Piranha Akvaryumu Nasıl Olmalı ?
Gönderim Zamanı: 09 Ekim 2015 00:07
Su kimyası balıklar için çok önemlidir. Sadece piranha değil tüm balıklar farklı su değerlerinde yaşarlar. Aynı nehirden yakalanmış olsa bile iki farklı balık birbirinden farklı su değerleri bile isteyebilir. Çünkü nehir, ırmak, dere vb. akarsularda suyun doğduğu kaynak bölgesinde su değerleri ile denize döküldüğü bölgede su değerleri birbirinden çok faklı olabilmektedir. Bunun sebebi doğduğu bölgede su yabancı maddelerden etkilenmeye fırsat bulamadan akıp gider ancak su yol aldıkça ve denize yaklaştıkça topladığı alüvyonlar vb. suya karışan şeyler suyun değerlerini değiştirir. Aynı şekilde 20°c ısıda akan bir su ilerledikçe daha da soğuyabilir ve l6°c ısıya düşebilir.
Piranhalarda amazon nehri ve diğer nehirlerde çok faklı su değerleri ile karşı karşıyadırlar. Su değişikliğine dayanıklıdırlar. Ancak ani değişimler onların ölümüne sebep olur. Nehirler ve kollarında gezerken su değerlerinde değişimler olur ancak bu aniden gerçekleşmez. Farklı değerlere sahip sular çok hızlı bir şekilde birbirine karışmazlar. Bu nedenle amazon havzasına yukarıdan bakıldığı zaman denize döküldüğü bölgede simsiyah sulara sahip bir nehir kolu ile yemyeşil sulara sahip bir nehir birbirine karışmadan iki farklı renk oluşturarak denize dökülürler. Ancak buradan sonra karşıdan vuran deniz dalgaları suları birbirine karıştırır.
Piranhalar yayıldıkları bölge sularında değişik su değerleri ile karşılaşsalar bile üremek için amazon nehrinin durgun sularına ihtiyaç duyarlar. Yani istedikleri belirli su değerleri vardır. Aslında onların sağlıklı yaşaması için istedikleri su değerler belirlidir. Değişiklik sadece zorunlu hallerde gerçekleşir…
Genel olarak piranhaların istedikleri su değerleri ;
pH: 6.5
Isı : 26°c – 78°f
NO2 NH3 NH4 : Bu değerler sıfıra yakın olmalıdır.
.:: NH3 ( Amonyak ve hidrojen bileşiği ) & Amonyum ::.
Amonyak, Amonyum(NH4) ‘a göre daha fazla zehirli olup, amonyağın amonyuma oranı suyun PH (Asit Düzeyi) derecesine bağlıdır. PH arttıkça sudaki amonyak düzeyi artar…
PH7,3 gibi bir suda amonyak zehirlenmesi riski yok gibidir…
Afrika cichlidleri için amonyak zehirlenmesi çok karşılaşılan bir durumdur bu yüzden alkali sularda bakılmaları gerekir…
Su bitkileri Amonyumu gübre olarak kullanırlar. Özelliklede “Lemma Minor” & “Pistia” gibi su üstü bitkileri su altında kalan köklerini kullanarak sudaki Amonyumu gübre olarak kullanırlar. Bu bitkiler çok etkili amonyum arıtıcılarıdır ve hızla çoğalırlar. Çoğaldıkça bir kısmını atarak akvaryumunuzdan fazla amonyumu da atmış olursunuz…
Bakımlı akvaryumlarda amonyum oranı 0,5 mg/litre gibi bir oranda olup tamamen zararsız bir seviyededir…
Akvaryumunuzda amonyak oluşmaya başlamış ise, 0,2-0,6mg/litre gibi konsantrasyonlardan itibaren balıklarınızda oksijen yetersizliğini anımsatan sık solunumlar başlar. Eğer balıklarınızı havasız kalmış gibi sık solunum yaparken görürseniz amonyak zehirlenmesi olasılığını da düşünün. Ve harekete geçin…
.:: O2 (SUDAKİ ERİMİŞ OKSİJEN) ::.
Balıklar, bitkiler, aerobik bakteriler vb. oksijen ile solunum yapan canlılar için O2′nin yaşamsal bir önemi vardır. Balıklar, sudaki oksijeni alır, suya karbondioksit verirler. Bitkiler ise *fotosentez yaparken sudaki karbondioksiti kullanır, suya oksijen verirler…
Dip temizliğinin iyi ve sık yapılmadığı akvaryumlarda bozulan organik artıklar O2′nin tüketilmesinde oldukça etkili olurlar. Bu sebeple belirli aralıklar ile dip çekme işlemi yapılmalıdır.
Artıkların, balık ölülerinin, çürümüş yaprakların ve balık dışkılarının akvaryum dibinde birikmesiyle oluşan oksijen azalmasının yanı sıra su sıcaklığının yüksek olması da akvaryumda oksijen miktarının azalmasına sebep olabilir.
Oksijen azlığı balığın solungaç hareketlerinin hızlanmasına sebep olur. Balık sanki soluk soluğa kalmış bir insanında yaptığı gibi hızlı hızlı nefes almaya çalışır. Bunun sebebi balığın solungaçlarını daha hızlı hareket ettirerek daha fazla su temasını sağlayıp var olan oksijeni en fazlasıyla kullanmaya çalışmasıdır.
Akvaryum içerisindeki bitkiler ışık ne kadar fazla olursa o kadar çok fotosentez yaparlar. CO2 miktarını balıklar sürekli arttırdıkları için ışığın yeterli düzeyde olması bitkinin bu karbondioksiti kullanarak fotosentez yapmasına sebep olur. Bol bitkilendirilmiş ve iyi ışıklandırılmış akvaryumlarda genelde oksijen sorununa rastlanmaz. Ancak belirli aralıklarda dip çekmeyi de unutmamak gereklidir.
__________________________________________________ ____________
CO2+ H2O + ışık=C6H12O6 + H2O + O2=Fotosentez
__________________________________________________ ____________
CO2, PH, KH ve GH ilişkisi:
(İLYAS AYDEMİR)
BU YAZI “İSTANBUL AKVARYUM KULÜBÜ” web sayfasından alınmıştır…
Bilindiği üzere, Ph bir eriyikteki hidrojen ( H+) iyonlarının yoğunluğudur.Hidrojen iyonları nekadar fazla ise su okadar asidiktir ve Ph değeride okadar düşer.Ph ölçeği 0 ile14 arasındadır.PH=0-7 asidik,PH=7-14 alkalin,PH=7 nötrdür.
Ölçek logaritmiktir.Bu nedenle, Ph 6 ile Ph 7 kıyaslanınca 10 misli,Ph 6 ile
Ph 8 kıyaslanınca 10 x 10=100 misli hidrojen iyonu konsantrasyonunda
artış olur ( rakam küçüldükçe,yani PH düşdükçe asidite artıyor demektir ).Bu da küçük Ph dalgalanmalarında bile,akvaryum ortamının neden bu kadar çok etkilendiğini ve balıkların strese girdiğini gösterir.Ph’nin günde 0.3 değerden fazla değişmesi balıkları strese sokar.
Sudaki karbonat sertliği,PH’ı yükseltir.Korbonat sertliği,bikarbonat( HCO3 ) ve karbonat ( CO3 ) iyonlarının sudaki bir ölçüsüdür.KH akvaryumda Ph’ı sabit tutan kimyasal bir tampon vazifesi görür.Bu tanpon kapasitesi tanktaki asidik ilaveyi nötürülize eder ve Ph’ı anlamlı bir şekilde sabit tutar.Tampon özelliğini büyük bir süngere benzetebiliriz.Daha fazla asit ilavesinde sünger asiti emer ve Ph’nın fazla değişmesini önler.Ancak bu süngerinde bir kapasitesi vardır.Bu sınır aşılacak şekilde bir kullanım olursa,asit ilavesi nedeniyle çok çabuk PH değişimi olur. Suda tampon için,karbonat ve bikarbonat bulunması gerekir.Buna karbonat sertliği denir.Bikarbonatlar suya kaynatılınca yok edilebilen,geçici sertlik özelliğini verir.
PH, genel sertlik ( GH ) ile ilgili değildir.Bu sertlik,organizmaların biyolojik yapıları üzerinde etkilidir.
Daha önce de açıklandığı üzere,tanka ilave CO2 verilir ise sudaki CO2 oranı yükselir ve su hafif asidik hale gelir.Su asidik hale gelincede ( H+ ) iyonları miktarında artış olur.Diğer bir deyişle, karbonat tamponu oluşan akvaryumdaki, bikarbonat iyonları,bu fazla hidrojen iyonları ile birleşerek karbonik asiti oluşturur ve PH düşer.( Yani su daha asidik hale gelir.)Karbonik asit kalıcı değildir.Reaksiyona girmez ise su ve karbon dioksit üretmek için kendiliğinden parçalanır.İşte,fazla hidrojen iyonları reaksiyonda bu şekilde kullanılğı sürece,PH pek düşmez.Ancak hidrojen iyonları ,kullanılan bikarbonat iyonları miktarının üstüne çıkar ise,tanpon özelliği azalacak ve yüksek oranda PH değişimi olacaktır.Bir tankta KH yeterince yüksek olursa,geniş PH dalgalanmaları önlenir.
Eğer tankın PH’ı 4.5 ‘den aşağı düşer ise PH’ı özellikle takip etmek gerekir.
Bu durum,kısmi su değişiklikleri ihmal edilince özellikle önem kazanır.
Anlaşılacağı üzere,KH ve CO2 değiştirilerek PH düzeltilebilir.Karbonat ekliyerek PH yükseltilebilir.Bu arada (OH) artar ve KH yükselir.( HCO3′ de artar)
CO3–+H2O ——HCO3- + OH-
Eğer CO2 eklerseniz,PH’ı düşürürken, KH’yı sabit tutabilirsiniz.
( H+ artar )
CO2 + H2O ——-H + HCO3-
CO2 yoğunluğu arttırılınca reaksiyon sağa doğru güçlenir ve PH düşer.Bitkiler CO2yi tüketince reaksiyon sola doğru güçlenir.Bu durumda PH yükselir.
Görüldüğü gibi, PH,KH ve CO2, karbonat tampon olduğu sürece sabit bir ilişki içindedirler.Bu durumda PH değerini ayarlamak için,KH veya CO2 değerini değiştirmek yeterli olacaktır.
Daha önce de açıklandığı üzere,PH direkt olarak GH ile ilgili değildir.Ama bunlar dolaylı olarak birbirlerini etkiliyebilirler.Bu özellikle tankta karbonatı çözecek bir şey olduğu zaman ortaya çıkar.Deniz kabukları,parcalanmış mercan ,bir çok yer materyali ve kumlar gibi kalsiyum karbonat içeren materyaller buna neden olacaktır.CO2 eklenmesi ile su asidik hale gelecek ve bu da minerallerin çözülmesini arttıracaktır.Dolayısıyla kalsiyum karbonatın,içerdiği kalsiyumdan dolayı suyun hem GHsı,hemde karbonattan dolayı KHsı artacaktır.KH ise,tanpon özelliği nedeniyle PH değerini yükseltecektir.
Bitkiler genellikle bikarbonatı,CO2 tükenene kadar kullanmazlar.Çünkü bitkiler suda erimiş CO2den,karbonu daha az enerji sarf ederek kolaylıkla alırlar.Bu sıradan olağan bir olaydır.Bitkiler CO2yi sağlandığından daha hızlı tüketirlerse,PH yükselir.PH, 8.2-8.4 değerlerine ulaşırsa,serbest CO2 hemen hemen yoklaşır (biter). Bikarbonatı kullanmaya yetenekli bitkiler,bu defa bunu kullanmaya başlar ve PH yükselir.
PH=6.37 ve PH=10.3 değerleri tabiri caizse,birer kavşak noktasıdır.PH=6.37de serbest CO2 ve HCO3 oranları %50şer olarak eşittir.Bundan sonra PH yükseldikçe,serbest CO2 azalmaya fakat HCO3de artmaya başlar.PH=10.3de ise,HCO3 ve CO3 oranları %50şer olarak eşittir.Bundan sonra PH düştükçe,CO3 azalmaya ve HCO3 yine artmaya başlar.PH=8.4de serbest CO2 ve CO3 hemen hemen yok sayılacak kadar azalır,ama bu defa HCO3 çok artarak aşağı yukarı en yüksek değerine ulaşır (% 98 HCO3, % 1 CO2, % 1 CO3). Diğer bir deyişle bu değer,sudaki serbest CO2nin ve CO3ün en düşük,HCO3ün ise en yüksek olduğu noktadır.Bu değerden sonra artık,PH arttıkça CO3 yükselecek,tersine PH düştükçe sudaki serbest CO2 miktarı artacaktır.
Bitkilerin sudaki KHnın bikarbonat formundan CO2 alabilmeleri,sert sularda ve yüksek KH değerlerinde gerçekleşir.Bu halde reaksiyon şöyledir.
Ca++ + 2HCO3- ——- CaCO3 ( katı ) + CO2 + H2O
Görüleceği üzere,bu halde suda çözünebilir olan kalsiyum ve magnezyum bikarbonatlar çözünür ve böylece,bütün zor çözünen karbonatlar bitkilerin ve taban materyallerinin üzerine çökelir.Bu arada yüksek olan KH oranı düşer.Zira bikarbonat formu fazla şekilde kullanılmıştır.
Eğer KH düşük ise,olay bu şekilde değil, şöyle oluşur.
HCO3- —— OH- + CO2 bu denklem çift taraflıdır.
OH- + HCO3- ——- H2O + CO3–
Bu takdirde bitkiler,CO2yi suyun içinde düşük yoğunlukta bulunan bu CO2den alırlar.Bu nedenle PH yükselir ( belki 9a kadar ) .Bu PHda bile HCO3 yoğunluğu (konsantrasyonu), CO3– konsantrasyonundan,hatta OH- konsantrasyonundan dahi yüksek olacaktır.Bu durumda, çok olmamakla birlikte halen suda bir miktar CO2 bulunacaktır.KH ölçüsüsü,toplam HCO3,CO3 ve OHun toplam değeridir.Bu olay,bitkiler CO2yi bu şekilde ortadan kaldırınca değişmez ve büyük çoğunluğu HCO3 olarak kalır.
Görüleceği gibi,CO2,H2CO3,HCO3 ve CO3 arasındaki denge ile,bunların bitki fizyolojileri arasındaki ilişkileri çok karmaşıktır.
Kaynak: SU KİMYASI[EDIT]Frttrk,2015-10-09 00:08:31[/EDIT]
Piranhalarda amazon nehri ve diğer nehirlerde çok faklı su değerleri ile karşı karşıyadırlar. Su değişikliğine dayanıklıdırlar. Ancak ani değişimler onların ölümüne sebep olur. Nehirler ve kollarında gezerken su değerlerinde değişimler olur ancak bu aniden gerçekleşmez. Farklı değerlere sahip sular çok hızlı bir şekilde birbirine karışmazlar. Bu nedenle amazon havzasına yukarıdan bakıldığı zaman denize döküldüğü bölgede simsiyah sulara sahip bir nehir kolu ile yemyeşil sulara sahip bir nehir birbirine karışmadan iki farklı renk oluşturarak denize dökülürler. Ancak buradan sonra karşıdan vuran deniz dalgaları suları birbirine karıştırır.
Piranhalar yayıldıkları bölge sularında değişik su değerleri ile karşılaşsalar bile üremek için amazon nehrinin durgun sularına ihtiyaç duyarlar. Yani istedikleri belirli su değerleri vardır. Aslında onların sağlıklı yaşaması için istedikleri su değerler belirlidir. Değişiklik sadece zorunlu hallerde gerçekleşir…
Genel olarak piranhaların istedikleri su değerleri ;
pH: 6.5
Isı : 26°c – 78°f
NO2 NH3 NH4 : Bu değerler sıfıra yakın olmalıdır.
.:: NH3 ( Amonyak ve hidrojen bileşiği ) & Amonyum ::.
Amonyak, Amonyum(NH4) ‘a göre daha fazla zehirli olup, amonyağın amonyuma oranı suyun PH (Asit Düzeyi) derecesine bağlıdır. PH arttıkça sudaki amonyak düzeyi artar…
PH7,3 gibi bir suda amonyak zehirlenmesi riski yok gibidir…
Afrika cichlidleri için amonyak zehirlenmesi çok karşılaşılan bir durumdur bu yüzden alkali sularda bakılmaları gerekir…
Su bitkileri Amonyumu gübre olarak kullanırlar. Özelliklede “Lemma Minor” & “Pistia” gibi su üstü bitkileri su altında kalan köklerini kullanarak sudaki Amonyumu gübre olarak kullanırlar. Bu bitkiler çok etkili amonyum arıtıcılarıdır ve hızla çoğalırlar. Çoğaldıkça bir kısmını atarak akvaryumunuzdan fazla amonyumu da atmış olursunuz…
Bakımlı akvaryumlarda amonyum oranı 0,5 mg/litre gibi bir oranda olup tamamen zararsız bir seviyededir…
Akvaryumunuzda amonyak oluşmaya başlamış ise, 0,2-0,6mg/litre gibi konsantrasyonlardan itibaren balıklarınızda oksijen yetersizliğini anımsatan sık solunumlar başlar. Eğer balıklarınızı havasız kalmış gibi sık solunum yaparken görürseniz amonyak zehirlenmesi olasılığını da düşünün. Ve harekete geçin…
.:: O2 (SUDAKİ ERİMİŞ OKSİJEN) ::.
Balıklar, bitkiler, aerobik bakteriler vb. oksijen ile solunum yapan canlılar için O2′nin yaşamsal bir önemi vardır. Balıklar, sudaki oksijeni alır, suya karbondioksit verirler. Bitkiler ise *fotosentez yaparken sudaki karbondioksiti kullanır, suya oksijen verirler…
Dip temizliğinin iyi ve sık yapılmadığı akvaryumlarda bozulan organik artıklar O2′nin tüketilmesinde oldukça etkili olurlar. Bu sebeple belirli aralıklar ile dip çekme işlemi yapılmalıdır.
Artıkların, balık ölülerinin, çürümüş yaprakların ve balık dışkılarının akvaryum dibinde birikmesiyle oluşan oksijen azalmasının yanı sıra su sıcaklığının yüksek olması da akvaryumda oksijen miktarının azalmasına sebep olabilir.
Oksijen azlığı balığın solungaç hareketlerinin hızlanmasına sebep olur. Balık sanki soluk soluğa kalmış bir insanında yaptığı gibi hızlı hızlı nefes almaya çalışır. Bunun sebebi balığın solungaçlarını daha hızlı hareket ettirerek daha fazla su temasını sağlayıp var olan oksijeni en fazlasıyla kullanmaya çalışmasıdır.
Akvaryum içerisindeki bitkiler ışık ne kadar fazla olursa o kadar çok fotosentez yaparlar. CO2 miktarını balıklar sürekli arttırdıkları için ışığın yeterli düzeyde olması bitkinin bu karbondioksiti kullanarak fotosentez yapmasına sebep olur. Bol bitkilendirilmiş ve iyi ışıklandırılmış akvaryumlarda genelde oksijen sorununa rastlanmaz. Ancak belirli aralıklarda dip çekmeyi de unutmamak gereklidir.
__________________________________________________ ____________
CO2+ H2O + ışık=C6H12O6 + H2O + O2=Fotosentez
__________________________________________________ ____________
CO2, PH, KH ve GH ilişkisi:
(İLYAS AYDEMİR)
BU YAZI “İSTANBUL AKVARYUM KULÜBÜ” web sayfasından alınmıştır…
Bilindiği üzere, Ph bir eriyikteki hidrojen ( H+) iyonlarının yoğunluğudur.Hidrojen iyonları nekadar fazla ise su okadar asidiktir ve Ph değeride okadar düşer.Ph ölçeği 0 ile14 arasındadır.PH=0-7 asidik,PH=7-14 alkalin,PH=7 nötrdür.
Ölçek logaritmiktir.Bu nedenle, Ph 6 ile Ph 7 kıyaslanınca 10 misli,Ph 6 ile
Ph 8 kıyaslanınca 10 x 10=100 misli hidrojen iyonu konsantrasyonunda
artış olur ( rakam küçüldükçe,yani PH düşdükçe asidite artıyor demektir ).Bu da küçük Ph dalgalanmalarında bile,akvaryum ortamının neden bu kadar çok etkilendiğini ve balıkların strese girdiğini gösterir.Ph’nin günde 0.3 değerden fazla değişmesi balıkları strese sokar.
Sudaki karbonat sertliği,PH’ı yükseltir.Korbonat sertliği,bikarbonat( HCO3 ) ve karbonat ( CO3 ) iyonlarının sudaki bir ölçüsüdür.KH akvaryumda Ph’ı sabit tutan kimyasal bir tampon vazifesi görür.Bu tanpon kapasitesi tanktaki asidik ilaveyi nötürülize eder ve Ph’ı anlamlı bir şekilde sabit tutar.Tampon özelliğini büyük bir süngere benzetebiliriz.Daha fazla asit ilavesinde sünger asiti emer ve Ph’nın fazla değişmesini önler.Ancak bu süngerinde bir kapasitesi vardır.Bu sınır aşılacak şekilde bir kullanım olursa,asit ilavesi nedeniyle çok çabuk PH değişimi olur. Suda tampon için,karbonat ve bikarbonat bulunması gerekir.Buna karbonat sertliği denir.Bikarbonatlar suya kaynatılınca yok edilebilen,geçici sertlik özelliğini verir.
PH, genel sertlik ( GH ) ile ilgili değildir.Bu sertlik,organizmaların biyolojik yapıları üzerinde etkilidir.
Daha önce de açıklandığı üzere,tanka ilave CO2 verilir ise sudaki CO2 oranı yükselir ve su hafif asidik hale gelir.Su asidik hale gelincede ( H+ ) iyonları miktarında artış olur.Diğer bir deyişle, karbonat tamponu oluşan akvaryumdaki, bikarbonat iyonları,bu fazla hidrojen iyonları ile birleşerek karbonik asiti oluşturur ve PH düşer.( Yani su daha asidik hale gelir.)Karbonik asit kalıcı değildir.Reaksiyona girmez ise su ve karbon dioksit üretmek için kendiliğinden parçalanır.İşte,fazla hidrojen iyonları reaksiyonda bu şekilde kullanılğı sürece,PH pek düşmez.Ancak hidrojen iyonları ,kullanılan bikarbonat iyonları miktarının üstüne çıkar ise,tanpon özelliği azalacak ve yüksek oranda PH değişimi olacaktır.Bir tankta KH yeterince yüksek olursa,geniş PH dalgalanmaları önlenir.
Eğer tankın PH’ı 4.5 ‘den aşağı düşer ise PH’ı özellikle takip etmek gerekir.
Bu durum,kısmi su değişiklikleri ihmal edilince özellikle önem kazanır.
Anlaşılacağı üzere,KH ve CO2 değiştirilerek PH düzeltilebilir.Karbonat ekliyerek PH yükseltilebilir.Bu arada (OH) artar ve KH yükselir.( HCO3′ de artar)
CO3–+H2O ——HCO3- + OH-
Eğer CO2 eklerseniz,PH’ı düşürürken, KH’yı sabit tutabilirsiniz.
( H+ artar )
CO2 + H2O ——-H + HCO3-
CO2 yoğunluğu arttırılınca reaksiyon sağa doğru güçlenir ve PH düşer.Bitkiler CO2yi tüketince reaksiyon sola doğru güçlenir.Bu durumda PH yükselir.
Görüldüğü gibi, PH,KH ve CO2, karbonat tampon olduğu sürece sabit bir ilişki içindedirler.Bu durumda PH değerini ayarlamak için,KH veya CO2 değerini değiştirmek yeterli olacaktır.
Daha önce de açıklandığı üzere,PH direkt olarak GH ile ilgili değildir.Ama bunlar dolaylı olarak birbirlerini etkiliyebilirler.Bu özellikle tankta karbonatı çözecek bir şey olduğu zaman ortaya çıkar.Deniz kabukları,parcalanmış mercan ,bir çok yer materyali ve kumlar gibi kalsiyum karbonat içeren materyaller buna neden olacaktır.CO2 eklenmesi ile su asidik hale gelecek ve bu da minerallerin çözülmesini arttıracaktır.Dolayısıyla kalsiyum karbonatın,içerdiği kalsiyumdan dolayı suyun hem GHsı,hemde karbonattan dolayı KHsı artacaktır.KH ise,tanpon özelliği nedeniyle PH değerini yükseltecektir.
Bitkiler genellikle bikarbonatı,CO2 tükenene kadar kullanmazlar.Çünkü bitkiler suda erimiş CO2den,karbonu daha az enerji sarf ederek kolaylıkla alırlar.Bu sıradan olağan bir olaydır.Bitkiler CO2yi sağlandığından daha hızlı tüketirlerse,PH yükselir.PH, 8.2-8.4 değerlerine ulaşırsa,serbest CO2 hemen hemen yoklaşır (biter). Bikarbonatı kullanmaya yetenekli bitkiler,bu defa bunu kullanmaya başlar ve PH yükselir.
PH=6.37 ve PH=10.3 değerleri tabiri caizse,birer kavşak noktasıdır.PH=6.37de serbest CO2 ve HCO3 oranları %50şer olarak eşittir.Bundan sonra PH yükseldikçe,serbest CO2 azalmaya fakat HCO3de artmaya başlar.PH=10.3de ise,HCO3 ve CO3 oranları %50şer olarak eşittir.Bundan sonra PH düştükçe,CO3 azalmaya ve HCO3 yine artmaya başlar.PH=8.4de serbest CO2 ve CO3 hemen hemen yok sayılacak kadar azalır,ama bu defa HCO3 çok artarak aşağı yukarı en yüksek değerine ulaşır (% 98 HCO3, % 1 CO2, % 1 CO3). Diğer bir deyişle bu değer,sudaki serbest CO2nin ve CO3ün en düşük,HCO3ün ise en yüksek olduğu noktadır.Bu değerden sonra artık,PH arttıkça CO3 yükselecek,tersine PH düştükçe sudaki serbest CO2 miktarı artacaktır.
Bitkilerin sudaki KHnın bikarbonat formundan CO2 alabilmeleri,sert sularda ve yüksek KH değerlerinde gerçekleşir.Bu halde reaksiyon şöyledir.
Ca++ + 2HCO3- ——- CaCO3 ( katı ) + CO2 + H2O
Görüleceği üzere,bu halde suda çözünebilir olan kalsiyum ve magnezyum bikarbonatlar çözünür ve böylece,bütün zor çözünen karbonatlar bitkilerin ve taban materyallerinin üzerine çökelir.Bu arada yüksek olan KH oranı düşer.Zira bikarbonat formu fazla şekilde kullanılmıştır.
Eğer KH düşük ise,olay bu şekilde değil, şöyle oluşur.
HCO3- —— OH- + CO2 bu denklem çift taraflıdır.
OH- + HCO3- ——- H2O + CO3–
Bu takdirde bitkiler,CO2yi suyun içinde düşük yoğunlukta bulunan bu CO2den alırlar.Bu nedenle PH yükselir ( belki 9a kadar ) .Bu PHda bile HCO3 yoğunluğu (konsantrasyonu), CO3– konsantrasyonundan,hatta OH- konsantrasyonundan dahi yüksek olacaktır.Bu durumda, çok olmamakla birlikte halen suda bir miktar CO2 bulunacaktır.KH ölçüsüsü,toplam HCO3,CO3 ve OHun toplam değeridir.Bu olay,bitkiler CO2yi bu şekilde ortadan kaldırınca değişmez ve büyük çoğunluğu HCO3 olarak kalır.
Görüleceği gibi,CO2,H2CO3,HCO3 ve CO3 arasındaki denge ile,bunların bitki fizyolojileri arasındaki ilişkileri çok karmaşıktır.
Kaynak: SU KİMYASI[EDIT]Frttrk,2015-10-09 00:08:31[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir