Akvaryumun insan hayatına etkisi
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2011 10:49
Dünya üzerinde gerçek duygularımızı ifade etme gücünü hiçbir zaman yakalayamayız. Bir an düşündüğümüz bir olguyu, karşımızdaki insana ifade edişimiz ne kadar profesyonel olsa da, o insanın o olguyu bizim tasvir ettiğimiz gibi algılaması için kendimiz gibi olması gerekir.
Akvaryum hobiciliğiyıllar yılı çağ atlayarak gelişmiştir.
Akvaryum hobiciliği
Fanusta Japon balığıyla başlayan bu macera çoğu hobici için yılların sonunda profesyonel akvaryum bakımı ve balık beslemeye kadar gider. Araştırarak, izleyerek, merak ederek kendilerini geliştirirler. Su altındaki bu efsanevi yaşamın evlerimizde olması her açıdan
Akvaryum içindeki ekolojik denge ve insanın kendi çabasıyla kurduğu ekosistem, hayatına direkt olarak etki eder. Huzurlu bir ailesi, düzenli bir işi ve kargaşa içinde olmayan bir hayatı sürdüren akvaristler kendi kişilikleri gibi hassas ve huzur isteyen Discus’ları
Akvaryum içindeki bu hiyerarşi de öyle bir insanın tüm stresini almaya yeterlidir. Balıklarını seyrettikçe bu duyguları yaşayan, sadece bir canlıyı beslemek ve bakmak için değil de, her açıdan onların yaşamlarını keşfetmeye çalışıp uğraşan hobiciler için evimizdeki ya da işyerlerimizdeki akvaryumlarımızın bakımlarını yapmak, angarya bir iş olmaktan çıkıp, zevkli bir uğraşa bürünür.
Yazmış olduğum bu denemenin ana düşüncesini birebir yaşadım. 2006 yılının sonuna kadar 3-4 yıl boyunca Malawi Cichlidleri besliyordum. Tekdüzelik çerçevesinde sürdürdüğüm bir hayatım vardı. Balıklarımda her zaman ürüyor, bölgelerini koruyor ve yeri geldiğindesosyal davranışları olan alan kavgalarını yapıyorlardı. 2006’nın son zamanları, yaşamımın en çöküşe geçtiği günlerdi. Uzun yıllar süren birlikteliğim sona ermişti, ayrıca ailemle de ilişkilerimiz yolunda gitmiyordu. Tüm bu olumsuzluklar işime de negatif yansıdı. Akşam eve geldiğim her zaman, balıklarımın yersiz koşuşturmaları beni daha da huzursuzluğa itti. Labidochromis Caerelus ve Iodotropheus Sprengerae’lerimden vazgeçip bir Frontosa Burundi kolonisi satın aldım. Tanganyika Gölü’nün en eşsiz canlısı, ihtişam simgesi, asil bir balık. Asalet içindeki cool yüzüşü, her daim soğukkanlılığı ve güçlülüğü, yaşamın olumsuz koşullarına kafasını takmazcasına kendi hayatını yaşayışı, beni güne döndürüp ayakta kalmamı sağlayan etkenlerden biri olmuştu. Akvaryumların ve balıkların, insan hayatına bir hobiden öte bu kadar yoğun bir etkisi olduğunu o zaman anlamıştım.
Yazmış olduğum bu denemenin ana düşüncesini birebir yaşadım. 2006 yılının sonuna kadar 3-4 yıl boyunca Malawi Cichlidleri besliyordum. Tekdüzelik çerçevesinde sürdürdüğüm bir hayatım vardı. Balıklarımda her zaman ürüyor, bölgelerini koruyor ve yeri geldiğinde
Bilinçli olarak bu uğraşı sürdürdüğümüz takdirde, bu güzelliklerden kim zevk almaz ki? Tanganyika Cichlid’lerinin farklı sosyal davranışlarını ele aldığımızda ortaya ağzımızı açık bırakacak nitelikte güzellikler çıktığını görürüz. Kendi yuvalarını yapmaları, içgüdüsel olarak ebeveynlik yapmaları, yavrularını koruyup bakımlarını üstlenmeleri, hatta eski batın yavruların yeni kardeşlerine yardımcı olmaları. Bunlar eşsiz su altı güzellikleridir. Evlerimizde ve/veya işyerlerimizde kurduğumuz tanklarda bu olaylardan herhangi birine bile tanık olmak balıklarımıza olan ilgimizi daha da perçinler. Amerikan Cichlidleri’nden Cichlasoma Nigrofasciatum’lar bugün akvaryum hobisinde popülerliklerini büyük ölçüde yitirmişlerdir ama onların çocuklarına gösterdiği özeni gördüğünüzde parmaklarınızı ısırırsınız. Size çok samimi söylüyorum, günlük hayatta karşılaştığım bazı insanların kendi balıklarım kadar bile karakter sahibi olduklarını düşünmüyorum.
Biyolog John McKaye’in Nikaragua Gölü’nde yaptığı gözlemlerden oluşan dayanışma stratejilerini sunduğu birçok denemesi vardır. Ayrıca bir Davranışbilimci ve Cichlid hayranı bir akvarist olan Avusturya’lı Konrad Lorenz’in 1994’te kendi adını vererek Viyana’da kurduğu ‘’Konrad Lorenz Vakfı’’nda Cichlid’lerle ilgili araştırmaları her daim devam etmektedir. Akvaryum Dünyasında doğallığa ve biyotopluğa çok şey armağan etmiş olan Ad Konings’in de bir sürü katkısı mevcuttur. Onun eserleri, Dünya’da ki birçok hobicinin kendisini geliştirmesine yardımcı olmuştur. Bu tip yayın organları; bizim sevgili balıklarımızın da köpekler ya da kediler kadar olmasa daevrim ve gelişmişlik sahibi olduklarının kanıtıdır. Günümüzde halen tahmini olarak keşfedilmeyi bekleyen 100’ün üzerinde Malawi Cichlid türü vardır.
Biyolog John McKaye’in Nikaragua Gölü’nde yaptığı gözlemlerden oluşan dayanışma stratejilerini sunduğu birçok denemesi vardır. Ayrıca bir Davranışbilimci ve Cichlid hayranı bir akvarist olan Avusturya’lı Konrad Lorenz’in 1994’te kendi adını vererek Viyana’da kurduğu ‘’Konrad Lorenz Vakfı’’nda Cichlid’lerle ilgili araştırmaları her daim devam etmektedir. Akvaryum Dünyasında doğallığa ve biyotopluğa çok şey armağan etmiş olan Ad Konings’in de bir sürü katkısı mevcuttur. Onun eserleri, Dünya’da ki birçok hobicinin kendisini geliştirmesine yardımcı olmuştur. Bu tip yayın organları; bizim sevgili balıklarımızın da köpekler ya da kediler kadar olmasa da
Tanganyika Gölü’nün geçmişte tanık olduğu savaşlar yüzünden zarar gören bölgelerinde şu an hala incelenmemiş çoğu yeri bulunmaktadır. Ayrıca hemen hemen her sene mutlaka TV’de ve/veya basında görürüz; yeni deniz canlısı türlerinin keşfedildiğinin haberlerini.
70’li yıllardan bu yana gelişen akvaryum hobiciliği ve akvaryum balıklarının hayatımıza yaptığı etki, bence önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Yeter ki bu uğraşı bilinçli bir şekilde sürdürmeye gayret edelim ve paylaşalım.
70’li yıllardan bu yana gelişen akvaryum hobiciliği ve akvaryum balıklarının hayatımıza yaptığı etki, bence önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Yeter ki bu uğraşı bilinçli bir şekilde sürdürmeye gayret edelim ve paylaşalım.
Herkese sağlıklı akvaryumlar ve sağlıklı hayatlar dilerim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2011 19:22
Akvaryum ile uğraşmak,ona zaman ayırmak insanı birçok kötü alışkanlıktan uzaklaştırmaya yetiyor.Beyni dinlendirmeside; sakin,uyumlu, sorun çıkarmayan bir yapıya sürüklüyor insanı. Merhamet duygularını körüklüyor, sorumluluklarını hatırlatıyor.Elindeki dengeyi yönetme imkanı sunuyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2011 20:08
Selam,akvaryum ve balıklar benim için en uzman ''terapist''tir,huzur verir!Yıllardır tv seyretmiyorum dersem sanırım çok fazla şey anlatmış olurum!
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2011 20:20
Bende uzun zamandır televizyon seyretmiyorum.Akvaryumu seyretmek insana huzur veriyor.Hem televizyon gibi sürekli cinselliği çağrıştıran kötü örneklerle dolu değil.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2011 23:02
Bende de su değişim zamanları bel ağrısı yapıyor Bu da hem gerçek, hem de işin esprisi. Şu balıklarla tanıştım tanışalı forum sayesinde insanlarlada tanıştım. Bundanda mutluyum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Nisan 2011 18:08
Gökhan tebrikler bende daha önce aynı konuyu ele aldım.
Sana bir tavsiyem olacak konunun okunması için parağraflar kullanarak yazarsan hem göz yormaz hem yazıyı takip etmesi kolay olur ve daha derli toplu görünür.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Nisan 2011 15:29
Valla arkadaslar aynı bende sizler gibi düşünüyorum.. Ben akvaryuma sevdasına kapılmadan önce her gün çarşıya çıkardım kahvede oyun oynardım ama 5 6 aydır bu güzellikle ilgileniyorum şimdi ise sadece pazar günleri oda öğleden sonra dışarı cıkıyorum onlar bana huzur ve mutluluk veriyor başka bir sey soylemeye gerek yok arkadaslar.....
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Nisan 2011 15:59
Akvaryum sevdası insanı başka alemlere götürür.senin akvaryumun la ve balıkların la neler paylastığını kimse bilemez. çoğu zaman kendimizden ailemizden fazla zaman ayırırız onlara.
sayesinde bilgisayara da bağımlı hale geldik sürekli forumu takip etmek için.
artı olarak ta bir çok insan tanıdık iyi ve kötü.
ama yinede bambaşka bir dünya..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Nisan 2011 17:48
Bu hobiyle uğraşmaya başladığımdan beri hiç kahveye gitmedim, onlarla uğraşmanın benim yorgunluğumu aldığı tabiki tartışılmaz ama bu arada galiba arkadaşlarımla da görüşemiyorum doğru dürüst. Bunun çoğu arkadaşta olduğunu biliyorum sağlığımıza faydası olduğu gibi tabiki genel bir bel sorunu da oluyor galiba.wildmalawi 2011-04-13 17:52:13
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Nisan 2011 22:50
Bana kötü etkisi oldu dersler kötü gitti.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir