Cüce Amerikan Dünyası
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 13:20
Apisto türlerini uzun zamandır arıyorum. Koca Samsun'daki akvaryumcuları gezdim, olmaması bir yana, ne olduklarını bilmiyorlardı. -doctore- 2013-12-12 13:21:12
Kakadu, inca, borelli gibi türler arıyorum dedim, hepsi "onlar ne" dedi. Öyle bilinmeyen balıkları kimse almıyor, getirmeyiz biz de dediler.
Hadi gel de besle şimdi. :(
Boliviana, ramireziye, kribensise devam...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 14:26
Bursa'da panduruni getiren akvaryumcuyla bizzat gidip konustum. Kim aldı bunları ne cabuk tükettiler diye. Alanların genelde 10-15 arası aldığını özellikle İstanbul'dan gelip alıp dönenlerin olduğunu belirtti. Bu durumda 10 kişi gelse 10ar tane alsa zaten balıkları tüketmiş oluyor. Fakat benim aklıma takılan Bursa'da bu türü bu kadar besleyen kişi vardı da şimdiye kadar neredeydiler. :D Cenk Bildir 2013-12-12 14:39:48
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 14:36
Bursa'ya gelen panduruni, agassizi ve kakadulardan bende aldım. Altışarlı adet ayrı tanklarda hepsi birer ikişer öldü. Tahminim alanların çoğunda aynı şey oldu.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 14:52
[QUOTE=devito]Bursa'ya gelen panduruni, agassizi ve kakadulardan bende aldım. Altışarlı adet ayrı tanklarda hepsi birer ikişer öldü. Tahminim alanların çoğunda aynı şey oldu.[/QUOTE]
Akvaryumcu tankına girmeden, ithalatcıdan geldiği gibi 4 adet pandurini aldım. Muhtemelen sizin aldığınızla aynı ithalatdan. Sıfır kayıp. Çift bile çıkmış durumda. Bir kere işi bilmeyen akvaryumcunun tankına girdinmi balığa her çeşit hastalık, nusubet bulaşıyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 15:11
İthal canlılardaki kayıpların ve fiyat yüksekliğinin nedenleri aslında kısaca şöyledir:
Türkiyedeki ithalatçı firma tarafından siparişler verilir ücretler yatırılır, Üzerinden 1-2-3-4 hafta geçebilir ve hazırlanmaya başlar, canlılar seçilir ve karantinada aç bırakılır, yolculukta az oksijen tüketimi için anesteziye uygulanır, Yol poşetlerine tıka basa konulup, stafor kolilere konur. Soğuktaki gönderimlerde cep sobaları veya ısı balonları eklenir. Ülkenin dış hatlar-gümrük işlemlerinden sonra uzun uçak yolcuğulu yaparlar. İstanbul'da dış hatlar kargo gümrük vs. işlemler halledilir ve ithalatçı kolileri alır. İstanbul dışına gidecek olanlar iç hatlar bölümüne yada otogara gönderilip diğer illere yola çıkar. Toptancılara yada akvaryumculara ulaşır, suya alıştırma yapılır ve ülke sularına girerler. Yoldan canlı gelip, adaptasyonu atlatanların sayısı bazen poşet içi canlının %5'ine kadar düşer. En başarılı ithalatlarda bile %10 kayıp büyük başarı olarak sayılır. Son satış fiyatı hesaplanırken tüm koli maliyetini son kalan sayıya bölerek belirlenir.
Örneğin Mustafa Bey Pandurinileri akvaryumcuya gelip suya alıştırma aşamasında almış. Burada en büyük avantajı adaptasyon sürecini kendi tankında atlatmış olmalarıdır. Diğer bir avantaj ise fiyatlandırma olabilir, pek çok akvaryumcu poşetteki sağlam gelen balık üzerinden hesaplar. Akvaryumcudaki adaptasyon sürecindeki kayıpların fiyatına bulaşmadan almış olabilir. Lakin bu süreçteki kayıpların riskini de üzerinize alarak bu işe başlamak gerekir. Pek çok kişi akvaryumcuda adaptasyon atlatıldıktan sonra gidip görüp beğenip seçmek istiyor. Bu da düşük risk = yüksek fiyat demek oluyor. Burada şikayet etmek anlamsız olur.
Umut Katipoğlu 2013-12-12 15:14:40
Türkiyedeki ithalatçı firma tarafından siparişler verilir ücretler yatırılır, Üzerinden 1-2-3-4 hafta geçebilir ve hazırlanmaya başlar, canlılar seçilir ve karantinada aç bırakılır, yolculukta az oksijen tüketimi için anesteziye uygulanır, Yol poşetlerine tıka basa konulup, stafor kolilere konur. Soğuktaki gönderimlerde cep sobaları veya ısı balonları eklenir. Ülkenin dış hatlar-gümrük işlemlerinden sonra uzun uçak yolcuğulu yaparlar. İstanbul'da dış hatlar kargo gümrük vs. işlemler halledilir ve ithalatçı kolileri alır. İstanbul dışına gidecek olanlar iç hatlar bölümüne yada otogara gönderilip diğer illere yola çıkar. Toptancılara yada akvaryumculara ulaşır, suya alıştırma yapılır ve ülke sularına girerler. Yoldan canlı gelip, adaptasyonu atlatanların sayısı bazen poşet içi canlının %5'ine kadar düşer. En başarılı ithalatlarda bile %10 kayıp büyük başarı olarak sayılır. Son satış fiyatı hesaplanırken tüm koli maliyetini son kalan sayıya bölerek belirlenir.
Örneğin Mustafa Bey Pandurinileri akvaryumcuya gelip suya alıştırma aşamasında almış. Burada en büyük avantajı adaptasyon sürecini kendi tankında atlatmış olmalarıdır. Diğer bir avantaj ise fiyatlandırma olabilir, pek çok akvaryumcu poşetteki sağlam gelen balık üzerinden hesaplar. Akvaryumcudaki adaptasyon sürecindeki kayıpların fiyatına bulaşmadan almış olabilir. Lakin bu süreçteki kayıpların riskini de üzerinize alarak bu işe başlamak gerekir. Pek çok kişi akvaryumcuda adaptasyon atlatıldıktan sonra gidip görüp beğenip seçmek istiyor. Bu da düşük risk = yüksek fiyat demek oluyor. Burada şikayet etmek anlamsız olur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 15:37
Sistemin işleyişini güzel anlatmışsınız Umut bey. İthalatda kayıplar çok fazla. Ama balıklar doğru şekilde alıştırılsa kayıp oranlarını ciddi oranda düzeltmek mümkün. İsim vermiyim bu işi ciddi olarak yapan bir kaç yerde gördüğüm balıkları normal tanklara koymuyorlar. Yeni temiz tanklarda, temiz pipo filtre ile %50 osmos karıştırılmış suya koyuyorlar. O zaman kayıplar çok ciddi oranda azalıyor.
Dediğim gibi sorunun kaynağı bu işin ticaretinin ağırlıklı olarak bilgisiz ve ilgisiz insanlar tarafından yapılması. Bu yüzden daha özenli bakım ve dikkat eden türlerin Türkiyede yaygınlaşması zorlaşıyor, bu yüzden hobi 3-5 türe sıkışıp gelişemiyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 16:30
İthalatlarda en önemli unsur olan malesef dediğiniz gibi ilgiliz ve bilgisiz kişilerce gerçekleştirilen başarısız ithalat süreçeri oluyor. Normalde 3 gün önceden doldurulup dinlendirilen suyuyla ve temiz filtreleriyle yapılan bir adaptasyon muhtemel kayıp oranını en aza indiriyor. Özellikle her gelen poşeti ayrı tanklara açtığınız takdirde sonrasında yaşacak bakteri çakışmalarının da önüne geçilmiş oluyor. Eğer çok daha büyük tanklarda karma şekilde satışa sunulacaksa dahi ilk bir haftayı alıştırıldıkları tankta geçirmeleri gerekiyor. 24 saat sonra ilk yemlerini alan balıkara kondüsyon kazandırıldıktan sonra satışa çıkarılması da önemli kurallardan aslında. Yem yemeyen ve henüz sallanan balığı akvaryumculara satan toptancılar işin açığı artık sonrası beni ilgilendirmez mantığında bakıyor. Ama sizinde dediğiniz gibi bu işi standartlar dahilinde yapan kişilerde var.
Ama açıkçası işin özü yine maddiyata dayalı olduğu için hatalı kişilere de bir yandan hak vermiyor değilim. Zamanında kendim de bir abimiz aracılığı ile ithalat yaptığım için bu konuda cep soğukluğunu iyi biliyorum. Balığın sağlıklı olarak satışa çıktığı günden yaklaşık 30 gün önce siz ücreti yatırmış oluyorsunuz. Elbette birde üzerine geçen satış süreci bir çok kişiyi yıpratıyor. Getirilen tür ne kadar nadir olursa olsun satışı 2 ayı geçen bir balığı birçok kişi birdaha asla listesine yazmaz. Çünkü canlı balık ticaretinde 90 günden sonrası vade dışına çıkıyor. Öyle ki bugün doğup 90 gün içinde satış boyutuna gelen sağlıklı yerli üretim canlılar varken...
Ama açıkçası işin özü yine maddiyata dayalı olduğu için hatalı kişilere de bir yandan hak vermiyor değilim. Zamanında kendim de bir abimiz aracılığı ile ithalat yaptığım için bu konuda cep soğukluğunu iyi biliyorum. Balığın sağlıklı olarak satışa çıktığı günden yaklaşık 30 gün önce siz ücreti yatırmış oluyorsunuz. Elbette birde üzerine geçen satış süreci bir çok kişiyi yıpratıyor. Getirilen tür ne kadar nadir olursa olsun satışı 2 ayı geçen bir balığı birçok kişi birdaha asla listesine yazmaz. Çünkü canlı balık ticaretinde 90 günden sonrası vade dışına çıkıyor. Öyle ki bugün doğup 90 gün içinde satış boyutuna gelen sağlıklı yerli üretim canlılar varken...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 19:22
Arkadaşlar önceki sayfada yazdığım üzere meşe yapraklarını kaynatarak çıkardığım suyu akvaryuma dökmüştüm. Çeşitli yorumlar gelmişti. Özellikle kakadularımda oluşan problemlerden bahsetmiştim okuyanlar hatırlayacaktır. Saklanma halleri devam ederken yemeden içmeden kesildi kakadularım. 2 d 1 e vardı ama olgun ve dolgun dişiyi görememekteyim artık. Ayrıca yeme karşı aşırı derecede ilgisizler o günden buyana. Dondurulmuş artemia verdim az evvel ki normalde asla ve asla hayır demedikleri mamaların başında gelirdi, dişi saklandığı yerden çıkmazken erkek artemiaları görünce koşar adım geldi, yemleri ağazına alıyor iki çevirip çıkarıyor.. Yutmuyor.. Bu durum da beni gerçekten üzüyor.. Siz bu tür hakkında tecrübeli arkadaşlarıma sormak istiyorum ben kakadularımın eski iştahına, aktifliğine kavuşmaları için ne yapabilirim? 200 lt Akvaryumda aşağı yukarı o günden beri toplam %60 lara varana kadar su değişimi yaptım. her gün 10 ila 20 litre kadar su değiştirmeye devam ediyorum...
Saygılar.Umut Başar 2013-12-12 19:23:20
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Aralık 2013 19:35
Çok az miktarda tarçın kullanabilirsin. Sarımsak suyu emdirilmiş yem vermeyi deneyebilirsin. Su değişimlerini bir iki sefer daha yap. Böylece fazla yük hızla ortadan kalkar. Dış filtreyi de temizlemende fayda var.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Aralık 2013 09:37
Hayırlı sabahlar cümleten,
http://u1312.hizliresim.com/1j/f/vglnz.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/f/vglqv.jpg
Fotoğraflar 7 mayıs tarihinde çekilmiş. İlkinde benim aldığım viejita gold çifti var. Balkona kurduğum 60 litrelik bitkili bir akvaryumda beslemeye başladım. Bir batın yavruları akvaryumcuda büyüyor. Bir başka viejita gold çiftinin yavruları ise her gün verilen artemiaya rağmen üç ayda 1cm boya ulaşmış. 3-4 ayda cinsel olgunluğa erişen kakadu, ramirezi yavrularına göre bu türün yavrularını büyütmek daha zorlu bir süreç.
İkinci fotoğrafta aynı akvaryumcuda, aynı tarihte çekilmiş bir hongsloi super red görülüyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Aralık 2013 09:56
[QUOTE=izzettanju] Hayırlı sabahlar cümleten,
[/QUOTE]
Resimler çok güzel İzzet bey,
http://u1312.hizliresim.com/1j/f/vglnz.jpg
http://u1312.hizliresim.com/1j/f/vglqv.jpg
Fotoğraflar 7 mayıs tarihinde çekilmiş. İlkinde benim aldığım viejita gold çifti var. Balkona kurduğum 60 litrelik bitkili bir akvaryumda beslemeye başladım. Bir batın yavruları akvaryumcuda büyüyor. Bir başka viejita gold çiftinin yavruları ise her gün verilen artemiaya rağmen üç ayda 1cm boya ulaşmış. 3-4 ayda cinsel olgunluğa erişen kakadu, ramirezi yavrularına göre bu türün yavrularını büyütmek daha zorlu bir süreç.
İkinci fotoğrafta aynı akvaryumcuda, aynı tarihte çekilmiş bir hongsloi super red görülüyor.
İstediğim balıklara ulaşamama ve balıklara ulaşma arzumun başkaları tarafından art niyetli kullanılması sonucunda yaşadığım büyük bir hayal kırıklığı yaşadığım şu günlerde sizin resimlerdeki paylaşımlarınız içimi ısıttı diyebilirim. Türler narin ancak "Gold" kelimesi geçince ekstra narin hal alıyorlar...
Malesefki viejita'da steelblue gibi çok yavaş büyüyen apistolardan. Ancak sonuca ulaştığınızda resnklerini aldığını görmek çok keyifli olacaktır.
Balkon'da beslediğinizi belirtmişsiniz, bu kapalı bir balkon ve akvaryumda ısıtıcı var değil mi?
Sadece merakımdan soruyorum, çünkü mantıken ilerde emeklilik yaşantısında bir balık ithalatçısı olsam herhalde ısı maliyetinden kaçmak için Ege-Akdeniz gibi bölgelerde kurmak ve güneş enerjisinden de yararlanıp maliyetleri düşürmek isterdim.
Maliyetler düşer ancak tabiki esas pazar olacak büyük şehirlere uzak olunurdu. Sadece beyin fırtınası yaptım biraz sabah sabah...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Aralık 2013 10:40
Hava kesesi ve sindirim organlarında yaşadıkları sorunlar sebebiyle balon varyeteleri ve hiç sevmediğim tül varyeteleri haricinde ramirezide de zamanında doğal form dışında gold ve electric blue varyeteleri besledim. Apistogramma da super red kakadu, double red agassizi vb varyeteleri besledim. Sadece doğal form apistogramma besleme kararındaydım ama istediğim türlere ulaşamama beni de yıldırdı. Bu çifti edinmemim bir sebebi var. Elimdeki yavrudan büyüttüğüm inka çifti dokuz aydır bende. Erkek dişiyi sürekli kovalıyor; aralarında hiç uyum yok. Apistogrammalar doğada küçük alanlarda birçok çift birlikte yaşadığı ve üremelerin bir dişinin suya hormonlarını salgılamasıyla tetiklendiği için; ikinci ve üremeye hazır bir çifti yanlarına eklersem, inka çiftini üremeye teşvik edebilirim diye düşündüm. Ama biyotopa yakın tamamen echinodorus ve subulatalarla dekore ettiğim 300 litrelik karasulu akvaryumda viejita gold çifti şıkır şıkır renkleriyle benim gözümü rahatsız ettiler. Balkona ikinci bir akvaryumu edinmeyi düşündüğüm parosphromenus çifti için kurmaya başlamıştım; kısmet viejita gold çiftineymiş. Bodrum'da 65 metrekarelik hap kadar bir evde oturuyoruz. Kendimiz zor sığdığımızdan ikinci akvaryumu balkona kurmak zorundaydım. Bunun zorluklarını yaşadım. Elimde sadece jager ısıtıcılar var. 100 wattlık uzun geldi, hoş görünmedi, 50 wattlık yeteri kadar ısıtmadı. Çareyi 50 wattlığın yanına şu çok soğuk olan son bir kaç gün için dışarıdan 25 wattlık ayrı bir ısıtıcıyı dışarıdan sarkıtmakta buldum. Mayalı sistemin şişesini de soğuktan korumak için önce akvaryumun içinde tuttum bir kaç gün sonra havluya sarıp başka bir kovanın içine yerleştirdim. Camlar yosun tutmasın diye akvaryumun güneş gören tarafını fonla kapattım. Olası uzun süreli bir elektrik kesintisi en büyük kabusum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Aralık 2013 12:05
[QUOTE=izzettanju] Hava kesesi ve sindirim organlarında yaşadıkları sorunlar sebebiyle balon varyeteleri ve hiç sevmediğim tül varyeteleri haricinde ramirezide de zamanında doğal form dışında gold ve electric blue varyeteleri besledim. Apistogramma da super red kakadu, double red agassizi vb varyeteleri besledim. Sadece doğal form apistogramma besleme kararındaydım ama istediğim türlere ulaşamama beni de yıldırdı. Bu çifti edinmemim bir sebebi var. Elimdeki yavrudan büyüttüğüm inka çifti dokuz aydır bende. Erkek dişiyi sürekli kovalıyor; aralarında hiç uyum yok. Apistogrammalar doğada küçük alanlarda birçok çift birlikte yaşadığı ve üremelerin bir dişinin suya hormonlarını salgılamasıyla tetiklendiği için; ikinci ve üremeye hazır bir çifti yanlarına eklersem, inka çiftini üremeye teşvik edebilirim diye düşündüm. Ama biyotopa yakın tamamen echinodorus ve subulatalarla dekore ettiğim 300 litrelik karasulu akvaryumda viejita gold çifti şıkır şıkır renkleriyle benim gözümü rahatsız ettiler. Balkona ikinci bir akvaryumu edinmeyi düşündüğüm parosphromenus çifti için kurmaya başlamıştım; kısmet viejita gold çiftineymiş. Bodrum'da 65 metrekarelik hap kadar bir evde oturuyoruz. Kendimiz zor sığdığımızdan ikinci akvaryumu balkona kurmak zorundaydım. Bunun zorluklarını yaşadım. Elimde sadece jager ısıtıcılar var. 100 wattlık uzun geldi, hoş görünmedi, 50 wattlık yeteri kadar ısıtmadı. Çareyi 50 wattlığın yanına şu çok soğuk olan son bir kaç gün için dışarıdan 25 wattlık ayrı bir ısıtıcıyı dışarıdan sarkıtmakta buldum. Mayalı sistemin şişesini de soğuktan korumak için önce akvaryumun içinde tuttum bir kaç gün sonra havluya sarıp başka bir kovanın içine yerleştirdim. Camlar yosun tutmasın diye akvaryumun güneş gören tarafını fonla kapattım. Olası uzun süreli bir elektrik kesintisi en büyük kabusum. [/QUOTE]
Isıtma konusunda bende benzeri sorunları yaşamıştım. 250lt flowerhorn tankıydı ama işyerinde prefabrik yapıda ısıtılmayan bir alanda durduğundan aşırı soğuklarda sürekli ısı dengesizliği oluyordu. Tankın büyük olmasına rağmen suda gece ile gündüz arasında 2-3 derece sıcaklık farkları oluşuyordu. Önce daha kuvvet kaliteli marka ısıtıcıları denedim. Sonuç değişmedi. Sonradan çözümünü buldum. Markası çok önemli değil, tankın iki ayrı ucuna yerleştirilen 2 ısıtıcı çok daha dengeli bir sıcaklık sağlıyor. Sorun sıcaklığı kontrol eden termometrenin ısıtıcının içinde olması. Ortam sıcaklığına tepki verebilmesi için önce ısıtıcının soğuması gerek. Etraf çok soğuk olduğunda, su hızlı soğuduğunda yeterince hızlı ve hassas cevap veremiyor. Ama iki ısıtıcı kullanınca sıcaklık çok daha sabit değerlerde kalabiliyor. Bu yüzden 100w koymak yerine tankın iki ayrı ucuna 2 tane 50w kullanmak sizin durumunuzda çok daha uygun olacaktır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Aralık 2013 13:54
[QUOTE=bilentungul]İstediğim balıklara ulaşamama ve balıklara ulaşma arzumun başkaları tarafından art niyetli kullanılması sonucunda yaşadığım büyük bir hayal kırıklığı yaşadığım şu günlerde ...[/QUOTE]
Mesajın bu kısmına takıldım. Hayırdır? Kim ne yaptı da böyle bir durum oluştu?
Mesajın bu kısmına takıldım. Hayırdır? Kim ne yaptı da böyle bir durum oluştu?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir