Balık Üretim Yolları


madencimarketciÇevrim Dışı

Kayıt: 28/05/2010
İl: Kütahya
Mesaj: 103
madencimarketciÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ekim 2010 13:05
Güzel

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mellooÇevrim Dışı

Kayıt: 12/09/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 71
mellooÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ekim 2010 16:55
Bence ayırmalısın melez ırk hoş olmaz
melloo2010-10-31 01:03:32

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

malawici_54Çevrim Dışı

Kayıt: 05/09/2008
İl: Sakarya
Mesaj: 1225
malawici_54Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ekim 2010 17:07
[QUOTE=melloo]Bence ayırmalısın melez ırk hoş olmaz bence[/QUOTE]
Dediginiz gibi saf ırkı bozulmuş bir tür ortaya çıkacaktır.Bu durum ise çogu hobici için istenmeyen bir durum.
Piyasada bol miktarda ırkı belli olmayan türler var,bir türe daha gerek olmadıgını düşünüyorum.Ne olursa olsun besledigimiz türün en saf ırkını beslemeye ve üretmeye özen gösterelim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

stahaÇevrim Dışı

Kayıt: 14/10/2010
İl: Samsun
Mesaj: 200
stahaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ekim 2010 17:25
[QUOTE=onurplus01]

Bakın Onur Bey ; Çeşitli cichlid türleri ülkemizdede hali hazırda mevcut.Tabiki biliyorsunuz ki bunlar hem Türkiyeye girerken hemde yurt içi kargolamayla yollanırken ağır sarsıntılar sonucu balık formdan düşer.Sizde bu yorgun balıkları akvaryumunuza koyduğunuzda eğer erkenden üreme davranışı sergiler birde yumurta alırsa ozaman kusturmaktan başka çözüm yolu yok yoksa yüksek bir ihtimal balık tam olarak formdan düşerek ölüm gerçekleşecektir.Ama akvaryumunuzdaki balıklar uzun süredir akvaryumunuzda kalmış vede formunu toplamışsa ozaman doğal olarak yavruları bırakması sağlanabilir.Ancak tecrübeyle kanıtlanmış bir gerçek vardırki oda balığın kusturulursa formunun ve sağlığının daha yüksek seviyede olacağıdır.Ancak yinede taktir sizin.Doğada yakalanmış en yaşlı ahli 6.5 yaşındadır.Ancak akvaryumda büyüttüğü 9 yaşındaki ahlisini kaybeden (Dişi vede hep kusturuldu) akrabam ise akvaryum balıklarının vahşi balıklara oranla ömür uzuması gerçekleştirdiğini kanıtlamış bulunuyor.TAKDİR SİZİN.

Saygılar...
[/QUOTE]

Merhabalar 
Geçen sene İstanbul'a taşındım Eskişehir'den master ve iş amaçlı
henüz tam alıştım denemez , ama çok farklı şeylere şahit oldum ,
örneğin ; ocak aylarında aldığım portakallardan (portakal suyunu çok severim) bir tanesi  buzdolabında kaldı , bende onu sürekli görsemde tembellik ettim ve dolaptan almadım (hiç kaliteli olmayan bir dolaptır) , aradan aylar geçti sanırım Haziran'dı , buzdolabının buzlarını eritmek için dolabı boşalttım vs o zaman gördüm o portakal 3-5 ay dolapta kaldı ve hala rengini formunu koruyordu , tabi direk çöpe attım ayrı mevzu ...

Çıkartmamız gereken anafikir ; 
birşeyin doğasını bozuyoruz (bilerek yada bilmeyerek) , portakalın ömrünü uzatıyoruz ama bununla bırlıkte  hiç çürümeyen portakallar oluşuyor , hiç ekşimeyen yoğurtlar , kırmızı taş yani domatesler(haftalarca bozulmadan duruyorlar) , Eskişehir'de böyle şeyler yemedim ben hiç , tatsız tuzsuz ve korkuyorum insalığın geleceğinden , doğanın geleceğinden , yeni yeni hastalıklar türüyor , teknoloji ilerledikçe insanların merakları yada hobileri yada beslenmeleri bile tehlikeli olmaya başlıyor...
Aynı şekilde kullandığımız vitamin yada yemler yada bitki gübreleri yada doğadan alınıp farklı koşullarda yaşatılan , üretilen bu balıklar şunlar bunlar  ne kadar doğru yada doğayla uyumlu , bence balığın ömrü uzadı diye sevinmekten çok olaya bir de bu açıdan bakmamız lazım ...

Saygılar 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Ahmet KoçÇevrim Dışı

Kayıt: 16/02/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 245
Ahmet KoçÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ekim 2010 17:37
Merhaba, en doğru olanı yapıyorsunuz Tebessüm

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir