Alkol ve nitrat
Arkadaşlar selam
Akvaryumlardaki en büyük problemlerimimiz suyu dengeleyebilmek ve bu probleminde en önemli Azot döngüsü yani balıklarımızın büyümesini engelleyen hatta öldüren nitrat döngüsü.Nitrat döngüsünün doğada ve akvaryumlarımızdaki en zor aşaması ise no3(nitrat) ın n2 ye yani azot gazına dönüşmesidir.Çünkü bu aşamada yani denitrifikasyonda anaaerobik bakteriler(Oksijensiz solunum) görev alır.bu bakteriler enerji kaynağı olarak etil alkol kullanır.Etil alkol Azot döngüsü sırasında zaten meydana gelmektedir fakat anaaerobik bakterilerin kolonileşmesini hızlandırmak için dışarıdan etil alkol ilavesi yapılabilir.Fakat bu ilave sırasında farklı bileşikler açığa çıkabilir.
Benim düşüncem belirli aralıklarda akvaryumumuza etil alkol ilave edebiliriz.Bunu votkadan fazlaca temin edebiliriz.Hem balıklarımızıda bu sayede mutlu etmiş oluruz
Bu konu hakkında yorumlarınızı bekliyorum.Bayramınızı kutlarım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Sevgili Kutay bey
Zaten Ph'ı 6-7 arasınada tutabilmek Ülkemiz şartları için oldukça zor.Bunun için bi noktada illaki R/O(Reverse Osmosis) ihtiyaç duyuluyor.Fakat ben Özellikle Tanganyika balıklar için bu dengeyi sağlamaya çalışıyorum ki burda istediğim Ph 8,5 civarı.Söylediğiniz doğru Azotobakterler Ph 7 nin altında iyi çalışıyorlar.Yani asidik koşullarda fakat PH 'ın bazik olduğu koşullarda,altivitelerinde düşme oluşuyor.
Tabili balıkların kafasına alkol ekleyelim demiyorum, fakat yeni kurduğumuz tanklarda veya su değişimlerinde bellirli miktarlarda etil alkol eklersek nitrat döngüsüne yararımız olabilir diye düşünüyorum.
Ne dersiniz??
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Sonucta bu bakterilerin aktivitelerinin devamını sağlamak için pH değeri asidik bölgede olmalıdır. Anlık alkol eklenmesi pH değerinde ani değişime yol açar ve ekleyeceğiniz miktara göre değişir. Bakteriler için kısa bir süre uygun olur. Ancak balıklarınıza etkisi nasıl yansır hiç bilemiyorum.Bunun yanında bu bakterilerin üremesi için suyunuzun uzun süre asidik kalması gerekir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Merhaba arkadaşlar,
Başka bir sitede (deniz akvaryumculuğu deep n blue) bu konuya oldukça yer verilmiş, votka yöntemi, başarılı bence büyük hacimli tatlı su tanklarındada mutlaka kullanılmalı.
ALINTIDIR :
Tekrar herkeze merhabalar.Sizlere Almanyadaki önemli bir akvaryum dergisi olan(Der Meerwasser Aquarıaner) dan tercüme etmeye çalışacagım.Yıllardır biz akvaryumda balıkların ve mercanların daha iyi bir ortamda gelişmesini saglamak istiyoruz ve bunlara araştırmalar sonucu bulunan yeni teknikler özellikle nitrat ve fosfatı azaltmalarıdır.Yıllardan beri uygulanan sistem nitrat filitresiyle nitratı azaltması kullanıldı. Daha sonra sülfirikasit nitrat filitresi kullanıldı.Bunların temel amacı teknikle sülfirikasit filitresi autotrople denitrifikasyonla yani güneş ışıgını kullanmadan fakat enerjisini sülfirikasittin oxiside olmasından alarak yapmasıdır,fakat sonucunda kalsiyum problemi ve karbonatsertligi probleminin ortaya çıkmasıyla sonuçlanıyor.Bu yüzden almanlar alternatif sistemler aramaya başlamışlar fakat dış filitresiz.Başlangıçta balla denemişler fakat balarıcı içinde bulunan asiti karbonla degil aynı zamanda organik azotla yemesidir.Fakat miktarı tam ayarlanmadıgından ve istenilen sonucu vermediginden kullanılmamış.Yazarın 1000 lt lik akvaryumunda başlangıçta 1 ml wodka ilave ederek başlıyor ve 3 gün miktar artırılarak 40 gün sonra 15 ml ye ulaşıyor ve zararlı bir etkisi olmadıgını aksine positif gelişmeleri gözlüyor.Mercanlarınşsert ve yumuşak mercanların seefanların diskanemonların daha iyi açan poliplerinin oldugunu gözlüyor.Bu çalışmada akvaryumundaki nitrat ölçüsü 12,5 mg/l den 2,5 mg/l ve fosfat 0,1 mg/l den 0,05 mg/l ye düşüyor.Daha sonra 1 ml daha wodkayı artırarak ilave ediyor ertesi gün negatif sonuca ulaşıyor ve hemen miktarı durduruyor,proteinsikimmeri çalışmasını artırarak ve 24 saat sonra tekrar düzeliyor.Daha sonra wodka miktarını sabitleyerek 14 ml günlük devam ediyor.Ertesi gün nitrat ve fosfat hiç gözükmüyor,diger degerleri ölçüyor kalsiyum,magnezyum gibi hepsi normal çıkıyor.Daha sonra miktarı 1 ml her gün azaltarak 7 ml yeye gelince sabitliyor,hiç bir sorunun olmadıgını söylüyor.Bu arada Almanyada diger akvaryumcularda denemeyi yapıyorlar. Netice pozitif buluyorlar.
polyphosphat-akkumulirinde bakterien PAB ve 30 yıldırda suların temizlenmesinde Enhanced Biological Phosphorus Removal EBPR kullanıldıgınısöylüyorlar.Bu sistemin sadece nitrat ve fosfatı düşürmesi degil aynı zamanda mercanların beslenmesi ve büyümesini saglaması oldugunu söylüyorlar.Wodka sistemin karbonkaynagının denitrifikasyona sürükledigini ve heterotropher bakterileri çogalmasını sagladıgını söylüyorlar.Almanyada o kadar yayılıyorki herkes internetle yeni gelişmeleri ve bilgileri paylaşıyorlar.Nitrat filitresinin ayarının zor ve fiatının pahalı olması,bazı zararları oldugunu ve fosfatıda düşürmedigini söylüyorlar.Wodka metodunda tam tersinin oldugunu denitrifikasyonun başlamasını bakteri yaşam kütlesinin yükselmesini,mercanların renklenmesinin artması anlatıyorlar.Bu sistemin daha çok Berlin metodunda çok pozitif oldugunu anlatıyorlar.Herkeze hoşça kalın
saygılar
Ahmet Ulubas
Beğenenler: [T]152067,bayezidibistami[/T]
Teşekkür Edenler: [T]152067,bayezidibistami[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Çok teşekkürler Emre Bey
Hipotezimi daha önce denemiş ve başarılı olmuşlar.Demekki kademeli bir şekilde bu işlem gerçekleştirilebiliyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[QUOTE=volkanka]Cenk bey bahsettiğiniz olaya Denitratör sistemi denir ve zaten profesyonel akvaristler tarafından kullanılmaktadır. Yaygın olarak oksijen almayacak bir sistem içerisinde bu bakterileri yetiştirip belli periyodlarla etil alkol ile beslemek ve suyun bu ortamdan saatde akvaryumun hacmine göre çok düşük debilerde buradan geçirilmesine dayalı bir prensiptir. Sistem çıkışındaki oksijen düzeyi büyük önem taşır ve bu etkili yolun tehlikeli bir hale gelmesini sağlar. Çıkan sudaki oksijen potansiyelinin normal değerler altında olması sülfür zehirlenmelerine sebep olabilir. Bu yüzden bahsettiğiniz olay bir redox cihazı ( oksijen kontrol sistemide diyebiliriz) ile kullanılmalıdır. Bilinçsiz kullanımı halinde başka bileşiklerin çökelmesine ve kontrolsüz bakteri üremesinede sebeb verir. Bu olay pahalı ama yapıldığı takdirdede bir okadar kullanışlı bir ortam sağlar. Gerçekten ürettiğiniz fikir çok güzeldi keşke tatbiki mümkün olabilse. Saygılarımla[/QUOTE]
Arkadaşlar bu yazıyı yineliyorum! Tatbiki başarılı sonuçlar vermişdir ama alkolün ilave edileceği ortam oksijenden yalıtılmış olmalı yoksa artık maddeler yüzünden istenmeyen zahirlenmeler olabilir. Bu uzun vadede etkili olacaktır çünki kullanılan dozlar az miktardadır. Tavsiyem konuyu araştırmadan, konuya hakim olmadan her söyleneni tanklarda denememek!
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Volkan bey;
Konuya devam etmemiz gerekirse,Biz votka eklediğimizde istediğimiz etil alkolü vererek Azotobakterlere bie kaynak sağladık.Arta kalan posa yani istemediğimiz ürünler akvaryumumuzda kaldı diyelim.Bunun akvaryuma doğal yollarla bulaşan , yabancı maddelere oranı nedir?
Bence '' 0 '' .Demek istediğim , bu ek maddelerin her hangi bir zehirleyici etkisi olduğunu düşünmüyorum ve şuna dikkat ederim ben akvaryumu boş kabul ediyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Akvaryumda bir doğal denge oluştukdan sonra balıklar,bitkiler,bakteriler vediğerleri bu ekosistem şartlarına uyum sağlıyor ve sağlık döngüsü devam ediyor. Ama dışardan ilave edeceğimiz votka veya başka bir madde eko sistemdeki azotobakterilere besin sağlıyor ve artmaya başlıyor, buna bağlı olarak şartlar değişiyor. (uygun Ph düzeyini sağlayabilirseniz ama bu sefer Tanganyikalar için koşullar bozulacak, zaten bu bakterilerede uygun yaşama koşulları sağlamak gerek, zaten bunun içinde ek ve kapalı bir sistem kullanılıyor) Artık maddeyi akvaryumdan uzaklaştıracak bir eksistem olmadığından bu kirlilik artıyor ve dengeyi sonucdada balık ve bitki sağlığını bozuyor. Sistem kullanılıyor ve artıları eksileri ile uzmanlarca değerlendirilmiş ve sülfür zehirlenmesini önlemek için kapalı bir sistemde tatbiki uygun görülmüş. Yoksa bu yöntem uygunlanması bukadar basit olsaydı şuan herkez tarafından bilinir ve kullanılırdı. Ama belki bu sistem büyük tanklarda su değişiminin olmadığı sistemlerde ek bir sistemle uygulanıyor olabilir. 300-400 lt lik bir akvaryumda su değişim ve mevcut eko sistem bunu tolere edermi bilemiyorum. Ama ben akvaryuma sonuçlarını bilmediğim kimyasallar koyma taraftarı değilim!
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir