Doğuracak mı?
Gönderim Zamanı: 07 Haziran 2014 22:35
Beyler lepistesim yaklaşık 30 dakikadır suyun tabanında duruyor arada bi fazla yükselmeden az hareket ediyor o kadar? Sizce hastalık, stres belirtisimi yoksa doğum mu?
speedyskull 2014-06-07 22:45:45
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Haziran 2014 22:46
Yeni fotoğraf ekledim bakarsanız acilen cevap bekliyorum
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Haziran 2014 22:49
Tam net diyil ama hamile diyil gibi gozukuyor
Anusunun kenarlarina bakin eger kenarlari siyah rengteyse yakinda doguracxak , beyazsa strese girmis gibi ola bilir hasta baligada benzemiyor
Anusunun kenarlarina bakin eger kenarlari siyah rengteyse yakinda doguracxak , beyazsa strese girmis gibi ola bilir hasta baligada benzemiyor
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Haziran 2014 00:26
Balık hamile fakat daha ilk safhalarında. Bir lepistesin hamilelik nıormal koşullarda minimum 4 hafta yani 28 gündür. Senin dişi hamileliğin ilk haftasının sonu 2'inci haftasının başarında görünüyor tabi fotoğraf açısından görebildiğim kadarıyla fakat 2 haftalıktan daha ileri bir gebelikte değil.
Sevgiler saygılar
Eray
Bugüne kadar parça parça yazdıklarımı tek bir yazıda toplayayım dedim.
Yeni başlayanların okumaya pek merakı olmadığı için geçmiş yazıları okumazlar o yüzden ben de buradan tekrar yazayım yeni katılımcılar okusun diye buraya paylaştım. Bunu bir kaç haftada bir tekrarlamak gerekecek :)
Arkadaşlar daha önceleri de defalarca dile getirmiştim tekrar dile getireyim.
Canlı doğuran türlerinin dişileri üreme yaşına geldiklerinde bir defa bile çiftleşseler vücutlarındanki bir kesede sperm biriktirirler ve türüne göre değişkenlik gösteren yumurta üretme periodunda yumurtaları bizzat kendileri döllerler. Doğumdan sonraki ilk günü saymazsak sonraki gün tekrar yumurtlar ve bu yumurtaları da sperm keslerinden döllerler bu sebeple de bu dişiler sürekli gebedirler. Asıl sorulması gereken soru balığın hamile olup olmadığı değil doğuma ne kadar süre kaldığıdır.
Canlı doğuran türleri doğada da evlerimizde de ortalam 24-28 derece scaklıktaki sularda yaşarlar ve bu sıcaklıklarda da yavruların dişinin karnında gelişim süresi 28 ile 30 gün sürebilmektedir. (Lepistesler için verdim bu örneği, kılıçkuyruk veya diğerlerini bilmiyorum) Isı düştükçe yumurta gelişimi yavaşlar. Eğer akvaryumunuzda beslediğiniz Lepistes dişisinin bir kez doğum yaptığını gözlemlediyseniz sıcaklık ve yemlemede sıkıntı olmaz ise en erken 28 günn en geç de 30 gin içinde tekrar doğurması gerekmektedir.
Lepistesler ve diğer bir çok canlı doğuran türünün dişisinde anüs kısmında yavrular geliştikçe gelişen gözlerin karalığı gözlemlenebilir. Bu karalık da dişinin anüs bölgesinin kararmasına sebebp olur. Albino türlerde bu karalık açık sarı, turuncu veya kırmızıya yakın bir renk alabilir.
Her karın şişliği balığın hamile olduğu anlamına gelmez.
Çok yemiş ve yağlanmış olabilir
Sindirim sıkıntısı çekiyor olabilir
Dropsy olmuş olabilir.
En kesin yöntem anüsteki karalığı takip etmektir. Ve bir defa doğum gerçekleştikten sonra takvim tutmak en garantili yöntemdir. Bir ajandaya doğumun olduğu tarihi işaretlikten sonraki doğumun ne zaman olacağını kestirebilirsiniz. Bu ajanda yönteminde balığınızın kaç yavru doğurduğunu, doğumun ne kadar sürdüğünü, ölü doğum olduysa kaçtane olduğunu, olgunlaşmamış yumurta dökmüşse dişi bunları tek tek not almanızda fayda var. Bu notların üzerinden hareketle bir sonraki doğum için almanız gereken önlemler olabilir.
Nedir bu önlemler; iyi ve dengeli yemleme, su sıcaklığı, vitamin katkıları, su değişimleri ve stress faktörlerini ortadan kaldırmak.
Bunlara dikkat ederseniz bolca yavrunuz olur ve onlardan da nesiller boyu yavrular alabilirsiniz.
Aklıma bir husus daha geldi.
Aslında lepistes besleyen ve üretmeye çalışan birinin amatör olarak en az 3 adet tankı olmalı.
1. Eşleme ve damızlıkların bulunduğu tank, (show tankı)
2. Yavrulatma tankı
3. Yavru boylandırma tankı.
Profesyonel olarak varyete üretenler veya yarışmalarda boy göstermek için Show Fancy Guppy üretenlerin tek bir varyete (tür) için kaç tank bulundurduklarını yazsam diliniz uçuklar. O yüzden ben sadece amatör olarak everinde balık besleyenleri baz alıp örneklememi ona göre yaptım.
Şimdi sırasıyla bu tankların gerekliliklerini açıklamaya çalışayım.
1. Eşleme ve damızlık tankı (Show tankı da diyebiliriz)
Bu tankta üretmeyi düşündüğümüz türün damızlıklarını tutarız mümkün ise en güzel erkekler ve en sağlıklı dişileri kullanmalıyız. Sakat, kambur, rengi soluk veya desenleri belirgin olmayan balıkları bu tankın yakınına bile sokmamalıyız . Bu tanktaki erkekler ve dişilerin vereceği yavrular bizim için çok önemli olacak. Anne ve babaya benzeyen yavrular almak istiyoruz çünkü.
(Çaprazlama konusunu açmıyorum daha başka bir zamanda onu da anlatacağım)
Bu tankta dişileri kontrol edeceğiz doğuma kalan süreyi gün gün takip etmeliyiz ki doğumdan çok önce yavrulatma tankına almayalım. Bu arada bu show akvaryumu içinde bulundurmak istediğiniz balık sayısına göre uyumlu bir hacime sahip olmalı. En basiti her bir trio (1e2d) için 20 litre iyi olur. trio sayısı arttıkça hacim de o oranda artmalı.
2. Yavrulatma tankı.
Bu tankın hacmi tek bir dişi için 30 litreden az olmamalı. Şimdi soracaksınız neden 30 litre, bir dişi doğum yaparken çok kasılır ve sürekli oraya buraya hızlı hareketler sergileyebilir, doğum sanıldığı gibi sakin geçen bir süreç değildir. Bazen de dişinin tecrübesine bağlı olarak sakin de geçebilir. Neden 30 litre? Çünkü bu tankta dişi serbest olacak, etrafında erkek olmayacak ve rahat bbir doğum gerçekleştirecek, yavruları da bu hacimde rahatça anneden kaçabilecek alan bulabilecek, rafya kullanılırsa yavru kurtarma oranınız çok daha yükselir. Doğumdan sonraki 2 veya 3 gün dişiyi oradan almamalısınız çünkü kendini toparlama sürecine ihtiyaç duyar. Doğum esnası ve sonrasında dişi çok yorulur, enerji harcar bu sebeple kaybettiği enerjiyi tekrar yakalaması lazım. Eğer kendisini toparlayamadan dişiyi erkeklerin yanına koyarsanız erkekler hemen çiftleşmek isteyeceklerinden dişiyi kovalamaya başlayacaklar ve dişi daha da çok yorulup bitkin hale düşecektir ve her türlü hastalığa açık hale gelecektir. Hobide en çok yapılan hata dişi doğruduktan hemen sonra onu diğer balıkların yanına koymaktır. Bundan sonraki evrede bir çoklarınızın da başına gelmiştir, dişi çok çabuk hastalanır, karnı çöker, kamburlaşır ve bir müddet sonra ölür. Parazit kapmış olabilir veya mikrobiyal bir sebebpten hastalanıp ölür. BBu yüzden doğuran dişiyi doğumdan sonra en az 2 gün ve hatta daha da uzun bir süre kalabalıktan uzak tutmakta fayda var. Diğer bir hata ise yavruluk kullanmak. Dişiler dar alanları sevmezler, yüzmek ve gezmek için geniş alanlara ihtiyaç duyarlar. Doğum esnasında ne kadar rahat hissederlerse o kadar doğum sonrası stresinden uzak olurlar ve kolay kolay hastalanmazlar. O yüzden yavruluk yerine geniş tanklarda doğumun gerçekleşmesinde fayda var.
3. Boylandırma tankı
Bu tankın hacmi büyük olmalı, bir kaç batım doğumdan elde edilecek yavruları barındırabiliecek kadar büyük olmalı. Herkesin aklında yavrulukların ana tanklardan daha ufak olması gerektiğine dair yerleşmiş bir kanı vardır ki aslında durum bunnun tam tersidir. Boylandırma tankları normal tanklardan 2 hatta 3 kat daha büyük olmalı. Ben yavru başına yarım litre öneririm. Yani 100 yavrunuz olacaksa en az 50 litrelik bir tankınız olmalı ki bu balıklar boy atabilsin ve çabuk gelişebilsin. Eğer yavrulara geniş alan vermezseniz bu yavrular halk ağazında yanık kalmak diye tabir edilen , eksik ve yanlış gelişmeye maruz kalırlar. Boylanamazlar, cinsel erişkinliğe ya geç erişirler ya da vaktinde cinsel erişkinliğe ulaşırlar fakat vücutarı tam gelişmediğinden gebelik dönemi ve sonrasında sıkıntılar çıkar ve hatta çok genç ölümler gerçekleşebilir. Bu nedenle Yavruları biz üreticiler geniş tanklarda büyütmeyi tercih ederiz. Profesyonel üreticilerde boylandırma tankları 100x40x40cm şeklinde 160 litrelik tanklardan oluşur ve bir veya bir kaç dişiden aynı dönemde doğan yavrular bu tankta büytür.
Yine Profesyonel üreticiler (para kazanma amaçlı üretenler anlamında değil, yarışma standartlarında balık üretenler kastedilmiştir) Yavruları dişi ve erkek tankları olarak ayrı ayrı tanklarda büyütmeyi tercih ederler. Bunun sebebi balıkların cinsel olgunluğa erişir erişmez çiftleşmesinin önüne geçmektir. Çünkü cinsel olgunlupu erişmiştir balık fakat doğum için vücut tam manasıyla gelişmemiştir. Normalde bir dişi 3 aylıkken üreme boyutuna gelir fakat profesyoneller 5 aylık olmasını beklerler ki balık biraz daha boylandsın ve vücut gelişimi tamamlansın ve sonra gebe kalsın. Bu şekilde gelişen dişiler daha çok yavru vereceklerinden daha verimli olurlar ve ömürleri de uzar.
Yavru bolandırmak bu hobide en önemli şeydir. Tabi diğer temel unsurlardan sonra. Balıklar için temel gereksinimleri sağladıktan sonra üretim düşünülmelidir. önce bir kaç ay acemilik atılmalı, bazı hastalıklar ve tedavileri ile karşılaşılmlaı ve tedavileri uygulamalı olarak öğrenilmeli, ve tecrübelendikten sonra üretime geçilmelidir.
Balık deyip geçmemek lazım, eninde sonunda onların da birer canı olduğunu unnutmayalım.
Hepinizin bol bol sağlıklı rengarenk balıklar üretmenizi temenni ederim.
Rafya diye bilinen şerit şeklinde paket ambalajında kullanılan yassı iplerden pastanelerde ve çiçekçilerde rengarenk olarak gördüğün iplerden alabilir ve onları kıvırıp akvaryumunun bir kısmının içine yüzeye koyabilirsin, o zaman yavrular bunarın arasına saklanır ve hayatta kalırlar, hiç bitki yoksa saklanacakları yerler olmaz ise büyyüklere yem olmaları büyük ihtimal.
Youtube'da veya dailymotion rafya hazırlama diye arat bulursun nasıl yapıldığını.
Yavrulukta dişiyi doğurtmak aynı zamanda dişiyi de olumsuz etkiler. Mümkün ise o 40 litrelik tankı bolca rafya ile doldurup doğumun o tankta gerçekleşmesini sağlayın, sonrasında da dişiyi iki gün orada tutun, 2 gün dişi kendini toparlasın sonra karma tankınıza koyun, merak etmeyin yavrularınız rafya arasında rahat ve güvende olacaktır . Dişi de kendini toparladıktan sonra diğer erişkinlerin arasına konulabilir.
Biraz daha sabredin, dişiler genç, sanırım ilk doğumları olacak, siz akvaryumculardan hamile olduğunu sanarak aldığınız balıklar genellikle ilk gebelikleri olduğundan hemen doğuracakmış gibi sanıp alabilirsiniz. Bazen toptan balık üreten üreticiler yavrlar çabuk satış boyuna gelsinler diye onları protein ve yağ oranı yüksek yemlerle beslerler ve genç fakat doğurganlığa henüz erişmemiş dişiler dışarıdan bakıldığında hamile gibi zannedilebilir. Karnı her şiş olan balığın hamileliğine çok kısa süre var zannedilmemeli.
Bir çok hobiye yeni başlayanın yaptığı bir hataya siz de düşmüşsünüz malesef.
Nedir bu hata, aman hamile balık alayım hemen doğursun, yavrulamasını ve yavrularını göreyim.
İşte bu büyük bir hata.
1. Bu tip alınan balıklar genellikle ilk doğumlarından hemen sonra ölürler
2. Doğan ilk yavrular dişi daha doğuma elverişli vücud ölçülerine gelmeden hamile kaldıklarından yavrular tam gelişemez ve doğum sırasında ölü doğumlar olabilir.
3. Dişiler doğumdan sonra kambur kalabilir , omurga eğrilikleri olabilir.
Yukarıda saydığım şeylerle karşılaşmamak için bence genç ve daha tam gelişmemiş dişileri almak ve gelişimlerini bizzat kendi gözlemlerinizle takip etmenizde fayda var. Genelde dişiler 3 aylık olduklarında çiftleşme çağına gelirler ama, bu dönemde hamile kalan dişiler vücut yapısı olarak tam gelişmediklerinden bazı sıkıntılalar karşılaşabilirler. Bunun önüne geçmek için biz özel varyete üreticileri dişileri 4 hatta 5 aylık olmadan eşlemeye sokmaz ve bakire dişilerin bulundukları ayrı bir bölmede tutarız. Bu şekilde balık boyca daha büyür ve hem sağlıklı olur hem de vereceği yavru sayısı çok olur.
Siz hobiye yeni başlayacak olanlara önerim, dişileri biraz daha genç alın.
Diğer bir Akvaryumcu tuzağı da, yaşam döngülerinin son demini yaşayan tam damızlık dişileri satışa sunmalarıdır. Örneğin 1 sene veya daha fazla süre kendisinden 100'lerce yavru alınan boyutça da maksimum boya ulaşmış dişileri, damızlık hamile dişi diye satarlar. Bu dişiler de belki doğumda 50 60 yavru verebilir fakat doğumdan en geç 1 hafta içinde ölmeleri kaçınılmazdır, çünkü artık doğum esnasında harcadıkları enerjiyi geri kazanamadıklarından yorgunluktan ölürler.
Kısacası söylenecek çok söz var ama anlatmaya zaman yok. Sadece dikkatli olun.
Sevgiler saygılar
Sevgiler saygılar
Eray
Bugüne kadar parça parça yazdıklarımı tek bir yazıda toplayayım dedim.
Yeni başlayanların okumaya pek merakı olmadığı için geçmiş yazıları okumazlar o yüzden ben de buradan tekrar yazayım yeni katılımcılar okusun diye buraya paylaştım. Bunu bir kaç haftada bir tekrarlamak gerekecek :)
Arkadaşlar daha önceleri de defalarca dile getirmiştim tekrar dile getireyim.
Canlı doğuran türlerinin dişileri üreme yaşına geldiklerinde bir defa bile çiftleşseler vücutlarındanki bir kesede sperm biriktirirler ve türüne göre değişkenlik gösteren yumurta üretme periodunda yumurtaları bizzat kendileri döllerler. Doğumdan sonraki ilk günü saymazsak sonraki gün tekrar yumurtlar ve bu yumurtaları da sperm keslerinden döllerler bu sebeple de bu dişiler sürekli gebedirler. Asıl sorulması gereken soru balığın hamile olup olmadığı değil doğuma ne kadar süre kaldığıdır.
Canlı doğuran türleri doğada da evlerimizde de ortalam 24-28 derece scaklıktaki sularda yaşarlar ve bu sıcaklıklarda da yavruların dişinin karnında gelişim süresi 28 ile 30 gün sürebilmektedir. (Lepistesler için verdim bu örneği, kılıçkuyruk veya diğerlerini bilmiyorum) Isı düştükçe yumurta gelişimi yavaşlar. Eğer akvaryumunuzda beslediğiniz Lepistes dişisinin bir kez doğum yaptığını gözlemlediyseniz sıcaklık ve yemlemede sıkıntı olmaz ise en erken 28 günn en geç de 30 gin içinde tekrar doğurması gerekmektedir.
Lepistesler ve diğer bir çok canlı doğuran türünün dişisinde anüs kısmında yavrular geliştikçe gelişen gözlerin karalığı gözlemlenebilir. Bu karalık da dişinin anüs bölgesinin kararmasına sebebp olur. Albino türlerde bu karalık açık sarı, turuncu veya kırmızıya yakın bir renk alabilir.
Her karın şişliği balığın hamile olduğu anlamına gelmez.
Çok yemiş ve yağlanmış olabilir
Sindirim sıkıntısı çekiyor olabilir
Dropsy olmuş olabilir.
En kesin yöntem anüsteki karalığı takip etmektir. Ve bir defa doğum gerçekleştikten sonra takvim tutmak en garantili yöntemdir. Bir ajandaya doğumun olduğu tarihi işaretlikten sonraki doğumun ne zaman olacağını kestirebilirsiniz. Bu ajanda yönteminde balığınızın kaç yavru doğurduğunu, doğumun ne kadar sürdüğünü, ölü doğum olduysa kaçtane olduğunu, olgunlaşmamış yumurta dökmüşse dişi bunları tek tek not almanızda fayda var. Bu notların üzerinden hareketle bir sonraki doğum için almanız gereken önlemler olabilir.
Nedir bu önlemler; iyi ve dengeli yemleme, su sıcaklığı, vitamin katkıları, su değişimleri ve stress faktörlerini ortadan kaldırmak.
Bunlara dikkat ederseniz bolca yavrunuz olur ve onlardan da nesiller boyu yavrular alabilirsiniz.
Aklıma bir husus daha geldi.
Aslında lepistes besleyen ve üretmeye çalışan birinin amatör olarak en az 3 adet tankı olmalı.
1. Eşleme ve damızlıkların bulunduğu tank, (show tankı)
2. Yavrulatma tankı
3. Yavru boylandırma tankı.
Profesyonel olarak varyete üretenler veya yarışmalarda boy göstermek için Show Fancy Guppy üretenlerin tek bir varyete (tür) için kaç tank bulundurduklarını yazsam diliniz uçuklar. O yüzden ben sadece amatör olarak everinde balık besleyenleri baz alıp örneklememi ona göre yaptım.
Şimdi sırasıyla bu tankların gerekliliklerini açıklamaya çalışayım.
1. Eşleme ve damızlık tankı (Show tankı da diyebiliriz)
Bu tankta üretmeyi düşündüğümüz türün damızlıklarını tutarız mümkün ise en güzel erkekler ve en sağlıklı dişileri kullanmalıyız. Sakat, kambur, rengi soluk veya desenleri belirgin olmayan balıkları bu tankın yakınına bile sokmamalıyız . Bu tanktaki erkekler ve dişilerin vereceği yavrular bizim için çok önemli olacak. Anne ve babaya benzeyen yavrular almak istiyoruz çünkü.
(Çaprazlama konusunu açmıyorum daha başka bir zamanda onu da anlatacağım)
Bu tankta dişileri kontrol edeceğiz doğuma kalan süreyi gün gün takip etmeliyiz ki doğumdan çok önce yavrulatma tankına almayalım. Bu arada bu show akvaryumu içinde bulundurmak istediğiniz balık sayısına göre uyumlu bir hacime sahip olmalı. En basiti her bir trio (1e2d) için 20 litre iyi olur. trio sayısı arttıkça hacim de o oranda artmalı.
2. Yavrulatma tankı.
Bu tankın hacmi tek bir dişi için 30 litreden az olmamalı. Şimdi soracaksınız neden 30 litre, bir dişi doğum yaparken çok kasılır ve sürekli oraya buraya hızlı hareketler sergileyebilir, doğum sanıldığı gibi sakin geçen bir süreç değildir. Bazen de dişinin tecrübesine bağlı olarak sakin de geçebilir. Neden 30 litre? Çünkü bu tankta dişi serbest olacak, etrafında erkek olmayacak ve rahat bbir doğum gerçekleştirecek, yavruları da bu hacimde rahatça anneden kaçabilecek alan bulabilecek, rafya kullanılırsa yavru kurtarma oranınız çok daha yükselir. Doğumdan sonraki 2 veya 3 gün dişiyi oradan almamalısınız çünkü kendini toparlama sürecine ihtiyaç duyar. Doğum esnası ve sonrasında dişi çok yorulur, enerji harcar bu sebeple kaybettiği enerjiyi tekrar yakalaması lazım. Eğer kendisini toparlayamadan dişiyi erkeklerin yanına koyarsanız erkekler hemen çiftleşmek isteyeceklerinden dişiyi kovalamaya başlayacaklar ve dişi daha da çok yorulup bitkin hale düşecektir ve her türlü hastalığa açık hale gelecektir. Hobide en çok yapılan hata dişi doğruduktan hemen sonra onu diğer balıkların yanına koymaktır. Bundan sonraki evrede bir çoklarınızın da başına gelmiştir, dişi çok çabuk hastalanır, karnı çöker, kamburlaşır ve bir müddet sonra ölür. Parazit kapmış olabilir veya mikrobiyal bir sebebpten hastalanıp ölür. BBu yüzden doğuran dişiyi doğumdan sonra en az 2 gün ve hatta daha da uzun bir süre kalabalıktan uzak tutmakta fayda var. Diğer bir hata ise yavruluk kullanmak. Dişiler dar alanları sevmezler, yüzmek ve gezmek için geniş alanlara ihtiyaç duyarlar. Doğum esnasında ne kadar rahat hissederlerse o kadar doğum sonrası stresinden uzak olurlar ve kolay kolay hastalanmazlar. O yüzden yavruluk yerine geniş tanklarda doğumun gerçekleşmesinde fayda var.
3. Boylandırma tankı
Bu tankın hacmi büyük olmalı, bir kaç batım doğumdan elde edilecek yavruları barındırabiliecek kadar büyük olmalı. Herkesin aklında yavrulukların ana tanklardan daha ufak olması gerektiğine dair yerleşmiş bir kanı vardır ki aslında durum bunnun tam tersidir. Boylandırma tankları normal tanklardan 2 hatta 3 kat daha büyük olmalı. Ben yavru başına yarım litre öneririm. Yani 100 yavrunuz olacaksa en az 50 litrelik bir tankınız olmalı ki bu balıklar boy atabilsin ve çabuk gelişebilsin. Eğer yavrulara geniş alan vermezseniz bu yavrular halk ağazında yanık kalmak diye tabir edilen , eksik ve yanlış gelişmeye maruz kalırlar. Boylanamazlar, cinsel erişkinliğe ya geç erişirler ya da vaktinde cinsel erişkinliğe ulaşırlar fakat vücutarı tam gelişmediğinden gebelik dönemi ve sonrasında sıkıntılar çıkar ve hatta çok genç ölümler gerçekleşebilir. Bu nedenle Yavruları biz üreticiler geniş tanklarda büyütmeyi tercih ederiz. Profesyonel üreticilerde boylandırma tankları 100x40x40cm şeklinde 160 litrelik tanklardan oluşur ve bir veya bir kaç dişiden aynı dönemde doğan yavrular bu tankta büytür.
Yine Profesyonel üreticiler (para kazanma amaçlı üretenler anlamında değil, yarışma standartlarında balık üretenler kastedilmiştir) Yavruları dişi ve erkek tankları olarak ayrı ayrı tanklarda büyütmeyi tercih ederler. Bunun sebebi balıkların cinsel olgunluğa erişir erişmez çiftleşmesinin önüne geçmektir. Çünkü cinsel olgunlupu erişmiştir balık fakat doğum için vücut tam manasıyla gelişmemiştir. Normalde bir dişi 3 aylıkken üreme boyutuna gelir fakat profesyoneller 5 aylık olmasını beklerler ki balık biraz daha boylandsın ve vücut gelişimi tamamlansın ve sonra gebe kalsın. Bu şekilde gelişen dişiler daha çok yavru vereceklerinden daha verimli olurlar ve ömürleri de uzar.
Yavru bolandırmak bu hobide en önemli şeydir. Tabi diğer temel unsurlardan sonra. Balıklar için temel gereksinimleri sağladıktan sonra üretim düşünülmelidir. önce bir kaç ay acemilik atılmalı, bazı hastalıklar ve tedavileri ile karşılaşılmlaı ve tedavileri uygulamalı olarak öğrenilmeli, ve tecrübelendikten sonra üretime geçilmelidir.
Balık deyip geçmemek lazım, eninde sonunda onların da birer canı olduğunu unnutmayalım.
Hepinizin bol bol sağlıklı rengarenk balıklar üretmenizi temenni ederim.
Rafya diye bilinen şerit şeklinde paket ambalajında kullanılan yassı iplerden pastanelerde ve çiçekçilerde rengarenk olarak gördüğün iplerden alabilir ve onları kıvırıp akvaryumunun bir kısmının içine yüzeye koyabilirsin, o zaman yavrular bunarın arasına saklanır ve hayatta kalırlar, hiç bitki yoksa saklanacakları yerler olmaz ise büyyüklere yem olmaları büyük ihtimal.
Youtube'da veya dailymotion rafya hazırlama diye arat bulursun nasıl yapıldığını.
Yavrulukta dişiyi doğurtmak aynı zamanda dişiyi de olumsuz etkiler. Mümkün ise o 40 litrelik tankı bolca rafya ile doldurup doğumun o tankta gerçekleşmesini sağlayın, sonrasında da dişiyi iki gün orada tutun, 2 gün dişi kendini toparlasın sonra karma tankınıza koyun, merak etmeyin yavrularınız rafya arasında rahat ve güvende olacaktır . Dişi de kendini toparladıktan sonra diğer erişkinlerin arasına konulabilir.
Biraz daha sabredin, dişiler genç, sanırım ilk doğumları olacak, siz akvaryumculardan hamile olduğunu sanarak aldığınız balıklar genellikle ilk gebelikleri olduğundan hemen doğuracakmış gibi sanıp alabilirsiniz. Bazen toptan balık üreten üreticiler yavrlar çabuk satış boyuna gelsinler diye onları protein ve yağ oranı yüksek yemlerle beslerler ve genç fakat doğurganlığa henüz erişmemiş dişiler dışarıdan bakıldığında hamile gibi zannedilebilir. Karnı her şiş olan balığın hamileliğine çok kısa süre var zannedilmemeli.
Bir çok hobiye yeni başlayanın yaptığı bir hataya siz de düşmüşsünüz malesef.
Nedir bu hata, aman hamile balık alayım hemen doğursun, yavrulamasını ve yavrularını göreyim.
İşte bu büyük bir hata.
1. Bu tip alınan balıklar genellikle ilk doğumlarından hemen sonra ölürler
2. Doğan ilk yavrular dişi daha doğuma elverişli vücud ölçülerine gelmeden hamile kaldıklarından yavrular tam gelişemez ve doğum sırasında ölü doğumlar olabilir.
3. Dişiler doğumdan sonra kambur kalabilir , omurga eğrilikleri olabilir.
Yukarıda saydığım şeylerle karşılaşmamak için bence genç ve daha tam gelişmemiş dişileri almak ve gelişimlerini bizzat kendi gözlemlerinizle takip etmenizde fayda var. Genelde dişiler 3 aylık olduklarında çiftleşme çağına gelirler ama, bu dönemde hamile kalan dişiler vücut yapısı olarak tam gelişmediklerinden bazı sıkıntılalar karşılaşabilirler. Bunun önüne geçmek için biz özel varyete üreticileri dişileri 4 hatta 5 aylık olmadan eşlemeye sokmaz ve bakire dişilerin bulundukları ayrı bir bölmede tutarız. Bu şekilde balık boyca daha büyür ve hem sağlıklı olur hem de vereceği yavru sayısı çok olur.
Siz hobiye yeni başlayacak olanlara önerim, dişileri biraz daha genç alın.
Diğer bir Akvaryumcu tuzağı da, yaşam döngülerinin son demini yaşayan tam damızlık dişileri satışa sunmalarıdır. Örneğin 1 sene veya daha fazla süre kendisinden 100'lerce yavru alınan boyutça da maksimum boya ulaşmış dişileri, damızlık hamile dişi diye satarlar. Bu dişiler de belki doğumda 50 60 yavru verebilir fakat doğumdan en geç 1 hafta içinde ölmeleri kaçınılmazdır, çünkü artık doğum esnasında harcadıkları enerjiyi geri kazanamadıklarından yorgunluktan ölürler.
Kısacası söylenecek çok söz var ama anlatmaya zaman yok. Sadece dikkatli olun.
Sevgiler saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir