ÖZELLİKLER

Kullanıcı Adı:
taneer
Kullanıcı Grubu:
Forum Üyesi
Geri Bildirimleri:
Aldığı Beğeni:
1
Hesap Durumu:
Aktif
Durumu:
Çevrim Dışı
Üyelik Tarihi:
14 Mayıs 2010 14:06
Son Ziyaret:
07 Aralık 2010 16:49
Toplam Mesaj:
8 [0.00 Gün Ortalaması]
Paylaşım Sayisı:
0 (Son 6 Ay)
İlan Sayisı:

BİLGİLER

Ad Soyad:
Taner Kazancı
Doğum Tarihi:
Girilmedi
Yaş:
Bilinmiyor
İl:
Istanbul
Meslek:
Finansal Manager
Özel Mesaj:
Sohbet Talebi:
Üye Favorile:
Sosyal Medya:

İMZA


120x70x50 Malawi

SON 8 MESAJI

Kusturma Üzerine Görüşler
Bu konu benim olduğu gibi birçok akvaristin derdi olmuş durumda. Tüm sayfaları okudum , bir çok tekniği de denedim. Öncelikle ayrı bir küçük akvaryum aldım, ağzında yavru toplayan sarı prensesimi onun içine ayırdım. Balığı ürkütmemek için geceyarısı, ışıkları söndürüp uyumalarını bekledikten sonra, elimde fenerle bu işi yapmaya kalktım. Ama kepçeyle alırken hayvan yavruların yarısını kepçenin içine kustu.. 2. batım yavrularda kusmadan ayrı tankın içine alabildim. Bu sefer de hayvan bu tankın içinde ilk başlarda çok tedirgin olup strese girdi, sağa sola sıçramaya başladı. Neyse ki daha sonra alıştı. Bu sefer de su sorunu ortaya çıktı, yaz aylarında yoğun sıcaklıktan dolayı, akvaryumun küçük hacimli suyu neredeyse fokur fokur kaynamaya başladı. Ana tankımı 4 fanla birlikte yeteri derecede soğutabiliyorum, ama doğum tankı için içine buz atmaktan başka çarem yok. Neyse yavrular çıktıktan bir süre sonra ana prensesimi kendi tankına yerleştirdim, yavruları önce artemia, daha sonraları da toz halinde yemle beslemeye başladım. Herşey yolunda gibiydi ama suyun çok çabuk bozulması, bulanıklaşması ve de kaynar seviyede ısınması canımı sıkıyordu. Neredeyse hergün sularını değiştirmeme rağmen yavrularım 3er 5er hergün ölüyorladı :( 2. batım yavrularımı da böyle kaybettikten sonra bu işe kökten çözüm bulmaya karar verdim. Ana tankımı yeteri derecede soğutuyor, suyunu kontrol edebiliyor, gerektiğinde de müdahale edebiliyordum. Peki damızlık balığı ve yavruları neden bu ana tankımın içinde büyütemiyordum? Bunun en büyük nedeni yeterli büyüklükte yavruluk olmaması ve de gereken korumayı sağlamaması. Çünkü bulabildiğim en büyük yavruluk 20-25 cm genişliğinde. Ana sarı prensesimin boyu zaten yaklaşık 14-15 cm. İçinde korkunç strese girebilir ki 50-60 cm lik yavru tankımı nasıl birbirine kattığına şahit oldum. Bir başka sorun da yavrular çıktıktan sonra, yavruluğu çevreleyen tülün yeterince korunaklı olmaması. Çünkü bunu bir kere denediğimde tülün o minnacık arasından diğer ahli ve yunusların yavruları tek tek çektiklerini gördüm ve anında yavruları yavruluktan çıkarttım. Peki çözüm neydi? Daha büyük bir yavruluk yapmak, ama hangi malzemeden? Suyun değerini bozmadan böyle bir yavruluğu yapabilmek için birçok kişiye danıştım. Birincisini şu elektrik kablolarının geçmesi için kullanılan kablo kanallarından yapmayı denedim. Gerekli ölçülerde kablo kanallarını kestirdim ama bunları hiçbir şekilde birbirine bağlayıp, çerçeve haline getirmek mümkün olmadı! Yapıştırıcı da kullanamayacağım için bundan vazgeçtim. Danıştığım birkaç tecrübeli arkadaş fiberglass malzemesini tavsiye ettiler, ama onu da çerçeve haline getirmek imkansızdı, fakat bir tanıdık vasıtasıyla 4mm kalınlığında tabaka halinde fiberglassları lazerle kestirerek, 60*50*40 ölçülerinde dikdörtgen bir çerçeve haline getirmeyi başardım. Daha sonra bu çerçevenin üzerine, sık bir şekilde dokunmuş tül tabakalarını akvaryum silikonu ile yapıştırdım, üst tarafını açık bıraktım. İyice kurumasını bekledikten sonra ana tankımın içine yerleştirdim. İçerisine de pipo filtre yerleştirerek, hem temizliğini, hem de havalandırmasını sağladım. Niyahet 3. batım yavrularım huzura kavuşacaklardı! Anaç sarı prensesim bu devasa yavruluk içinde, rahatsız edilmeden ve de strese girmeden yavrularını çıkarttı. Daha sonra yavrularım da bunun içinde mutlu huzurlu, hiç kayıp vermeden, su değerleri bozulmadan büyümeye başladılar. Şu an yaklaşık 1,5 aylıklar ve görmeniz lazım, pire gibi minnacık olan yavrular şu an yavaş yavaş kocaman olmaya başladılar. 100'e yakın yavru var içerisinde, artık yavaş yavaş ana tankıma geçmeyi bekliyorlar. Ben bu kusturma ve başka tanka ayırma olayını böyle çözdüğüme inanıyorum, tabi ana tankınızın da biraz büyük olması gerekiyor, diğer balıklara alan kalması açısından. Bir fikir olarak, problemi olan arkadaşlarıma yardımcı olabildiysem sevinirim. Herkese sağlıklı ve mutlu balıklar :-) taneer2010-09-01 14:50:05
Oscar (astronot) bakmaya başlıyorum
Dün yazdığım "Astronotlarım hiç agresiflik göstermedi bugüne kadar" lafımı geri alıyorum! Dün akşam gittiğimde şu manzarayla karşılaştım..
 
 
Evet, astronotumun ağzındaki kocaman bir tinfoil barbus :( Oysa düne kadar mutlu-mesut şekilde yaşıyorlardı, hiçbir kavgalarını görmedim. Anlamadığım şey o kadar hantal bir balık olan astronot, son derece hızlı ve çevik olan tinfoili nasıl yakalayıp yutar?
Oscar (astronot) bakmaya başlıyorum
Konuyu hortlatmış gibi olacağım ama bu konu ve yazılanlar benim çok hoşuma gitti :-) Benim de 2 tane eski (17-18cm), 2 tane de de yeni albino (5cm) oscarlarım var. Arkadaşların yazdığı herşeye tek tek katılıyorum, tek bir tanesi hariç. Hiç bir zaman tanka elimi soktuğum zaman agresif olup saldırganlık göstermedi, aksine elime, avucuma kadar gelip sanki kendisini sevdirmek ister gibi bana eşlik etti. Çok enteresan birşey yazacağım oscarlarla ilgili, yazacağım şey oscar beslememiş birisine çok saçma gelebilir, sonuçta bu bir balık.. Onları her sabah işe gitmeden (07.00) ve her aksam eve geldiğim zaman (18.00) çok düzenli olarak beslerim. İnsanlık gereği bazen eve 3-4 saat geç geldiğim zamanlar olur. Böyle zamanlarda oscarları beslemek istediğim zaman kesinlikle ve kesinlikle yem yemiyorlar! Diğer balıklar her zamanki iştahları ile yeme saldırırlar ama o iki büyük oscarımın burnunun ucunden geçen yeme dönüp bakmaz, ağzını sürmez.. Evet kulağa çok saçma ve inanılmaz geliyor ama bu derecede hassas hayvanlar..
BALIĞIM YUMURTA ALDI, NE YAPMALIYIM?
[QUOTE=avcılarlı]Bu da demek oluyor ki en az 2-3 adet akvaryum almamız gerekiyor.[/QUOTE]
Ali Bey evli misiniz bilmiyorum, ama ben tam 1 aylık evliyim :-) Şu an salonun en güzel köşesinde ana tankım var 120x70x50 cm, yanında da 40x25x20 yavru tankım. 3. bir tank daha alırsam emimim ki boşanma sebebi olacaktır KahkahaBig%20smileKahkaha
BALIĞIM YUMURTA ALDI, NE YAPMALIYIM?
Forumdaki bütün arkadaşlarıma selamlar, saygılar. Haftasonu başıma gelen bir tecrübeyi sizlerle paylaşmak istedim. Sarı prensesimin yaklaşık 45-50 arası yavrusu oldu, bunlar benim ilk yavrularım :-) Anaç anneyi ayrı bir tanka almıştım, yavruları çıkarttıktan sonra yaklaşık 1 hafta yine ayrı tankta yoğun bir yemleme yapıp, kendine gelmesini sağladım, sonra ana tanka geri aldım. Yavrular gayet sağlıklı ve hareketliydiler, artemia ile besleme yapıyordum. Daha sonra ana tankta ahli dişisinin ağzına yumurta aldığını gördüm, üzerinden 3-4 gün geçmesini bekledikten sonra onu diğer yedek tanka almak için, sarı prensesin yavrularını ana tanka koyabilmek için yavruluk aldım. Yavruluğu gayet sağlam ve sorunsuz bir şekilde ana tankı içine kurduktan sonra yavruları dikkatlice tül yavruluğun içerisine transfer ettim. Hay etmez olaydım ! Ana tanktaki ahliler, sarı prensesler, 2 tane de büyük oscarım var, hepsi tül yavruluğa hücüm ettiler :( Resmen ellerimle ittirire ittire uzaklaştırmak zorunda kaldım balıkları, bu arada o incecik tülün içerisinden 4-5 tane minnacık yavruyu çekip yediler :-(((( Panik içerisinde yavruluğu hemen yedek tanka geçirdim ama acayip canım sıkıldı.. Şimdi yavru alan dişi ahliyi başka tanka ayıramıyorum, ona bir çare bulmam lazım. Yavruları bir daha ana tanka koymam uzun süre, yazık gariplerime nasıl korktular :( Tül yavruluk kesinlikle iyi bir çözüm değil, hele ki oscar gibi meraklı, obur, sabırsız ve asla doymak bilmeyen balıklarınız varsa !    
Kusturma Üzerine Görüşler
[QUOTE=mister73]Yani birileri bu balıkları evinde beslemek istiyor, diğer birileri de istenen bu balıkları bulup getiriyor ve bu işten ekmek yemeye başlıyor ve bu böylece devam edip gidiyor...[/QUOTE]
 
Tarık Bey yaşlarımız aşağı yukarı aynı sayılır, balıklara bu kadar ilgili ve duygusal yaklaşan bir hayvansever olarak sizin de çocukluktan beri hobiye gönül verdiğinize eminim. Hatırlarmısınız bir zamanlar sadece japon, lepistes, kılıç kuyruk, melek, moli ve bunun gibi birkaç tane balık vardı sadece. Balık yada yem satın almak için de Eminönü'ne gitmek şarttı, böyle her mahallede akvaryumcu yoktu. Şimdilerde bu hobi o kadar gelişti ki, dediğiniz gibi artık iş ticarete dönüştü. Forumda okuduğum kadarıyla bu işten ekmek kazanan arkadaşlar var, onları da saygıyla karşılamak lazım ama bu kusturma olayı olsun, balıkları birbiriyle eşleştirip kırma olayı olsun beni çok rahatsız eden şeyler..
Kusturma Üzerine Görüşler
Tarık bey yorumunuz için teşekkürler. Evet hala ısrarla şaşkınlığımı belirtmek istiyorum. Evcil hayvan beslemek diye bir hobi var yıllardır ve de biz süregelen bu hobiyi devam ettiriyoruz. Hangimiz balıklarımızı doğal yaşadıkları ortamdan ayırıp getirip akvaryumumuza koyduk ki? Hangimizin beslediği balığın atasının atasının atası Tanganyika'dan, Malawi gölünden gelme ? Balıklar bize gelene kadar kaç evrim, kaç kırma geçiriyor kimbilir ? Böyle olmuş olsa bile bence akvaryum balığı evcil bir hayvan olarak evde beslenebilir, bakın ısrarla "bence" diyorum. Sizin için evinizde beslemek uygun değil, onları gidip sadece kendi kıtasındaki gölleri içerisinde sevmek istersiniz, o da sizin seçiminiz. Ama bakın sadece balık için diyorum bunu, evinde yılan, bukalemun, hatta timsah besleyen arkadaşlar var :-) Bir de şöyle düşünün, benim de yıllarca beslediğim kanarya, saka, muhabbet kuşu, kedi, köpek oldu.. Bunlar hep zamanında doğal ortamında yetişen ama yıllar geçtikçe evcilleşen ve evimize misafir olan güzellikler.. Şimdi bunların hangisini doğal ortamına bırakırsak bir kaç saatten fazla yaşayabilir sizce ? Bu konuda kesin şöyledir diyemem ama balıklarımız artık evrimleşe evrimleşe o kadar orjinalliğini kaybetmişlerdir ki, evimdeki balıkları Malawi gölüne atsam herhalde yaşaması birkaç dakika sürer.. taneer2010-05-17 10:04:04
Kusturma Üzerine Görüşler
Merhabalar. Öncelikle konu hakkında Google'da araştırma yaparken bu siteyi buldum ve görüşlerimi paylaşabilmek adına kayıt oldum. Ğörüşlerini, bilgi ve tecrübelerini, doğru bulalım bulmayalım, uygulayalım uygulamayalım fikirlerini paylaşan tüm arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. 2 gündür harfi harfine üşenmeden bu konu altındaki 24 sayfadaki tüm mesajları okudum. İtiraf etmeliyim ki hiç bilmediğim, okumadığım, başıma gelmeyen tecrübelere şahit oldum. Beni en çok şaşırtan, yıllarımızı vererek büyüttüğümüz, bazen kendi ekmek paramızdan kısarak yem aldığımız, eşimizle-anamızla babamızla kavga etmeyi göze alarak vakitlerinden çaldığımız, temizliğini yapacağız diye salonun ortasını batırmak adına eşimizle kavga ettiğimiz, sevgimizi vererek büyüttüğümüz balıklarımızı yetiştirmeyi, doğal ortamlarından ayırıp 4 cam içine tıkma kanısıyla akvaryum hobiciğilini yadırgayan, hatta bu hobiyi bırakan arkadaşların varlığı ve onların mesajları oldu. Tabi ki onların görüşlerine de saygım var, hatta haklı oldukları durumlar da vardır. Sırf görüntü olsun diye en pahalı tankı kurup, içine de en gösterişli balıkları tıkan, günde bir kere yem verip kırk yılda bir suyunu değiştiren insanlara da bizzat şahit oldum. Ama eminim ki bu foruma girip, bunları okuyacak kadar balık meraklısı birisinin başına, az önce yukarıda bahsettiğim aile kavgaları mutlaka gelmiştir. Lafı fazla uzatmadan, konuyla alakalı olan kusturma olayına değineceğim. Ben bugüne kadar asla bir balık kusturmadım, büyük konuşmayayım ama kusturmam da. Bu konudaki görüşüm de, herkesi vicdanı ile başbaşa bırakmaktır. Tankın darlığından, balıkların yem olacağından, anaçların güçsüz kalıp öleceğinden bahseden arkadaşlara sadece şunu sormak isterim: 50x40x30 boylarında, içinde filtresi, dekoru, kumu, kayalığı, kapağı dahil bir yavru akvaryumunu 35 TL ye satın aldım (2.el değil, sıfır) Anaçlarım yumurta aldığında, gece uyurlarken hiç çırpınmadan bu yavru tanka geçiriyorum. Yavrular çıktıktan sonra da anaç dahil iyi bir beslenmeyle 1 haftada kendilerine geliyorlar. Bugüne kadar hiçbir sorunla karşılaşmadım. Sorum şu, hangimiz cebinden 35 TL yi feda edip, yavru tankı alamaz ki ? 35 TL yi kimbilir nerelere harcıyoruz ? Eğer ki o balığı kustururken içiniz elveriyorsa, kustuktan sonraki o halleri, çırpınışı, sersemleyişi, titreyişi, bakışları yüreğinizi delip geçmiyorsa, gerçekten vicdanınız rahat ediyorsa kusturmaya devam edin derim. Yoksa bahane ararsanız yüzlerce bulursunuz, doğal ortam olsun, darlık olsun, fazla yavru almak olsun hepsi olabilir, ama önemli olan içinizin cız edip etmemesi ve vicdanınızdır.. Kendi adıma söyleyeyim, bırakın herhangi bir balığımı kusturmayı, internetteki kusturma videolarını bile izleyemiyorum.  
Bu vesileyle kendi adıma söyleyeyim, böyle güzel bir hobiye tutkun hayvansever arkadaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

SON MESAJLAR

GÜNCEL 100 TANITIM

SON İLANLAR

KULLANICILAR

  • 28 Online Kullanıcı, 15 Üye

Online Kullanıcılar

FORUM İSTATİSTİKLERİ

  • 3,797,668 Mesaj
  • 408,613 Konu
  • 91 Forum
  • 145,128 Forum Üyesi
  • 1,466 Özel Forum Üyesi
  • 29 Kıdemli Akvarist
  • 1,941 Dün Giriş Yapan Üye

Şu ana kadar en fazla 1365 kişi 27.03.2012 23:21 tarih ve saatinde çevrim içi oldu.