Balık psikolojisi-STRES-


aslan_kralÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 31/07/2012
İl: Kayseri
Mesaj: 1411
aslan_kralÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Şubat 2013 15:38

          

       Formumuz da bir çok konuda dikkatimi çeken şey, balıkları hastalanan hobici arkadaşlarımın bir panik havasıyla foruma sarılmaları. Benim bu konuda bir felsefem var ve yıllardır uyguladığım bu felsefeyi detayıyla anlatıp elimden geldiği, dilimin döndüğünce sizlere bu konuda yardımcı olmak istiyorum. Öncelikle felsefem : Balıklarınız hastalandıktan sonra harcayacağınız çabanın yarısını balıklarınız hastalanmadan önce harcarsanız daha sağlıklı balıklarınız olacaktır… Ben balıklarım hastalanmadan aldığım önlemlerle riskleri en aza indiriyorum kesinle kitabi bilgilerin yanında acı tecrübeler de zamanla doğruyu bulmamı sağladı.

        Pekala balıklarımızın hastalığa yakalanmaması için neler yapabiliriz? Aslında çok şey yapılabilir ama en başta yapılması gereken onların bizim dostumuz olduğunu iyice kavrayıp, dostlarımızı en iyi şekilde nasıl ağırlayabilirizi düşünmekten geçer…

 STRES: Balıkların psikolojisi aslında ülkemizde henüz bilinmeyen, çok fazla dikkat çekmeyen üzerinde çalışılmış çok fazla eser olmayan bir konu. Ama sonuçları düşünüldüğünde ciddi anlamda üzerine eğilinmesi gereken, sebep- sonuç ilişkisinin hobicilere anlatılması gereken temel bir konudur. Bu konu üzerinde çalışmalarım devam etmekte olup hobici arkadaşların güzel bir kaynağa kavuşmaları için ağır ama detaylı giden emeklerimi sizlerle paylaşmanın heyecanını şimdiden hissetmiyor değilim. Balıklarda da çok farklı psikolojilere rastlamak mümkündür. Bu farklı psikolojileri kitabımı edindiğinizde detayıyla okuyabilirsiniz. Stres, balık psikolojisinde çok önemli bir yer teşkil eder. Bu sebeple bizler ilk iş olarak stresi önlemenin yollarını bulmamız gerekiyor. Balığımızın strese kapılması demek besin zincirindeki halkalar gibi birbirine bağlı olarak bir çok hastalığı beraberinde getirir. Zincirleme gelişen olaylar karşısında hobici arkadaşım son çare olarak foruma sarılır ama iş işten çoktan geçmiştir.

            Bir balığı, uygun olmayan koşullarda beslerseniz balık yaşamına devam eder ancak balığın vücut fonksiyonları bu yaşamın sürerliğini sağlamak için ya yavaşlar ya da hızlanır. İşte bu fonksiyon değişimine stres denilmektedir. Stres balığın hastalıklara karşı direncini düşürürken, balığın yaralanma gibi durumlarda kendisini tedavi etmesine de engel olur. Balığınız eğer bir şekilde strese yakalandıysa ortamdaki bütün zararlı mikroorganizmaları bir mıknatıs gibi üzerine çeker. Bütün bunların üzerine stres balıkta solunum sorunlarına da yol açabilmektedir. Belirli bir seviyede stres tedavi edilebilir ve ölümcül olmayabilir ancak yüksek parametrelerdeki stres kesinlikle ölümcül olabilir. 
            Stresi önlemenin en güzel ve kolay yolu dikkatli bir gözlemle gerçekleşebilir. Arkadaşlar açık söylemek gerekirse ben forumda açılan konularda balığım aniden öldü, aniden şu oldu, aniden bu oldu gibi başlıklar yazanları okumuyorum. Balıklarımıza ANİDEN hiçbir şey olmaz! Açık ve net…

            Mutlaka ama mutlaka o balığın strese girmesine neden olan bir takım faktörler, dış etmenler, anormal gelişmeler olmuştur. Sebepsiz yere ölen bir balığın en geçerli sebebi sadece ecelinin gelmesiyle açıklanabilir. Bunun dışındaki bütün sebepler çevresel etkileşimlerin sonucu olarak görülür. Şimdi akılda kalması bakımından stresin sebeplerini maddeler halinde sıralayalım:

       1- Dinlendirilmemiş su kullanımı stres kaynağıdır.

       2- Suyun ph ve kh durumunun türe uygun olmaması stres kaynağıdır.

       3- Bazı türler az miktarda tuzlu sularda yaşarken bazıları tuzu tolere edemezler. Tuz dengesindeki yanlışlık stres kaynağıdır.

       4- Su koşullarındaki ani değişimler stres kaynağıdır.

       5- Suda çözünen oksijen miktarının azlığı stres kaynağıdır.

       6-Suyunuzun sıcaklığının beslediğiniz türe göre yüksek ya da alçak olması stres kaynağıdır.

       7- Sudaki amonyak, nitrit ve nitrat oranlarında ki yükselme stres kaynağıdır.

       8- Dış etmenler, dışarıdan akvaryuma el sokulması, özellikle çocukların akvaryumu görünce ellerini suya sokma istekleri stres kaynağıdır.

       9-Tank içerisinde balık başına düşen suyun   litre cinsinden değerinin balığın gereksinim duyduğundan az olması stres kaynağıdır .

       10- Yüksek miktarda ilaç kullanımı stres kaynağıdır.

       11- Barışçıl ve saldırgan türlerin bir arada beslenmesi stres kaynağıdır.

       12-Sürü yaşamı sergileyen türlerin yanlız bakılması stres kaynağıdır.

       13-Kullanılan yemin içeriği ve besin değerlerinin uygun olmaması stres kaynağıdır.

        Balığımız strese yakalandı ama biz bunun farkında değiliz, peki balığımızın strese yakalandığını nereden bilebiliriz???  Aslında en baştan beri dile getirdiğim günlük dikkatli gözlemin önemi burada ortaya çıkıyor. Günlük dikkatli gözlemde balıkların günlük olağan davranış şekillerini iyice idrak edebiliriz. Bunun dışında yapacağı bütün hareketler anormal hareketler olacaktır. Böylece balığımızın anormal bir aktivitesini anında anlayabiliriz. Sürekli saklanma hali, dışa fırlamış gözler, yem yememe durumu, yaralarının iyileşmemesi gibi çok çeşitli durumlar gözlemlenebilecek en önemli detaylardır.

       Tüm bu bilgiler ışığında artık balığımızın strese girdiğinden eminiz peki şimdi ne yapabiliriz??? İnancınız olsun balığın stresten çıkmasını sağlayabilmek onun strese girmesine engel olmaktan çok daha zordur. Bu sebep aslında benim felsefemi kuvvetlendiren en önemli donedir elimizdeki. Çok açık ve net söylüyorum balığınız strese girdikten sonra yapabilecekleriniz çok sınırlıdır. Size okuduğunuz ve sıkça karşılaştığınız konulardan anekdotlar sunarak felsefemi kuvvetlendireyim.

“--- Balığım resmen kendini hava motoruyla camın arasına sıkıştırmış. Yani istese yapamaz.” Katiyen katılmıyorum balığınız intihar etti, çünkü strese girmişti yaşama umudunu yitirdi ve hayatına son verdi.

“--- Balıklarım artık bunu adet haline getirdi sürekli dışarıya atlama istekleri mevcut hergün birilerini yerden topluyorum”  Arkadaşım aslında bu senin balıklarının atlama- sıçrama yeteneğinden kaynaklanmıyor, balığın strese girmiş ve tek çıkar yol olarak akvaryumun dışındaki huzurlu ölümü kendine uygun bulmuş.

“--- Benim balıklarım da salak gibi gidip yavruluğun arasına sıkışıyorlar kaç kere kurtardım yine aynısını yapıyorlar” Buna bir şey yazmayacağım siz anladınız zaten durumu…

     Çok fazla da uzatmak istemiyorum, biliyorum uzun olunca okumuyorsunuz. Birilerine faydamız olduysa ne mutlu bize...

 



aslan_kral2013-02-22 16:57:45

Beğenenler: [T]198152,SmartDiscusRecai[/T][T]208917,Etimesgut06[/T][T]222816,oburx[/T]
Teşekkür Edenler: [T]198152,SmartDiscusRecai[/T][T]208917,Etimesgut06[/T][T]222816,oburx[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

malawi_cheartÇevrim Dışı

Kayıt: 30/09/2008
İl: Ankara
Mesaj: 4128
malawi_cheartÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Şubat 2013 17:06
Çoğuna katılmakla beraber balıkların ihtihar etmesi konusuna katılmıyorum.Balıkların ölüm olgusunu tam anlamıyla bildiklerini sanmıyorum.Her şeyi yapmama karşın benimde arada atlayan balıklarım ya da yavruluk,boru arasına sıkışan balıklarım oluyor ve ölmeden görürsem eğer onları hepsi sıkıştığı yerden kurtulmaya çalışıyor.Atlama konusununda yine yetenekle alakası yok.Sudan kendini dikine çıkarabilen her balık atlama yeteneğine sahiptir.
http://www.intihar.de/hayvanlar.htm
malawi_cheart2013-02-22 17:09:37

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

M.TunaÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 24/08/2012
İl: Ankara
Mesaj: 3395
M.TunaÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 22 Şubat 2013 18:05
Kubilay Bey ilk paragrafta yazdığınız fikirlerin bir benzerini de ben biraz önce yazmışım başka bir konuda.
http://www.akvaryum.com/Forum/hastaliklarin_tedavi_yontemleri_k654403.asp

Bu hobi çok ucuzladı günümüzde ve bazı insanlar bastırıp parayı tank kuruyorlar ama akvaryumcuların yönlendirmesinden öteye gidemiyor ve sonuç hastalık-ölüm.
Eskiden 1989 yılında mesela dış filtre sahibi olmak falan zordu.
Bazı arkadaşlarım bu hobiyi yapamıyordu sadece dergi-kitaplarını okurlardı.
Şimdi 70 Lira'ya dış filtre ve çin malı bir sürü ekipman var kredi kartına 12 taksit .
Fakat araştırmadan yapılan hobi işte balıkta patlıyor sonucu.

Size sizin verdiğiniz bir örnek vereyim ;küçüklükten beri aynı tankta büyümüş 2 adet diskusum vardı ve bir kaç kez yavru da  verdiler.
3 yıl sonra yaklaşık olarak bu eşlerden dişi olanını bir diskus sever akrabama verdim damızlık olarak.
Çünkü çok yavru veriyorlardı.

Abartmıyorum benim erkek disk hayata küstü.
İç parazit gibi yeme küstü.
Kalabalık ve daha geniş bir tanka attım ama gene de bir kaç ay hayata küstü.
O eski diskusuma aylarca hasret kaldım.
Şu anda 4 yılında yaklaşık olarak ama o dişiyle olduğu gibi asla değil.
Şu anda dişi ona kur yapıyor ama bu erkek eskisi gibi değil.

Bazı balıklarda intihar ya da hayata küsme olabiliyor belki de(balina-yunus gibi)



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

aslan_kralÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 31/07/2012
İl: Kayseri
Mesaj: 1411
aslan_kralÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Şubat 2013 20:30
      Mahmut Bey ben öncelikle sizi teşhisinizden ötürü tebrik ederim. Teşhisi herkes yapabilir, herhangi bir akvaryumcu bile bir balığın hastalık teşhisini anında koyabilir ortaya. Ama sizin belirlediğiniz teşhis tamamen psikolojik bir teşhis. Bunu yapabilmek herkese kısmet olmaz. Çünkü herkes sizin gibi balığını anlayamaz. Balığı anlamanın en güzel yolu onu çok sevmek ve onu yaşamakla gerçekleşir. Ben sizde bunu gördüm.
      Balıklarda psikoloji dalında kitap yazabilmek için çok fazla birikim gerekiyor. Sanmayla, zannetmeyle kaybedecek zamanım yok. İnsanlara en doğru bilgiyi verebilmenin çabası içerisinde devam etmekte çalışmalarım. Bir balık hayattan umudunu kestiyse bir şekilde kendini öldürür. Ama ölümün acı yüzüyle yüzleştiğinde hayata tutunmaya çalışır, can haliyle son hamlesini yapar ya da bizler tarafından kurtarılır sıkıştığı yerden. Balığın psikolojisi eğer o an için yaşamaya tutunmaya elverişliyse bir daha aynı hataya düşmeyecektir. Ama ne olursa olsun, ölümün soğuk yüzünü görmesine rağmen hala yaşama hevesi yoksa bir başka gün kendisini sıkıştıracak bir yerler bulacaktır.  Akvaryumlarımız da genellikle tekil intihar vakalarıyla karşılaşırız açık denizler de ise sürü psikolojisinin hakim olduğu kolonilerde toplu intihar girişimleri sıklıkla görülür. Balıkların ölüm olgusunu tam olarak bildiklerinin izahı da bu şekilde ortaya çıkıyor.
         Konuyla ilgili efsaneleşmiş bir olaydan da bahsetmek isterim. Aranızda deniz aşıkları var ise bu efsaneyi gayet iyi bilirler. Denizciler  gemileriyle herhangi bir yunus sürüsüne rastladıklarında gemilerini yavaşlatırlar. Bunun sebebi yunus balıkları ne zaman bir gemi görseler onunla yarışa tutuşurlar ve eğer bu yarışın sonunda kaybeden olurlar ise intihar ederler. Kaptanlar da bu durumu bildikleri için yunus sürüleri gördüklerinde gemilerini yavaşlatırlar. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

malawi_cheartÇevrim Dışı

Kayıt: 30/09/2008
İl: Ankara
Mesaj: 4128
malawi_cheartÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2013 02:14
Yunus hakkında söylenen bu gemileri geçemeyince ihtihar etme olayı gerçekçi değil.Doğada yunusu geçebilen bir kaç balık türü var ayrıca gemiler yunusu geçemez çünkü saatte 70 kmye çıkabilirler en hızlı su memelisidir(en hızlı su aracı olan hızlı denizaltılar ancak bir katil balinanın hızına erişmişlerdirki buda 60 küsür kmdir).Eğer psikolojiyle ilgiliyse ve böyle olaylar oluyorsa(ki inandırıcılığı yok) yunuslar birbirleriyle yarış yaparken farklı canlı ve nesnelere duydukları hırsın kendi türleri arasında daha da artması gerekmez mi?Hem kendi türü arasında yarış bu gelişmiş canlılarda psikolojik olmakla beraber içgüdüyle de orantılı olarak katlanarak artarak çok daha fazla olmaz mı başka bir canlı veya nesneye duyduğu hırstan?Gemiye yenilen bir yunus intihar ediyorsa başka bir yunusa yenildiğinde neler olur o halde?
Yunus ve balinaların kıyıya vurma olayı ise ihtihar girişimleri değil.Dünyanın manyetik alanının elektronik ve radyoaktif aletlerle değişmesi,bozulması yön değiştirmesidir.Büyük deniz memelileri göç yollarını bu sayede tayin ederler.Balinalar onyıllardır geldiği(bozulmuş manyetik alan yüzünden geldiğini sandığı) yolda kovaman bir kara parçası gördüğünde psikoloijk bir etki sonucu paniklerler ancak kendini karaya atmaları ilerde hala su olduğuna inanmalarıdır intihar etmeleri değil.Ayrıca bu manyetik alanı Dünya kendide çok yavaş bir şekilde yönünü ve bulunduğu noktaları değiştirir ancak bu binlerce yıl alır.Eğer intihar sinir stresten oluyorsa hayvanlarda da bu insanlardan uzak balina ve yunuslar neden bir kara parçasının kıyısına özel olarak gelip intihar ediyor?Neden stres oldular neden yaşama küstüler?
Balıklarımı bir oturuşta yarım-1 saat izleyen biri olarak kenar köşelere sıkışan balıkların bunu bilmeyerek yaptıklarını gördüm.Hatta cikletler geri geri yüzme konusunda daha iyi olduklarından sıkıştıklarında genelde kendileri çıkabiliyorlar.Eşinden ayrı kalmış hayvanlarda tabi psikolojik belirtiler görülebilir ancak intihar olayı bambaşka bir boyut.İnsanların bile tam olarak neden intiharı seçtikleri tam olarak kesinleşmiş değilken (stres ancak neyin stresi ve en gelişmiş en zeki canlı olarak görülen insanlar neden yaşamını sürdürmesi gerektiğine inanması gerekirken bir güdü duyarken ölmeyi tercih eder ve buna bir insan beyni nasıl cesaret bulabilir)bir hayvana intihar teşhisi koymak biraz abes kaçabilir.
malawi_cheart2013-02-23 02:27:57

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

umutgunayÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 22/01/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 5099
umutgunayÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2013 09:01
Fazla yoruma gerek yok, ben sadece şuan takıldım;
Manyetik alan yüzünden ileride su varmış gibi ilerleyen yunuslar balinalar karayı görünce devam ediyor (?)... Bu hayvanlar o kadar aptal değiller, orada öleceklerini iyi biliyorlar. Denize geri gönderilip tekrar karaya vuran hayvanlar oldu. Onu da geçtim, katil balinalar karada ilerleyebilme yeteneğine sahip hayvanlar ve karaya vurup ileride su olmadığını görseler bile geri dönebilecek kapasiteye sahipler ama yine de karaya vuruyorlar.
Akvaryumdan atlayan balıklar konusunda ise ister bilinçli intihar diyelim, ister keyfinden atlıyor diyelim sonuç değişmez. O balık akvaryumdan atlarken ölümü biliyor ya da bilmiyor bu değil önemli olan. Önemli olan şu; balık o sırada bulunduğu yerde olmak istemiyor. Rahatsız ve uzaklaşmak istiyor. Bu yüzden gidebileceği tek yer olan sudan dışarıya atlıyor. Bunu anlamak da zor değil.
Özellikle kılıçkuyruk gibi çok iyi atlayan bir balığı kovaya koyarsanız ve kapağını kapatırsanız biraz sonra vura vura davul çalmaya başlayacaktır...

Kubilay abi, Tebrik ederim. Keyifle okudum... Teşekkürler...
umutgunay2013-02-23 09:12:47

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

malawi_cheartÇevrim Dışı

Kayıt: 30/09/2008
İl: Ankara
Mesaj: 4128
malawi_cheartÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2013 13:44
Evet o hayvanlar o kadar aptal değiller ancak çokda zeki değiller ve bir hafıza mevcut olsa da göç yolları konusu tamamen içgüdüyle yönetilir.Hafızayla göç yollarını tayin eden hayvanlar çok azdır bunlardan biri fillerdir.Neden filler intihar etmiyor ya da böyle benzetilecek bir olaya rastlanmadı?Oysa fillerin ölüm olgusunu anladıkları düşünülüyor.Yada zeki maymunlar şempanze goril gibi zeki hayvanlarında aynı şekilde ölüm olgusunu bildikleri düşünülüyor ancak onlarda da intiharla ilgili en ufak bir ip ucu yok ölüm olgusunu anlamayan hayvanlarınki gibi.Yine diyorum onyıllarca aynı yolu izlemiş balinaların yoluna kocaman bir kara parçası koyarsanız paniklerler ve onlar için o engeli geçmenin en kolay yolu onun üstünden geçmektir ancak bunu yapamazlar.Karada ilerleme yeteneği sadece yunus türleri ve katil balinalarda,beluga gibi hafif balinalarda vardır(bunların hepsi aynı aile içindedir).Dev balinalar sürü halinde değil tek tük kıyıya vururlar bununda nedeni gelgittir.Uzun süre orada nasıl geçeceğini düşünüp karaya çıkmaya çalışan(çıkamayan) o dev balina gelgit yüzünden bir anda karaya oturduğunu farkeder.Kıyıda bulunan çoğu ölü balina zaten suda ölmüş ölü olarak kıyıya vurmuştur.O dev balinaların suyun dışında vucüt ağırlıklarını taşımaları olanaksızdır.Bu balinalar suyun dışında olduğu için değil vücut ağırlıklarının kendilerini ezmesi sonucu hayatlarını kaybederler.
Evet dediğiniz gibi bu canlılar önlerine kocaman bir kara parçası gelince oldukları yerde olmak istemiyor ancak bu intihar değildir.Kontrolsuz bir davranıştır sadece amaç kendini öldürmek değil.
Kılıçkuyruğu kovaya koyduğunuzda kapağı kapatırsanız bulunduğu ortamdan çıkmak için atlar.Çünkü doğalarındaki su kütleleri büyük olduğundan sudan atlayınca yine suya geri düşeceğini sanır ancak akvaryumda olay böyle olmadığı için kendini suyun dışında bulur.Bunu bilinçli olarak yapmamıştır çünkü ölüm olgusuna dair en ufak fikri yoktur.Ancak kapağı kapatılan bir kovanın içinde bulunan kılıç kova şeffaf veya beyaz değilse kova karanlık olacağından stresi azalacak ve atlamaya çalışmayacaktır zaten.Hatta beyaz kova ve kaplar yavruluklardan daha az stresli ve rahat bir ortam olduğundan doğum kabı olarak kullanılıyor cablı doğuranlar için.
Tekrar diyorum tam olarak insanların bile şu an neden ihtiharla ölüm yolunu seçtikleri bilinmezken kesin değilken bir tez üzerinden balığa,hayvana intihar teşhisi koymak son derece yanlış.
malawi_cheart2013-02-23 13:53:36

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BeTRaYaLÇevrim Dışı

Kayıt: 05/02/2013
İl: Istanbul
Mesaj: 122
BeTRaYaLÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2013 16:10
Daha ayrıntılı anlatırsan .s demek istediğin çenesi gelişmiş bir balık o yuzden oyle tip değişikliği yani insanlardaki gibi? Özkoçak2013-02-26 09:29:00

Teşekkür Edenler: [T]208917,Etimesgut06[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

M.TunaÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 24/08/2012
İl: Ankara
Mesaj: 3395
M.TunaÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 23 Şubat 2013 17:25
Balina ve yunusların ''konuşabilen deniz canlıları''olduğu literatüre girmişken böyle zeki hayvanların içgüdüleri olduğunu nasıl reddederiz?
Bu içgüdüleri yönetebildiklerini nasıl reddederiz?
Hafızaya sahip olduklarını neden reddedelim?
Su üstündeki dallara bir kaç metre atlayan ve sineği kapabilen ama buna rağmen sudaki kırılma açısının sapmasını çok iyi orantılayıp hedefi tam 12'den yakalayan balıklarında bu işi içgüdüyle mi yaptığından söz edeceğiz?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

umutgunayÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 22/01/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 5099
umutgunayÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2013 01:05
Sami Bey, fikirlerinizin düşüncelerinizin çoğu kısmına katılmakla beraber farklı düşündüğüm yerler de var. Bunu tartışmaya gerek duymuyorum, gereksiz olduğunu düşünüyorum. Sonuçta burada güzel bir çalışma var, stres yapan balığın kendini sıkıştırması ya da atlaması gerçeği anlatılmış, güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Şimdi balığın ölümünün bilinçli ya da bilinçsiz olduğunu tartışmanın pek bir manâsını göremiyorum. Öyle ya da değil, önemli olan noktayı atlayıp farklı konulara girmeye gerek yok...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

malawi_cheartÇevrim Dışı

Kayıt: 30/09/2008
İl: Ankara
Mesaj: 4128
malawi_cheartÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2013 01:34
Bilinçsiz şekilde öldürebilir kendini ancak bilinçli şekilde kendini öldürmek intihardır.Bir hayvana intihar teşhisi koymak yanlış bunu anlatmaya çalışıyorum.Yoksa bir balık gidip neden kendini sıkıştırsın(bilmeyerek) büyük olasılıkla stres yüzünden tabi.Ancak balıkların merakını hiçe sayıp(özellikle ciklet balıkları ve yavrular her yere girmeye keşfetmeye çalışırlar bu diğer türlerde de sık sık görülebilir) her sıkışmanın sebebine de stres diyemeyiz.Atlamak eğer bu atlama işi bir av yakalamak için vb. bir şey değilse bunun nedenine stres diyebiliriz ancak amacın intihar olduğunu söyleyemeyiz.Mahmut bey ben hayvanların zekası olmadığını söylemedim sadece ölüm olgusunu tam olarak anlayabilecek düşünce yapısının hayvanların % 99 unda olmadığını söyledim.Ayrıca iç güdülerinin olmadığını da söylemedim her hayvanın içgüdüleri vardır.Zaten sadece intihar konusunun yanlış olabileceğini söyledim diğer bölümler gayet doğru ve bilgilendirici bu yüzden Kubilay beyi tebrik edebilirim.
malawi_cheart2013-02-24 01:40:45

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

M.TunaÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 24/08/2012
İl: Ankara
Mesaj: 3395
M.TunaÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2013 12:25
Teknoloji her geçen gün gelişiyor,bu soru işaretleri zamanla cevabını bulacak.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

aslan_kralÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 31/07/2012
İl: Kayseri
Mesaj: 1411
aslan_kralÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Şubat 2013 22:15
       Hiç kimseye efsanenin sözlük anlamını açıklayacak zamanım yok.  Daha önce de defalarca kimseyle polemiğe girip, kimseyi ünlü yapmak derdinde olmadığımı belirtmiştim. Ben yukarıdaki yazımın sonuna okuyunca insanların yüzünde bir tebessüm oluşması için bir efsaneyi dile getirdim. Yazarken de keyifle yazdım bende tebessüm ettim. Altına yazılan cevabı okuyunca yine gülmek zorunda kaldım. Arkadaşlar bilimsel verileri kullanacağınız yerlerde kullanamadınız, benim bilimsel verilerle ortaya koyduğum gerçeklere bilimsel verilerle cevap veremezken yazdığım efsaneye bilimsel bir yaklaşım tarzı sunmuşsunuz. Sami daha önce de söylemiştim aramızda kuşak farkı olduğu için senin de ifade ettiğin gibi beni ve yazdıklarımı anlamakta zorlanıyorsun. Efsaneyle gerçeği ayırt edemeyecek kadar muhalefet çarkına kapılmışın. Yine de yazdığım yazıları takip etmen hoşuma gitmiyor değil. İstemeden de olsa dimağında bir takım bilgi dağarcıkları bırakmak bana huzur veriyor. Adresini hala bekliyorum kitabım bittiğinde sana imzalı bir tanesini hediye etmek istiyorum...Bana yakışan da budur...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

malawi_cheartÇevrim Dışı

Kayıt: 30/09/2008
İl: Ankara
Mesaj: 4128
malawi_cheartÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Şubat 2013 22:55
Evet siz kimseyi ünlü yapmak derdinde değilsiniz.Sizin derdiniz başka.
Sizin yazdığınız o efsanenin gerçeklik payı yok.
Size yakışanı tam anlamıyla yapıyorsunuz zaten.
Tekrar söylüyorum intihar konusunda teşhis koyamazsınız.İnsanların bile tam olarak neden intihar ettiği belli değil.Hayvanlara bu şekilde kesin olarak ihtihar teşhisi koyamazsınız bir tez bile değil bir tahminden öteye geçmez sadece bir düşünce olarak yerinde kalır daha da ötesi ve en önemlisi insanları yanlış yönlendirebilirsiniz bu tamamiyle oturan bir akvaryumun tüm düzenini değiştir-t-mek bile olabilir.
Kitap konusunda çok teşekkür ederim ama sağolun.

malawi_cheart2013-02-26 18:31:21

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir