patlamadı diyelim... Fakat gözümde aynen gergin şişirilmiş balona benziyor bu akvaryum. Akvaryuma kazayla sert bir cisim ile hafifçe bile çarpsanız o cam orta yerinden çatlayarak kırılabilir...
Yani patlamayacak olsa bile patlamayacağı anlamına gelmez. Ve forumda bu tip bir bilgi vermek yeni başlayanların "olabilirmiş bak" diyerek riske girmelerine neden olabilir... Risk almaya deymez.. Zaten bu hobi aslında ilk bakışta görülmese dahi ölümcül birçok risk bile taşımakta... Bu hobi yüzünden ölen insanlar biliyorum... Sonuç olarak en basitinden elektrik ve su bir araya geliyor... Riskleri arttırmamak en güzeli
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 04:39
Elbette haklısınız Can bey, ama biz bu konuyu çok uzun süre ve sayfalarca tartıştık, en son Refet ( Bjkalley) Bilimsel bir açıklama yazmıştı Ancak o zaman durduk. Evet patlamaz ama boyuttan ötürü biraz daha fazla esneme olabileceğini söyleyelim o zaman, tıpkı sızın dediğiniz gibi patlamaya daha meyilli olur, yani bir darbe karşısında kısa boyda olan, az hacimde suya sahip olan sızıntı yaparken fazla hacime sahip olan yani uzun olan tank daha büyük bir kırılmaya neden olabilir diyip tatlıya bağlayalım. Ama yineliyorum Patlama olmaz
***İç-Dış filtreler yanlızca sabah siz uyanıkken ÇALIŞTIRILMAZ.
EFENDİ 2010-03-25 04:50:07
Yeni başlayıp tank yapmak isteyen arkadaşlar için Not : Ek olarak, daha önce hiç tank yapmamış kişilere 75 cm den daha uzun tank yapmalarını önermiyorum. Sonuçta bu iş deneyimlede alakalı. Şahsen ilk yaptığım tankım 35*35*35 küptü, sorunsuzca deneyim edindim, sonrakisi 75 cm idi. Zaten zamanla deneyimle anlayabilirsiniz camın yüksek basınç altındamı yoksa değilmi olduğunu .
Saygılar...
Doğru bilinen yanlışlara bir eklenti daha !
***İç-Dış filtreler yanlızca sabah siz uyanıkken ÇALIŞTIRILMAZ.
Filtreleriniz 24 saat çalışmalıdır, bunun sebebi su içerisindeki yararlı bakterilerin oksijenli solunum yapmalarıdır. Bağlantısına gelince, iç filtreler yahut dış filtreler gerek suya hava verebilen hava eklentileriyle, gerekse su yüzeyini dalgalandırmalarıyla suda oksijen çözünmesini sağlarlar, ve bu çözünmüş oksijen hem balıklarınız hem yararlı bakterileriniz ve şayet bitkili tank ise bitkileriniz tarafından da kullanılır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 21:33
Alın benden bir tane daha akvaryumlarının dış filitrelerinde yada sumplarında zeolit yada karbon kullananlar akvaryuma tuz eklerken çok dikkatli olmalıdırlar özellikle karbonu filitrede uzunsüre tutmak çok yanlıştır belli bir süre sonra yani karbon yada zeolit doyduktan sonra filitreden çıkarılmazsa geri salınım yapıyorlar hatırlatayım tuz eklerkende aynı şey oluyor diye biliyorum yanlışım varsa düzeltin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2010 21:51
[QUOTE=TUNCAYKILIC] Bu konuyu açma sebebim birçok arkadaşımızın akvaryum hakkında yanlış bildikleri bazı şeylerin doğrusunu öğrenmeleridir.Bunların ilk olarak ben hava motoru ile başlatmak istiyorum.
Mesela hava motoru mecburen mi yoksa zevke kalmış birşey midir? Forumda en az haftada bir hava motorum çok ses yapıyor gece kapatabilirmiyim yada hava motorunu(filitreyi) kaç saat çalıştırmalıyım gibi konuları görmekten sıkıldım.
...........
Para paylaştıkça azalır sevgi ve bilgi paylaştıkça çoğalır. Saygılar..
[/QUOTE]
Forumda en az haftada bir benzer konunun açılması maalesef üyelerin Arama özelliğini çok fazla kullanmamasından kaynaklanıyor. Bahsettiğiniz konu uzun zamandır iğneli olarak forumda mevcut zaten:
Açtığınız konuyu En Faydalı Tartışmalar'a taşıyorum. Umarım doğru bildiğimiz yanlışların azalmasına katkı sağlar.
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir