Teker Teker Amerikan Karma 444 lt (16. sayfa - Yeni Fotoğraflar)
Gönderim Zamanı: 14 Nisan 2011 09:31
Umut bence farklı bir uygulama yapma. Prospektüste ne yazıyor ise o şekilde uygula. İlacın ne gibi yan etkiler doğuracağını bilemeyiz. Ekstra katkı maddesi koyma bence (bemix ampul gibi) İlk defa uygulanacak olan bir ilaç benim bildiğim, bir nevi deneysel bir uygulama olacak ve başarılı olursa yarın HITH hastalığı olan herkese bu ilacı tavsiye edebilecek bir bilgi birikimi olmuş olacak.
Gelişmeleri sabırsızlıkla bekliyorum
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Nisan 2011 10:36
Sağol Görkem aslında haklısın ama ekstra olarak sadece Bemiks ekledim. Onu da neredeyse tüm ilaçlarla bir kullanan oldu ve bir problem olacağını sanmam.
Dün akşam hiç bir müdahalede bulunmadım. Şimdilik ilk tedavi süresini yarısına geldik. Sonrasında tanktaki nitrat artışını engellemek için su değişmi yapmam gerekecek çünkü dış filtre kapalı. Tek iç filtre ve hava taşı çalışıyor. İç filtrenin süngerinde biriken ilacın tanka geri salınması için yarın sabah süngerini çıkarıp tankın bir köşesine bırakacağım. Filtre sadece sirkülasyon yapsın. Su değişimlerini adlığımın 2 katı oranda su ekleyerek arttıracağım ve yarım ölçü ilaç daha ekleyeceğim. İlacın çözelti oranını azalttığım için tedavi süresinin uzamasının yan etki oluşturacağını sanmıyorum.
Şu an 180 lt de 4 ml ilaç mevcut
180 lt - 40 lt + 80 lt taze su + 1 ml ilaç = 220 lt
220 lt - 60 lt + 120 lt taze su + 1 ml ilaç = 300 lt
300 lt - 80 lt + 160 lt taze su + 1 ml ilaç = 380 lt
380 lt - 80 lt + dolasıya kadar taze su + artık ilaç eklemek yok.
Her gün 80 lt su değişimi ile 2 hafta böyle gider.
Gözlemlediğim kadarıyla oldukça güçlü bir ilaç gibi geldi. Balıkların gövdelerinde mukozanın sürtünme, kaçışma ve kapçe izlerinin olduğu yerleri biraz gri renge büründürdü. Sanırım dış parazit için bile etkili bir ilaç olabilir. Deliklerle ilgili gözle görülür bir gelişme yok. Ama işi içten bitirdiğini düşünürsek parazitleri öldürdükten sonra deliklerin kapanması için en az 10 gün gerekli.
Bugünlerde Totem yapalım arkadaşlar bundan sonra 2 gün Geop demek yok :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Nisan 2011 20:59
Totem, totom bilmemde, demeyelim bakalım. Malum canlının yavruları için teşekkürler, inş projeyi gerçekleştirebiliriz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2011 09:00
Merhaba arkadaşlar,
Dün akşam canlıları gözemledim ve sanırım küçük delikler kapanmaya başlamış.
İlk belirti gösteren canlıdaki delikler ve heroinerdeki bir kaç büyük delik hala duruyor.
Kılıçlar ve Silver Dolarlarda bu hastalık belirtisine hiç rastlamadım.
Festivumlar ve Keyhole da ise delik yok ama iç parazit sorunu olduğu belli. Melekte bir küçük delik var, ama hiç ilerlemedi.
Çoğu canlıda nitrat ve strese bağlı hafif kararmalar mevcut. Sonuçta dış filtre kapalı ve aynı ilaçlı suyun içerisinde yüzüp duruyorlar.
Bu arada ilaç suyun rengini hafiften kırmızıya boyuyor. En az 2 lt kadar ılık suda eritip tanka öyle ilave edilmesi daha makul.
Buna dayanarak %20 su değişimi yaptım ve değiştirdiğim suyun 2 katını geri ilave ettim. Su seviyesi çok düşük olduğundan dolayı klor zehirlenmesi olmaması için su ekleme işini tüm geceye yaydım. 1'er saat hava taşı çalıştırdığım sulara birkaç damla su düzenleyici ekledim. Ardından 32 dereceye getirdim ve tanka ekledim. 3 büyük kovada istediğim ölçüye ulaştım. İlacıda ekledikten sonra tankta biraz haraketlenme gördüm. 2 gün daha böyle kalacak, sonrasında her gün su ilaveleri başlayacak.
İlaçlı suyun içerisinden hava taşını almak için elimi soktum çıkardım. Bir süre sonra elimdeki minik yaralarda yanma ve deride kuruluk yapmaya başladı. Açıkçası ilacın etkili olduğunu tahmin etsemde bu kadarını beklemiyordum. İyice konsantre bir formül yapmışlar.
Umarım herşey iyiye doğru gidiyordur. Eğer böyle olursa her güney amerikan tankının ecza dolabında bulunması gereken bir ilaç olduğu görüşü oluşacak.
[QUOTE=Demasonilover] Totem, totom bilmemde, demeyelim bakalım. Malum canlının yavruları için teşekkürler, inş projeyi gerçekleştirebiliriz. [/QUOTE]
Toteme devam Bahri ama diyeyim gözlerinin içine bakıyorum düzelsinler diye. Bence zor olanı atlattık mı sonra yavru projesine gireriz. Zaten erkekte tüpçük belirgin, dişininki ise %25 belli oluyor. 40x40x25(h) şu an kedibalıklarına ayrılmış durumda olsa da tedavi bitimiyle beraber, malum minikleri bekliyor olacak.
Tedavi sürecinin bitimi ile beraber gelen sık su değişimlerinin ardından çoşacaklarına eminim. Havalarda bir iyi bir kötü gidiyor. Şofpenden su basmaktan göçtüm. Köşede gördüğüm 4mm pencere camlarını alıp dolabın diğer gözüne 40x40x30 su dinlendirme tankı yapacağım. En azından %10 su değişimi için imkan sağlar. 3 saat bile dinlense klorun çoğu gider.
-
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2011 10:08
Ayrı bir tank yaptırmaktansa, küçük bir hava motoru ile 10/20 litrelik bir bidondaki suyu (10 dk kadar) havalandırmak daha pratik olur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2011 13:25
[QUOTE=barbarossa]Ayrı bir tank yaptırmaktansa, küçük bir hava motoru ile 10/20 litrelik bir bidondaki suyu (10 dk kadar) havalandırmak daha pratik olur. [/QUOTE]
Bu arada benim için heyacan uyandıran bir haber daha geldi.
Shadow designer 2011-04-15 14:02:47
Teşekkürler Serkan şimdilik mecburiyetten öyle yapıyorum (Hatta hastalıktan önce direk çeşmeden basıyordum). Ama bu yöntem daha çok 100 lt'ye kadar olan tanklar için geçerli. 400 lt bir tankta %20 su değişimi dediğimiz zaman 80 lt su gerekiyor. 19 lt damacanada yapmaya kalksak ortalam 4 tane gerekiyor (76lt). Öncelikle 4 damacana çok yer kaplar, her birini ayrı ayrı ısıtmak ve havalandırmak gerekbilir. Ayrıca Plastikte su bekletmektense camda bekletmek çok daha sağlıklıdır. Ek olarak ta ara sıra 1 hafta kadar karantina tankı olarak kullanılabilir.
Benin yöntemde ise örneğin 1 gece önceden koyduğunuz suyu havalandırıp, ısıtırsınız ve 80 lt su çektiğiniz tanka 40 lt eklersiniz. Hemen tankı doldurup 3-4 saat daha havalandırıp ısınmasını beklersiniz. Bu taze suyu da tanka ekleyerek tamamlamış olursunuz. Ayrıca dinlendirme tankını bir sonraki su değişmine kadar dolu tutabilirisiniz. Her an elinizin altında temiz, dinlenmiş, havalandırılmış bir su olur. Birde bu suya 1 bardak kadar akvaryum suyu ekleyip dinlendirmeye alırsanız döngüsü oluşmaya başlayan su elde etmiş olurusunuz.
Bu arada benim için heyacan uyandıran bir haber daha geldi.
Görkem arkadaşımın dün akşam İstanbulda bir akvaryumcuda Blue Acara olduğunu söyledi ve hemen çektiği fotoğrafları bana gönderdi. Ama ben Green Terör mü Blue Acar mı net olarak emin değilim bir de siz bakın istedim.
Eğer Blue Acara çıkarsa en az 3 tane alacağım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Nisan 2011 15:54
Umut balıklar blue acara.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 18 Nisan 2011 17:08
Evet abi Görkemin çektiği bu fotoğrafların ardından, Rüyada Ümit arkadaşımızın eklediği fotoğraflardan sonra da emin olduk. Kuyruk halkası sarı olan ve anüsünde bir problem olan hariç kalan 3 tanesini alacağım. İçlerinden benim için erkek çıkması önemli olacak. Diğer 2 tanesi için sağlıklı bakabilecek birilerini arar, bulurum.
Sadece bunlar mı abi daha gelenler var. Muğla'dan Bahri arkadaşım Erkek ramirezi ve Blue Diamond Discus gönderecek.
Bir yerden Heros Notatus haberi aldım, gidip görmeden ve emin olmadan telaşa kapılmayacağım.
Tanktan çıkarılacaklar da var tabi ki, Green Severum bahriye gidecek, Cüce vatozlar ve Coryler azaltıldı, Silver Dolarlar konusunda biraz vakit var ama çıkarabilirim. Keyhole ile aralarındaki husumet bitmezse Rainbow da yolcu olabilir. Ama bunları farklı tanklarda elimde tutmaya çalışacağım.
Tanktaki hastalıktan tam anlamıyla kurtulamadığım için yeni ve güzel planlar yapabileceğim bu dönemde yeteri kadar konsantre olamıyorum. Kararlarla dolu bir süre beni bekliyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Mayıs 2011 09:40
Tekrar Merhaba dostlarım,
Tankımda en son yaşanan Kafa deliği hastalığı sebebi ile bir süredir tankta tedavi uygulamaları yaptım. Sonuç olarak tek bir noktaya varabilmiş değilim. Deliklerin yerleşik olarak bulunduğu çoğu canlıda gerileme yada ilerleme göstermedi. Sadece hastalığın ilk belirdiği G.Altifrons'ta oldukça ilerlemiş durumda. Ne Flagyl nede Sera Flagellol bu canlıya pek te çare bulamadılar. Kesin tedavi yolu olarak şudur diyebileceğimiz konuma ulaşamadık.
Bu durum itibarı ile tankıma canlı ekleme gibi tüm planlarımı iptal etmek zorunda kaldım. Tüm kedi balıklarını önce karantinaya, bir problem olmadığını görünce de, Papağan tankıma aktardım. Elbette oradaki yer darlığından dolayı da Corydorasları ve tek erkek cüce vatozu elden çıkarıyorum. Elimde sadece 2 Çift Cüce vatoz bırakacağım. Ana tanktaki ilaç birikiminin uzaklaştırılması için yaklaşık 2 haftadır 1-2 günde bir %20-35 arası su değişimleri uyguluyorum. Bugün artık Cüce Vatozları da ana tanka alacağım.
Tankın tüm düzenini bozarak dış filtreyi pasif konuma almıştım. Bu sırada tankın sol yan camına 3 tane iç filtre bağladım ve bir hava taşı daha ekleyerek tanktaki oksijen ve sirkülasyonu arttırdım. Bitkiler bu durumdan pek te iyi etkilenmedi ama mecburen bir süreliğine böyle kalacaklar. Tankta yaptığım bazı değişimleri ve canlıları bu süreler içerisinde ara sıra fotoğrafladım. Belki bu canlıları bir sonraki aylarda görememe durumunuz olabilir diyerekten sizlerle paylaşmak istedim.
Hepinize iyi seyirler.
________________
1-) Tanktan çıkarıp iyice kurumaya bıraktığım dallar ve mangrowlar var.
2-) Yeni kuruluma kadar otorup kabuklarını soymayı planladığım şekilli bir asma dalı.
3-) Balkonumda yarı sucul ortama adapte ettiğim Japon şemsiyesi var, tabandan yeni sürgünler veriyor.
4-) Tanktan çıkardığım ve bir daha koyup koymayacağıma karar vermediğim kayalarım var.
5-) Bitki kökleri için tanka ilk koyduğum sırada kuma karıştırmadığım zeolit-lav kırığı karışımı.
6-7-) Burada şu an dağıttığım Pistia bahçem mevcut. Boyutları açısıdan fikir veriyordur.
8-) Burada Dev sazlarımın üremesinin gayet iyi gittiğini görüyoruz. Ancak şimdilerde can çekişiyorlar.
9-10-) Burada minik festivumlarımın yavaş ve sakin gelişimlerini yansıtmak istedim. Ama sanırım "mm" ile ölçersem ancak farkedeceğim :)
11-) Melek nasılda pusmuş görünüyor. Kendisi tam bir çakaldır, yemleme yapacağımı telepati yoluyla anlayabiliyor sanırım.
12-) Keyhole kamuflaja bürünmüş, çok yanınlarında Geoplar kurlaşma içerisindeler ve ancak böyle durunca kovalanmıyor.
13-) Green Severum, malesef bu haylazı net çekebilmek mümkün değil. Hızlı büyümesini yavaşlatarak mertebesini daha fazla yükseltemedi.
14-) Rotkeil, o kırmızı bandını istediği şekle sokabiliyor. Fotoğraf makinesinden çekim alanına giden kırmızı ışığı farkettiği anda renklerini böyle açık yapıyor. Bir gün gizlice çekeceğim.
15-) Red Severum, arkadaş biraz efe olduğundan ve renkleri canlı geldiğinden net bir fotosunu yakalamak zor oluyor. Biraz denk geldi bastyım deklanşöre.
16- (+) Bundan sonraki fotoğraflar Geophagus Altifrons ağırlıklı olacak, fakat çekim kalitesi için kusura bakmayın bazı renkleri ancak bu modlardayken yakalayabiliyorum. Fakat o zamanda net olmuyor. Gündüz ve gece çekimleri karışık olarak mevcuttur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Mayıs 2011 15:52
Tebrik ederim Umut abi akvaryumun dekoru balıklar falan çok hoş ama suyun sarılığı çok boğuyor bana göre :) . İyi forumlar..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Mayıs 2011 00:27
Ben kötüleşen balık dışında canlı kaybı yaşayacağını sanmıyorum Umut. Şöyleki senin balıklar ölecek olsaydı ilk hastalığın görülmesinden bu yana(sanırım 1 ayı geçti) balıklar çoktan nalları dikerdi bence. Zaten sera delikler kapanır yada açık kalır gibi bir açıklama yapmamış. Bence hastalığın ilerliyor olmaması senin balıkların bir tanesinin haricinde tamamının kurtulduğunu gösterir.
Yerinde olsam hastalığın artarak devam ettiği altifronsu karantina tankına alıp, elimde kalan ilacı uygular, onu düzeltemesem dahi en azından diğerlerinin tekrar hastalığa yakalanma ihtimalini ortadan kaldırırdım.
Yerinde olsam hastalığın artarak devam ettiği altifronsu karantina tankına alıp, elimde kalan ilacı uygular, onu düzeltemesem dahi en azından diğerlerinin tekrar hastalığa yakalanma ihtimalini ortadan kaldırırdım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Mayıs 2011 09:16
[QUOTE=Ali ILCEL]Tebrik ederim Umut abi akvaryumun dekoru balıklar falan çok hoş ama suyun sarılığı çok boğuyor bana göre :) . İyi forumlar..[/QUOTE]
Aslında ben o sarılığa bayılıyorum. Gerçi şu an tüm mangrowları balkonda kurutmaya aldığımdan dolayı, sudaki sarılıktan eser kalmadı. Ama o sarılık tüm amerikancıların sevdiği bir görüntüdür. Su çok net ve berrak, görüntü kaybı yaşatmıyor. Bir de sanırım yoğun bir sarılık fark etmenin sebebi fotoğraflarda yüksek ISO kullanımından, kum renginin sarımtrak olması, arka fonda hep kahverengi kütükler görünmesi, aydınlatmanın Daylight-Grolüx-Kasap floresanlar ile yapılması ve canlıların vücutlarının bazı bölgelerinin renginin turuncu kırmızı tonlarında olması gibi, bir çok faktör olabilir.
[QUOTE=Demasonilover] Ben kötüleşen balık dışında canlı kaybı yaşayacağını sanmıyorum Umut. Şöyleki senin balıklar ölecek olsaydı ilk hastalığın görülmesinden bu yana(sanırım 1 ayı geçti) balıklar çoktan nalları dikerdi bence. Zaten sera delikler kapanır yada açık kalır gibi bir açıklama yapmamış. Bence hastalığın ilerliyor olmaması senin balıkların bir tanesinin haricinde tamamının kurtulduğunu gösterir.
Yerinde olsam hastalığın artarak devam ettiği altifronsu karantina tankına alıp, elimde kalan ilacı uygular, onu düzeltemesem dahi en azından diğerlerinin tekrar hastalığa yakalanma ihtimalini ortadan kaldırırdım. [/QUOTE]
Yerinde olsam hastalığın artarak devam ettiği altifronsu karantina tankına alıp, elimde kalan ilacı uygular, onu düzeltemesem dahi en azından diğerlerinin tekrar hastalığa yakalanma ihtimalini ortadan kaldırırdım. [/QUOTE]
Teşekkürler Bahri,
Aslında tamda dediğin gibi düşündüğümden dolayı bende o sürenin büyük bölümünde o canlıyı karantina tankında tuttum. Hala daha orada fakat malesef 1 doz daha ilacım kaldığı için onun için dua etmekten başka çarem kalmadı gibi geliyor. 40x40x25(h) Karantina tankında tek pipo filtre, tek mangrow ve 1 avuç kum ile tek başına takılıyor. Eğer o da kurtulursa Sera'nın ilacı hakikatten kesin çözüm diyebilirim. Diğerlerinde erken müdahale şansım olduğu halde eğer onlardan da kaybettiklerim olursa malesef ilaç hakkındaki başlığa bu süreci aynen yzaıp sonrasında "ben başarılı olmadım" yazacağım. Zaten bu erkeğe çok ihtiyacım var, çünkü fotoğraflardaki çift gibi görünenlerin 2'sinin de dişi olma ihtimalleri var.
Gerçi öyle görünüyor ki sanırım eczanede satılan flagyl tablet harici bu hastalıkla başa çıkma girişiminde başka yol yok gibi görünüyor.
Diğerlerindeki deliklerin kapanma durumu çok geç bile olsa yeterki ölümcül bir hastalığa çevirmeden çözülürse çok sevineceğim. Çünkü sonuçta o parazit bögeden uzaklaşsa bile bir çok dış parazit için açık bir yara bulunmaz fırsat olur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Mayıs 2011 00:45
Aga delikler nasıldır, neye benzer, hangi büyüklüktedir çok merak ediyorum açıkçası. Müğmkünse bir kaç net fotoğrafını koyar mısın yada yoksada sana zahmet çeksen ve hastalığa karşı bir nebzede olsa daha uyanık olsak ?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir