Balıklar Hakkında Genel Bir Görüş


naciÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 15/11/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 170
naciÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 16:01
Selam,
Öncelikle,Sizin hassas düşüncenizden dolayı tebrik ederim.Dediğiniz gibi insanın bazen akvaryumunda yaşadığı  kötü olaylardan dolayı  vicdanen rahatsız oluyor,üzülüyor.Unutmamak gerekir ki evrende var olan tüm canlı ve cansız ne varsa,hepsi insan için olduğu,bu varlıkların hepsinin insana birşeyler antattığını, insanın da bunları anlamak ve okumak görevi olduğu,düşüncesindeyim.Sen  ,kendini yetiştirip,akvaryumda tüm canlıların ihtiyaçlarını karşılayıp,onları huzurlu ve mutlu ettikten sonra,sorumluluğunu yerine getirmis sayılırsın.Senin tabiatına uygun olan bitkili akvaryuma geçtiğine göre,kendine uygun olanı bulmuşsun. Hoşçakal.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

serdarasciÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 27/11/2006
İl: Denizli
Mesaj: 213
serdarasciÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 16:32

Hayvanların ve doğadaki tüm canlıların insanın hizmetinde olduğu anlayışına katılmıyorum ve çok sakıncalı buluyorum. Malesef bugün karşı karşıya olduğumuz tüm çevresel sorunlar bu zihniyetin ürünüdür. Dünya bizim malımız değil, diğer tüm canlılarla ortaklaşa kullandığımız evimizdir. Bir canlıyı öldürmekteki amaç bizim açımızdan önemlidir. Beslenmek için öldürmek doğanın işleyişinin bir parçasıdır. Bu yüzden marketten aldığımız tavuğu, balığı yerken üzülmemiz anlamsız olur. Her canlı besin zincirinde kendinin altındaki canlıları avlayarak/tüketerek varlığını sürdürmeye devam eder. Bu türlerin nüfusunu dengeleyen bir süreçtir. Akvaristlik bütün bunların yanında çok farklı bir yorum gerektirir. Bu yüzden konuyu açan arkadaşın anlatımını fazla duygusal bulmakla beraber endişelerine de katılıyorum. Yapabileceğimiz tek şey evimize aldığımız her hayvana sağlayabildiğimiz en iyi şartları sağlamak olacaktır. Evet, bitkiler acı çekmez ama eminim ölen bir bitkiye her akvarist üzülür. Bu bizim onlara karşı bilerek ya da bilmeyerek hissettiğimiz sorumluluk duygusunun sonucudur. Biraz karışık anlattım. Çünkü konu bende sanırım karışık duygulara sebep oldu.  


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BarışÇevrim Dışı

Kayıt: 19/07/2006
İl: Izmir
Mesaj: 1039
BarışÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 16:43
[QUOTE=serdarasci]

Hayvanların ve doğadaki tüm canlıların insanın hizmetinde olduğu anlayışına katılmıyorum ve çok sakıncalı buluyorum. Malesef bugün karşı karşıya olduğumuz tüm çevresel sorunlar bu zihniyetin ürünüdür. Dünya bizim malımız değil, diğer tüm canlılarla ortaklaşa kullandığımız evimizdir. Bir canlıyı öldürmekteki amaç bizim açımızdan önemlidir. Beslenmek için öldürmek doğanın işleyişinin bir parçasıdır. Bu yüzden marketten aldığımız tavuğu, balığı yerken üzülmemiz anlamsız olur. Her canlı besin zincirinde kendinin altındaki canlıları avlayarak/tüketerek varlığını sürdürmeye devam eder. Bu türlerin nüfusunu dengeleyen bir süreçtir. Akvaristlik bütün bunların yanında çok farklı bir yorum gerektirir. Bu yüzden konuyu açan arkadaşın anlatımını fazla duygusal bulmakla beraber endişelerine de katılıyorum. Yapabileceğimiz tek şey evimize aldığımız her hayvana sağlayabildiğimiz en iyi şartları sağlamak olacaktır. Evet, bitkiler acı çekmez ama eminim ölen bir bitkiye her akvarist üzülür. Bu bizim onlara karşı bilerek ya da bilmeyerek hissettiğimiz sorumluluk duygusunun sonucudur. Biraz karışık anlattım. Çünkü konu bende sanırım karışık duygulara sebep oldu.  

[/QUOTE]
Bence asıl alkışlanması gereken yazı budur.Clap

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

cemookaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/08/2007
İl: Ankara
Mesaj: 472
cemookaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 17:47
Bakın arkadaşlar doğadaki neredeyse birçok canlının hayatta kalabilmesi için avlanması bir tabiat kanunudur bunun bende farkındayım.Büyük balık küçük balığı yer bu doğrudur peki insan yiğemeyeceği bir balığı hapsedip ondan yararlanmaya çalışmasının asıl nedeni nedir.İşte bu konunun asıl anlatmak istediği budur.Bilinçli akvaristlik canlıyı kendi habibatında doğal ortamdan koparılmadan gözlenmesinde yatar.Ben günümüzde moda olmuş popülizim taşıyan akvaryumlara tamamiyle karşıyım.Evinizde garanti kesin olarak güvendiğiniz cihazlar gün gelir siz uyurken balıklarınızın hayatlarıyla oynarlar.Güzel bir akvaryumun kesinlikle sanat eseri niteliğinde olduğunun herkez farkındadır.Yanlız bu sanatın içine marlboro diskus gibi genleriyle oynanmış bir varlığı yapılanın doğru bir davranış olduğunu destekler gibi akvaryumumuza konmasını nasıl becerebiliyoruz.Biz hiçbir zaman bir oskara 1tonluk tank hazırlıyamayacağız.Hangimiz 450 litrede sadece 6 tane neon sürüsü besledik ki? Tropikal balıkların  balık başı 100 litreye ihtiyaç duyduğunu kim bilebilirki.Şuan bu konuya gelen cevaplardan üzülerek utanç duyduğumu belirtmek istiyorum doğadaki çevre kirliliğini yaratan tek ırk biziz ve hala canlıların doğal gereksimlerini biz karşılamaya çalışıyoruz hangi amaçla sevgili arkadaşlar?onlar zaten doğada aradıkları şeyleri buluyorlar.Ve unutmayalım dinimizdede belirtildiği gibi hiçbir varlık hiçbir varlıktan üstün değildir.Stres atmak için ise hiç uygun değildir.Bu olay sadece kontengerilladır.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

onuruygunÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 30/07/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 7768
onuruygunÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 18:14
   Cem Bey; mutasyona uğramış veya çaprazlanarak üretilmiş balıklar konusunda size sonuna kadar katılıyorum. Mesela balon göz diye de adlandırılan bir japon türü var; balığın gözleri öyle bir hal almış ki hayvanı gördükçe acıyorum. Pek çok türün tül kuyrukları aşırıya kaçmış durumda, balık büyüyünce yüzemiyor, olduğu yerde debeleniyor. Hele papağanlara değinmiyorum bile. Bir tür bile değil, çaprazlanmış kısır bir hayvan. Ne ağzını tam kapayıp açabiliyor ne de büyüdükçe ilerleyen omurga deformasyonundan dolayı manevra yapabiliyor.

   Balıkların uygun koşullarda beslenmesi konusunda da haklısınız fakat en uzman kişiler bile ideal şartları yakalayamaz. Eh bırakalım o zaman desek 10000 kişi bıraksa bu balıklar yine üretilecek, yine satılacak, yine akvaryuma hapsolacak. O yüzden "Ya doğayı taklit etmek için 10 tonluk tank kuralım ya da hobiyi bırakalım" noktasına gelinse bile pek anlamı olmaz. Öte yandan 100 litrede astronot beslemek, fanusta balık bakmak(beslemek diyemiyorum, sadece ölene kadar karşısında durup bakabilirsiniz) normal olmayan ve bilinçsizce durumlardır. Ayrıca sizin dediğinize benzer bir şey de eklemek istiyorum; "Pacu, pirana, arowana, pengaisus, dovii vb. akvaryum için asla uygun olmayan ve olamayacak balıkların beslenmesine karşıyım." Hem site politikamız da bu yöndedir. Mesela bilimsel bir tartışma olmadıkça sitemizde pirana ile ilgili konu açmak, bu balığın beslenmesini özendirici mesajlar atmak veya yorumlar yapmak yasaktır. Görüldüğü anda konu/mesaj silinir, gönderen uyarılır. tekrarında ceza verilir.

   Ayrıca mesajınızın geneline baktığımda akvaryumda beslenmesi abes kaçan balıkların dışında hobinin tamamına bir tepkiniz olduğu anlaşılıyor. Evet, balıkları sırf zevkimiz için bir cam hazneye hapsediyoruz. Pek çoğumuz buna rağmen bu hayvanlara doğal ortamına en yakın koşulları sağlamaya çalışıyoruz, kimimiz doğala en yakınını yakalıyoruz. Evet; yine de zevkimiz için onları hapsediyoruz ve ben şahsen bu gerçeği göz ardı etmiyorum, edilmemesini tavsiye ediyorum.

   Her şey bir yana; sizin bu mesajı bir akvaryum sahibi olarak bir akvaryum forumunda yazmanız bana garip geldi. Neden mi? Şu hikaye ile anlatayım:


   Bir adamın ufak bir oğlu varmış. Çocuk her gün kavanozlarla bal yermiş, resmen müptela olmuş. Öyle ki bal yiyemediğinde kıyameti kopartır, kendini parçalarmış. Tabii o kadar balı yiye yiye sağlığı hepten bozulmuş. Yine de bal yemeyi bırakamamış. Babası bu çocuğu bal yemekten vaz geçirmek için her çareyi denemiş ama muvaffak olamamış. Bir gün adama filanca yerdeki bir dervişi önermişler. "Her çocuk onun dediğini aynen yapar, oğlunu baldan kesin vazgeçirir." demişler.

   Adam oğlunu alıp 2 ay yol katetmiş ve dervişin yanına gitmiş. Ona olayı anlatmış. Derviş de bugün gidin, sonra gelin demiş. Adam da bu laf üzerine dervişten ümidi kesip geri dönmüş. Bir gün bir mektup gelmiş, derviş onu yanına çağırıyormuş. Adam 2 ay yol daha gitmiş. Dervişin yanına geldiklerinde adam:

   "Derviş efendi ne olur baldan vazgeçir oğlumu!" demiş. Derviş çocuğa dönmüş:

   "Oğlum bal yeme." demiş. Adam sinirlenmiş; "Sen bizi bu kadar yoldan bunun için mi çağırdın? Madem çare buydu ne diye bizi o kadar yoldan geri döndürüp tekrar yanına çağırdın?"

   Derviş: "Beyefendi o gün söyleseydim çocuk sözümü dinlemezdi, o sabah bir parmak bal yemiştim."

encort2007-09-21 18:15:09

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

cemookaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/08/2007
İl: Ankara
Mesaj: 472
cemookaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 18:18
CEnk Bey lütfen üslubunuza biraz daha hassasiyetle yaklaşın.Biz bu konuyu bilinçli ve seviyeli bir şekilde tartısmak için yorum yazıyoruz.Eğer yazıyı tamamen okuduysanız ben dün gece yarısı canlı(balık) beslemeyi tamamiyle bırakmış durumdayım.Bu göl hikayeside kulağa hiç hoş gelmiyor zira oskar ve pirena kurt boğazı yüzünden sıkıntı yaratmakta.cemooka2007-09-21 18:19:06

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

onuruygunÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 30/07/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 7768
onuruygunÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 18:25
Cenk Bey'in mesajını görmemişim o yüzden bu ek mesajı yazıyorum.

Cenk bey; akvaryum balığının göle bırakılmasının şakası bile kötü. Benzer şekilde davranan bazı kişiler yüzünden pek çok yerel balık ve kabuklu türü yok olmuştur. Hatta ülkemizde bir göle(adını hatırlamıyorum, haberlere de çıkmıştı) japon balıkları bırakılıyor. Bırakılan bu 6-7 tane japon göldeki sazanlarla çiftleşip kırma bir tür oluşturuyor ve bu melez tür yüzünde gölde avlanan pek çok balık türü hatta sazanlar da yok oluyor. Bu melez türün ise ne akvaryumculukta ne besin sektöründe değeri olmadığı için bölgedeki balıkçılar ekmeğinden oluyor. İşin garibi ise bu balıkları göle bırakanların oradaki balıkçılar olduğu ortaya çıkıyor. (Garip bir durum olduğu da ortada)

Bu arada Cem Bey; balık beslemeyi bıraktığınıza göre hikayemi unutabilirsiniz. O çocuk misali, ben de artık dediklerinizi inanarak söylediğinize inanıyorum.
encort2007-09-21 18:26:24

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

cemookaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/08/2007
İl: Ankara
Mesaj: 472
cemookaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 18:32
 Her şey bir yana; sizin bu mesajı bir akvaryum sahibi olarak bir akvaryum forumunda yazmanız bana garip geldi. Neden mi? Şu hikaye ile anlatayım:

Daha öncede belirttiğim gibi bırakmış bulunmaktayım.Bu balıkları bitki ile değişmek isteyen bir akvaryumcuya kesin bir dille redetmiş bulunmaktayım bunun tek nedeni adamın sırf ticaret mantelitesiyle bu işi yapmasıdır.Ben bu mesajı yazmadan önce kendimce vicdan muhasebesi yaptım ve yenik düştüm.Pişman mıyım;hayır.Yakında tamamen biyotop'la ilgilenmek istiyorum ve bu formda bulunmaya devam edeceğim çünkü öğrenmem gerken çok ama çok şey var.Ama bu konu sayesindede bazı arkadaşların bu konuya yaklaşımlarını öğrendim ne öğrendiğimde bana kalsın iyi akşamlar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

FoRrapÇevrim Dışı

Kayıt: 17/06/2007
İl: Bursa
Mesaj: 724
FoRrapÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 18:47

Tamamen Cenk beye katılıyorum. Bir Akvaryum formunda savunduklarınız her ne kadar doğruda olsa tepki alıcaktır . Açmış olduğunuz konu ile de tartışmaya davetiye çıkarıyosunuz.

Düşüncelerinize destek tabiki verilecektir fakat mesaj yazan arkadaşların uslubundan önce siz uslubunuza dikket ederseniz kanımca daha fazla tepki almazsınız.

Örnek:''Şuan bu konuya gelen cevaplardan üzülerek utanç duyduğumu belirtmek istiyorum'' cümlesinde olduğu gibi!
Saygılar.
FoRrap2007-09-21 18:48:54

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

onuruygunÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 30/07/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 7768
onuruygunÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 18:57
[QUOTE=çekirge]

Sizin görüşlerinize de saygım var. Biraz bu konuyu abarttım galiba.. :)

Merak etmeyin van gölünün suyu sodalı orda balık yaşamaz öğretmenimin dediğine göre. Ordan balık tutarak geçimini sağlayanda yoktur öyleyse.
 
Haydi balıklı günler. LOL
[/QUOTE]

Cenk Bey; İstanbul'dakiler Van'a gitmez. Elde kavanoz terkosa koşarlar. Hatta yıllar önce hayvanın teki bakamadığı 1,5 metrelik timsahını terkosa bırakmıştı.

Adama hayvan diyorum, üslubumdan dolayı kusuruma bakmayın. Terkos'a timsah bırakana bundan daha kibar bir söz bulamadım.
encort2007-09-21 18:58:19

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

cemookaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/08/2007
İl: Ankara
Mesaj: 472
cemookaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 18:59

Bir bu konu zaten tarıtşmak üzerine açılmıştır.İki utancımı kimsenin ismini vermeyerek ve rencide etmeyecek bir tavırla dile getirdim ve arkasındayım ve bu uslubun neresinde sorun gördüğünüzü açarsanız size daha fazla yardımcı olabilirim.Ve beni tanısaydınız birilerinin savunmasına sığınıp destek bekleyecek kadar vasıfsız bir insan olmadığımı anlardınız.Bu konu haddini aşmıştır bu konunun kapatılmasını talep ediyorum.Saygılarımla


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

onuruygunÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 30/07/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 7768
onuruygunÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 19:06
Cem Bey; sanırım Salih Bey'in anlatmaya çalıştığı akvaryum hobisi ile ilgili bu sözlerinizi bir akvaryum forumunda açıklamanızın garip kaçtığıdır. Ayrıca üslubunuzda rencide edici bir durum yok akvaryumda uzun süre balık bakmış biri olarak herkesin bu hobi için girdiği bir sitede mesajlarınız sıra dışı görünüyor. Evet, balıkların hapsediliyor olması konusunda sizinle hemfikirim ama anlatımınız olayı biraz fazla dramatize etmiş. Mesela aynı şeylerin çok daha gaddarcasını yapıyoruz. Soframıza gelen etlerin geçmişini düşünelim. Hayvanların vahşice boğazları kesiliyor ve bu anda halen canlılar. Başka bir örnek de kişisel; sebze yiyebilecekken denize girip 3-4 saat boyunca elde zıpkın dolaşıyorum. Sonra ağzıma layık gördüğüm balığı hedef alarak 100 cm civarında bir demir parçası ile vücudunu gaddarca, canice delip suyun dışına çıkartıyorum. Balık bu anda bile hayatta ve can çekişiyor. Sonra da onun cesedini kor alevler üzerinde kızartıp yiyorum. Şimdi ben cani miyim? Hayır, sadece balık yemeyi seviyorum. Aynı örnek köfte, sucuk, pirzola yiyenler için de geçerlidir.

Anlatmaya çalıştığım şu; her olay kendi durumu içinde değerlendirilmeli, değerlendirme yapılırken açıklanacağı ortama göre kelimeler seçilmelidir. Sizin mesajlarınızda bir anormallik yok. Değerlendirme sonuna kadar doğru ama benim verdiğim örneklerdeki gibi, kelimelerin seçimi ve dizilimi ortam ile bağdaşmıyor. O yüzden sıra dışı görünüp tepki alıyor.

(Ramazanda böyle bir mesaj yazdığım için özür dilerim. Hani köfte, balık derken oruç tutanlara eziyet gibi oldu. Kusura bakmayın.)
encort2007-09-21 19:19:20

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

FoRrapÇevrim Dışı

Kayıt: 17/06/2007
İl: Bursa
Mesaj: 724
FoRrapÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 19:17

Konuya gelen ilk 15 msj dan sonra üzülmeniz ve utanç duymanızı gerçekten çok garipsedim forum 15 kişiden ibaret değil ve Onur beyin de dediği gibi bu konuyu bir  akvaryum forumunda tartışmanız. Ne kadar mantıklı tartışılır.

İlk msjınızda bence olay zaten bitiyor. Biz balıkları doğadan yakalayıp akvaryumda beslemiyoruz. Tank üretimlerini besliyoruz , doğal ortamlarını eminimki hiç özlemiyorlardır. Bilmediğiniz ve görmediğiniz bir yeri( balık ta olsanız zaten o hafızayla) hatırlamanız mümkün değil .

Oruç ta var kırmak istemem ama şahsi fikrim budur.
Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

donutÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 27/12/2006
İl: Ankara
Mesaj: 3135
donutÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Eylül 2007 19:22
Cem bey haklı taraflarınız olabilir..Yadırganacak bir durumda yok bence ortada,kimi zaman herhangi bir akvarist düşünebilir bunu..Bir kanaryayı kafese hapseden bir kuşçuda..
 
   Yanlız bazı durumlar vardır..Artılarıda eksileride iç içedir..Şimdi diyelimki buncainsan vazgeçtik..Dedikki bu balıkları akvaryuma hapsetmeyelim..Ne olacak?Bunun cevabını bekliyorum merakla..
 
    Bu balıkları malawi gölüne ulaştırabilecekmiyiz..?Gittik akvaryumcuya verdik..Sizce hangisi daha iyi?bizdeki balıklarmı yoksa akvaryumculardakimi..?
 
   Birtakım şeyler geçmiştan günümüze değiştirilemeyecek şekilde aksettirilmiştir..Öyle bir yerleşirki hayata,aksini yapmak daha kötü sonuçlar doğurur...
 
   Burada yapılması gerken tek şey bu hobiyi olabildiğince bilinçli yapmaktır..Ancak bilinçlilik sadece akvaristlikle ilgili değildir..Herkes bilinçli olacak,balıklarının sağlığını düşünecek..
    Ben boşa taşımıyorum onlarca kilo kayayı..Ali bey,o bitkilere boş yere günlerini vermedi,serkan bey kokusuna dayanıp yosun tutan bir akvaryum oluşturuyor sırf balıklar için biotoplar oluşturabilelim diye..
 
    Bende biliyorum tropheuslarımın 100 litredede yaşıyacağını..Ama önce onları düşünüyorum..Belki 50 tane video izliyorum bu balklar nasıl yaşar diye..
 
   CEM BEY LÜTFEN CEVAPLAYINIZ...
 
  Akvaristliği bugün bıraksam elimdeki balıklara ne olacak..Yada eğer siz bu işi bıraktıysanız balıklarınız ne oldu?
donut2007-09-21 19:25:38

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir