Festae'nin (Red terror) Türkiye Yolculuğu ve Yayılması
Gönderim Zamanı: 09 Nisan 2013 18:29
Tankları tasfiye etmek durumunda olduğumdan, ve Festae'ler satılamaz olduğundan elimdeki Karadul'u ofisteki ufak tanka geçirmeyi düşünüyorum. Eğer strese girerse konudan bir arkadaşa hediye edeceğim.
Murat, çektiğin fotolarda balıkların bütün güzelliklerini sergileyebiliyorsun, tek kelimeyle harika.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2013 15:50
Sessiz kaldım diye aklınıza endişeli düşünceler gelmesin bir terslik yok. Bir tek yumurtalar gelmedi . Her gün yumurta dizecek gibi davranıyorlar bakalım ne zaman gerçekleşecek. Şimdilik sadece izliyorum biraz daha böyle devam ederse artık beklemek yerine su ile oynayıp çiftleşmelerini sağlayabilirim. Arıca bende ikinci çift de hazır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2013 16:49
[QUOTE=dr.aqua]Sessiz kaldım diye aklınıza endişeli düşünceler gelmesin bir terslik yok. Bir tek yumurtalar gelmedi . Her gün yumurta dizecek gibi davranıyorlar bakalım ne zaman gerçekleşecek. Şimdilik sadece izliyorum biraz daha böyle devam ederse artık beklemek yerine su ile oynayıp çiftleşmelerini sağlayabilirim. Arıca bende ikinci çift de hazır. [/QUOTE]
Bu konuda benim aklıma takılan tek şey (kimi zaman hakkında konuşuyor olsak da burada belirtmemiştim) balıkları fazla hızlı büyütüp erken gelişimle eşleşmelerini beklemek konusudur. Diğer türlerde, mesela discusta, dana yüreği, sürekli su değişimi, ısı yüksekliği, vb durumlarla balıklar çabucak büyütülüyor. Diğer bazı türlerdede benzer şekilde hızlı gelişim sağlanıyor. Ama sonra bir türlü yavru alınamıyor, canlılar çabuk ömrünü tüketiyor.
Bahsettiğim şekilde oldu demiyorum ama durum buna benzeyince belki kısa da olsa değerlendirip konuyu ele almak yararlı olabilir.
Köksal Gürkan 2013-04-16 11:38:52
Bu konuda benim aklıma takılan tek şey (kimi zaman hakkında konuşuyor olsak da burada belirtmemiştim) balıkları fazla hızlı büyütüp erken gelişimle eşleşmelerini beklemek konusudur. Diğer türlerde, mesela discusta, dana yüreği, sürekli su değişimi, ısı yüksekliği, vb durumlarla balıklar çabucak büyütülüyor. Diğer bazı türlerdede benzer şekilde hızlı gelişim sağlanıyor. Ama sonra bir türlü yavru alınamıyor, canlılar çabuk ömrünü tüketiyor.
Bahsettiğim şekilde oldu demiyorum ama durum buna benzeyince belki kısa da olsa değerlendirip konuyu ele almak yararlı olabilir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2013 18:21
Ama abi ben doğal olmayan hiç bir yöntem uygulamadım ki. Isıyı planlı olarak ilk 3 hafta 29 derece yapmıştım sonra 27'ye indirdim. Su değişimlerini haftada %30 yapıyorum. Eminim doğasında bu balıklar daha da hızlı büyüyorlar. Ben tam tersi hızlı büyüyen balıklardan daha kolay yavru alıyorum. Dişinin karnı yumurta dolu bu çok belli, erkek de istekli dişi de ama henüz yumurta dizmiş değiller. Fazla geçmeden yumurtalar gelir diye düşünüyorum. İkinci çift için de tahmini olarak 2 ay civarı beklemek gerek.
Ömürlerini hızlı tüketmemek için mevsimler gibi dinlenme periodları ugulanabilir. Vücudun da yenilenmesi için ara sıra beslenmelerini azaltıp stoktan yakmaları sağlanabilir. Mesela senede bir ay tutulan oruç gibi. Ama bu konuda festae'lere güvenmiyorum çünkü aç kalınca gözüne kestirdiklerini yemeye çalışıyorlar. Ben bir kez arkadaşımda kaldığımda, bir kez de halı saha maçına gittiğimde balıkların yalnızca bir öğünlerini geciktirmiştim. İlk seferde tetraları ve anübias'ın yapraklarını yediler, ikinci seferde içlerinden birine saldırmışlar neredeyse yiyeceklermiş ki ben yetiştim. Bu yüzden diyabet lakabını takım festae'ye. Çünkü aç kalmadığı sürece kedi gibiler, aç kalınca kendilerinden geçiyorlar.
Ömürlerini hızlı tüketmemek için mevsimler gibi dinlenme periodları ugulanabilir. Vücudun da yenilenmesi için ara sıra beslenmelerini azaltıp stoktan yakmaları sağlanabilir. Mesela senede bir ay tutulan oruç gibi. Ama bu konuda festae'lere güvenmiyorum çünkü aç kalınca gözüne kestirdiklerini yemeye çalışıyorlar. Ben bir kez arkadaşımda kaldığımda, bir kez de halı saha maçına gittiğimde balıkların yalnızca bir öğünlerini geciktirmiştim. İlk seferde tetraları ve anübias'ın yapraklarını yediler, ikinci seferde içlerinden birine saldırmışlar neredeyse yiyeceklermiş ki ben yetiştim. Bu yüzden diyabet lakabını takım festae'ye. Çünkü aç kalmadığı sürece kedi gibiler, aç kalınca kendilerinden geçiyorlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2013 20:38
Köksal abi yapay evet hızlı büyütülen balıklarda üreme sıkıntısı oluşuyor ancak bunun ana sebebinin iç organ yağlanması ve hastalanması olduğunu düşünüyorum.Ümit abinin balıkları bildiğim kadarıyla rutin bakım ve genel beslenme dışında ek bir takviye olmadan büyüdüler.Hızlı büyümelerinin ise yüksek ısı sonucu hızlanan metabolizma ve kontrollü ph ayarı ile yeterli mineral alımından kaynaklandığını düşünüyorum.Ayrıca merak ettiğim bir diğer husus ise tanktaki aydınlatmadır.
İnsan ve hayvanlarda (ki buna balıklarda dahildir) , Somatotropin bir diğer ismi ile büyüme hormonu en hızlı ve etkili gece yarısı karanlık olduğu zaman salgılanır.Bu sebeple gece ışıklandırma yapılmayan ortamlarda büyütülen kobaylar ile gece gün ışığı ile aydınlatılan ortamlarda büyüyen kobaylar arasında hacim ve uzunluk olarak bir miktar fark olduğu gözlemlenmiş.Aynı olayı balıklarda denemiş ve sonuç almış biri olarak gece ışıklandırma yapılmayan akvaryumlarda çok daha hızlı ve sağlıklı yavru büyütüldüğünü söyleyebilirim.Bu nedenle Ümit abinin genel ışıklandırma sistemini merak ettim.Acaba bir diğer sebepte bu mudur diye ?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2013 09:13
Ümit, öncelikle yanlış bir yöntem uyguluyorsun diye yazmadım. Sadece balıklar diğerlerine oranla çok daha hızlı geliştiler. Boyları sanki üreyecek seviyeye gelmiş gibi görünüyor. Ancak yaş ve belki ergenlik olarak henüz çocuk gibi olabilirler. Yumurtanın bu kadar erken gelmeyebileceği ya da gelirse balıkların gelişimine etkisi olup olmayacağı düşüncesinden dolayı paylaştım.
Aklımıza gelen fikirleri ister üzerinde düşünülmüş olarak ister ham haliyle paylaştığımızda doğrular ve yanlışlar belirgin olarak görülebiliyor. Eksik bilgiler tamamlanıyor. En doğrusu neyse herkesçe bilinir oluyor.
Hepsini doğru bildiğimi söylemiyorum. Hatta onu bırak hepsini bildğimi bile söylemiyorum. Belki de bu yüzden en çok soruyu ben soruyorumdur. Bilmediğimden/emin olmadığımdan aklıma takılanı yazıyorum. Tartışılıyor, konuşuluyor, açıklamalar ortaya çıkıyor. Ben de başkaları da bilgilerimizi arttırıp öğreniyoruz.
Aklımıza gelen fikirleri ister üzerinde düşünülmüş olarak ister ham haliyle paylaştığımızda doğrular ve yanlışlar belirgin olarak görülebiliyor. Eksik bilgiler tamamlanıyor. En doğrusu neyse herkesçe bilinir oluyor.
Hepsini doğru bildiğimi söylemiyorum. Hatta onu bırak hepsini bildğimi bile söylemiyorum. Belki de bu yüzden en çok soruyu ben soruyorumdur. Bilmediğimden/emin olmadığımdan aklıma takılanı yazıyorum. Tartışılıyor, konuşuluyor, açıklamalar ortaya çıkıyor. Ben de başkaları da bilgilerimizi arttırıp öğreniyoruz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2013 10:43
Merhaba
Diğer güney amerikanlar için değilse de diskus için geçerli olan bilgi-kuralları paylaşmak isterim.
Diskus yavruyken 3-4 aylığına sıcaklığı biraz daha yüksek tutarak aktiviteyi arttırmak ve dana yüreği ile hızlı büyümeyi sağlamanın amacı; balıkları bir an önce 5-6cm lik satılabilir boya getirmek için kullanılan ticari bir yöntemdir. 1 yılın sonunda kuru yemle beslenen diskusla dana yüreği ile beslenen diskus arasında 2-3 cm civarında bir boy farkına neden olur. Bu nedenle diskusçular dana yüreğini yaygın olarak kullanırlar ama dana yüreğinin üremeyi olumsuz etkilediğine dair bir bulguya hiçbir yerde rastlamadım. Sık su değişimi diskusun 'olmazsa olmaz' ıdır. Balık populasyonuna bağlı olarak sabah-akşam dip çekimi ile günlük %30 su değişimi olmazsa balıklar yanık kalır. Bu oranlarda su değişimine rağmen bile %10 a kadar balığın yanık kalması normal kabul edilebilir. ( baskın balıkların diğerlerini kovalaması, hırpalaması, yem yedirmemesi, strese sokması, genetik zayıflık, iç parazit vb. sebeplerle yanık kalırlar) Diskus yavruları günde 5-7 kere beslenir ve buda ciddi bir kirlenmeye yol açar. Onun içinde sık su değişimi hızlı büyümeden çok tanktaki kirlenmeyi, yanık kalmayı önlemek amacıyla uygulanan bir zorunluluktur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2013 14:04
[QUOTE=MYAKIS]Merhaba
Verdiğiniz bilgiler için kendi adıma öncelikle teşekkür ederim.Konuyu dağıtmadan bir soru sormak istiyorum.Discus'larda ilgimi çeken sık yemleme ve su değişimi oldu.Su değişiminin nedeni sık yemleme olduğundan direk şunu sorayım.Bu kadar sık yemlenmediklerinde gelişimlerini yavaşlatacağından dolayı mı yoksa yine ticari bir kaygıdan dolayı mı bu uygulama var(gelişimi hızlandırma).Yani ben forumu baz alarak konuşuyorum gördüğüm her discus konusunda sık yemlemeden bahsediliyor bunun nedeni forumda da bu kaygının güdülmesi mi yoksa bu canlıları yetiştirmenin yegane yöntemi bu mudur? Sonuçta bu da bir güney Amerika canlısı ve uaru gibi türlerle kısmen de olsa benzer özelliklere sahipler.Discus gibi estetik güzelliğe sahip canlılar bitkili vb. dekor içeren tanklarda beslendiğinde ve tankı paylaştığı örn. Manacapuru meleklerle aynı beslenme düzeninde bakıma tabi tutulsa gelişimleri eksik kalır -yani yanık mı kalırlar- yoksa geç de olsa cama cam akvaryumlarda büyütülen discus formuna ulaşabilirler mi?
Bunu sormamın bir nedeni diğer balıklardan discusları farklı kılanın(buyutme ve yetiştirme anlamında) ne oldugunu anlamak.
Eğer bu etkili bir yöntemse diğer GA-OA cichlidleri de acaba kumlu yavru akvaryumları yerine daha pratik ve yoğun yemleme programı olan cama cam akvaryumlarda diğerine göre daha hızlı büyütülebilir mi?
Daha önce tartışması olup olmadığını bilmiyorum , mazur görün.
Diğer güney amerikanlar için değilse de diskus için geçerli olan bilgi-kuralları paylaşmak isterim.
Diskus yavruyken 3-4 aylığına sıcaklığı biraz daha yüksek tutarak aktiviteyi arttırmak ve dana yüreği ile hızlı büyümeyi sağlamanın amacı; balıkları bir an önce 5-6cm lik satılabilir boya getirmek için kullanılan ticari bir yöntemdir. 1 yılın sonunda kuru yemle beslenen diskusla dana yüreği ile beslenen diskus arasında 2-3 cm civarında bir boy farkına neden olur. Bu nedenle diskusçular dana yüreğini yaygın olarak kullanırlar ama dana yüreğinin üremeyi olumsuz etkilediğine dair bir bulguya hiçbir yerde rastlamadım. Sık su değişimi diskusun 'olmazsa olmaz' ıdır. Balık populasyonuna bağlı olarak sabah-akşam dip çekimi ile günlük %30 su değişimi olmazsa balıklar yanık kalır. Bu oranlarda su değişimine rağmen bile %10 a kadar balığın yanık kalması normal kabul edilebilir. ( baskın balıkların diğerlerini kovalaması, hırpalaması, yem yedirmemesi, strese sokması, genetik zayıflık, iç parazit vb. sebeplerle yanık kalırlar) Diskus yavruları günde 5-7 kere beslenir ve buda ciddi bir kirlenmeye yol açar. Onun içinde sık su değişimi hızlı büyümeden çok tanktaki kirlenmeyi, yanık kalmayı önlemek amacıyla uygulanan bir zorunluluktur.
[/QUOTE]Verdiğiniz bilgiler için kendi adıma öncelikle teşekkür ederim.Konuyu dağıtmadan bir soru sormak istiyorum.Discus'larda ilgimi çeken sık yemleme ve su değişimi oldu.Su değişiminin nedeni sık yemleme olduğundan direk şunu sorayım.Bu kadar sık yemlenmediklerinde gelişimlerini yavaşlatacağından dolayı mı yoksa yine ticari bir kaygıdan dolayı mı bu uygulama var(gelişimi hızlandırma).Yani ben forumu baz alarak konuşuyorum gördüğüm her discus konusunda sık yemlemeden bahsediliyor bunun nedeni forumda da bu kaygının güdülmesi mi yoksa bu canlıları yetiştirmenin yegane yöntemi bu mudur? Sonuçta bu da bir güney Amerika canlısı ve uaru gibi türlerle kısmen de olsa benzer özelliklere sahipler.Discus gibi estetik güzelliğe sahip canlılar bitkili vb. dekor içeren tanklarda beslendiğinde ve tankı paylaştığı örn. Manacapuru meleklerle aynı beslenme düzeninde bakıma tabi tutulsa gelişimleri eksik kalır -yani yanık mı kalırlar- yoksa geç de olsa cama cam akvaryumlarda büyütülen discus formuna ulaşabilirler mi?
Bunu sormamın bir nedeni diğer balıklardan discusları farklı kılanın(buyutme ve yetiştirme anlamında) ne oldugunu anlamak.
Eğer bu etkili bir yöntemse diğer GA-OA cichlidleri de acaba kumlu yavru akvaryumları yerine daha pratik ve yoğun yemleme programı olan cama cam akvaryumlarda diğerine göre daha hızlı büyütülebilir mi?
Daha önce tartışması olup olmadığını bilmiyorum , mazur görün.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2013 14:12
Murat bu tartışma süregelen bir konudur. Aslında mümkün olsa tüm balıkların, özelilkle de yavruların, sık ama az şekilde beslenmesi, su değişiminin düzenli yapılması, yem çeşitliliğinin sağlanması istenir. Bunun nedeni de hızla büyümelerini sağlamaktır. Hızla büyütmenin iki temel nedeni vardır. Birincisi burada da konuşulan ticari kaygıdır. İkincisi ise, evde kendi başına besleyen biri bile balıklarını sağlıklı ve kayıpsız büyütmek ister. Özellikle yavruyken ufak boylarıyla kendini kurtarması zor olduğunda ne kadar çabuk büyürse o kadar çabuk kendini kurtaracaktır. Bu düşünce de hızlı büyütme konusuna odaklanılmasına sebep olur.
Tartışılan konunun özü ise bu şekilde yüklenmenin balıkların metabolizmasına etkileri, yaşam süresini kısaltması, gelişimlerinin kısa süreçte iyi ama uzun vadede kötü olabileceği, üreme yeteneklerinin değişimleri başlıkları üzerinedir.
Taraflardan bir grup discus yoğunluklu ve camacam beslemeye alışık olup diğer grup discus dışı türler ve taban malzemeli akvaryumları tercih eder. Sonuçta taban tabana zıt iki grubun tartışmasının sonu gelmez.
Umarım durumu özetleyebilmişimdir.
Sonucunu sorma.
Tartışılan konunun özü ise bu şekilde yüklenmenin balıkların metabolizmasına etkileri, yaşam süresini kısaltması, gelişimlerinin kısa süreçte iyi ama uzun vadede kötü olabileceği, üreme yeteneklerinin değişimleri başlıkları üzerinedir.
Taraflardan bir grup discus yoğunluklu ve camacam beslemeye alışık olup diğer grup discus dışı türler ve taban malzemeli akvaryumları tercih eder. Sonuçta taban tabana zıt iki grubun tartışmasının sonu gelmez.
Umarım durumu özetleyebilmişimdir.
Sonucunu sorma.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2013 14:20
[QUOTE=Murat Ön]
Discus gibi estetik güzelliğe sahip canlılar bitkili vb. dekor içeren tanklarda beslendiğinde ve tankı paylaştığı örn. Manacapuru meleklerle aynı beslenme düzeninde bakıma tabi tutulsa gelişimleri eksik kalır -yani yanık mı kalırlar- yoksa geç de olsa cama cam akvaryumlarda büyütülen discus formuna ulaşabilirler mi?
Bunu sormamın bir nedeni diğer balıklardan discusları farklı kılanın(buyutme ve yetiştirme anlamında) ne oldugunu anlamak.
[/QUOTE]
Abi aslında biraz da merak ettiğim kısım buydu Sonuçta balık ve dekoru butun olarak gordugumden sordum bunu, ama eğer sadece buyutup satmaksa amaç o çok farklı bir konu , ona girmeye hiç lüzum yok
Discus gibi estetik güzelliğe sahip canlılar bitkili vb. dekor içeren tanklarda beslendiğinde ve tankı paylaştığı örn. Manacapuru meleklerle aynı beslenme düzeninde bakıma tabi tutulsa gelişimleri eksik kalır -yani yanık mı kalırlar- yoksa geç de olsa cama cam akvaryumlarda büyütülen discus formuna ulaşabilirler mi?
Bunu sormamın bir nedeni diğer balıklardan discusları farklı kılanın(buyutme ve yetiştirme anlamında) ne oldugunu anlamak.
[/QUOTE]
Abi aslında biraz da merak ettiğim kısım buydu Sonuçta balık ve dekoru butun olarak gordugumden sordum bunu, ama eğer sadece buyutup satmaksa amaç o çok farklı bir konu , ona girmeye hiç lüzum yok
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Nisan 2013 15:37
Murat benim gördüğüm kadarıyla senin bakmakta olduğun düzen (ki gözlemlediğim kadarıyla) gayet sağlıklı. Ama yavaş vs diye düşünülebilir. Ancak benim nazarımda önemli olan hızlı değil sağlıklı büyütmektir canlıları. O nedenle benim düşüncem canlı sağlam olsun, gerekirse 6 ayda anormal büyümesindense 1 yılda normal büyüsün yeter. Kendi adıma ben kalan rt lerin büyüme hızları biraz yavaş gibi gelse bile şuan sağlık problemleri yok. Her ne kadar birisi tek gözün verdiği bir tedirginliğe rağmen başkaca sağlık problemi yaşamıyor. Ki bu da benim için yeterli.
Herkese saygılar, sevgiler ve tabi ki sağlıklı balıklar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Nisan 2013 12:24
[QUOTE=Onur Nergiz] Somatotropin bir diğer ismi ile büyüme hormonu en hızlı ve etkili gece yarısı karanlık olduğu zaman salgılanır.Bu sebeple gece ışıklandırma yapılmayan ortamlarda büyütülen kobaylar ile gece gün ışığı ile aydınlatılan ortamlarda büyüyen kobaylar arasında hacim ve uzunluk olarak bir miktar fark olduğu gözlemlenmiş.Aynı olayı balıklarda denemiş ve sonuç almış biri olarak gece ışıklandırma yapılmayan akvaryumlarda çok daha hızlı ve sağlıklı yavru büyütüldüğünü söyleyebilirim.Bu nedenle Ümit abinin genel ışıklandırma sistemini merak ettim.Acaba bir diğer sebepte bu mudur diye ?
[/QUOTE]
[QUOTE=dr.aqua]
[/QUOTE]
Onurcum daha önce paylaşmıştım dikkatinden kaçmış olmalı.
[QUOTE=dr.aqua]
Işıklandırmayı 10-14 saat civarı gündüz gerisini gece şeklinde ayarlıyorum,
Şimdilik akvaryumda dekor yok çünkü yavruların boylanması için rahat ve sık hareket etmelerini istiyorum.
[/QUOTE]Ben yıllardır tankı gündüz değil de gece aydınlık tutmayı tercih ediyorum. Hem gece vakit bulup ilgilenebilmek açısından hem de gece sessizliğinden dolayı balıkların daha rahat olduklarını görüyorum. Gündüzleri de perdeleri çekince gece gibi karanlık oluyor. Yani dinlenmelerinde de sıkıntı olmuyor o şekilde ayarladım. Tabi bir kaç saat mutlaka gün ışığı alıyorlar.
[/QUOTE]Hep söylüyorum benim referansım doğadır. Doğal oluşumların, döngülerin sebep sonuçlarını araştırıyorum. Sen de araştırıyorsun bilinçlisin tebrik ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Nisan 2013 13:01
Benim Ufaklıklar kayıpsız devam ediyorlar maşallah....En büyüğü 10-12 cm arasında oldu en küçüğü ise ağzı deformelerden biri 6-8 diğeri 8-10 cm civarındalar....
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Nisan 2013 22:01
Arkadaşlar selam, Köksal'daki erişkin 17 cm.lik dişiye sahip arıyoruz.
Bu başlığa katkısı olmuş ve/veya gruptan bakabilecek arkadaşlar buraya yazabilirler mi?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir