Sıcakta Yemler BUzdolabında mı saklanmalı
Gönderim Zamanı: 13 Ağustos 2010 18:40
Balık yemleri poşetinde ağzı kapalı bir şekilde duruyor. Aklıma takılan yemleri bu haliyle buzdolabında mı yoksa normal oda sıcaklığında mı saklasam taze kalırlar. Bu arada Antalya da yaşadığımdan gündüzleri odanın sıcaklığı 30-31 derece oluyor. Akşamları klima sabaha kadar 26 derecede çalışıyor.
Akvaryumum da bu oda da. Şimdiden teşekkürler...
SaRCoPhiLiuS 2010-08-13 19:15:55
Akvaryumum da bu oda da. Şimdiden teşekkürler...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Ağustos 2010 18:53
Bence de buzdolabı en iyisidir. Ben de Kayseri'de oturuyorum. Burada
gercekten çok sıcak. Ben de buzdolabını tercih ediyorum.onuruygun 2010-08-13 19:56:46
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Ağustos 2010 19:16
Merhaba arkadaşlar. Ya kuru yemleri buzdolabında saklamaya gerek var mı? Bunu bilmiyordum, biraz daha açarsanız sevinirim. Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı? Şimdiden teşekkürler herkese... onuruygun 2010-08-13 19:57:24
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Ağustos 2010 19:32
Rutubet varsa buzdolabına koy
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Ağustos 2010 19:55
Yemin 2-3 gün içinde tüketilecek kadarını mümkün olduğunca ufak ve ağzı kapanabilir bir kabın içine koyup akvaryumun yanında tutun. Yemlerin geri kalanını da buzdolabına koyun. En rahat bu şekilde saklayabilirsiniz. Neme karşı buzdolabına koyduğunuz yem kabına bir peçeteye saracağınız bir miktar pirinç koyarsanız neme karşı fazladan önlem almış olursunuz. Özellikle çok rutubetli yerlerde bu yöntemler epey işe yarıyor.
[QUOTE=azizkaraca] Merhaba arkadaşlar. Ya kuru yemleri buzdolabında saklamaya gerek var mı? Bunu bilmiyordum, biraz daha açarsanız sevinirim. Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı? Şimdiden teşekkürler herkese... [/QUOTE]
Köfteyi de kızartarak hazırlıyoruz ama 3 gün oda sıcaklığında bırakınca köfteye benzer bir hali kalmıyor.
Bir çevre mühendisi olarak saprofit süreçler ile ilgili böylesine temel bir bilgiden haberdar olmayışınız pek olası değil. Yoksa başka bir şey anlatmaya çalıştınız da ben mi yanlış anladım?
onuruygun 2010-08-13 20:42:30
[QUOTE=azizkaraca] Merhaba arkadaşlar. Ya kuru yemleri buzdolabında saklamaya gerek var mı? Bunu bilmiyordum, biraz daha açarsanız sevinirim. Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı? Şimdiden teşekkürler herkese... [/QUOTE]
Köfteyi de kızartarak hazırlıyoruz ama 3 gün oda sıcaklığında bırakınca köfteye benzer bir hali kalmıyor.
Bir çevre mühendisi olarak saprofit süreçler ile ilgili böylesine temel bir bilgiden haberdar olmayışınız pek olası değil. Yoksa başka bir şey anlatmaya çalıştınız da ben mi yanlış anladım?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ağustos 2010 01:20
[QUOTE=onuruygun]
Yemin 2-3 gün içinde tüketilecek kadarını mümkün olduğunca ufak ve ağzı kapanabilir bir kabın içine koyup akvaryumun yanında tutun. Yemlerin geri kalanını da buzdolabına koyun. En rahat bu şekilde saklayabilirsiniz. Neme karşı buzdolabına koyduğunuz yem kabına bir peçeteye saracağınız bir miktar pirinç koyarsanız neme karşı fazladan önlem almış olursunuz. Özellikle çok rutubetli yerlerde bu yöntemler epey işe yarıyor.
[QUOTE=azizkaraca] Merhaba arkadaşlar. Ya kuru yemleri buzdolabında saklamaya gerek var mı? Bunu bilmiyordum, biraz daha açarsanız sevinirim. Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı? Şimdiden teşekkürler herkese... [/QUOTE]
Köfteyi de kızartarak hazırlıyoruz ama 3 gün oda sıcaklığında bırakınca köfteye benzer bir hali kalmıyor.
Bir çevre mühendisi olarak saprofit süreçler ile ilgili böylesine temel bir bilgiden haberdar olmayışınız pek olası değil. Yoksa başka bir şey anlatmaya çalıştınız da ben mi yanlış anladım?
[/QUOTE]
azizkaraca 2010-08-14 01:46:14
[QUOTE=azizkaraca] Merhaba arkadaşlar. Ya kuru yemleri buzdolabında saklamaya gerek var mı? Bunu bilmiyordum, biraz daha açarsanız sevinirim. Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı? Şimdiden teşekkürler herkese... [/QUOTE]
Köfteyi de kızartarak hazırlıyoruz ama 3 gün oda sıcaklığında bırakınca köfteye benzer bir hali kalmıyor.
Bir çevre mühendisi olarak saprofit süreçler ile ilgili böylesine temel bir bilgiden haberdar olmayışınız pek olası değil. Yoksa başka bir şey anlatmaya çalıştınız da ben mi yanlış anladım?
[/QUOTE]
Evet sorduğum şeyi yanlış anlamışsınız mesleğin ne bilmiyorum ama kızartmakla kurutmak epey farkli aslında bunu anlayabilmek için kusura bakma ama bir meslek edinmeye dahi gerek yok. Söylemek istediğimi lütfen yanlış anlamayınız. Kızartılan köfte suyundan arınmamıstır hala yaştırlar. Tabi ki bozulmaya uğrarlar, dışarıda bırakmanızada gerek direk alıp dolaba atın emin olun gene bozulacaktır. Etüv denilen bir alet var işlevi fırın gibidir 260 dereceye kadar çikabilir (daha fazlası va rmı bilemiyorum) fakat yanma işlemine maruz bırakmaz sadece içerisindeki suyu buharlaştırır. Daha önce duydunuz mu yada gördünüz mü bilemiyorum amerikan ordu yemekleri konusunda biraz araştırma yaparsanız Amerika'nin ırakta savaş için hazırladığı yiyecekler var ve Hummer'lerinde buz dolabı taşımıyorlar kullandıkları yemeği ıslatmaları için idrar bile yeterli suyu karşılayabiliyor ÇÜNKÜ paketin içerisinde nano bir filtre var ve bu filtre idrar içerisindeki bakteriyi ve zararlı maddeleri tutarak vücuttan atılan suyu filtreleyerek kuru gıdanın içerisine geçmeyi sağlıyor ve afiyetle kuru gıdayı islatarak tüketiyorlar.
Açıkta bırakılan her organik madde bakterilenebilir zaten açıkta bırakılması yanlış ona sözüm yok ama kuru gıdanın dolaba koyulmasına gerek yok diye düşünüyorum.Ağzı sağlam bir şekilde kapatılır hava almaz ise yeterli olucaktır. Yanlışım varsa affınıza sığınıyorum bilgilerinizi paylaşmanızdan onur duyarım en azından bu işi balık sever olarak yapıyorsak benim yiyemeyeceğim kadar saprofit'leşmiş bir maddeyi hatta ilk aşamasındaki bir gıdayı onlarında yemesini asla istemem...
Ayrıca şunu da eklemek isterim nemden uzak tutmak konusunda haklısın ve pirinci iyi bir örnek olarak vermişsiniz zaten eğer içine pirinç yada buna benzer bir madde koymadan dolaba koymuşsa arkadaşlarımız 1 haftayı da geçtiyse yemlerini çöpe atıp yeniden almalarını tavsiye ederim çünkü kuru olan bir gıdayı dolaba koyarak korumak yerine nemlendirmişlerdir odada nemli ortamdan kaçıralım diye nemli ortama koymuşlar. Dolayısıyla kutuyu her açtıklarında içerisine hava giricek ve git gide bozucaklardır gıdayı. Fakat eğer dolap derken derin dondurucuyu kastediyorsak derin dondurucuda saprofitleşme minimum düzeyde olucaktır bır sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.
Saygılarımla....
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ağustos 2010 02:59
[QUOTE=azizkaraca]
[QUOTE=onuruygun]
Yemin 2-3 gün içinde tüketilecek kadarını mümkün olduğunca ufak ve ağzı kapanabilir bir kabın içine koyup akvaryumun yanında tutun. Yemlerin geri kalanını da buzdolabına koyun. En rahat bu şekilde saklayabilirsiniz. Neme karşı buzdolabına koyduğunuz yem kabına bir peçeteye saracağınız bir miktar pirinç koyarsanız neme karşı fazladan önlem almış olursunuz. Özellikle çok rutubetli yerlerde bu yöntemler epey işe yarıyor.
[QUOTE=azizkaraca] Merhaba arkadaşlar. Ya kuru yemleri buzdolabında saklamaya gerek var mı? Bunu bilmiyordum, biraz daha açarsanız sevinirim. Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı? Şimdiden teşekkürler herkese... [/QUOTE]
Köfteyi de kızartarak hazırlıyoruz ama 3 gün oda sıcaklığında bırakınca köfteye benzer bir hali kalmıyor.
Bir çevre mühendisi olarak saprofit süreçler ile ilgili böylesine temel bir bilgiden haberdar olmayışınız pek olası değil. Yoksa başka bir şey anlatmaya çalıştınız da ben mi yanlış anladım?
[/QUOTE]
Evet, meslek edinmeye gerek yok. Ayrıca mesleğinizden dolayı anlatılanları rahatça anlayabileceğinizi bildiğimden ve bundan dolayı muhtemelen başka bir şeyi anlatmaya çalıştığınızı düşünerek sordum.
Gelelim köfte örneğine; "Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı?" sorunuza bir cevaptır ki yeterince uygun bir cevap olduğunu düşünüyorum. Özellikle kaynağı canlı doku olan bir malzemenin pişirilmesi bozulması anlamına normaldir ki gelmiyor. Pişirme işlemi proteinler gibi maddelerin nispeten düşük sıcaklıkta moleküler bağlarının kopması ve yapıtaşlarına ayrılması ile oluşuyor.(Aminoasitler gibi) Bu sıcaklık organik moleküllerin yüksek sıcaklık ile yoğun bir tepkime(yanma gibi) vermeyeceği kadar düşüktür.
Bozulma işlemine gelirsek; bu tamamen farklı bir durum. Bozulma sürecinde sindirim sonucu önce büyük moleküller yapıtaşlarına ayrılıyor, bir kısmı mikrobiyolojik ortamda canlı kütlesine katılırken bir kısmı enerji sağlanması vb. işlerde harcanıyor. Bu ve benzeri pek çok biyolojik işlem sırasında da ortama botilinumundan tutun aflatoksinlere kadar pek çok toksin veriliyor. Bozulma işleminin bizim açımızdan dert olmasının da en büyük sebebi bu toksinlerdir. (Botilinum örneği vermemin sebebi özellikle gıdaların çürümesinde sıkça karşımıza çıkan clostridium ailesinden C. botilinum'a örnek için verildi. Başka bakteri örnekleri de olasıdır, aerob ve anaerob ortamda yaşayabilirler. Aflatoksinleri ise küflerin oluşturdukları toksinlere örnek olarak verdim ki yine konu ile doğrudan alakalıdır.)
Bir malzemenin yüksek sıcaklıkta işlenmesi bozulmayacağı anlamına gelmiyor ki bunu siz de biliyorsunuz ama ilk mesajınızda tamamen tersi bir sonuç çıkıyor ki sizden açıklama istememin sebebi de buydu, ne demeye çalıştığınızı tam anlayamadığımı düşünmüştüm.
Son mesajınıza gelince;
[quote]Etüv denilen bir alet var işlevi fırın gibidir 260 dereceye kadar çikabilir (daha fazlası va rmı bilemiyorum) fakat yanma işlemine maruz bırakmaz sadece içerisindeki suyu buharlaştırır. Daha önce duydunuz mu yada gördünüz mü bilemiyorum amerikan ordu yemekleri konusunda biraz araştırma yaparsanız Amerika'nin ırakta savaş için hazırladığı yiyecekler var ve Hummer'lerinde buz dolabı taşımıyorlar kullandıkları yemeği ıslatmaları için idrar bile yeterli suyu karşılayabiliyor ÇÜNKÜ paketin içerisinde nano bir filtre var ve bu filtre idrar içerisindeki bakteriyi ve zararlı maddeleri tutarak vücuttan atılan suyu filtreleyerek kuru gıdanın içerisine geçmeyi sağlıyor ve afiyetle kuru gıdayı islatarak tüketiyorlar.[/quote]
Etüv'ü biliyorum. Özellikle kuru kütle hesaplaması veya sterilizasyon işlemlerinde çok sık kullanılır.
Kuru gıdaya gelince; bahsettiğiniz uzun zamandır kullanılan bir yöntem. Eskiden de diyalizde kullanılan filtrelerin benzerleri kullanılırdı. Şimdi nanoteknoloji sayesinde bu yarı geçirgen zarlar çok daha etkili, sağlam ve ucuz şekilde üretilebilirler.
[quote] Açıkta bırakılan her organik madde bakterilenebilir zaten açıkta bırakılması yanlış ona sözüm yok ama kuru gıdanın dolaba koyulmasına gerek yok diye düşünüyorum.Ağzı sağlam bir şekilde kapatılır hava almaz ise yeterli olucaktır. Yanlışım varsa affınıza sığınıyorum bilgilerinizi paylaşmanızdan onur duyarım en azından bu işi balık sever olarak yapıyorsak benim yiyemeyeceğim kadar saprofit'leşmiş bir maddeyi hatta ilk aşamasındaki bir gıdayı onlarında yemesini asla istemem... [/quote]
Dolaba koyulmasını önermemin birkaç sebebi var.
1) Bu yaz yurt genelinde hava epey nemli, böyle olunca kuru gıdalar da nemi çekerek daha fazla su ihtiva eder hale geliyorlar. Bunun sonucunda yeterli suyun oluşması ile enzimler aktif hale geliyor, bakteri nüfusunda çoğalma, küflenme vb. olaylar olabiliyor. Yemi soğutmak bu süreci yavaşlatıcı özellik gösterir.
2) Vitaminler vb. maddelerin(özellikle antioksidanların) oksidasyonu onların işe yarar olmaktan çıkması demektir. Soğutma oksidasyon sürecini de yavaşlatır. Bu sebeple ben yemleri genelde kışın da mümkün olduğunca soğuk tutarım.
Hava almaması tek başına pek yeterli olamayabiliyor çünkü kullandığımız yemler yekpare rijit bir cisim değil, aralarında ve kendi içlerinde bolca hava barındırıyorlar. Kutuyu açıp kapatırken de dışarıdan oksijen ve nem girişi olabiliyor. Gerçi içerideki oksijen yeter de nemin girişi büyük sorun. Özellikle benim gibi tek seferde 1-2 kg yem alanlar için bu olay ciddi sıkıntı yaratabiliyor.
[quote]Ayrıca şunu da eklemek isterim nemden uzak tutmak konusunda haklısın ve pirinci iyi bir örnek olarak vermişsiniz zaten eğer içine pirinç yada buna benzer bir madde koymadan dolaba koymuşsa arkadaşlarımız 1 haftayı da geçtiyse yemlerini çöpe atıp yeniden almalarını tavsiye ederim çünkü kuru olan bir gıdayı dolaba koyarak korumak yerine nemlendirmişlerdir odada nemli ortamdan kaçıralım diye nemli ortama koymuşlar. Dolayısıyla kutuyu her açtıklarında içerisine hava giricek ve git gide bozucaklardır gıdayı. Fakat eğer dolap derken derin dondurucuyu kastediyorsak derin dondurucuda saprofitleşme minimum düzeyde olucaktır bır sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.[/quote]
Eğer yem zaten nem almadıysa pirinç şart değil ama olması hiç olmamasından kat kat daha iyidir. Pirinç yerine silika jeli de kullanılabilir ama bulması pek çok kişi için sorun olabiliyor. Kimi ilaçların kutularında(mesela efervesanlarda), bilgisayar donanımlarının kutularında bu tip nem tutucular bulunursa saklanması iyidir, bu işlerde lazım olabiliyor.
Yemin dolaba konduğunda nemden etkilenmesine gelirsek; kabın içinde kalan havadaki nem sıcaklık farkından yoğunlaşabilir. Fakat bu kadar çok nem varsa zaten o yemler dolaba koymadan da yeterince nemlenmişlerdir çünkü bahsettiğimiz nemi belli bir oranın altında olan kuru gıdalardır. Bir denge noktası oluncaya kadar ortamdaki nemi bünyelerine alacaklardır. Bu durumda dolaba koymak mesajın başlarında verdiğim sebeplerden 1.'si ile örtüşür.
Kutuyu her açışta kutunun açıldığı ortama göre ister dolapta ister dışarıda nemlenme riski vardır. İlk mesajımda dolaba konacak yemin dışında akvaryumun yanında tutulacak ikinci bir kap önermemin sebebi de buydu; dolaptaki kutuyu daha az açarak daha iyi koşulda saklamak.
Derin dondurucuya koymak her halükarda daha iyidir, bu konuda size katılıyorum. Ne kadar soğuk, o kadar iyi.
onuruygun 2010-08-14 03:08:21
[QUOTE=azizkaraca] Merhaba arkadaşlar. Ya kuru yemleri buzdolabında saklamaya gerek var mı? Bunu bilmiyordum, biraz daha açarsanız sevinirim. Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı? Şimdiden teşekkürler herkese... [/QUOTE]
Köfteyi de kızartarak hazırlıyoruz ama 3 gün oda sıcaklığında bırakınca köfteye benzer bir hali kalmıyor.
Bir çevre mühendisi olarak saprofit süreçler ile ilgili böylesine temel bir bilgiden haberdar olmayışınız pek olası değil. Yoksa başka bir şey anlatmaya çalıştınız da ben mi yanlış anladım?
[/QUOTE]
Evet sorduğum şeyi yanlış anlamışsınız mesleğin ne bilmiyorum ama kızartmakla kurutmak epey farkli aslında bunu anlayabilmek için kusura bakma ama bir meslek edinmeye dahi gerek yok. Söylemek istediğimi lütfen yanlış anlamayınız. Kızartılan köfte suyundan arınmamıstır hala yaştırlar. Tabi ki bozulmaya uğrarlar, dışarıda bırakmanızada gerek direk alıp dolaba atın emin olun gene bozulacaktır. Etüv denilen bir alet var işlevi fırın gibidir 260 dereceye kadar çikabilir (daha fazlası va rmı bilemiyorum) fakat yanma işlemine maruz bırakmaz sadece içerisindeki suyu buharlaştırır. Daha önce duydunuz mu yada gördünüz mü bilemiyorum amerikan ordu yemekleri konusunda biraz araştırma yaparsanız Amerika'nin ırakta savaş için hazırladığı yiyecekler var ve Hummer'lerinde buz dolabı taşımıyorlar kullandıkları yemeği ıslatmaları için idrar bile yeterli suyu karşılayabiliyor ÇÜNKÜ paketin içerisinde nano bir filtre var ve bu filtre idrar içerisindeki bakteriyi ve zararlı maddeleri tutarak vücuttan atılan suyu filtreleyerek kuru gıdanın içerisine geçmeyi sağlıyor ve afiyetle kuru gıdayı islatarak tüketiyorlar.
Açıkta bırakılan her organik madde bakterilenebilir zaten açıkta bırakılması yanlış ona sözüm yok ama kuru gıdanın dolaba koyulmasına gerek yok diye düşünüyorum.Ağzı sağlam bir şekilde kapatılır hava almaz ise yeterli olucaktır. Yanlışım varsa affınıza sığınıyorum bilgilerinizi paylaşmanızdan onur duyarım en azından bu işi balık sever olarak yapıyorsak benim yiyemeyeceğim kadar saprofit'leşmiş bir maddeyi hatta ilk aşamasındaki bir gıdayı onlarında yemesini asla istemem...
Ayrıca şunu da eklemek isterim nemden uzak tutmak konusunda haklısın ve pirinci iyi bir örnek olarak vermişsiniz zaten eğer içine pirinç yada buna benzer bir madde koymadan dolaba koymuşsa arkadaşlarımız 1 haftayı da geçtiyse yemlerini çöpe atıp yeniden almalarını tavsiye ederim çünkü kuru olan bir gıdayı dolaba koyarak korumak yerine nemlendirmişlerdir odada nemli ortamdan kaçıralım diye nemli ortama koymuşlar. Dolayısıyla kutuyu her açtıklarında içerisine hava giricek ve git gide bozucaklardır gıdayı. Fakat eğer dolap derken derin dondurucuyu kastediyorsak derin dondurucuda saprofitleşme minimum düzeyde olucaktır bır sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.
Saygılarımla....
[/QUOTE]Evet, meslek edinmeye gerek yok. Ayrıca mesleğinizden dolayı anlatılanları rahatça anlayabileceğinizi bildiğimden ve bundan dolayı muhtemelen başka bir şeyi anlatmaya çalıştığınızı düşünerek sordum.
Gelelim köfte örneğine; "Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar. Bozulması söz konusu olsa o zaman bozulmaz mıydı?" sorunuza bir cevaptır ki yeterince uygun bir cevap olduğunu düşünüyorum. Özellikle kaynağı canlı doku olan bir malzemenin pişirilmesi bozulması anlamına normaldir ki gelmiyor. Pişirme işlemi proteinler gibi maddelerin nispeten düşük sıcaklıkta moleküler bağlarının kopması ve yapıtaşlarına ayrılması ile oluşuyor.(Aminoasitler gibi) Bu sıcaklık organik moleküllerin yüksek sıcaklık ile yoğun bir tepkime(yanma gibi) vermeyeceği kadar düşüktür.
Bozulma işlemine gelirsek; bu tamamen farklı bir durum. Bozulma sürecinde sindirim sonucu önce büyük moleküller yapıtaşlarına ayrılıyor, bir kısmı mikrobiyolojik ortamda canlı kütlesine katılırken bir kısmı enerji sağlanması vb. işlerde harcanıyor. Bu ve benzeri pek çok biyolojik işlem sırasında da ortama botilinumundan tutun aflatoksinlere kadar pek çok toksin veriliyor. Bozulma işleminin bizim açımızdan dert olmasının da en büyük sebebi bu toksinlerdir. (Botilinum örneği vermemin sebebi özellikle gıdaların çürümesinde sıkça karşımıza çıkan clostridium ailesinden C. botilinum'a örnek için verildi. Başka bakteri örnekleri de olasıdır, aerob ve anaerob ortamda yaşayabilirler. Aflatoksinleri ise küflerin oluşturdukları toksinlere örnek olarak verdim ki yine konu ile doğrudan alakalıdır.)
Bir malzemenin yüksek sıcaklıkta işlenmesi bozulmayacağı anlamına gelmiyor ki bunu siz de biliyorsunuz ama ilk mesajınızda tamamen tersi bir sonuç çıkıyor ki sizden açıklama istememin sebebi de buydu, ne demeye çalıştığınızı tam anlayamadığımı düşünmüştüm.
Son mesajınıza gelince;
[quote]Etüv denilen bir alet var işlevi fırın gibidir 260 dereceye kadar çikabilir (daha fazlası va rmı bilemiyorum) fakat yanma işlemine maruz bırakmaz sadece içerisindeki suyu buharlaştırır. Daha önce duydunuz mu yada gördünüz mü bilemiyorum amerikan ordu yemekleri konusunda biraz araştırma yaparsanız Amerika'nin ırakta savaş için hazırladığı yiyecekler var ve Hummer'lerinde buz dolabı taşımıyorlar kullandıkları yemeği ıslatmaları için idrar bile yeterli suyu karşılayabiliyor ÇÜNKÜ paketin içerisinde nano bir filtre var ve bu filtre idrar içerisindeki bakteriyi ve zararlı maddeleri tutarak vücuttan atılan suyu filtreleyerek kuru gıdanın içerisine geçmeyi sağlıyor ve afiyetle kuru gıdayı islatarak tüketiyorlar.[/quote]
Etüv'ü biliyorum. Özellikle kuru kütle hesaplaması veya sterilizasyon işlemlerinde çok sık kullanılır.
Kuru gıdaya gelince; bahsettiğiniz uzun zamandır kullanılan bir yöntem. Eskiden de diyalizde kullanılan filtrelerin benzerleri kullanılırdı. Şimdi nanoteknoloji sayesinde bu yarı geçirgen zarlar çok daha etkili, sağlam ve ucuz şekilde üretilebilirler.
[quote] Açıkta bırakılan her organik madde bakterilenebilir zaten açıkta bırakılması yanlış ona sözüm yok ama kuru gıdanın dolaba koyulmasına gerek yok diye düşünüyorum.Ağzı sağlam bir şekilde kapatılır hava almaz ise yeterli olucaktır. Yanlışım varsa affınıza sığınıyorum bilgilerinizi paylaşmanızdan onur duyarım en azından bu işi balık sever olarak yapıyorsak benim yiyemeyeceğim kadar saprofit'leşmiş bir maddeyi hatta ilk aşamasındaki bir gıdayı onlarında yemesini asla istemem... [/quote]
Dolaba koyulmasını önermemin birkaç sebebi var.
1) Bu yaz yurt genelinde hava epey nemli, böyle olunca kuru gıdalar da nemi çekerek daha fazla su ihtiva eder hale geliyorlar. Bunun sonucunda yeterli suyun oluşması ile enzimler aktif hale geliyor, bakteri nüfusunda çoğalma, küflenme vb. olaylar olabiliyor. Yemi soğutmak bu süreci yavaşlatıcı özellik gösterir.
2) Vitaminler vb. maddelerin(özellikle antioksidanların) oksidasyonu onların işe yarar olmaktan çıkması demektir. Soğutma oksidasyon sürecini de yavaşlatır. Bu sebeple ben yemleri genelde kışın da mümkün olduğunca soğuk tutarım.
Hava almaması tek başına pek yeterli olamayabiliyor çünkü kullandığımız yemler yekpare rijit bir cisim değil, aralarında ve kendi içlerinde bolca hava barındırıyorlar. Kutuyu açıp kapatırken de dışarıdan oksijen ve nem girişi olabiliyor. Gerçi içerideki oksijen yeter de nemin girişi büyük sorun. Özellikle benim gibi tek seferde 1-2 kg yem alanlar için bu olay ciddi sıkıntı yaratabiliyor.
[quote]Ayrıca şunu da eklemek isterim nemden uzak tutmak konusunda haklısın ve pirinci iyi bir örnek olarak vermişsiniz zaten eğer içine pirinç yada buna benzer bir madde koymadan dolaba koymuşsa arkadaşlarımız 1 haftayı da geçtiyse yemlerini çöpe atıp yeniden almalarını tavsiye ederim çünkü kuru olan bir gıdayı dolaba koyarak korumak yerine nemlendirmişlerdir odada nemli ortamdan kaçıralım diye nemli ortama koymuşlar. Dolayısıyla kutuyu her açtıklarında içerisine hava giricek ve git gide bozucaklardır gıdayı. Fakat eğer dolap derken derin dondurucuyu kastediyorsak derin dondurucuda saprofitleşme minimum düzeyde olucaktır bır sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.[/quote]
Eğer yem zaten nem almadıysa pirinç şart değil ama olması hiç olmamasından kat kat daha iyidir. Pirinç yerine silika jeli de kullanılabilir ama bulması pek çok kişi için sorun olabiliyor. Kimi ilaçların kutularında(mesela efervesanlarda), bilgisayar donanımlarının kutularında bu tip nem tutucular bulunursa saklanması iyidir, bu işlerde lazım olabiliyor.
Yemin dolaba konduğunda nemden etkilenmesine gelirsek; kabın içinde kalan havadaki nem sıcaklık farkından yoğunlaşabilir. Fakat bu kadar çok nem varsa zaten o yemler dolaba koymadan da yeterince nemlenmişlerdir çünkü bahsettiğimiz nemi belli bir oranın altında olan kuru gıdalardır. Bir denge noktası oluncaya kadar ortamdaki nemi bünyelerine alacaklardır. Bu durumda dolaba koymak mesajın başlarında verdiğim sebeplerden 1.'si ile örtüşür.
Kutuyu her açışta kutunun açıldığı ortama göre ister dolapta ister dışarıda nemlenme riski vardır. İlk mesajımda dolaba konacak yemin dışında akvaryumun yanında tutulacak ikinci bir kap önermemin sebebi de buydu; dolaptaki kutuyu daha az açarak daha iyi koşulda saklamak.
Derin dondurucuya koymak her halükarda daha iyidir, bu konuda size katılıyorum. Ne kadar soğuk, o kadar iyi.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ağustos 2010 03:16
Hemen hemen aynı şeyleri söylüyoruz aslında ama sanırım kulaklarımızı ikimizde farklı şekilde tutmaya çalışıyoruz akvaryum sever arkadaşların kafasını epey bulandırdık sanırsam ben dolaba koymaya gerek duymuyorum hava geçirmez bir kavanoz da yarım litre kadar yemim var ayrıca günlük verdiğim bir kapta da 200 ml kadar ordan veriyorum yemlerini.
Akvaryum yemlerinin nasıl hazırlandığı ile ilgili bir bilginiz var mı onları da köfte haline getirip kızartıyorlarmış gibi bir durum ortaya çıkıyor aydınlata bilir misin bu konuda beni. Çünkü verdiğin örnek hala bana fakli gibi geliyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ağustos 2010 03:22
[QUOTE=azizkaraca] Hemen hemen aynı şeyleri söylüyoruz aslında ama sanırım kulaklarımızı ikimizde farklı şekilde tutmaya çalışıyoruz akvaryum sever arkadaşların kafasını epey bulandırdık sanırsam ben dolaba koymaya gerek duymuyorum hava geçirmez bir kavanoz da yarım litre kadar yemim var ayrıca günlük verdiğim bir kapta da 200 ml kadar ordan veriyorum yemlerini.
"Yüksek sıcaklık" sözünüze dayanırsak verdiğim örnek sizin söylediklerinize karşın iyi bir örnek. Fakat bu yemlerin yüksek sıcaklığa maruz bırakıldığı anlamına gelmez, zaten bunu da ilk siz söylemiştiniz. (Yani örneğim yemler için değil, sizin sorunuza yanıt için verilmiştir)
Yemin yapımına gelince, pek çok yem sizin ilk mesajınızda bahsettiğinizin aksine yüksek sıcaklıkta yapılmıyor. Genelde nemi alınmış serin ortamalrda devamlı soğuk ve kuru havanın sirkülasyonu ile kurutuluyorlar. Bunun dışında yem yapımında kullanılacak malzemeler işlenmeden önce kurutulacaksa bu soğuk santrifüj yntemi ile yapılıyor. Bu yöntemde de malzemeler santrifüje koulup bir yandan da soğuk ve kuru hava veriliyor. Özellikle su piresi gibi yemlerin kurutulmasında soğuk santrifüj sıkça kullanılır, bu yöntem +4 derecede kurutma yapılabilmesine imkan verir.
Bir diğer kurutma yöntemi de vakumlama ile kurutma ki bunda da suyun düşük basınçta buharlaştırılması mantığı kullanılıyor. Yalnız bu yöntem yemde kullanııyor mu bilmiyorum. Biraz tuzlu ve yavaş bir yöntemdir.
onuruygun 2010-08-14 03:36:30
Akvaryum yemlerinin nasıl hazırlandığı ile ilgili bir bilginiz var mı onları da köfte haline getirip kızartıyorlarmış gibi bir durum ortaya çıkıyor aydınlata bilir misin bu konuda beni. Çünkü verdiğin örnek hala bana fakli gibi geliyor.
[/QUOTE]"Yüksek sıcaklık" sözünüze dayanırsak verdiğim örnek sizin söylediklerinize karşın iyi bir örnek. Fakat bu yemlerin yüksek sıcaklığa maruz bırakıldığı anlamına gelmez, zaten bunu da ilk siz söylemiştiniz. (Yani örneğim yemler için değil, sizin sorunuza yanıt için verilmiştir)
Yemin yapımına gelince, pek çok yem sizin ilk mesajınızda bahsettiğinizin aksine yüksek sıcaklıkta yapılmıyor. Genelde nemi alınmış serin ortamalrda devamlı soğuk ve kuru havanın sirkülasyonu ile kurutuluyorlar. Bunun dışında yem yapımında kullanılacak malzemeler işlenmeden önce kurutulacaksa bu soğuk santrifüj yntemi ile yapılıyor. Bu yöntemde de malzemeler santrifüje koulup bir yandan da soğuk ve kuru hava veriliyor. Özellikle su piresi gibi yemlerin kurutulmasında soğuk santrifüj sıkça kullanılır, bu yöntem +4 derecede kurutma yapılabilmesine imkan verir.
Bir diğer kurutma yöntemi de vakumlama ile kurutma ki bunda da suyun düşük basınçta buharlaştırılması mantığı kullanılıyor. Yalnız bu yöntem yemde kullanııyor mu bilmiyorum. Biraz tuzlu ve yavaş bir yöntemdir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ağustos 2010 03:47
[QUOTE=onuruygun]
[QUOTE=azizkaraca] Hemen hemen aynı şeyleri söylüyoruz aslında ama sanırım kulaklarımızı ikimizde farklı şekilde tutmaya çalışıyoruz akvaryum sever arkadaşların kafasını epey bulandırdık sanırsam ben dolaba koymaya gerek duymuyorum hava geçirmez bir kavanoz da yarım litre kadar yemim var ayrıca günlük verdiğim bir kapta da 200 ml kadar ordan veriyorum yemlerini.
"Yüksek sıcaklık" sözünüze dayanırsak verdiğim örnek sizin söylediklerinize karşın iyi bir örnek. Fakat bu yemlerin yüksek sıcaklığa maruz bırakıldığı anlamına gelmez, zaten bunu da ilk siz söylemiştiniz. (Yani örneğim yemler için değil, sizin sorunuza yanıt için verilmiştir)
Yemin yapımına gelince, pek çok yem sizin ilk mesajınızda bahsettiğinizin aksine yüksek sıcaklıkta yapılmıyor. Genelde nemi alınmış serin ortamalrda devamlı soğuk ve kuru havanın sirkülasyonu ile kurutuluyorlar. Bunun dışında yem yapımında kullanılacak malzemeler işlenmeden önce kurutulacaksa bu soğuk santrifüj yntemi ile yapılıyor. Bu yöntemde de malzemeler santrifüje koulup bir yandan da soğuk ve kuru hava veriliyor. Özellikle su piresi gibi yemlerin kurutulmasında soğuk santrifüj sıkça kullanılır, bu yöntem +4 derecede kurutma yapılabilmesine imkan verir.
[/QUOTE]
Akvaryum yemlerinin nasıl hazırlandığı ile ilgili bir bilginiz var mı onları da köfte haline getirip kızartıyorlarmış gibi bir durum ortaya çıkıyor aydınlata bilir misin bu konuda beni. Çünkü verdiğin örnek hala bana fakli gibi geliyor.
[/QUOTE]"Yüksek sıcaklık" sözünüze dayanırsak verdiğim örnek sizin söylediklerinize karşın iyi bir örnek. Fakat bu yemlerin yüksek sıcaklığa maruz bırakıldığı anlamına gelmez, zaten bunu da ilk siz söylemiştiniz. (Yani örneğim yemler için değil, sizin sorunuza yanıt için verilmiştir)
Yemin yapımına gelince, pek çok yem sizin ilk mesajınızda bahsettiğinizin aksine yüksek sıcaklıkta yapılmıyor. Genelde nemi alınmış serin ortamalrda devamlı soğuk ve kuru havanın sirkülasyonu ile kurutuluyorlar. Bunun dışında yem yapımında kullanılacak malzemeler işlenmeden önce kurutulacaksa bu soğuk santrifüj yntemi ile yapılıyor. Bu yöntemde de malzemeler santrifüje koulup bir yandan da soğuk ve kuru hava veriliyor. Özellikle su piresi gibi yemlerin kurutulmasında soğuk santrifüj sıkça kullanılır, bu yöntem +4 derecede kurutma yapılabilmesine imkan verir.
[/QUOTE]
Hala iyi bir örnek olduğunu savunduğun kızartma işleminde yağ 64 derecede kaynamaya başladığına göre gerçekten çok yüksek bir sıcaklık. Yüksek sıcaklıkta bekletmek demiştim buda kızartmak mı olmuş oluyor.
Pek çok yem benim dediğim yöntemle artık yapılmıyor çünkü nemi alınmış odalar artık çok rahat bir şekilde kurulabiliyor.Malzemeler işlenmeden önce kurutulacak olsa daha sonra bunların karışımı sağlanamaz o yüzden önce hamur haline getirip daha sonra kurutma işlemleri yapılıyor ister nemi alınmış koca bir oda ister 5 metre kare yer kaplayan etüv modelleri isterse santrifüj fark etmez. Gordon fomülü ile yem yapma var araştırmışsın dır illaki dışarda güneşte kurutulan yemi cam kavonozda uzun sure saklanarak verilmiş ve başarı elde edilmiş güneşte de kurutulsa amaç sudan ayrılsın ondan sonra havasız ortamda kuru gıda bozulmayacaktır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ağustos 2010 04:12
[QUOTE=azizkaraca]
[QUOTE=onuruygun]
[QUOTE=azizkaraca] Hemen hemen aynı şeyleri söylüyoruz aslında ama sanırım kulaklarımızı ikimizde farklı şekilde tutmaya çalışıyoruz akvaryum sever arkadaşların kafasını epey bulandırdık sanırsam ben dolaba koymaya gerek duymuyorum hava geçirmez bir kavanoz da yarım litre kadar yemim var ayrıca günlük verdiğim bir kapta da 200 ml kadar ordan veriyorum yemlerini.
"Yüksek sıcaklık" sözünüze dayanırsak verdiğim örnek sizin söylediklerinize karşın iyi bir örnek. Fakat bu yemlerin yüksek sıcaklığa maruz bırakıldığı anlamına gelmez, zaten bunu da ilk siz söylemiştiniz. (Yani örneğim yemler için değil, sizin sorunuza yanıt için verilmiştir)
Yemin yapımına gelince, pek çok yem sizin ilk mesajınızda bahsettiğinizin aksine yüksek sıcaklıkta yapılmıyor. Genelde nemi alınmış serin ortamalrda devamlı soğuk ve kuru havanın sirkülasyonu ile kurutuluyorlar. Bunun dışında yem yapımında kullanılacak malzemeler işlenmeden önce kurutulacaksa bu soğuk santrifüj yntemi ile yapılıyor. Bu yöntemde de malzemeler santrifüje koulup bir yandan da soğuk ve kuru hava veriliyor. Özellikle su piresi gibi yemlerin kurutulmasında soğuk santrifüj sıkça kullanılır, bu yöntem +4 derecede kurutma yapılabilmesine imkan verir.
[/QUOTE]
Siz bir gıdanın sıcaklıkta işlenmesinden ve ardından bozulmayacağından bahsettiniz, ben de buna günlük hayattan öylesine örnek verdim. Beğenmediyseniz kendiniz bilirsiniz, "Örneği beğenmedim!" dersiniz biter. Örneklerin de örneklenen olayla%100 aynı şartları sağlaması gerekmez, zaten o zaman örnek olmaz. Ben halen iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum çünkü anlatmaya çalıştığımı açıklıyor.
Madem o dediğiniz yöntemle artık yem yapılmadığının farkındasınız; o zaman siz neden "Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar" yazdınız? Hadi yazdınız, bu benim kabahatim mi?
Ayrıca yağ dediğinizin 64 derecede "kaynaması" için buhar basıncının sudan daha düşük olması lazım. O zaman içinde hiç bir şey kızartılamaz, fiziksel olarak imkansız. Yağ bu sıcaklıkta kaynıyorsa kaynayan yağa elinizi sokmayı deneyin, merak etmeyin 64 derecede 1-2 saniye elinizi tutarsanız bir şey olmaz.
Gordon yönteminde bahsettiğiniz koruma mantığı turşu, salamura ve reçel ile aynı mantığa dayanıyor. Hipertonik ortam oluşturup bakteri ve küflerin enzimlerinin inaktif hale getirilmesi ve yaşamsal süreçlerinin durması sağlanıyor. Bunun yapılmasının sebebi bahsettiğim yöntemlerin evde uygulanmasının zorluğudur, kimseden evinde soğuk santrifujla ym kurutmasını beklemiyoruz. FAkat yem fabrikalarında doğal olarak bahsedilen şekilde üretim pek yapılmıyor. Zaten kurutma işleminde ortam kendiliğinden hipertonik oluyor.
onuruygun 2010-08-14 04:14:21
Akvaryum yemlerinin nasıl hazırlandığı ile ilgili bir bilginiz var mı onları da köfte haline getirip kızartıyorlarmış gibi bir durum ortaya çıkıyor aydınlata bilir misin bu konuda beni. Çünkü verdiğin örnek hala bana fakli gibi geliyor.
[/QUOTE]"Yüksek sıcaklık" sözünüze dayanırsak verdiğim örnek sizin söylediklerinize karşın iyi bir örnek. Fakat bu yemlerin yüksek sıcaklığa maruz bırakıldığı anlamına gelmez, zaten bunu da ilk siz söylemiştiniz. (Yani örneğim yemler için değil, sizin sorunuza yanıt için verilmiştir)
Yemin yapımına gelince, pek çok yem sizin ilk mesajınızda bahsettiğinizin aksine yüksek sıcaklıkta yapılmıyor. Genelde nemi alınmış serin ortamalrda devamlı soğuk ve kuru havanın sirkülasyonu ile kurutuluyorlar. Bunun dışında yem yapımında kullanılacak malzemeler işlenmeden önce kurutulacaksa bu soğuk santrifüj yntemi ile yapılıyor. Bu yöntemde de malzemeler santrifüje koulup bir yandan da soğuk ve kuru hava veriliyor. Özellikle su piresi gibi yemlerin kurutulmasında soğuk santrifüj sıkça kullanılır, bu yöntem +4 derecede kurutma yapılabilmesine imkan verir.
[/QUOTE]
Hala iyi bir örnek olduğunu savunduğun kızartma işleminde yağ 64 derecede kaynamaya başladığına göre gerçekten çok yüksek bir sıcaklık. Yüksek sıcaklıkta bekletmek demiştim buda kızartmak mı olmuş oluyor.
Pek çok yem benim dediğim yöntemle artık yapılmıyor çünkü nemi alınmış odalar artık çok rahat bir şekilde kurulabiliyor.Malzemeler işlenmeden önce kurutulacak olsa daha sonra bunların karışımı sağlanamaz o yüzden önce hamur haline getirip daha sonra kurutma işlemleri yapılıyor ister nemi alınmış koca bir oda ister 5 metre kare yer kaplayan etüv modelleri isterse santrifüj fark etmez. Gordon fomülü ile yem yapma var araştırmışsın dır illaki dışarda güneşte kurutulan yemi cam kavonozda uzun sure saklanarak verilmiş ve başarı elde edilmiş güneşte de kurutulsa amaç sudan ayrılsın ondan sonra havasız ortamda kuru gıda bozulmayacaktır.
[/QUOTE]Siz bir gıdanın sıcaklıkta işlenmesinden ve ardından bozulmayacağından bahsettiniz, ben de buna günlük hayattan öylesine örnek verdim. Beğenmediyseniz kendiniz bilirsiniz, "Örneği beğenmedim!" dersiniz biter. Örneklerin de örneklenen olayla%100 aynı şartları sağlaması gerekmez, zaten o zaman örnek olmaz. Ben halen iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum çünkü anlatmaya çalıştığımı açıklıyor.
Madem o dediğiniz yöntemle artık yem yapılmadığının farkındasınız; o zaman siz neden "Bildiğim kadarıyla zaten bu yemleri yapmak için yuksek sıcaklıkta bekleterek kurutuyorlar" yazdınız? Hadi yazdınız, bu benim kabahatim mi?
Ayrıca yağ dediğinizin 64 derecede "kaynaması" için buhar basıncının sudan daha düşük olması lazım. O zaman içinde hiç bir şey kızartılamaz, fiziksel olarak imkansız. Yağ bu sıcaklıkta kaynıyorsa kaynayan yağa elinizi sokmayı deneyin, merak etmeyin 64 derecede 1-2 saniye elinizi tutarsanız bir şey olmaz.
Gordon yönteminde bahsettiğiniz koruma mantığı turşu, salamura ve reçel ile aynı mantığa dayanıyor. Hipertonik ortam oluşturup bakteri ve küflerin enzimlerinin inaktif hale getirilmesi ve yaşamsal süreçlerinin durması sağlanıyor. Bunun yapılmasının sebebi bahsettiğim yöntemlerin evde uygulanmasının zorluğudur, kimseden evinde soğuk santrifujla ym kurutmasını beklemiyoruz. FAkat yem fabrikalarında doğal olarak bahsedilen şekilde üretim pek yapılmıyor. Zaten kurutma işleminde ortam kendiliğinden hipertonik oluyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ağustos 2010 04:42
İşte bende o alıntı yaptığınız cümleyi sormak bilgi almak maksadıyla sormuştum. Direkt olarak onu söyleseniz problem çözülecek soruma cevap alıcaktım fakat farklı yerlerden yola çıkılınca öylesine verilmiş bir örnek örnek olmuyor işte neyse daha fazla uzatmaya gerek yok sanırım. Bu günlük yeter herhalde hayırlı geceler. Yaksa sabaha kadar devam edicez gerçi sabah oldu bile.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir