Blue Zaire Mobaları ürettik

 

Hemen hemen her frontosa hobicisinin canını sıkan " balıklar çok hareketsiz " yada " balıklar hep saklanıyor, taş kaya seyrediyorum" olayını ben hiç yaşamadım çünkü akvaryumumun nerdeyse dörtbir tarafı seyre açık ve yine nerdeyse herdaim ziyaretçisi mevcut. Geceleri hariç hiç yanlız kalmıyorlar, dolayıslada insana, etrafa, cam dışı hadiselere karşı hiç ama hiç tepkili değiller..

 

Aydınlatma; mavi/beyaz T5  54W*2 standart bir armetür ile sağlanmaktadır, yani öyle özel düşünülmüş tasarlanmış enteresan bir ekipman kullanmadım.

 

Saygılarımla..

 

teşekkürler

Adaşım Murat bey'in merak ettiği nokta sanırım daha önce yazılmıştı fakat hatırlatma babında tekrar bahsetmekte fayda var. Frontosa türleri olsun veyahut başka bir "wild" balık olsun, artık hepimizin aşina olduğu bazı adaptasyon prosedürleri vardır. Bunlar genel olarak biraz ılıştırma biraz alıştırmadır ve işe yaradığıda bir gerçektir. Bende bu balıklar için bu adaptasyonu biraz daha etraflı tutup, sık eleyip ince dokudum. Hatta bu konu için benden çok daha deneyimli olan Airfish-cichlids'in sahibi olan Thomas Möerschel'e danışdım, yardım aldım. Balıklar 9 erkek, 18 dişi olarak sağ salim elime geçti, basit birkaç işlemden sonra geçici tanklarına alındı. Bunlar birbirlerine bileşik çalışan, ortak trickle tankını paylaşan ikili bir set sistemdi. Tanklardan birine erkekleri diğerine dişileri yerleştirdim ve nerdeyse 2 ay hiç müdahalem olmadı. Hiçbir sıkıntı kalmadığına kanaat getirdikten sonra en çok beğendiğim domin erkek ile en pasif erkeği dişi tankına dahil ettim ki dişilerde tüp çıkarma tabir ettiğimiz üreme alametleri başlamıştı.

İlk üremeler bu 160*60*65h'lık tanklarda gerçekleşti, fakat ilerleyen zamanda kendim için ayırdığım balıklar halen aynı akvaryumda iki yıldır yaşamakta ve üremektedirler.

Saygılarımla.

 

Saygılar...

 

 

 

 

Yusuf bey bilindiği üzere ağzı dolu dişiler belli başlı nedenlerden dolayı yumurtalarını atar yada yutarlar; mesela su kaliteniz kötüdür yada yeterince iyi değildir dolayısıyla yumurtalarda bozulma olmuştur, veyahut erkek balığınız yeterince performans göstermemiştirde yumurtalar döllenmemiştir, yumurtalar 4 günlük evreye ulaşmamıştır, ki bu süre nerdeyse yumurtaların hareketlenmeye başladığı ana kadar geçen süredir, anne bu aksiliği sezip doğası gereği hareket etmiş olabilir. Üçüncü bir seçenek ise tankınız yeterince büyük değildir, dekorunuz dişilerin barınacağı şekilde dizayn edilmemiştir, erkek aşırı agresiftir ve ağzı dolu dişiyi hırpalayarak yumurtaların zayina sebep olmuştur fakat sorun bu olsaydı sanırım sizde fark ederdiniz. Son olarak dişiniz annelik iç güdüleri zayıftır; aç gezip anne olacağına, tok gezip mutlu olmayı yeğliyor olabilir. Tüm bu fikirlerim olası aksiliklerdir, bence bunlara yoğunlaşmadan önce, nerdeyse ağızda kuluçka yapan her cichlid türünün dişilerinde sıkça görülen  "ilk bir iki batım yumurtanın %99"  ziyan olacağı fikrine saygı duyup sabır, göstermektir.

Beslenme sıklıkları ve muhteviyatları hakkındaki fikirlerimi bu başlığın önceki sayfalarında yazmıştım, başlığın verimliliğinin akıcılığını bozmamak adına müsadenizle yinelemeyi gerekli

görmüyorum. Değişen hiçbirşey yok ne yazdıysam aynen uyguluyorum. Yegane tavsiyen hep sabırlı hep özenli bakımdır.

 

Mert arkadaşım; kullanmayı düşündüğün tuğla, biriket, mahya, kiremit  v.b. topraktan imal edilerek pişirilmek suretiyle hazırlanmış ürünlerin kullanımında hiçbir sakınca görmüyorum, ama kesinlikle katılmıyorum. Zira her cichlid türünün ırkına mahsus yuva edinip, üreme seromonilerinin olduğunu fakat üreme için herhangi bir mahremiyet ihtiyacı içinde olduğuna inanmıyorum. Gözlem ve tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki  frontosalar daha doğrusu wild mobalar üremek için taştan tuğladan yuvalar tercih etmiyorlar dahası iki tonluk akvaryumlarının içinde 400kiloluk kayaların oluşturduğu birkaç mağaracığı kullanmaktansa zeminde kumun göbeğinde sanatlarını icra ediyorlar.

Kaldı ki görsel olarakta hiç ama hiç hoş bir görüntü değildir, akvaryum içindeki tuğlalar. Affınıza sığınarak yazıyorum ben bu olayı inşaat molozuyla deniz doldurup sahil oluşturmaya benzetiyorum.

 

Kendimde boş vakit buldukca derz dekor işleriyle uğraştığım için biliyorum, Bülent arkadaşın tavsiye ettiği sıvama faydalı ve şık bir detay olsada ben yine bunu tuğla vs üzerinde uygulayıp kötüyü makyajlamaktansa, baştan yeni bir şeyler tasarlamanın taraftarıyım.

 

Saygılarımla...