Dikkat Dikkat Melek Dünyasına Girdiniz." E_C_N--rcall--gozturk"


Göktan CanazÇevrim Dışı

Kayıt: 20/06/2010
İl: Antalya
Mesaj: 430
Göktan CanazÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2011 09:00
Aytekin abi çok açıklayıcı olmuş paylaşım için teşekkürler.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

E_C_NÇevrim Dışı

Kayıt: 26/12/2007
İl: Konya
Mesaj: 1752
E_C_NÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2011 19:50
[QUOTE=Amra] İngilizçe Tül isimlerinin tercümesi ...

1-Veil tail, tül yüzgeçli olanlardır.






2-Süper veil tail, aşağı doğru sarkacak kadar tül yüzgeçli olanlara deniyor.




3-Hi-fin, yüksek sırt ve ventral yüzgeçli olanlar.





4-Wi-fin,  geniş ve oval olanlara deniyor.




Yüzgeç yapıları konusuna eklenirse bu konu sevinirim Ercan abi.....


[/QUOTE]
 
 
Aytekin teşekkür ederim, sağolasın. 21 no'lu Fiziksel açıdan Melek çeşitleri konusuna ilave ettirecem
 
21- Fiziksel açıdan Melek çeşitleri Bkz. sayfa 52-83
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rcallÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 06/07/2007
İl: Manisa
Mesaj: 1665
rcallÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2011 20:54
Ercan abi, bizim hacı aştı kendini. Biri tutsun şunu 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

hersanliÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 06/03/2010
İl: Kocaeli
Mesaj: 893
hersanliÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2011 21:39
Ramazan abi, Aytekin abiyi birde evinde pc başında iken görsen. Çok güzel araştırmalar yapıyor imrenmemek elde değil gerçekten. Tebrik ediyorum onu. İnşallah hedeflerine tez zamanda ulaşır. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rcallÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 06/07/2007
İl: Manisa
Mesaj: 1665
rcallÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2011 21:56
[QUOTE=hersanli]Ramazan abi, Aytekin abiyi birde evinde pc başında iken görsen. Çok güzel araştırmalar yapıyor imrenmemek elde değil gerçekten. Tebrik ediyorum onu. İnşallah hedeflerine tez zamanda ulaşır.  [/QUOTE]
Sen onu birde benimle telefonda konuşurken görsen. Gülerken düşmemek için bir yerlere tutunuyorum
Şaka bir yana çok kısa zamanda kendisini çok geliştirdi, yay burcunun da bir özelliği bu. Yaptığı bir işin en ince detayına kadar araştırması ve bilmesi gerekiyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

hersanliÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 06/03/2010
İl: Kocaeli
Mesaj: 893
hersanliÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2011 22:36
Kesinlikle katılıyorum abi. Hobi deyip akvaryuma yem atmakla, ticari olarak bile olsa balıkları üretip satmakla iş bitmiyor. Hakkını vermek gerek. Sonuçta vebal altındayız, çünkü canlı besliyoruz.     hersanli2011-10-10 23:00:11

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

E_C_NÇevrim Dışı

Kayıt: 26/12/2007
İl: Konya
Mesaj: 1752
E_C_NÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2011 23:37
[QUOTE=rcall]Ercan abi, bizim hacı aştı kendini. Biri tutsun şunu  [/QUOTE]
 
Vallahi biz bütün sırlarımızı ortaya döktük, olacağı da buydu zaten

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

AmraÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 20/04/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 795
AmraÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 11 Ekim 2011 02:02
Yok be abi ben ne biliyorsam sizin paylaşımlarınızın sayesine bunları öğrendim yoksa bende birşey yok sayenizde 3-5 gelirim oldu allah razıolsun sizden
bu arada ercan abi senin zebralarda wi-fi kanı var gibime geliyo .....yakın zamanda resimleri eklicem

Bu arda yapdığım bir araşdırmaya göre silver ve zebralar melek varyentlerin içinde en yavaş büyüyen balıklar buna dikat etmek lazım yanlışlıkla balıklar yanık kaldı diye  elden çıkarmamak lazım şu sıralar diyetlerine tubifex ekledim ve müthiş etlenmeye başladı balıklar ve zebralarda kurlaşmalar başladı bile ....

Bu arada aslında konuyu açaçam da müsait zaman bulamadım arkadaşlar burda bu konuyu sürekli takip edenler bildiğiniz gibi bu yolda bayrak Ken Kennedy de idi  kendisi melek üretimini bırakdı
sadece tiçari yapiyo 3-4 kere e-mail yolu ile ulaşmaya çalışdım fakat  türkiye ip si üzerinden ulaşılamıyo
pilipinelere
benim size teklifim kennedy burda kaldı işin güzel tarafı bize nasıl yapılacağını da anlatı
Kendisine az önce bir e-mail daha atım almanya serveri üzerinden bakalım dönecekmi bize
nasıl olaçak bu iş derseniz bize kanında çok az da olsa altın altın sarısı geni bulunan balıklar lazım bunları ramazan yada ercan abiye göndercez onlarda bize yavrularını gönderecek sonra tekrar damızlık ları onlara geri göndercez bu şekilde çabrazlama yapicaz araya gen sokma işini ercan abi gözü kapalı yapar zaten bize lazım olan sadece bol bol boş akvaryum çıkan yavruların en iyilerini değerlendirecez ne dersiniz abiler eğer okey derseniz ben bizat ken kenndey den bu balıkların yavrularından isteyecem herşey yapabiliriz yeterki imkan olsun bize bol bol akvaryum lazım vede biraz zaman. ....
Amra2011-10-11 02:42:34

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Göktan CanazÇevrim Dışı

Kayıt: 20/06/2010
İl: Antalya
Mesaj: 430
Göktan CanazÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 11 Ekim 2011 09:56

Aytekin abi bendede silver vardı eskiden yavru iken gerçekten büyüme hızları benimkilerinde çok azdı bi ara yanık kaldı sanırım dedim sonradan bir boy attı tutana helal olsun

bu fotoğraftaki balık 1 ay 1.5 ay neredeyse hiç büyümedi gibime geliyordu 3 aylıktan sonra boy atmaya başladı 

yanlış hatırlamıyorsam bu fotoğrafta 4-5 aylık civarı tam kestiremiyorum 9 aylık civarı iken bayağı büyümüştü fakat elimde olan şuan tek fotoğraf bu.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kaygisizÇevrim Dışı

Kayıt: 27/09/2010
İl: Izmir
Mesaj: 113
kaygisizÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 12 Ekim 2011 14:33
[QUOTE=rcall] [QUOTE=bycook]Merhaba bir sorum olacaktı melekler birbirlerine neden vururlar birde melekler neden gırtlak şişirirler...[/QUOTE]
Bu hareketler genelde bölge edinme ve gövde gösterisi anlamındadır. Vuran baskın erkek olma mücadelesindedir. Yüzgeç ve finlerini dikleştirir, titreme hareketleri yapar vs.
[/QUOTE]
 
Buna ek olarak benimde bir sorum oalcak. Birbiri ile eş olmuş daha önceden yumurta dökmüş 2 eş melek neden birbirine vurur.
 
Erkek dişiyi yumurta dökmeye mi zorluyordur? Yoksa akvaryumdaki diğer meleklerden biri ile eş tutmuş bölgesinmi korumak istiyordur?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

AmraÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 20/04/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 795
AmraÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2011 03:29
Evet konu sağlık olunca melek balığında bir kaç hastalık konusunu tekrar gündeme getireyim dedim ...

Melek Balıklarında Hastalıklar ve Tedavileri

 

Genel olarak cichlidler, diğer süs balıklarına göre dış bakterilere karşı oldukca dayanıklıdırlar. Beyaz benek ve mantar türevi hastalıkları çok kolay atlatırlar. Ancak iç parazitler,her balıkta olduğu gibi bu balıklarıda güçten düşürerek ölümlerine yol açarlar.Balık hastalıkları ile uğraşmak ço iyi gözlem ve sabır gerektirmektedir. Beyaz benek veya basit mantar tipi hastalıklar piyasada bulunan muhtelif ilaçlar ile tedavi edilmektedir. Bunu yanında kolayca anlaşılamayan, iç hastalıkların tedavisi ise 6 gün ile 1 ay sürebilir. Hastalığa ne tür parazitin sebebp olduğunu anlamak ise epey tecrübe ve bilgi sahibi olmayı gerektiri. Mutlaka bir araştırma yapılmalı ve bu konuda yazılmış yayınları okumalısınız.

 

Benim burada anlatmak istediğim konu bir çok hobiciye anlaşılması güç gelecektir. Bilhassa latince yazılmış hastalık isimleri birçok okuyucuya sıkıcı gelebilir. Bu nedenle çok uzun olan bu konuyu mümkün olan en kısa anlaşılabilir bir duruma getirmeye çalıştım. Her balığın türüne göre etkileyen kendine özel bir hastalık bünyesi vardır,ayrıca her bölgenin çok çeşitli ve değişik parazitleri bulunur. Süs balıklarının geldiği, bizim ülkemizin sularının yabancısı olduğu tropikal bölge parazitleri vardır. Doğal ortamlarda yakalanan balıklar genelde kendilerine ait bakteriyi veya paraziti de beraberinde getirebilir. doğaya uygun ortam sayesinde parazitin balığa bir zararı yoktur. Akvaryum ortamında ise, küçük bir değişimde balığın bağışıklık sistemi zayıflar. Buda parazitin ortaya çıkmasına neden olur. Balıklar bu durumda tedaviye çok zor cevap verirler. Bu nedenle alacağınız balığı iyi bilen birinden veya yerli üretilen balıklar almanız da fayda vardır.

Parazitolojistler bunu egzotik parazitler diye adlandırır. Örneğin 1970 yılında Amerika!ya ilk olarak Orta Amerika'dan ithal edilen Cichlasoma synsplum bereberinde kendi bölgesine özel bir virüsü de getirmiştir. Bu virüs ilerleme evresinde tıpkı bir çıbanı arındırmaktaydı. Texas üniversitesi Mikrobiyoloji bölümünden Dr. B.L. Middleboorks bu virüs üzerinde (bir çeşit lymphocyst) çok çalışmıştır. Ama hala tam iyileştirici bir netice alınmamıştır. Çok küçük bir şansla bakır sülfat veya F.M.C.gibi ilaçlarla geçici olarak kurtarılmış balıklar literatürlerde bahsedilmektedir. Gene de en iyi yol böyle bir balığı sağlıklı ortamdan tecrit etmektir.

 

BAĞIRSAK HASTALIKLARI

 

Protozoalar

 

Tek hücreli kamçılılar Hexamita,balıkların bağırsaklarında bulunur. Bu parazite ilk olarak melek balıklarında rastlanmıştır. Bağırsaklar da yaşamını asalak olarak sürdürürler,bulaşıcıdırlar. Özellikle Güney Amerika balıklarında çok sk rastlanırlar. Afrika-Viktorya gölü'nden getirilen bazı Haplochromisler,oradan beraberinde başka bir parazit olan Babasiosoma mariae'yi de getirmişlerdir. Bu parazit ayrıca Batı Afrika göllerindeki balıklara da musallat olurlar. Bunlara çift genetikli trematolar da denmektedir. Bir çok cichlid türünde tespit edilmişlerdir.

 

Belirtiler:

 

Balıkların baş bölgesinde küçük delikler açılmaya başlar ve balıkların iştehı kesilir,kuytu bölgelere çekilirler. Dışkısının rengi açık ve ip gibi incedir. Hastalığın ilerlemesi halinde karın bölgesinde yara oluşmaya başlar. Giderek karın iyice açılır. Akuaristler bu hastalığı HOLE-IN-THE-HEAD-DISEASE, diye adlandırmaktadır. Literal çizginin yanları da açılarak balık tıpkı parçalanmış bir görünümdedir.

 

Sebepleri:

 

Bu hastalığın balığa bulaşması, uzun süre suyun yenilenmemesi filtenin temizlenmemesi ,aşırı kalabalık akvaryum,oksijenin ormalden az olması, ısının sık sık değişmesi ve zayıf beslenme diyeti, parazitin hemen harekete geçmesi için uygun ortamdır. Çevresel faktörler dışında balığın beslenme diyeti oldukca önemlidir. Bilhassa balıklara içinde C vitamini bulunan yemler verilerek mukavemet kazandırılmalıdır.

 

Tedavi

 

Bu hastalığın tedavisinde en iyi yol ilaçlı yemlemedir. Fakat hastalığa yakalanan malesef yem almadığından ilaçlı yemi yedirmek zor olmaktadır. Tedavide kullanılan en etkili ilaç dimetridazole ve metranidozole'dir. Bu maddeler en çok Flagyl,Vagimid,Emtry, gibi ilaçlarda bulunmaktadır. 400mg metranidozole 100 litre akvaryum suyuna karıştırılarak 3 gün tedavide bırakılır. Büyük boyutlu balıklarda ağızdan şırınga ile ilaçlı su hazırlanarak damlatılabilir. Bunu yapabilmek için balık yakalanarak dikkatlice ağzı açılır,daha sonra enjeksiyondaki ilaçlı su ağzına damlatılmalıdır. Tedavi süreci balığın dışkısı koyu bir renk alıncaya kadar devam etmelidir. Balık yem almaya başladığı zaman 10-15 gün kadar ilaçlı bitkisel yemleme yaparak kondüsyon kazandırılır. Akvaryum suyunun 3 günden sonra yarı yarıya boşaltıp yenileyin,filtrenin içine ise temiz karbon koyup 2 gün kadar çalıştırın.

 

KAN PARAZİTLERİ

 

Protozoaların daha değişik türevleridir. Bu hastalığa sebep olan parazitler Trypanosoma, Trypanoplazma ve Gryptobiasp'dır. Bu parazitler balığa bulaştığında bir süre sonra balıkta anormal derecede zayıflık, keyifsız ve kayıtsız yüzme davranışı, gözlerden birinin şişmesi,solungaçlarda kabarıklık iştahsızlık ilk olarak göze çarpan belirtilerdir. Daha sonra iç organlarda harap olup(özellikle böbrek) balığın ölümüne yol açar. Genelde bu parazitler akvaryuma konulan salyongozlar vasıtasıyla balıklara geçmesidir. Balıklardan diğer balıklara da kolayca bulaşabilir.

 

Tedavi:

 

Balıkların yemlerine metranidozole karıştırılarak verilmeli, ayrıca 10 litre suya 1 gr metilen mavisi koyularak balık 8 saat bu suda tutulmalıdır. Hastalık tamamen geçene kadar balık 2 günde bir metilen mavisine konulmalıdır. İlaçlı yem ise hergün verilmeli,kesinlikle canlı yem veya diğer yemler verilmemelidir.

 

DROPSY,MALAWİ BLOAT VEYA KARINDA MİROPLU SU BİRİKİMİ

 

Bakteri ve virüs enfeksiyonlarının yol açtığı genelde beslenme bozukluğundan, akvaryum ortamının kalabaklılığı ve suyun kirliliinden meydan gelmektedir.

Balığın karın bölgesinde şişkinlik,pullarda kabarma, yüzgeçlerin alt bölgelerinde hafif kızarıklık, iştahsızlık renksiz ve ince dışkı, gövdenin rengi solgun, gözlerde dışa doğru pırtlaklık, iştahta azalma ilk görülen belirtilerdir. Hastalık ilerleme safhasında balığın pulları giderek kabarır ve karın anolmal derecede şişer. Balıpın karın kısmını ellediğinizde vücudunda sıvı çıkmaya başlar ve daha sonra ölür.

 

Tedavi:

 

Bu hastalık için malesef etkili bir tedavi yöntemi bulunamamıştır. Tedavide kullanılan en etkili ilaç antibiyotiklerdir. Oxytetracyline 100 litre suya 4 gr. karıştırarak hasta balık 4 gün bu suda bırakılır. Yemleme yapılmamalı suya bol oksijen verilmelidir veya Chlortetracycline litreye 40 mg olarak 4 gün süre balık tedavide bırakılır. Gene de balığın kurtulma şansı çok azdır.

 

MONOGENALAR

 

Dış parazit olarak en çok solungaçlara musallat olurlar. Bu parazitler yüzünden balık aşırı solunum yaparak sanki suda oksıjen yokmuş izlemini verir,ayrıca balıkta aşırı sinirlilik görülür. Giderek, solungaçlarda kabarma ve solungaç flamentlerinde aşırı mukoz tabakası birikir. Balık yem almaya çıkmaz, bazen dipte bir köşede hareketsiz durur, bazen de su yüzeyin de aşırı soluk alıp verir.

Bu parazitler akvaryuma canlı yemlerden veya ülkeye yeni ithal edilmiş balıklardan geçer. Ayrıca filtrasyonun ve havalandırmanın yetersiz olması, aşırı kalabalık akvaryumlar ve aylık su değişimin de kullanılan suyun akvaryum koşullarına uygunsuz olması balıkların solungaç flamentlerini harap eden önemli faktörlerdir.

 

Tedavisi:

 

Parazite yakalanan balık ayrı bir akvaryuma konulur. Tedai banyosunda kullanılan en etkili ilaç F.M.C. ve trichoplorfondur. F.M.C. 100 litreye 20 damla damlatarak balık balık 1 saat kadar bu suda tutulur,daha sonra balığı ilaçsız bir sıya koyup dinlendirmelisinizx. Ertesi gün tekrar 1 saat ilaçlı suda banyo yaptırılmalıdır. Tedavi 7'le -10 gün sürebilir. Trichoplorfon ile 1 litreye 0.4 mg. olarak, 3 gün süre ile balık bu suda tutulur. Tedaviye hastalık geçene kadar devam edilmelidir.


Şişmanlık:

Balıkta fazla ve kusurlu beslenmenin sonucu olarak şişmanlık görülür. Görünüşte o kadar zararlı bir olay değilse de bilhassa üretim yapanlar için önemli bir sonuç doğurur. 

Fazla oranda karbonhidratla beslenen balıkların karaciğer, böbrek ve dalakları anormal şekilde gelişir, hayvan kısırlaşır. Tecrübeli akvaristler çiftleştirilecek balıkların iki  üç gün aç bırakılmasının iyi netice verdiğini bilirler. Bu olay da şişmanlıkla, cinsiyet arasında ters oranda bir bağlantı olduğunu ortaya koyar. Bu sebeple beslenme konusunda balıklarımızı günde 2 veya 3 kere azar azar yemlemeliyiz.

 

Bağırsak İltihaplanması:

Balığın, iltihaplı, kanlı bir dışkı çıkartmasıyla belli olur. Eğer erken teşhis edilip tedavi yoluna gidilmezse hayvan ölebilir. Balığın tedavisi için ayrı bir akvaryuma almak icap edecektir. 8 - 10 gün kadar yemden kesilen hayvan, hastalık belirtileri kayboluncaya kadar çok az miktarda ve değişik yemlerle yemlenmelidir. Hastalığa sebep olan yemin bu süre içinde verilmemesi gerekmektedir. Hastalık şu nedenlerden ileri gelebilir:

a)Yemde tuz bulunması

b)Devamlı kuru yemle besleme

c)Tek tip canlı yemin sürekli olarak verilmesi

Kabızlık:

Kabızlık balığın anüsünden itibaren bir iplik şeklinde dışkının asılı kalıp durması,karınlarında gözle farkedilir bir şişliğin meydana gelmesi ve hayvanın yeme karşı isteksizliğiyle teşhis edilir. İlerlemiş durumlarda balığın hiç dışkı çıkartmadığı ve yemden tamamen kesildiği gözlenir.

Tedavi olarak hayvan parafin oil'de 1/2 saat kdar bekletilmiş karides unu,canlı yem ve haşlanmış ıspanak verilmelidir. Büyük balıklarda görülen bazı inatçı vakalarda, en son çare olarak anüsten çok dikkatli bir şekilde hint yağı ile lavman yapılabilir. Kabızlığın sebebi devamlı kuru yemlemedir. Beslenme konusunda belirtiğim gibi, bu en kaçılması gereken beslenme yanlışlarından biridir.


Kısırlık:

Kısırlık bilindiği gibi ölümcül bir hastalık değildir.Bu durum balık üretenler için büyük önem taşır.Kısrlığın sebepleri çeşitlidir.Genel olarak bu hal,hayvandaki renk solgunluğu ve normal süresi içersinde yumurta dökmemesi ile tanınır.

Bu durum genellikle yukarıda adı geçen diğer 3 hastalığın: şişmanlık, kabızlık ve bağırsak iltihaplanmasının bir sonucudur. Yani beslenme konusundaki yanlış tutumla ilgilidir. Doğuran balıklarda renk solması ve cinsel isteksizlikle teşhis edilen bazı geçici kısırlıklarda,bunlara canlı ve değişik yem verildiğinde düzeldikleri görülmüştür. Bu olay da kısırlıkla dengeli beslenme arasındaki bağlantıyı ortaya koyar.

Yanlış beslenmenin bu önemli sonuçları yüzünden bu konuda uyulması gereken esaslar bir kez daha göz önüne alınmalıdır.

a)Balıklarımızı kaliteli yemlerle ve canlı,cansız değişik yem türleriye besleyiniz.

b)Yemi, yemlikler içersinde, günde en az 2 kez olmak üzere, balıkların 4 ile 5 dakika içersinde yiyip bitirebileceği oranda veriniz.


YUVARLAK KURTLAR veya HALKA KURTLARI

Capillaria sp. ve Camallanus sp. oldukca tehlikeli olan bu parazitler balıkların iç organlarınd sindirim sisteminde tahribatlara ol açar. Genel olarak nematodlar grubuna dahillerdir. Balıkların kesin olarak ölümlerine yol açar.

Tedavisi:

En etkili ilaç Niclosamid'dir 100 litre suya 0.5 gr niklosamid karıştırılır. Bu suya canlı kan kurtları atılır. 4-5 dakika bekletilir, kan kurtları sudaki ilacı bünyelerine geçirirler. Daha sonra bu kurtlar hasta balıklara yedirlir. Tedavi süresi 4 gün kadardır.


BAZI DIŞ BAKTERİ HASTALIKLARINDA KULLANILAN İLAÇLAR

Mantarlar-Sapholegnia türevlei için Acriflavin ihtiva eden ilaçlar. Bütün bakterial hastalıklar için ise; Antibiotikler etkili olmaktadır.Bunlar arasındaFuranace, Oxytetracylin ve Chloramphenikol en yaygın olarak kullanılanlardır. (Darm)bağırsak parazitlerinden dolayı balıkların ciltlerinde lekeler görülmektedir.
Bu durum balıkların ilerde ciddi şekilde hastalanmalarına yol açmaktadır.
Son yıllarda yapılan araştırmalarda bunu sebebinin akvaryumlarda balıklar,güneş ışığı göremediklerinden D vitaminin almamaktadırlar. Doğada balıklar D vitaminini UV ışınları sayesinde almaktadırlar. Bu ışınlardan dolayı D vitamini deride oluşur ve karaciğerde depolanır. Organizmadaki 7 dehidrokolestrolün deride, güneş ışığını etkisiyle dönüştüğü vitamin şeklidir. D3 vitamini de bağırsaklarda hydroxychlecalciferol olarak aktif hale gelerel, kalsiyum metabolizmasını düzenler.
D2 vitamini de calcitron olarak kandaki kalsiyum seviyesini yükseltir. Bağırsak (Darm) parazitlerinin oluşum evresinde pasif belirtiler olarak balıkların ciltlerinde kirli lekeler olarak görülmektedir. D2-D3 ve fosfor güneş ışınlarının girmediği akvaryumlara mutlaka arada sırada verilmesi gereken vitaminlerdir.
Doğada bitkisel beslenmesi (alg kazıyan) olan balıklara mutlaka arada sırada C vitamini takviyesi yapılmalıdır. Yaralanmış, yüzgeçleri parçalanmış balıklara B türevi vitaminler (özellikle B12) verilirse, yırtılan yüzgeçlerin çok çabuk iyileştiğini farkedeceksiniz.


İç Parazit

Ve kendi  balıklarımdan bir örnek vereyim benim balıklar iç parazit olmuşdu bende tedaviyi şu şekilde yaptım

Tanısı :  Uzzzzzzzun beyaz dışkı yeme karşı isteksizlik tabanda durgun olarak çok az hareketle sabit duruşlar

Hemen   Araşdırdım herkes flagy dedi ama flagy tek başına yetmiyo parazitin tedavisi için daha doğrusu flagy ile parazit viçutan atılıyo dışkı yolu ile eğer gözlemlerseniz flagy tedavisinden sonra tabnada ufacık beyaz kurtcuklar göreceksiniz peki balığı temizledik ondan sonra ne yapacaz parazitin kökünü kurutmak için

Isı hemen 32 derceye cıkardım

En etgili ilaç olarak ben Microbe-Lift  Praziquantel aldım elime maşrapayı basdım içine pireleri koydum içine Microbe-Lift  Praziquantel

pireleri 12 saat içinde bekletikden sonra da verdim balıklara zaten patır patır dökülüyo parazitler ondan sonra da

Kulandım tank da  70 lt bir çay kaşığı oranında kesinlikle suyu bozmuyo bitgilere de zarar vermiyo herkese tavsiye ederim ....

Ayrıca koruyucu olark da bütün akvaryumlara atım 1 çay kaşığı

Ama içiniz rahat etsin istiyorsanız sarımsak suyunu cıkarın terta bits ile karışdırın sonra kurutun  haftda  1 kere sarımsaklı tera bits verin balıklara ozman parazit ile ilgili sıkıntınız kalmaz .....

 

 

 

Dikkat Dikkat Melek Dünyasına Girdiniz." E_c_n--rcall--gozturk"

Grurubundan izin almadan paylaşılamaz.......





Amra2011-10-13 03:43:15

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

chapiÇevrimiçi

Kayıt: 25/07/2011
İl: Ankara
Mesaj: 95
chapiÇevrimiçi
Gönderim Zamanı: 14 Ekim 2011 17:03
Merhaba,
Bölümün hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlara sonsuz teşekkürler. Birkaç gündür tüm bölümü okuyorum ve ancak sona gelebildim. Oldukça faydalı bilgiler var; öğrendiklerimi pratiğe dökmekte sabırsızlanıyorum. :)
Bu amaçla, elimde eş tuttuğuna inandığım meleklerim için alt yapı hazırlıklarına en kısa zamanda başlayacağım. Öncelikle ayrı bir tanka ihtiyacım var, okuduklarımdan eşlerin yumurtlamaları için büyük bir akvaryum gerekmediğini anlıyorum. Sanırım 50*40*30'lık bir akvaryum ilk başlarda bana yetecektir. (60 Lt)
Bu tanka ekte resmini koyduğum nitrat toplarından koymamın bir faydası olabilir mi diye merak ediyorum.
Sorum önceden sorulmuş ve cevaplanmışsa kusura bakmayın. Forumu ofisten okudum ve zaman zaman dikkatim oldukça dağılabiliyor.




Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

gozturkÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 23/10/2007
İl: Ankara
Mesaj: 938
gozturkÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 14 Ekim 2011 18:20
Bu bioballardan akvaryuma atmak eskiden bazı akvaryumcuların adetiydi.Ancak akvaryumda filtrasyonu dış filtre ile yapacaksanız (ki zannetmiyorum) filtreye koyun.Eğer başka şekilde filtre edecekseniz akvaryuma koyacağınız 3-5 tane biobalın çok faydası olmaz.Ayrıca bu filtre medyası üzerinden süzülerek akan suyun filtre edilmesi esasına bağlı çalışır.Suyun içinde serbest yüzme şeklinde değil...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

drama212Çevrim Dışı

Kayıt: 12/09/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 117
drama212Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 14 Ekim 2011 18:35
Merhaba yeniden bir sorum olacak. Balıklarım 2 defa tam 7 gün arayla hatta aynı saatte yumurtlamışlardı. Son yumurtlamada fayansa yapışmamıştı yumurtalar tam olarak. Ben de fayansı ters çevirdim fakat yumurtlama 4 gün gecikti acaba bunun sebebi fayansı ters çevirmem mi yoksa başka bir nedeni olabilir mi? Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir