Neden Üretim Yapamıyoruz?


Cihat ArslanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 15/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1675
Cihat ArslanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Temmuz 2008 13:53
 
Evet ithal canlılara kota koyulmalı;ancak böyle kazanırız. O zaman balığın rengi yok,boyu kısa vs. laflar duymayız. Akvaryumcular,toptancılar mecbur iç piyasaya dönecek. Günümüzün ithalatçıları arasında eski üreticiler var,hem üretim hem ithalat yapanları tanıyorum. İthalata kolaylık getirildiği için üreticiler ithalata geçti. İthalata kısıtlama getirilmesi üretime rağbeti arttıracaktır. Tabi bu yapıldığı zaman en önemlisi üretim yapan bizlerin devlete vergilerimizi vermemiz lazım. Devlet ithalattan tıkır tıkır vergisini alıyor. Bizden alamazsa olmaz. Devlet demek biz demek bunu unutmayalım,kazandığımızda devlet ya da biz kazanmayız,HEPİMİZ kazanırız. Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

cemberkÇevrim Dışı

Kayıt: 30/07/2008
İl: Ankara
Mesaj: 1
cemberkÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 31 Temmuz 2008 12:54
  SERHAT BEY BAYA ÖNEMLİ BİR ŞEY  BENCE ÇOK İYİ OLMUŞ

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 31 Temmuz 2008 14:21
[QUOTE=cihat_23]
 
  Devlet ithalattan tıkır tıkır vergisini alıyor. Bizden alamazsa olmaz. Devlet demek biz demek bunu unutmayalım,kazandığımızda devlet ya da biz kazanmayız,HEPİMİZ kazanırız. Saygılar.
[/QUOTE]
Cihat_23 dostum ,ben bu dediğin ithalatçı arkadaşların birebir getirdikleri canlılara vergi verdiklerini tahmin etmiyorum.işallah veriyorlardır.çünkü eski bir gümrük komisyoncusu olarak;yapılan beyanların ve kontrollerin doğru olmayacağını tahmin ediyorum.Bu benimm kendi kişisel görüşüm umarım ben yanlış tahminde bulunuyorumdur.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BonziÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 11/03/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 60
BonziÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 31 Temmuz 2008 14:28
Birol abi sölediklerin doğru ve açıkcası düşündüğün gibide oluyor.. O yüzden ithalat yapmak daha karlı geliyor.. ithalata kota konursa bizim gibi üretim yapan insanlar biraz daha çaba sarfedebilir ama ne yazıkkı tamamen bizim ortadan kalkmamız için çaba sarfediliyor görüşündeyim.. Ama pes etmek yok inadına üretim yapıcam kendi adıma...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Cihat ArslanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 15/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1675
Cihat ArslanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 31 Temmuz 2008 14:43
 
Açıkçası kefil olamayacağım. Taşımacılık kilo hesabı olduğu için vergi ödeme de problem olmuyordur. Canlı adedine gelince az gösteriliyor olabilir. İthalat azaltılmalı çekiciliği var çünkü. Burdaki adam bir üreticiye bakıyor bir de yurt dışına. Burda 3 ytl istiyorlar ordan 1 e getiriyor. Kazanmanın peşinde olduğu için 1 e almayı tercih ediyor. İthalatı kıs,ya da ithal malların vergisini arttır bak bakalım neler oluyor. Üreticiler nasıl seviliyor o zaman.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mesutalbayÇevrim Dışı

Kayıt: 02/03/2007
İl: Ankara
Mesaj: 179
mesutalbayÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Eylül 2008 21:07
[QUOTE=][QUOTE=cihat_23]
 
  Devlet ithalattan tıkır tıkır vergisini alıyor. Bizden alamazsa olmaz. Devlet demek biz demek bunu unutmayalım,kazandığımızda devlet ya da biz kazanmayız,HEPİMİZ kazanırız. Saygılar.
[/QUOTE]
Cihat_23 dostum ,ben bu dediğin ithalatçı arkadaşların birebir getirdikleri canlılara vergi verdiklerini tahmin etmiyorum.işallah veriyorlardır.çünkü eski bir gümrük komisyoncusu olarak;yapılan beyanların ve kontrollerin doğru olmayacağını tahmin ediyorum.Bu benimm kendi kişisel görüşüm umarım ben yanlış tahminde bulunuyorumdur.
[/QUOTE]
 
Devleti ve kendi vatandaşımızı düşünüyorsak vergiden önce paramızın bu ülke içinde kalmasını düşünmeliyiz bence. Adamlar balık üretiyor birileride az maliyetle çok para kazanma peşinde sürekli balık ithal ediyor, sonrada neden üretim yapamıyoruz deniliyor. Üretimin alasını yaparız. Paramız dışarı gidiyor arkadaşlar, İthal edilen her bir balığı almamız ithal edilen ülkeye gidiyor önce bunu düşünelim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ercan 39Çevrim Dışı

Kayıt: 30/10/2007
İl: Kirklareli
Mesaj: 7
ercan 39Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Eylül 2008 21:49
 Bence üretim yapacak arkadaşlar tek tür üzerine yoğunlaşıp,profosyonelce bir üretim yapmalılar.Yoksa iyi boylandırıp piyasaya vermeleri zor olur. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

aquavasterÇevrim Dışı

Kayıt: 29/01/2008
İl: Antalya
Mesaj: 109
aquavasterÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Eylül 2008 22:44
Bu elektrik zammıyla üretimi aklıma bile getirmiyorum artık.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ootknÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 15/03/2005
İl: Ankara
Mesaj: 236
ootknÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Eylül 2008 23:21

Konuyu baştan sona keyifle okudum..Çok güzel görüşler belirtilmiş..Konuyu açan arkadaşımız kültür balıkçılığı(gıda amaçlı) ile giriş yapmış ama akvaryum hobisi ile ilgili bir sitede olduğumuz için haliyle süs balıkçılığı ağırlıklı olarak üretimden yana görüşler  ifade edilmiş.

Süs balıkçılığı anlamında bence üretim yapılamıyor diye bir şey yok..üretim yapılıyor ama( bireysel veya ticari )esasen pazar bulma sorun oluyor.


Ticari üretime girmek istemiyorum, çünkü ticari üretime ve yatırıma giren zaten "pazar payı" ve "maaliyet" kavramlarını araştırarak bu konuya girmelidir.Her ticari faaliyette esas olan budur ve ticari olunca her talebe bir nebze de olsa karşılık verebilmeniz gerekir çünkü siz üretimci iseniz size gelen akvaryumcu tek tür balık almaz.Pek çok çeşitten almak ister. Bu nedenle de her ticari üretimci çeşit yapar ve yapmalıdır da..Fakat hobi anlamında tek tür yetiştirmek veya üretmek zaten olayın "doğal bir sonucu" dur çünkü hepimiz sonuçta kalbimizi çalan tür ne ise onu besliyor,en iyi şartlarda yaşatmaya çalışıyor ve üretiyoruz.
 
Hobi anlamında düşünüldüğünde bireysel üretimde "pazar bulma" diye bir tabir belki çok uygun olmayabilir ama sonuçta elimizdeki canlının fazlasını vermemiz gerektiğinde bence yapılması gerekenler:
 
 
Sadece eldeki fazlalık verilmek isteniyorsa :
 
Akvaryum dernekleri ile akvaryumcular organizasyonlar düzenleyip belirli dönemlerde mezatlar yapılabilir. Bu hobide güven kavramı esas olduğundan dernek üyesi kişi sorumlulukla hareket ederek elindeki sorunsuz sağlıklı formdaki fazla canlıyı mezat günü kendine ayrılan tankta/yerde sergileyip/satışa sunup belirli bir yüzdeyi akvaryumcuya/derneğe verebilir veya direk derneğe satış yaparak kooperatifçilik anlayışıyla hareket edilebilir.
 
Ek gelir amaçlı üretim yapılacaksa :
 
 Almanyada olduğunu duyduğum uygulamanın bir örneği olarak hobicilere talep olan balıkların anaçları cüzi fiyatla dağıtılır yavruları için belirli bir fiyat ile alım garantisi verilir(Almanyada emeklilere diskus çiftleri belirli bir fiyatla dağıtılıp yavruları için yine belirmli bir fiyattan alım garantisi verilmekteymiş. (seçerek ürettirme ve ek gelir isteyenler için) Bu amaç için yine akvaryum dernekleri ve akvaryumcuların organizasyonu neticesinde hareket edilebilir.
 
Üniversite veya devletten bu konularda destek beklemenin çok sağlıklı olacağını düşünmüyorum çünkü üniversitelerde bir arkadaşımızın belirttiği gibi sadece not alıp geçmek veya ünvan alayım diye bir şeylere sadece belirli bir dönem odaklanılıp sonradan işin ucu bırakılabilir ve bu anlamda bizlerin üniversitede yapılanları denetleme gibi bir yetkisi de olamayacaktır.
 
Bunun yanında hobiye gönül verenlerin dernekler etrafında toplanıp somut anlamda kooperatifçilik anlayışıyla herkes için(hobici+ akvaryumcu)olumlu şeyler yapılabilir diye düşünmekteyim.
 
Ütopik olabilir ama mesela mümkün olsa da  derneklere aidatlarımızı ürettiğimiz balık ve bitkileri vererek ödeyebilsek  (dernek bunu nakde dönüştürebilse)sadece belirli bir banka hesap numarasına gönderilen mebla ile dernek üyesi olma durumu aşılabilse ...Hobici "ben ürettiğim balığımı bitkimi vererek bu hobide kendime bir yer ediniyorum ve üretimim talep görüyor" diye düşünse dernekler de kendilerine çok ciddi "iş gücü" ve "aktif destekçi" bulabilir diye düşünmekteyim.
 
O zaman pek çok hobicinin daha büyük gayretle dernek üyesi olup, bilinçle  "saf ve formda" ırk üretimine dikkat edip  gereksiz kavramlardan uzaklaşmaları (F0-F1 gibi dolandırıcılıklara varan zırvalardan )kurtulmaları sağlanabilir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

AtlantisÇevrim Dışı

Kayıt: 16/08/2008
İl: Antalya
Mesaj: 5
AtlantisÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 14 Eylül 2008 12:50
Türkiye'de kaydi para yaratanı çarpanın 1/0.2 olduğunu hesaba katarsak 50 milyar dolarlık ticari açık bize 50/0.2 :250 milyar dolara patlıyor. Kısaca milli gelirimizin 250 milyar dolar düşmesine, kişi başına milli gelirinde 3500 dolar düşmesine yol açıyor. Daha da netleştirirsek en az 15 milyon insanımızın işsiz kalmasına yol açıyor. Türkiye'de istihdam oranı %44, AB ortalama %65 . Yani istihdamdaki %21 azlık +%11 resmi işsizlik oranını eklediğimizde , ülkemizdeki gerçek işsizlik oranı %33'lere tırmanıyor. Kısaca çalışabilecek her 3 kişiden birisinin işsiz olmasının ana nedeni ticaret açığımız.

Balık ithalatı da benzer bir duruma yol açıyor. Balık üretiminin zayıf olmasının nedeni, enerji ,su, balık, pazar maliyetlerinin yüksek olmasıdır diye düşünüyorum. Ayrıca bu alanda yeterli STK olmaması'da önemli bir faktördür.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

biologÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/12/2007
İl: Ankara
Mesaj: 198
biologÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 16 Eylül 2008 01:31
Bende çoğu arkadaşa katılıyorum.
Ülkemizde üretim yapmak gerçekten zor bir iş elektriğe %50 nin üzerinde zam gelmişken, içme suyuna kızılıramktan gelen ağır metalli su karışmışken(Ankara için) bu işi yapmak günden güne zorlaşıyor. Ülkelerde işler hep iyiye doğru giderken bizim ülkemizde halık için işler hep kötüye gidiyor.
 
Bunların yanında Ankara da gördüğüm kadarıyla üretilen balıkların ithallere göre maliyetinin fazla ederinin az olması stokların eritilememesini ve ir çok arkadaşın değindiği '' devren satılık üretimhane'' ilanlarının artmasına yol açıyor maalesef. 
 
Ve bence en büyük sorunlardan biriside bizdeki çoğu akvaryumcunun bilinçsiz, bilgisiz ve maalesef üç kağıtçı olması ( verdiğiniz balık karşısında 3 te 1 fiyatına yem teklif eden yada vereceği parayı vermeyen...) ;
 
yani ben çok karşılaştım japon balığının yanına kılıçkuyruk konulabilir, tetra bits diye çin malı yemlerin satıldığını, tropheus için canlı yemin(kurt) çok yararlı olacağını vs. vs. vs. söyleyen çok akvaryumcu tanıdım ve bire bir tanık oldum dolayısı ile bizde bu akvaryumcular ve sadece para yı düşünen ithalatçılar ve bu elektrik, su faturaları olduğu sürece üretimi ülkemizde yaygınlaştırmak oldukça zor olacak gibi.
 
Yinede umutsuz olmamak lazım bakarsınız devletimz diğer ülke devletleri gibi birden uyanır ve her yıl yurt dışına giden dolarların ülkemizde kalmasını ister ve  bu işe el atar da bizlerde yurt dışına balık ihraç eder oluruz tabiki şimdi singapur un ihraç oranlarında...
 
Saygılar...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

drızzdounderÇevrim Dışı

Kayıt: 07/09/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 537
drızzdounderÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 17 Eylül 2008 16:34

Merhabalar, öncelikle yazıların hepsini okuyamadım, farklı garip bir şey söylersem kusuruma bakmayın.Bence gözden kaçan önemli bir husus var, ülkemizdeki türlere olan ilgi dağılımı. Biliyorsunuz ülkemizde akvaryumcular gerçek anlamda iki balık türünden para kazanıyor.Birincisi japon balıkları(bir çok kişi bunu bilmez), akvaryuma hobi olarak değilde bir anlık hevesle bir fanus yada küçük akvaryumla başlayıp sonra büyük bir kısmının bu hobiye başlamadan vazgeçenlerin sayısı o kadar çok ki, diğer bütün türlerin satışının bir kaç mislidir.(ülkemizde bu kadar çok akvaryumcuyu ayakta tutan budur). Diğeri ise cıchlıddır(bizim sorunumuz burda başlıyor). Her ne kadar bizim üretimhaneler yüzde doksan cıchled balıklarına ayrılsada, bizim iddealı olamamızın sebebi, ülkemizdeki cıchled balıklarına olan büyük ilgi(tekel). Bu ilgi okadar çok ki(zannedersem Türkiye lider) yurt dışına oranla balıkların fiyatını uçuruyor. Siz bukadar pahalı balıkları nasıl alıpda, diğer ülkelerdeki gibi büyük üretimhane yapabilirsiniz(siz 5 balık alırken adam aynı paraya 10-15  balık alıyor). Ürettiğiniz bir kaç balığı neden çok daha ucuza yurt dışına satasınız. Yada Sarı prenses gibi balıkları ihraç etme şansınız ne kadar olabilir. Birde diğer ülkelere bakalım, sadece hobi olarak üretilen tetra türleri heralde ülkemizdeki tetra nüfusundan fazladır. Kimse tetra ve benzeri tropikal türleri maliyeti çok daha az olduğu halde üretimi ve bakımı zor bahanesiyle üretime yanaşmıyor. E iyide sen üretimden bahsediyorsun, tek seferde 500 yumurtanın yarısını yaşatamayacaksan yapma bu işi. İnsanlar diğer tropikalleri üretmeyi, göze hoş gelen evimizdeki akvaryumlarda olur zannediyor. Onlara uygun ortam sağlansın bakın nasıl ürüyorlar. Bir düşünün, ülkemizde bildiğim kadarıyla ticaret amaçlı tropikal üreten yok(canlı doğuran , melek hariç), bunu yapan kişi büyük bir pazar yakalar, hemde ülkemizde yetiştiği için daha dayanıklı olurlar.Bunlarardan şu sonuca varıyorum, ülkemizde üretim yapan arkadaşların içinde profesyoneerin sayısı çok az, amatörler olmalı ama bu sayılarla ne kadar hedef tutturabiliriz. Birde biz balık besleyenler acaba zeyk aldığımız balıklarımı, yoksa modayımı besliyoruz. Yukarıda saydığınız etkenler çok büyük, ama temelimiz çok çürük onun farkında değiliz. Her işi beden gücüyle halletmeye çalışıyoruz, ama bilgi, emek ve sabırdan yoksunuz, besleyenlerde, üretenlerde( üstadlara lafımız yok).


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

sssnakeÇevrim Dışı

Kayıt: 21/09/2007
İl: Izmir
Mesaj: 1263
sssnakeÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 17 Eylül 2008 17:50

Selam

Bu vergi ve bu zamlarla bu memlekette değil üretimcilik büfecilik bile yapılmaz. Biz böyle koyun oldukça hiç bir şey olmaz hergün elek. benzine zam gelir ama biz hala kullanırız. Bu ülkede insanlar 1 hafta araç kullanmasın bakın nasıl benzin fiyatları düşüyor. Ama nerde gösterişe öyle meraklıyız ki. Son model araçlarımıza binmezsek olmaz hem neymiş öyle otobüste sıkış tepiş karizmamız sarsılır. Elektiği birde otomatiğe bağladılar zam işini. Vergiler desen almış başını gidiyor. Yok özel tüketim vergisi , yok kıl vergisi yok tüy vergisi. Ama biz hala susalım bi şey yapmayalım. Binmişler milletin sırtına inmeyede niyetleri yok. Demiyorlar ki ülkeyi kalkındırmanın başka yolunu bulalım. Doğal kaynakları kullanalım. Zenginliklerimizi bulalım. Paramı lazım daya zammı daya vergiyi öderler ödemezlersede yatarlar. Kusura bakmayın ben böyle bir ortamda üretimcilik falan yapmam. Ülkemizde işletmelerin en büyük ortağı devlet olmuş. En büyük haracı devlet alıyor. Kendi işimi misal vereyim kestiğim her faturada %40 vergi ödüyorum. Yani 1000 ytlde 400 ytl. Başka nerede böyle bir vergi sistemi var. Türkiye girişi 14.000 ytl olan araçları aşırı vergiler ile 30.000 ytl ye alıyoruz. Böyle bir sistemde kim üretim yapmaya cesaret edebilir ki. Eden varsa da cesaretinden dolayı tebrik ederim. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

drızzdounderÇevrim Dışı

Kayıt: 07/09/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 537
drızzdounderÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 17 Eylül 2008 21:46
İlker bey vergi konusunu biraz abartmadınız mı, yüzde kırk vergi ile. Araba konusunda size son derece katılıyorum, hatta ben aşırıya gidicem. Biz bu çalışmayla ancak eşşeğe binmeyi hakkediyoruz. Akvaryum zaten lüks, biz asıl gereksinimleri üretmeyi tartışmalıyız(tabiki bu forumda akvaryumu tartışıcaz). Bizim kadar lükse düşkün milletler tabiki vardır, ama onlar hakkediyor, bizim yaptığımızsa elindeki üç kuruşu gereksiz  lüks cıhazlara, aletlere yatırmak. Elindeki askeri ücrete bakmazsızın, bir kaç ayda elindeki kameralı cep yelefonu yenisiyle değiştiriyor, bir öğretmen evine kredi kartıyla 107 ekran LCD alıp birde televizyonlara çıkıp maaşımız yetmiyor diye isyan ederse, o zaman kusur birazda bizde. Üretmiyoruz, üretmediğimiz yetmiyormuş gibi birde aşırı tüketiyoruz. Araba senin neyine, sen önce ayağını yorganına göre uzat, aç çocuğunu doyur. Keşke her lüksümüz akvaryum kadar masum ve faydalı olsa. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir