Bazı Lepistes Varyeteleri
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Aslında 1990'ın başlarından beri ilgileniyorum. Yabani lepisteslerle ve gambusyalarla tanışmam o yıllara rastlar. 1990'ların başlarında bile direkt doğal ortamdan gelen lepisteslerim vardı. Aphanius türlerini de o yıllardan beri görüyordum doğada, ama ne olduklarını net olarak öğrenmem 2000'leri buldu.
Kişisel fikrimdir yine; ticaret ve hobi arasında da bir ayrım olmalı bence. Yani bir hobici, ufak tefek masraflarını karşılamak için elindeki bazı canlıları takas edebilir veya satabilir. Para burada sadece araçtır. Ama para amaç olduğu andan itibaren bence hobi yerini yavaş yavaş ticarete bırakır. 20 küsür senedir akvaryum hobisinin içindeyim, halen üste para vermekteyim, bundan hiç de rahatsız olmadım.
Beğenenler: [T]20543,radenko[/T][T]105656,polteky[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Durum malesef böyle.Yol bakımından ise farklı.
Bugün Avrupanın, Amerikanın, Uzakdoğunun hatta Japonya ve İsrail in büyük üreticileri hep merdivenaltından geçmiştir.Bence bizim buradaki sorunumuz, merdivenaltı üretiminin kalitesi.(gerçi sizce de durum böyle, ben farklı bir yoldan anlatmaya çalışıyorum).
Bu merdivenaltı üretimi, üreticinin bu konudaki yaklaşımına göre bir kalite altına alabilirsek bu sorun çözülür.Gerek birleşme, gerek bilgi paylaşımıyla bu üretim kaliteli bir hal alır.Şu anda bile birçok kaliteli balık üreten (gerek doğal formda, gerekse varyete formunda) ufak üretimhane var.Bu bahsettiklerim allayıp pullanmış yüksek fiyatlı balıklar değil.Varyete özelliğini gösteren, gerekse doğal formunda bilgi dahilinde büyütülmüş, kaliteli balıklar.Fakat bu durumda da pazar sorunu var.Her şeyi bilen akvaryumcu ithalini alır ama birkaç kuruş fazlaya kaliteli yerlisini almaz.Oysa bu kaliteli mini üretimhane sayısı oldukça az.Bu adamın işini büyütüp, vergi öder hale gelmesi lazım.Çünkü iş artık hobiden çıkıyor.Beraberinde ihracat ta yapması lazım ve balık çok karlı bir iş değil.Kebapçı açmak çok daha basit bir iş.
Kaliteli üretimde her şey matematikten ibaret değil. Benim bir tane balığım var ayda elli yavru alsam, sonra onlardan da elli yavru alsam la bu işler olmuyor.Masraf her zaman kazancın üstünde....Sürekli üretici sorunlarından bahsediyorum çünkü satılan balıkların aslında pek kaliteli olmadığı veya doğru beslenmediği veya allayıp pullandığı konularına siz değinmişsiniz zaten.
Bugün batı avrupaya lepistes ihracatında en büyük pay İsraile ait.Üstelik tek bir üretimhane.Üstelik balıkları birkaç klasik varyeteden ibaret.Ama üretim kaliteli, bütün değerler ortada, pazarlama da müthiş.Çünkü....para var.İşin ucu illaki paraya dokunuyor.Adamlar bunun ufak tefek şeylerle olmayacağının farkında.Büyük yatırıma, en yüksek derecede kaliteyi ekleyip bu işi yapıyorlar.Uzakdoğunun fiyatlarıyla kapışamasalar da onlardan fazla satıyorlar.İşin en ilginç yanı ise bütün ülkelerdeki üreticilerin aslında hobiden gelme olmaları.Zaten bu alanda ilerlemek için alaylı olmak şart gibi bir şey.Hobiden gelmeyen firmalar ise, önemli hobicilerden bu alanda faydalanmakta.
Kısacası dönüp dolaşıp söylediğimiz şey hep aynı, başta dürüstlük, ardından yüksek bilgi paylaşımı, ardından da ne istediğini bilen alıcılar.Zaten bu döngü oturursa, en uygun fiyata tüm balıklar bu ülkede yetiştirilebilir.
Fi tarihinde bir satış ilanı açmıştım, balıkların fiyatları bırakın piyasayı, akvaryumcu da kırma balık fiyatındaydı.İlanda açık açık her şey belirtilmişti.Balığın soyunun nereden geldiğinden, balıklardaki bozukluklara kadar....O ilandan hiçbir balık satılmadı.7-8 kişi şehir dışından aradı, ben gönderim yapmadım.Şehir içinden arayanlar da geliyoruz dedi ve gelmedi.Üstlerine ise hiç düşmedim.İlanı da güncelllemedim.Pazarlık yapanlar bile vardı.
Bu durumda balık satan biri ne yapar? Ben o balıkların tanesini 50-100 lira arası bir değerden satsaydım inanın çok fazla satış yapardım.Çünkü yurtdışı fiyatları bundan az az değil.Yani anlatmak istediğim, alıcı ne alacağını bilmiyor.Yüksek değerlerdeki fiyatını hakeden balık ta var, hak etmeyen balık ta var.Ucuz fiyat koyarsanız da aaa bu kötüdür deyip silip atıyorlar.Kısacası önce kendi kafamızı bir toplamamız lazım.Hangi balığı alıyorsak bunu dünya çapında araştırmamız lazım.Bakımıydı, beslenmesiydi bunu öğrenmemiz lazım.Bu sadece lepistes için değil her balık için geçerli.Bu olmadıkça, bu balık para ediyo alalım satalımcılık oldukça bir santim yol alamayız.Zaten de ite kaka gidiyoruz bu yüzden.
Bunun haricinde piyasada (sadece bildiğim varyeteler konusunda) değerini hakeden balıklar da var.Yabancı ve kendini ispat etmiş üreticilerin balıkları her zaman değerlidir.Yabancı diyorum, çünkü bu üreticiler aldıkları değeri malesef kazandıkları yarışmalar sayesinde ediniyorlar.Bunun yanında bu balık yurtdışından geldiğinden adam size doğru mu söyler, yalan mı söyler bilemezsiniz.
Peki biz böyleyken(diğer balıkları bimiyorum lepistes konusunda) diğer ülkeler ne durumda....
Avrupa da lepistes emekli hobisi gibi bir şey.Bu yüzden ilerideler, çünkü boş zamanları çok fazla ve bilgiyi uzun zamandır yaptıkları hobicilik sayesinde perçinleyebiliyorlar.Kendi evlerinden, mini üretimhanelerinden satış ta yapıyorlar; ama alın bakalım alabiliyorsanız.Resmen peşlerinden koşuyorsunuz.Bazılarının kendi siteleri bile olmasına rağmen, satıyoruz demelerine rağmen, resmen ağırdan alıyorlar.Kesinlikle de bilgiyi saklıyor ki, bu bizim için hiç hoş bir şey değil.
Amerika kıta olarak çok büyük kaynaklara sahip, kaliteli üretimhaneler mevcut.Fakat nedendir bilmem akademik bilgi fakiri.(lepistes açısından).Her türlü kaynağa ulaşabiliyorum çakma ingilizcem ve google amca sayesinde çevirmeye çalışıyorum ama amerikadan kaynak çok az.Brezilyada amazon nedeniyle kaynak bol ama onlar da portekizce ve malesef pdf formatında.
Japonlar aşmışlar zaten, onların konumu ayrı.Özenmemiz gereken yegane millet.Fakat doğasever bir millet oldukları söylenemez.Sadece bilimsel olarak özensek iyi olur :)
Uzakdoğu zaten malumunuz.....Türkiye= çakma uzakdoğu. Adamların iklim üstünlüğü, pazarlama üstünlüğü, bilgi üstünlüğü olmasına rağmen hala işin ticaretindeler.Para kazanma hırsı onlarda öncelik durumunda.
Bütün bunlar nereden çıktı şimdi derseniz....sorunumuz bol, yabancıların da sorunları var ama çözmek için oturup konuşuyorlar.Şehirden şehire dolaşıyorlar, para ve emek harcıyorlar.Bunu forum üstünden yapmıyorlar.Çünkü maddi sıkıntıları yok.Biz ise malesef sanaldan hallediyoruz-halledemiyoruz her işimizi.Çünkü para yok; para kazanıp birşeyler yapmak isteyenler de, daha fazla kazanmak isteyenlerin kepçesinde.Oysa (para döndüğüne göre sektör dersek) bu sektörün balık kısmı çok karlı bir iş değil.Ama gereğinden fazla karlı hale getirilmek isteniyor, sorun bu.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yazdıklarınızda haklısınız. Maalesef daha çok yolun başındayiz ve isin ilginç tarafı bir cogumuz bunun henüz farkında bile değiliz. Üreticilerin artması lazım. Bu ise gönül vermek lazım. Çünkü lepistes hiç kolay bir balik değil.
Bilinen bazı üreticiler var. Çiftlik bazında zaten iki tane onun dışındakilerde. Zaten bir elin bes parmağını geçmez.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bir dernek var ama bana göre işlevsiz ve sadece hızlı bir giriş yapıp, sonra duran bir dernek.Işte yabancılarla olan uzak ara geriliğimiz burda başlıyor.Dernek tùm faaliyetleri yerine getirse, lepistes sevgisi dahada büyür ve bilinçlenir.Forumları gezin ve sadece başlıklara bakın, hobicilerin ne denli bilgili olup olmadığını görürsünüz.Bız henüz su değerleri nedir, yemleme nasıl yapılır gibi temel, olmazsa olmaz konuları halledememişken, bırakın belli standartlarda varyete yetiştirmeyi, hiçbir konuyu halledemeyiz.Burada iş derneğe ve gönüllülere düşüyor.Seminerlerle, görsel yayınlarla, soru cevap şeklindeki toplantılarla bu iş çok da güzel yapılır bana göre.Yıne forumlara bakın, soru:balığım yan yan yüzüyor, kuyruğu kısık, ne yapayım? Cevaplar:tuz at ve metilen mavisi at. Işte bilinç bizde bu kadar.
Diyeceğim şuki, bu iş organizasyon işidir ve bunu yapabilecek kişılerîn olmasıdır.Konu derin ve burada tartışılması bile güzel.Okuyup takip edenlere fikir vermektedir.
Bir konuya daha değineceğim.Şu sıralar çok aranan ve bana göre 3-4 ay sonra gerçeği anlaşılacak olan beline kadar kırmızı full redleri, ilk ben getirdim ve benden aldılar şu an satış yapanlar.Bu dişilerin kafasına kadar kırmızı olanıda var ve önümüzdeki ay bunlarıda getireceğim.Gelen bu dişilerden ki hiçbiri kız oğlan kız gelmiyor, ilk yavruları alır ve erkeklerini yaşatabilir ve oğlan ile anneyi eşlerseniz, beline kadar kırmızılık devam ediyor.Elinizdeki bir erkekle eşlediğinizde, kırmızılık kuyruk ve dorsalde mükemmel oluyor ama gövdede olmuyor.Kilit olan bu kanın erkeğinde.Aynı kandan bir erkek yoksa, o bel kırmızılığı kayboluyor.Bir diğer söyleminizede sonuna kadar katılıyorum ve benimde bu konuda bir ön hazırlığım ve çalışmam var.Varyete içinde sınıflandırma.Şu anda 4 sınıfım var.1.sınıf erkek ve dişi mükemmel, 2.sınıf erkek mükemmel dişi normal, 3.sınıf erkek ve dişi normal, 4.sınıf erkek ve dişi vasat.Bunları detaylandıracağım ve satışa sunduğumdada neden bu sınıf olduğunu bilecek alan kişi.Fiyatlarıda sınıfına göre değişecek tabiki.
Sevgilerimle.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Aslında bu söylediklerinizin çoğu yapıldı.Tabii ki derneğimizle ilgili detaylı görüşmeler, kendi üyelerimiz, yönetim kurulumuz arasında olur.Şu an biraz boşladık gibi, sorunumuz bu.
Lepistes varyeteleri konusunda, Avrupa konfederasyonuna bağlıyız.Onların verdiği standartlar dernek olarak bizim içinde geçerlidir.Her ne kadar burada veya şahsi hobimizde buna uymayabiliriz ama standardın ne olduğunu biliyoruz.
Beslenme ve bakım konusunda da birçok çeviri yapıldı, varyetelerin genetiğiyle ilgili birçok yayın irdelendi.Ön çalışma konusunda pek boş değiliz ama tabii ki yol çok uzun ve konunun başından beri söylediğimiz engeller mevcut.Sizin bahsettiğiniz durum da malesef çok var.:) Ben işi en iyi biliyorum, yıllardır bu işi yapıyorum diyen abilerimiz de mevcut.:) Aslında bazı konulardaki deneyimleri gerçekten bize yol gösterecek cinsten.Ama biz doğruyu form olarak elimize aldığımızdan dolayı, yanlış bir şey söylediklerinde (e insandır hep doğru olamaz) yüzlerine vuruyoruz.O insanların bazıları gocunup gidiyor, bazıları ise tartışarak ilerleyebileceğimizin farkında olan değerli insanlar olduklarından, bize fayda sağlamaya devam ediyorlar.
Yavaş yavaş o üstad tiplemesini aşıyoruz Raif Bey, saygı duyduğumuz bilgili, deneyimli ve açık görüşlü insanlarla tartışırız.Heleki bilgiyi saklıyorsa, onunla hiç işimiz olmaz.O nedenle geniş bir konu altında burada da bildiklerimizi paylaşırız.Tartışma illaki olur, olmazsa olmaz zaten.Bazen ben, bazen başkası bir şeyleri yanlış bilecek ki, diğeri gelip onu düzeltecek.Bahsettiğiniz her şeyi ben bilirim tipinde adamlarla da işimiz olmaz zaten.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir