İşte Amerikan Rüyası


rastlantısalÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 4979
rastlantısalÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 15:52
[QUOTE=Cenk Bildir]Ümit, öyle esnek cevap kabul etmiyorum .
 
20 C'de 9 mg/l oksijen çözünürken 30 C'de 7 mg/L oksijen çözünüyor.
Bizim balılar en az 8 mg/L'mi oksijen gerektiriyor ki bu kadar hassas oluyoruz, bunu soruyorum.
[/QUOTE]
Abi şöyle diyeyim. Filtre sistemin sağlamsa hiç üstünde durmaya gerek yok.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Hakan ÇapcıoğluÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 26/04/2011
İl: Ankara
Mesaj: 656
Hakan ÇapcıoğluÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 15:57
Tropik balıklar min. 24°c 'de max. 34°c 'de yaşar.. Yani ortalama 26~28°c 'dir bu ısı.. Ve çoğu balık bu ısıda olması gereken oksijen miktarına karşı evrimleşmişlerdir... 

Isıyı arttırdığınız zaman balık o ısıda yaşayabilecek olsa dahi su yüzeyine yaklaşır ve yüzeye yakın olan bölgedeki daha yoğun oksijeni almaya çalışır... 

Siz hava motoru ile ne kadar hava verirseniz verin belirli ısıların belirli doyma noktaları vardır oksijen için.. Hava taşı yoğun olarak çalışıyor olsa bile balığı su yüzeyinde görme ihtimaliniz olabilir... 

Bu sebeple her balığın yaşamsal ısı değeri ortalama olarak verilir.. Balığın istediği ısı kaç derece ise ona göre akvaryumda o ısıyı sağlamamız gerekir... 
Cenk  bence fazla hassas oluyoruz....

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rastlantısalÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 4979
rastlantısalÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 15:59
Bakteri kültürüde en kalabalık popülasyona 27derecede ulaşıyorlar. Aslında buna göre ayarlasak çok daha verimli olacağı kanaatindeyim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Barbarossa42Çevrim Dışı

Kayıt: 27/07/2009
İl: Konya
Mesaj: 1740
Barbarossa42Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:00
)[QUOTE=Cenk Bildir]
Sağol Serkan,
Senden 10 yaş büyük olmama rağmen kardeşim demen kendimi genç hissettirdi.... eyvallah.
 
Az çok bildiğim halde sordum bu soruyu (tecahül Arif), ve kimyager olduğum için bu işin dinamikleri ile de ilgilenmiştim. Demek istediğim bahsettiğimiz 7-8 derecelik farklardaki oksijenin çözülme miktarındaki değişim balıklar için ne kadar önemli? Attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değiyor mu? Bunun cevabını arıyorum aslına bakarsan... var mı bilgisi olan?  
[/QUOTE]

Cenk abi (hürmetsizlik gibi görünmesin, bu ara kafa milyon ),

Bu soru için ölçüm yapmak lazım, eğer oksijen metre varsa, denenebilir (ben üniversitede olduğum için deneyebilirim). Ama şunu önceden söylemek isterim, belki fikir verir; 
evvela su sıcaklığı ile başlayalım, ben de amerikan besliyorum (bildiğiniz gibi) ve su sıcaklığı 25 C civarında. Mesela (yuvarlak hesap olsun) 30 C olursa ne olur ? Balıklar nasıl etkilenir veya etkilenir mi? 

Saf su numunesi için oksijenin doygunluk değer (yani olabilecek en yüksek O2 konsantrasyonu), 25 C'de 7.87 iken, aynı suyun sıcaklığı 30 C'ye çıktığında 7.26 oluyor. Aradaki fark, 0.5 birim kadar. Peki akvaryumlarımızda bu değerler ne kadar ?  Doygunluk değerleri kesinlikle bu kadar yüksek olamaz (zaten musluk sularında bile bu kadar yüksek değil, çünkü su saf değil). Ama ne kadar düşük, sıcaklıktaki değişim yine 0.5 birim kadar mı etkiler, bunu her sistem için ayrı ayrı incelemek gerek, çünkü suyun kimyasal içeriği farklı (filtrasyon, kum, kullanılan yemler vb nedenlerden ötürü). 

Kişisel kanaatim: Ben bu aradaki sıcaklık farkının, ve dolayısıyla oksijendeki farkın, ciddi bir duruma neden olacağını sanmıyorum. Zaten balıkların, yaşayabileceği sıcaklık aralığı belli. Bu aralıkta kalacak şekilde, her sıcaklık olabilir. Ben hastalık durumu yoksa, sıcaklığı sürekli 25 C civarında tutuyorum. Bir nevi bir güvenlik önlemi. Elektrik kesilmesi gibi bir durumda, sudaki (mesela) 5 C'lik fark belki beni bir yarım saat daha idare eder diye (tabi bu canlı yüküne de bağlı). Belki dikkatinizi çekmiştir, ben zaman zaman dinlenmesi için hava motorunu ve sump motorunu kapatırım, bu durumda sıcak yaz aylarında sistem şakaya gelmez, 1 saat sonra soluk alış verişler hızlanmaya başlar. Ama serin havalarda durum biraz daha uzun sürer. Bunun gibi.

Bir de şöyle bir durum var, mesela örnek vermek gerekirse, istanbul'un şehir havası ile sapanca'nın dağ havası bir mi (oksijen zenginliği yönünden) ? Biz her iki ortamda da yaşayabiliyoruz. Oksijenin biraz düşük olması, sağlık sorunlarına neden olmuyor (ancak hava pis ise sağlık sıkıntıları çıkıyor).

Toparlamak gerekirse, akvaryum suyu gibi içerisinde türlü türlü kimyasalların olduğu bir sistemde, bunu düşünmek (senin gibi tankları fevkaladenin fevkinde olan üstadlar için bile) kurbağayı ürkütmez. Abi, hayat güzel ya, bu kadar da ince düşünmeyelim 

Sayısal verilerden ziyade, edebiyat oldu. Dr tezim yeni bitti, pek lab'a giresim gelmiyor. 

Ama bu denenmeyecek bir şey değil...




[QUOTE=rastlantısal]Bakteri kültürüde en kalabalık popülasyona 27derecede ulaşıyorlar. Aslında buna göre ayarlasak çok daha verimli olacağı kanaatindeyim. [/QUOTE]

Ümit abi,

Akvaryumda karışık bir mikroorganizma kültürü var, bence bu konuda da peşin hüküm vermemek lazım. 
barbarossa2011-09-30 16:05:32

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

selkaÇevrim Dışı

Kayıt: 25/04/2007
İl: Antalya
Mesaj: 86
selkaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:11
[QUOTE=Cenk Bildir]Arkadaşlar,
 
1-) Suda çözünen oksijen miktarını sıcaklıkla ilişkilendiren (20 C-30 C  arası için)
2-) Suda çözünen oksijen miktarının pH'a etkisini ilişkilendiren
 
Birer grafik ya da ölçüm sonucu ekleyebilir misiniz?  
[/QUOTE]
Cenk bey bu konu benim akvaryumculuğa başladığım andan itibaren ilgimi çeken basit ama çok  önemli bir konudur. Mesela alabalıklar litrede yaklaşık bildiğim kadarı ile 12 mg erimiş oksijen isterler. Aksi halde boğulurlar. Ama bu rakamı asla 26 C de bir suda yakalamanız mümkün değildir. Yani su ısısı 6-10 derece arasında olmalıdır. Yani soğuk su çok iyi erimiş oksijen saklar. Tersi olarakta su ısısı arttıkça erimiş oksijen yüzeyden havaya karışmasıda o kadar hızlı olur. O sebeble 25 C de tek hava motoru ile yaşıyan balıklarımız aynı havalandırma debisi ile yazın 30 C olduğunda hızlı hızlı soluk alıp verdiğini görürüz. Hal bu iken 30 C da fazladan bir hava motoru daha eklerim. Ama bu dediklerimi gösterecek direkt bir grafik yok. Ama 10 C lik bir suda basit bir ufak hava motoru 12 mg/lt oksijen oranını yakalarken 30 C ad aynı motorun 4mg/lt yi yakalaması bence zordur. (Rakamlar tahminidir)
Hal bu iken 15 C lık bir akvaryumda biyolojik döngü yavaştır. Yem, balık ve protein artıkları ile dışkıları hemen erimez. Elbette eninde sonunda suda çözülecektir fakat 30 C daki gibi hızlı olamaz. 30 C da eriyen bu protein bazlı artıklar hemen nitrata dönerler.. Nitrat akvaryumlarımız için tehlikeli değildir. Hatta tatlı su balıklarından 90% çok yüksek değerleri nitrat değerlerinde sorunsuz yaşarlarken tek sıkıntı büyüme ivmelerinin yavaşlamasıdır. Hatta nitrat bir çok akvaryum bitkisinin besinidir. Tek zarar olarak sayabileceğimiz; balığın büyümesini durdurmasıdır. Nitratı ise periyodik su değişimleri ile akvaryumumuzdan alır, yerine taze su koyarak Nitrat miktarını azaltırız. Böylece balıklarımız tekrar büyüme ivmesini yakalar. Nitrat ı dışarı almaz isek 30 C da bu 48 saatte Nitrite dönecektir. Tüm bu kimyasal tepkimeler ortamdan oksijeni çekerek kullanarak gerçekleşir. Nitrit tehlikelidir. Öldürücüdür. Litrede 3mg civarıdır nitrit birçok balık türünün tahammül edemeyeceği yaklaşık değerlerdir. (Değerler aklımda kalanlardır kesin değildir ama mantık kesindir) Birçoğu için öldürücüdür. Hala akvaryum 30 C da kalır su değişimi yapmaz isek Nitrit hızla amonyağa dönecektir. Ortamdam sürekli Oksijen kullanılarak yapılan bu kimyasal tepkimeler aldır direkt öldürücüdür. Sudaki Amonyak  çok öldürücüdür balıklar 1mg bile tahammül edemezler.
pH olayına gelince; Cenk bey şöyle diyeyim her canlı asitiktir. Canlı kimyası içimizdeki her sıvının pH değeri 7,0 dan küçüktür. Alkali su ise pH 7,0 dan yüksektir. Alkali temizliktir. Temizlik kokar. Mesela yatak çarşaflarımız yıkandığında temiz kokar o alkali kokusudur. Çarşaf kullanıldıkta asitize olur ve kirlenir. Yani asitik su değerlerini korumak daha zordur. Nitrat, nitrit, amonyak değerlerine daha yakın rakamlarda gezer durursunuz. Beceri ister asitik su değerini korumak tecrübe ister. Mesela Discus... Savunmasız bir dış derisi var asitik suda ve nitrite amonyağa töleransı yok. Oysa temiz musluk sularının %99 'u atılan klor nedeni ile alkalidir. pH 9,5 lere kadar varır. pH 7,0 ise nötr dür.  Alkali su değerlerini korumak daha kolaydır.. Nitritten ve nitrattan dolayısı ile potansiyel amonyak zehirlenmesi değerlerinden çok uzaklardasınızdır. Ama lafımın başında ne demiştim. Her canlı asitiktir. Yani istediğiniz kadar pH 9,5 olsun içine koyacağınız balık adedi, dışkı miktarı, yemleme, yem artıkları, bitki artıkları o su değerini asitize edecek hızla pH '7,0 a oradanda asitik değerler olan 6,9 lara çekecektir. Yani Cenk bey pH'ın ısı ile alakası yoktur. Mesela Amazon nehir sistemi asitik iken Afrika göl sistemi alkalidir. Mesela Discus için sık su değişimi gerekir. Çünkü derisi üzerinde koruyucu tabakası yoktur. Ama suyu asitiktir ve nitirit nitrat değerlerinin artması için bu tip sular mükemmeldir peki neden Amazonda nitrit yada nitrat mikatrı artmıyor. Çünkü amazonda çürümüş yaprak, odun, kök, meyva, dal, ot gibi şeyler fazladır. Bu çürümüş organizmalar suyu asitize ederken hemen hemen hergün yağan yağmurlar ile suyun bu asitik değerini asla öldürücü bir nitrit yada amonyak değerine ulaşmasına asla izin vermiyor. Yani Amazona yağışlar kesilse su çok çabuk kokacak ve birçok canlı ölecektir. Oysa Afrika da bir çok göl kireçtaşı üzerinedir. Kalsiyum karbonat (temizlikte kullanılır) suyu alkali hale getirir. Aysa Amazonda birçok balık etçil iken Afrika tam tersin Mbuna cinsi otçuldur. Göllerdeki su bitkileri asla büyüyemeden Mbuna türleri tarafından kaya üzerinden kazınarak yenir. Suyun asla asitize olmasına müsade edilmez.. Dilim döndüğünce anlatmaya çalışmıştım faydalı olabildim ise ne mutlu bana...
Ha! Bu arada Cenk bey bende 38 yaşımdayım ama sizden genç duruyorum değil mi?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

pckobatÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/08/2009
İl: Amasya
Mesaj: 1934
pckobatÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:12

Cenk Abi bu fark o kadar degersiz olsa benim tankta gördügüm siyahlaşan bölgeler olmaz?Demek o az degerler etki yapıyor.Tabi bu siyahlaşmalar sadece görsel bir sorun mu bunları düşünmek lazım ama en azından sürekli yüzeye çıkmak istemesi balıgı strese girmesini kolaylaştırabilir.Sonuçta bizde o2 az oldugu durumlarda hızlı terleriz bunalırız ve fenalaşırız süreç uzarsa.Diye düşünüyorum ben:)İyi forumlar...


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rastlantısalÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 4979
rastlantısalÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:14
Serkan hocam, gene refetin yanlış aklımda kalmadı ise 2008 yılında deneylerle desteklenmiş bir yazısı var bunun üzerine. Ona istinaden yazıyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ViejaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 18/01/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2106
ViejaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:14
[QUOTE=Köksal Gürkan] [QUOTE=Gürkan Hoca]Önder, yapma bir daha, gözleri bozacaksın)
1500 yumurtadan 50 tane büyüt yeter, yeni ithalat gelmiş gibi olur valla...[/QUOTE]
Sen bunları yazdığın sırada aklımdan geçen de buydu. %10 yani 150 tane büyüse doğal seleksiyonla en iyiler aradan çıkmış demektir. Onlar da aralarındaki düzgün genlere sahip grup olacaktır. Zaten 1000 tane olsa kim nereye alacak diye bir düşünce de çıkıyor.
Aklıma gelmişken, bir önceki grupta kaç yumurta vardı? Kaç yavru büyüdü?
[/QUOTE]
Bir ara larvaların ilk yüzdüklerinde sayım yapmıştım 350 civarı çıkmıştı o zamanda tahminen 500 yumurta vardır.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Barbarossa42Çevrim Dışı

Kayıt: 27/07/2009
İl: Konya
Mesaj: 1740
Barbarossa42Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:29
Selçuk bey,

Aslında sıcaklıktaki bir noktaya kadar olan artış (türe göre değişebilir) biyolojik aktiviteyi arttırır. Yüksek sıcaklık, sistemteki mikro ve makro tüm canlıların daha fazla oksijen tüketmesi demektir. Aynı kimyasal reaksiyonlarda olduğu gibi, sıcaklıktaki artış reaksiyonu hızlandırır. Ama buradaki temel mesele, canlıların dayanabileceği minimum oksijen düzeyinin ne olduğu ? Örneğin sazan da soğuk su balığı, ama çok daha kirli ve alabalığa kıyasla daha düşük oksijen değerlerinde yaşayabilen bir balık. 

Fatih kardeşim,

Oksijen konsantrasyonunun kabul edilebilir değerlerde olması ile, bu değerin altında olması arasında bence bir fark var. Ama yine de riske gerek yok bence. Siyah nokta olmasa bile, stres ve panik havası olur.

Ümit abi,

Ben bu yazıyı görmedim. Doğrudur mutlaka, ama şunu söylemek istiyorum:
Akvaryumda artık yemi ve dışkıyı parçalayan mesela 10 farklı bakteri türü var, nitrifikasyonu da sağlayan 3 farklı tür olsun, tankımızda. Bu 13 tür içinde optimum sıcaklıklar farklı olabilir. Genel olarak, 28 C uygundur, denebilir. Aslında bu oldukça farklı ve Cenk abinin sorusundan daha kompleks bir durum içeriyor. 

Konuyu toparlayabilmek için, tüm sorulara tek bir soru ile karşılık vermek istiyorum,

Beslediğimiz balıkların kendi doğal ortamlarındaki çözünmüş oksijen konsantrasyonu kaç ? Bence buradan alacağımız cevap yeterli, tabi cevap bulabilirsek. Cenk abi, senin bir arkadaşın vardı, Mo, belki bu konuda bir bilgisi vardır. 

(Sözlerim, bilgi paylaşımı amaçlıdır, karşılık verme veya üste çıkma gibi anlaşılmasın, üstadlar)...


Sorunun cevabını bir makalede buldum, tamamını okumadım,

Alıntıdır

The Negro River was characterized by high 
heterogeneity in its physicochemical parameters, 
except in its mid-channel and around of the island, 
...The flooded forest (locally 
know as the igapó forest) was characterized by 
acidic water (pH 3.7) and is the preferential habitat 
of two potamotrygonids,  Potamotrygon sp. (cururu 
ray) and P. motoro. The rays Paratrygon aiereba, P.
orbignyi, and P. schroederi Fernández-Yépez 1958 
showed a preference for habitats near the beaches of 
the islands in the mid-channel of the Negro that 
exhibited highly water quality (i.e.  
highly transparent and oxygen-rich water, 5.1±0.6 
mg/l).

Kaynak Makale Adı: Physicochemical characterization of the white, black, and clearwater 
rivers of the Amazon Basin and its implications on the distribution of 
freshwater stingrays (Chondrichthyes, Potamotrygonidae)


Örneğin Amazon nehrinin bir kolunda, çözünmüş oksijen seviyesi 5.1 mg/L civarında (bu da oksijence zengin suymuş, amazon'da). Bizim akvaryumlarımızda sürekli havalandırma ile oksijenin bu seviyenin altına inmesi ve hayati risk oluşturması bana biraz zormuş gibi geliyor. Bu arada, amazonda black water denen suların daha asidik olduğunu da öğrenmiş oldum, iyi oldu  
barbarossa2011-09-30 16:54:44

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrimiçi

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6973
Koksal GurkanÇevrimiçi
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:42
Bu soruların yanıtı bir konuda vardı. Az önce linki ve ilgili konuyu buldum.

http://www.akvaryum.com/forum/oksijenin_sudaki_cozunurlugu_k271160.asp

Daha ilk sayfada grafiklere referans olabilecek bir tablo var.
Cenk, sanırım senin soruna bu link cevap verecektir.
Altlarda direk O2 ve CO2 çözünürlük grafikleri de var.
Köksal Gürkan2011-09-30 16:47:02

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Hakan ÇapcıoğluÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 26/04/2011
İl: Ankara
Mesaj: 656
Hakan ÇapcıoğluÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:44

Akvaryumumuzdaki suyun sıcaklığı bir çok insanın bildiğinden daha önemlidir . Akvaryum su yunun sıcaklığı akvaryumda ki c anlıların metabolizma sını , suyun oksijen tutma kapasitesi ni ve ph'ını,s uda çözülmüş zehirli maddelerin etkileşimi ni yakından etkilemektedir.

Akvaryum canlıları soğuk kanlı hayvanlardır, yani v ü cut ısıları suyun sıcaklığına göre değişmekte dir.B ir yemi, metebolizmalarında sindirebilmek için su ısısından elde ettikleri enerjiden faydalanırlar.Bunu düşünerek bir balığin besinlerden düzgün bir şekilde faydalanabilmesi için , su ısısının balığın yemi vücudunun metabolize edebileceği değerde tutulması gerekir. Aksi taktirde alınan besinlerden yeterince faydalanamayan balıkların ömürleri çok kısa olur.Yine su, yapısı ve doğası gereği oksijen içermektedir ancak sudaki çözülmüş oksijen miktarı akvaryumumuzdaki canlı yüküne, akvaryum suyunun hareketli olmasına, havalandırılmasına ve de suyun ısısına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Sudaki oksijen miktarının azlığı veya çokluğu da akvaryumumuzun PH değeri'nin azalmasına veya çoğalmasına sebebiyet vermektedir. Bol oksijenli bir akvaryumun Ph değeri yüksek az oksijenli bir suyun ph değeri ise daha düşüktür.Su, ısısına göre oksijeni daha az veya daha çok barındırabilir. Soğuk bir suda oksijen tanecikleri daha az hacme sahip olduklarından soğuk suyun oksijen oranı nispeten daha çok olur.Bu bilgilerden yola çıkarak sabit su ısısı , sabit Ph değerini de sağlamaktadır. Isınan suda düşük oksijen ve ph , Soğuyan suda ise çok fazla oksijen ve yüksek Ph değeri gözlemlenir. Isının değişkenliği diğer etkileri yanında Ph değerini de değişken kılacağından balıklarımızın sağlıkları açısından kaçınılması gerekli bir durum oluşturur . Zaten balıklarımızın çeşitli ısılardaki tepkileri de bu etkenler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Isısı yüksek ve oksijen bakımından zayıf sularda Ph değerimizin düşük olması yanında tam tersi bir durumda ise Ph değerimiz nispeten yüksek olabilmektedir. Yüksek Ph ve Oksijenin bol olduğu sularda Amonyak gibi zehirli maddeler daha kolay okside olduklarından zehir etkileri , düşük Ph değerlerine nazaran daha yüksektir. Sonuç olarak Amonyak Yüksek Ph değerlerinde daha zehirli ve toksi k , düşük Ph değerlerinde ise daha az toksittir. Bu yüzdendir ki yüksek Ph derecesine sahip tuzlusu akvaryumlarında Amonyak vb gibi toksi k maddeler balıklara daha çok etki ederek zarar verebilmektedir. Tatlı su gibi düşük Ph değerlerinin bulunabileceği akvaryumlarda ise Amonyak daha az toksit ve zehirlidir.

myares2011-09-30 16:52:45

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Cenk BildirÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/11/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 2341
Cenk BildirÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 16:45
Velhasıl kelam, bana soracak olursanız dillere pelesenk olmuş olan 22-30 derece arasındaki çözünmüş oksijen miktarını bizim balıkların taktığını hiç sanmıyorum (bu farkın önemli olduğu biotoplar var tabiki).

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Deniz DemircanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 21/02/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 1657
Deniz DemircanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 20:08
Birde bu oksijen konusunda Discus yarışmasında bir yarışmacı Türk katılımcılara yavruların hızlı büyümesi için suya saf oksijen verdiğini söylemiş.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

altandisÇevrim Dışı

Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 34
altandisÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Eylül 2011 21:20
Selam,
 
saf oksijen ile yavru büyütmek çok ince iş ,sağlık açısından tehlikeli ve bir okadar da zor bir iştir Deniz..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir