Tarçının Afrodizyak Etkisi


betta13Çevrim Dışı

Kayıt: 19/01/2007
İl: Giresun
Mesaj: 95
betta13Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 00:38
[QUOTE=dr.aqua] [QUOTE=kaos402]İllede balıkları üremeye teşfik etmek sürekli yavru almak istiyorsanız en doğal yöntem protein miktarı fazla olan kaliteli yemler ve en önemlisi canlı yem. O kadar üretici tanıyorum tek kullandıkları protein değerleri yüksek yemler ve canlı yem. Düzenli olarak canlı yem takviyesi yaptığınız zaman daha iyi sonuç alacağınızı garanti edebilirim. Yinede tercih  sizin.Kolay gelsin [/QUOTE]

Etçil beslenen balıklar için, düzenli canlı yem vermek zaten normalde yapılması gerekenler arasındadır. Etcil veya otcul balıkların besin ihtiyaçlarını karşılayarak üreyebildiklerini iddia ediyorsunuz, akvaryumda üretimi yapılamamış türler bu sınıfın dışında kalıyor. Sizce neden? Toplumumuzda düşünmeye ve yeniliklere ön yargıyla bakılıyor buna anlam verebilmiş değilim. Bir kaç olumusuz sonuç alınmış olabilir ki bu durum gayet normaldir. Hatalardan dolayısı ile kaynaklandığını bilsem de her bir olumsuz sonuç bize fikir verebilir. Buluşlar ve icatlar gökten zembille iner gibi ilk halleriyle günümüze ulaşmadılar. Bir buluş yapılmadan önce defalarca hayal kırıklığı yaşanır. Bulunduğunda en uygun model ve halini alana kadar geliştirilir. Peki nasıl ? Bazen bilinçli deneylerle, bazen tamamiyle deneme-yanılma yöntemleriyle... Her ne olursa olsun ''Hiç bir zafere çiçekli yollardan gidilmez'' (La Fontanie).

Ampulün icadını anlatan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum;

   EDİSON AMPULÜ NASIL İCAT ETTİ  
Edison bir dinleme gezisi sırasında metal fabrikatörü ve Amerika  dinamo makinesinin imalatçısı Willam Wallace tarafından yaptığı yeni elektrik lambasını gözden geçirmeye davet edildi. Tahta çerçeveyle hareket eden iki koldan ibaret basit cihazın karşısına grafit plaka iliştirilmişti. Her iki plakayı birleştiren elektrik akımı ve mavi ışık yayı gibi görünüyordu.Gözleri kamaştıran bu alev, grafit plakaları çabucak eritiveriyordu.

Edison bu sahneyi konuşmadan seyrediyordu. Elektrik ışığı! Cidden büyük fikirdi bu! İnsanlık öteden beri geceyi gündüze çevirmeye uğraşmış; bunun için mum,yağ ve nihayet 19.yüzyılın başından beri hava gazı kullanmıştı.Madem ki bilim insanlığa elektriği hediye etmişti.Elektriğin ideal bir enerji kaynağı olduğu meydandaydı. Fakat Wallece metodu Edisona doğru bir yol görünmüyordu. Yanındakilere döndü ve zannedersem ben daha iyisini yaparım dedi.

Edison'un 40-50 iş arkadaşıyla işe koyulma tarzı, bilim araştırmaları tarihinde eşsizdir.Ara vermeden çalışıyorlardı.Atölyede yapılan ufak cam ampullerin içerisindeki hava,elektrik akımının kızgın hale getireceği maddenin yanmasına engel olmak için boşaltıyordu. Fakat esas mesele bu maddenin ne olacağı konusundaydı.Kimi maddeler çok az dayanabiliyor, kimileri çok pahalıya mal oluyordu. Halbuki Edison öylesine ucuz bir lamba yapmak istiyordu ki,herkes alıp evine takabilsin.Kömürleştirme işleminden geçmiş mukavva, hindistan cevizi kabuğu, mantar, hatta laboratuarı gezmeye gelen bir misafirin kızıl sakalından bir iki tel bile denendi.

Durmadan çalışmak yüzünden Edisonun gözleri yanıyor, dayanılmaz sancılar veriyordu. Ama o bunları kimseye söylemiyor, sadece hatıra defterine kaydediyordu.

Peşpeşe deneylerin sürdüğü bir gün asistanı artık bu işten vazgeçsek! deyiverdi.
Edison; - Ne için? Asistan; - Çünkü şu ana kadar iki bin deney yaptık ve hiçbir sonuç alamadık!


Edison hemen itiraz etti;

Bu doğru değil...Evet, amacımıza ulaşamadık ama hiçbir netice elde edemediğimiz doğru değildir.Çünkü aradığımız şeyin, yaptığımız bu iki bin deney içinde bulunmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.
1879 Kasımında Edison bir gece yazı masasının başına oturmuş, sönük bir puroyu emerek ne yapacağını düşünüyordu. Dalgın dalgın ceketinin düğmelerinden birini çevirirken düğme koptu.Üstünden bir iplik parçası sarkıyordu.Birden yerinden fırladı, laboratuara geçti ve teknisyenlerine iplik parçasını gösterdi. - Böylesini acaba ceyran nakledici olarak kullandık mı hiç? Demek kullanmadık! Öyleyse gidin bir yumak ip alın,ufak parçalar halinde kesin, kömürleştirin ve lambalarınızı takın. 
Asistanları sonuç ummamakla beraber hemen dediğini yaptılar.Edisonun bu fikri, bu sahadaki çalışmalarından vazgeçmeden önce başvurulacak son çare olarak görülüyordu.

Kömürleştirilen iplikler her seferinde kırılmasına rağmen bu hassas ipliklerden biri kırılmadan lambaların birine takılabildi.Lambanın havası hemen boşaltıldı.Lambaya elektrik verildiğinde iplik kızdı ve tatlı sarı bir ışık meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığı meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığa büyülenmiş gibi bakıyorlar.Acaba ne kadar sürecekti?Ampul saatlerce sönmedi.Süren çalışmalar sonunda  elektrik santrali yapmak, 900 binada elektrik şebekesi kurmak,binlerce sayaç yerleştirmek,duylarıyla beraber 14.000 ampul yapmak gerekti.

4 eylül 1882 de meşhur mucidin bir işareti üzerine akım verildiği zaman, bütün mahallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik hallenin yüzlerce binasında binlerce  elektrik ampulü yandı ve etrafa parlak, tatlı ışıklar saçılmaya başladı.
 
Edison devrinin en büyük meraklısı ilan edildi.Herkes sadece lambaları değil,onu da görebilmek için akın etti. Edisonu tanımayan kimse kalmadı...

Tam 2000 başarısız deney ve buna rağmen gösterilen azim... Ben Edison olmayabilirim, uğraşımda ampülün icadı kadar önemli olmayabilr. Fakat her ne olursa olsun 6 yaşımdan beri bıkmadan usanmadan ilgilendiğim bu hobi adına bir yeni basamak görüyorum önümde.. Ve ben onca gözlem yapmışken sonuçları görüyor biliyorken bütün uğraşlarımı çöpe atamam. İsteyen kulak tıkasın karşı çıksın bunlar benim için önemli değil. Ben yine uğraşımı sürdürmeye devam edeceğim. Saygılar.

[/QUOTE]

1.si
Akvaryum balıklarıyla, Akkor flamanlı Ampülleri aynı mantıkla yorumlamanız, gerçekten üzücü, kullandığınız baharat farklı akvaryumlarda farklı balıklarda  faklı sonuçlar doğurabiliyor, yukardaki yorumları , dikkatle okumuyorsunuz sanırım,neden hala bu baharatı balık üretimi inanılmaz olumlu etkileri olan bir sihirli deynek miş gibi lanse etmeye çalışıyorsunuz? onu anlamıyorum.
 2.si
 Böyle deneme yanılma yoluyla birşeylere ulaşıcaksanız,size tavsiyem karabiberi, acı biberi ,   sivri biberi  olmadı dolmalık biberi de  deneyin bakalım ne olucak?
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kaos402Çevrim Dışı

Kayıt: 16/10/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 386
kaos402Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 00:49
Deneme yanılma yönteminden bahsetmişssiniz ama bu yötemin ucunda canlı hayatı yatığını hatırlatmak isterim.Canlı söektöründeki firmalar yeteri kadar bu çalışmaları yapmakta.Kısacası Amerika kıtası varsa bunu birdaha keşif etmenin anlamı yok bence.Elinizde kullanılan maddeler üzerine oterite sahibi( doktorlar,botanistler,pharmakoknaloglar) tarafından bir makale,araştırma olmadan denemesi taraftarı değilim.Bu benim görüşüm,sizinkinede sonuna kadar saygı duyuyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

betta13Çevrim Dışı

Kayıt: 19/01/2007
İl: Giresun
Mesaj: 95
betta13Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 01:03
[QUOTE=kaos402]Deneme yanılma yönteminden bahsetmişssiniz ama bu yötemin ucunda canlı hayatı yatığını hatırlatmak isterim.Canlı söektöründeki firmalar yeteri kadar bu çalışmaları yapmakta.Kısacası Amerika kıtası varsa bunu birdaha keşif etmenin anlamı yok bence.Elinizde kullanılan maddeler üzerine oterite sahibi( doktorlar,botanistler,pharmakoknaloglar) tarafından bir makale,araştırma olmadan denemesi taraftarı değilim.Bu benim görüşüm,sizinkinede sonuna kadar saygı duyuyorum.[/QUOTE]

kesinlikle katılıyorum, deneme yanılma derken zaten easas konuyu açan arkadaşşın edison vari yorumlarıyla ilgili sadece ironi yapmak istemişdim.
  Sonuçta bu canlıları bu sitedeki yirmibini aşan her üye eminim hayatındaki birçok canlıdan çok sevmektedir, ve inanıyorumki kimse bu konuda kötü niyetli değildir, ama ortaya bir gözlem yada deneyim artık adına ne derseniz deyin koyduğumuzda, aynı konuyla ilgili başkalarının gözlemlerinede saygı göstermeliyiz ki hobi konusunda biyerlere varalım...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

f.torresÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 21/02/2010
İl: Izmir
Mesaj: 3000
f.torresÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 02:47
[QUOTE=betta13]
kesinlikle katılıyorum, deneme yanılma derken zaten easas konuyu açan arkadaşşın edison vari yorumlarıyla ilgili sadece ironi yapmak istemişdim.
  Sonuçta bu canlıları bu sitedeki yirmibini aşan her üye eminim hayatındaki birçok canlıdan çok sevmektedir, ve inanıyorumki kimse bu konuda kötü niyetli değildir, ama ortaya bir gözlem yada deneyim artık adına ne derseniz deyin koyduğumuzda, aynı konuyla ilgili başkalarının gözlemlerinede saygı göstermeliyiz ki hobi konusunda biyerlere varalım...
[/QUOTE]
Akvaryum balıkları için ilaç üreten şirketler mesela Sera bu ilaçları nasıl bulmuştur seraya formül ilacın formülü gökten zembille inmediğine göre Serada bu ilaçları deneme ile bulmuş olmalı.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Yunus EmreÇevrim Dışı

Kayıt: 12/01/2007
İl: Trabzon
Mesaj: 1180
Yunus EmreÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 04:22
Evanescence bir şarkısında diyorki; '' So afraid to open your eyes, hypnotized. '' Gözlerinin açılmasından o kadar çok korkuyorsunki hipnoz olmuşsun, uyumuşsun gibi bir anlamı var.Buda o hesap..
 
Mantık çerçevesinde olduğu sürece yeni şeyler denemek insanları ileri götürür.Birkaç olumsuzlukla hayır bu yanlış diyip hemen konuyu kötülemek gibi bir alışkanlığımız var toplum olarak.Beyinler, gözler birşeye kitleniyor, yeni olana  hep bir itiraz etme çabasındayız.
Yapılan deneyler için, yeni şeylerin bulunabilmesi için bazen canlıların hayatları tehlikeye atılabiliyor.Bunun adı katliam değildir, bilim için birşeyler öğrenmek için gereklidir.Kendimden örnek veriyim.Benim kurbağayı diseksiyon yapıp ordaki sistemleri pratiktede görmem gerek.Aynı şekilde kalp, böbrek incelerkende.Çünkü her zaman  klasik bilgiler yeterli gelmeyebiliyor.
Konuyu açan arkadaş birşey denemiş ve faydalarını gördüğünü söylemiş.Bunu destekleyen denemelerde var.Olumsuz sonuç alan arkadaşlarında kendi hataları olduğunu görüyorum.Ayrıca kimseyede akvaryumlarınıza zorla, illaki tarçın ekleyin denmiyor.Mantıklı bulmuyorsanız, yanlış olduğunu düşünüyorsanız kullanmazsınız olur biter.
Sonuç olarak mantık ve bilim çerçevesinde yeni şeylerin denenmesine izin verilmeli ve denenmelidirde.Bu anlamda ben yanlış ya da hatalı birşey görmüyorum..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 06:19
[QUOTE=betta13]
1.si
Akvaryum balıklarıyla, Akkor flamanlı Ampülleri aynı mantıkla yorumlamanız, gerçekten üzücü, kullandığınız baharat farklı akvaryumlarda farklı balıklarda  faklı sonuçlar doğurabiliyor, yukardaki yorumları , dikkatle okumuyorsunuz sanırım,neden hala bu baharatı balık üretimi inanılmaz olumlu etkileri olan bir sihirli deynek miş gibi lanse etmeye çalışıyorsunuz? onu anlamıyorum.
 2.si
 Böyle deneme yanılma yoluyla birşeylere ulaşıcaksanız,size tavsiyem karabiberi, acı biberi ,   sivri biberi  olmadı dolmalık biberi de  deneyin bakalım ne olucak?
 
[/QUOTE]

Merhaba, sizin çıkardığınız anlam tamamiyle bakış açısıyla ilgili. Ampullerle balıkları bağdaştırmadım, vurgulamak istediğim şey; kararlılık, inanç, uğraş, deney, gözlem... Tarçını sihirli değnek gibi de lanse etmedim aksine tek başına yeterli olmayacağını sonucun tamamiyle şartlarla ilgili olduğunu defalarca yazdım. Sanırım konuyu baştan sona okumadınız ya da sadece olumsuz mesajları görmek istediniz. Bakın siz alaycı tavırla yazmışsınız ben yine de dikkatlice yazmaya devam ediyorum. Benim bu yaptığım nasrettin hocanın göle maya çalmasına benzemiyor. Elime her geçeni akvaryuma atıyor da değilim. Tam 16 yıldır balık besliyorum ve bugüne dek benim akvaryumumda 19 balık ölmüştür. Bunlardan 10 tanesi misafir çocukları yüzünden topluca, 5 tanesi normal şekilde diğer 4 tanesi akvaryumdan zıplayarak öldü. Onca yıl içinde yetiştirdiğim yüzlerde yavru içinden 19 balığın ölmesi tahmin ettiğinizden de başarılı değil mi? Bana balık katliamcısı muamelesi yapmanızı asla kabul etmem. Ve tanklarımı gördüğünüzde sırf yüzünüzdeki o şaşkın ifadeyi görmek için sizi evime davet etmek isterdim.

[QUOTE=betta13] [QUOTE=kaos402]Deneme yanılma yönteminden bahsetmişssiniz ama bu yötemin ucunda canlı hayatı yatığını hatırlatmak isterim.Canlı söektöründeki firmalar yeteri kadar bu çalışmaları yapmakta.Kısacası Amerika kıtası varsa bunu birdaha keşif etmenin anlamı yok bence.Elinizde kullanılan maddeler üzerine oterite sahibi( doktorlar,botanistler,pharmakoknaloglar) tarafından bir makale,araştırma olmadan denemesi taraftarı değilim.Bu benim görüşüm,sizinkinede sonuna kadar saygı duyuyorum.[/QUOTE]

kesinlikle katılıyorum, deneme yanılma derken zaten easas konuyu açan arkadaşşın edison vari yorumlarıyla ilgili sadece ironi yapmak istemişdim.
  Sonuçta bu canlıları bu sitedeki yirmibini aşan her üye eminim hayatındaki birçok canlıdan çok sevmektedir, ve inanıyorumki kimse bu konuda kötü niyetli değildir, ama ortaya bir gözlem yada deneyim artık adına ne derseniz deyin koyduğumuzda, aynı konuyla ilgili başkalarının gözlemlerinede saygı göstermeliyiz ki hobi konusunda biyerlere varalım...
[/QUOTE]

Burda kendinizle çelişiyorsunuz.



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Murad17Çevrim Dışı

Kayıt: 09/05/2010
İl: Batman
Mesaj: 50
Murad17Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 11:36
Merhabalar
dr.aqua Arkadaşımızın yaptığı çalışma gayet başarılı buldum. Ben denedim başaramadım. Olabilir deneysel hatalar vardır çoğu zaman. Arkadaşımız konuyu başından sonuna kadar herşeyi detaylı bir şekilde anlatmış.
Ben yaptığım deneyler sonucunda bunları keşfettim. Bu olumlu veya olumsuz sonuçlar çıktı şeklinde. Akvaryumunda hastalık bulunmayan kendine güvenen arkadaşlar bunu kendi akvaryumlarında uygulayabilirler, şeklinde ifade etmiş.
Biliyorumki çoğu arkadaş bu konuyu ilk olarak açınca çok şaşırmışlardır. Acaba bende denesem mi?
ya başarılı olursa balıklar yavru alırsa çok güzel olacak şeklinde hayaler kurmaya başlamışlardır.
Fakat bazı işler herzaman yolunda gitmeyebilir.
Hiçbirinizin birbirini suçlama yargılama hakkıda yoktur. isteyen dener istemeyen denemez. Bu kadar BASİT birşey...
Saygılar!


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

demoklesÇevrim Dışı

Kayıt: 06/01/2009
İl: Ankara
Mesaj: 302
demoklesÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 11:51
Yahu arkadaş Türkiye'de ne zaman birisi yararlı birşeyler bulsa dış güçler hemen köstek oluyor...
saygılarımla..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 12:01

"DOZ"Bu sihirli kelimeyi anlamak çok önemli.Milyonlarca şarta bağlı bir değişkenlik yumağı doğal mucize olan yaşamlara birşeyler ilave etmek her zaman risk taşır.Bunlar tamamen deneysel çalışmalardır.Sadece ve sadece isteyenler bunu kullanabilir.Kimseye dayatılmamıştır.Kötü ya da iyi sonuçlanan her şey kullanıcının sorumluluğundadır.Bu kadar sert eleştirmeye gerek yok.Kimse hangi şartta uygularsanız uygulayın sonuçları olumlu olur dememiştir.Diğer şartlar optimum olduğunda bunu kullanmak üremeyi hızlandırıcı etki yapabilir.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrimiçi

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6980
Koksal GurkanÇevrimiçi
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Mayıs 2010 12:38
Önceki sayfalarda yazmıştım ancak tartışmalar söz konusu olunca hatırlatma olarak tekrar eklemenin yararını görüyorum. Konuyu tam okumayanlar için farkındalık getirir.
Tarçın uygulaması çay ve meyan kökü kullanımına dair konular içerisinde ortaya çıkmıştır. Ama kendisine ait bir konu olması ve o konuda değerlendirilmesi gereksinimi vardı. Bu yönlendirmeyi yapınca Ümit (Dr. Aqua) konuyu açtı ve ilgilenen bir çok kişi de denedi. Öncesinde de varolan bir takım uyarılar vardı. Aşağıdaki linkte bahsettiğim genel uyarılar bulunmaktadır.
http://www.akvaryum.com/Forum/sifali_bitkiler_envanteri_ve_kullanim_uya_k373447.asp


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

aydindogan79Çevrim Dışı

Kayıt: 26/11/2008
İl: Kayseri
Mesaj: 27
aydindogan79Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 24 Mayıs 2010 10:23
2 çay kaşığı tarçını bir su bardağı sıcak suda iyice karıştırdıktan sonra bir yemek kaşığı kadarını 30 literlik yavru akvaryumuma ve geri kalanınıda 135 litrelik içinde 10 yunus 4 tane sp olan ana tanka boşattım 10. gündeyiz daha önce yavru almadığım 1 dişi yunusum yumurta aldı ve en önemlisi 3- 4 aydır devam eden 2 erkek yunusumun çene altındaki beyaz mantarlaşma 10 günde neredeyse kayboldu sadece ufak bi beyazlık kaldı oda sanırım 1-2 günde kaybolacak 30 litrelik yavru tankımda bi değişiklik yok, tesadüfte olabilir gerçekten etkili bir tedavi ve afrodizyakta olabilir ama benim gözlemlediğim bunlar

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Mayıs 2010 11:53
Merhaba Aydın bey, benim iddialarımla tamamen doğru orantılı ve benim gözlemleyipte daha  başkasından duymadığım bir şeyi daha yazmışsınız. Duyarlılık gösterip bizimle paylaştığınız için size teşekkür ediyorum. Tarçının üremeye teşvik ettiğini bir çok türde bariz gördüm bu özelliğinin kesin olduğunu biliyorum. Sonra bazı iç hastalıklara ve deri hastalıklarına iyi geldiğini düşünüyordum bunu önceki yorumlarımda da belirtmiştim. Ayrıca sizden duymak hem düşüncelerime destek oldu hem de beni mutlu etti açıkcası... Fakat bütün bunlara rağmen bilinçli bir akvarist olarak sizi eleştirmeden geçemeyeceğim, keşke 135 ltlik tankta 10 yunus 4 sp beslemeseydiniz. Hacim uygun değil dolayısı ile hem balıklarınız yeterince sağlıklı olmayacak hem de su şartları yeterince iyi olmayacaktır. Buna bağlı olarak tarçından olumlu sonuç yerine ters etki görebilirdiniz. Aslında 2 çay kaşığı 135 + 30 =165 llitre için normalden yüksek doz gibi görülüyor fakat sizin kaşığı kökleyip atanlardan olmadığınızı bu yüzden olumlu sonuç aldığınızı düşünüyorum.

Bu  arada aklıma başka birşey geldi. Tarçın kullanımında litreye göre doz ayarlarken, akvaryumun içindeki net su hacmine göre değilde sadece cam uzunluk ölçülerine göre hesaplayanlar olabilir. Bu yanlışÜnlem Akvaryumun içindeki kum, kaya, v.b. gibi hacim kaplayan cisimleri göz ardı etmeden litre hesabı yapmayı unutmayalım. Ayrıca tarçın kullanırken kaşığı kökleyerek değil silme tabir edilen biçimde  kullanmak gerkiyor. Yani kaşığın üzerinde yükseklik oluşmamalı. Bu önemli uyarıyı tekrarlamak istedim.

Aydın bey, size tekrar teşekkür ediyorum.
dr.aqua2010-05-25 03:23:07

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kaos402Çevrim Dışı

Kayıt: 16/10/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 386
kaos402Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 24 Mayıs 2010 13:47
[QUOTE=demokles]Yahu arkadaş Türkiye'de ne zaman birisi yararlı birşeyler bulsa dış güçler hemen köstek oluyor...
saygılarımla..
[/QUOTE]
Bu köstek olamak değildir.Bir ürün yada ilaç denenirken yada geliştirirken GÖZLEM yapılmaz.Düzenli sayısız test ve analizler yapılır.Gözlemlemekle,deneyimle bir ilacın bir canlı üzerinde yan etkis olmadan kullanılır diye ileri sürülemez.
 
Bir ilacın piyasaya çıkması yaklaşık 14 sene sürer,Siz bir maddenin canlılar üzerindeki etkisini gözlmeleyerek ben bu işi yaparım ve hiçbir sorun olmaz diyorsanız;ilaç sirketleri ile görüşüp boşu boşuna 14 sene ve milyonlarca dolarlık yatırım yapmasınlar,gerek yok.
 
Siz bir işi kuralına(Dünya çapında  gerekli otoritelerden onay almış uygulama prosedürleri)  uygun olarak yapıyorsanız haklısınız, ama bu iş gözlemlemeyele deneme yanılmayla olmaz. Öyle olsaydı Sera...vb gibi şirketlere ne gerek var,direk aktarlardan alalım bitkileri kullanalım.Aslında ilaç şirketleri ve hastanelerede gerek yok onlarıda kapatalım.Deneme yanılma ile biz bu işi çözeriz.
 
Eskiden yani teknoloji ve bilim bu kadar gelişmeden önce,deneme yanılma ile keşifler yapıldı ama bu teknoloji ve bilgi çağında bu tarz yaklaşımlar insanları yanlış yönlendirmekten başka bir işe yaramaz.
 
Konuyu açan yada yorum yapan arkadaşlara direk bir sataşmam yok,genel konuşuyorum. İsterseniz sizlere bitkilerin ne işe yaradaıkları ile alakalı tablolar paylaşabilirim.Bu bilgiler  tamamen bilimsel çalışmalar sonucu yıllar içinde bulunmuştur.Ama bu etkileri elde etmek için maddeyi bitkinin hangi kısmından,hangi yöntemler kullanılarak elde edildiği gibi bir çok karışık ve detaylı  işlemler var. Mesela Aspergillus niger bacterisi   pH 2-3,5 de Citric acid, Zayıp asidik pH da gluconic acid, nötüral pH ise oxalic acid verir.
 
Bu başlığın ana konusu olan tarçın acaba ne tarçını? Çin tarçınımı,seylan taçınımı.......vb  Sonuçta hepsi tarçın ve tarçın diye satılıyor ama özellikleri tamamen farklı.Tarçın,kekik..vb alınırken Latince isimleri bilinmeyen yada belgelenmemiş bir yerden  alıyorsanız kesin olarak kullanacağınız bitkiyi bilemezsiniz ve etkilerinide kestiremzsiniz.Şekil,yapı görünüş olarak birbirine çok benzeyen ve bu işin eğitimini almış profesyonel kişiler olmadan  nerdeyse ayırt etmesi imkansızdır.
 
Bitkilerin çoğu ülkemzide direk doğadan toplanmaktadır ve içeriklerinin ne olduğu ve miktarı bilinmemektedir.Siz bir bitki hakkında canlıya özel kullanımlarıyla alakalı bilimsel bir yayın bulduysanız, kullanılan bitkiyi mutlaka kültür ortamında yetiştirilmiş olmalıdır.Aksi taktirde etki gözlemliyemezsiniz.
 
Bunlardan  bahsetmemin nedeni;sizleri  kırmak,üstünlük sağlamak veya bilmişlik yapmak değil.Sadece mümkün olduğunca doğru bilgi sağlamaktır. Canlılar üzerinden yapılan araştırmalar için Veteriner fakültesi,su ürünleri fakültesi tarafından yapılan araştırmalar ve ingilizceniz varsa sciencedirect gibi makalae ve araştırmaların yayınlandığı makalelere ulaşarak elde edebilirsiniz.Bu araştırmalar lisans ve lisans üstü eğitmenler tarafından uzun zamanimaddi kaynak ve emek harcanmış çalışmalardır.
 
Son olarak ;konuyu yada uğraşları kötülemek amacı güdülseydi hiç kimse tarşıma yada bilgi paylaşımında bulunmaz ve direk olarak negatif düşüncelere yer verilirdi.Yeni birşeyler deneyip etkinliğini öğrenmek sitiyorsanız elinizde gerekli analiz aletleri(HPLC,TLC....VB) olmadan canlının hayatını bilimsellik yada yeni birşeyler bulmak adına değil,tamamen kendi merakınız adınca tehlikeye atmış olursunuz. Balıklar canlı olduğuna göre ve canlılar için biolojik, genetik ,farmasötik kimya ,biokimya,fizyoloji,analitik kimya,farmakognozi gibi birçok alanda bilgi sahibi olmanız gerekir. Açıkcası bilimsel bir çalışma olmadan bu tarz konuların yeni başlayanlar ve bilgi sahibi olmayan aktivistler için yarardan çok zarar getirdiğine inanıyorum.Forumda o kadar konu var '' ben yaptım oldu'',''falanca yapmış oldu'' '' akvaryumcu böyle yapıyormuş' gibi ve hepsine verilen cevap aynı.
 
Herkese sağlıklı ve mutlu günler.
kaos4022010-05-24 14:01:46

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

birolkurnazÇevrim Dışı

Kayıt: 04/05/2009
İl: Ankara
Mesaj: 114
birolkurnazÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 24 Mayıs 2010 14:44

Bu konuda deneyim sahibi olduğumu düşünüyorum. Bazı arkadaşlar canlılar üzerinde yapılan denemelerin ne kadar kötü birşey olduğundan bahsediyor. Bu konuda eleştirilerde bulunan bazı arkadaşlarımızda bir şekilde sağlıkla ilgililer.

Sormak isterim hayvan üzerinde bazlı denemeler olmasayd, bugün insanoğlu için yararlı olabilecek buluşlar yapılabilirmiydi. Sanki şu yaşadığımız yüzyılda canlılar üzerinde denemeler yapılmıyor.
 
Ayrıca belirteyim insanoğlu üzerinde yapılan bir çok deneyi unutmayınız. Doktora gittiğinizde bile bir ilaç veridiğinde  olumlu sonuç alamayınca başka bir ilaç, sonra başka ilaç v.s. Demek oluyorki; Biz istesekte istemesekte olumlu bir şey bulmak için yanılacağız, yanlışa düşeceğiz.
 
Ben hala tarçın ve meyan kökünü deneyenlerdenim. Denemeyede devam edeceğim. bu sırada yanlış yapıp belkide çok sevdiğim balıklarımda kayıp yaşayacağım. Ama bugüne kadar olumsuz bir durumla karşılaşmadım. Denemeyi düşünen arkadaşlara da söylemek isterim. Herşeyin bir bedeli var Sonuç olumlu ise yavru olumsuz ise malasef kayıp karar sizin.
 
 
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir