Bazı Lepistes Varyeteleri
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
2 Coşkun Bey oldu...Çoşkun Kaya Bey İn son mesajına, canı gönülden katılıyorum.Hatta daha ileriye gidip, balıklarını öve öve bitiremeyenlerden ve yavru balık satanlardan pek haz etmiyorum.
Çünkü varyete lepistesin bir uğraş gerektireceği ve illaki bozulacağı, alıcıya detaylı bir şekilde anlatılmalı.Ayrıca bu forumda pek olmasa da, her şeyin satışının olduğu başka bir sitede sırf kandırma amaçlı satışlar yapılmakta.
Yavru satışına gelirsek, bu tam bir kumardır.Kumar olmaması için satıcının balıklarını son bir kaç yıldır nasıl büyüttüğünü bilmeniz gerekir.Hatta satıcının resim vb. belgelerle bunu alıcıya bildirmesi gerekir.Çünkü varyete balığa yüksek bedel istiyorsan arkasında durmalısın.Bu olmuyorsa sadece işi bilen kişilerin alması teşvik edilebilir.Balık biraz bozuk yavrular da verse, alıcının bunu düzeltmesi gerektiği söylenebilir.Balığın eksiklerinin (ki her varyete lepistesin hemen hemen zayıf yönü vardır) satıcı tarafından belirtilmesi gerekir; beğenileri ise balığı gören kullanıcılar yapmalı...satıcı değil.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Mesajımın yarısı gitmiş....Coşkun Bey durum şu...Bu balığın kültür ortamında üretilen varyeteleri mevcut.Bunlar doğa da var mıdır? Hayır yoktur. Peki doğada olmayan bir balıkla oynanıyor diye serzanişte bulunulabilir mi? Evet bulunulabilir..Lakin belli şartlar altında.
Bu şartlar nelerdir? (yanlış anlaşılmasın şartları ben koymuyorum genel bir şeydir bu)
Birincisi konunun doğal yaşama en yakın yaşamı sunmakla ilgili bir konu olması gerekir. Ki malesef bu konuyu açan arkadaş lepistes varyeteleri üzerine açmış.
İkincisi ise lepistes üreticilerini yeren bir konu olması gerekir. Ki malesef devam eden mesajlarda konu bu yöne çekildi. Neden üreticilerini diyorum. Çünkü satış yapanlar konu ediliyor. Hobici, üretici, besleyici kelimeleri beni bağlamıyor.
Şahsi düşüncemi tekrarlamak istiyorum; Bir alıcı alacağı canlının ne olduğunu araştırmak zorundadır.Satıcı da gerekli bilgilendirmeyi yapmalıdır.Sonucunda çıkan yavrulardan kimse sorumlu değildir.
Bunun ne şekilde satıldığı kimseyi ilgilendirmez.Çünkü lepistes harici yüksek fiyatlı birçok balık da forumda mevcuttur.
Birçok kişinin 100-150 lira veridiği çiklitleri, yüzlerce dolar verdiği tuzlusu balıklarını anavatanında ızgara yapıyorlar. Fiyat konusu göreceli ve arz talebe bağlı bir şeydir.
Yine de bu konuları açıklığa kavuşturmak için konu hakkında bilgili kişiler toplanıp farklı bir başlıkta tartışabilir.
Lütfen bana doğal ortamdı, habitat dı gibi şeylerden bahsetmeyin.Benim görüşüme göre de doğal ortamındaki gibi beslenmeye çalışılan ve oralardan alınan canlılar akvaryum ortamında hapis yaşamaktadır.O nedenle bırakın bu doğal ortam sevdasını.Tabii ki canlıyı en iyi şekilde yaşatmak gerek etik gerekse vicdani olarak zorunluluktur.Fakat çiklitiydi, diskusuydu, betası, japonuydu...bunlar dururken, onlara göre çok daha geniş alanda özenle baktığımız canlılara bulaşılması biraz garibime gidiyor.
Biz dünyanın kabul ettiği, her kıtada az buçuk farklılıklar gösteren, varyete ve kırma lepistes besliyoruz.Bunun genetiğiyle oynamadan ileriye doğru gitmesi de amacımızdır.Görsel olarak kabul edilmiş güzellikleri korumaya çalışıyoruz.Bunu koruyabileni de övüyoruz.Sizin beslediğiniz balık doğada yok, lepistesi bozuyorsunuz diyene de, bazen böyle uzun mesaj yazıyoruz.Bazen de git doğasından kopar hayvanı, hapset akvaryuma bakalım bakabiliyormusun deyip, tek cümlede kesip atıyoruz.Hatta görsel olarak ta çok haz alacaklarını ekliyoruz!
Eğer bu balığın satışı gücünüze gidiyorsa (bazı satıcıları ben de sevmem, bunu yukarıda belirttim zaten) gocunmayın lütfen.Başarabiliyorsanız daha iyisini siz de yapın.Çünkü doğallık yok abes bir ithamdır, bazı maddeler kullanılıyor ise doğru bir ithamdır.Siz bir şey kullanmadan iyisini yapın, yola bir aydınlık daha gelsin.Ama dışarıdan müdahale etmeyin, yeni yeni gönül vermeye çalışanları şahsi görüşlerinizle etkilemeyin lütfen.
Mesaj silinmiş alıntıya cevap vereyim;
Malını koruyan tüccar buraya yazı yazmaz Coşkun Bey, inceleyin bakalım yıllardır satış yapanların kaç tanesi buraya yazı yazıyor.Onlar satış ilanları kısmında bulunurlar.Hobiciyim deyip sıyrılmak kolay.Canlının hobisi olmaz.Bu kadar derin düşünüyorsanız bunu da düşünün lütfen.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bu arada sınıflandırma yaparken bazı özelliklerin farklı bölgelerde farklı isimlendirildiğini unutmamak lazım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Raif Bey, bunlarla ilgilenen sitelerde gerekli materyalleri bulabilirsiniz.Link vermem mümkün değil.Site reklamı yapmış olurum.(zaten anlamışsınızdır son sözümden nerede bulabileceğinizi) :)
Coşkun Bey, bu konunun hobi başlığı altında tartışması da var.Hobi nin kelime anlamına terstir yaptığımız iş.Hobi genel anlamda boş zamanları değerlendirerek, kişinin sevdiği şeylerle ilgilenmesidir.Balığa, hobici gözüyle bakarak, doğal ortam yaratamazsınız.Eğer bunu yapıyor ve ilgileniyorsanız artık hobici değilsiniz.Balık besliyorsunuz.Bu sadece boş zamanla olacak bir iş değil.Gerektiğinde zamanla yarıştığınız bir çalışma.
İşin hobi olmadığının birinci açıklaması bu; yani sözlük anlamıyla hobi değil. Hobi gibi yapanlar var mı? Evet var.Evine akvaryumu kurar, akvaryumcu ne derse yapar, akşamdan akşama balıkları seyreder.Balığa yeterli ilgiyi göstermeyen, hatta faunus ta besleyene hobici denir.Çünkü sözlük anlamına uyan budur.
İkinci açıklaması ise hobinin bizim uymaya çalıştığımız yönüdür.Bu sözlük anlamı dışında, dünyada kullanılan bir anlam yüklemesidir ve tamamen Amerikan özentisidir.Nedir bu; ilgilendiğin uğraşla en üst noktaya gitme arzusu.İşte bu bizim hobiciliğimiz.Aslında hobici falan değiliz ama, Amerikalıların buna taktıkları isim hobi....Bu hobi anlayışında işi en layıkıyla yapmaya çalışırsın, yarışmalara katılırsın ve en önemlisi ticaretini bile ufak çaplı olarak yapabilirsin. Bu maket olur, benzinli araçlar olur, ahşap aksamlar olur, balık olur, kuş olur vs....
Yani yapılan işlem hobinin doğasında vardır.Ha bunun yanlış olduğunu düşünüyorsanız, şahsi görüşünüzdür ve malesef yanlış bir görüştür.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
İşi iyi bilen herkes kendine göre bir sınıflandırma yapabilir.Bu o kadar önemli değil.Önemli olan işi iyi bilen kişinin kendini dünyaya kanıtlaması ve dünyada da kabul görmesi.Onur Bey in sınıflandırmasını duymadım, belki de en doğrusunu kendisi yapıyordur.Fakat bu kabul görmüyorsa bir anlam ifade etmez.Avrupadaki, Amerikadaki ve Asyadaki oluşumların bunu kabul etmesi gerekir.Sınıflandıran kişinin de, akademik bilgisiyle bunu desteklemesi gerekir.Akademisyen değilse, kabul görecek şekilde, deneyimleriyle bunu ortaya koyması gerekir.
Biz de bunun için uğraşıyoruz zaten, ülkemiz ne kadar bu alanda ileriye giderse, dünyadaki oluşumları o derecede etkileyebilir.Bu durumda bizden de bilgisi olanlar kendilerini dünya çapında tanıtırlar.Şu anda varyete sınıflandırmasında, Avrupa ve Amerika birbirine yakındır Asya da ise yerel üreticiler kendilerine göre isimlendirme yapmaya çalışırlar.Bunların bazıları silinir gider.Bazıları ise balık üzerindeki sabitlemeyle kabul görür.Bunun dışındakiler ufak tefek kelime farklılıklarıdır; mesela uzakdoğuda cobra denir, Avrupalı snakeskin der.
Maddiyatta bu noktada zaten yurt dışında ortaya çıkan bir durumdur.Orada herkes istediği fiyata balığını satar.Ancak alıcı güvendiği üreticilere yönelir ve balığını ondan alır.Burada ise önüne gelenden alıyor.Bu güvendiği üreticiler aynı zamanda yüksek bütçeli denemelere girişebilirler.Mesela bir varyete için 30-40 akvaryum ayırabilirler.Bu sayede de saygınlık kazanırlar.Çünkü doğru olanı maddi sorun yaşamadan yaparlar.Aynı işi burada yapmaya kalksalar, örneklerimizde bol bol göründüğü gibi, kafalarına odunla vurulmadığı kalır.
Kısacası bilgi bir yere kadar iyi bir şeydir.Ama (bilmiyorum belki Onur Bey çalışma yapıyordur, ben genel olarak bilgili yurdum insanından bahsediyorum) çalışmayla desteklenmedikçe kabul görmez.Malesef konu lepistesse bunun bedeli biraz ağırdır.Genel olarak varyeteler üzerine konuşabilmek ve kabul görebilmek için bir çok varyeteyi kendi imkanlarıyla beslemek veya iyi şekilde üretim yapanların yakın tanıdığı olup, bunları sürekli gözlemleyebilmek gerekir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Onun dışında yazdıklarınıza da katılmak çok mümkün değil. Çünkü ufak değil çok büyük ayrılıklar mevcut. Zaten bu nedenle herkes dünyada bu balığı ben bilirime çekip kendince bir şeyler yapıyor. Bence iyide oluyor. Bir çok çalışma ortaya çıkıyor. Yine malesef diyorum bu çalışmalar henüz bilimsel olarak çok doğrulanmıyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Hayır yanlış anlaşılma yok.Ben söylemek istediğinize bir şey demedim zaten.İlk kim bu mücadeleyi verdi, tek bir kişi miydi vs. bunu bilemem.O nedenle dediğinize katılırım ve üstünde yorum yapamam.Üstüne kutlarım da tabii ki.Ben daha ilerisi için açıklama yaptım.Yurt çapında değil dünya çapında yani.
Büyük ayrılıklar nerede mevcut Raif Bey? Avrupa federasyonunun kabul ettiği bir varyeteye, başka bir federasyon varyete değil diyorsa haklısınız.Ama asyalıların vücut deformasyonunu varyete gibi göstermesine avrupalılar karşı çıkar.Ribbon u varyete olarak kabul etmezler; ki zaten varyete olarak değil ama isimlendirirken ribbon denir.Bunu avrupalılar da kullanır.full red her yerde full red dir.Avrupalılar buna katkı yapıp vücut özelliklerine göre ve vücudundaki kırmızı dağılımına göre alt sınıflara ayırırlar.Fakat bu sadece ismini söyleme konusunda (ilk mesajlarımda söylediğim ismini söylediğinizde balığı ayırt edebilme) yardımcı olur.Her kıtanın belirlediği ve kabul ettiği varyete sınıfları bellidir ve bunları yayınlarlar.Bunlarda fazla bir farklılık yoktur.Var olan farklılıklar ise bir kaç yıl içinde varyete oturursa tüm dünya tarafından kabul edilir.
Farklı olan tek şey yarışma kriterleridir.Bu da her kıtanın konfederasyonunun kendi aldığı kararlar doğrultusunda olur.Balığın varyetesine bir etkisi yoktur.
Bahsettiğiniz bilimsel çalışmalar ise aynen dediğiniz gibi....Bilimden bahsediyoruz, sürekli tartışma ve buluşlarla gelişmek zorunda.Bugün doğru bildiğimiz yarın yanlış olabilir.Ama bunu doğru kabul edelim, şu yanlış olsun gibi şeyleri bir Türk söyleyemiyor malesef.Çünkü kabul görmüyoruz.Kabul görmemiz için çalışmamız gerekiyor.Anlatmak istediğim bu. Yoksa genetik araştırmalar varyete ortaya çıktıktan sonra yapılıyor zaten; adam see thru yu bilimsel olarak ortaya çıkardığını şahsen ben düşünmüyorum.Şahsi fikrim işte, denk gelmiş üstüne gitmiş.Nasıl ki benim see thru ya yakın balıklarım varsa, burada satılanlardan çok daha formda full red lerim varsa(hepsinden değil tabii ki) bu da onun gibi bir şey bence.Çünkü ben red lace harici balık satın almadım.Son yazdıklarım şahsi görüş tabii ki.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir