Su Değişimi Neden Yapılır? Neden 100% Yapılmaz?
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2023 20:37
Merhaba,
Akvaryumlarda su değişimine neden ihtiyaç duyulur? Hangi sıklıkla, hangi oranda yapılır? Neden 100% yapılmaz?
Ve benzeri sorulara cevap verebilirseniz sevinirim.
Teşekkür ederim.
Akvaryumlarda su değişimine neden ihtiyaç duyulur? Hangi sıklıkla, hangi oranda yapılır? Neden 100% yapılmaz?
Ve benzeri sorulara cevap verebilirseniz sevinirim.
Teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2023 21:03
Akvaryumda su değişimi akvaryum hacmine, beslediğiniz balığa, balık sayısına vb. Etkenlere göre değişebilir. Genelde haftada bir yapıyor insanlar. Azot döngüsünü bozmamak bakteri kültürüne zarar vermemek için şu değişiminin %100 oranında yapılması tavsiye edilmiyor. Tam şu değişimi yaparsanız 24saat içinde suyunuz tekrar bulanıklaşır. Eğer akvaryumunuzda canlı bitki yoksa veya çok azda boşaltacağınız suyu dipten çekmelisiniz ve balık pisliklerini temizlemeli siniz. Dip çekmi yaparken ve su ilavesi yaparken dipteki suyu asla karıştırmamalı, şeklini bozmamalısınız aksi taktirde amonyak patlaması ile karşılaşırsınız ve ani balık ölümleri yaşarsınız. Akvaryumlar yaşıyan sistemler olduğu için suni bir su birikintisi gibi davranmamalısınız. Su değişimi yaparken boşalttığınız suyu filtre süngerini yıkarken kullanmalısınız. Filtrenizi çeşmede yıkarsanız bakteri kültürüne çok büyük zarar verirsiniz. Boşalttığınız bu kirli su ile evdeki bitkilerinin sulayabilirsiniz doğal gübre çok iyi geliyor :) bildiğim kadarı ile yanıtlamaya çalıştım keyifli hobiler dilerim [:3]
Beğenenler: [T]239958,Ergün Güler[/T]
Teşekkür Edenler: [T]239958,Ergün Güler[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Temmuz 2023 23:07
Su değişiminden önce akvaryumdaki azot ve karbon döngüsünün ne olduğu bilinmeli. Neden su değişimi ve dip çekimi yapmak veya yapmamak gerek gibi bir sorunun cevabı burada gizli.
Akvaryuma azotlu bileşikler balığın dışkısıyla değil (dışkıda sindirilemeyen, göz ardı edilebilecek bir oranda protein bulunur ve dışkı boşaltım sisteminin ürünü değildir) ağız ve solungaçları vasıtasıyla, yenmemiş yemlerle, çürüyen bitkiler ve ölü organizmaların (balık, salyangoz vb.) ayrışması ile girer. Bu sırada akvaryum kurulduğu ve içerisine su doldurulduğu andan itibaren, bulabildikleri her yüzeye tutunan arkeler ve bakteriler sisteme yerleşip azotlu bileşikleri çevirmeye başlarlar. Yaklaşık bir ay içerisinde AOA (amonyak oksitleyen arkeler) ve AOB (amonyak oksitleyen bakteriler) sudaki NH3/NH4 ‘ü tüketerek, sırasıyla NO2 ve NO3 olarak işlerler. Amonyağı, nitrite (hatta direkt nitrata dönüştüren simbiyotik organizmalar var), nitriti, nitrata çevirerek toksititeyi en zararlıdan daha az zararlı hale getirirler. Bu döngüde son ürün nitrattır. Belirli bir düzeyin üzerindeki nitrat (türden türe değişmekle birlikte ortalama toksidide düzeyi 50 mg) balıklar için kısa ve uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabileceğinden; sudan uzaklaştırmak elzemdir. Nitrata gelene dek genellikle aerobik bakteriler/arkeler bu süreci işlerken, anaerobik bakteriler ise nitratı da tüketip N2’ ye çevirerek gaz formunda sudan uzaklaşmasını sağlarlar. Anaerobik koşullar oluşturmanın da yolları vardır, konuyu çok uzatmamak adına sadece belirtmek istedim. Evet, NO3’ ün bu şekilde çevrimi dışında bitkilerce de tüketilerek seyreltilmesi mümkündür. Özellikle su üstü bitkileri ve çabuk çoğalan bitki türleri de azotlu bileşikleri kullanır. Böylece nitrat azaltılmış olur. Tankta bitkiler yoksa veya kum, dekor vb materyaller de kullanılmıyorsa ne olacak? Bu arada belirtmekte fayda var, bitkili akvaryumlarda da nitratın tamamen tüketilmesi söz konusu olmayabilir. Bir önceki cümleden devamla, diyelim ki nitrat tüketecek unsurlardan yoksun bir tankımız varsa, NO3 bu tankta daha hızlı birikmeye başlayacaktır. Böyle bir ortamdan nitratın uzaklaştırılması tamamen su değişimi ile yapılmaktadır. % 100 bile yapılsa döngüye sorun teşkil etmez. Azot döngüsünden sorumlu organizmalar suda serbest olarak dolaşmaktan çok bulabildikleri her yüzeye tutunurlar. Ayrıca su değişimi sırasında ister yüzeyden ister zeminden su çekilsin farketmez, nitratın derişimi suyun her yerinde aynıdır.
Kabaca toparlayacak olursak, su değişimi sıklığı ve miktarını belirleyen faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz;
1- Tankın hacmine oranla canlı yoğunluğu
2- Tanktaki bitki popülasyonu
3- Yemleme miktarı
4- Kullanılan filtre ve medyası.
Tankın azot yükü tüm bu unsurlardan etkilenmekte ve her tank kendi içerisinde bir denge barındırmaktadır.
Son olarak dip çekimine de değinmek gerekirse, kum veya toprak zeminli bir tankta biriken dışkı ve bitki atıkları zamanla tortulaşarak bu alanlara yerleşen mikroorganizmalar açısından oldukça zengin bir alan haline gelir. Bu yüzeylerde balıkların beslenebileceği, azotlu bileşiklerin işlendiği biyofilmler oluştuğu gibi, bitkilerin, kökleri vasıtasıyla besin çekebileceği gübreler de birikecektir. Üstelik bu alanda bakterilerce üretilen fulvik asitler, canlı topluluğu için onlarca fayda barındırmaktadır. Yazının başında da bahsettiğim gibi dışkılarda amonyağa çevrilip sisteme yük bindirecek kadar protein yok denecek kadar azdır. Pireye kızıp yorgan yakmaktansa dip çekimi yapmamak daha avantajlıdır. Onca faydasına rağmen estetik ve farklı sebeplerle dip çekimi yapılacaksa da kum yüzeyi fazla karıştırılmadan yapılmalı.
Not: En güvenilir yol, NO3 ölçümleri yaparak ihtiyaç halinde su değişimi yapmaktır. Bununla beraber, su değişimleri sadece nitrat için değil sudaki elementleri takviye etmek veya seyreltmek amacıyla da yapılmaktadır.
[EDIT]ArifhbsAquatics,2023-07-01 23:16:57[/EDIT]
Akvaryuma azotlu bileşikler balığın dışkısıyla değil (dışkıda sindirilemeyen, göz ardı edilebilecek bir oranda protein bulunur ve dışkı boşaltım sisteminin ürünü değildir) ağız ve solungaçları vasıtasıyla, yenmemiş yemlerle, çürüyen bitkiler ve ölü organizmaların (balık, salyangoz vb.) ayrışması ile girer. Bu sırada akvaryum kurulduğu ve içerisine su doldurulduğu andan itibaren, bulabildikleri her yüzeye tutunan arkeler ve bakteriler sisteme yerleşip azotlu bileşikleri çevirmeye başlarlar. Yaklaşık bir ay içerisinde AOA (amonyak oksitleyen arkeler) ve AOB (amonyak oksitleyen bakteriler) sudaki NH3/NH4 ‘ü tüketerek, sırasıyla NO2 ve NO3 olarak işlerler. Amonyağı, nitrite (hatta direkt nitrata dönüştüren simbiyotik organizmalar var), nitriti, nitrata çevirerek toksititeyi en zararlıdan daha az zararlı hale getirirler. Bu döngüde son ürün nitrattır. Belirli bir düzeyin üzerindeki nitrat (türden türe değişmekle birlikte ortalama toksidide düzeyi 50 mg) balıklar için kısa ve uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabileceğinden; sudan uzaklaştırmak elzemdir. Nitrata gelene dek genellikle aerobik bakteriler/arkeler bu süreci işlerken, anaerobik bakteriler ise nitratı da tüketip N2’ ye çevirerek gaz formunda sudan uzaklaşmasını sağlarlar. Anaerobik koşullar oluşturmanın da yolları vardır, konuyu çok uzatmamak adına sadece belirtmek istedim. Evet, NO3’ ün bu şekilde çevrimi dışında bitkilerce de tüketilerek seyreltilmesi mümkündür. Özellikle su üstü bitkileri ve çabuk çoğalan bitki türleri de azotlu bileşikleri kullanır. Böylece nitrat azaltılmış olur. Tankta bitkiler yoksa veya kum, dekor vb materyaller de kullanılmıyorsa ne olacak? Bu arada belirtmekte fayda var, bitkili akvaryumlarda da nitratın tamamen tüketilmesi söz konusu olmayabilir. Bir önceki cümleden devamla, diyelim ki nitrat tüketecek unsurlardan yoksun bir tankımız varsa, NO3 bu tankta daha hızlı birikmeye başlayacaktır. Böyle bir ortamdan nitratın uzaklaştırılması tamamen su değişimi ile yapılmaktadır. % 100 bile yapılsa döngüye sorun teşkil etmez. Azot döngüsünden sorumlu organizmalar suda serbest olarak dolaşmaktan çok bulabildikleri her yüzeye tutunurlar. Ayrıca su değişimi sırasında ister yüzeyden ister zeminden su çekilsin farketmez, nitratın derişimi suyun her yerinde aynıdır.
Kabaca toparlayacak olursak, su değişimi sıklığı ve miktarını belirleyen faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz;
1- Tankın hacmine oranla canlı yoğunluğu
2- Tanktaki bitki popülasyonu
3- Yemleme miktarı
4- Kullanılan filtre ve medyası.
Tankın azot yükü tüm bu unsurlardan etkilenmekte ve her tank kendi içerisinde bir denge barındırmaktadır.
Son olarak dip çekimine de değinmek gerekirse, kum veya toprak zeminli bir tankta biriken dışkı ve bitki atıkları zamanla tortulaşarak bu alanlara yerleşen mikroorganizmalar açısından oldukça zengin bir alan haline gelir. Bu yüzeylerde balıkların beslenebileceği, azotlu bileşiklerin işlendiği biyofilmler oluştuğu gibi, bitkilerin, kökleri vasıtasıyla besin çekebileceği gübreler de birikecektir. Üstelik bu alanda bakterilerce üretilen fulvik asitler, canlı topluluğu için onlarca fayda barındırmaktadır. Yazının başında da bahsettiğim gibi dışkılarda amonyağa çevrilip sisteme yük bindirecek kadar protein yok denecek kadar azdır. Pireye kızıp yorgan yakmaktansa dip çekimi yapmamak daha avantajlıdır. Onca faydasına rağmen estetik ve farklı sebeplerle dip çekimi yapılacaksa da kum yüzeyi fazla karıştırılmadan yapılmalı.
Not: En güvenilir yol, NO3 ölçümleri yaparak ihtiyaç halinde su değişimi yapmaktır. Bununla beraber, su değişimleri sadece nitrat için değil sudaki elementleri takviye etmek veya seyreltmek amacıyla da yapılmaktadır.
[EDIT]ArifhbsAquatics,2023-07-01 23:16:57[/EDIT]
Beğenenler: [T]222968,ahm335[/T][T]213398,ternapi[/T][T]239958,Ergün Güler[/T][T]219540,nejalt[/T]
Teşekkür Edenler: [T]222968,ahm335[/T][T]239958,Ergün Güler[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Temmuz 2023 00:50
Her birinize ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Üşenmeden uzun uzun ne güzel cevaplamışsınız.
Arif beye birkaç sorum olacak;
1-) Azot, Nitrat ve Nitrit canlı beslenen akvaryumda hiç olmamalı mı? Yoksa az da olsa bir oranda olmalı mı?
2-) Çeşme suyu (örn. İstanbuldaki), içme suyu (markette satılan), yağmur suyu ve saf suda amonyum, nitrit, nitrat, azot değerleri nedir? Ve bu sulardaki balıklar için yararlı ve zararlı bakterilerin durumu nedir?
3-) Akvaryuma çeşme suyunun eklenmesi tercih edilmesi durumunda nelere dikkat etmeliyiz?
Şimdiden teşekkür ederim.
Arif beye birkaç sorum olacak;
1-) Azot, Nitrat ve Nitrit canlı beslenen akvaryumda hiç olmamalı mı? Yoksa az da olsa bir oranda olmalı mı?
2-) Çeşme suyu (örn. İstanbuldaki), içme suyu (markette satılan), yağmur suyu ve saf suda amonyum, nitrit, nitrat, azot değerleri nedir? Ve bu sulardaki balıklar için yararlı ve zararlı bakterilerin durumu nedir?
3-) Akvaryuma çeşme suyunun eklenmesi tercih edilmesi durumunda nelere dikkat etmeliyiz?
Şimdiden teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Temmuz 2023 03:00
[QUOTE=Ergün Güler]Her birinize ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Üşenmeden uzun uzun ne güzel cevaplamışsınız.
Arif beye birkaç sorum olacak;
1-) Azot, Nitrat ve Nitrit canlı beslenen akvaryumda hiç olmamalı mı? Yoksa az da olsa bir oranda olmalı mı?
2-) Çeşme suyu (örn. İstanbuldaki), içme suyu (markette satılan), yağmur suyu ve saf suda amonyum, nitrit, nitrat, azot değerleri nedir? Ve bu sulardaki balıklar için yararlı ve zararlı bakterilerin durumu nedir?
3-) Akvaryuma çeşme suyunun eklenmesi tercih edilmesi durumunda nelere dikkat etmeliyiz?
Şimdiden teşekkür ederim. [/QUOTE]
1- azotlu bileşikler, yani bileşik oluşturan elementlerin içindeki azot (nitrojen de denir N ile gösterilir) sebebiyle bu adı alır; bu sebeple NH3-NO2-NO3-N2 döngüsüne azot döngüsü denir. Balık varsa, canlı varsa, metabolik atıklar varsa bu bileşikler olmalı; olacaktır da. Döngünün en az toksik etkiye sahip üyesi olan nitrat (NO3) konsantrasyonu 50 mg geçmediği sürece sorun yok.
2- Bahsettiğiniz suların değerleri sular idaresi web sayfasında ve damacana ürünlerin ambalajında belirtilir. Sular içime hazır hale getirilmek için belirli bir dezenfekte işleme tabi tutulur. Bu işlem sonucu ‘zararlı’ bakteriler olabildiğince temizlenir. Faydalı bakteriler de büyük oranda zarar görür ama eser miktarlarda yine bulunabilirler. Oranlarını bilmiyorum; çok önemli de değiller.
3- Klor, kloramin ve ağır metallerden arındırılmış olmalı. 1-2 gün ağzı açık kapta dinlendirmek veya su düzenleyici kullanmak gerek; ikincisini tercih ediyorum.
Arif beye birkaç sorum olacak;
1-) Azot, Nitrat ve Nitrit canlı beslenen akvaryumda hiç olmamalı mı? Yoksa az da olsa bir oranda olmalı mı?
2-) Çeşme suyu (örn. İstanbuldaki), içme suyu (markette satılan), yağmur suyu ve saf suda amonyum, nitrit, nitrat, azot değerleri nedir? Ve bu sulardaki balıklar için yararlı ve zararlı bakterilerin durumu nedir?
3-) Akvaryuma çeşme suyunun eklenmesi tercih edilmesi durumunda nelere dikkat etmeliyiz?
Şimdiden teşekkür ederim. [/QUOTE]
1- azotlu bileşikler, yani bileşik oluşturan elementlerin içindeki azot (nitrojen de denir N ile gösterilir) sebebiyle bu adı alır; bu sebeple NH3-NO2-NO3-N2 döngüsüne azot döngüsü denir. Balık varsa, canlı varsa, metabolik atıklar varsa bu bileşikler olmalı; olacaktır da. Döngünün en az toksik etkiye sahip üyesi olan nitrat (NO3) konsantrasyonu 50 mg geçmediği sürece sorun yok.
2- Bahsettiğiniz suların değerleri sular idaresi web sayfasında ve damacana ürünlerin ambalajında belirtilir. Sular içime hazır hale getirilmek için belirli bir dezenfekte işleme tabi tutulur. Bu işlem sonucu ‘zararlı’ bakteriler olabildiğince temizlenir. Faydalı bakteriler de büyük oranda zarar görür ama eser miktarlarda yine bulunabilirler. Oranlarını bilmiyorum; çok önemli de değiller.
3- Klor, kloramin ve ağır metallerden arındırılmış olmalı. 1-2 gün ağzı açık kapta dinlendirmek veya su düzenleyici kullanmak gerek; ikincisini tercih ediyorum.
Beğenenler: [T]239958,Ergün Güler[/T]
Teşekkür Edenler: [T]239958,Ergün Güler[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir