Hobi - Hobihanecik Ve Üretimhane
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2009 17:49
İstisnalar kaideyi bozmaz diyerek söze başlamak istiyorum.
Akvaryumcu önünden geçerken gözünüz balıklara takılır seyredersiniz. Ya da bir arkadaşınızı veya bir iş yerini ziyarete gittiğiniz de gözünüz orada bulunan akvaryuma ve balıklara takılır. Bir şekilde hobi merakı sizde uyanır.
Artık akvayum kurmaya karar verdiniz. Küçük bir akvaryum ve bir iki japon balığı ile başlarsınız. Onu al, bunu al derken bunların da yetersiz olduğunu biraz daha büyük akvaryum daha iyi olacağına karar verirsiniz. Hele bir de akvaryumculara yavru balık satan yada takas edenleri gördünüz mü iş farklı boyuta ulaşır. Uyanık bir akvaryumcuya da denk geldiyseniz biraz da oradan gaz verilir.
Artık akvaryumları büyüteceksiniz kararınızı verdiniz. Bir iki akvaryum alırsınız, tabii üretim yapacaksınız ya..birkaç çeşit koloni balık. Tabii ciklet türleri olmalı. Akvaryumcu satabildiği kadar satar. Nasıl olsa üretim yapıp kazanacaksınız.
Artık evde üç-beş adet akvaryum, balıklar hobihaneciğiniz var, onlarla uğraşırken aile efradı gözünüze dahi gözükmez. Çok yoğunsunuz, çünki üretim yapıyorsunuz. Ürettiniz eliniz de bir sürü yavru ile akvaryumcunun kapısına vardın, ciklet yavruları var alırmısınız? Eyvah ki ne eyvah..bir fiat söylenir adam yıkılır. Anası tanasını kurtarmıyor hesabı.
Derken ben bu işi biraz daha büyütürsem, hele birde marka olup kendimi tanıtırsam ben bu işi kıvırırım dersiniz. Bir de yanınıza ortak buldum mu aliyyül-ala olur.
Artık evle ve sosyal çevre ile irtibatınız yok denecek kadar az dır. Koskoca üretimhaneniz var dile kolay. Gece gündüz demeden çalışıyorsunuz. Bu ara balıklar ölür, yavrular telef olur iyici sıkıntıya girersiniz. Balıklarınızı pazarlayamazsınız, ya da paranızı zamanında alamazsınız, elektirik su faturaları derken çıldıracak noktaya gelirsiniz..
Üretimhane de üretim ünitesi, yavru ünitesi, boylandırma ünitesi diye ayrı ve bağımsız bölümler olmalı. Hijyene riayet edilmeli ve ortamın buna müsait olması gerekir.
Hazin bir son...
Bu artık olmuyor dersiniz ve eliniz de bulunan akvaryum ve balıkları satmaya başlarsınız hemde çerez parasına..
Nereden nereye gelindi. Benim tanıdığım onlarca arkadaşım son iki yıl içerisinde üretimhanelerini kapattılar. Sorun aslın da sadece kriz de değil. Aşırı bir üretim ve piyasa iyice şişti. herkes ama herkes üretip satma mantığı yüzünden sektör en zor dönemini yaşıyor. Ekonomik kriz bunun tuzu ve biberi oldu.
En güzeli, en ideali bir akvaryum ve içinde yavrusunu aldığınız da akvaryum giderlerini karşılayacak bir tür. Bu yeter de artar bile. Aile erfadına, eşinize, dostunuza ayıracağınız bol bol vaktiniz olur.
Kaş yapalım derken, göz çıkartmayalım desem yanlış mı olur acaba..!
Saygılarımla,
[EDIT]E_C_N,2018-11-05 16:38:17[/EDIT]
Akvaryumcu önünden geçerken gözünüz balıklara takılır seyredersiniz. Ya da bir arkadaşınızı veya bir iş yerini ziyarete gittiğiniz de gözünüz orada bulunan akvaryuma ve balıklara takılır. Bir şekilde hobi merakı sizde uyanır.
Artık akvayum kurmaya karar verdiniz. Küçük bir akvaryum ve bir iki japon balığı ile başlarsınız. Onu al, bunu al derken bunların da yetersiz olduğunu biraz daha büyük akvaryum daha iyi olacağına karar verirsiniz. Hele bir de akvaryumculara yavru balık satan yada takas edenleri gördünüz mü iş farklı boyuta ulaşır. Uyanık bir akvaryumcuya da denk geldiyseniz biraz da oradan gaz verilir.
Artık akvaryumları büyüteceksiniz kararınızı verdiniz. Bir iki akvaryum alırsınız, tabii üretim yapacaksınız ya..birkaç çeşit koloni balık. Tabii ciklet türleri olmalı. Akvaryumcu satabildiği kadar satar. Nasıl olsa üretim yapıp kazanacaksınız.
Artık evde üç-beş adet akvaryum, balıklar hobihaneciğiniz var, onlarla uğraşırken aile efradı gözünüze dahi gözükmez. Çok yoğunsunuz, çünki üretim yapıyorsunuz. Ürettiniz eliniz de bir sürü yavru ile akvaryumcunun kapısına vardın, ciklet yavruları var alırmısınız? Eyvah ki ne eyvah..bir fiat söylenir adam yıkılır. Anası tanasını kurtarmıyor hesabı.
Derken ben bu işi biraz daha büyütürsem, hele birde marka olup kendimi tanıtırsam ben bu işi kıvırırım dersiniz. Bir de yanınıza ortak buldum mu aliyyül-ala olur.
Artık evle ve sosyal çevre ile irtibatınız yok denecek kadar az dır. Koskoca üretimhaneniz var dile kolay. Gece gündüz demeden çalışıyorsunuz. Bu ara balıklar ölür, yavrular telef olur iyici sıkıntıya girersiniz. Balıklarınızı pazarlayamazsınız, ya da paranızı zamanında alamazsınız, elektirik su faturaları derken çıldıracak noktaya gelirsiniz..
Üretimhane de üretim ünitesi, yavru ünitesi, boylandırma ünitesi diye ayrı ve bağımsız bölümler olmalı. Hijyene riayet edilmeli ve ortamın buna müsait olması gerekir.
Hazin bir son...
Bu artık olmuyor dersiniz ve eliniz de bulunan akvaryum ve balıkları satmaya başlarsınız hemde çerez parasına..
Nereden nereye gelindi. Benim tanıdığım onlarca arkadaşım son iki yıl içerisinde üretimhanelerini kapattılar. Sorun aslın da sadece kriz de değil. Aşırı bir üretim ve piyasa iyice şişti. herkes ama herkes üretip satma mantığı yüzünden sektör en zor dönemini yaşıyor. Ekonomik kriz bunun tuzu ve biberi oldu.
En güzeli, en ideali bir akvaryum ve içinde yavrusunu aldığınız da akvaryum giderlerini karşılayacak bir tür. Bu yeter de artar bile. Aile erfadına, eşinize, dostunuza ayıracağınız bol bol vaktiniz olur.
Kaş yapalım derken, göz çıkartmayalım desem yanlış mı olur acaba..!
Saygılarımla,
[EDIT]E_C_N,2018-11-05 16:38:17[/EDIT]
+1: [T]104261,turkaslan[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2009 18:03
Gerçekten güzel bir konuya değinmişsiniz.Tebrik ediyorum sizi:)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Mart 2009 18:30
Çok güzel bir yazı yazmışsınız.Bencede bu piyasa bu kadar balık üretimini kaldıramaz.Bırakın üretimi zevkinize bakın.Bu işi hobi olarak sürdürürsek kimse pişman olmaz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Mart 2009 07:55
Ercan abi,hakikaten gerçekleri çok güzel bir dille ifade etmişsin.Artık piyasa klasik türlere doydu.Nadir bir tür olur,o satılır bir süre ama o da bir şekilde tıkanma noktasına geliyor.Ayrıca ,üretilen nadir türleri de yine ben bunu üreteyim de para kazanırım diyen kişiler alıyor.Ordan yine bu mantıktaki kişilere gidiyor.Bu bir döngü halinde devam ediyor,ta ki piyasa o balığa doyana,balığın değeri kalmayana kadar...
Saygılarımla...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Mart 2009 09:13
Çok güzel bir yazı yazmışsınız.Öyle bir yazmışsınızki hak vermemek elde degil.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Mart 2009 10:01
[QUOTE=unotim123]Ercan abi,hakikaten gerçekleri çok güzel bir dille ifade etmişsin.Artık piyasa klasik türlere doydu.Nadir bir tür olur,o satılır bir süre ama o da bir şekilde tıkanma noktasına geliyor.Ayrıca ,üretilen nadir türleri de yine ben bunu üreteyim de para kazanırım diyen kişiler alıyor.Ordan yine bu mantıktaki kişilere gidiyor.Bu bir döngü halinde devam ediyor,ta ki piyasa o balığa doyana,balığın değeri kalmayana kadar...
Saygılarımla...
[/QUOTE]
Ercan bey in söylediklerine katılıyorum genelde yaşanan durum bu, ancak Onur bey in bu söylediklerine karşılık bir de şunu düşünmek gerekmez mi?
" Madem piyasa klasik türlere doydu, neden hala bu türlerden milyonlarca dolarlık ithalat yapılıyor? Ayrıca piyasa madem bu türlere doydu, neden hala akvaryumcularda en çok satılan tür sarı-yunus vs. ?"
Bence Ercan bey in bahsettikleri doğru, ama nedenlerini piyasanın bu türlere doymasında değil, farklı bir yerlerde aramak lazım.
Sorunun çözümü için fikirler ortaya koymadan önce, nedenlerini çok iyi tesbit etmemiz lazım.
Müsadeniz olursa, konuyu " Bir akvaryumcu neden toptancıdan balık alır da hobiciden yada yerli üretciden (hobihane sahibinden) almaz, yada neden çok daha düşük fiyatlarla almaya çalışır?" şekline dönüştürmek istiyorum.
1) İthal balığın maliyet cazibesi. Sanırım bu noktada hem fikiriz. Peki o zaman ne yapmamız lazım?
Öncelikle yapacağımız üretimin maliyetini çok iyi hesaplamalı ve ithal balığın daha da altında bir maliyetle üretim yapamayacaksak, bu işe hiç bulaşmamalıyız.
2) Toptancıdan her 15 günde bir, istediğin miktarda istediğin balığı alabilme şansı.
Bir akvaryumcu, 15 günde bir toptancıya gittiğinde, istediği tür ve sayıda balık alma şansına sahiptir ama genelde hobihane yada küçük çaplı üretim yapan kişiler, akvaryumculara her istediğinde, istediği sayıda balığı temin edemezler çünkü kapasite sınırlıdır. Mantık tam tersine işler, akvaryumcu istediği zaman ve sayıda alamaz, mini üretici kendi yavruları olduğu zaman satmaya çalışır. Bu nedenle akvaryumcu sırtını toptancıya dayamak zorunda kalır.
3) Pazarlama sorunu.
Tüm sektörlerde, üreticinin kıral olduğu dönem bitti, artık tüketicinin kıral olduğu döneme giriliyor. Bu nedenle, üretici balığını pazarlamak zorunda, bu ise ciddi anlamda zaman ayırarak, bütün akvaryumcuları gezerek, kendini, üretiiği balığı tanıtarak vs. mümkün. Ancak evinde üretim yapan yada hobihane sahibi arkadaşların bu iş için zamanı yok.
Kısacası, Ercan bey in söylediklerine ek olarak:
Çok düşük maliyetlerle bu işi yapmayı başaramıyorsak, Ciddi sayılarda ve belirli periyotlarda üretim yapamıyorsak ve bu ürettiklerimizi pazarlayabilecek yeterli zamanımız yoksa, bu işi ticari olarak düşünmemeliyiz.
Dostlarım, sakın yanlış anlama olmasın ben ne üreticiyim, nede hobihane sahibi bir insanım, naçizane olarak fikirlerimi paylaştım, elbetteki benim fikirlerimde de yanlışlar olabilir, bu konudaki tecrübe sahibi arkadaşlarımızın fikirleri mutlaka daha detaylı olacaktır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Mart 2009 01:24
Son ithalatlarda İstanbul'a yunus gelmiyor. Belki başka malawiler de gelmiyordur. Toptancı ve ithalatçılardaki malawilerin çoğu iç piyasadan toplamadır. Yurtdışında balık ucuz fakat kargo ve vergilerle maliyeti çok artıyor. Tarık Bey'in 2. ve 3. maddede dediklerine katılıyorum. Saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2009 19:56
Tamamen katılıyorum yazdığınız konuya gerçekten herkes bi anda hobiden çıkıp kendini bu işin ticaretine atıyor hiç araştırmadan bilgi edinmeden.Sonra durumu görünce hobiciliğe bile geri dönmeden herşeyi bırakıyor.Gerçekten çok üzücü bi olay. =/
Saygılarımla...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2009 22:24
[QUOTE=kulbinli]Konuyu incelemek lazım.Saygılar...[/QUOTE]
Mehmet Ali bey, bu konu hobiye yeni başlayacaklar için oldukça önem arz ediyor. Mutlaka irdelemesi lazım.
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2009 13:17
[QUOTE=E_C_N][QUOTE=kulbinli]Konuyu incelemek lazım.Saygılar...[/QUOTE]
Mehmet Ali bey, bu konu hobiye yeni başlayacaklar için oldukça önem arz ediyor. Mutlaka irdelemesi lazım.
Saygılar,
[/QUOTE]
Ercan Bey öncelikle çok faydalı ve güzel bir başlık olmuş.Bende bir üreticiyim.Piyasada ama herkes üretici olmuş anlayamadığım bir şişkinlik var elinde iki tankı bulunan balık üretir vaziyete gelmiş,balıklar yavruladığında da elinde yer olmadığından o balıkları ölü fiyatına satmaya başlarlar,benim şahit olduğum bir kaç olayı sizinle paylaşayım:
1-100 Adet sarı prenses yavrusunu 3-4 cm boyda 2 adet demosoni karşılığı akvaryumcuya veren,
2-Yüzlerce yunus yavrusunu yem karşılı satan,
3-Yüzlerce balığı sırf yer darlığından tanesini 10 kuruştan akvaryumcuya satan,
Yani anlayacağınız üzxere bu tip arkadaşlar yüzünden biz üreticilerde çok zorluk çekmekteyiz,balık fiyatları git gide düşmekte,aslında ilk düşünüldeğinde hobiciler için güzel fiyat düşüyor diye akla gelir malesef bu durum öyle değil,akvaryumcu aldığı düşük maliyetteki o balıkları 4-5 lira fiyata satmaya devam etmektedir.Yani değişen hiçbirşey yok.
Ayrıca herkes üretici plduğundan bu iş çok kolay herkesin yapabileceği bir işmiş gibi görülmektedir ama malesef öyle değildir,bizüreticiler budurmdan ötürü sıkıntı çekmekteyiz ve balıklarda değerlerini yitirmektedir.Budurumdan tek kazançlı çıkan taraf akvaryumculardır malesef.Bu konuyu yapmak isteyen arkadaşlar iyi düşünülmeli ve kolay olmadığı bilinip karar ona göre verilmelidir.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2009 13:44
Başka psikolojik durumları da gözardı etmemek lazım ama: Çocuksunuzdur, oyuncağınız vardır oyuncaklar istersiniz. Büyürsünüz sevgiliniz vardır sevgililer istersiniz. Rafınıza bir dvd koyarsınız, sonra iki olur, bir süre sonra bir bakmışsınız binlerce vardır. Gitar çalmak istersiniz, çalarsınız, sonra elektro istersiniz, çalarsınız, bas istersiniz, sonra bir bakmışsınız keman çalıyorsunuz. Canlıdoğuranla başlarsınız, aradan zaman geçer tanganika istersiniz. İki tane varken odanızda bir akvaryum için daha yer vardır malawi yaparsınız. Sonra neden amerikan da beslemeyim dersiniz, genellikle zebrayla başlarsınız. Demek istediğim o ki, üretme aşamasına gelene kadar türlü virajlardan dönüş yapmış olabilirsiniz. Eminim Mehmet Ali Bey de (konuda adı geçtiği ve üretici olduüunu belirttiği için ismini anıyorum yanlış anlaşılmasın) bir üretici olana kadar pek çok dönemeçlerden geçmiştir. Hatırlarım bir keresinde bir arkadaş balıklarının yavrulamasından şikayetçiydi ama bu duruma engel olamadığı için evindeki akvaryum sayısı da gittikçe artıyordu. İnsan sahip olmak ister: Milyonlarınız varken milyarlara sahip olmayı istemeniz gibi. Elephantnoises 2009-05-23 13:45:00
Beğenenler: [T]198152,SmartDiscusRecai[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir