balık cinsiyeti üzerine sıcaklık etkisi


KOÇUM ALEXÇevrim Dışı

Kayıt: 19/03/2013
İl: Izmir
Mesaj: 238
KOÇUM ALEXÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 18 Ocak 2014 21:43
Sonuçta akvaryumda kışın ısıtıcı var balıklar genelde aynı sıcaklık ortamı pek farkketmez gibi nasipte ne varsa o olur

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

atarliÇevrim Dışı

Kayıt: 28/11/2015
İl: Malatya
Mesaj: 38
atarliÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 02 Şubat 2016 23:58
[QUOTE=emin3874]
font color="#0000cc" size="5"SICAKLIĞIN BALIKLARDA CİNSİYET BELİRLENMESİNE ETKİSİ/font font color="#ff0000" size="4"(makalenin orjinali)/fontfont size="4"
/font
Giriş
20.000’den fazla türü ile balıklar sınıfı,
hayvanlar aleminde geniş bir yer tutmaktadır.
Omurgalılar arasında bu kadar geniş yer teşkil
eden balıklarda, şüphesiz en çok merak
uyandıran konulardan birisi, üremedir. Bütün
canlılarda olduğu gibi, balıklarda hayatlarını
sürdürebilmek ve gelişebilmek için kendilerini
bulundukları su ortamına adapte etmek
zorundadırlar. Varolabilmek için verilen bu
mücadelenin başında üreme gelmektedir.
Kültürü yapılan balıklarda üremeye bağlı olarak
ana hedef; balık üretim alanını maksimum
düzeyde kullanmak, istenildiği zaman yavru
ihtiyacını karşılamak ve gerekirse elde edilen
yavruların cinsiyetini kontrol edebilmektir.
Balıklarda Cinsiyet Belirlenme
Mekanizmaları
Piferrer (2001)’e göre, balıklarda cinsiyet
belirlenme mekanizmasının üç modeli
mevcuttur: gonadal, polygenik ve çevresel
cinsiyet belirlenmesidir.
Gonadal Cinsiyet Belirlenme
Mekanizması
Doğadaki balık türlerinin ve normal
şartlar altında üretimi yapılan kültür balıklarının
çoğunda cinsiyet, gonadal cinsiyet belirlenme
mekanizması (Gonadal Sex Determination,GSD) tarafından genotipik olarak
belirlenmektedir. Bu mekanizmaya göre doğan
yavruların cinsiyetleri hemen hemen 1:1
(dişi:erkek) oranına eşit olmaktadır (Bull, 1981).
Yani gonadal cinsiyet belirlenme
mekanizmasında her döl bir anne ve babaya
sahip olduğundan ebeveynlerden eşit sayıda
gen almaktadır. Böylece hemen hemen eşit
sayıda dişi ve erkek bireyler meydana
getirmektedir.
Polygenik Cinsiyet Belirlenme
Mekanizması
Polygenik cinsiyet belirlenmesi, erkek ve
dişi cinsiyet belirleyici genlerin
heterokromozomlarda (cinsiyet kromozomları)
olduğu gibi otozom kromozomlarda
bulunmasıyla oluşan cinsiyet belirlenme
mekanizmasıdır (Kallman, 1984; Chourrout,
1988; Piferrer, 2001). Embriyonun cinsiyeti,
ebeveynlerden gelen ve kromozomlarda
bulunan dişi ve erkek faktörlerinin bir
kombinasyonu sonucu belirlenir. Polygenik
cinsiyet mekanizmasında cinsiyet oranı 1:1’den
farklı olabilir (Piferrer, 2001).
Çevresel Cinsiyet Belirlenme
Mekanizması
Omurgalı ve omurgasız canlılarda
embriyonik veya larval gelişim boyunca cinsiyeti
etkileyen çevresel faktörler meydana gelirseçevresel cinsiyet belirlenme mekanizmasından
(Enviromental sex determinations, ESD) söz
edilebilir. Yılan, timsah, kaplumbağa gibi
sürüngenler ile balıklardan aterina (Menidia
menidia) örnek olarak verilebilir. Cinsiyetin
belirlenmesinde etkin olan çevresel faktörler
gonadal (birincil) cinsiyet farklılaşmasına direkt
etkide bulunmaktadırlar. Bu canlılar genotipik
olarak dişi özelliği gösterirken fenotipik olarak
erkek özelliği göstermekte ve sperm
üretmektedirler veya genotipik olarak erkek
özellik göstermekte fakat fenotipik dişi
olduğundan yumurta üretmektedirler. Bazı
zamanda steril olmaktadır. Yani ne sperm nede
yumurta üretememektedirler.
Fujioka (2001), çevresel cinsiyet
belirlenme mekanizmasının birçok balık türünde
de cinsiyetin belirlenmesinde rol oynadığını
bildirmektedir. Omurgalı ve omurgasız birçok
canlı ile bazı balık türlerinde cinsiyeti belirleyen
çevresel parametreler arasında sıcaklık, pH,
besin, stok yoğunluğu, tuzluluk, ışık,
populasyonun cinsiyet oranı, kirlilik ve su
kalitesi gibi etmenler sayılabilir.
Kılıçkuyruk balığında (X. helleri) asidik
sularda (pH 6,2) erkek birey oluşumu %100
oranındadır. Benzer sonuçlar canlı doğuran
balık türlerinden olan P. melanogaster da
benzer sonuçlar göstermektedir (pH, 5.0-6.2 de
erkek oluşum oranı %80-100 iken, pH, 7.0-7.8
de erkek oluşum oranı %0-20’dir) (Rubin,
1985).
Cinsiyet oranını etkileyen bir diğer
çevresel faktör populasyon yoğunluğudur.
Cennet balığında (Macropodus opercularis)
populasyon yoğunluğu fazla olduğunda dişi
oluşum oranı %66 iken, popülasyon yoğunluğu
az olduğunda dişi oluşum oranı %25 dir
(Baroiller ve D’Cotta, 2001).
Sıcaklık, canlılarda cinsiyeti belirleyen en
önemli çevresel faktördür (Strüssmann ve
Patino, 1995b). Omurgalı canlılar arasında ilk
kez bir kertenkele türünde (Agama agama)
tespit edilmiştir (Bull ve ark., 1981). Sıcaklık ile
cinsiyet belirlenmesi (Temperature sex
determination, TSD) birçok kaplumbağa (Bull ve
ark., 1982; Gutzke ve Paukstis, 1984), timsah
(Dournon ve ark., 1990; Wibbels ve ark., 1994)
ve bazı balık türlerinde (Bull, 1983; Conover,
1984; Baroiller ve ark., 1993; Yamamoto, 1999;
Fujioka, 2001) tespit edilmiştir.
Bu omurgalılarda, larval veya embriyonik
gelişimin spesifik bir safhası boyunca gonadal
cinsiyet inkübasyon sıcaklığı ile
belirlenmektedir. Bazı türlerde, düşük sıcaklıkta
erkek bireyler üretilirken, yüksek sıcaklıkta dişbireyler üretilmektedir. Diğerlerinde ise tersi
olmakta yani düşük sıcaklıkta dişiler üretilirken,
yüksek sıcaklıkta erkek bireyler üretilmektedir
(Bull, 1983).
Lepistes balığı yavrularına uygulanan
farklı su sıcaklıklarının cinsiyet oranını
değiştirdiği gözlenmiştir. Artan su sıcaklığı
erkek oluşumu yönünde, azalan su sıcaklığı dişi
oluşumu yönünde cinsiyet oranını etkilemiştir.
Yavrulara düşük su sıcaklığı uygulamalarında
19°C de %88.14±4.86, 21°C de %65.91±2.67
ve 22.5°C de %60.56±3.77 oranında dişi birey
üretilirken, yüksek su sıcaklıklarında ise 29°C
de %34.94±2.17, 33°C de %4.25±2.67 ve 35°C
de %0 oranında dişi birey üretilmiştir. Kontrol
grubunda dişi oluşum oranı %49.62’dir (Şekil 1;
Ak, 2003).
Lepistes yavrularına farklı sıcaklık
uygulamaları sonucu oluşan cinsiyet oranlarının
kontrol grubuna göre önemlilik derecesi
yönünden incelenmesi Tablo 5.2.1.1.’de
verilmiştir. 19°C de A1 tekerrürü önemli
(p<0.01), A2 tekerrürü az önemli (p<0.05) ve A3
tekerrürü önemsiz (p>0.05) çıkmıştır. 21°C de
B1 tekerrürü önemli (p<0.05), B2 ve B3
tekerrürleri önemsiz (p>0.05) çıkmıştır. 22,5°C
ve 29°C sıcaklık gruplarında tekerrürler arası
fark önemsiz çıkmıştır (p>0.05). 33°C de E1 ve
E3 tekerrürleri önemli derecede (p<0.01) farklı
çıkarken, E2 tekerrürü farksız (p>0.05)
çıkmıştır. 35°C de F1 tekerrürü önemli (p<
0.05), F2 tekerrürü önemli (p<0.05)
bulunmuştur. F3 tekerrürünün ise birey sayısı
çok az (3) olduğundan herhangi bir istatiksel
işlem yapılamamıştır. Yavrulara sıcaklık
uygulanmasında artan su sıcaklığı ile erkek
oluşumu yönünde, azalan su sıcaklığı ile
beraber dişi oluşumu yönünde bir eğilim
font face="Courier New, Courier, mono"font size="4"
/font/fonta href="#" target="_blank"/aa href="#"a href="http://img357.imageshack.us/img357/4456/oranfw6.jpg" class="highslide" onclick="return hs.expand(this)"img src="http://img357.imageshack.us/img357/4456/oranfw6.jpg" style="max-width: 320px;" //a/a

editededitIDemin3874/editIDeditDate2010-03-04 20:48:17/editDate/edited[/QUOTE]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir