Bafa gölünde bitki?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bilmiyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Olabilir,benim bildiğimde tatlı su.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
|
|
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Tatlı su balığı yenildigine göre tuzlu olmasa gerek.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bafa Gölü ölüyor
Kaynak: http://www.milliyet.com/2005/05/20/yazar/sazak.html
Milas'ın Bafa Gölü üzerindeki Kapıkırı köyünde yaşayan çevre gönüllüsü bir ekonomist Cemal Yalınpala, Datça-Knidos'taki doğal alanların kaçak yapılaşma sonucu bozulmasını konu alan yazımız üzerine e-mail göndermiş. Zeytinliklerle kaplı "Bafa Gölü'nün ölmekte olduğunu" hüzünle anlatıyor.
"1- Gölün, Büyük Menderes ile olan bağlantısı Söke Ovası'nı sulamak için seddelerle tamamen kesildi. Tuzluluk arttı. Yosunlar yüzeye çıkıyor ve çürüyor yaz aylarında. Göl yazın kokmakta. Turist gelmiyor. Haklılar. Denizden yavrulamak için balık da gelemiyor, seddeler yüzünden. Senede 500 bin tona yakın balık yakalanırmış gölde. Ekolojik dengesi bozulan gölde kuş sayısı ve turları da azaldı. Müzelik sayıda flamingo, pelikan, Kanada kazı ve meke kaldı. Tuzlanma, gölün çevresindeki yaylaları da olumsuz etkiliyor. Verim yok. Gölün bitmesi, turizmi, balıkçılığı ve tarımı yaktı. Bu ne biçim tabiat parkı?
2- Zeytin fabrikalarının atıkları (zehirli kara su) arıtmasız göle gidiyor. Bafa kasabasının ve Kapıkırı köyünün çöpleri göle giden bir dere yatağında yakılıyor ve bir kısmı da, zeytin kara suyu ile birlikte aynı dereden simsiyah renkte göle akmakta.
3- Kapıkırı, antik Herakleia kenti üstünde. Antik kentte Athena Tapınağı ve sur duvarları ötesinde görülecek bir şey yok. Bafa Gölü ve köyün yerel kültürünü görmek için geliyor insanlar. Onlar da bitmek üzere. Tiyatro ağaçlarla kaplı. Etraf çöp içinde. Hiçbir bakım yok. Köy 1. derece sit alanı içinde, köylüye bir tuvalet yaptırılmıyor, evlenecek gençler için yatak odası yapmak yasak. Ağır cezalar veriliyor. Gençler köyü terk ediyor. Köy, 10-15 yıl içinde antik kent gibi olacak!
Köylü soruyor: Antik kent korunsun ama neden göl, insanlar, ekonomi, yerel kültür ve kuşlar korunmuyor. (Cemal Bey, sadece 3 pelikan görmüş!) Eski evleri onarıp turizm yapmaları yasak. Köyle birlikte insanlar yok oluyor.
4- Köylüye yatacak oda, tuvalet yaptırmayan devlet, Muğla çevresindeki ören yerler için prefabrik yuvarlak ağaç gişe ve tuvaletler sipariş etmiş. Yalnız ağaç kulübeler 12-13 milyar eder. Fayansı, tuvaletiyle 30-40 milyarı bulur. 1. derece sit alanı içinde yapılıyor tuvalet. Devlet tarafından hem de anıtlar kurulunun izniyle. Tuvalet bin yıllık, anıt zeytin ağacının dibine yapıldı. Makineler, köklerinin bir bölümünü kopardılar gözlerimin önünde. Jandarmaya, Milas Müzesi Müdürü'ne gittim, kaymakamın yazı işleri müdürüne telefon ettim durdurmak için. Haklısınız dendi ama bir şey yapılamadı. Bu ağaç kurtarılmalı, tuvalet durdurulmalı.
Çok geç değil, henüz zehir akmadı, köküne." Bafa Gölü ölüyor. Milas üzerinden Bodrum'a geçerken, uzaktan bu trajediyi anlamak zor. İyi ki Cemal Yalınpala gibi çevre dostları var.
Derya Sazak-Milliyet
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir