Hobiyi yayanlar kim ve nasıl bulaştık?
Küçükken elimi sokmak isterdim akvaryuma. Babamgil izin vermezdi ama yine de fırsatını bulur ve elimi suya sokardım. Sonra başlardım balıkları kovalamaya.
Baktım ki lepistesler yavrulayıp duruyor. Allaahhhhh dedim. Ben bunları bir satarsam köşe olurum. Bir süre ticari gözle baktım balıklara. Büyüdükçe balıklarla iyice yakınlaştım. Bir hastalık geçirdiklerinde sanki ben de hasta oluyor; doğum yaptıklarında sanki çocuğum olmuş gibi seviniyordum. Hatta hiç unuttam. Faranjit mi ne olmuştum. İsmini tam hatırlayamıyorum. Bayağı ateşim vardı. Halsizdim ve yataktan kalkamıyordum. Akşamleyin babam: "Senin lepistes doğuruyor" dedi. Bir anda fırladım yatağımdan o hasta halimle. Sanki hasta olan başka biriydi. Rahmetli dedem de : "Memedi ayağa galdıran ilaç değil balık" demişti. Hey gidi günler hey...
İlerki zamanlarımda balıklarla ilgilenmek benim için bir ihtiyaç olmuştu adeta. Okuldan gelince akvaryumun başına geçiyor, saatlerce balıkları izliyordum. Babam akvaryumu olan arkadaşlarına. "Siz akvaryumla günde kaç saat meşgul oluyorsunuz? Bizim oğlan kafayı bozdu.Sabaha kadar balıklara bakıyor" diyordu. Onlar da :" Şimdiki gençler boş işlerle uğraşıyor. Bırak ya baksın çocuk" diyorlardı.
Lisede okul çıkışları arkadaşım Nuri ile bütün akvaryumcuları gezer, canlı yem, kuru yem alırdık. Yeni gelen balıklara bakar. Piyasa araştırması yapardık. Bazen de bir şey almayacakken akvaryumcuya girer, balıklara bakar ve utana sıkıla çıkardım dükkandan.
Yazarken aklıma bin bir anım geliyor. Neyse bu kadar yetsin artık. Hepinizi çok seviyorum. İyi ki varsınız...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Herkese sağlıklı balıklar!!!
saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
bnde ilk kağlumbağa vardı.35lt akvaryumumda.bi gün biri öldü.diğeri tek kaldı.banada garip geliyodu napıcam kaplumbaayla diye.gidip bütün kaplumbağa yemini kaplumbağayı faln verdim adama.adama bide sordum bu niye öldü diye o da bana ülkemizde bu hayvanlar hakkında fazla bilgi yok dedi:D(2 sene öncesi)sonra filtre faln derken balık aldım.sadece rengine bakarak:Dölenler öldü faln sonra astronota gectim.(akvaryumcunun yönlendirmesiyle)sonra babama verdim birini diğeri öldükten sonra.snow prensese bnzeyen bi türden sonra şimdide canlı doğuran.hepsi 35 litde
biraz uzun oldu sanırım..:D
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ben ilkokuldayken sokakta yerde kavanoz içinde satılan japonlardan aldırmıştım anneme zorla. Fanusta besliyordum zavallıyı. ama ne bilelim, yaşar bişey olmaz diyolardı. Öldüğünde çok ağlamıştım. Tam o gün babamın yakın bir arkadaşı vefat etmişti. Bana bir dolu konferans vermişti bak benim arkadaşım öldü sen balığına ağlıyosun falan diye. Ama ne yapayım baktığım her yerde kırımızı ve tombul japonum vardı işte
Yıllar sonra azmettim tekrar deneyeceğim ve uzun yıllar yaşatacağım diye tutturup ilk akvaryumumu aldım. Eminönündeki esnaf tabi yapmasa şaşırcaz, melek, lepistes, pengasus, kılıçkuyruk, zebra, neon ne varsa ikişer üçer vermişti küçücük akvaryuma. Onlar da çok yaşamadı tabi.
Sonra öğrendim ki marifet sudaymış, büyütelim akvaryumu diye yapıştım annemle babamın yakasına. Koca akvaryumu 5. kata (asansörsüz) taşıdık babamla içinde malzemeleri ve 10 kg kadar kumuyla. Kan ter içinde kalmıştık ama çok keyifliydik. Annemin yüzünü unutamam
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[C]4,1,8027[/C] [B]1489,2[/B] [C]3,3,8027[/C]
Kayıt: 30/01/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 248
Merhaba arkadaşlar. Küçüklüğüm Adananın bir köyünde geçti. Köyde içinde sazlıklar olan, Akvaryumcuda satılan bazı bitkilere benzeyen bitkilerin yaşadağı, değişk balıkların olduğu 2-3 metre genişliğinde çok akıntısı olmayan bir dere vardır. Kenarına oturur saatlerce dereyi seyrederdim. Yosunlar ve bitkiler kenarlardan yükselir ortaya doğru yukardan hafif birleşir derenin en derin olduğu 1.5 -2 metrelik bölümde sanki magralar oluşturdu. İnsanları görünce kaçan balıklar kenara oturup sesiz durunca yavaş yavaş çıkar gezmeye başlarlardır. En sıg olan yerde bolca yabani lepistes yavrusu daha sonra Yetişkin yabani lepistesler. Bunlar renksiz düz renkte olup. Erkegi dişisine göre daha ince ve küçük olurdu. Zaten dişisinide hamile olmasından karnının şiş olmasından dolayı biliyordum. Suyun renki hafif sarımtıraktı. Tam Amazaon gibiydi. Bneim Küçük amazonum. Bu arada Derenin kenarındaki küçük kabuklu salyangozları kırarak dereye atarıdım. Bunu gören balıklar üşüşürlerdi. yüzlercesi bir arada görünce acayip heycanlanırdım. Ara sıra büyük kefal sazan gibi balıklarda alttan geçerdi. Bu arada 8-9 yaşlarındayım. Belli bir süre sonra köydeki çocuklarla Pencere sinekliğinden kepçeler yapıp dereden balık yakalamaya başladık. Bu balıkları yanımızda götürdügümüz plastik kaplara doldurup eve getirir 1 gün sonra ölürlerdir. Daha sonra hiç eve götürmemeye başladık. Yakalayıp tekrara dereye bırakıyorduk. Bir gün siyah üzerinde mor beyaz benekler olan küçük bir balık gördüm. Bu balıgı yakalamak istiyordum. Yan dönünce vucudu pırıl pırıl parlıyordu. Bir sürü salgangoz attım ve siyah balıgı yakaldım inanılmaz renklere sahipti. Sazan balıgının yavrusu olduguna karar verdik ama ne oldugunu hala bilmiyorum. Bu Siyah balıklardan açıklı koyulu renklerden bir sürü gördüm sonra. Bitkilerin altına çok saklanıyordu ve çok nadir çıkıyorlardır. Derede su yengeçleri, Küçük istakozlar neler yakalamadımki. Plasti kalplarda kendimce akvaryum dizay ediyordum. Bitkiler balıklar canlılar. Sonra tekrar dereye. Orata 2 ye giderken ilk 50 cm lik akvaryumum oldu canlı doguranlar. Bu arada Akvaryumcu para kazanmak için bir tanede kitap satmıştı. Kitabın adı Akvaryum dünyasıydı. İçinde değişik balık fotografları ve Akvaryum hakkında çok güzel bilgiler vardır. Her şeyi ondan ögrenmiştim. Ondan dolayı ilk baştan beri pek hata yapmadım. Yaklaşık2-3 yıl sonra evdekilerin ısrarına dayanamayıp akvaryum hobime ara verdim. Ne zamanki kendi evime çıktım. Tek başıma yaşamaya başladım eski hobime geri döndüm. Yaşadığım ev küçük olduğu için fazla büyük akvaryum kuaramıyorum. Şimdiki hayalim daha büyük bir eve geçmek ve bir odayı akvaryum hobim için ayırmak.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir