la fontaine'den masal...
Merhaba ben Alper. Ben 15 yaşında balık meraklısı bir gencim. Rahmetli babamdan yadigâr balık sevdam. 30 cm’lik akvaryumda lepisteslerim ile başladım hobiye. Benim bu dünyadaki en güzel uğraşım balıktır. Balıkla yatar balıkla kalkarım sabah ilk işim akvaryuma bakmaktır. Kız arkadaşım falan yoktur benim favori kızlarım her zaman akvaryumlardadır. Lise de öğrenciyim ileride su ürünlerinde okumak tek idealim daha sonra duvardan duvara 15 tonluk akvaryumum olacak.
Ama bu sırala çok üzüntülüyüm canım çok yandı. Konu zar zor harçlıklarımdan biriktirdiğim paranın çar çur olması değil kızgınlığım gözümün içine baka baka yalan söylenmesi bana. Sizlerle paylaşmak istedim kırgınlığımı. Hobici bir Şükrü ağabeyim var uzak diyarlarda. Bu abimi forum yoluyla tanıdım balıklarını görür görmez aşık oldum. Bu balıkların yavrularını ben büyütmeliydim muhakkak bende de olmalıydı kan kırmızısı renkleri beni alıp uzak diyarlara götürmüştü. Her gece o balıkları akvaryumumda düşledim onlarla yatıp onlarla kalktım.Okuldan gelince ilk işim Şükrü ağabeyimin konusuna girip acaba yeni resim var mı diye bakmak olmuştu en büyük alışkanlığım. Bir gün dayanamayıp Şükrü ağabeye telefon açtım utana sıkıla o güzel kırmızıların yavrularından istediğimi söyledim. Şükrü ağabey sağolsun kırmadı beni adamı sıraya yazdı. Yavru başına 30 lira istemişti biraz fazlaydı ama olsun varsın o kırmızılar için değerdi. Yalnız benden tek isteği ufak bir kaparo göndermemdi. Cebimdeki tüm paramı kaparo olarak yolladım Şükrü ağabeyime. 2 ay sonra yavru sırası bana gelecekti. Para biriktirmeye başladım sonunda şeker bayramında tüm büyüklerimin ellerini öperek balık paramı tamamlamıştım kırmızılarıma kavuşmama çok az kalmıştı. O akşam telefonum çaldı arayan Şükrü ağabeyimdi çok güzel bir haberi varmış bana sıradaki bir kişi akvaryumunu hazırlayamadığı için balıkları geç istiyormuş onun balıklarını bana gönderecekmiş eğer parayı hemen yatırırsam. Şükrü abi ya on numara kral adam. Sabah ilk işim parayı Şükrü ağabeyin hesabına havale edip telefonla Şükrü ağabeyi aramak oldu. “Ağabey paranı yatırdım” diye. Tamam Alper dedi akşam iş çıkışı kırmızılarını veriyorum otobüse sabah karşılarsın. O gece hiç uyuyamadım. Aylardır hayalini kurduğum kırmızların yavruları yarın sabah akvaryumumda olacaktı. Sabah kahvaltı dahi yapmadan 2 saat öncesinde otogara gittim. Ya kırmızılarımın otobüsü erken gelirse beni beklerse yavrucuklarım halleri ne olur. Sonunda gelmişti otobüs balık kutusunu görünce dizlerimin bağı çözülmüştü. Elimde koli ile hızla eve geldim açtım balıkları evet hepsi sağlamdı. Biraz pembe gibi gelmişlerdi ama yol yorgunudur balıklar dedim. Hemen alıştırıp akvaryuma attım. Şükrü abi kıyak adam 1 tane de fazla kırmızı vermişti. Helal olsun delikanlı adam. 3 aydır kırmızılar bende gözümden bile iyi bakıyorum onlara. Canlarım yavrularım onlar benim. Kimseye söylemeyin ama neler yaptıklarına dair ufak bir günlük bile tutuyorum.
Dün arkadaşım aradı forumda bir konu açmışlardı kırmızılarla
ilgili okusana Alper dedi. Hemen bilgisayarı açıp okumaya başladım kırmızı
konusunu şu orijinal kırmızı bu orijinal değil diye tartışıyor büyük
ağabeylerim. Son sayfalara yaklaşmıştım ki konuşmalardan sanki benim kırmızılarım
gerçek kırmızı değil gibi bir kurt düştü içime. Hemen telefona yapıştım Şükrü
ağabeyimi aradım. Şükrü abi sağ olsun
beni rahatlattı yüreğime su serpti benim kırmızılarım orijinal kırmızıymış.
Aradan birkaç ay daha geçti birden forumda dolaşırken birden kızmızı konusuda
ki tatışma ilgimi çekti açtım sayfayı. Keşke açmasaydım keşke görmeseydim o
yazıları. Dünyam yıkıldı. Ne mi gördüm. Şükrü ağabeyim yazmış konuya benim
kırmızılarımda gerçek kırmızı değil ama ben söyleyemiyorum kimselere diye
birine gizliden söylemiş ve bu yayılmış. Sordum soruşturdum doğruymuş orda
yazılanlar herkes görmüş duymuş.
Ah bea Şükrü ağabey
ne suçum vardı benim. Sen onlara kırmızı değil pembe deseydin de alacaktım ben
o balıkları aşıktım ben onlara. Neden öyle söyleme ihtiyacı duydun bana ne
istedin benim üç beş kuruş harçlığımdan. Oysa ki ben sana güvenmiştim Şükrü ağabey
yapmaz öyle şey demiştim delikanlıdır o. Bana o telefonda saatlerce anlattıkların masalmıydı oysa ki ben küçükken babamdan la fontaine'den masalları çok dinlemiştim ama sonu hep güzel bitmişti bu neden böyle oldu?. Bunu da mı yapacaktın Şükrü abi bana?
Tüm bunlara rağmen balıklarım pembe de olsa benim gözümde onların hepsi birer
kırmızı ben onları şimdi eskisinden daha çok seviyorum çünkü onlar benim
biricik aşklarım evlatlarım. Ama çok büyük ayıp ettin Şükrü ağabey çok büyük.
Yukarı da adı geçen şahıslar ve balıklar tamamen hayal ürünüdür. Bu demek değil bu tip olaylar yaşanmıyor. Her hafta her gün bu ve buna benzer birçok olay meydana geliyor ve çok üzülüyorum bu arkadaşlarıma kardeşlerime. Aklıma birden böyle bir hikâye yazmak geldi ve yazdım umarım okuyan arkadaşlara bir şeyler anlatabilmişimdir.
Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir