Tarçının Afrodizyak Etkisi


Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Mayıs 2010 22:02
[QUOTE=anger.03]Bugün anlatıldığı gibi bu uygulamayı bende gerçekleştirdim.Ve sonuç olumsuz.200 lt tankıma 1.5 kaşık tartçını ılık su dolu kapta karıştırdıktan sonra süzdüm ve daha sonra tankıma ilave ettim.Su çok bulandı ve balıklar 5 dk içinde suyun üstüne çıktılar halbuki dış filtrem var ve hava motoruda 10 saat açık kalıyor.Beslediğim türler yunus ve sp.Damızlık boydaki balıklarım sallanmaya başladı su yüzeyinden ayrılmıyorlardı.Yunuslarımın yüzgeç dipleri kızardı.Yedek tankım vardı balıkların hepsini oraya aldım.Ve tankın suyunu komple değiştirdim.Şimdi suyun dinlenmesini oturmasını bekliyeceğim.Faydasını görenler var ama bu uygulamayı birdaha denemeyeceğime eminim.Saygılar. [/QUOTE]
Akvaryum şartları, balık sayısı, yem-ilaç kullanımı, su değişimleri gibi bilgiler olmadan değerlendirmek çok doğru olmaz. Ancak su şartlarının önemli olduğu her seferde bahsediliyor. Sonuçta herkese uygun olmayabilir. Çünkü şartlar yerine getirilmemiş durumlarda sonuçların kötü olması kaçınılmazdır.


[QUOTE=cgrcsr]Dış filtre hiç bir koşulda kapatılmaz daima çalışmalıdır, üzüldüm balıklarınız için.
Konuyu uzun süredir takip ediyorum kontrollü eklenmesi gerektiği söyleniyordu keşke öyle yapsaydınız.[/QUOTE]
Dış filtre önemlidir ama bir çok kişinin dış filtresi olmadığını da unutmamak gerekir. Dolayısıyla dış filtre yokmuş gibi düşünmek gerekir. Dış filtre yoksa, elektrik kesilirse, başka bir şey çıkarsa önemli olan takip edip, el altında dinlenmiş su bulundurup anında değiştirebilecek kadar hazır olmaktır.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

nightmareoÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/05/2006
İl: Balikesir
Mesaj: 664
nightmareoÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mayıs 2010 14:33
Kesinlikle tavsiye etmiyorum.Bence balıkları doğal haliyle bırakmak ekstra riskler almak gereksiz.Neden derseniz bugun sabah 100 litre akvaryumuma 1 çay kaşıyı tülbentten gecirerek verdim ve şu an balıklarım aşırı derecede haraketsizleştiler.Daha önce yerinde durmayan erkeğim bile bir taşın altında kayaya yaslanmış duruyor.Ağızlarını büyükce açarak nefes alıyolar.Bu arada  leleupi besliyorum.Hemen 1/5 oranında su değişimi yaptım ve gözlemliyorum gerekirse diğer akvaryuma alacağım balıkları.Aynı tanktaki lepisteslerde hiç bi değişiklik olmadı.Güçlü bir iç filtrem var ve son ayarda çalışıyor.Dış filtren neden yok derseniz 1 hafta önce siparişini verdim ancak hepsiburda.com azizliğine uğradım.
Demek istediğim her balıkta her akvaryumda aynı etkiyi göstermediği kesin.Herşeye rağmen emek sarfeden deneyimlerini paylaşan arkadaşlara cok cok teşekkür ederim.Emeğe saygı.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mayıs 2010 21:20
Merhaba İsmail bey, öncelikle dış filtreniz olmalı diye bir kural yok. Dış filtresi olupta su değerleri vasat seviyelerde yüzen tanklar elbette var. Dış filtre veya sumpu olmayan su değerleri çok kaliteli tanklar da elbette var. Bana göre bu hobide başarılı olmak yetenek gerektiriyor. Eğer yeteneğiniz yoksa bilgi de tek başına yeterli değil, o kişinin tecrübesine de güvenmem. Her balıkta her akvaryumda aynı etkiyi göstermemesi gayet normal çünkü bu hobide işler mekanik mantığa göre yürümüyor. Yani kurmalı kolu çevir, zamanı ayarla düğmeye bas sonra ışık yansın ve herşey tıkır tıkır yolunda gitsin şeklince bir mantık söz konusu değildir. İşler tamamiyle biyolojik sistem üzerine kurulu bir düzene bağlıdır. Bu düzende şartlara... Yineliyorum, haliyle her tankta her balıkta aynı etkiyi göstermemesi gayet normaldir. Ayrıca leleupi ve lepistesi aynı tankta beslediğiniz için sizi tebrik etsem ciddiye alır mısınız?

TECRÜBESİNE YETERİNCE GÜVENMEYEN HOBİCİLER LÜTFEN TARÇINI DENEMESİNLER.


Beğenenler: [T]218076,Ofsedef[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

bilimci67Çevrim Dışı

Kayıt: 20/02/2010
Mesaj: 53
bilimci67Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Mayıs 2010 21:36
Arkadaşlar olumsuz etki görürseniz %10-15 su değişimi yapın,geçer.Denenmiş,görülmüştür.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mayıs 2010 21:50
Ne gibi olumsuzluklar gördünüz ? Ve tankınızdan, beslediğiniz türlerden bahseder misiniz? dr.aqua2010-05-21 22:14:23

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

bilimci67Çevrim Dışı

Kayıt: 20/02/2010
Mesaj: 53
bilimci67Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Mayıs 2010 22:28

O anlamda değil.Ben yazımda yanlış kullanımda oluşabilcek zararlara karşı su değişimi yapın anlamında dedim.Ben de bir kere tarçını yanlış uygulamıştım.Ondan biliyorum.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mayıs 2010 22:32
Anladım teşekkür ederim. Peki daha sonra tarçını tekrar denediniz mi?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kaos402Çevrim Dışı

Kayıt: 16/10/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 386
kaos402Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2010 03:11
Herkese merhaba,ben eczacılık son sınıf öğrencisiyim ve iki sene kadarda kimya mühendisliği geçmişim var.Bitkiler ve ilaç kullanımında yapılan en büyük hatayı paylaşmak istiyorum.Çoğu ilacın ve bitkilerin etkileri  kendilerinden  değil bünyesinde bulunan ana maddenin ph,sıcaklık, karaciğer enzimleri ile metabolizasyonuna bağlı olarak  ortaya çıkan farklı metabolitler üzerinden ortaya çıkar. Sizin akvaryumunuzun su değerlerinden tutunda, bakteri türlerine kadar detaylı bir kapsama alanı bu metabolitleri etkilemektedir.
 
Akvaryuma uyguladığınız X ilacı farklı akvaryum değerlerinde farklı metabolitler ve sonuç olarak farklı etkiler göstermektedir.Bu kimi zaman tedavi ve destek amaçlı etki gösterir,kimi zamansa toksik etki göstererek balıklarınızın ölümlerine neden olmaktadır.Bunlara ek olarak suyunuzda bulunan yaralı bakterileri gereksiz yere etkileyip fırsatçı bakterilerin çoğalmasına neden olur.
 
Bu gibi durumlarda su değerlerinze göre geniş spekturumlu antibiotikler kullanılabilir ama buda balıklarınızın ilaçlara karşı direnç gelişmesine neden olacaktır.
 
Yine ek olarak ilaçların metabolizasyonu çoğunlukla karacigerdeki CYP450 enzimlerinin alt birimleri olan enzimlerle  olur.Bu enzimlerin balıklarda ne derece olduğu konusunda bir bilgiye raslamadım.İnsanlara bakıldığından birinin fayda gördüğü ilaçtan bir değeri fayda göremiyorsa  ; nedeni 2 unsurdur.
1)Etki göremeyen insanda ilacın etken maddesine direnç gelişmiştir.
2)İlacın metabolize olduğu karaciger enzimleri eksik demektir.
Sonuç olarak ilaç metabolize olamayıp vicutta birikir ve toksiteye neden olur.
 
İlaç deyip geçmeyin lütfen, yeterli bilginiz yoksa yada kulaktan dolma birşeyler bilip uygulayıp balıklarınızın sağlığını hatta oluşabilecek dirençlerden dolayı ülkemizdeki canlıları riske atmayın. Pahalıda olsa balıklara özel ürünler oldukça ilaç yada bitki ekstireleri kullanmayın. Piyasada o hastalığa özgü ürün yoksa, iyice araştırmadan her duydugunuzu denemeyin.
 
Bitkileri hafife almayın.Birçok ilacın etken maddesi bitkiler üzerinden keşfedilip sentetik olarak sentezlenmiştir..İnanın bana bitkiler üzerine 2 yıldır ders alıyorum ve sandığınız gibi doğal olup zararsız değiller.Çoğu durumda gayet öldürücü olabiliyorlar. Unutmayın ilaç ile zehirin arasındaki tek fark dozdur.Dozu arttırdığınızda vitamin ve mineraller bile zehirleyici olabiliyorlar.
 
Umarım azda olsa bir yardımım dokunmuştur.
kaos4022010-05-22 03:17:02

+1: [T]210204,Kerimzmn[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

f.torresÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 21/02/2010
İl: Izmir
Mesaj: 3000
f.torresÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2010 04:05
Çağrı beyin mesajına katılmamam elde değil yerli bir firmanın ürettiği balık vitamininde vitamin a vitamin d vitamin e var ilginç olan bu vitaminlerin tümü yağda eriyen vitaminler.
İlginç olan diğer konu ise balıklar için çok gerekli olan B grubu vitaminler yok ?
C vitamininde bahsedilmiyor ?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

bilimci67Çevrim Dışı

Kayıt: 20/02/2010
Mesaj: 53
bilimci67Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2010 10:31
[QUOTE=dr.aqua]Anladım teşekkür ederim. Peki daha sonra tarçını tekrar denediniz mi? [/QUOTE]
Bu sefer akıllandım. 20 günde bir deniyorum.Şimdi 10 gün sonra tekrar deneyeceğim.
   Tarçında da aynı kural geçerli.Azı yarar çoğu zarar.Arkadaşlar sıf yavru alalım diye çok koyduklarında maalesef bu tür olaylar meydana geliyor.Lütfen daha dikkatli olalım.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kemalbayÇevrim Dışı

Kayıt: 25/06/2009
İl: Bursa
Mesaj: 3
kemalbayÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2010 11:38
En İdeali 15 Günde Bir Uygulamak

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kaos402Çevrim Dışı

Kayıt: 16/10/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 386
kaos402Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2010 12:22
İllede balıkları üremeye teşfik etmek sürekli yavru almak istiyorsanız en doğal yöntem protein miktarı fazla olan kaliteli yemler ve en önemlisi canlı yem. O kadar üretici tanıyorum tek kullandıkları protein değerleri yüksek yemler ve canlı yem. Düzenli olarak canlı yem takviyesi yaptığınız zaman daha iyi sonuç alacağınızı garanti edebilirim. Yinede tercih  sizin.Kolay gelsin 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2010 20:03
[QUOTE=kaos402]İllede balıkları üremeye teşfik etmek sürekli yavru almak istiyorsanız en doğal yöntem protein miktarı fazla olan kaliteli yemler ve en önemlisi canlı yem. O kadar üretici tanıyorum tek kullandıkları protein değerleri yüksek yemler ve canlı yem. Düzenli olarak canlı yem takviyesi yaptığınız zaman daha iyi sonuç alacağınızı garanti edebilirim. Yinede tercih  sizin.Kolay gelsin [/QUOTE]

Etçil beslenen balıklar için, düzenli canlı yem vermek zaten normalde yapılması gerekenler arasındadır. Etcil veya otcul balıkların besin ihtiyaçlarını karşılayarak üreyebildiklerini iddia ediyorsunuz, akvaryumda üretimi yapılamamış türler bu sınıfın dışında kalıyor. Sizce neden? Toplumumuzda düşünmeye ve yeniliklere ön yargıyla bakılıyor buna anlam verebilmiş değilim. Bir kaç olumusuz sonuç alınmış olabilir ki bu durum gayet normaldir. Hatalardan dolayısı ile kaynaklandığını bilsem de her bir olumsuz sonuç bize fikir verebilir. Buluşlar ve icatlar gökten zembille iner gibi ilk halleriyle günümüze ulaşmadılar. Bir buluş yapılmadan önce defalarca hayal kırıklığı yaşanır. Bulunduğunda en uygun model ve halini alana kadar geliştirilir. Peki nasıl ? Bazen bilinçli deneylerle, bazen tamamiyle deneme-yanılma yöntemleriyle... Her ne olursa olsun ''Hiç bir zafere çiçekli yollardan gidilmez'' (La Fontanie).

Ampulün icadını anlatan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum;

   EDİSON AMPULÜ NASIL İCAT ETTİ  
Edison bir dinleme gezisi sırasında metal fabrikatörü ve Amerika  dinamo makinesinin imalatçısı Willam Wallace tarafından yaptığı yeni elektrik lambasını gözden geçirmeye davet edildi. Tahta çerçeveyle hareket eden iki koldan ibaret basit cihazın karşısına grafit plaka iliştirilmişti. Her iki plakayı birleştiren elektrik akımı ve mavi ışık yayı gibi görünüyordu.Gözleri kamaştıran bu alev, grafit plakaları çabucak eritiveriyordu.

Edison bu sahneyi konuşmadan seyrediyordu. Elektrik ışığı! Cidden büyük fikirdi bu! İnsanlık öteden beri geceyi gündüze çevirmeye uğraşmış; bunun için mum,yağ ve nihayet 19.yüzyılın başından beri hava gazı kullanmıştı.Madem ki bilim insanlığa elektriği hediye etmişti.Elektriğin ideal bir enerji kaynağı olduğu meydandaydı. Fakat Wallece metodu Edisona doğru bir yol görünmüyordu. Yanındakilere döndü ve zannedersem ben daha iyisini yaparım dedi.

Edison'un 40-50 iş arkadaşıyla işe koyulma tarzı, bilim araştırmaları tarihinde eşsizdir.Ara vermeden çalışıyorlardı.Atölyede yapılan ufak cam ampullerin içerisindeki hava,elektrik akımının kızgın hale getireceği maddenin yanmasına engel olmak için boşaltıyordu. Fakat esas mesele bu maddenin ne olacağı konusundaydı.Kimi maddeler çok az dayanabiliyor, kimileri çok pahalıya mal oluyordu. Halbuki Edison öylesine ucuz bir lamba yapmak istiyordu ki,herkes alıp evine takabilsin.Kömürleştirme işleminden geçmiş mukavva, hindistan cevizi kabuğu, mantar, hatta laboratuarı gezmeye gelen bir misafirin kızıl sakalından bir iki tel bile denendi.

Durmadan çalışmak yüzünden Edisonun gözleri yanıyor, dayanılmaz sancılar veriyordu. Ama o bunları kimseye söylemiyor, sadece hatıra defterine kaydediyordu.

Peşpeşe deneylerin sürdüğü bir gün asistanı artık bu işten vazgeçsek! deyiverdi.
Edison; - Ne için? Asistan; - Çünkü şu ana kadar iki bin deney yaptık ve hiçbir sonuç alamadık!


Edison hemen itiraz etti;

Bu doğru değil...Evet, amacımıza ulaşamadık ama hiçbir netice elde edemediğimiz doğru değildir.Çünkü aradığımız şeyin, yaptığımız bu iki bin deney içinde bulunmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.
1879 Kasımında Edison bir gece yazı masasının başına oturmuş, sönük bir puroyu emerek ne yapacağını düşünüyordu. Dalgın dalgın ceketinin düğmelerinden birini çevirirken düğme koptu.Üstünden bir iplik parçası sarkıyordu.Birden yerinden fırladı, laboratuara geçti ve teknisyenlerine iplik parçasını gösterdi. - Böylesini acaba ceyran nakledici olarak kullandık mı hiç? Demek kullanmadık! Öyleyse gidin bir yumak ip alın,ufak parçalar halinde kesin, kömürleştirin ve lambalarınızı takın. 
Asistanları sonuç ummamakla beraber hemen dediğini yaptılar.Edisonun bu fikri, bu sahadaki çalışmalarından vazgeçmeden önce başvurulacak son çare olarak görülüyordu.

Kömürleştirilen iplikler her seferinde kırılmasına rağmen bu hassas ipliklerden biri kırılmadan lambaların birine takılabildi.Lambanın havası hemen boşaltıldı.Lambaya elektrik verildiğinde iplik kızdı ve tatlı sarı bir ışık meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığı meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığa büyülenmiş gibi bakıyorlar.Acaba ne kadar sürecekti?Ampul saatlerce sönmedi.Süren çalışmalar sonunda  elektrik santrali yapmak, 900 binada elektrik şebekesi kurmak,binlerce sayaç yerleştirmek,duylarıyla beraber 14.000 ampul yapmak gerekti.

4 eylül 1882 de meşhur mucidin bir işareti üzerine akım verildiği zaman, bütün mahallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik hallenin yüzlerce binasında binlerce  elektrik ampulü yandı ve etrafa parlak, tatlı ışıklar saçılmaya başladı.
 
Edison devrinin en büyük meraklısı ilan edildi.Herkes sadece lambaları değil,onu da görebilmek için akın etti. Edisonu tanımayan kimse kalmadı...

Tam 2000 başarısız deney ve buna rağmen gösterilen azim... Ben Edison olmayabilirim, uğraşımda ampülün icadı kadar önemli olmayabilr. Fakat her ne olursa olsun 6 yaşımdan beri bıkmadan usanmadan ilgilendiğim bu hobi adına bir yeni basamak görüyorum önümde.. Ve ben onca gözlem yapmışken sonuçları görüyor biliyorken bütün uğraşlarımı çöpe atamam. İsteyen kulak tıkasın karşı çıksın bunlar benim için önemli değil. Ben yine uğraşımı sürdürmeye devam edeceğim. Saygılar.

dr.aqua2010-05-22 21:37:18

Beğenenler: [T]210204,Kerimzmn[/T]
Teşekkür Edenler: [T]210204,Kerimzmn[/T]
+1: [T]210204,Kerimzmn[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Mayıs 2010 20:35
[QUOTE=kaos402]Herkese merhaba,ben eczacılık son sınıf öğrencisiyim ve iki sene kadarda kimya mühendisliği geçmişim var.Bitkiler ve ilaç kullanımında yapılan en büyük hatayı paylaşmak istiyorum.Çoğu ilacın ve bitkilerin etkileri  kendilerinden  değil bünyesinde bulunan ana maddenin ph,sıcaklık, karaciğer enzimleri ile metabolizasyonuna bağlı olarak  ortaya çıkan farklı metabolitler üzerinden ortaya çıkar. Sizin akvaryumunuzun su değerlerinden tutunda, bakteri türlerine kadar detaylı bir kapsama alanı bu metabolitleri etkilemektedir.
 
Akvaryuma uyguladığınız X ilacı farklı akvaryum değerlerinde farklı metabolitler ve sonuç olarak farklı etkiler göstermektedir.Bu kimi zaman tedavi ve destek amaçlı etki gösterir,kimi zamansa toksik etki göstererek balıklarınızın ölümlerine neden olmaktadır.Bunlara ek olarak suyunuzda bulunan yaralı bakterileri gereksiz yere etkileyip fırsatçı bakterilerin çoğalmasına neden olur.
 
Bu gibi durumlarda su değerlerinze göre geniş spekturumlu antibiotikler kullanılabilir ama buda balıklarınızın ilaçlara karşı direnç gelişmesine neden olacaktır.
 
Yine ek olarak ilaçların metabolizasyonu çoğunlukla karacigerdeki CYP450 enzimlerinin alt birimleri olan enzimlerle  olur.Bu enzimlerin balıklarda ne derece olduğu konusunda bir bilgiye raslamadım.İnsanlara bakıldığından birinin fayda gördüğü ilaçtan bir değeri fayda göremiyorsa  ; nedeni 2 unsurdur.
1)Etki göremeyen insanda ilacın etken maddesine direnç gelişmiştir.
2)İlacın metabolize olduğu karaciger enzimleri eksik demektir.
Sonuç olarak ilaç metabolize olamayıp vicutta birikir ve toksiteye neden olur.
 
İlaç deyip geçmeyin lütfen, yeterli bilginiz yoksa yada kulaktan dolma birşeyler bilip uygulayıp balıklarınızın sağlığını hatta oluşabilecek dirençlerden dolayı ülkemizdeki canlıları riske atmayın. Pahalıda olsa balıklara özel ürünler oldukça ilaç yada bitki ekstireleri kullanmayın. Piyasada o hastalığa özgü ürün yoksa, iyice araştırmadan her duydugunuzu denemeyin.
 
Bitkileri hafife almayın.Birçok ilacın etken maddesi bitkiler üzerinden keşfedilip sentetik olarak sentezlenmiştir..İnanın bana bitkiler üzerine 2 yıldır ders alıyorum ve sandığınız gibi doğal olup zararsız değiller.Çoğu durumda gayet öldürücü olabiliyorlar. Unutmayın ilaç ile zehirin arasındaki tek fark dozdur.Dozu arttırdığınızda vitamin ve mineraller bile zehirleyici olabiliyorlar.
 
Umarım azda olsa bir yardımım dokunmuştur.
[/QUOTE]
Sizden aynı yazıyı genel anlamda düzenleyerek aşağıdaki linkte de paylaşmanızı rica edebilir miyim?
Teşekkürler.
http://www.akvaryum.com/Forum/sifali_bitkiler_envanteri_ve_kullanim_uya_k373447.asp


+1: [T]59215,kaos402[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir