Teşekkür ederim.
Kısaca Altum'la olan tanışıklığım:
1) Benim çıplak gözle ilk altum görmem yaklaşık 10 yıl önceydi, o zaman Amerika'da yaşıyordum. Orada bir forumda tanıştığım bir abinin evinde görmüştüm. Damızlık melekleriyle 4 ya da 5 tane vahşi altumu aynı tankta tutuyordu. Oradaki akvaryumcuya dönem dönem gelirmiş bu balıklar, o şekilde edinmiş.
2) Sonra ben de almak istedim ama bu balıkları denk getirip almak çok kolay iş değil birçok tesadüfün üst üste rastlamasıyla olabiliyor (Amerika'da bile). Sonunda internetten bulup anlaştığım birinden oldukça da maddi risk alarak bu balıkları satın aldım. Balıklar bana geldiğinde çok iyi durumdaydılar. Hayatımda ilk ve tek F0 balık beslemem budur, ancak bu balıklarda F0'un farkını gördüm. Akvaryumumda sanki balık değil de yabani bir at sürüsü geziniyordu. Çok güzel balıklardı genç olmalarına rağmen büyüyünce çok güzel olacaklarını tahmin edebiliyordum. Bu balıkları o dönem satın almamın nedenlerinden biri de yakında Türkiye'ye dönecek olmam ve balıkları Türkiye'ye getirmek istememdi. Maalesef o dönemde 11 Eylül saldırıları gerçekleşti ve havayolları güvenlik önlemlerini çok arttırdılar. Benim bagajlarım saatlerce arandı. Ben de bu balıkların havaalanında uçağa binememe riskini almak istemediğim için cesaret edemedim ve balıkları Türkiye'ye getirmekten vazgeçip o dönem melek çiftlerimi benden satın alan melek üreten bir abiye hediye ettim. Sonradan uçağa binerken gördüm ki yanıma aldığım bir kısım nadir tür beta ve lepistesi uçağa sokmamda sıkıntı olmadı ve altumları geride bıraktığım için çok üzüldüm.
3) Türkiye'ye döndükten sonra nasıl bu balıklara tekrar sahip olabilirim diye çok araştırdım, hatta Kolombiya'dan ihracatçılarla temasa geçtim ancak ithal işlerini bilmediğim için çekindim ve yapamadım. Umarım birgün direk Kolombiya'dan ithalat ya ben yaparım ya yapacak babayiğitle tanışırım ve bu balıklar F0 olarak Türkiye'ye de gelir.
4) Sonunda beklediğim fırsat ayağıma geldi. Daha önce bir ithalat sırasında tanıdığım Saruman nickli Gökhan Bey (tekrar teşekkürler)'in uyarısıyla ithalatçı arkadaşın (ismini buraya yazmıyorum reklama girmesin diye ö.m.den sorana cevaplarım) bu balıkları ithal edeceğinden haberim oldu ve ithalata dahil oldum.
5) İthalat sırasında ben 10 adet ısmarlamama rağmen ithalatçı bana "balıklar büyük geldi senin ödediğin paraya karşılık hakkın 7 tane ama ben sana 8 tane göndereceğim eğer istersen; istemezsen paranı iade ederim " deyince 10 tane yerine 8 taneye razı oldum. Aynı ithalatçıdan balık alan (emin değilim ama sanırım bu forumdaki Emin Paşa nickli arkadaş olması gerek) forumdan bir arkadaştan (onlar havaalanından balıkları almışlardı) balıkları Demetevler kavşağında teslim aldım. O sırada balıklara beraber baktık onlar da gerekirse bu anlattıklarıma şahit olacaklardır. Balıkların poşetlenme koşulları bence bu kadar pahalı balıklar için çok kötüydü ve balıklar poşette bir kısmı çok ağır durumda bana geldiler.
6) Balıkların bu şok yemiş şekilde elime gelmeleri sonucunda hiç bir uyum, hazırlık vs. ile uğraşamadan balıkları hızla önceden hazırladığım akvaryuma aktardım. 8 balıktan 2 tanesi su yüzeyinde yan yüzüyordu ve o yan yüzenler hiç düzelmediler ve ilk geceyi çıkaramadılar. Elimde 6 balık kaldı.
7) Bunun üzerine ithalatçıyı aradım bana söz vermiş olduğu garantiyi yerine getirmesini ve kayıp balıkları telafisini istedim, kendisi daha önceden en fazla %10 kayıp garantisi vermiş iken, ben 10 balık satın almama rağmen elimde sadece 6 balık kalmış olmasına rağmen bana benim verdiğim paranın karşılığının zaten 8 değil 7 balık olduğunu kayıp iki balığı da telafi edemeyeceğini ama istersem 1 tanesini telafi edeceğini söyledi. Bu durum çok hoşuma gitmese de 6 balıkla kalmak istemediğimden kendisinden 1 adet telafi balıkla birlikte 2 adet (parasını ödeyerek) yeni balık daha sipariş ettim böylece bana 3 adet daha balık yolladı onları da havaalanına almaya kendim gittim. Maalesef bu ikinci poşette de balıklar çok kötü halde geldiler. (küçücük bir poşette, soğuk su içinde) Bu poşeti açtığımda da bu poşetten çıkan 3 balıktan 2si yan yüzüyordu onlar da ertesi günü göremediler.
8) Sonuç olarak bana ithalatçı 2 partide toplam 11 balık yolladı ama bu 11 balığın 4 tanesi çok kötü halde geldiler ve ilk günü çıkartamadılar. Elimde 7 balık kaldı. Bunun üzerine ithalatçı ile tekrar görüştüm ve ikinci grupta kaybedilen 2 balığın parasını iade istedim. O bana tekrar balık yollamayı önerdiyse de benim amacımın akvaryumuma 10 balık atmak için yolda 20 balığın telef edilmesi olmadığını, bu kadar büyük, pahalı, nadir balıkların lepistes, beta poşetler gibi poşetlenmemeleri gerektiğini kendisine kibar bir dille anlattım ve iki balık için paramı geri alarak ithalat macerasını sonlandırdım.
9) İlk 1 hafta sonunda balıkların tamamında yüzgeçlerde ve deride enfeksiyon baş gösterdi (kötü yolculuk koşullarından olduğunu tahmin ediyorum), ilaçla tedaviye başladım, hastalık tüm diğer akvaryumlarıma sıçradı, birkaç akvaryum yavru meleğim, birkaç damızlık meleğim telef oldu. Sonunda hastalık atlatıldı ve 7 adet altum hala hayattaydı.
10) Aradan 1.5 yıl geçti bu arada altumlar ilk geldikleri boyun 3-4 katına çıktılar, şu an en büyükleri (yüzgeçler dahil) 20cm boyunda. Dediğim gibi ilk 1-2 ay hastalıkla boğuştular. Ondan sonra da hak ettikleri kadar büyük bir akvaryumu onlara verdiğimi söyleyemem. Diğer meleklerimden vazgeçemedim dolayısıyla benim ilgimi alakamı akvaryumlarını meleklerimle paylaşmak zorunda kaldılar. Yani potansiyellerinin sonuna kadar ulaşamadılar diye düşünüyorum. Ama gene de büyüdüler. (Herhalde daha çok ilgiyle daha büyük akvaryum ve daha iyi bakımla çok daha iyi büyüyeceklerdi). Yaklaşık 6 ay önce artık büyümeleri durdu diye üzülüyordum, ama şimdi 6 ay sonra baktığımda son 6 ayda da yavaş da olsa büyümeye devam ettiklerini görüyorum. Benim yurtdışı kaynaklardan okuduğum bu balıklar 3-4 yaşına kadar büyüyebiliyorlar. O yüzden umudum hala var belki 25cmyi görürler diye umuyorum.
11) Bu arada 2 ay önce 1 tanesini tümör nedeniyle kaybettim elimde şu an 6 adet kaldılar.
12) Tüm bunları neden yazdım. Bu balıkları elde etmek de meşakkatli, elde ettikten sonra yaşatmak da meşakkatli. Uzun ve sancılı bir süreç.
13) Bu balıkların üretilmesiyle ilgili soru soranlara: 10 yıl önce ilk bu balıkları aldığımda kendime güvenim vardı kesin üreteceğim diyordum, ama artık öyle bir umudum yok. Hem ben 10 yıl yaşlandım, enerjim azaldı, hem tüm yaşadığım zorluklar şevkimi kırdı, hem de bulması, üzerinde çalışması zor bir balık olduğunu yaşayarak görmüş oldum. Dünyada üreten var mı derseniz var, ancak kesinlikle kolay üretilen bir balık değil bu. Ne zaman ki diskus kadar kolay üretilir o zaman kolay üretiliyor diyebiliriz (ki bilen bilir diskus çok kolay üretilen balık da değildir). Bu balık henüz diskusa göre çok zor üretilen bir balık. Ama üreten var yok değil. Benimkiler de tank üretimi. Aslında benim üreteceğime umudum olmamasının nedenlerinden biri de bu. Bu balığı üreten, başkası üretemesin diye bunları hormonlamış bile olabilir. Üretecek olanların F0 balıkla çok daha fazla şansı olur diye düşünüyorum. Direk Kolombiya'dan bunu ithal eden umarım bir gün çıkar. Çıkarsa ben de alırım.
Şimdilik bu kadar özel soruları cevaplayabilirim....
mgokkavas2010-10-24 10:54:56