80'lerde akvaryum hobisi
Gönderim Zamanı: 02 Kasım 2007 04:14
Bende 89 senesinde babamın eve getirdiği su kaplumbağaları ile başlamıştım, o zaman kaplumbağa ile kurbağanın aynı şey olduğunu sanıyordum . Haftada 1 kez kaplumbağların suyunu değiştirir dış yüzeylerini diş fırçası ile fırçalar temizlerdik , bir süre sonra bir tanesi öldü ve diğerinide ölmesin diye geri götürdük , meğersem hayvanın kabuğu fırçalanmaktan aşınmış ve ondan dolayı ölmüş, suyunda 3 haftada bir değişmesi gerekyormuş . Ondan sonra vazoda bir beta ile devam ettim , aramızda ilgnç bir ilişki vardı , birkaç ay sonra o da gitti . Babam eve canlı hayvan alınmasını yasaklamıştı . Ta ki gecen sene aralık ayına kadar ve şu an yaklaşık 35 litrelik bir akvaryumda canlı doğuran+ tetrazonlarım var . Bayağı bir balık kaybettim ama 2 tesellim var , birincisi 9 aydır hertürlü badireler atlatmış ve hayatta kalan beyaz erkek mollyim ve gene aynı tertip vatozum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Kasım 2007 08:40
Ben ortaokul yıllarında annemin pirinç koyduğu kavanozu boşaltıp içine black moli alarak başlamıştım.
O zamanlar kepçem olmadığı için yakalamak için çay süzgeçi kullanıyordum.
O zamanlar kepçem olmadığı için yakalamak için çay süzgeçi kullanıyordum.Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Kasım 2007 09:47
[QUOTE=reis]Kerem bey,Çok güzel bir konuya değinmişsiniz.
acemi41 2007-11-05 15:44:53
Termostatlı ısıtıcılar yeni yeni çıkmaya başlamıştı oda termostatları ayrı parça ve dışarda dururudu.Soley marka hava motorları(yuvarlak siyah)meşhurdu.Isıtıcılar 25-50-75-100w. tı,akvaryum büyüklüğüne göre ısıtıcı verirdik.
Japon balığı ve tetrazon bir arada olurmu?Diye soranlara olmazmı derdik.
Geldiğimiz noktada bakıyorumda bu gün bu hobi ile uğraşanlar çok şanslılar.İnternet ortamında her türlü paylaşım ve bilgi var.Aaahhhhhhhhhhh ahh ne günlerdi o günler.
Saygılar....
[/QUOTE]
1964 doğumluyum.Hayatımda ilk akvaryumu gördüğümde ilkokul 5. sınıftaydım. Fen Bilgisi dersinde işlediğimiz " Sularımız" ünitesiyle ilgili pratik yapmamız için öğretmenimiz bizi müdür odasına götürmüştü.Orada gördüm ilk kez akvaryum denen sihirli cam kutuyu.İçinde (tahminimce) japon balıkları, açılıp kapandıkça içinden hava kabarcığı çıkan define sandığı vardı. Günlerce gözümün önünden gitmedi.İnanır mısınız rüyalarımda gördüm geceler boyu. Evdekilerin başının etini yedim; ama bu isteğime kimse "evet" demedi.Lise 1 .sınıfın sonunda, hani bugün birçok konuda adı geçen " ULUS AKVARYUMCULAR ÇARŞISI" var ya, işte oradan 60cm lik bir tankı belediye otobüsünde kucağımda eve getirdim.( yıl 1978 )
O gün bugün aralıklarla da olsa bu hobiyi bırakmadım. Lepistes, kılıçkuyruk, molly, plati hepsinden biraz biraz koyduğum akvaryumlarım oldu.
Fakülteyi Samsun'da okuduğum yıllarda zorunlu bir ara veriş dönemi....
Daha sonra evlilik, çoluk çocuğa karışma...... Artık rahata erdim dedikten sonra da yeniden hobiye dalış... Hem de öyle bir dalış ki bir ara evde 5 akvaryum olmuştu...
"Bizim zamanımızda" diye başlayan laflar sıkıcıdır bilirim; ancak bizim bu hobiye başladığımızda karadüzen yapılıyordu her şey.
Sevgili Reis in söylediği gibi o balıkları haşlayan meşhur ısıtıcıları biraz yola getirmek için icat edilmiş portatif termostatlar vardı. Hatırladığım kadarıyla da bir ısıtıcıdan daha pahalıydı bu termostatlar. Isıtıcının fişini termostata, termostatı da pirize takıyordunuz ve ısıyı sabit tutmaya çalışıyordunuz.
Ben de o zamanlar lisede okuyorum. Günlerce harçlığıma dokunmadım.Para biriktirdim ve Ulustaki Erhan AKvaryum'dan bir termostat aldım.Sevinçten havalara zıplıyorum tabii.. İşçi ve memurların mesai bitiş saatine denk geldiği için belediye otobüsü çok kalabalıktı. Eve geldim, kutuyu açtım.Gördüklerim beni şok etti. Otobüs kalabalık olduğu için insanlar birbirini ezdiğinden ceket cebimdeki termostatın camı kırılmış, kullanılamaz hale gelmişti...Aklıma geldikçe hala içim yanar.
İlkokuldaki bir öğretmenimiz de mahalledeki birkaç arkadaşıyla kendi çapında bir üretimhane kurmuştu.Ağırlıklı olarak japon ve canlıdoğuran üretiyorlardı.Bu arada ben de kendime bir hobi arkadaşı bulmuştum. Zaman zaman onlardan balık almaya gider, bahaneyle üretimhaneyi gezerdik. Ama hocam sağ olsun bize hep yüksek fiyattan balık verirdi.
Akvaryum olan her evde yerleşmiş bir kural vardı o yıllarda: Akvaryumun suyunu en az ayda bir kez tümden değiştirmek, içinde olan tüm malzemeleri var gücümüzle temizlemek... Bugün şiddetle karşı çıktığımız bu durum o yılların olmazsa olmazlarındandı. Ama o günleri hatırlayan birçok hobicinin de bildiği gibi bugün oturmuş bir suda 1 hafta-10 gün zor dayanan lepistesler bile bu büyük su değişimlerinden pek etkilenmez, uzun zaman yaşarlardı.
Murat Bey'in mesajında adı geçen "Trumpif" marka hava motorları bazı geceler sizi uyandıracak kadar gürültü yapar, altına sünger koymak, motoru kalın bir beze sarmak da çare etmezdi. Ev halkının uykudan kalkıp söylenmesi de cabası 
Bu konu benim yaşımdakileri o güzel günlere götürdü. Konuyu açan Kerem Bey'e ben de teşekkür ediyorum.
Eminim bu forumda o günleri daha iyi hatırlayan üyelerimiz vardır.
Saygılar.
Beğenenler: [T]21364,umitlee[/T]
+1: [T]21364,umitlee[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Kasım 2007 15:29
Anlatılanları süze süze zevkle okudum. Bende babamın samimi bir arkaşının (sene1975) siyah damızlık aykılıç için bir arkadaşını bıçakla yaraladığını biliyorum. Babam canlı şahidiymiş olayın. Ozamanlar balıklar çok yaygın değil hatta yeni türler tek tük gelirmiş piyasaya. damızlık erkek aykılıçını emanet ettiği adam çok ısrar eden birine parayla vermiş. Tabiki sahibinin haberi olmadan adamda öğrenince resmen cinnet geçirip ekmek bıçağıyla kovalayıp adamı yaralamış. Artık adam ne kadar kızdıysa kimse geçememiş önüne. Saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 02 Kasım 2007 21:08
Benim o zamanlara ait hatırladığım 1987-89 gibi babamın akvaryumunda taban filtre vardı .Su adima temiz kalıyordu ancak dipteki elyaf temizlendiği gün tüm pislikler ortaya çıkıyordu.Sıcak yaz günlerinde balıklar rahatlasın diye 2-3 kg buz kalıpları atardı akvaryumununa.
Ama bi başka idi o günler.İki tane yılan balığım vardı o zamanlar.Bu günün kuhlisi herhalde.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Kasım 2007 21:57
Selam,
80'lerin sonlarında, en yakın arkadaşımla, evden gizlice arakladığımız çerçeve camlarını camcıda kestirip kendimiz akvaryum yaparak başlamıştık bu hobiye. Bizi buna iten malzeme fiyatlarının oldukça pahalı olmasıydı. Pipo filtre ve herkesin bahsettiği gürültülü hava motoru dışında başka bir donanım almak çok zordu. En kötü iç filtreyi alabilmek için harçlıklarımızdan ne kadar tasarruf etsekte başarılı olamamıştık, biz biriktirdikçe fiyatı artıyordu Japon ve canlı doğuranlar "tüh" demeden yaşarlardı bu şartlarda Ayda bir yapılan "komple" temizlik bile öldüremezdi balıkları. Uzun yıllar ara verdikten sonra, 2 yıl önce tesadüfen bir akvaryumcudan içeri girip bu hobinin ne kadar ucuzladığını görünce tekrar başladım. Umarım daha da ucuzlar ve daha da yayılır bu güzel uğraş.
Japon ve canlı doğuranlar "tüh" demeden yaşarlardı bu şartlarda Ayda bir yapılan "komple" temizlik bile öldüremezdi balıkları. Uzun yıllar ara verdikten sonra, 2 yıl önce tesadüfen bir akvaryumcudan içeri girip bu hobinin ne kadar ucuzladığını görünce tekrar başladım. Umarım daha da ucuzlar ve daha da yayılır bu güzel uğraş.Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Kasım 2007 22:24
İlk akvaryum 50lt civarında kenarları aleminyum ince şık kuşaklar.Üst kapak akvaryumun sadece yarısını örtecek şekilde yandan gizlenmiş ince çentikleri var yukarıya doğru açılan yarım kapak.Akvaryumun içi ana baba günüakvaryumcular çok fazla değildi.Ölen balıklar aynı hızla yenileri ile değiştirilirdi.Tür çeşitliliği sadece tropikal,japon,melek ve o zamanlar sadece parlak renklerine aldanılan sayılı tetra türleri ile sınırlıydı.Çöpçü balığı akvaryumun olmazsa olmazıydı.Komando çöpçülerden başka tür ve varyate hatırlamıyorum.Plastik bitkiler yanlarına sayılı ve sınırlı sayıda gelen canlı bitkiler akvaryumları süslerdi.Açılıp kapanan sandıklar ve malum ısıtıcılar akvaryumun demirbaşlarıydı.Astronotu ilk defa akvaryumcunun show akvaryumunda gördüğümü hatırlıyorum.Vahçi doğadan yakalanmış bir canavar edasıyla dev gibiydi.Koskoca akvaryumda tekti.İçinde bulunduğu tank benim akvaryumum yanında bir okyanus edasıyla hayallere dalıp kapılmama neden olurdu.Düşünüyorumda ne çok şey değişmiş hayatımıza dair.Saygılar,
akvaryumcular çok fazla değildi.Ölen balıklar aynı hızla yenileri ile değiştirilirdi.Tür çeşitliliği sadece tropikal,japon,melek ve o zamanlar sadece parlak renklerine aldanılan sayılı tetra türleri ile sınırlıydı.Çöpçü balığı akvaryumun olmazsa olmazıydı.Komando çöpçülerden başka tür ve varyate hatırlamıyorum.Plastik bitkiler yanlarına sayılı ve sınırlı sayıda gelen canlı bitkiler akvaryumları süslerdi.Açılıp kapanan sandıklar ve malum ısıtıcılar akvaryumun demirbaşlarıydı.Astronotu ilk defa akvaryumcunun show akvaryumunda gördüğümü hatırlıyorum.Vahçi doğadan yakalanmış bir canavar edasıyla dev gibiydi.Koskoca akvaryumda tekti.İçinde bulunduğu tank benim akvaryumum yanında bir okyanus edasıyla hayallere dalıp kapılmama neden olurdu.Düşünüyorumda ne çok şey değişmiş hayatımıza dair.Saygılar,Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 10 Kasım 2007 23:40
Bombe cam ve kuşak demeye bin şahit isteyen,neredeyse jilet kadar keskin aleminyum kuşaklar.Sene 1978 hiç unuturmuyum rahmetli teyzemin oğlunda vardı.
Nereden nereye!!!!!!!!!!!!!!!
ARDA68 2007-11-10 23:41:07
Nereden nereye!!!!!!!!!!!!!!!
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Eylül 2008 18:32
Konu baya bi eski ve gerilerde kalmış..
Emin_Paşa 2008-09-08 18:34:39
Ben 1976 doğumluyum ilk akvaryumumu 80 li yılların ortasında sanırım 86-88 yıllarında almıştım o zamanlar şimdiki gibi iç motorlar ve dış motorlar yoktu, siyah turumpif marka aşırı ses yapan dış motor vardı ( sadece hortumla hava vermeye yarardı ve pipo filitrelere takardık ) ve ayda en az 3-4 kere bobin telleri kopar ve beni deli ederdi sürekli tamir etmek zorunda kalırdım...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Eylül 2008 19:28
Yok abi bizde öyle anlatacak birşey, daha başlayalı bir yıl olacak, onada daha 10 gün var.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Eylül 2008 23:12
80'lerin sonlarıydı. Bir gün her zaman gittiğim akvaryumcuya gittim 3-4 mahalle aşağıdaydı. Çocuğuz tabiki dükkanda gezinirken birde baktım en üst tankta tek başına koca bir balık duruyor. Canlı doğuran melek bakarken o balığı görünce gözlerim yuvalarından fırlamıştı. Hemen yapıştım akvaryumcuya,
Ben : Abi, Abi, Abi, bu ne balığı?
Akvaryumcu : Astronot
Ben : Abi ne yiyiyor o?
Akvaryumcu : Tavuk göğsü, et , normal yem yemez o
Evet ilk cichlid'le ve ilk astronotla böyle tanışmıştım. O astronotu hala unutmam. Hatta fiyatını sormuştum adam o satılık değil demişti.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 08 Eylül 2008 23:25
1988 yılları gibi babam astronot getirtmişti. Nereden, nasıl getirtti hatırlamıyorum. Bana demişti ki 'Oğlum, bu balıklara dikkatlice bak, büyük ihtimal kimsede yoktur. Bundan bilmem kaç yıl sonra her akvaryumcuda olacak ve diyeceksin ki, vay be nereden bereye, unutma'
Enteresan...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
