Türkiye'de Akvaryum Canlısı Üretimi ve İthalatla İlgili Sorunlar


Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2013 08:34
Hepimizin bildiği üzere akvaryum balıkları genel olarak ithalatla temin ediliyor. Resmi olarak yerli üretim yapan firma sayısı ise çok çok az sayıda kalıyor. BUna karşılık "merdiven altı" tabir edilebilecek üreticilerin sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Hobinin gereği olarak evinde üreten ve ürettiği balığı ister internetten ister akvaryumcuya götürüp satan, takas yapan hobici sayısı ise onbinlercedir.

Bu kadar yaygın bir hobiye yönelik sektörde maalesef istenilen canlılar hemen bulunabilir durumda değildir. Ne yerli üretim ne de ithalat bu işi çözemiyor.

Yerli üretim konusu ancak "ticari türler" üzerine odaklanmış durumda ve çoğu kişi sadece hızla, kolayca üretip satacağı canlıları besleyip üretiyor. Nadir türlerin üretimini yapan kişi pek de yok. Çünkü nadir olmasının sebebi üretiminin uğraştırması, canlının yavrusunun geç büyümesi, sürümünün az olması, kimi zaman pahalı bir tür olabildiğinden gücü yetip alacak kişi sayısının az olması gibi pek çok etken var.

İş ithalata gelince çoğu türün hazır üretilmişi yurtdışında bulunmasına rağmen devreye bu sefer de ithalat zorlukları ve maliyetleri giriyor. Türkiyedeki kanunlar gereği yurtdışında 1 dolara satılan balık için izin, ruhsat, ithalat dosya masrafları, gümrük vergileri, kdv, kargo, vb derken kimi zaman balık başına 4 dolar masraf çıkıyor. Bir anda 5 katına çıkan fiyata yolda ölen balıkların maliyetini, ithalatçının ve akvaryumcunun karını da ekleyince fiyat 10 dolar oluveriyor. Dışarıdan bakınca "Bu balık 10 dolar eder mi?" denebilirken gerçekler "bu fiyatın bile ancak kurtardığı" duruma geliyor.

İthalatla gelen balıkların uzun yola dayanamaması, gelince su şartlarına alışmasının uzun sürmesi ya da alışamaması, kimi zaman (bilinçli ya da bilinçsiz) kısır balıkların getirilmesi, geldiğinde sadece dişi ya da sadece erkek gelmesi, bir çok türde yetişkin balık yerine yavru balık gelmesi, alan kişilerin çoğunun deneyimsiz olmasından dolayı balıkların çoğunun daha ilk ay içerisinde ölüp gitmesi, vb sebepler türlerin stabil şekilde devamına engel oluyor.

Yerli üretimle yaygınlaştırılması halinde daha az dışa bağımlı olabilecekken bunu destekleyen çalışmalar da bulunmuyor. Yeni yeni bir kaç firma bu yönde adımlar atıyor. İşi hem ticari ele alırken hem de yerli üretimle bulunabilirliği öne çıkaracak uygulamalar var.

Kendi adıma beslediğim ve evimde ürettiğim türlerin çoüğunlukla nadir türler olması hem bana keyif verirken hem de başarılı üretimlerin sonucunda bu türlerin yayılmasına katkı sağlamaya çalışıyorum.

Bu kadar açıklamadan sonra çözümler neler olabilir?

Öncelikle vergilerin kabul edilebilir seviyelere çekilmesi gerekir ki ithal canlı getirilmesi kolaylaşsın. Ancak ipin ucunun kaçmaması için belirli kotalarla sınırlama olabilir. Bu sınırlama işi baltalamasın diye hemen ardından yerli üretimi destekleyecek, üreten kişilerin kayıt altına alınması ve resmileştirilmesini sağlayacak çalışmalar gerekir. Kayıt altına almak demek hemen ticari kimlik vermek anlamına gelmemelidir. Sonuçta çoğu kişinin evi var ve kiraya verebiliyor. Kira geliri elde ediyor diye vergiye tabi olması için ancak belirli düzeyin üzerinde olması şartı bulunuyor. Hobide işin doğasından kaynaklı üretim hatta hobici kimi zaman istemese bile üreme gerçekleşebilir. Üretilen canlıların satışı/takası yoluyla gelir elde edilmesi de mümkündür. İşte bu aşamada üretime destek verilmeli ama maliyetleri de gözönüne alınarak belirli bir seviyenin/tutarın üzerinde gerçekleşecek üretimler/satışlar beyana tabi tutulmalıdır. Devletin ve ilgili bakanlıkların bu konuda etraflıca araştırma yapması ve gerçekçi yaklaşımlarla süreci hayata geçirmesi mümkün olursa o zaman hobici istediği canlıyı çok makul fiyatlara sağlıklı olarak temin edebilir.

Bu konuyu açmamdaki en temel sebep hakkında herkesin konuşması ama kimsenin bunu açıkça ifade edip tartışmamasıdır. Belki bu başlıkta yapılacak tartışmalar birilerine referans olup yol gösterebilir.

Girişi ve açılışı ben yaptım.
Devamı tüm hobiciler, akvaryumcular, üreticiler ve ithalatçılara kalıyor.
Görüş ve önerilerinizi bekliyoruz.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

etulumÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/03/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 490
etulumÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2013 08:52
Köksal Bey, tüm açıklamalarınıza ve dileklerinize katılmakla beraber işim gereği vergiler ile ilgili açıklama yapmak istedim. Dünya devi firmaların faaliyet gösterdiği, çok güçlü dernekleri olan ve devlet kademelerindeki lobi faaliyetleri son derece iyi olan sektörler için bile devlet vergi değişiklik taleplerine (hükümetin orta ve uzun vadeli planlarına açık bir katkısı olmayacaksa) müsbet yönde cevap vermemektedir. Başarılı olunan faaliyetlerde bile süreç yıllarca sürmektedir ve bu iş için ciddi çalışmalar yapılarak önemli ölçüde para ve zaman harcanmaktadır. 
 
Hobiciler ya da bu sektörde faaliyet gösteren firmaların böyle bir zaman ve para harcamasının çok mümkün olmadığını düşünüyorum. Bununla beraber en azından bir yerden başlamak ve devletin ilgili kademelerinde farkındalık yaratmak adına, hobiciler (dernek olarka) ve sektördeki firmalar bir araya gelerek sorunlarımızı ve taleplerimizi bir mektup ile ilgili kişilere iletebiliriz ya da görüşme talep edebiliriz.
 
 
 
 
etulum2013-03-21 08:53:22

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ulucaptainÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/03/2007
İl: Ankara
Mesaj: 1010
ulucaptainÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2013 09:20
Köksal abi çok güzel bir konuya değinmişsin.Bence her türe çabuk ulaşılamamasının sebeplerinden biride  çeşitliliğin çok olması. Yüzlerce  balık türü olduğu  içinde ulaşmak haliyle zor oluyor.Dediğin gibi ticari türlere eğilim daha çok bunun yanı sıra birazda dayanıklı balıklar tercih ediliyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2013 09:27
[QUOTE=ulucaptain]...birazda dayanıklı balıklar tercih ediliyor.[/QUOTE]
"Dayanıklı" kavramına hep takılmışsımdır. Zaman zaman bunu ele alıp tartıştığımda olmuştur. Eğer gereği yerine getirilmezse hiçbir balık "dayanıklı " değildir. Ancak en "hassas" balık bile eğer gereklerini yerine getirirsen gayet dayanıklı oluverir. Konu dışı kaldı ama yine de yazayım dedim. Bana kritik gelen bir ifade olduğu için duramadım.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

militarisÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 04/12/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 258
militarisÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2013 16:28
Millet olaraka her işten para kazanmaya çalıştıkça bu işlerin düzelceğini düşünmüyorum.Merdivenaltı "hobihaneler" oldukçada yeni ve nadir türlerin yaygınlaşçağını düşünmüyorum. Abi yeni bir tank kurcam ama hangi balıktan para kazanırım zihniyetide zaten yukardaki iki sonucun sebebi olduktan sonra değişcek pek bişey olduğu kanısında değilim

Ancak çözüme katkıda bulunmak için, çoğu kişi üretim için mikro kredi yada KOSGEB desteği almaya çalışıyor. Eğer kosgeb projeleri en kötü petshopta bulunan malawi türleri üretmeye para vermesi yerine nadir tür, yaygınlığı az yada üretimi kolay olmayan türleri üretme şartıyla projeye destek olursa yerli üretimde çeşitliliğe katkı sağlıcağını düşünüyorum.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ulucaptainÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/03/2007
İl: Ankara
Mesaj: 1010
ulucaptainÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2013 16:50
[QUOTE=Köksal Gürkan] [QUOTE=ulucaptain]...birazda dayanıklı balıklar tercih ediliyor.[/QUOTE]
"Dayanıklı" kavramına hep takılmışsımdır. Zaman zaman bunu ele alıp tartıştığımda olmuştur. Eğer gereği yerine getirilmezse hiçbir balık "dayanıklı " değildir. Ancak en "hassas" balık bile eğer gereklerini yerine getirirsen gayet dayanıklı oluverir. Konu dışı kaldı ama yine de yazayım dedim. Bana kritik gelen bir ifade olduğu için duramadım.
[/QUOTE]
 
 Dayanıklı balıktan kastım aşırı su değişimlerini tolere edebilen,ani ısı değişimlerini tolere edebilen,nitrite uzun süre dayanabilen,pis ve bulanık sularda aniden hastalanmayan, Bilinçsiz kullanılan ilaçlara karşı direnç gösterebilen balıkları kastdetmiştim.Örnek vermekgerekirse discus türlerinin yukardakilere dayanması çok zordur.
ulucaptain2013-03-21 17:33:11

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

matabanÇevrim Dışı

Kayıt: 26/06/2012
İl: Ankara
Mesaj: 402
matabanÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Mart 2013 21:56
Köksal Bey diğer konudaki yazışmalardan ötürü, oturdum ithalat yaptığını iddia eden bütün ticari ilanlara göz gezdirdim. Dediğim gibi, birçok balık hala ithal edilebiliyor ancak iş cüce ciklete gelince bazı sebepler ve sorunlar ortaya çıkıyor. Eğer akvaryum.com açısından sorun olmayacaksa, ben burada bir başlıkta Ankara'da cüce çiklet arayan kişileri bir araya getirip, bir akvaryumcuya ithalat yaptırtmayı düşünüyorum. Eğer ki yeterli bir talep ortaya çıkarsa, gidip akvaryumcuyla konuşacağım. Bu işten ne kadar ne de zarar düşünüyorum. Bu yüzden her adımı açık gerçekleşecek ve hiçbir sorumluluk almayacağım üzerime. Sadece arz ve talebi bir noktada bir araya getirmeye çalışacağım. Sizin bu konudaki öneriniz nedir?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ibrahimozelÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 28/04/2006
İl: Yurtdisi
Mesaj: 656
ibrahimozelÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2013 09:42
Dehan bey ben daha geçtiğimiz ay böyle bir girişimde bulundum fakat talep toplayamadık. Herkes arayıp balık istiyorum diyor, fiyatları görünce "ucuzmus uygunmus fiyatlar" diyor ama sipariş vermeye gelince kimse o kadar istekli olmuyor. Kaldı ki bu şekilde bir talep olsa ben zaten balık getiriyor olacağım.

İstanbul, Bursa, Ankara, Diyarbakır, Erzurum, Mugla, İzmir, Ordu, Eskisehir'den telefon acıp balık soran oldu. Sadece Ankara'dan yeteri kadar talep toplayabilirseniz çok güzel olur ama toplanabileceğine inanmıyorum.

Keşke bu tür balıklara daha fazla talep olsa diye eklemek istiyorum...
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

OKTAYÇevrim Dışı

Kayıt: 02/08/2008
İl: Eskisehir
Mesaj: 225
OKTAYÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2013 11:46
Çoğumuza bu hobi bir japon yada lepistes ile bulaşmadı mı? Masrafsız arkadaşlarımızdılar. Biz büyüdükce hobide büyüdü,bizim isteklerimiz arttıkça hobininde arttı,bunda dünyanın küçülmesiyle (internetin insan hayatına girmesiyle) dipsiz bir hal aldı. Beslediğimiz canlıları beğenmez olduk, arz talep oluştu getirenler iyi para kazandılar ama getirdikleri canlıların bilgilerine sahip değildiler hobicininde bilgi azlığı türlerin kayıplarını getirdi. Zor türleri biz çıkardık,dayanıksız dedik bilgi birikim artıkca zor olmadığını gördük ürettik başkalarına verdiğimizde bilgilerini vermedik tür çoğalamadı talep düştü. Para için bu işe girenlerde bilgi,beceri eksikliğinden maddi kayıplardan bıraktı. Birde işin içine vergi girerse insanlar akvaryum kurmaya korkarlar,hobiciler demiyorum,bu türler yayılmazsa görüp beğenip nasıl alabilirler? Akvaryumcudaki en renkli en ucuz balığı alır gelir hobici olabilmesi için merak etmesi bu canlıları sevmesi gerekirki ihtiyaçlarını karşılasın araştırsın hobicilerin sayısı artsınki isteklerimizi her yerde duyurabilelim. Malesef ilk seferde yine japon ve lepistese kalıyor bu görev ucuzluk bulunabilirlik yüzünden şunuda belirtmek isterim cüce amerikan,karidese doğru bir akımda var.
Saygılar...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

matabanÇevrim Dışı

Kayıt: 26/06/2012
İl: Ankara
Mesaj: 402
matabanÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2013 13:54
Koksal Bey sayinin kac olmasi gerekiyor? Yani bi pakette 150-200 kakadu oldugu soyleniyor ornegin. Bu sayiya ulasmak cidden zor. Ancak akvaryumcu 50 tanesini alacaksaniz getirtirim diyebiliyor. Bu yuzden kastim ithalati akvaryumcunun yapmasiydi. Cunku ben 10-15 lira bisey olacagini dusunuyorum. Siz ne kadara getirtiyordunuz?
Bir de su var tabii, 20kisi kakadu 15 kisi veijita 15 kisi de agassizi istiyorsa is sikintiya girer kanisindayim. Turleri sirayla getirmemiz gerekiyor. Sizce?

İbrahim Bey sayinin kac olmasi gerekiyor? Yani bi pakette 150-200 kakadu oldugu soyleniyor ornegin. Bu sayiya ulasmak cidden zor. Ancak akvaryumcu 50 tanesini alacaksaniz getirtirim diyebiliyor. Bu yuzden kastim ithalati akvaryumcunun yapmasiydi. Cunku ben 10-15 lira bisey olacagini dusunuyorum. Siz ne kadara getirtiyordunuz?
Bir de su var tabii, 20kisi kakadu 15 kisi veijita 15 kisi de agassizi istiyorsa is sikintiya girer kanisindayim. Turleri sirayla getirmemiz gerekiyor. Sizce?

Android hatasindan dolayi mesaji duzeltemiyorum. Kusura bakmayin.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2013 14:42
Dehan Bey,
Benim ithalatla bir alakam yok. Ancak tanıdık yerlere sipariş veriyorum. Onlar kendilerine getirdiği zaman oradan alıyorum. Kendi adıma getirtme durumum yok. Nadiren ve türe bağlı olarak, tüm riski kabullenmek şartıyla, poşet olarak istetmek söz konusu olabilir. Bunu yapan arkadaşlarımız da oldu. İki kişi birlikte istedi. 100 balıklık poşet geldi. İçinden sadece 43 tane sağ çıktı. Kalanları paylaştılar. Biri kısa sürede çoğunu öldürdü. Diğerinde de yarısı sağ kaldı. Tür çok önemli değil. Ben işin mantığından bahsediyorum. Poşet boylarına gelince, balık boyuna göre poşetteki adet ve birim fiyat değişir. Az sayıda isterseniz birim maliyet artar. Çok sayıda isterseniz birim maliyet düşer. Ama her ikisinde de toplam maliyet yüksektir. O maliyeti siz karşılamak istemiyorsanız o zaman ithalat yapan kişilerin kendi adına getirdiği zamanlara denk getirip onların bu türleri alması için ikna etmeniz ya da direk poşetin tamamını almayı garantilemeniz gereksinimi bulunuyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

arukasÇevrimiçi

Kayıt: 18/09/2008
İl: Manisa
Mesaj: 88
arukasÇevrimiçi
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2013 15:12
Belki genç ve tecrübesiz olabilirim fakat bende birkaç şey söylemek istiyorum.Öncelikle Köksal Bey'in dediklerine yüzde yüz katılıyorum.Bu işte başarılı olmak için benim kafamda birkaç fikir var.Bunlar nedir derseniz örneğin yurtdışı ticari ithalatlar yerine şahısların beraberinde getirmek suretiyle yapacağı tabiri caizse valiz ticareti.
Kendimden örnek vereyim.Şuan Polonya/Poznan şehrinde yaşıyorum.Türkiyede insanların bir çok şeyi göze alıp satın almak isteyeceği balıklar burada çok komik rakamlara satılıyor.Ben buradaki balıkları alayım göndereyim diye düşündüğümde ise kendime ciddi bir destek bulamıyorum.Balıklar kargoda kaç gün dayanır? Nasıl paketlenmelidirler? Sevkiyat öncesi bakım şartları nelerdir? en basitinden bu sorularıma cevap bulamıyorum.İşin benim açımdan birinci zorluğu budur.
Balıkları aldık diyelim sorunsuz şekilde gönderdik.Balıklar Türkiye'ye giriş yaptığında direkt son hobiciye ulaşmayacak.Yine eşlerimizden dostlarımızdan kurduğumuz adaptasyon noktalarına ulaşacak.Örneğin "Corydoras Aeneus Black Venezuela" getirdik.Bu balıkları Onur Şahin'e,Uzay Bey'e vs. alanında uzman kişilere gönderip kayıpları minimuma indirebiliriz.Bu şekilde canlılara meblağ ödeyen arkadaşlarımız abilerimiz zarar etmemiş olurlar.
Fakat tüm bu sistemin işleyebilmesi için maddiyatı ikinci plana atmış yeri geldiğinde gece 2'de İstanbul'a inecek uçaktan balıkları teslim alabilecek fedakarlıkta hobici insanlara ihtiyacımız var.
Unutmayalım emek verdiğimiz şeye fedakarlık yaptığımız şeye daha çok bağlanırız.Yoksa herkes cebinden 5 yerine 10 verip rahatça balıklarını alıp tankına koyar değil mi?
Kafamdaki düşünce budur.Yanlışlarım varsa düzeltiniz.
Saygılarımla.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Koksal GurkanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 6979
Koksal GurkanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Mart 2013 23:31
Öncelikle balıkların kargoya verilmesi bile gümrükte takılmasına yol açar. Bavul ticareti gibi bir fikri önermiyorum. Yapanlar elbette var. Ancak gelen giden olduğu zaman kişilerin az sayıda balığı getirebilme imkanı zaten var. Bunu yaparken yola dayanabilmesi için kondüsyonlu bir hazırlık şart. Yola çıkmadan en az 2 gün önce aç kalmalı ve yem verilmemeli. Paketlerken de oksijen basılmış yol poşetlerine konularak strafor kutu içinde ısı değişimine karşı korunmalıdır. Mümkünse yanına xcep sobası da denilen ufak poşet ısıtıcılardan konulabilir. Uçak indikten hemen sonra birisi gelen kişiyi karşılamalı, balıkları alıp acilen eve götürüp açmalıdır. Açılan poşetlerin ardından balıkların alıştırılması süreci başlar. Türe bağlı olarak 1-2 saat süren bir adaptasyon süreci başlar. Akvaryum zaten önceden hazır olmalı ve değerleri gelecek türe göre hazır edilmelidir. Balık konulduktan sonra da takip başlar. 1 hafta alıştırma devam eder. Sonra normal bakıma geçilir. En aaz iki hafta geçip balık adapte olduktan ve alıştıktan sonra yer değişimi düşünülebilir. Alacak kişilerin alıştırma süreci de aynı olmalıdır.
Süreçteki her eksik adım balıkların ölümüne hızla yaklaşan bir adımdır.
Para kısmı çok da önemli olmayacaktır çünkü getirenin masrafı olmaz. Alan da bahsedildiği gibi gerçekten ucuza temin edecektir.

İşte bu aşamadan sonra konunun özünde yer alan yerli üretim devreye girecektir. Gelen balıklar üretilmedikçe tüm çabalar boş uğraşlardan öteye gidemez.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

arukasÇevrimiçi

Kayıt: 18/09/2008
İl: Manisa
Mesaj: 88
arukasÇevrimiçi
Gönderim Zamanı: 23 Mart 2013 01:12
Köksal Bey balıkların gümrükte kalması olayını açarsak peki içinde canlı olduğu belirtilecek şekilde resmi bir ithalat gerçekleştirmek için nelere sahip olmak gereklidir? Şirket vs. kısmından bahsetmiyorum.Balıklara ait sağlık belgeleri vs. onlardan bahsediyorum.Ve insanlar Afrikadaki göllerden ülkemize balık sokabiliyorken biz neden Avrupanın göbeğinden balık sokamayalım ki? 
Bu konu üzerinde destek ve fikirlerinizi bekliyorum.
Saygılarımla.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir