History of Owachomo - Adist 2012
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2012 17:26
[QUOTE=serkan_cetinkol]Buğrahan, teşekkür ederim.
Mehmet Bey merhaba. Son eklediğim resimdeki tel istenilen forma getirilebiliyor. Boru ile yapmak zor olur sanırım. Tel ile iskelet yapılırsa bitkileri işlemek de çok basit olur, istenilen yerlere de kayalar silikon yardımı ile yapıştırılabilir.
Timuçin çok teşekkür ederim. Biz tankı seninle aynı zamanda sipariş ettik fakat ben yıllık iznimde olduğum için çabuk toparladım, bunu atlama bence. Üstelik senin tankın taban alanı neredeyse benimkinin 2 katı. Eş zamanlı başlasak bile arada fark olmalı. Tasarım bittiğinde senin tank dehşet olacak eminim, inan finali en az senin kadar sabırsızca bekliyorum
[/QUOTE]
Haklısınız. Ben bitki eklemekten ziyade öncelik olarak kafamda köprü formunu oluşturmak için fikir üretiyordum. Söylediğiniz gibi bitkilendirme kısmında sizin kullandığınız teller çok mantıklı. Açıklama için teşekkürler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
serkan_cetinkolÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
[C]2,2,4700[/C]
Kayıt: 14/06/2005
İl: Istanbul
Mesaj: 3895
Kıdemli Akvarist
[C]2,2,4700[/C]
Kayıt: 14/06/2005
İl: Istanbul
Mesaj: 3895
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2012 22:57
Ertuğrul abi isim için hiç tavsiye gelmedi, bu yüzden ilham kaynağını doğa olayının ismini verdik. Sağlam bir isim olursa değiştiririz.
serkan_cetinkol 2012-03-22 22:58:17
Timuçin drama köprüsü nedense bana çok garip geliyor. Taştan imal edilen bir köprü, bizimki doğal alan taklidi, ikisini örtüştüremedim bir türlü. Köprüye bağlı kalmak şart değil, resmi yansıtan farklı bir duygu da olabilir.
Bu arada ekip fotosu koymamışım, bunu geleneksel hale getirmeliyiz bence
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 01:45
Sanal platformlarda çok fazla aktif değilim, ama nerede adist kelimesini görsem artık hemen bir bakıyorum, her baktığımda da keşke daha aktif olsam bu arkadaşların yaptıklarını hiç kaçırmasam diyorum.
Tanıtımını yaptığınız tank için yorum yapmak anlamsız. Sadece teşekkür etmek gerek. Bundan sadece birkaç yıl önce, yabancı forumlarda görüp, ağzımız açık seyrettiğimiz bu düzenlemelerin altına türkçe birşeyler yazabilmemizi sağladığınız için.
Ben bu sitede, bitkili akvaryum yarışmasında birinci olan tankın sahibi olmama rağmen, -tabii bu birkaç yüzyıl önceydi :) - çalışmalarınızı böyle hayranlıkla takip ettiğime göre, fazla katılım olmadığıyla ilgili şikayet etmeyiniz, zira çıtayı öyle bir yükselttinizki, bizim gibi üstad geçinenleri çırak çıkardınız, sağolun varolun.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 07:35
Sanki sol taraftaki derinlik hissi bir şekilde daha fazla yapılsa daha iyi olur gibime geldi.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
serkan_cetinkolÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
[C]2,2,4700[/C]
Kayıt: 14/06/2005
İl: Istanbul
Mesaj: 3895
Kıdemli Akvarist
[C]2,2,4700[/C]
Kayıt: 14/06/2005
İl: Istanbul
Mesaj: 3895
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 09:02
Hakan Bey çok teşekkür ederiz. Estağfurullah demek istiyorum çırak-usta konusunda. Bizim maksadımız, hobinin bu alanını ülkemizde olabildiğince fazla kitlelere duyurmak, ülkede yönelimi arttırıp daha kaliteli tanklar görmek. Övgü dolu sözler için tekrar teşekkürler.
Onur merhaba. Tanktaki doğrusal perspektif tekniği sağ önden sol arka alana yönlendirilerek uygulandı. Yani sağdan sola gidildikçe uzaklık kavramının arttığı bir durum söz konusu. Bu yüzden sol arka alan daha alçak, daha seyrek ve küçük kayalardan oluşmalıydı. Dikkatli bakılırsa eğim yönü bile sağdan sola doğru şekillendirilmiş. Nasıl bir uygulama hayal ettiğini çok merak ettim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 10:01
[QUOTE=unotim123]Sanki sol taraftaki derinlik hissi bir şekilde daha fazla yapılsa daha iyi olur gibime geldi.[/QUOTE]
Evet çok haklısın Onur. Dikkatli bakınca sağ arkadaki küçük sivri kayayı, sol arkada kullansaymışız biraz daha iyi olurmuş.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 10:01
Serkan abi yine Adist yine muhtesem bir dizany ve uygulama. Ìnanin bu gibi uygulamalari yapmak yada yapabilmek ayri bi meziyet olarak görùyorum. Seni ve Adist grubunu tebrik eder calismalarinizin devamini dilerim.
Saygilar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 11:46
Serkan hocam ben kapağı tutan demiri soracaktım.
Daha önce yanlış hatırlamıyorsam Mustafa beyin (Erdoğar) bir tankında benzer bir çalışma görmüştüm.
Siz bunu nasıl yaptınız? Teller falan, nerden temin ettiniz?
Bilgi verebilir misiniz?
Selamlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
serkan_cetinkolÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
[C]2,2,4700[/C]
Kayıt: 14/06/2005
İl: Istanbul
Mesaj: 3895
Kıdemli Akvarist
[C]2,2,4700[/C]
Kayıt: 14/06/2005
İl: Istanbul
Mesaj: 3895
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 12:26
Demiri bizim buradaki bir sanayi sitesinden temin ettim. Paslanmaz çelik satan bir firma, her çapta ve et kalınlığında ürünler mevcut. Ben 1,6 mm çaplı olanını 30 TL'ye aldım, büküm için ise farklı bir firmaya 35 TL ödedim. İşin ilginç yanı büktürmek malzemeden daha pahalıya mal oldu.
Tellerden kasıt kapağın asılı olduğu tel ise onları bauhause'tan aldım. Çeşitli klemens ve birleştirme aparatlarını da oradan temin ettim. Kapağı kasa kısmı hariç kendim yaptım. Diğer yeşil telleri soruyorsanız onları bir hırdavat dükkanından aldım.
Bu tanklar teknik yapısı gereği müdahaleye açık. Full kapalı bir kapağın çok dezavantajları var bitki ile ilişik. Tank lambalardan ısınabiliyor, su değişimi ve budamalarda kapak kaldırılmak zorunda, istenilen ışık sağlanmadığı için iş zorlanıyor. Bitki tankları günlük müdahale istiyor. Bu şekilde ben hiçbir efor sarfetmeden, handikaplardan uzak bir şekilde tankıma müdahale edebiliyorum.
Tankın genel yapısı Takashi Amano markasının (ADA) bir taklidi aslında. Aşağıdaki resim orjinal ADA ürünü bir tank, malesef ülkemizde yok.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 12:50
Aslında uğraşsan armatürü de Amano modeli gibi yaparsın Serkancım. Benim tankımda kayıt kuşak olayı olmasa tereddütsüz uygulayacağım bir sistem. Ama kayıtsız bir akvaryum yapmayı düşünmüyor da değilim. Ayrıntılı anlatımla paylaşımın için teşekkürler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 13:09
Detaylı bilgi için teşekkür ederim.
Birebir anlattığınız zorlukları çekiyorum. Tavana asma işini başbakan istemiyor maalesef.
Bende sizlerin sistemine benzer bir şeyler yapmak istiyorum.
Tekrar teşekkürler.
Selamlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 15:13
Sanat, genel bir tanımla insanın duygu ve düşüncelerini, doğada bulunan materyalleri kullanarak hayranlık ve ve beğeni oluşturacak şekilde ifade etmesidir.
Siz duygu ve düşüncelerinizi gayet güzel ifade etmişsiniz ve bende de hayranlık ve beğeni ziyadesiyle oluşmuş.
Tebrik ediyorum.
Umarım çalışmanız uluslararası organizasyonlarda hakettiği değerlendirmeyi alır.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2012 22:38
Serkan akvaryumunu bilgisayarımda arka plan yapıp uzun uzun baktım,ne yalan söyleyeyim sanki o içine doğru verdiğin derinlikte kaybolup giitim,bir akvaryum bu kadarmı güzel dizayn edilir,pes yani,yeşilin hemen hemen her tonu tanka kademeli olarak hakim olmuş,hele o ember tetraların asaleti çok ayrı bir hava katmış bu harika çalışmaya,bir ara akvaryumun içinde kaybolup gitmişken aklıma TOM HANKS,ın bir gardiyanı canlandırdığı o iri yarı zencinin (Michael clark duncan)içindeki saf güzellği bir hapishane içinde bile hiçbir şeyin gizleyemeyeceğini anlatan YEŞİL YOL (THE GREEN MİLE) filmi geldi, aslında akvaryumlarda belli sınırları olan fakat oluşumunda akvaristin ufuklarına hayallerine veya özlemlerine tercüman olan,ve hatta o küçücük sınırlı ortamda kocaman bir habitatın pekalada oluşabildiğini ve bu habitat içinde hayat bulan bitkisel veya biyolojik yaşamın tüm güzelliklerini en saf şekilde görmemizi sağlayan adeta odamızdan dünyaya açılan pencereler değillermi.?
O filmde o sınırlı ortamda dahi güzelliklerin saklı kalamayacağını en güzel şekilde anlatıyor ve o 10 adımdan oluşan kısacık koridor(Filme adını veren YEŞİL YOL) bana nedense senin akvaryumuna adını verirse çok yakışacakmış gibi geliyor.
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir