Father Fish Yöntemiyle 50x30x30
Gönderim Zamanı: 11 dakika önce
Konu sahibi sanki Father Fish’ in kendisiymiş gibi! Cevaplar ‘alıntı’ tarzında. Başlangıçta o kadar kimyasal, bu sisteme gidebileceği kadar yetiyor mu? Yetiyorsa bu ne ile test edilmiş ve her litreye minimum/maksimum oranları nelerdir? Senede iki kez %15-20 lik su değişimleri zaten iki haftada buharlaşan suyun ilavesine denk geliyor; neden senede iki kez değiştiriyoruz o halde? Çelişkili, anlamsız ve neyi niçin yaptığımızın bilimsel bir neden-sonuç verisi olmayan bir yöntem! Diğer kurulumlar çok mu bilimsel? Değil tabiki ama belki de yüzbinlerce kez test edilmiş ‘tevatür’ bir yol. Bir akvaryumda hangi yöntem ile kurulum yapılırsa yapılsın sistem dışarıdan müdahaleye açıktır. Doğada da durum böyle! Göller taze su alır, nehirler veya göletler mevsimsel şartlar altında sürekli dönüşür durur ve hatta kurak zamanlarda tüm biyotik sistemlerin çöktüğü sıklıkla görülür. Yeni bir can, yeni bir dokunuş her habitatın ihtiyacıdır. Hangi yöntemle kurulursa kurulsun, tabanında kum ve bitkilerin olduğu her akvaryumda, kendi niş durumuna göre doğadakine benzer bir sistem oluşur zaten. Madde döngüsü ve bu döngüyü yürüten mikroorganizmalar bir şekilde oluşuyor. Bu oluşumu hızlandırmak veya oluşumun kendisini oluruna bırakmaktan bahsetmek daha doğru bir yaklaşım bana göre. Hobideki yaklaşımım açısından balıkların ve bitkilerin biyotoplarındaki durumu esas alıp uygulamaya çalışırım. Su değerlerini, tank kompozisyonlarını, varsa bitkilerini ve canlılarını sınırlı bir bölgeye odakla seçer kurulum yaparım. Bu bakış açısına göre ‘doğaya en yakın’ yaklaşıma, doğru ve eksiksiz kurulan ‘bitotopların’ daha uygun olduğunu düşünüyorum. Sürekli testler yapıp durumu izlerim. Herşeyin olması gerektiği gibi olması için yeri geldiğinde müdahalelerde bulunurum (Gün ve mevsim simülasyonu hariç). Parantez içinde bahsettiğim şartlar dışında, beslediğim canlıların mevsimsel ortalamalarını (su sıcaklığı, pH, gH, kH vb) esas alıp ona göre yol alırım. Bu da bir müdahaledir sistemin selameti açısından! Bana göre hobi, bir canlıyı ve yaşadığı ekosistemi taklit edip, izleyip notlar almak, onların davranışlarını öğrenmektir. Bir başkası için bitki peyzajıdır, üretim yapmaktır, low techdir, walstaddır, hi techtir vs. Esas olan tankın döngüye girmesi ve nitratı ve diğer toksik unsurları belirli bir oranda herhangi bir yöntemle zararsız halde tutabilmektir. Sistem (mikro yaşam, su değerleri, canlıların uyumu vb), içinde bulunduğu şartlara göre zaten şekil alıyor. Dikkat etmekte fayda var; doğadaki tatlı su habitatları mükemmel değil! Hiçbir sistem kusursuz ve nihai değil! Oluşur, gelişir, işlevini yürütür ve yeniden döngüye karışmak üzere atomik parçalarına ayrışarak yeni bir hayat için bekler. Bu açıdan, Father fish ve walstadd yöntemleri çok da doğayla tutarlı değiller! Yapmaya çalıştıkları şey, bitki ve mikrop işbirliği ile azot döngüsünün en az müdahale ve en az balık, karides ve salyangozla iş yürütmesi. Yem vermemek, haddinden fazla göz yoran, yeri geldiğinde bitkilerin de yaşamını tehdit eden alglere müdahale etmemek, ölen canlıları hastalık ve patojen riskine rağmen tankta bırakmak vs çok da zevk alınası şeyler olmasa gerek! Her kurulum yaklaşımı tartışılır ve eksikleri vardır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir