Kaplumbağamın birisinin altında pembemsi şeyler va
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Uzaktan o bulanık hatta renk derinliği olmayan resimlere bakarak ve kaplumbağanızın tavır hareket durumun bilmeden yorum yapıyorum bana göre onlar normal lekeler önemli birşey değil.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bu konu başlığında sizlere bişey daha sormak istiyorum. kabuklarının en üstündeki sivri yerleri nedense biraz daha açık renkli yani kabuklarının renginden daha açık sizce neden olabilir ? ikiside öyle
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[QUOTE=momo]
1. Yanak şişmesi:
Yanağın şişmesi çoğunlukla ya kulak iltihabına ya da o bölgede abses denilen iltihabi bir duruma işaret eder. Kulak iltihabı mutlaka antibiyotik ile tedavi edilmelidir. Abses ise duruma göre eğer antibiyotik tedavisi işe yaramaz ise ameliyatla alınmalıdır. Ameliyatın nasıl yapılacağı ile ilgili şu linki incelemeni tavsiye ederim.
Büyük ihtimalle kaplumbağanın kulak enfeksiyonu vardır (abses). oldukça ağrı veren bir durumdur ve ciddi ve tecrübeli birinin tedavi etmesi gerekir. Kulağın olduğu yer yarılacak, içindeki iltihaplı bölge alınacak ve tekrar enfeksiyon kapmaması için uygun şekilde kapatılacak. Aşağıdaki link veterinere bu işi nasıl yapması gerektiğini anlatıyor. ACİLEN VETERİNERE GÖTÜR. Veteriner onun antibiyotikle mi yoksa ameliyatla mı tedavi olması gerekitğine karar versin.
http://www.pogospals.com/pogospals/Ear_Abcess_Treatment.html
2. Göz şişmesi:
Ya akciğer enfeksiyonu ya da A vitamini eksikliğinden kaynaklı olur. Bazen de bakteriyel bir durumdur. Her iki gözün şişmesi genelde akciğer enfeksiyonuna işarettir ancak eğer ortamı uygun ise (yavru kaplumbağalar için 30 derece, erişkinler için 28 derece sabit su sıcaklığı, filtre, güneş ışığı/UV kaynağı vs) A vitamini eksikliği üzerinde durmak gerekir. Akciğer enfeksiyonu beraberinde başka belirtiler gösterir. Mesela cildinin kızarmış olması, yamuk yüzmesi, burnundan köpük gelmesi, tıslama sesi çıkarması, karada fazla kalması, batamaması veya tam tersi taş gibi batması bunun belirtileridir. Hatta kabuğunun altı bile hafif kızıla çalar.
Tedavisi yine antibiyotik ile olur. Tabi bunun yanında yine vitamin takviyesi gerekir.
AKCİĞER ENFEKSİYONU
DİKKAT! BURADAKİ TEDAVİ VETERİNER TARAFINDAN UYGULANACAKTIR VE VETERİNERLERE YARDIMCI OLMAK AMACIYLA HAZIRLANMIŞTIR.
Sebepleri:
Akciğer enfeksiyonu, kaplumbağanın soğukta kalması yani 28 derecenin altında bakılması sebebiyle, aynı zamanda gündüzleri akvaryumun en an 2/3`ünün kapalı olmaması (sadece ısıtıcı lamba var ise ve 60 W ile ısıtılabiliyorsa veya ortam ısısı genel olarak sıcak ise akvaryum tamamen açık bırakılabilir) ve gece tamamen kapatılmaması sebebiyle oluşur. Vitaminsizlik ve yetersiz UV/güneş de bağışıklık sistemini zayıflatır, böylece kaplumbağaların akciğerleri ve böbrekleri enfeksyonlara açık hale gelir. Kaplumbağanın evde serbestçe dolaşmasına izin verilmesi de enfeksiyon kapmasına nedendir. Bunun yanında kuru alanda bırakılması gerektiği zaman (tedavi amaçlı mesela) yine ısıtma tertibatı olmaz ise akciğer enfeksiyonu oluşabilir.
Belirtileri:
- Hafif Akciğer Enfeksiyonu: Çenenin kapanmasında gıcırdama gibi sesler, kabuğun karın bölgesinin hafif pembe renkli olması, kabuğun karın bölgesinde biraz daha yukarı kısmında ince beyazımsı halka, ayrıca beyazımsı enine çizgiler karın bölgesinde, iştahsızlık, hapşurma, kuru bölgede çokça kalma.
-Orta şiddette ve Ağır Akciğer Enfeksiyonu: Hafif akciğer enfeksiyonu belirtilerinin yanında bir de: Batmada zorlanma veya tam tersi taş gibi dibe çökme ve yine su yüzeyine çıkmada zorlanma, eğri- yamuk yüzme, pembeden kırmızıya kadar kızarmış karın bölgesi kabuğu, genelde şiş gözler, iştahsızlık, sürekli karada vakit geçirme, sonlara doğru hırıltılı sesler, burundan ve ağızdan beyaz sümük gelmesi, zorlanarak nefes alma.
- Bronşit: Suyun altında hava kabarcıklarını burundan çıkarma (diğer yukarıda sayılan belirtilerin yanında)
DIKKAT:
Kaplumbağanın kabuğunun pembe veya kızıl olması doğal değildir. DOKSİSİKLİN etken maddeli bir antibiyotik ile tedavi edildiğinde (eczanelerden bu şekilde istenebilir, enjeksiyon olduğu için ampul şeklinde olmalıdır) bu renk hemen kaybolmakta ve kaplumbağa akciğer enfeksiyonundan kurtulmaktadır. Antibiyotik kullanılmadığı takdirde belirtiler kötüleşmektedir.
20 gr’ın üstündeki kaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli:
Doksisiklin etken maddeli antibiyotik iğnesi 1ml / kg başına uygulanır ve 3 gün arayla 5 kez yapılır, veteriner bacağın üst kısmına deri altından uygular. Maksimum doz enjeksiyon başı 1 ml’dir, kaplumbağa 1 kg’dan fazla olsa dahi. İlk enjeksiyondan sonra suyun sıcaklığını 33 dereceye getirilmelidir ve kaplumbağa iyileşene kadar bu sıcaklıkta kalmalıdır. Aksi takdirde iyileşme süreci içerisinde dahi ağırlaşabilir. Antibiyotik ancak bu sıcaklıkta etkisini gösterebilmektedir. Kaplumbağa akciğer enfeksiyonu olduğunda suyun derinliği azaltılmalı ve ancak suyun altında kalabileceği şekilde ayarlanmalıdır. Boğulma ihtimali yüksektir. Gece ise akvaryumun kapağı tamamen kapatılmalıdır. Kabuğunun altı artık pembe renkten kurtulduktan sonra ancak kaplumbağa tamamen iyileşmiş sayılır. Bu durum aylar dahi sürebilir.
Ağır akciğer enfeksiyonunda 5 iğne yapıldıktan sonra düzelme görülmez ise 6. ve 7. iğne de yapılabilir. Kaplumbağanın durumu düzelmez veya kötüleşirse 2 hafta ara verdikten sonra 2. bir antibiyotik kürü uygulanabilir. Dozaj yine aynı olur.
20 gr’ın altındaki kaplumbağalarda Antibiyotik Dozajı ve Uygulama şekli:
10 gün üst üste 1 ml Doksisiklin etken maddeli antibiyotik bir kaba koyup, 33 derece ılık su eklenir. Kaptaki suyun soğmaması için ısıtılmış akvaryumun üstüne koyabilirsiniz, ya da bır sıcak su torbasının üstüne de koyabilirsiniz, sabit olması önemlidir. Kaplumbağanın, kabuğu suyun altında kalabilecek şekilde kadar su olmalıdır. Kabın üstünü bir havlu ile kapatınız. Kaplumabağa doksisiklinli suyu içecektir. 12 saat boyunca bu kabın içinde kalmalıdır. Sonra akşamları tekrar 33 derece sıcaklığa getirilmiş akvaryuma konulmalıdır.
DIKKAT: BAYTRİL ENJEKSİYONU YAPILMASIN. AKCİĞER ENFEKSİYONUNDA FAYDASI YOKTUR.
ENJEKSİYON UYGULAMA ŞEKLİ:
KAS İÇİNE YAPILMAMALIDIR, AĞIR GELEBİLİR. ÖN BACAKLARA YAPILMAMALIDIR, ÖDEM TOPLAMASI HALİNDE KAPLUMBAĞA BOĞULABİLİR. ENJEKSİYON ARKA BACAKTA, ÖN KISMINA VE DERİ ALTINA YAPILACAKTİR.
SU SICAKLIĞI: MUTLAKA 33 DERECE OLMALIDIR. 33 DERECE OLMASI ŞARTTIR. AKSİ TAKDİRDE ANTİBİYOTİĞİN DE FAYDASI OLMAYACAKTIR. EĞER ANTİBİYOTİK HENÜZ VERİLMEDİYSE SU SICAKLIĞI 33 DERECEYE GETİRİLMEMELİDİR.
Dikkat: Hem akciğer enfeksiyonu/bronşit hem de böbrek enfeksiyonu varsa, önce akciğerler doksisiklin ile tedavi edilir, ardından böbrekler iin 2-7 gün sonra Marbofloksasin ile tedavi edilir. Asla doksisiklin ve morbofloksasin kürleri birlikte uygulanmaz. Böbrekler aksi takdirde aşırı zorlanır.
Gözlerdeki Şişlik:
Gözlerindeki şiş için şu an Teramisin göz merhemi kullanabilirsin.Başka ilaçlar da kullanılanlar olmuştur. Kara kaplumbağası için mesela Gentagut kullanılabilir. Ancak su kaplumbağasında merhem kullanılması tabi daha mantıklı. Günde bir kez ve çok az sür. dozu fazla gelmesin. Ancak tek başına yeterli değildir.
Yukarıda sayılan işlemler tabi ortamı düzeltilmedikçe ve su ısısı sabitlenmedikçe hiçbir işe yaramaz.
Uygun ortam: akvaryum+ısıtıcı (28 derece sabit ısıda)+filtre+ısıtıcı lamba+kaya ve bol güneş ışığı (doğrudan) veya UV lambası.
(Bu bilgiler veterinerlere yardımcı olmak amacıyla hazırlanmış olup yazar ve site sahipleri bu tedavi sebebiyle meydana gelebilecek zararlardan dolayı sorumluluk kabul etmez)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir