Çamur Zıpzıpım
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2007 17:45
Akvaryumun genel görüntüsü. Normalde üstü kapalı plastik kapaklı, yukarı kısım bol nemli oluyor böylece derileri kurumuyor.
Video çektim youtuba atarken sorun oluyor upload duruyor. ama video çok tatlı oldu. Video başlarken kütüğün üzerinde, ardından hafif bir suya batıp çıkıyor. Sonra göz kapaklarını kapatıp açıyor ardından zıplaya zıpkaya odunun tepesine çıkıyor. Sonra cup suya atlayıp akvaryumun dibine gidiyor.
Saygılar,
Video çektim youtuba atarken sorun oluyor upload duruyor. ama video çok tatlı oldu. Video başlarken kütüğün üzerinde, ardından hafif bir suya batıp çıkıyor. Sonra göz kapaklarını kapatıp açıyor ardından zıplaya zıpkaya odunun tepesine çıkıyor. Sonra cup suya atlayıp akvaryumun dibine gidiyor.
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2007 17:50
Hastayım bu zıp zıpa yaa. Acaip komik bir tipi var..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2007 17:57
Bu canlıları daha önce belgeselde izlemiştim. Gerçekten çok güzel canlılar. Belgeselde izlerken hayran kalmıştım. Çamur zıp zıpı akvaryumu kurmayı gerçekten isterdim ama maalesef bulması imkansız gibi bişey.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2007 17:58
Bir kitapta bu tip akvaryumların kurulumu,bakımı,dekorasyonu,canlıların beslenmesi anlatılıyordu.Kitap elimde var.İsterseniz blgi verebilirim.Sanırım akvaryumu kütük,mangov bitkisi.Gerçekten güzel bir akvaryum kurmuşlar.Sizinkide çok güzel.
Karanın başladığı yerde okyanus biter, okyanusun başladığı yerde karalar biter.
Mangrovların nerede başlayıp nerede bittiği belli değildir.
Samuel C. Snedaker
Ekvator iklim kuşağında ve buna komşu (subtropikal) bölgelerde bulunan çamurlu kıyılarda, ırmak ağızlarında ve bataklıklarda sık ormanlar oluşturan ağaç türlerinden meydana gelen ormanlara “Mangrov” adı verilir. Ekvator bölgesindeki kıyıların yarısından çoğunu kaplayan bu ormanlar, deniz ile kara arasında doğal bir set oluşturarak kıyılarda gel-git fırtınalarının ve kasırgaların etkisini azaltırlar. Hindistan, Pakistan, Sri Lanka, Tayland, Malezya, Singapur ve Endonezya’da geniş yayılış gösteren mangrovların sadece Endonezya’da kapladığı alan 4,5 milyon hektar olup, bu miktar Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık % 6’sına karşılık gelir. Mangrov türleri, Amerika kıtasının Pasifik ve Atlantik kıyıları ile ve Batı Afrika sahillerinde de bulunmaktadır. Dünya üzerinde toplam 90 mangrov türü tespit edilmiştir.
Ne yazık ki bu ağaçlar ya odun elde etmek, ya da yeni yerleşim ve sanayi alanları açmak amacıyla hızla kesilmekte ve yok edilmektedir. Bunun dışında bu ormanlar, denizlerdeki petrol ve diğer kirliliklerden de etkilenerek zarar görmektedirler.
Mangrovların ilginç özellikleri
Bu ormanların arasında bulunan korunaklı ve besin maddesi bakımından zengin sular, pek çok balık ve karides türü için çok uygun bir yaşam ortamı oluşturmaktadır. Bu alanlarda 72 balık türü tespit edilmiştir. Endonezya’daki mangrov ormanlarında 15. yüzyıldan beri sütbalığı, kefal ve hani gibi balıkların üretimi yapılmaktadır. Mangrov ormanları, barındırdığı ilginç hayvan türleriyle, yaban hayatı açısından da son derece zengin bir ortamdır. Örneğin Borneo’daki “uzun burun maymun”, Maloka yarımadasındaki “sarı çizgili siyah mangrov yılanı”, “tırmanan balık” ve “kemani yengeç” sadece bu ormanlara özgü hayvanlardır. Mangrov ormanlarında yetişen Nipa palmiyelerinin yapraklarından lif elde edilmektedir. Bunların taze olarak yenilen meyvelerinden ayrıca şeker, alkol, sirke, boya, yapıştırıcı ve kozmetik ürünler de üretilebilmektedir. Mangrovlardan Avicennia adını taşıyan önemli bir tür vardır ki, adını Ibni Sina’dan alan bu ağaçlardan ağrı ve ishal kesiciler, kanamalarda ve kalp rahatsızlıklarında kullanılan çeşitli ilaçlar elde edilmektedir.
Mangrovlar tuzlu suya dayanıklı ağaçlardır. Kırmızı mangrov ve buna benzer pek çok türde, bataklıkların gevşek çamurlarına daha sağlam tutunabilmek için dibe doğru destek kökler uzanır. Bu kökler dipteki çamura ulaştığında yeni mangrovlar oluşturacak şekilde yayılır ve bu şekilde giderek çoğalan mangrovlar, içine girilmesi adeta imkansız, sık ormanlar meydana getirirler. Bazı türlerde, dip çamurundan yukarı doğru çıkan, üzerinde ufak gözenekler olan yardımcı kökler bulunur. Solunum kökleri adı verilen bu kökler, gözenekler aracılığıyla emilen havayı çamurun altındaki ana köklere iletir ve bitkinin hava almayan kısımlarının canlılığını devam ettirmesine yardımcı olur. Bazı mangrov türlerinde tohumlar henüz ağacın üzerindeyken, yani dökülmeden çimlenip gelişmeye başlar. Örneğin Asya’nın doğusundaki bir türün tohumları ağaçta çimlenerek dev bir ok başını andıran konik bir kütle haline gelir. Bu ok daha sonra ağaçtan koparak dipteki çamura saplanır ve derinlere gömülür. Burada büyüyerek yeni bir mangrov ağacı haline gelir. Güneydoğu Asya kıyılarında, denize doğru büyüdükçe açıkta kökler üreten Sonnetaria türü mangrovlar yoğun olarak bulunmaktadır. Avicennia türünde de bulunan bu kökler oksijeni emer ve gövdenin diğer yerlerinin ihtiyacını karşılamaya yardım eder.
Mangrovlar zengin bir ekosistem teşkil etmektedirler. Bentik ekosistem, deniz dibiyle suların kabarabildiği en ileri nokta arasında yaşayan zemin canlılarını içerir. Bentik omurgasızlar mangrov ağaçlarının yapraklarının indirgenmesinde aktif rol oynar. Mikrobiyal organizmalar, bira mayası gibi bakteri ve mantarlar da bu yaprakların ayrıştırılıp besleyici tuzların tekrar ortaya çıkışında ve mineralizasyonda çok önemli rol oynarlar. Bu ormanların bulunduğu bölgelerdeki hızlı nüfus artışının getirdiği baskı, bu kaynakların kullanımına ilişkin bazı kararlar alınmasını gündeme getirmiştir. Bu amaçla son yıllarda Asya-Pasifik bölgesinde Tayland, Filipinler, Malezya, Endonezya, Bangladeş ve Yeni Gine’de birçok bölgesel ve uluslar arası toplantı düzenlenerek koruma amaçlı kararlar alınmıştır. Biyolojik çeşitlilik ve ekosistem zenginliği bakımından mangrov ormanlarının korunması, dünyamızın bugünü ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Kaynaklar:
- Umali,M.R., Zamora, M.P., Gotera R.R., Jara S.R., Camacho S.A., Vannucci M. “Mangroves of Asia and Pacific: Status and Management P. 19-26, 60-64, 68-76, 231-238, 240-251. UNDP/UNESCO Research and Training Pilot Programme on mangrove
- Ecosytems in Asia and Pacific (RAS/79/002). JMS Pres Quezon City, PHilippines, 1987
- ALSORMKOAE s., 1995. Ecology and Biodiversity of Mangrove Thailand.
- Hussain Z., 1997. Changes in Habitat Conditions and The Conservation of mangroves in Asia.
Burak aybars 2007-4-2 18:0:23
Karanın başladığı yerde okyanus biter, okyanusun başladığı yerde karalar biter.
Mangrovların nerede başlayıp nerede bittiği belli değildir.
Samuel C. Snedaker
Ekvator iklim kuşağında ve buna komşu (subtropikal) bölgelerde bulunan çamurlu kıyılarda, ırmak ağızlarında ve bataklıklarda sık ormanlar oluşturan ağaç türlerinden meydana gelen ormanlara “Mangrov” adı verilir. Ekvator bölgesindeki kıyıların yarısından çoğunu kaplayan bu ormanlar, deniz ile kara arasında doğal bir set oluşturarak kıyılarda gel-git fırtınalarının ve kasırgaların etkisini azaltırlar. Hindistan, Pakistan, Sri Lanka, Tayland, Malezya, Singapur ve Endonezya’da geniş yayılış gösteren mangrovların sadece Endonezya’da kapladığı alan 4,5 milyon hektar olup, bu miktar Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık % 6’sına karşılık gelir. Mangrov türleri, Amerika kıtasının Pasifik ve Atlantik kıyıları ile ve Batı Afrika sahillerinde de bulunmaktadır. Dünya üzerinde toplam 90 mangrov türü tespit edilmiştir.
Ne yazık ki bu ağaçlar ya odun elde etmek, ya da yeni yerleşim ve sanayi alanları açmak amacıyla hızla kesilmekte ve yok edilmektedir. Bunun dışında bu ormanlar, denizlerdeki petrol ve diğer kirliliklerden de etkilenerek zarar görmektedirler.
Mangrovların ilginç özellikleri
Bu ormanların arasında bulunan korunaklı ve besin maddesi bakımından zengin sular, pek çok balık ve karides türü için çok uygun bir yaşam ortamı oluşturmaktadır. Bu alanlarda 72 balık türü tespit edilmiştir. Endonezya’daki mangrov ormanlarında 15. yüzyıldan beri sütbalığı, kefal ve hani gibi balıkların üretimi yapılmaktadır. Mangrov ormanları, barındırdığı ilginç hayvan türleriyle, yaban hayatı açısından da son derece zengin bir ortamdır. Örneğin Borneo’daki “uzun burun maymun”, Maloka yarımadasındaki “sarı çizgili siyah mangrov yılanı”, “tırmanan balık” ve “kemani yengeç” sadece bu ormanlara özgü hayvanlardır. Mangrov ormanlarında yetişen Nipa palmiyelerinin yapraklarından lif elde edilmektedir. Bunların taze olarak yenilen meyvelerinden ayrıca şeker, alkol, sirke, boya, yapıştırıcı ve kozmetik ürünler de üretilebilmektedir. Mangrovlardan Avicennia adını taşıyan önemli bir tür vardır ki, adını Ibni Sina’dan alan bu ağaçlardan ağrı ve ishal kesiciler, kanamalarda ve kalp rahatsızlıklarında kullanılan çeşitli ilaçlar elde edilmektedir.
Mangrovlar tuzlu suya dayanıklı ağaçlardır. Kırmızı mangrov ve buna benzer pek çok türde, bataklıkların gevşek çamurlarına daha sağlam tutunabilmek için dibe doğru destek kökler uzanır. Bu kökler dipteki çamura ulaştığında yeni mangrovlar oluşturacak şekilde yayılır ve bu şekilde giderek çoğalan mangrovlar, içine girilmesi adeta imkansız, sık ormanlar meydana getirirler. Bazı türlerde, dip çamurundan yukarı doğru çıkan, üzerinde ufak gözenekler olan yardımcı kökler bulunur. Solunum kökleri adı verilen bu kökler, gözenekler aracılığıyla emilen havayı çamurun altındaki ana köklere iletir ve bitkinin hava almayan kısımlarının canlılığını devam ettirmesine yardımcı olur. Bazı mangrov türlerinde tohumlar henüz ağacın üzerindeyken, yani dökülmeden çimlenip gelişmeye başlar. Örneğin Asya’nın doğusundaki bir türün tohumları ağaçta çimlenerek dev bir ok başını andıran konik bir kütle haline gelir. Bu ok daha sonra ağaçtan koparak dipteki çamura saplanır ve derinlere gömülür. Burada büyüyerek yeni bir mangrov ağacı haline gelir. Güneydoğu Asya kıyılarında, denize doğru büyüdükçe açıkta kökler üreten Sonnetaria türü mangrovlar yoğun olarak bulunmaktadır. Avicennia türünde de bulunan bu kökler oksijeni emer ve gövdenin diğer yerlerinin ihtiyacını karşılamaya yardım eder.
Mangrovlar zengin bir ekosistem teşkil etmektedirler. Bentik ekosistem, deniz dibiyle suların kabarabildiği en ileri nokta arasında yaşayan zemin canlılarını içerir. Bentik omurgasızlar mangrov ağaçlarının yapraklarının indirgenmesinde aktif rol oynar. Mikrobiyal organizmalar, bira mayası gibi bakteri ve mantarlar da bu yaprakların ayrıştırılıp besleyici tuzların tekrar ortaya çıkışında ve mineralizasyonda çok önemli rol oynarlar. Bu ormanların bulunduğu bölgelerdeki hızlı nüfus artışının getirdiği baskı, bu kaynakların kullanımına ilişkin bazı kararlar alınmasını gündeme getirmiştir. Bu amaçla son yıllarda Asya-Pasifik bölgesinde Tayland, Filipinler, Malezya, Endonezya, Bangladeş ve Yeni Gine’de birçok bölgesel ve uluslar arası toplantı düzenlenerek koruma amaçlı kararlar alınmıştır. Biyolojik çeşitlilik ve ekosistem zenginliği bakımından mangrov ormanlarının korunması, dünyamızın bugünü ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Kaynaklar:
- Umali,M.R., Zamora, M.P., Gotera R.R., Jara S.R., Camacho S.A., Vannucci M. “Mangroves of Asia and Pacific: Status and Management P. 19-26, 60-64, 68-76, 231-238, 240-251. UNDP/UNESCO Research and Training Pilot Programme on mangrove
- Ecosytems in Asia and Pacific (RAS/79/002). JMS Pres Quezon City, PHilippines, 1987
- ALSORMKOAE s., 1995. Ecology and Biodiversity of Mangrove Thailand.
- Hussain Z., 1997. Changes in Habitat Conditions and The Conservation of mangroves in Asia.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2007 18:09
Rafet bey, akvaryumda ısıtıcı ve filitre göremedim; sıcaklık değişimlerine ve su değerlerine karşı dirençli olduğu anlamını çıkarabilir miyiz?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2007 18:36
Filtre koymuyorum çünkü o suya filtre koymam bir şey ifade etmeyecek, dış filtrenin hacmi daha fazla En kötü ihtimal 3 günde bir, genelde 2 günde bir deniz ve bitki akvaryumunun sularını karıştırıp suyu komple değiştiriyorum. O sırada yakalarken bi kere halıya düşürdüm, zıplaya zıplaya epeyi kaçmıştı
Sıcaklık değişimlerine gerçekten dayanıklılar. Zaten bir su dışında çıkan bir su içine giren canlıdan bu beklenir.
Aslında 50 50 50 lik deniz akvaryumunu, yeni denizi aldıktan sonra çamur zıpzıpı yapacaktım ancak annem yeter bu kadar diyince mecburen kardinal üretimi için aldığımız mini tankı feda ettik. Bakalım bir yolunu bulup onu kuracam ama ne zaman
Saygılar,
Sıcaklık değişimlerine gerçekten dayanıklılar. Zaten bir su dışında çıkan bir su içine giren canlıdan bu beklenir.
Aslında 50 50 50 lik deniz akvaryumunu, yeni denizi aldıktan sonra çamur zıpzıpı yapacaktım ancak annem yeter bu kadar diyince mecburen kardinal üretimi için aldığımız mini tankı feda ettik. Bakalım bir yolunu bulup onu kuracam ama ne zaman
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Nisan 2007 21:18
Maşallah Allah nazardan saklasın. Pek görülmeyen türler. Doğrusu çok ilgimi çekti; öğrenci olmasam bir de zıpzıp akvaryumu kurardım sanırım ama kaplumbağalarla zor baş ediyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2007 02:32
[QUOTE=bjkalley] Torbadan gelen 100 balıktan 15'i sağ çıkıyor bir de yer ayarlaması problem olduğundan genelde gelmiyor. Yalvar yakar getirttim, toptancıya en az 10 defa; abi getir abi getir demişimdir. Bakımı pek zor olmasa da şartları ve yeri sağlamak mesele. Bir akvaryum ayırmalısınız, yanına bazı 1-2 acı su balığı daha koyabilirsiniz ama tek beslemesi uygundur. Yavru almak isteyen ve çabuk sıkılan hobicilere tavsiye etmem Saygılar,
[/QUOTE]
Gelirken anca 1oo de 15 i sağ kalan bu zavallıları akvaryumcunuzun neden getirmek istemediği ortada. Bir zamanlar tıpkı sizin balıklarınız gibi olan ama yolda zor şartlarda yavaş yavaş ölen onlarca zıpzıpa hiç acımadınız mı acaba? Hayretler içerisindeyim...
[/QUOTE]
Gelirken anca 1oo de 15 i sağ kalan bu zavallıları akvaryumcunuzun neden getirmek istemediği ortada. Bir zamanlar tıpkı sizin balıklarınız gibi olan ama yolda zor şartlarda yavaş yavaş ölen onlarca zıpzıpa hiç acımadınız mı acaba? Hayretler içerisindeyim...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Nisan 2007 02:52
Maaşallah görüntülerine bakarak söylüyorum.Dediginiz gibi acaip eğlenceli hayvanlara benziyorlar.Sağlıkla yaşasınlar çok sevimliler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir