Neden Üretim Yapamıyoruz?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Akvaryum macerasına atılalı daha 3 ay oldu. Lakin üretim konusunda sıkı araştırmalar yapıyorum. Sürekli karşıma Elektrik ve su masrafları çıkıyor.
Şu an bunları minimum seviyeye çekmenin yollarını arıyorum. O derece aklıma taktım ki, gelecek aylarda ülkemizdeki bir kaç akarsu bölgesine gidip su testleri yapmaya niyetim var. Bana mantklı gelen üretim yapılacak tesisin doğal ortama en yakın mesafede ve hatta içerisinde olmasıdır.Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Akvaryum macerasına atılalı daha 3 ay oldu. Lakin üretim konusunda sıkı araştırmalar yapıyorum. Sürekli karşıma Elektrik ve su masrafları çıkıyor.
Şu an bunları minimum seviyeye çekmenin yollarını arıyorum. O derece aklıma taktım ki, gelecek aylarda ülkemizdeki bir kaç akarsu bölgesine gidip su testleri yapmaya niyetim var. Bana mantklı gelen üretim yapılacak tesisin doğal ortama en yakın mesafede ve hatta içerisinde olmasıdır.Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[QUOTE=polar]1milyar dolar yada 10milyon dolar sonucta ben cebimden cıkan paraya bakarım.İthalatın yogun olarak başladığı zamanlarda üretimhanem vardı veyeni kurmuştum benden daha öncede üretimhaneleri olanlar vardı. Nezamanki ithalat bollaştı yerli üreticiler zor duruma düştü bazılarıda kepenk kapattı.Bana göre devlet burada bir politika uygulamalı ve her gelene geç dememeliğdi. Zaten elektirik su vergi bunları hiçbir zaman ucuz tüketemedik.İthal edilen balıkların bazıları bildiğim kadarıyla ilaçlı geliyor.Bu balıklarda kısa süre sonra ölüyorlar.Sizin maal etiyiniz fiyattan daha ucuza ithal ediliyor.Burada kar etmeyi düşünen satıcı ithal balık alıyor.İthal edilen balıklara bir bakın örneğin lepistes örneğin japon çoğunluğu yoz laşmış ne olduğu belli değil.İthal edilen balıklar denetimsiz geldiği sürece yerli üreticinin işi zor.Ben discus besliyorum amatör olarak üretmeye çalışıyorum ilginçtir benim40tl istedigim balık toptancıda120tl ben satmakta zorlanırken toptancı rahatlıkla satıyor.Kısacası üretimhane açmayı istiyordum ama işi biraz inceleyinceüretimhane açmak iyide kime satacaksınız.
[/QUOTE]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bu konuda fikirlerimi söyledikten sonra,iyi bir haberden bahsedeyim.Antalya'da üretim yapan bir çiftlik var.Bu çiftliğin internet adresine girdim geçenlerde.Ve çok sevindirici bir şey ile karşılaştım.Sitede ''Yerli üreticiler aranıyor.'' diye bir başlık vardı.Tamamını okudum ve her cins yerli üretim balığın peşin olarak satın alındığını öğrendim.Sitenin adresini google'den aratarak bulabilirsiniz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Tüm yazıları dikkatli bir şekilde neredeyse ağlamakllı olarak okudum.Ege Üniversitesi Su ürünleri Fakültesi 2.sınıf öğrencisiyim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Okan bey merhaba, fikrime katılmayabilirsiniz tabiki. O zaman biraz farklı şekilde dile getirmeye çalışayım;
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
“Neden üretim yapamıyoruz” başlığı üretimciliğin zorluklarını ortaya koymak açısından oldukça faydalı bir başlık olmuş. Ancak bu başlığın kendisi de bence üreticiliğin önündeki engellerden biri. Bunun yerine “Nasıl ticari amaçlı üretim yapılabilir?” sorusuna yanıt aramamız daha yararlı olacaktır. Öncelikle “ticarette alırken kazanılır” ilkesinden hareketle maliyetleri düşürmeye odaklanmalıyız. Bu konuda temel giderler ısıtma (veya soğutma), filtreleme, aydınlatma, havalandırma, yemleme ve su masrafları olacaktır.
Eğer büyük çaplı bir üretimhane düşünülüyorsa mutlaka su kaynağına yakın olmalı, hatta su değerleri ve mümkünse suyun ısısı üretilecek canlıların gereksinimlerine uygun olmalıdır ki uygun hale getirme maliyeti aşılabilsin. Düzenli su akışı ile de filtreleme ve havalandırma işlemleri masrafsız gerçekleştirilebilsin. Aydınlatma olarak da elbette ki doğal güneş ışığı kullanılmalı. Yemleme masraflarını azaltmak için de kuruluşun bünyesinde artemia, tubifeks, su piresi, hatta mümkünse spirulina üretimi de olmalı. Hatta canlıların ihtiyaçlarına göre diğer bazı sebze türleri (havuç, ıspanak, salatalık, kırmızı biber, vs.) de organik olarak üretilmeli. Bunların üretimlerinde de havuzlardan çıkan atık su kullanıldığında gübreleme maliyeti azalacaktır. Hatta bu konuda akuafonik sistem kullanılabilir ve filtrelemeye de katkı sağlanabilir. Doğal su kaynağının olmadığı, yani suyun motorla dipten çekildiği, suyun ısısının veya değerlerinin uygun olmadığı ve uygun duruma getirilmesinin gerektiği, yani su kullanımının maliyetinin yüksek olduğu durumlarda da ya akuafonik sistemin veya canlıyla beraber akvaryum bitkilerinin yetiştirilmesinin şart olduğunu düşünüyorum, ki filtreleme ve havalandırma maliyetleri düşürülerek su değişimi en düşük düzeye indirilebilsin.
Eğer şehir içinde küçük bir üretimhane düşünülüyorsa bence bu iş bir dükkanda yapılamaz. Kira, aidat, ısıtma, daha yüksek mesai gerektirmesi gibi maliyetler astarın fiyatını yüzden pahalıya getirecektir. Bunun yerine ev ahalisinin de anlayışına sığınıp, desteğine güvenerek (benim de şu an yaptığım gibi) halihazırda kira, aidat, ısıtma, vs. gibi masraflarını karşıladığımız evimizin aydınlık bir odasını kullanmak yerinde olur. Ayrıca evde geçireceğimiz zamanda akvaryumlarla ilgilenebiliriz ve akvaryumlar sürekli gözümüzün önünde olur. Bu oda öncelikle oldukça sağlam bir şekilde yalıtılmalıdır (gerek ısı, gerekse nem ve ses açısından). Evin tuvaleti alaturka olmalı ya da alaturkaya dönüştürülmelidir. Merkezi hava motoru sistemi kurulmalı ve pipo filtrelerle havalandırma ve filtreleme maliyeti en düşük düzeyde tutulmalıdır. Akvaryumların ısıtılması için elektrikli ısıtıcı kullanılması maliyeti yükseltecektir. Bunun yerine, odadaki kalorifer peteğinin büyütülmesi veya sayısının artırılması ve diğer odaların peteklerinin kısılarak bu odadakinin sonuna kadar açılması ile oda ısısının yüksek tutulması tercih edilmelidir. Bunların yanında canlılarla beraber bitki üretimi de pek çok açıdan yararlı olur. Öncelikle nitrat ve fosfatı tükettikleri için filtrelemeye çok önemli katkıda bulunacağından su değişimi gerekliliğini azaltacaktır. Ayrıca yavrular için saklanma ortamları oluşturacak ve bizi yavruluk kullanma, hamile dişileri izleyip yavruluğa veya yavru tankına alma, yavruların büyütülmesi için ayrı tank vs. kullanma gibi masraftan ve zahmetten kurtaracaktır. Akvaryumda oluşan nitrat ve fosfat bitkiler için doğal gübre olacak ve gübreleme masrafı düşecektir (sadece potasyum ve mikro-element ilave edilecek). Odadaki doğal aydınlık ise hem balıklar hem de bitkiler için gereklidir. Ancak ilave aydınlatma sistemleri de kullanılabilir. Bu hangi bitki türlerini hangi hızla yetiştirmek istediğimizle ilgilidir. Ancak bitkiye ağırlık verilmesinin hem aydınlatma maliyetini artıracağını, hem de Karbondioksit takviyesi gerektireceğinden iç filtre kullanılmasını gerektireceğini de aklımızda bulundurmalıyız.
Yemleme maliyetini düşürmek içinse bazı akvaryumlarımızı su piresi, artemia, tubifeks, vs. ye (spirulina’nın evde üretiminin astarı yüzünden pahalıya geliyor) tahsis etmemiz gerekecektir. Bazı sebzelerle ev yapımı yem üretilebiliyor olsa da, hatta bazı canlılar doğrudan bu sebzeleri tüketiyor olsa da, ben şahsen kendiniz bahçenizde yetiştirmediğiniz sürece bu sebzelerin balıklara verilmesini önermiyorum. Çünkü bunların üretiminde ne tür tarım ilaçlarının ve hormonların kullanıldığını bilemeyiz. Ayrıca bunların balıkların dengeli beslenmelerine katkıda bulunacağını da düşünmeyelim. Çünkü piyasadaki yemler içerik açısından çok daha zengin, besin değeri olarak da çok daha yüksektir. Bunların temel faydası canlılardaki renk pigmentlerini geliştirmeleridir.
Pazarlama stratejisi hakkında da şunları söyleyebilirim: Yerel pet shoplar ve internet olmak üzere iki temel yöntem var. İlki için her an gelen talepleri karşılayabilecek miktar ve olabildiğince çok çeşide sahip olmak gereklidir. Buradaki avantaj sattığınız balığın zaten o şehrin şebeke suyunda yetişmiş olduğundan ölüm riskinin en düşük düzeyde oluşudur. Ayrıca, pet shop sahipleriyle yüzyüze iletişim geliştireceğinizden, sizin üretiminizde hormon vs. kullanmadığınızdan, su piresi, artemia, tubifeks, spirulina, vs. ile canlıları büyüttüğünüzden ve canlıların son derece sağlıklı olduğundan emin olacaklardır.
İnternet üzerinden yapacağınız pazarlamada bu tür bir avantaj yoktur. Ancak satış yaptığınız kişilerin “canlılar sağlıklı, renkli, iri, kayıp yaşamadım” şeklindeki yorumlarıyla zamanla güven yaratmanız mümkündür. Bu yöntemin en önemli avantajı ise tek bir canlı ve/veya bitki türünde uzmanlaşabilirsiniz. Önceki sayfalardaki bazı yorumlardaki gibi de uzmanlaştığınız türde isim yapabilmeniz de mümkün olabilir. Bunun en önemli dezavantajı ise nakliyat maliyeti, zahmeti ve riskidir.
Ancak her iki yöntem de birbirine alternatif değildir ve bir arada uygulanabilir. Benim izlediğim strateji öncelikle yerel pet shoplara hitap etmek, herhangi bir türde üretim fazlası olduğunda interneti kullanmak.
Son olarak da şunu söyleyeyim: Evde yapılacak üretimle zengin olmayı bir kenara bırakın, evin tamamını üretime tahsis etmediğiniz sürece evi geçindirmek bile mümkün olmaz. Ayrıca birer hobici olarak bu işin maliyetini, risklerini ve zahmetini hepimiz kolaylıkla tahmin edebiliriz. O yüzden eğer öncelikli amaç para kazanmaksa ve bu bir “iş” olarak görülüyorsa, (geniş çaplı üretimhane hariç) ev ortamında bu “işe” girmeyi önermem. Fakat zaten hobiciysek ve akvaryumlarla ilgilenmek bize keyif veriyorsa, bu hobiyi küçük bir ek gelire dönüştürebiliriz. Böylelikle hem ithalatı azaltmış oluruz, hem de yetiştirdiğimiz sağlıklı canlılar ile pek çok hobicinin canlı kaybı yüzünden hobiden soğumasının önüne geçebiliriz.
Umarım mesajım bu konuyla ilgilenen kişilere yardımcı olmuştur. Sağlıklı, renkli balıklar, karidesler, kaplumbağalar, semenderler, kurbağalar, salyangozlar, midyeler, kerevitler vs. canlılar, bol yavrular ve bitkiler dilerim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
AMA ABİM İLE 400 YADA 300 YAVRU BALIĞIMIZ VAR YARI MOLİ YARIDA LEPİSTESİMİZ VAR
YA JAPON SAĞMAK ZORMUDUR YA BİZ ALICAZDA ABİM BİLİYOR AMA DAHA İYİ BİRİ VARMI DİYE SORUYORUM JAPON BALIĞI BESLEMEK ZORMUDUR???
BİZİM ABİMLE 3 CİKLET BİRDE ERKEK BETA VARDI CİKLETLEİN 2 Sİ ERKEK BİRİDE DİŞİYDİ.
Bİ BAKTIK CİKLETLER BETAYA SALDIRIYOR AMA SİNSİ SİNSİ YAPIYORLAR BETA KAÇIYO CİKLET KOVALIYOR EN SONUNDA BETA YIBAŞKA KABA KOYDUK RAHATLADIK
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir