Doğru diye bildiklerimiz gerçekten doğru mu?
Gönderim Zamanı: 01 Ağustos 2010 03:54
Geçenlerde forumda bir abimle bir konu üzerinde tartıştık ( tartışma kavga değildi bunu belirteyim). Konu şuydu; bir arkadaşımız tropheuslarına bitkisel yemleme yerine yarı bitkisel yarı etçil yemleme yapmış ve balıklarının gayet sağlıklı olduğunu söylüyordu. Ama hepimizinde bildiği gibi bu gibi bir durumda bloat tehlikesi var. Bende forumda öğrendiklerimzle bitkisel ağırlıklı beslenmeleri gerektiğini söyledim. Ama ordan şu takıldı kafama; biz burda saatlerce farklı konular üzerinde tartışıyoruz. Acaba hepsi doğru bir sonuca erişiyor mu? Yani bizim tüm bu öğrendiklerimiz gerçektende doğru mu? Bu bilgiler ( balık uyum tabloları , yemleme konusu, hacim vs.) bize nerden geliyor? Bunları ortaya atan insanlar yani profesyonel diye bahsettiğimiz insanlar bize sıfır hatayla tamamen doğru bilgiler ulaştırabiliyorlar mı? Yoksa bazı şeyleri yaşayarakmı öğrenmeliyiz? Arkadaşlar iki şey istiyorum: Birincisi; şuan öyle biri çıksınki evet ben balıklarıma aynen doğal ortamlarını sağladım. Yani akvaryumda sağlanabilecek en iyi ortam benimki desin ve bundan nasıl emin olduğunu bana anlatsın. İkincisi; lütfen yorumlarımızı dikkatli yapalım sürtüşmeler yaşanmadan bu konuyu bitirelim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ağustos 2010 04:17
Bahsedilen bilgi birikiminin iki kaynağı vardır.
1) Bu işe gönül vermiş, pratik uygulamalar kadar işin kuramsal kısmıyla da uğraşan hobiciler. Bunlar bilgi öğrendiği kadar bilgi de üretirler. Her zaman her dedikleri doğru çıkmaz ama gerek deneyimleri, gerek teoriye hakimiyetleri ile yeni başlayan pek çok kişinin aklına gelmeyecek ufak ayrıntılardan önemli sonuçlar çıkartabilirler. Gerek hobinin genelinde, gerekse bu forumun içinde bu tip kişilerden kayda değer miktarda vardır. Bu insanların kimi balığı ölünce neşterle içini açıp inceler, kimisi ekipman alacak olanacğa sahiptir ve mikroskopla inceleme bile yapar, kimisi ise biyoloji ile alakalı akademik yayınları karıştırıp devamlı teorik bilgiye yüklenir, bunlardan sonuçlar çıkartır. Bu insanlar birbirleri ile bilgi paylaşımı yaparak önemli bir bilgi birikiminin oluşmasını sağlayabilir.
2) Biyoloji, kimya vb. fen alanlarında yapılmış bilimsel araştırmalar en önemli kaynaklardır. Amonyağın balığın bünyesinden ağırlıklı olarak solungaç yoluyla atılması, amonyağın hangi bakterilerce nasıl nitrata ve azot gazına dönüştüğü, platinin neden bloata çok yatkın olduğu, tropheusun doğal ortamında bitkisel ağırlıklı beslendiği ve sindirim sisteminin buna göre çalıştığı gibi pek çok bilgi buraya dayanır.
Profesyoneller ise özellikle ülkemizde bu işe genelde en az katkı yapan, hatta kimileri için söylüyorum en çok köstek olanlardır. Hobiye çok büyük katkıları olanlar da vardır ama bu konuda bilgi üreten bir elin parmağı kadar ya vardır ya da yoktur.
Forumda bahsedilen her şey tabii ki doğru değildir. Hatta akademik yayınların da önemli bir kısmı aksi ispatlanıncaya kadar veya daha ayrıntılı bilgi üretilincieye kadar doğrudur.
Yalnız bu asla ve asla istisnaların doğru olacağı anlamına gelmez. Mesela ben yıllarca filtresiz akvaryumda balık baktım ve iddia ediyorum, balıklarda filtrenin olmamasına bağlı hiç bir sorun yoktu ve olamazdı. Bunun sebebi ise bazı özel koşulların oluşmasıydı. Şimdi bundan filtrenin gereksiz olduğu sonucunu çıkartmak istersek o zaman amonyağın zehirsiz olduğunu da kabul etmemiz gerekir ki bu mantıklı bir temele asla oturmaz.
Ayrıca balıkların sağlıklı olduğunu söylemek hakikaten iyi bir gözleme, bilgi birikimine ihtiyaç duyar. Sonuçta balıkların sağlıksız olduğunu genelde çok ağır rahatsızlıklarrda anlayabiliriz. Hiç birimiz balığın bağırsak sorunları tehlikeli boyuta ulaşmadan bunun var olup olmadığını anlayamayız. Aslında balığın sağlığını ciddi şekilde etkileyen bir sindirim sistemi sorunu olabilir ama karnı çökmedikçe, yemden kesilmedikçe, bağırsak mukozası anüsten dışarı akmadıkça bunun farkına varmayız. Hastlık bu raddeye varmadan tüm balıkları sağlıklı kabul etmek en azından sindirim sistemi söz konusuyken pek mantıklı değildir. Bu varsayım; kendisine ilk evrelerde bağırsak kanseri tanısı konmuş bir insana doktorunun "Sen yürüyorsun, yemek yiyorsun, hayatına devam ediyorsun, sende hiç bir hastalık yok. Şimdi git ve aknser tüm vücuda yayılıncaya kadar gelme, o zaman senin sağlıksız olduğuna inanıp tedaviye başlarım." demesi gibi bir şeydir. Maalesef balıkların durumu bu kötüye gidinceye kadar onların sağlıksız olduğunu anlayamıyoruz.
Örneğini şöyle vereyim; sokakta gezerken gördüğünüz 100 kişiden kaçında spastik kolon sendromu olduğunu gördünüz? Ülkemizde epey yaygın bir sorundur. Fakat dışarıdan bakınca, kişi derdini anlatmayınca anlaşılmaz. O zaman 2 gün sokakta yürüyüp insanları izleyerek "Ülkemizdeki hiç bir vatandaşta spastik kolon sendromu yoktur!" diyebilir miyiz?
Sonuçta evet, forumda anlatılan her şey doğru değildir. Fakat kuramsal ve deneysel bilgilerin toplamı sayesinde önemli bir bilgi birikimi oluşmuştur. Bunların hepsi doğru olmayacağı gibi her birini teker teker yanlış kabul edip tartışmaya da gerek yoktur.
Eğer bir bilginin aksi iddia edilecekse o zaman o bilgiye karşı somut bir şeylerle ortaya çıkmak gerekir. "X kişisi aksini yapmış, olmuş" ile hiç bir noktaya varılması mümkün değildir. Elinizde inandırıcı derecede deneysel ve bunları destekleyecek kuramsal bilgi olması gerekir.
onuruygun 2010-08-01 04:37:46
1) Bu işe gönül vermiş, pratik uygulamalar kadar işin kuramsal kısmıyla da uğraşan hobiciler. Bunlar bilgi öğrendiği kadar bilgi de üretirler. Her zaman her dedikleri doğru çıkmaz ama gerek deneyimleri, gerek teoriye hakimiyetleri ile yeni başlayan pek çok kişinin aklına gelmeyecek ufak ayrıntılardan önemli sonuçlar çıkartabilirler. Gerek hobinin genelinde, gerekse bu forumun içinde bu tip kişilerden kayda değer miktarda vardır. Bu insanların kimi balığı ölünce neşterle içini açıp inceler, kimisi ekipman alacak olanacğa sahiptir ve mikroskopla inceleme bile yapar, kimisi ise biyoloji ile alakalı akademik yayınları karıştırıp devamlı teorik bilgiye yüklenir, bunlardan sonuçlar çıkartır. Bu insanlar birbirleri ile bilgi paylaşımı yaparak önemli bir bilgi birikiminin oluşmasını sağlayabilir.
2) Biyoloji, kimya vb. fen alanlarında yapılmış bilimsel araştırmalar en önemli kaynaklardır. Amonyağın balığın bünyesinden ağırlıklı olarak solungaç yoluyla atılması, amonyağın hangi bakterilerce nasıl nitrata ve azot gazına dönüştüğü, platinin neden bloata çok yatkın olduğu, tropheusun doğal ortamında bitkisel ağırlıklı beslendiği ve sindirim sisteminin buna göre çalıştığı gibi pek çok bilgi buraya dayanır.
Profesyoneller ise özellikle ülkemizde bu işe genelde en az katkı yapan, hatta kimileri için söylüyorum en çok köstek olanlardır. Hobiye çok büyük katkıları olanlar da vardır ama bu konuda bilgi üreten bir elin parmağı kadar ya vardır ya da yoktur.
Forumda bahsedilen her şey tabii ki doğru değildir. Hatta akademik yayınların da önemli bir kısmı aksi ispatlanıncaya kadar veya daha ayrıntılı bilgi üretilincieye kadar doğrudur.
Yalnız bu asla ve asla istisnaların doğru olacağı anlamına gelmez. Mesela ben yıllarca filtresiz akvaryumda balık baktım ve iddia ediyorum, balıklarda filtrenin olmamasına bağlı hiç bir sorun yoktu ve olamazdı. Bunun sebebi ise bazı özel koşulların oluşmasıydı. Şimdi bundan filtrenin gereksiz olduğu sonucunu çıkartmak istersek o zaman amonyağın zehirsiz olduğunu da kabul etmemiz gerekir ki bu mantıklı bir temele asla oturmaz.
Ayrıca balıkların sağlıklı olduğunu söylemek hakikaten iyi bir gözleme, bilgi birikimine ihtiyaç duyar. Sonuçta balıkların sağlıksız olduğunu genelde çok ağır rahatsızlıklarrda anlayabiliriz. Hiç birimiz balığın bağırsak sorunları tehlikeli boyuta ulaşmadan bunun var olup olmadığını anlayamayız. Aslında balığın sağlığını ciddi şekilde etkileyen bir sindirim sistemi sorunu olabilir ama karnı çökmedikçe, yemden kesilmedikçe, bağırsak mukozası anüsten dışarı akmadıkça bunun farkına varmayız. Hastlık bu raddeye varmadan tüm balıkları sağlıklı kabul etmek en azından sindirim sistemi söz konusuyken pek mantıklı değildir. Bu varsayım; kendisine ilk evrelerde bağırsak kanseri tanısı konmuş bir insana doktorunun "Sen yürüyorsun, yemek yiyorsun, hayatına devam ediyorsun, sende hiç bir hastalık yok. Şimdi git ve aknser tüm vücuda yayılıncaya kadar gelme, o zaman senin sağlıksız olduğuna inanıp tedaviye başlarım." demesi gibi bir şeydir. Maalesef balıkların durumu bu kötüye gidinceye kadar onların sağlıksız olduğunu anlayamıyoruz.
Örneğini şöyle vereyim; sokakta gezerken gördüğünüz 100 kişiden kaçında spastik kolon sendromu olduğunu gördünüz? Ülkemizde epey yaygın bir sorundur. Fakat dışarıdan bakınca, kişi derdini anlatmayınca anlaşılmaz. O zaman 2 gün sokakta yürüyüp insanları izleyerek "Ülkemizdeki hiç bir vatandaşta spastik kolon sendromu yoktur!" diyebilir miyiz?
Sonuçta evet, forumda anlatılan her şey doğru değildir. Fakat kuramsal ve deneysel bilgilerin toplamı sayesinde önemli bir bilgi birikimi oluşmuştur. Bunların hepsi doğru olmayacağı gibi her birini teker teker yanlış kabul edip tartışmaya da gerek yoktur.
Eğer bir bilginin aksi iddia edilecekse o zaman o bilgiye karşı somut bir şeylerle ortaya çıkmak gerekir. "X kişisi aksini yapmış, olmuş" ile hiç bir noktaya varılması mümkün değildir. Elinizde inandırıcı derecede deneysel ve bunları destekleyecek kuramsal bilgi olması gerekir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ağustos 2010 05:38
[QUOTE=emradd]Geçenlerde forumda bir abimle bir konu üzerinde tartıştık ( tartışma kavga değildi bunu belirteyim). Konu şuydu; bir arkadaşımız tropheuslarına bitkisel yemleme yerine yarı bitkisel yarı etçil yemleme yapmış ve balıklarının gayet sağlıklı olduğunu söylüyordu. Ama hepimizinde bildiği gibi bu gibi bir durumda bloat tehlikesi var. Bende forumda öğrendiklerimzle bitkisel ağırlıklı beslenmeleri gerektiğini söyledim. Ama ordan şu takıldı kafama; biz burda saatlerce farklı konular üzerinde tartışıyoruz. Acaba hepsi doğru bir sonuca erişiyor mu? Yani bizim tüm bu öğrendiklerimiz gerçektende doğru mu? Bu bilgiler ( balık uyum tabloları , yemleme konusu, hacim vs.) bize nerden geliyor? Bunları ortaya atan insanlar yani profesyonel diye bahsettiğimiz insanlar bize sıfır hatayla tamamen doğru bilgiler ulaştırabiliyorlar mı? Yoksa bazı şeyleri yaşayarakmı öğrenmeliyiz? Arkadaşlar iki şey istiyorum: Birincisi; şuan öyle biri çıksınki evet ben balıklarıma aynen doğal ortamlarını sağladım. Yani akvaryumda sağlanabilecek en iyi ortam benimki desin ve bundan nasıl emin olduğunu bana anlatsın. İkincisi; lütfen yorumlarımızı dikkatli yapalım sürtüşmeler yaşanmadan bu konuyu bitirelim.
[/QUOTE]
Çok güzel bir konuya değinmişsin. Buna biz ben yaptım oldu mantığı deriz.
Şunu unutma. Akvaryum demek dual sucul hayatı taklit eden sistemler demek. Çıkış noktamız burası. Hali ile doğrusunu bulmak için doğasına bakmak gerek. Misalen tropheus demişsin. Tropheus doğasında yosun kazıyarak beslenir. Yani gün boyu azar azar sürekli yemek yer. Ha bu hep otçul beslendiğini göstermez. İmkanını bulursa yavru balıkta yer ama ağırlıklı beslenme şekli otçuldur. Hali ile otçul ve azar azar beslemek gerekir. İmkan olsa da doğrudan güneş gören yerde bol yosunun içinde baksa tropheusları.
Onur herşeyi anlatmış zaten. Doğrudan kişilerin dediklerinden ziyade dediklerini canlının doğası ile karşılaştırıp mantık süzgeçinden geçirmelisin. Ancak o zaman doğruyu bulursun.
Saygılarımla.
[/QUOTE]
Çok güzel bir konuya değinmişsin. Buna biz ben yaptım oldu mantığı deriz.
Şunu unutma. Akvaryum demek dual sucul hayatı taklit eden sistemler demek. Çıkış noktamız burası. Hali ile doğrusunu bulmak için doğasına bakmak gerek. Misalen tropheus demişsin. Tropheus doğasında yosun kazıyarak beslenir. Yani gün boyu azar azar sürekli yemek yer. Ha bu hep otçul beslendiğini göstermez. İmkanını bulursa yavru balıkta yer ama ağırlıklı beslenme şekli otçuldur. Hali ile otçul ve azar azar beslemek gerekir. İmkan olsa da doğrudan güneş gören yerde bol yosunun içinde baksa tropheusları.
Onur herşeyi anlatmış zaten. Doğrudan kişilerin dediklerinden ziyade dediklerini canlının doğası ile karşılaştırıp mantık süzgeçinden geçirmelisin. Ancak o zaman doğruyu bulursun.
Saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ağustos 2010 14:01
Bunu biliyorum ve her konuda geçerlidir. Bir doğru aksi ispatlanıncaya kadar doğrudur. Şimdi benim burda asıl söylemek istediğim kesinlikle ben yaptım olduculuk değildir ve tropheuslarıda yalnızca konunun açılış noktası için yazmıştım. Tabiki orda yapılan uygulama doğru değildir şuanki bildiklerimize göre ve ben de bunu açıkça belirttim o konuda. Ama ben şunu söylüyorum; balıklarınıza bakarken bir olay çok mantıksız geldiyse bu olayın gerçekten üstüne gidip köküne kadar araştırmak gerekir ve araştırırkende aksini ispatlayıncaya kadar o şuanki doğru uygulamayla devam etmeliyiz bence. Eğerki bunu ispatlayamayacaksak eski doğrumuz nekadar mantıksız gelsede onda devam etmeliyiz. Şimdi bize mantıksız gelen ama forumda doğru kabul edilen bir olayı burada paylaştığımız zaman şu çıkıyor; hayır sen naptın kardeş çok yanlış bir uygulama doğrusu budur ve bunu yapacaksın ve bu yorumu arka arkaya herkes yazıyor. Yani özetle bizler hobici olarak araştırmacı olmalıyız. Ufak bir mantıksızlık kafanızı karıştıran birşey olsa bile bunu araştırmalıyız. Ha şunuda istemem tabiki direk bu mantıksız geldi diye onu devreden çıkarmamalıyız. İşte öyle yaparsak ben yaptım olduculuğa götürürüz işi. Onurunda dediğine göre zaten bize profesyonel sıfatında olan insanlar çok yardımcı olmamış. Çoğu şeyi araştırarak öğrenmişiz. Peki neden araştırmalarımıza devam etmeyelim?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ağustos 2010 14:56
[QUOTE=emradd]Bunu biliyorum ve her konuda geçerlidir. Bir doğru aksi ispatlanıncaya kadar doğrudur. Şimdi benim burda asıl söylemek istediğim kesinlikle ben yaptım olduculuk değildir ve tropheuslarıda yalnızca konunun açılış noktası için yazmıştım. Tabiki orda yapılan uygulama doğru değildir şuanki bildiklerimize göre ve ben de bunu açıkça belirttim o konuda. Ama ben şunu söylüyorum; balıklarınıza bakarken bir olay çok mantıksız geldiyse bu olayın gerçekten üstüne gidip köküne kadar araştırmak gerekir ve araştırırkende aksini ispatlayıncaya kadar o şuanki doğru uygulamayla devam etmeliyiz bence. Eğerki bunu ispatlayamayacaksak eski doğrumuz nekadar mantıksız gelsede onda devam etmeliyiz. Şimdi bize mantıksız gelen ama forumda doğru kabul edilen bir olayı burada paylaştığımız zaman şu çıkıyor; hayır sen naptın kardeş çok yanlış bir uygulama doğrusu budur ve bunu yapacaksın ve bu yorumu arka arkaya herkes yazıyor. Yani özetle bizler hobici olarak araştırmacı olmalıyız. Ufak bir mantıksızlık kafanızı karıştıran birşey olsa bile bunu araştırmalıyız. Ha şunuda istemem tabiki direk bu mantıksız geldi diye onu devreden çıkarmamalıyız. İşte öyle yaparsak ben yaptım olduculuğa götürürüz işi. Onurunda dediğine göre zaten bize profesyonel sıfatında olan insanlar çok yardımcı olmamış. Çoğu şeyi araştırarak öğrenmişiz. Peki neden araştırmalarımıza devam etmeyelim?
[/QUOTE]
Aslında sürekli ediyoruz Emre. Sürekli gözlemliyoruz vs. Forumda hergün en az 1 tane yeni birşey çıkıyorki bu bence çok iyi.
Saygılarımla.
[/QUOTE]
Aslında sürekli ediyoruz Emre. Sürekli gözlemliyoruz vs. Forumda hergün en az 1 tane yeni birşey çıkıyorki bu bence çok iyi.
Saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ağustos 2010 14:58
Güzel bir konuya değinmişsiniz.Elbette ki araştırma yapalım,fakat araştırma yapmak bilime kafa tutmak değil de onun gösterdiği yolu geliştirmek üzerine yapılmalı.Mesela tropheusun istediği hacim büyüktür biliyoruz,1metre/150 litrede uygun bir dizayn ve bakımla 1 erkek 4 dişilik bir koloniyi rahat yaşatabilmek ve bunu hobiciyle paylaşmak örneğin bir araştırmadır.Ki bunu başaranlar da tanıyorum.Fakat otçul bir hayvanı etçil yemle beslemeye çalışıp bloat vs. tarzı hastalıklara yakalanmıyor demek(ki yakalanmayacağını da garanti edemeyiz)ben yaptım olduculuk olur.Çünkü burada hayvanın hayatı üzerine bir deneme yapılmıştır.150 litrede sorun çıktığında ya büyük tanka geçersiniz,ya da balığı ayırırsınız vs seçenek çoktur.Ama hayvan etçil yemleme yüzünden bloat olduğunda o zaman seçeneğiniz kalmaz.Bilmem anlatabiliyor muyum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ağustos 2010 15:04
Araştırmaya devam etmeyelim demiyorum, lütfen böyle bir sonuç çıkmasın.
Benim demeye çalıştığım, bazı bilgiler vardır ki artık tartışmaya pek gerek yoktur. Çok özel bir durum söz konusu olmadıkça doğruluğu zaten binlerce şekilde ispatlanmıştır. Filtre örneğini bundan dolayı verdim.
Fakat hobide pek çok şey bu kadar net değil. Örneğin çok beslenmeyen, beslenmesi de üretimi de çok zor bir türün doğal olarak besleyeni de satanı da az olacaktır. Bu türler ile ilgili gerek deneysel bilgilerimiz gerekse kuramsal bilgilerimiz çok az olabilir, bu doğaldır. Özellikle bu gibi türlerin gerek beslenmeleri, gerek ortam gereksinimleri gerekse üremeleri ile ilgili pek çok bilgimiz eksik ve/veya yanlış olabilir, bu bilgilerin doğrusunu bulmak yine bize düşüyor.
Yani her şeyin yanlış olabileceği yanılsamasına girmeden sorgulayıcılığımızı devam ettirmeliyiz.
Bilim de böyle gelişiyor. Örneğin yeni tür bir LASER üretmeye çalışan bir bilimadamı bu yeni LASER'de kullanılacak maddelerin özellikleri ile ilgili pek çok yanlış bilginin doğrusunu bulabilir, gerçekten çok önemli bilgiler de üretebilir. Fakat bunları yaparken oturup da işe yaradığı binlerce kez gözlemlenmiş elektromagnetik teorinin veya kuantum mekaniğinin denklemlerini baştan yazmaya çalışmaz, onları doğru kabul edip yolunadevam eder.
Tabii çalışmaları sırasında onların hatalı veya yeterince açıklayıcı olmadığı durumlarla karşılaşırsa o başka, o zaman doğrusunu bulmaya uğraşabilir. Fakat başlangıç noktası bunların doğru olduğunun kabul edildiği noktadır.
Benim demeye çalıştığım, bazı bilgiler vardır ki artık tartışmaya pek gerek yoktur. Çok özel bir durum söz konusu olmadıkça doğruluğu zaten binlerce şekilde ispatlanmıştır. Filtre örneğini bundan dolayı verdim.
Fakat hobide pek çok şey bu kadar net değil. Örneğin çok beslenmeyen, beslenmesi de üretimi de çok zor bir türün doğal olarak besleyeni de satanı da az olacaktır. Bu türler ile ilgili gerek deneysel bilgilerimiz gerekse kuramsal bilgilerimiz çok az olabilir, bu doğaldır. Özellikle bu gibi türlerin gerek beslenmeleri, gerek ortam gereksinimleri gerekse üremeleri ile ilgili pek çok bilgimiz eksik ve/veya yanlış olabilir, bu bilgilerin doğrusunu bulmak yine bize düşüyor.
Yani her şeyin yanlış olabileceği yanılsamasına girmeden sorgulayıcılığımızı devam ettirmeliyiz.
Bilim de böyle gelişiyor. Örneğin yeni tür bir LASER üretmeye çalışan bir bilimadamı bu yeni LASER'de kullanılacak maddelerin özellikleri ile ilgili pek çok yanlış bilginin doğrusunu bulabilir, gerçekten çok önemli bilgiler de üretebilir. Fakat bunları yaparken oturup da işe yaradığı binlerce kez gözlemlenmiş elektromagnetik teorinin veya kuantum mekaniğinin denklemlerini baştan yazmaya çalışmaz, onları doğru kabul edip yolunadevam eder.
Tabii çalışmaları sırasında onların hatalı veya yeterince açıklayıcı olmadığı durumlarla karşılaşırsa o başka, o zaman doğrusunu bulmaya uğraşabilir. Fakat başlangıç noktası bunların doğru olduğunun kabul edildiği noktadır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Ağustos 2010 15:38
Onur bende bundan bahsediyorum doğruları komple silip yeni bir doğru bulmaya çalışırsak bu bizim hobide ben yaptım olduculuk oluyor. Ama bizim yapacağımız şey o doğru üzerinden kafamıza takılan noktaları araştırıp ispatlarıyla birlikte daha doğrusunu açıklamak olmalıdır. Şuan ülkemizde genelde bazı türler üzerinde çoğu bilgiye sahibiz. Ama bilgi sahibi olmadığımız okadar çok tür varki ve insanlar genelde o türlere bilgisizliklerinden dolayı yanaşmıyorlar. Yani araştırma gayreti yok kimsede. Forumda yeni türleri aramıza sokan insanlarda var ve bu bunları gerçekten tebrik ediyorum ama bu insanların sayısı artmalı bence. Bu hobiye gönül verdiysek hepimiz elimizdeki türlerle araştırarak daha fazla bilgi edinmemizin yanında diğer türleride aramıza katmak için araştırmalar yapmalıyız. Yani bu türlerin bilgisi sadece forumdaki balık genel bilgisi bölümüyle kalmamalı. Bu türlerle ilgili makaleler hazırlamalıyız diye düşünüyorum. Mehmet ben o troplarla ilgili bölümü yalnızca çıkış noktasını söylemek için yazdım yoksa doğruluğunu bende kabul etmiyorum ve sende haklısını tabiki ve Ümit abi benim bu konuyu açmamdaki sebep araştırmacıların sayısını biraz daha artırabilmek ama konuya ilgi gösterenlerin sayısını gördüğüm için bunun çok kolay olmayacağını biliyorum. Hepinize yorumlarınız için teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir