Türkiye'de Akvaryum Canlısı Üretimi ve İthalatla İlgili Sorunlar
Gönderim Zamanı: 24 Mart 2013 12:47
Bu kadar üniversitemiz,su ürünleri mezunumuz var ama hala merdivenin 1.basamagındayız
Hürriyet de Vahap Munyar'a makale tarzı yazınızı gönderin. Gereken yerlere iletir kendisi Ben kısa bir yazı gönderdim..Özellikle yem konusunda ki o da temel şey sayılır..
Hürriyet de Vahap Munyar'a makale tarzı yazınızı gönderin. Gereken yerlere iletir kendisi Ben kısa bir yazı gönderdim..Özellikle yem konusunda ki o da temel şey sayılır..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2013 01:37
Selam, ben biraz ortaya karışık gireceğim.
Nadir türlerin bulunmaması, piyasada hep aynı balıkların dönmesi, yeni türlere sadece ticari gözle bakılıp piyasada yayılınca gözden düşmesi gibi sorunlar var. Ben Edirne gibi küçük bir şehirde yaşıyorum , buradan gözlemlediğim kadarıyla konuya yaklaşacağım.
20-25 yıldır akvaryumculuk yapan abilerimle konuştuğumuz bir konudan girmek istiyorum. Özetle diyorlar ki ;
"10 sene öncesine kadar Edirne'de nüfus çok daha düşükken akvaryum sahibi olan 3-4 bin kişi vardı, şuan nüfus artmış olmasına rağmen akvaryum sahibi 1000 kişi bile çıkmaz. Gençler artık akvaryum hobisiyle uğraşmıyorlar, internet ve teknolojiyle uğraşıyorlar. Bu hobiyi ciddi olarak yapanların yaş ortalaması 30 yaş üzerine çıktı. "
Bu bence çok doğru ve global bir tespit. Gerçekten gençler arasında akvaryum hobisiyle ilgilenenlerin sayısı oldukça az bu da piyasanın daralmasına, bu işin ticaretiyle uğraşan insanların karının düşmesine sebep oluyor.
Sonuçta bir hobici düzenli olarak balık almasa da düzenli olarak yem, ilaç, filtre malzemesi vs gibi harcamalar yaparak pet shoplara düzenli bir para akışı sağlıyor, hobici sayısı azaldıkça eskiye kıyasla petshopların geliri ve dolayısıyla çapı ve adedi düşüyor. İnternet mağzalarından yapılan satışlar da pet shop sahiplerinin işlerini daha da bozuyor.
Dükkan sahipleri ellerindeki parayı garanti ürünlere yatırmak istiyorlar, renkli ve dikkat çeken balıklar, dükkanda kolay yaşatacağı ve kolay satacağı balıklar, ucuz ve kalitesiz malzeme-yem ve ilaçlar. Yani japon balığı, lepistes, sarı prenses, yunus, dandik çin malı malzemeler ve yerli üretim yemler.
Hem müşteri sayısı az, hem müşterilerin çoğu bilinçsizken (ki bilinçsiz müşteri, genelde hobiye yeni başlayıp en ucuza en renkli akvaryumu nasıl yaparım, onu almasam olmaz mı bunu koymasam olmaz mı tarzı yaklaşan sonunda da dükkan sahibi tarafından kazıklanan müşteridir) akvaryumculara neden çeşit getirmiyorsunuz, neden kaliteli malzeme getirmiyorsunuz diye sitem etme hakkımız pek yok.
Genel durum böyle olduğundan toptancılar da sadece satılacak balıkları ithal ediyorlar, nadir türleri ya hiç getirmiyorlar yada sipariş üzerine az sayıda getiriyorlar , onlar da piyasaya girmeden sahiplerini buluyor.
Buraya kadar bahsettiklerimin özünde aslında hobiye olan ilginin azalmasından sonra en büyük sorun bence alım gücü düşük bir ülke olmamız.
Eğer insanlarımızın refah düzeyi daha yüksek olsaydı , yeni başlayanlar 40-50 liraya akvaryum kurmaya çalışıp kısa sürede balıkları öldürüp hobiden soğumazlardı.
Akvaryumcularımız da müşteri korkup kaçmasın diye yetersiz ve kalitesiz malzeme satmaz, ucuz ve kalitesiz balık getirmezlerdi diye düşünüyorum.
İkincil olarak, istanbulda yaşarken ithalatçılarla samimiydim, hala da görüştüğüm arkadaşlarım var.
Şuan ithalatta balık getirmeye bir engel yok, sadece yeni yasal düzenlemeler yüzünden maliyetler arttı. Bu maliyetler yaklaşık %20 oranında balıkların nakliye ücretlerine yansıdı. Bir koli balık aldığınızda, eğer çok değerli bir balık türü almıyorsanız yaklaşık olarak verdiğiniz paranın yarısı balık parası, yarısı nakliye parasıdır. Sonuç olarak bildiğim kadarıyla son düzenlemelerden sonra balık fiyatlarında %10 civarında bir artış oldu. Buna istinaden de toptancılar satılması zor, ellerinde kalacak balık getirmiyorlar.
O zaman özel siparişle balık getirtme durumu söz konusu oluyor, burada da hobicilerin karşısına çıkan engel minimum balık adedi.
Öncelikle şunu söyleyeyim, size şu balıktan getiririm ama en az şu kadar adet almanız gerekiyor diyen kişilere ithalat listesini görmeden sakın inanmayın. Benim kendi tecrübelerime dayanarak, istenen balığın adedi vur deyince öldürmemek kaydıyla oldukça düşürülebilir.
Burada işin sırrı balığın fiyatıdır. Liste adetleri genelde balığın boyuna göre standart olarak belirlenir. Mesela listede tanesi 50 kuruş olup minimum 100 adet görünen lepistesten, 50 adet istemek yanlış bir hareket olur. Ama listede fiyatı 5 tl olup minimum adedi yine 100 olan bir balıktan 10 tane istediğinizde genelde bir sorun çıkmaz.
Akvaryumcuların minimum şu kadar olur diye tutturmalarının asıl sebebi işi yokuşa sürüp sizden maksimum kar etmektir.
Tabi şunu da kabul etmek lazım, eskiden Yonca gibi büyük ve ciddi ithalatçılar varken onlarla adet konusunda pazarlık yapmak zordu ama şimdi ithalatçıların çoğu orta ve küçük sayılabilecek konumdalar diye biliyorum o yüzden adet olayında sorun çıkaracaklarını sanmıyorum.
Özel siparişte de her zaman balıkların küçük yada büyük, hasta yada sağlıklı, istenen tür yada farklı tür(kırma vs) gelmesi handikapları vardır.
Normalde balık ölü gelirse yada farklı tür gelirse ithalatçı bunu yurtdışındaki kaynağına bidirir ve balığın parasını ödemez, sadece nakliyeyi öder, yani sorumluluk ithalatçıdadır. Balık küçük yada yıpranmış gelirse de sorumluluk hobicidedir balığı alır. Siparişten önce akvaryumcu ve hobici arasında bu konularda anlaşılmalıdır.
Yine bana göre özel sipariş olayının sağlıklı işlememesinin iki ana sebebi bunlar. 1) akvaryumcunun daha fazla kar elde etmek için adet konusunda diretmesi. 2) yukarıda saydığım handikapları tarafların birbirinin üstüne yıkmak istemesinden dolayı kimsenin riske girmek istememesi.
Bu konunun çözümü, gerçekten dürüst bir ithalatçı yada akvaryumcu ile anlaşmak bunu yaparken de hobici olarak risklerden kaçmamak adabına göre anlaşmaktır.
Hobide bir başka sorun da sık sık gündeme gelen bir konu olan hobiyi ticaret kaynağı olarak gören akvaristler.
Yeni bir tür piyasaya girdiğinde birçok kişi bunu bir fırsat olarak görüyor. Önce tür çok mükemmel bir balık olarak lanse ediliyor, sonra herkes sahip olup üretip para kazanmaya çalışıyor, tür yaygınlaşınca da unutulup gidiyor.
Bunun birçok örneği var, discuslar, calvuslar, tropheuslar, cüce vatoz varyeteleri, flowerhornlar. İnanıyorum ki bu ve benzer türleri severek besleyen kişi sayısından çok daha fazla ticari amaçla besleyip üretmeye çalışan kişi vardır.
Burada hobi kavramı büyük zarar görürken bu balıkların toptancı listelerini doldurması da bir çok türün ülkeye girmesinin önünü kesiyor. Birçok insan bu türlere üretip satarım olmadı büyütüp satarım gibi yaklaşımlarla saldırıyor, çok büyük paralar dönüyor. Erken davranan bir kesim bu balıklardan ciddi paralar kazanırken birçok kişininde kaba bir tabirle elinde patlıyor. Bu fiyat dalgalanmaları da bahsi geçen türlere gerçek hobici yaklaşımıyla bakmak isteyen ama maddi gücü yeterli olmayan insanların bu türlere erişememesine sebep oluyor.
Bu duruma bir çare olduğunu malesef sanmıyorum. Bana göre hobiyi gelir kapısı olarak algılayan insan sayısının bu kadar fazla olması yine halkımızın refah düzeyinin düşük olmasından kaynaklanan üzücü bir durum.
Çok defa balığı sadece tavada görmüş kişilerle konuşurken, şu balığı şu kadara aldım dediğimde arkasından aldığım cevap "Abi bu işte bu kadar para varsa bana da kuralım hemen bir akvaryum bende üretip satayım." oluyor.
Nadir türlerin kişisel çabalarla yaygınlaştırılması konusunda da kişisel görüşüm malesef olumsuz. Ben bir türün uzun bir süre ülke çapında klasik yollarla ithal edilip bütün illerdeki akvaryumculara yayılmadan kalıcı olarak varlığını sürdürebileceğine inanmıyorum.
Atıyorum mesela, yurt dışından X nadir türünü getirdim ve ürettim. Ya hobici olarak düşünürüm ve bu türe bakabileceğine inandığım çevremden az sayıda kişiye dağıtırım. Yada ticari olarak düşünürüm ve X türü sadece bende olduğu için yüksek meblalardan satarım.
Hobici olarak çevreme dağıttığım X türünü verdiğim kişilerin, yaşatıp yaşatamayacağı, sıkılıp sıkılmayacakları, üretip üretemeyeceği, üretirlerse hobici tavrıyla yaklaşıp 3-5 kişiye mi dağıtacakları yoksa ticari düşünüp yüksek meblalardan pazarlayacakları belli değildir. Büyük ihtimalle tür kaybolup gider yada benim kısıtlı çevremde ülke genelinde yaygınlaşmadan yaşamına devam eder.
Ticari olarak düşünürsem X türünü fahiş fiyattan satmaya çalışırım. Benden alan herkes bu"yatırım"dan kar etme duygusuyla daha da fahiş fiyatlardan satmaya çalışırlar. Tür önce kısıtlı bir zümrenin tekelinde bulunur, sonra yeni alıcı çıkmayınca fiyatı düşer, piyasa malı olur ve artık kar getirmediği için piyasadan silinip gider.
Bu benim düşüncem tabiki.
Bence bir türü piyasada yaygınlaştırmak için ülke çapında bunu isteyen herkesin yerel akvaryumculara baskı yapıp bu türü toptancı listelerine taşıtmaları ve en azından bir süre düzenli alım yapıp bu türün birçok kişinin eline geçmesini sağlamaları gerekmektedir.
Yada özel sipariş ile çok sayıda balığı getirip bu türü üretmeyi ciddi anlamda kafaya koymuş çok sayıda akvariste dağıtmak, kontrollü çekilde bu türü devamlı piyasaya yaymak şeklinde olur.
Bizler gibi forumlara girip balıklarını, bilgilerini paylaşmayan ama ciddi anlamda akvarist olan, nadir türler bakan, büyük çapta üretim yapan yüzlerce insan var. Pek çok arkadaşımız eminim ki bir balığı forumlarda görmeyince türkiyede yok yada sadece kendinde var sanıyor oysa ki internette paylaşım yapmayan bir çok bilinçli yada bilinçsiz hobici bu türlere bakıyor ve üretiyor. Bu kişiler balıklarını genelde yerel akvaryumculardan alıyorlar ve ürettiklerini yerel akvaryumculara satıyorlar. Sadece bir kere bile toptancıya gelip türkiyeye yayılmış bir tür bile bizim bilmediğimiz onlarca akvaristin eline geçiyor ve bu kişiler internette paylaşmasalarda bu türleri üretip yerel olarak yaygınlaştırıyorlar. Bu yüzden akvaryumcularda yaygınlaşmayan bir türün kalıcı olacağına inanmıyorum.
kabaltah 2013-03-25 01:49:30
Nadir türlerin bulunmaması, piyasada hep aynı balıkların dönmesi, yeni türlere sadece ticari gözle bakılıp piyasada yayılınca gözden düşmesi gibi sorunlar var. Ben Edirne gibi küçük bir şehirde yaşıyorum , buradan gözlemlediğim kadarıyla konuya yaklaşacağım.
20-25 yıldır akvaryumculuk yapan abilerimle konuştuğumuz bir konudan girmek istiyorum. Özetle diyorlar ki ;
"10 sene öncesine kadar Edirne'de nüfus çok daha düşükken akvaryum sahibi olan 3-4 bin kişi vardı, şuan nüfus artmış olmasına rağmen akvaryum sahibi 1000 kişi bile çıkmaz. Gençler artık akvaryum hobisiyle uğraşmıyorlar, internet ve teknolojiyle uğraşıyorlar. Bu hobiyi ciddi olarak yapanların yaş ortalaması 30 yaş üzerine çıktı. "
Bu bence çok doğru ve global bir tespit. Gerçekten gençler arasında akvaryum hobisiyle ilgilenenlerin sayısı oldukça az bu da piyasanın daralmasına, bu işin ticaretiyle uğraşan insanların karının düşmesine sebep oluyor.
Sonuçta bir hobici düzenli olarak balık almasa da düzenli olarak yem, ilaç, filtre malzemesi vs gibi harcamalar yaparak pet shoplara düzenli bir para akışı sağlıyor, hobici sayısı azaldıkça eskiye kıyasla petshopların geliri ve dolayısıyla çapı ve adedi düşüyor. İnternet mağzalarından yapılan satışlar da pet shop sahiplerinin işlerini daha da bozuyor.
Dükkan sahipleri ellerindeki parayı garanti ürünlere yatırmak istiyorlar, renkli ve dikkat çeken balıklar, dükkanda kolay yaşatacağı ve kolay satacağı balıklar, ucuz ve kalitesiz malzeme-yem ve ilaçlar. Yani japon balığı, lepistes, sarı prenses, yunus, dandik çin malı malzemeler ve yerli üretim yemler.
Hem müşteri sayısı az, hem müşterilerin çoğu bilinçsizken (ki bilinçsiz müşteri, genelde hobiye yeni başlayıp en ucuza en renkli akvaryumu nasıl yaparım, onu almasam olmaz mı bunu koymasam olmaz mı tarzı yaklaşan sonunda da dükkan sahibi tarafından kazıklanan müşteridir) akvaryumculara neden çeşit getirmiyorsunuz, neden kaliteli malzeme getirmiyorsunuz diye sitem etme hakkımız pek yok.
Genel durum böyle olduğundan toptancılar da sadece satılacak balıkları ithal ediyorlar, nadir türleri ya hiç getirmiyorlar yada sipariş üzerine az sayıda getiriyorlar , onlar da piyasaya girmeden sahiplerini buluyor.
Buraya kadar bahsettiklerimin özünde aslında hobiye olan ilginin azalmasından sonra en büyük sorun bence alım gücü düşük bir ülke olmamız.
Eğer insanlarımızın refah düzeyi daha yüksek olsaydı , yeni başlayanlar 40-50 liraya akvaryum kurmaya çalışıp kısa sürede balıkları öldürüp hobiden soğumazlardı.
Akvaryumcularımız da müşteri korkup kaçmasın diye yetersiz ve kalitesiz malzeme satmaz, ucuz ve kalitesiz balık getirmezlerdi diye düşünüyorum.
İkincil olarak, istanbulda yaşarken ithalatçılarla samimiydim, hala da görüştüğüm arkadaşlarım var.
Şuan ithalatta balık getirmeye bir engel yok, sadece yeni yasal düzenlemeler yüzünden maliyetler arttı. Bu maliyetler yaklaşık %20 oranında balıkların nakliye ücretlerine yansıdı. Bir koli balık aldığınızda, eğer çok değerli bir balık türü almıyorsanız yaklaşık olarak verdiğiniz paranın yarısı balık parası, yarısı nakliye parasıdır. Sonuç olarak bildiğim kadarıyla son düzenlemelerden sonra balık fiyatlarında %10 civarında bir artış oldu. Buna istinaden de toptancılar satılması zor, ellerinde kalacak balık getirmiyorlar.
O zaman özel siparişle balık getirtme durumu söz konusu oluyor, burada da hobicilerin karşısına çıkan engel minimum balık adedi.
Öncelikle şunu söyleyeyim, size şu balıktan getiririm ama en az şu kadar adet almanız gerekiyor diyen kişilere ithalat listesini görmeden sakın inanmayın. Benim kendi tecrübelerime dayanarak, istenen balığın adedi vur deyince öldürmemek kaydıyla oldukça düşürülebilir.
Burada işin sırrı balığın fiyatıdır. Liste adetleri genelde balığın boyuna göre standart olarak belirlenir. Mesela listede tanesi 50 kuruş olup minimum 100 adet görünen lepistesten, 50 adet istemek yanlış bir hareket olur. Ama listede fiyatı 5 tl olup minimum adedi yine 100 olan bir balıktan 10 tane istediğinizde genelde bir sorun çıkmaz.
Akvaryumcuların minimum şu kadar olur diye tutturmalarının asıl sebebi işi yokuşa sürüp sizden maksimum kar etmektir.
Tabi şunu da kabul etmek lazım, eskiden Yonca gibi büyük ve ciddi ithalatçılar varken onlarla adet konusunda pazarlık yapmak zordu ama şimdi ithalatçıların çoğu orta ve küçük sayılabilecek konumdalar diye biliyorum o yüzden adet olayında sorun çıkaracaklarını sanmıyorum.
Özel siparişte de her zaman balıkların küçük yada büyük, hasta yada sağlıklı, istenen tür yada farklı tür(kırma vs) gelmesi handikapları vardır.
Normalde balık ölü gelirse yada farklı tür gelirse ithalatçı bunu yurtdışındaki kaynağına bidirir ve balığın parasını ödemez, sadece nakliyeyi öder, yani sorumluluk ithalatçıdadır. Balık küçük yada yıpranmış gelirse de sorumluluk hobicidedir balığı alır. Siparişten önce akvaryumcu ve hobici arasında bu konularda anlaşılmalıdır.
Yine bana göre özel sipariş olayının sağlıklı işlememesinin iki ana sebebi bunlar. 1) akvaryumcunun daha fazla kar elde etmek için adet konusunda diretmesi. 2) yukarıda saydığım handikapları tarafların birbirinin üstüne yıkmak istemesinden dolayı kimsenin riske girmek istememesi.
Bu konunun çözümü, gerçekten dürüst bir ithalatçı yada akvaryumcu ile anlaşmak bunu yaparken de hobici olarak risklerden kaçmamak adabına göre anlaşmaktır.
Hobide bir başka sorun da sık sık gündeme gelen bir konu olan hobiyi ticaret kaynağı olarak gören akvaristler.
Yeni bir tür piyasaya girdiğinde birçok kişi bunu bir fırsat olarak görüyor. Önce tür çok mükemmel bir balık olarak lanse ediliyor, sonra herkes sahip olup üretip para kazanmaya çalışıyor, tür yaygınlaşınca da unutulup gidiyor.
Bunun birçok örneği var, discuslar, calvuslar, tropheuslar, cüce vatoz varyeteleri, flowerhornlar. İnanıyorum ki bu ve benzer türleri severek besleyen kişi sayısından çok daha fazla ticari amaçla besleyip üretmeye çalışan kişi vardır.
Burada hobi kavramı büyük zarar görürken bu balıkların toptancı listelerini doldurması da bir çok türün ülkeye girmesinin önünü kesiyor. Birçok insan bu türlere üretip satarım olmadı büyütüp satarım gibi yaklaşımlarla saldırıyor, çok büyük paralar dönüyor. Erken davranan bir kesim bu balıklardan ciddi paralar kazanırken birçok kişininde kaba bir tabirle elinde patlıyor. Bu fiyat dalgalanmaları da bahsi geçen türlere gerçek hobici yaklaşımıyla bakmak isteyen ama maddi gücü yeterli olmayan insanların bu türlere erişememesine sebep oluyor.
Bu duruma bir çare olduğunu malesef sanmıyorum. Bana göre hobiyi gelir kapısı olarak algılayan insan sayısının bu kadar fazla olması yine halkımızın refah düzeyinin düşük olmasından kaynaklanan üzücü bir durum.
Çok defa balığı sadece tavada görmüş kişilerle konuşurken, şu balığı şu kadara aldım dediğimde arkasından aldığım cevap "Abi bu işte bu kadar para varsa bana da kuralım hemen bir akvaryum bende üretip satayım." oluyor.
Nadir türlerin kişisel çabalarla yaygınlaştırılması konusunda da kişisel görüşüm malesef olumsuz. Ben bir türün uzun bir süre ülke çapında klasik yollarla ithal edilip bütün illerdeki akvaryumculara yayılmadan kalıcı olarak varlığını sürdürebileceğine inanmıyorum.
Atıyorum mesela, yurt dışından X nadir türünü getirdim ve ürettim. Ya hobici olarak düşünürüm ve bu türe bakabileceğine inandığım çevremden az sayıda kişiye dağıtırım. Yada ticari olarak düşünürüm ve X türü sadece bende olduğu için yüksek meblalardan satarım.
Hobici olarak çevreme dağıttığım X türünü verdiğim kişilerin, yaşatıp yaşatamayacağı, sıkılıp sıkılmayacakları, üretip üretemeyeceği, üretirlerse hobici tavrıyla yaklaşıp 3-5 kişiye mi dağıtacakları yoksa ticari düşünüp yüksek meblalardan pazarlayacakları belli değildir. Büyük ihtimalle tür kaybolup gider yada benim kısıtlı çevremde ülke genelinde yaygınlaşmadan yaşamına devam eder.
Ticari olarak düşünürsem X türünü fahiş fiyattan satmaya çalışırım. Benden alan herkes bu"yatırım"dan kar etme duygusuyla daha da fahiş fiyatlardan satmaya çalışırlar. Tür önce kısıtlı bir zümrenin tekelinde bulunur, sonra yeni alıcı çıkmayınca fiyatı düşer, piyasa malı olur ve artık kar getirmediği için piyasadan silinip gider.
Bu benim düşüncem tabiki.
Bence bir türü piyasada yaygınlaştırmak için ülke çapında bunu isteyen herkesin yerel akvaryumculara baskı yapıp bu türü toptancı listelerine taşıtmaları ve en azından bir süre düzenli alım yapıp bu türün birçok kişinin eline geçmesini sağlamaları gerekmektedir.
Yada özel sipariş ile çok sayıda balığı getirip bu türü üretmeyi ciddi anlamda kafaya koymuş çok sayıda akvariste dağıtmak, kontrollü çekilde bu türü devamlı piyasaya yaymak şeklinde olur.
Bizler gibi forumlara girip balıklarını, bilgilerini paylaşmayan ama ciddi anlamda akvarist olan, nadir türler bakan, büyük çapta üretim yapan yüzlerce insan var. Pek çok arkadaşımız eminim ki bir balığı forumlarda görmeyince türkiyede yok yada sadece kendinde var sanıyor oysa ki internette paylaşım yapmayan bir çok bilinçli yada bilinçsiz hobici bu türlere bakıyor ve üretiyor. Bu kişiler balıklarını genelde yerel akvaryumculardan alıyorlar ve ürettiklerini yerel akvaryumculara satıyorlar. Sadece bir kere bile toptancıya gelip türkiyeye yayılmış bir tür bile bizim bilmediğimiz onlarca akvaristin eline geçiyor ve bu kişiler internette paylaşmasalarda bu türleri üretip yerel olarak yaygınlaştırıyorlar. Bu yüzden akvaryumcularda yaygınlaşmayan bir türün kalıcı olacağına inanmıyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Mart 2013 09:47
* Çogu kişi neden akvaryumculugu bıraktı? Benim bütün süralemde akvaryum vardı 10-15 yıl önce hepsi bıraktı. Bilinen sebeplerle.. Eminönün'den-Beşiktaş'a akvaryum bitkisi olmayan bitkiler satılıyor. Çogu akvaryumcu böyle. Sonra akvaryumcu zarar etti,battı.. Eee batar tabii. Hobici mi bıraktınız?
Bir sürale de 1 kişi de akvaryum var. O da zor dayanıyor artık. 16 daireli apartmanda sadece 1 kişide var. 1-2 kişide daha vardı onlarda bıraktı bu işi dayanamadı..
Aşırı bilinçsiz akvaryumcular ve aşırı bilinçsiz bir halk olmamız sebebiyle sonuç malum.Zamanında bazı akvaryumcular kısa sürede vurgun anlayışıyla İstanbul'a 1-2 daire alan,3 katlı bina yaptıran oldu
Normalde her dairede her dükkanda akvaryum olması gerekir.. Ama sonuç ortada?
* Dünyada İthalatta,cari açıkta rekor kırıyoruz. Yabancıları zengin ediyoruz. Yerli,kaliteli üretime geçilmesi gerekir. Bütün akvaryumcular rengarenk,baştan aşagı İTHAL MALLARLA DOLU.
Bu kadar üniversitemiz var,mühendisimiz var,su ürünleri mezunumuz var. Bunlar ne iş yapıyor diye insanın sorası geliyor..
* Türkiye geri kalmış ve fakir bir ülke. Bunu en bariz akvaryumculukta da görüyoruz. Bazı siyasilerin söyledigi gibi uçtuk,kaçtık,gökten para yagıyor tarzı durumlar hiçbir gerçegi yansıtmamaktadır. Son 10 yılda her mahallede üniversite açılma sevdası var 1-2 üniversite hocasıyla görüştüm. Adamlar ögrenci kalitesinin son 10 yılda çok düştügünü söylüyor.
*50-100 yıl daha bir şey degişmez. O zamana da Türkiye kalırsa..!
Bir sürale de 1 kişi de akvaryum var. O da zor dayanıyor artık. 16 daireli apartmanda sadece 1 kişide var. 1-2 kişide daha vardı onlarda bıraktı bu işi dayanamadı..
Aşırı bilinçsiz akvaryumcular ve aşırı bilinçsiz bir halk olmamız sebebiyle sonuç malum.Zamanında bazı akvaryumcular kısa sürede vurgun anlayışıyla İstanbul'a 1-2 daire alan,3 katlı bina yaptıran oldu
Normalde her dairede her dükkanda akvaryum olması gerekir.. Ama sonuç ortada?
* Dünyada İthalatta,cari açıkta rekor kırıyoruz. Yabancıları zengin ediyoruz. Yerli,kaliteli üretime geçilmesi gerekir. Bütün akvaryumcular rengarenk,baştan aşagı İTHAL MALLARLA DOLU.
Bu kadar üniversitemiz var,mühendisimiz var,su ürünleri mezunumuz var. Bunlar ne iş yapıyor diye insanın sorası geliyor..
* Türkiye geri kalmış ve fakir bir ülke. Bunu en bariz akvaryumculukta da görüyoruz. Bazı siyasilerin söyledigi gibi uçtuk,kaçtık,gökten para yagıyor tarzı durumlar hiçbir gerçegi yansıtmamaktadır. Son 10 yılda her mahallede üniversite açılma sevdası var 1-2 üniversite hocasıyla görüştüm. Adamlar ögrenci kalitesinin son 10 yılda çok düştügünü söylüyor.
*50-100 yıl daha bir şey degişmez. O zamana da Türkiye kalırsa..!
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 29 Mart 2013 12:54
Su ürünleri fakültelerinin sitesini dolaştım pek bir şey yok.
Hocalara mesaj attım cevap veren yok.
Zonguldak su ürünleri de yetiştirdigimiz balıklar diyerekten akvaryuma Melek balıgı koymuş))) Onu apartmanda çocuklar da yetiştiriyor.
Hocalara mesaj attım cevap veren yok.
Zonguldak su ürünleri de yetiştirdigimiz balıklar diyerekten akvaryuma Melek balıgı koymuş))) Onu apartmanda çocuklar da yetiştiriyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Nisan 2013 15:25
Benim 2 fikrim var.
*Yeni akvaryuma başlayanlar için " Gönüllü Profesyonel Destegi Verilmeli"..
Bu şe yeni başlayanlar yalnız bırakılmamalı..Balık seçimi,akvaryum kurulumu vb. konularda bu işe yeni başlayanlara aktif olarak yardımcı olunmalı.
Bunun için sitenin ana sayfasında Hobiye Yeni Başlayanlar için Profesyonel Destek Başlıgı açılmalı. Akvaryum dernekleri de bu işe öncülük etmeli..
*2. olarak da Yarı Hobici akavryumcular ve Gelecegi Olan,Umut Vaat Eden akvaryumcular desteklenmeli.
Kadıköy Seval akvaryum,Bakırköy Tropikal akvaryum ufak tefek,kendi halinde yarı hobici akvaryumcular. Adam kendi söylüyor bu Japon 1 yıl içinde ölür diye böyle adamlar.
Bu tür akvaryumcular maddi-manevi desteklenmeli. Bu tür kişiler hobiciligi geliştirir.
Aqua Botanıc,Tropica bitkileri getiriyor adamda girişimcilik var,GELECEK Vaat ediyorsa maddi,manevi desteklenmeli.
Yoksa sürekli hobici kaybı yaşanıyor. Gittikçe eriyoruz..
*Yeni akvaryuma başlayanlar için " Gönüllü Profesyonel Destegi Verilmeli"..
Bu şe yeni başlayanlar yalnız bırakılmamalı..Balık seçimi,akvaryum kurulumu vb. konularda bu işe yeni başlayanlara aktif olarak yardımcı olunmalı.
Bunun için sitenin ana sayfasında Hobiye Yeni Başlayanlar için Profesyonel Destek Başlıgı açılmalı. Akvaryum dernekleri de bu işe öncülük etmeli..
*2. olarak da Yarı Hobici akavryumcular ve Gelecegi Olan,Umut Vaat Eden akvaryumcular desteklenmeli.
Kadıköy Seval akvaryum,Bakırköy Tropikal akvaryum ufak tefek,kendi halinde yarı hobici akvaryumcular. Adam kendi söylüyor bu Japon 1 yıl içinde ölür diye böyle adamlar.
Bu tür akvaryumcular maddi-manevi desteklenmeli. Bu tür kişiler hobiciligi geliştirir.
Aqua Botanıc,Tropica bitkileri getiriyor adamda girişimcilik var,GELECEK Vaat ediyorsa maddi,manevi desteklenmeli.
Yoksa sürekli hobici kaybı yaşanıyor. Gittikçe eriyoruz..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir