Farklı göl balıkları neden bir arada bakı


RadinantÇevrim Dışı

Kayıt: 30/05/2008
İl: Kocaeli
Mesaj: 3812
RadinantÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2008 08:43

Merhabalar ;

Bu makalede siz değerli akvaristlere , cichlidlerini beslediğimiz göl ve nehirlerden , bu göl ve nehirlerde yaşayan cichlidlerden , birbirleri ile farklarından , beslenmelerinden, davranışlarından ve su kimyalarından bahsedeceğim.

Şimdi ; hepimiz biliyoruz ki beslediğimiz cichlidlerin ana vatanları Tanganyika , Malawi , Victoria , Amazon nehri gibi farklı farklı göl ve nehirlerdir.Tabiki dolayısı ile buda demek oluyor ki farklı doğal ortam , farklı davranışlar , farklı su kimyaları vs.

Önce coğrafi konumu yada genel bilgilerine değinmeden hemen kısa kısa bazı önemli göl ve nehirlerden bahsedelim.

GÖLLER VE NEHİRLER

Malawi Gölü:

Malawi gölü kayalıklardan , kumluk alanlardan ve açık su alanlarından oluşmaktadır.

Su Kimyası:

- pH: 7.5-8.6
- GH 9-18
- KH 9-12

Tanganyika Gölü:

Tanganyika gölü kayalık ve yarı kayalık yarı kumluk alanlardan oluşur.Su özelliği bakımından oldukça sert (Alkali)'tir.

Su Kimyası:

- pH: 8.5 - 9.4
- GH: 7 - 11
- KH: 12 - 18

Victoria Gölü:

Kayalık , yarı kayalık kumluk ve bitkili bir göldür.

Su Kimyası:

- pH: 7.2 - 8.6
- GH: 12 - 15
- KH: 3 - 8

Amazon nehri:

-pH: 5.0 - 7.3
-GH: 3 - 7
-KH: 2 - 4

FARKLI GÖL VE NEHİRLERDEKİ CİCHLİDLERİN YAŞAM ALANLARI

Yukarıda tanıtmış olduğum göl ve nehirlerin özelliklerinin farklı olduğu gibi balıklarıda farklıdır.Birisi kayalıklardan hoşlanır diğeri kumları karıştırmaktan.Ötekisi sazların aralarında gezerken bir diğeri açık sularda dolaşır.Açık sularda yüzen balıklar için geniş yüzme alanları gerekir.Kayalarla dolu bir akvaryumda geniş yüzme alanı olmayınca balık strese girer ve sağlığı bozulur.Aynı durum discus içinde geçerlidir.Hatta discuslada sınırlı kalmayıp birbirlerinden farklı olan tür balıklar içinde geçerlidir.Kayalarla dolu bir akvaryum discuslar için bir facia olup kısa sürede strese sokacaktır.Mbuna'lar kayalıklarda yaşayan türler olduğu için ay durum bu kez onlar için geçerlidir.Gününü kayaların aralarında geçiren , beslenmesini , üremesini vs. kayaların aralarında yapan mbuna'lar bitkili discus akvaryumuna koyulsa kesinlikle mutlu olamazlar ve yine strese girip hastalıklara davetiye çıkarırlar.

Şimdi yukarıdaki tanıttığım sulakların her birinden bir canlıyı akvaryuma koyduğumuzu varsayalım.

Malawi'den demasoni kayalık alanları sever  , sert sularda yaşar ve otçuldur.
Tanganyika'dan leptosoma açık sulardan hoşlanır , çok sert sularda yaşar ve etçildir.
Victoria'dan sarı karın albert sazlı sığ çamurlu sularda gezer , sert sulardan hoşlanır ve hem etçil hem otçuldur.
Amazondan discus bitkilerin arasında gezer , yumuşak sulardan hoşlanır ve etçildir.

Gördüğünüz üzere birbirlerinden çok farklı türler.Akvaryumunda kayalık alan oluşturulsa diğer discus , sarı karın albert ve leptosoma rahatsız  mutsuz olacaktır.Açık sular oluşturulsa bu kez yine discus ve sarı karın albert  ile kayalıklarda yaşayan demasoniler mutsuz olur.Bitkili ortam oluşturulsa demasoniler otçul beslenen balıklar olduğu için kısa sürede bitkileri yiyeceklerdir.Ki leptosomalar açık derin sularda gezmeyi severler.Bitkiler önlerini keserek rahatsız edeceklerdir.Sığ çamurlu sular oluşturulsa bu kezde kayalıklarda yaşayan demasoniler , narin bir tür olan discuslar ve açık sularda yaşayan leptosoma rahatsız olacaktır.
Kısacası farklı göl ve nehirlerin balıkları yaşam alanlarının farklılıkları açısından bir arada beslenmemelidir.Beslemek için ayrı ayrı ortam , ayrı ayrı ortam içinse ayrı ayrı akvaryumlar gerekmektedir.

Örnek Yaşam Alanları:

Kayalık alanlarlar

Bitkili alanlar

Sığ çamurlu sular

Sahil kesimleri


Açık yüzme alanları

FARKLI GÖL VE NEHİRLERDEKİ CİCHLİDLERİN BESLENMELERİ

Malawi'den imparatorlar yalnızca etçil beslenirken , tanganyikadan tropheuslar yalnızca otçul beslenirler.Etçil beslenen balık otçul beslenirse sağlıksız olur , gelişimini sağlayamaz.Otçul beslenen balık etçil beslenirse bu kez bloat hastalığına davetiye çıkarılır , renklerde matlaşma görülür , iç parazit riski artar.Amazondan discus ve tanganyikadan frontoza etçil beslenen balıklardır fakat hem yaşam alanı olarak su kimyası olarak çok farklı türlerdir.
Sarı karın albert ile demasoni aynı suda yaşayabiliyor ama demasoni yalnızca bitkisel beslenirken , sarı karın albert hem bitkisel hemde proteinsel beslenmektedir.Yemleme yaptığımızda demasonilerde protein içeren yemlerden yiyecekler ve bloat olacaklardır.Kısacası farklı göl ve nehirlerin balıkları beslenmeleri açısından bir arada beslenmemelidirler.Tropheus ile demasoniler otçul beslenirler fakat bu iki türün arasındada su kimyası söz konusudur.Malawi'den sarıprenses hem etçil hem otçuldur , victoria'danda sarı karın albert hem etçi hem otçuldur fakat birisi bol kayalık alanlarda yaşarken diğeri sığ çamurlu sularda yaşar.

FARKLI GÖL VE NEHİRLERDEKİ CİCHLİDLERİN DAVRANIŞLARI

Yaşam alanı ve beslenmesinde bir sorun olmayan farklı göl ve nehirlerin cichlidlerinin önüne bu kez hal ve hareketleri sorun olarak çıkacaktır.
Malawi'den sarıprensesler çok seri iken , tanganyikadan calvuslar aksine ciddi şekilde uyuşuk balıklardır.Amazondan Discus ve tanganyika'dan frontoza ağır balıklardır fakat yine su kimyası ön plana çıkar.Gene discus ile malawi'den yunus kıyaslanacak olursa ; discuslar ağır hareket ettiklerinden dolayı yanlarında sürekli ve hızlı bir şekilde hreket eden yunuslardan çok fazla etkilenirler.Yine aynı şekilde Frontosalar akvaryumda ağır bir şekilde süzülürlerken , çok seri olan sarıprenseslerden etkilenirler.Yem atıldığında sarıprensesler frontosalardan önce yeme saldırıp onlardan önce yemi yerler.Aynı sorun discus içinde geçerlidir.Calvus ile discus her ikiside ağır hareket eden balıklardır ama buz kez su kimyası yine kendini ön plana çıkarır.Calvuslar çok sert sularda yaşarken discuslar yumuşak sularda yaşarlar.

Agresiflik konusuna gelince ise ; cichlidletin kimisi kendi türlerine karşı agresifken diğeri barışçıl olabiliyor.Kimisi üreme zamanı agresifleşiyor diğeri orta derecede agresif oluyor.
Malawi'den elongatus aşırı agresif olurken , amazondan agassizi barışçıl oluyor.Yine malaw'den iceman barışçıl olurken bu kez Orta Amerika'dan midas agresifleşiyor.
Kısacası farklı göl ve nehirlerin balıkları davranışları açısından bir arada beslenmemelidirler.

FARKLI GÖL VE NEHİRLERDEKİ CİCHLİDLERİN YAŞADIKLARI SUYUN KİMYASI

Göllerin ve nehirlerin  su kimyaları hepsi birbirinden farklıdır.Bu göl ve nehirlerin balıklarını bir arada beslemeyi düşünsek ; Ph uysa balığın yaşadığı ortam uymuyor.Yaşadığı ortam uysa PH uymuyor.Her ikiside uysa yiyeceği besinler farklı.Yani her ne olursa olsun birbirinden çok farklılar.İçlerinde bulundurdukları balıklar , içinde bulundukları ph'ta hayatlarını sürdürürler.Olması gerekenden düşük ph'ta olumsuz etkilendikleri gibi , yine olması gerekenden sert ph'ta yine sağlıkları olumsuz etkilenir.

Bu bahsettiğimiz PH , KH , GH gibi suyun özellikleri birçok akvarist tarafından  ya bilinmez , yada bilinsede öenmsenmez.Fakat su kimyası çok önemli ve bilinmesi gereken bir konudur.Balıklarımız için çeşit çeşit yem , gerekenden çok daha fazla hacim olsa fakat besleyeceğimiz balığımızın yaşayacağı suyun kimyasını bilmezsek her ne olursa olsun balığımız sağlıksız olup sonunda ölecektir.
Bu yüzden ; balık besleyeceksek su kimyası hakkında çok azda olsa fikir sahibi olmalıyız.En azından PH'ı bilsek dahi biraz işimize yarayabilir.

Diğer hususlar bir kenara bırakılsa  , demasoniler sert sulardan hoşlanır ama discuslar yumuşak sularda yaşayabilirler.Yumuşak su olsa bu kez bir tanganyika cichlidi olan leptosoma çok sert sularda yaşayabiliyor.Sarı karın albert demasoni gibi sert sularda yaşasa bile bu kezde beslenme çıkar engel olarak.Amazondan kakadu , agassizi gibi türler su kimyasına karşı hassas olduklarından diğer türlerin yaşadığı sularda yaşayamaz ölürler.Asidik suların balıkları alkali sularda , alkali suların balıkları asidik sularda beslenemez.Tropheuslar 8.5 - 9.0 arası Ph'ta yaşarken , discusların yaşadığı asidik suya konuduğunda sağlıkları bozulup ölümle sonlanan bir yaşantıları olur.
Kısacası farklı göl ve nehirlerdeki balıkların yaşadıkları suyun kimyası açısından bir arada beslenmemelidir.

DİĞER BİLGİLER

Bir akvaryumda aynı anda birden çok ortamı oluşturulmaz.Su ya serttir ya yumuşak , İçindeki balıklar ya etçildir ya otçul , ya kayalıktır ya bitkili.Etçil ve hem etçil hem otçul türleri bir arada beslemek bile bir yerde yanlıştır.Çünkü otçul beslenen balığın yanında hem etçil hem otçul beslenen balık varsa arada bir etçilde beslemek gerektiğinden bu sefer otçul beslenen balıkta protein içeren yemlerden yiyecektir.Yada tam tersi ; etçil beslenen balığın yanında hem etçil hem otçul beslenen balık beslendiğinde , arada bir bitkisel yemler verildiğinde etçil beslenen balıkta bitkilsel beslenecektir.

Hobicilerin büyük kısmının gözünden kaçan bir durum var ki oda farklı göl ve nehirlerin balıklarının bir arada beslendiğinde olup bitenlerin gözden kaçması.Birçok hobiciye farklı göl ve nehirlerin balıklarının bir arada beslenilmemesi söylendiğinde "X arkadaşım besliyor ve bir sürü yavru alıyor" diyor.Kolay üreyen balıktan yavru alır fakat ya o yavru diğer balıklara yem olur , yem olmazsa içinde bulunduğu su uygun olmadığından yavru büyüyüp gelişemez.Gelişsede üreme cağına geç ulaşır , ulaşsada diğer türler ve yine su kimyası yüzünden üreyemez , üresede her sürekli bir stres altında , baskı altında olacaktır.
Kimi akvaryumcular şov amaçlı birbirleri ile uyumsuz türleri bir akvaryuma koyarak çevrenin ilgisini çekmeye çalışır ve ilgisini çeken bir müşteri aynı olayı evinde devam ettirmeye kalkar.İlerleyen zamanda ya balıklar hastalığa yakalanır , ya üremezler yada ölümler başlar.Bu tip olaylar akvaryumculardda oluyor fakat işin amacı ticaret olduğundan sorun olmuyor.Nede olsa balık üremesede bir başkasına satılacaktır.Yada balığın stresli olması ticaret yüzünden pek önemsenmemektedir.Nede olsa bir müşterisi çıkar ve balığı alıp gider.Dükkanlarda ölen balığı bizler bilemeyiz o ortamın içinde olmadığımız sürece.Balık öldüğü ile kalır , yerine başka balık gelir.

Hiçbir zaman birbirinden farklı uyumsuz türleri bir arada beslemeyi önermiyorum.Bu işe başlarken balıklar için gerekli uygun ortamı sağlayıp , tüm sorumluluklarını üzerimize almayı baştan kabul ettik.Bu ve bunlar gibi canlıları yaşatırken yalnızca nefes alıp vermelerini değil , mutlu huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamalarını sağlamalıyız.

Makaleyi yazan: Furkan CAN

halongan2008-11-20 12:37:02

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

SuskunvesuskunÇevrim Dışı

Kayıt: 21/04/2008
İl: Kocaeli
Mesaj: 363
SuskunvesuskunÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2008 08:49
Furkan kardeşim çok güzel bir çalışma olmuş eline emeğine sağlık.Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ŞAFAKÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 24/12/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 234
ŞAFAKÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 19 Kasım 2008 03:20

Teşekkürler paylaşım için saol .....


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ÖzkoçakÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/09/2006
İl: Ankara
Mesaj: 4506
ÖzkoçakÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Kasım 2008 21:20
Furkan, eline sağlık.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

yenerginÇevrim Dışı

Kayıt: 01/05/2009
İl: Izmir
Mesaj: 2
yenerginÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Haziran 2009 15:34

teşekkürler


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ErcanUçarÇevrim Dışı

Kayıt: 24/10/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 1087
ErcanUçarÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Haziran 2009 15:35
Furkan paylaşım için teşekkürler.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sssnakeÇevrim Dışı

Kayıt: 21/09/2007
İl: Izmir
Mesaj: 1263
sssnakeÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Haziran 2009 15:44
Çok teşekkürler. Ama biliyorumku biz ne kadar yazsak çizsekde insanlar yine bildiğini okuyacak. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

OguzzzÇevrim Dışı

Kayıt: 06/11/2008
İl: Izmir
Mesaj: 1321
OguzzzÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Haziran 2009 15:47
Furkancım,
 
Ellerin dert görmesin. Güzel bir makale olmuş. Ellerine, emeğine sağlık...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

freeasabirdÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]4477,1[/B]
Kayıt: 15/12/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 1397
freeasabirdÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Ağustos 2009 13:20
Çok güzel bir çalışma olmuş furkan. Bu makaleyi bana göre akvaryumculara (bu işi hakkıyla yapanlar hariç) dağıtmak lazım. Eline, emeğine sağlık.
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RadinantÇevrim Dışı

Kayıt: 30/05/2008
İl: Kocaeli
Mesaj: 3812
RadinantÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Ağustos 2009 20:19
Sağ ol Serkan abi  , dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım işte. Tebessüm
 
Saygılar

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kaos402Çevrim Dışı

Kayıt: 16/10/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 386
kaos402Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Ağustos 2009 12:17
Çok güzel bir çalışma olmuş ama benim mantığıma yatmayan bir nokta var.Su kimyaları farklı göller olması çok önemli bir sebep.Ama baktığımız çoğu canlı direk göllerden değil tamamen yerli üretim canlılar.2 ayrı akvaryum da ayrı göllerin balıkları bakıldıgını düşünelim.İki türde aynı beslenme özelliklerinde.Bu noktaya kadar bir sorun yok.Ama iki tankdaki kimyadal özellikler birbirlerinden farkı yok.Demek istediğim direk olarak göllerden gelmediği sürece su kimyasından bahsetmek benim aklıma yatmıyor.Melek ve discus arasındaki bakterilere karşı direnç farklarından ve melekelerin discusların hassas oldukları bazı bakterileri taşıması ve bu neden dolayı discuslar için olumsuz hatta ölümlere yol açtığını biliyoruz.Ama baktıgımız diğer türlerde böyle bir bilgiye raslamadım.(Bilen varsa paylaşırsa sevinirim). Göl dışında üretilen canlıların anaçları gölden ilk geldiklerinde bellirli bir süre uyum sağlamakla ğeçiriyorlar.Büyük bir kısmı su şartlarına bağlı olarak ne yazıkki ölüyor.(tabi sağlanmaaz ise),ama içlerinden dirençleri daha kuvvetli canlılar hayatta kalıp,adapte oluyorlar.Zamanla kuşaktan kuşağa direnç daha fazla artıyor ve gölün kimyasal yapısı dışında yetiştikleri ortama ayak uyduruyorlar.Bir çeşit mutasyon diyebiliriz.Tıpkı aslanların zamanla ortamın değişmei,otlaklar ve kuraklık durumuna göre ev kedisi boylarından ve özelliklerinden (tabikide birebir aynı değller) şu anki hallerini alana kadar.Canlılar ister kedi,köpek,kuş,balık yada yılan olsun,değişem ortamlara adepte olurken biolojik ve fizyolojik özellikleride zamla değişir,mutasyona uğrar.Bu mustayonlar sonucu doğal floraları değişir. Bu değişim sonucunda kendi doğal ortamıymış gibi uyym sağlar.Bunu hayatta kalmak için vicudun yaptığı değişikliler neden olur.
 
Siz balıklarınız direk göllerden alıp aynı şartları sağladıgınız zaman su kimyasından kaynaklana sorunlar çıkar (karma akvaryumlar için), ama çok az arkadaşımızın dışında ne yazıkki bizler bu tür canlılara sahip değiliz. Bundan dolayıda su kimyasının bir sorun oluşturacağına ne yazıkki hiç katılmıyorum.Sizlere 8 ph larda yaşayan canlıları 6 ph da bakılır demiyorum burda bir yanlış anlama olmasın. 
Bilgiyi bizle paylaşan arkadaşıma çok teşekkür ederim.Bunlar benim kendi düşüncelerim,sizlere aykırı gelen noktalar olursa paylaşırsanız çok sevinirim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

alimÇevrim Dışı

Kayıt: 23/08/2009
İl: Bartin
Mesaj: 11
alimÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Kasım 2009 23:19

Çağrı bey size kesinlikle katılıyorum. Yalnız muhakkak  Furkan Bey'in yukarda belirttiği hususlar dikkate alınarak ya aynı cins ve göldeki balıklar bir arada olmalı yada Özellikleri ve doğal ortamındaki su değerleri birbirleriyle uyumlu balıklar aynı akvaryumda olmalı diye düşünüyorum, nacizane görüşüm.

Bence mutayona uğramış canlılar(su değerleri,yeme ve yaşama koşulları bakımından) oluşması çok kötü birşey basit gibi görünse de ürkütücü birşey.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

HSYNRLÇevrim Dışı

Kayıt: 01/12/2009
İl: Balikesir
Mesaj: 139
HSYNRLÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 03 Aralık 2009 15:55
Verdiğin bilgiler için teşekkürler emeğine sağlık.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

AntalyaFCÇevrim Dışı

Kayıt: 06/01/2009
İl: Antalya
Mesaj: 68
AntalyaFCÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 18 Ocak 2010 01:47
Bu arada Astronot Amazondan mı gelme?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir