Japon balığı zekası, psikolojisi ve eğitimi

Balıklar bilim adamlarının söylediği gibi, balıkların hafızası yoktur, sadece 10 saniyedir sonra unuturlar demeleri tamamen yanlış bir tespittir. Aksine öğrenirler ve tekrarlarlar.Gelelim bizi ilgilendiren kısıma Japon balıklarında bu konunun ayrıntılarına, balıklar aynı köpeğiniz nasıl terliğinizi atarsınız alıp size getirir ve onunla bu oyunu defalarca yapmanız için sizi teşvik eder, attığınız birşeyi getirmekten zevk alır mutlu olur, karşılığında yemekte istemez, hatta bunu yapmanız için kemiğini gidip alır sizin önünüze koyar hiç aklınızda yokken, at kemiği uzağa sana getireyim oyunu yapalım der ve sizde mecburen köpeğinizi memnun etmek için oyuna katılırsınız, bu balıklarda da mümkün, Balık sahibinin gözüne bakarak temas kurar ve istediklerini göz ve beden hareketleriyle anlatmak ister ve anlatır. Köpek davranışına benzer, kendi eğittiğim, bir oyunu ölene kadar paylaştığımız ve bu oyunda benden daha ısrarlı ve istekli olan, oranda japonumdan, örnek vereceğim sizlere  9 yaşına kadar yaşadı. Balığımı beslerken,  ilerleyen yıllarda balığın benimle göz teması kurduğunu yüzüş ve vücut hareketleriyle birşeyler anlatmak istediğini algılamaya başladım. Balığıma yaklaşık 7 çeşit yem verirdim. Bazı zamanlar bir yemi atar atmaz  yerken, bazı zamanda o yemi attığımda yeme yaklaşıp öylece bakıp yemeyip, sonra suratıma gözlerime baktığını algıladım, ardından başka bir tür yem attım bunu algıladığım gün, ağzına alıp o yemide yemeyip, tükürüp yüzüme baktı, sonra ardından karidesi ufaladım, iştahla yedi. Bunu böylece çözdüm ve bundan sonra onun yeme cevabını izlerdim,bu yöntemle  istediğini elde ederdi, önce bu ileşimimi kurduk. Bazen yem seçerdi, bende istediği yemi yiyene kadar tür değiştirirdim, mutlaka birinde karar kılardı. Bazen bir şeye bakarken gördüğümüzü sanırız ama ayrıntılarda görmediğimiz neler neler vardır. Birgün akvaryumun karşısında kafamla amanda bu ne güzel balıkmış diyerek 80 cm’lik akvaryumun sağ tarafına doğru kafamı eğdiğimde onunda benim kafamın gittiği yöne yüzdüğünü hissettim, (ses tonu çok önemlidir tabiatta balıklar titreşimleri insanlardan çok iyi algılarlar, depremi, karada yürüyen bir adamın ayak sesinin titreşimini bile hissederler, onun için konuşma tonuda önemli bir canlıya sesnelirken, yapılan bir araştırmadada iki aynı özellikteki bitkiye birine yüksek sesle azarlanarak bakılıyor, birine güzel sıcak sevimli ses ve ses tonuyla hitap ediliyor, şiddet gören bitki cılız ve soluk kalıyor, sevgi tonu ile beslenen bitki ise seten aldığığ olumlu titreşimden iyi gelişme gösterdiği izlenmiştir bilimsel olarak). Neyse 3 metre ileri oturdum, ben kafamı sola eğince, balıkta akvaryumda en sola doğru yüzerdi, kafamı sağa eğince oda başlardı en sağa yüzmeye, durunca oda durup gözüme bakar hadi yine yap derdi, bu oyunu geliştirdik sonra, arada beni teşvik ederdi ona baktığmda sağa sola kısa hareketler yapıp oyna derdi oyuna devam ederdik, ve asla bıkmazdı ben bıkardım. Bazıları diyecekki yem istiyordur, öyle değil bu cama saldırıp yem isteme olayı değildi. Sizin gibi bende düşündüm yem atardım yeme bakmazdı bile oyuna devam derdi. Sonra birgün böyle oynarken testinin arkasına saklandı sonra, hafiften gözlerini kafasını uzatıp bana bakıp ona baktığımı görünce anlayınca hissedince tekrar testinin arkasına kafasını geriye çekip saklanmaya başladı, ben başka yöne bakardım o yavaş yavaş testinin arkasından çıkar, beni takip ederdi ona bakıyormuyum diye bakmıyorsam biraz daha saklandığı yerden açığa doğru  çıkadı, hıızla ona dönüp ona batığım an yüzümü gözlerimi ona çevirdiğimde hatta şöyle azcık gözüne 2cm dönüp göz teması kurduğumda bile, hemen geri testinin arkasına hızla yüzüp saklanırdı, bu onun için büyük bir eglence ve zevkti, saatlerce bunu oynardı bıkmadan. Camdaki kağıt ısı ölçerin oraya gözünü saklar hafif hafif geriye çekilir ona batığım an, hemen gözünü tekrar o ısı ölçerin yapışkanın arkasına saklardı, başka yöne dönmüşsem, yavaş yavaş çıkar ona bakmamı beklerdi bakınca, hemen koşar tekrar saklanırdı. Bu oyunu ölene kadar oynadık kendisiyle, beni hep teşvik edende kendisi oldu. Zannedersem balık bana oyun oynamayı öğretti. Kısaca özetlemeye çalıştım. Buda balıkların bana öğrenme ve hafızalarının kuvvetli olduğu, kendi dışanda varlıklarlada iletişim ve oyunlar yapıp mutlu olduğunu, bir yunus balığı kadarda olmasada hafızaları ve hisleri olduğunu gösterdi. Ve bunları yaparken asla yemde vermedim, hiçbir zamanda yem için bunları yapmadı. Karşılıksız bir dostane oyundu bizimkisi. Sahiplerini iyi tanırlar. Sahibi odada bir yere oturunca balıkla sahip arasında dostluk varsa onlarda bu özelikle bir oranda genini fazlaca taşıyan bir türse, sahibine dönüp kumun üzerine oturur onu izler. Sahibi harekete geçince onlarda yüzmeye başlarlar. Bu deneyimimi de sizinle paylaşmayı uygun gördüm. Japonlarınıza birşey öğretmek tamamen sizin yaratıcılığınızla da ilişkili, başka oyunlarda paylaşabilirsiniz onlarla tabi bu hoşlarına giderse size uyum göstereceklerdir,  onlara sadece hobi oyuncak gibi bakmakla değil, onları bir arkadaş gibi görmeye başlamanızla ruhsal iletişim kurduğunuz ve balık size güvenip dostluğunuzu kabul ettiğinizde. Gözlerinizle ve karşılıklı beden hareketlerinizle birbirinizi çözdüğünüzde iletişim kurabildiğinizde ortak hareketler yapıp ortak oyunlar öğrenip, bununla balığınız ve siz mutlu olup eğlenebilirsiniz.

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=vcWvCrPru18&mode=related&search[/VID]