Father Fish Yöntemiyle 50x30x30
Gönderim Zamanı: 6 Saat 40 Dakika önce
Konu sahibi sanki Father Fish’ in kendisiymiş gibi! Cevaplar ‘alıntı’ tarzında. Başlangıçta o kadar kimyasal, bu sisteme gidebileceği kadar yetiyor mu? Yetiyorsa bu ne ile test edilmiş ve her litreye minimum/maksimum oranları nelerdir? Senede iki kez %15-20 lik su değişimleri zaten iki haftada buharlaşan suyun ilavesine denk geliyor; neden senede iki kez değiştiriyoruz o halde? Çelişkili, anlamsız ve neyi niçin yaptığımızın bilimsel bir neden-sonuç verisi olmayan bir yöntem! Diğer kurulumlar çok mu bilimsel? Değil tabiki ama belki de yüzbinlerce kez test edilmiş ‘tevatür’ bir yol. Bir akvaryumda hangi yöntem ile kurulum yapılırsa yapılsın sistem dışarıdan müdahaleye açıktır. Doğada da durum böyle! Göller taze su alır, nehirler veya göletler mevsimsel şartlar altında sürekli dönüşür durur ve hatta kurak zamanlarda tüm biyotik sistemlerin çöktüğü sıklıkla görülür. Yeni bir can, yeni bir dokunuş her habitatın ihtiyacıdır. Hangi yöntemle kurulursa kurulsun, tabanında kum ve bitkilerin olduğu her akvaryumda, kendi niş durumuna göre doğadakine benzer bir sistem oluşur zaten. Madde döngüsü ve bu döngüyü yürüten mikroorganizmalar bir şekilde oluşuyor. Bu oluşumu hızlandırmak veya oluşumun kendisini oluruna bırakmaktan bahsetmek daha doğru bir yaklaşım bana göre. Hobideki yaklaşımım açısından balıkların ve bitkilerin biyotoplarındaki durumu esas alıp uygulamaya çalışırım. Su değerlerini, tank kompozisyonlarını, varsa bitkilerini ve canlılarını sınırlı bir bölgeye odakla seçer kurulum yaparım. Bu bakış açısına göre ‘doğaya en yakın’ yaklaşıma, doğru ve eksiksiz kurulan ‘bitotopların’ daha uygun olduğunu düşünüyorum. Sürekli testler yapıp durumu izlerim. Herşeyin olması gerektiği gibi olması için yeri geldiğinde müdahalelerde bulunurum (Gün ve mevsim simülasyonu hariç). Parantez içinde bahsettiğim şartlar dışında, beslediğim canlıların mevsimsel ortalamalarını (su sıcaklığı, pH, gH, kH vb) esas alıp ona göre yol alırım. Bu da bir müdahaledir sistemin selameti açısından! Bana göre hobi, bir canlıyı ve yaşadığı ekosistemi taklit edip, izleyip notlar almak, onların davranışlarını öğrenmektir. Bir başkası için bitki peyzajıdır, üretim yapmaktır, low techdir, walstaddır, hi techtir vs. Esas olan tankın döngüye girmesi ve nitratı ve diğer toksik unsurları belirli bir oranda herhangi bir yöntemle zararsız halde tutabilmektir. Sistem (mikro yaşam, su değerleri, canlıların uyumu vb), içinde bulunduğu şartlara göre zaten şekil alıyor. Dikkat etmekte fayda var; doğadaki tatlı su habitatları mükemmel değil! Hiçbir sistem kusursuz ve nihai değil! Oluşur, gelişir, işlevini yürütür ve yeniden döngüye karışmak üzere atomik parçalarına ayrışarak yeni bir hayat için bekler. Bu açıdan, Father fish ve walstadd yöntemleri çok da doğayla tutarlı değiller! Yapmaya çalıştıkları şey, bitki ve mikrop işbirliği ile azot döngüsünün en az müdahale ve en az balık, karides ve salyangozla iş yürütmesi. Yem vermemek, haddinden fazla göz yoran, yeri geldiğinde bitkilerin de yaşamını tehdit eden alglere müdahale etmemek, ölen canlıları hastalık ve patojen riskine rağmen tankta bırakmak vs çok da zevk alınası şeyler olmasa gerek! Her kurulum yaklaşımı tartışılır ve eksikleri vardır.
Beğenenler: [T]245642,Taha10[/T][T]199205,Rafayel[/T][T]125030,GhostKoi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 6 Saat 6 Dakika önce
Konu sahibinin son yazdığı mesaj ile birlikte konuya ilgimi kaybettim. Yeniden yazılan mesajda sorulan sorulara ve gelen eleştirilere yanıt vermemesi zaten açıkça bir hayal dünyası içinde yaşadığını gösteriyor. Yazdığı yazılar bir yere kadar doğru olsa da aşırı alakasız. Belki de cevap vermesi için father fish'in yeni videosunu beklemesi gerekiyordur bilemiyorum.
Beğenenler: [T]199205,Rafayel[/T][T]125030,GhostKoi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 5 Saat 28 Dakika önce
Doğal bir akvaryumda sistemin işleyişi, gözle görülmeyen ama etkisi büyük bir mikro yaşamın varlığına dayanır. Bu mikrofauna, bakterilerden rotiferlere ve protozoalara kadar pek çok organizmayı kapsar. Mesela, bir akvaryumda ölen bir canlının tamamen yok olmasını sağlayan şey, bu mikroskobik canlıların durmaksızın çalışmasıdır. Çürüme başladığında bakteriler devreye girer, organik maddeyi ayrıştırır ve bu süreçle oluşan besinler, diğer mikroorganizmalara ve nihayetinde bitkilere kadar ulaşır. Bu döngü o kadar doğal bir şekilde işler ki, sadece izleyerek bile bu sistemin güzelliğini fark edebilirsiniz.
Yemlemeyi az yapmak, bu mikrofaunanın besin döngüsünü destekler. Su piresi veya planarya gibi daha büyük görülebilir organizmaların yanı sıra, mikroskobik seviyedeki canlılar da tankın sağlığını korur. Bu organizmalar arasında rekabet, kaynakların dengelenmesini sağlar ve zararlı patojenlerin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Müdahale edilmeyen bir sistemin "görünmeyen elleri" diyebiliriz buna.
Suyun değişimi konusuna gelince; buharlaşan su yalnızca saf sudur. Ancak tankta çözünmüş mineraller ve diğer bileşenler birikmeye devam eder. Çeşme suyunda kalsiyum, magnezyum gibi sertlik sağlayan mineraller bulunabilirken, bazen eser miktarda ağır metaller ve klor da olabilir. Hazır suların ise mineral içeriği genelde düşüktür ama tamamen saf değildir. Bu yüzden, su değişimi yaparak akvaryumdaki birikimi seyreltebilir ve sağlıklı bir ortamı koruyabilirsiniz.
Doğal bir akvaryumun güzelliği, mükemmel bir görüntü yaratmasında değil, kendi içindeki döngülerin sorunsuz çalışmasındadır. Her yaprağın çürümesi, her ölen canlının yeni bir yaşam döngüsüne katılması, aslında bu sistemin birer parçası. Bu düzeni anlamak ve ona şahit olmak, doğadan ilham alan bir hobinin gerçek zevki değil midir?
Doğa zaten mükemmel değildir; ama her şey olması gerektiği gibidir. İhtiyacımız olan şey, doğanın tasarımıyla uyum içinde bir sistem kurmak ve onun kendi ritmini izlemesine izin vermektir. En basit haliyle, işte asıl “zevk” burada gizlidir. 😊
Yemlemeyi az yapmak, bu mikrofaunanın besin döngüsünü destekler. Su piresi veya planarya gibi daha büyük görülebilir organizmaların yanı sıra, mikroskobik seviyedeki canlılar da tankın sağlığını korur. Bu organizmalar arasında rekabet, kaynakların dengelenmesini sağlar ve zararlı patojenlerin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Müdahale edilmeyen bir sistemin "görünmeyen elleri" diyebiliriz buna.
Suyun değişimi konusuna gelince; buharlaşan su yalnızca saf sudur. Ancak tankta çözünmüş mineraller ve diğer bileşenler birikmeye devam eder. Çeşme suyunda kalsiyum, magnezyum gibi sertlik sağlayan mineraller bulunabilirken, bazen eser miktarda ağır metaller ve klor da olabilir. Hazır suların ise mineral içeriği genelde düşüktür ama tamamen saf değildir. Bu yüzden, su değişimi yaparak akvaryumdaki birikimi seyreltebilir ve sağlıklı bir ortamı koruyabilirsiniz.
Doğal bir akvaryumun güzelliği, mükemmel bir görüntü yaratmasında değil, kendi içindeki döngülerin sorunsuz çalışmasındadır. Her yaprağın çürümesi, her ölen canlının yeni bir yaşam döngüsüne katılması, aslında bu sistemin birer parçası. Bu düzeni anlamak ve ona şahit olmak, doğadan ilham alan bir hobinin gerçek zevki değil midir?
Doğa zaten mükemmel değildir; ama her şey olması gerektiği gibidir. İhtiyacımız olan şey, doğanın tasarımıyla uyum içinde bir sistem kurmak ve onun kendi ritmini izlemesine izin vermektir. En basit haliyle, işte asıl “zevk” burada gizlidir. 😊
Beğenenler: [T]240275,Laterthanbefore[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 5 Saat 19 Dakika önce
[QUOTE=grendel1984]Father fish metodu old school denmiş walstad metodu new school mu? [/QUOTE]
Walstad medotu da elbette yeni degil. Ben genel olarak ikisini kiyasladigimda bu yontemi walstada gore daha zahmetli, daha fazla malzeme ihtiyacli buldum. Bu kadar malzemeye, zamana ve az veya cok verilen zahmete gore elde edilen goruntu bence baya bir zayif ve eksik gorunuyor. Ama konu sahibi goruntuden, elde ettigi sonuctan memnun kendisinin de belirttigi uzere. Bize sadece hobi cercevesinde eksiklerini tartismak, elestirmek duser. Bir de ek olarak walstad metodu da aslinda sanildigi gibi kur akvaryumu yan gel yat tarzinda bir yontem kesinlikle degil. En az diger akvaryum kurulum teknikleri gibi rutin bakima ihtiyaci var. Bu yontemi merak eden arkadaslar, kurmak isteyenler kesinlikle bu sekilde dusunulmemeli. Malum son yillarda konusu fazla aciliyor forumda.
Father Fish dayiya gelecek olursak; su degistirmeyin, yem vermeyin, bunu yapin dip cekiminden kurtulun, test kiti kullanmayin vb. soylemler etrafinda donen tavsiyelerinden dolayi biraz yeni nesil islere karsi gibi duruyor. Verdigi tavsiyeleri, videolarini kotu niyetli bulmuyorum kesinlikle. Sadece kendisinin yaptigi isler bu hobinin farkli bir dali. Ya da father fish yontemi diye bir terimle aniyorsak belki de kendi ekolunu yaratti. Iste bu yontem kimimize uymuyor, konu sahibi gibi kimimiz de oldukca memnun.
Walstad medotu da elbette yeni degil. Ben genel olarak ikisini kiyasladigimda bu yontemi walstada gore daha zahmetli, daha fazla malzeme ihtiyacli buldum. Bu kadar malzemeye, zamana ve az veya cok verilen zahmete gore elde edilen goruntu bence baya bir zayif ve eksik gorunuyor. Ama konu sahibi goruntuden, elde ettigi sonuctan memnun kendisinin de belirttigi uzere. Bize sadece hobi cercevesinde eksiklerini tartismak, elestirmek duser. Bir de ek olarak walstad metodu da aslinda sanildigi gibi kur akvaryumu yan gel yat tarzinda bir yontem kesinlikle degil. En az diger akvaryum kurulum teknikleri gibi rutin bakima ihtiyaci var. Bu yontemi merak eden arkadaslar, kurmak isteyenler kesinlikle bu sekilde dusunulmemeli. Malum son yillarda konusu fazla aciliyor forumda.
Father Fish dayiya gelecek olursak; su degistirmeyin, yem vermeyin, bunu yapin dip cekiminden kurtulun, test kiti kullanmayin vb. soylemler etrafinda donen tavsiyelerinden dolayi biraz yeni nesil islere karsi gibi duruyor. Verdigi tavsiyeleri, videolarini kotu niyetli bulmuyorum kesinlikle. Sadece kendisinin yaptigi isler bu hobinin farkli bir dali. Ya da father fish yontemi diye bir terimle aniyorsak belki de kendi ekolunu yaratti. Iste bu yontem kimimize uymuyor, konu sahibi gibi kimimiz de oldukca memnun.
Beğenenler: [T]205902,ArifhbsAquatics[/T][T]251979,grendel1984[/T]
+1: [T]125030,GhostKoi[/T][T]240275,Laterthanbefore[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 3 Saat 11 Dakika önce
Çoğu akvaryum bitkisine nispeten kalın köklere sahip bitkinin adı nedir acaba?[EDIT]Laterthanbefore,2024-11-27 19:00:46[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir