Türkiye’de doğal ortamda üretilemez mi?
Chiclid balıkları dünyanın birçok bölgesinde tabiatta üreyebiliyor. Türkiye'nin hiçbir bölgesi bu balıklar için uygun değilmidir? Bu balıkların soğuk iklime dayanıklı olanları hangileridir? İklimi uygun göllermize aşılama yapılabilir mi? Bilgisi olan var mı?
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Oradaki balıkların burada yaşayamaması da gayet doğal.Durup dururken neden ekolojik dengeye müdahale etmek istediğinizi anlayamadım doğrusu.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Müdahaledir ancak alınıp üretilen balıkları koymak değildir. Eminim Malawi dışında Malawi'den daha çok cichlid vardır. Olası bir soy tükenme durumunda oranın garantörleriyiz.
Fakan cichlidleri göle koyduğunuzda göldeki yerel türleri de yok etmeniz muhtemeldir.
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Binyıllar sonra oluşan bu gölleri yapay bir göl yaparak yaşatamayız?
Ufak bir akvaryum'da su değerlerini ayarlamakta zorlanıyoruz tonlarca suyu nasıl dengelemeyi düşünüyorsunuz ? Isı şartları benzerdir fakat mutlaka farklar olacaktır.
Doğayı tekrar yaratamayız,taklit etmeye çalışırız.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yozgat'ta baraja bırakılan süs balıklarıyla sazanlar melez bir tür ortaya çıkardı.
Yozgat’ta baraj havzasına bırakılan süs balıkları alabalık ve sazanlarla çiftleşince ortaya yepyeni ancak ’yenmeyen’ bir tür çıktı
Yozgat’taki Gelingüllü Sulama Barajı’nda avlanarak geçimini sağlayan balıkçılar bir süreden bu yana büyük sıkıntı yaşıyor. Bunun nedeni, göldeki balık türünün değişmiş olması. Daha önce sazan ve alabalık avlayan balıkçıların ağına şimdi süs balığı renginde ancak gövdesi büyük balıklar takılıyor. Herşeyin amatör bir balıkçının bir kaç yıl önce göle bir kova akvaryum balığı dökmesiyle başladığını söyleyen balıkçılar, “Böyle giderse burada avlanma imkanı kalmayacak” diyor.
Barajda 10 yıldır avlanan İsrafil Karaca, bu balıkların baskın tür haline geldiğini, sazan ve alabalık gibi türleri gittikçe tehdit ettiğini söylüyor. Ağlarına sazan ve alabalıktan çok bu balıkların takıldığını anlatan Karaca şöyle yakınıyor: “Ağırlıkları 500 grama yaklaşan bu balıkların eti yenmiyor. Bir çok balıkçı artık balık çıkmadığı için bu işi bıraktı. İlk yıllarda 25-30 tekne ile balıkçılık yapılırken, bugün bu sayı 5-6 tekneye düştü. Bu türe karşı nasıl bir önlem alacağımızı bilemiyoruz.”
İşte bilinçsizce doğaya balık salmanın sonucu daha fazla söze gerek yok herhalde..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bazı küçük göllere yerel ve resmi idare tarafından alabalık, aynalı sazan gibi balıkların bırakıldıklarını biliyorum. Ve bunlar bir sene içinde çoğalmaya başlıyorlar. Tabi bu işlem bilinçli şekilde yapılıyor. Ama yukarıdaki olay gerçekten çok üzücü.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir