balıklarımın karnı şişti yardım edermisiniz
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2011 16:49
Merhaba, bugün balıklarımda bir şeye dikkat ettim. Mavi prenseslerimin alt tarafı şişmiş,büyük ihtimalle sarı prenseslerde yokdu, mavi prenseslerde vardı. Akvaryumcuya sormak için gittiğimde ordaki birisi protein yeminden dolayı dedi, bitkisel beslenmesi lazım onların dedi. Bağırsaklarında bir sorun vardır dedi. Bundan dolayımıdır sizce ?
kty94kty 2011-11-11 17:01:03
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2011 16:52
Kabızlık olabilir. Keşke bi fotoğraf koysaydınız daha kesin birşey söyleyenler olacaktır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2011 17:18
Protein yemleri o şekilde şişlikler yapabiliyor.
Ispanak yapragını haşla yani kaynatmış oldugun suya at 2-3 dakika kaynadıktan sonra al ve sogut yumuşamış oldugunu göreceksin zaten. Daha sonra akvaryumuna at ve balıkların yesin fazla akvaryumda bekletme 1-2 saat kadar sonra al.
Ispanak bulamazsan bezelye verebilirsin. Onu da 4-5 bezelyeyi aynı şekilde haşla ve kabuklarını soy. Dağıtmamaya dikkat ederek ver.
Bu işlemler sonunda %10-15 gibi bi su değişimi yap. Yosun oluşabilir.
Vatozlarında aynı problem olursa salatalık deneyebilirsin.
Bu işlemleri uygulamadan önce biraz bekle üstadlar da yazdıklarımı doğrularsa öyle yaparsın bunları.
En yakın zamanda inş. iyileşirler...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2011 17:21
Kabızlık değilse bloat hastalığıdır.
Bloat hem belirtiler açısından hem de nedenlerinden dolayı temelde dropsy ile benzerlikler gösterir. Bloat daha çok afrika menşeili cichlidlerin başına gelir. Özellikle herbivore (otçul) bir beslenme stiline sahip olan, yani doğada daha çok kayalardan yosunları (aufwuchs) sıyıran, veya yosun ve küçük kabuklularla beslenen Malawi mbuna türleri ve bazı Tanganyika türleri bloat olmaya yatkındırlar. Zaten bu nedenle diğer adı da Malawi bloat'tur (Latince adı Crybtobia). Dropsy'ye neden olan sebebler bloat'a da götürebilir bir balığı, özellikle de Malawi ve Tanganyika cichlidlerini. Ancak bloat daha çok mide bölgesinde ve yemek borusunda oluşan bir enfeksiyon olduğundan farklı nedenler de bir balığı hasta edebilir. Bloat'a yatkın olan balıkların sindirim sistemi etçil beslenen türlere göre daha uzundur. Yani mide borusu ve bağırsaklar olması gerekenden daha uzundur. Bunun bir sebebi var elbette. Yeşilliklerin ve otların sindirimi daha zordur ve daha uzun sürer. Protein ağırlıklı yemleme, bakteri deposu olan kurtlarla besleme, çözünmüş ve tekrar dondurulmuş yiyeceklerle beslemek, veya suda ıslatılmadan büyük miktarlarda verilen pellet yemler bu sistemi tıkayabilir. Her kurt veya pellet verişinizde olmaz ama birgün gelir tıkanacğı tutar. Son yıllarda yapılan araştırmalar bloat olarak tanımlanan hastalığın genelde bakterilerden (Aeromonas türü bakteriler, özellikle Aeromonas hydrophilia) veya bağırsak parazitlerinden (Hexamita salmenis ve Spironucleus türleri) kaynaklandığı fikri giderek yaygınlık kazanıyor. Ayrıca bloat'tan etkilenen Afrika cichlidleri üzerinde yapılan araştırmada balıkların midelerinde kamçılı bir tek hücreli canlı olan Cryptobia jubilans keşfedildi. Bu parazitin Malawi gölünden akvaryumlara taşındığı yönünde güçlü bulgular vardır. Bu asalak Hexamita(Hexamita salmenis)ve Spironucleus gibi parazitlerle yakın akrabadır. C. jubilans ve hexamita gibi etnteroparazitik (içte yaşayan parazitler) canlıların üremeleri için başka canlılara ihtiyaç duymadıkları ve opportunistik asalaklar oldukları tahmin ediliyor. Bu bahsedilen parazitlerin ve Aeromonas türü bakterilerin balığa nasıl bulaştıkları henüz bilinmiyor, ancak balığın bloat'a yakalanmasının yukarıda belirtilen su koşulları ve beslenmede yapılan hatalar ile yakından ilişkili olduğu tahmin ediliyor.
Bloat'a yakalanmış bir balığı ayırt etmeniz mümkün. İlk günlerde cansızlaşır, yemek ister, yemi ağzına alır fakat dışarı tükürür. Sanki yemek istediği halde yutamıyormuş gibi bir hali vardır. Zamanla rengi koyulaşır, hastalık ilerledikçe en koyu rengini almaya başlar ve Afrika cichlidlerine has siyah çizgiler ortaya çıkar. Gözleri koyulaşmaz, anormal bir görüntüleri de yoktur. Ortalıkta dolaşmadığı gibi sürekli saklanmayı tercih eder. İlk günlerden sonra karnın ya çok hafif şiştiğini, ya da içeri göçtüğünü fark edersiniz. Özellikle karnın alt kısımlarına dikkat edin. Bu belirtileri fark ettiğinizin ilk günlerinde harekete geçin. Geçen vakit balığı kurtarma şansınızı azaltacaktır. Çok temiz suyun bulunduğu, ve ısının da ana tank ile aynı olduğu tedavi tankına aldıktan sonra balığınızı iki şekilde tedavi edebilirsiniz. Ya 38 litreye bir metronidazole eritin, ya da 38 litreye bulabildiğiniz en güçlü balık antibiyotiğini kullanın. İkisini yarım dozlarda birlikte de kullanabilirsiniz. Balık son evrelerde ise, yani tabiri caizse gözünün feri gitmişse, İnsanlar için kullanılan penisilin kullanın, ama bu sefer 50 litreye bir tane eritin. Unutmayın, penisilini sadece son çare olarak kullanın, asla yaşama şansı biraz daha fazla bir balığı penisilin ile tedavi etmeyin. Hangisini seçerseniz seçin ancak 24 saat sonra en az %50 su değiştirip aynı dozajı tekrar uygulayın. 3 gün boyunca aynı yöntemi uygulayın, 3 gün sonunda balığın rengi açılmışsa, ortalıkta yüzmeye başlamışsa, ve yem yiyorsa köşeyi döndü demektir. Eğer yarı yarıya bu belirtiler varsa, ortalıkta dolaşıyor ve hala yem yemiyorsa (bunu anlamak için 1 gün bekleyin), tedaviye bir 3 gün daha başlayın. Zaten 3 günlük tedavi sonrası, 4.günde hala inatla yaşıyorsa kurtulma şansı yüksektir.
Bloat
Bloat hem belirtiler açısından hem de nedenlerinden dolayı temelde dropsy ile benzerlikler gösterir. Bloat daha çok afrika menşeili cichlidlerin başına gelir. Özellikle herbivore (otçul) bir beslenme stiline sahip olan, yani doğada daha çok kayalardan yosunları (aufwuchs) sıyıran, veya yosun ve küçük kabuklularla beslenen Malawi mbuna türleri ve bazı Tanganyika türleri bloat olmaya yatkındırlar. Zaten bu nedenle diğer adı da Malawi bloat'tur (Latince adı Crybtobia). Dropsy'ye neden olan sebebler bloat'a da götürebilir bir balığı, özellikle de Malawi ve Tanganyika cichlidlerini. Ancak bloat daha çok mide bölgesinde ve yemek borusunda oluşan bir enfeksiyon olduğundan farklı nedenler de bir balığı hasta edebilir. Bloat'a yatkın olan balıkların sindirim sistemi etçil beslenen türlere göre daha uzundur. Yani mide borusu ve bağırsaklar olması gerekenden daha uzundur. Bunun bir sebebi var elbette. Yeşilliklerin ve otların sindirimi daha zordur ve daha uzun sürer. Protein ağırlıklı yemleme, bakteri deposu olan kurtlarla besleme, çözünmüş ve tekrar dondurulmuş yiyeceklerle beslemek, veya suda ıslatılmadan büyük miktarlarda verilen pellet yemler bu sistemi tıkayabilir. Her kurt veya pellet verişinizde olmaz ama birgün gelir tıkanacğı tutar. Son yıllarda yapılan araştırmalar bloat olarak tanımlanan hastalığın genelde bakterilerden (Aeromonas türü bakteriler, özellikle Aeromonas hydrophilia) veya bağırsak parazitlerinden (Hexamita salmenis ve Spironucleus türleri) kaynaklandığı fikri giderek yaygınlık kazanıyor. Ayrıca bloat'tan etkilenen Afrika cichlidleri üzerinde yapılan araştırmada balıkların midelerinde kamçılı bir tek hücreli canlı olan Cryptobia jubilans keşfedildi. Bu parazitin Malawi gölünden akvaryumlara taşındığı yönünde güçlü bulgular vardır. Bu asalak Hexamita(Hexamita salmenis)ve Spironucleus gibi parazitlerle yakın akrabadır. C. jubilans ve hexamita gibi etnteroparazitik (içte yaşayan parazitler) canlıların üremeleri için başka canlılara ihtiyaç duymadıkları ve opportunistik asalaklar oldukları tahmin ediliyor. Bu bahsedilen parazitlerin ve Aeromonas türü bakterilerin balığa nasıl bulaştıkları henüz bilinmiyor, ancak balığın bloat'a yakalanmasının yukarıda belirtilen su koşulları ve beslenmede yapılan hatalar ile yakından ilişkili olduğu tahmin ediliyor.
Bloat'a yakalanmış bir balığı ayırt etmeniz mümkün. İlk günlerde cansızlaşır, yemek ister, yemi ağzına alır fakat dışarı tükürür. Sanki yemek istediği halde yutamıyormuş gibi bir hali vardır. Zamanla rengi koyulaşır, hastalık ilerledikçe en koyu rengini almaya başlar ve Afrika cichlidlerine has siyah çizgiler ortaya çıkar. Gözleri koyulaşmaz, anormal bir görüntüleri de yoktur. Ortalıkta dolaşmadığı gibi sürekli saklanmayı tercih eder. İlk günlerden sonra karnın ya çok hafif şiştiğini, ya da içeri göçtüğünü fark edersiniz. Özellikle karnın alt kısımlarına dikkat edin. Bu belirtileri fark ettiğinizin ilk günlerinde harekete geçin. Geçen vakit balığı kurtarma şansınızı azaltacaktır. Çok temiz suyun bulunduğu, ve ısının da ana tank ile aynı olduğu tedavi tankına aldıktan sonra balığınızı iki şekilde tedavi edebilirsiniz. Ya 38 litreye bir metronidazole eritin, ya da 38 litreye bulabildiğiniz en güçlü balık antibiyotiğini kullanın. İkisini yarım dozlarda birlikte de kullanabilirsiniz. Balık son evrelerde ise, yani tabiri caizse gözünün feri gitmişse, İnsanlar için kullanılan penisilin kullanın, ama bu sefer 50 litreye bir tane eritin. Unutmayın, penisilini sadece son çare olarak kullanın, asla yaşama şansı biraz daha fazla bir balığı penisilin ile tedavi etmeyin. Hangisini seçerseniz seçin ancak 24 saat sonra en az %50 su değiştirip aynı dozajı tekrar uygulayın. 3 gün boyunca aynı yöntemi uygulayın, 3 gün sonunda balığın rengi açılmışsa, ortalıkta yüzmeye başlamışsa, ve yem yiyorsa köşeyi döndü demektir. Eğer yarı yarıya bu belirtiler varsa, ortalıkta dolaşıyor ve hala yem yemiyorsa (bunu anlamak için 1 gün bekleyin), tedaviye bir 3 gün daha başlayın. Zaten 3 günlük tedavi sonrası, 4.günde hala inatla yaşıyorsa kurtulma şansı yüksektir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2011 17:36
Kürşat Bey teşekkür ederim ama dediğiniz tedavi yöntemini uygulayacak akvaryumum ve yerim yok. Bu yüzden Halil beyin söylediği tedavi yöntemini sizde onaylıyorsanız o yöntemi uygulayacağım
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Kasım 2011 17:39
[QUOTE=kty94kty]
Kürşat Bey teşekkür ederim ama dediğiniz tedavi yöntemini uygulayacak akvaryumum ve yerim yok. Bu yüzden Halil beyin söylediği tedavi yöntemini sizde onaylıyorsanız o yöntemi uygulayacağım[/QUOTE]
Dediğim gibi ben çok fazla bilmiyorum. Bekleyin biraz daha gün sonuna kadar gelecek yanıtlar doğrultusunda hareket edin. Söylemiş oldugum tedavi yöntemine uymanızı söylerlerse uygulayın. Üstadlar benden daha iyi bilir :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir