Discus Akvaryumlarında kum kullanılması
[QUOTE=brk_tuncer]Zaten discusçular tabanda kum , tortu vs bırakmadığı için yemi biraz fazla kaçırsalar hemen balıklar tepe taklak oluyor sonrada discus çok zor bi tür felan diyorlar.Ya dip çekimi yapmaktan suyla oynamaktan suda sistem oturmuyor ki bir türlü, ee sonra noluyor en ufak bişeyde su bozuluyor balıklar yine tepe taklak.Cama cam olarak kullanılan sistem bence berbat bi sistem...[/QUOTE]
Son olarakta bakteri yaralı bakteri ararli bakteri yazılmış.%100 su değişiminin balığa zarar vericeği yazılmış.Alakası yok eklediğiniz su ph iletkenlik ve çözünmüş/çözünmemiş tuz miktarları açısından balığın alışık olduğu içinde yüzdüğü suya yakınsa balık bundan keyif alıcaktır.Bahsettiğiniz bakteriler suyun özelliğini yitirmesiyle önem kazanır.Taze bi suda bakteriye ihtiyaç yoktur...Link verme gereği duymuyorum bütün Dünyada araştırılıp kabul edilmiş hususlar bunlar.Heryerde bulabilrsiniz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ben de hemen kendimden 1-2 resim örnek vereyim; discuslarımı 5 cm civarında iken Aytaç Kurt isimli arkadaşımızdan almıştım.
Haftada bir %25 civarı su değişimi yaptım (6. aylarından sonra neredeyse yirmi günde bir su değiştirdim üşengeçlikten), dana yüreği falan hiç vermedim, nls grow formula, nls thera+a ve nls discus yemleriyle (çok çok az da tropical kelp algae ve tetra prima discus ve meyve sebze, nadiren böcek, tırtıl vs) besledim, su üstünde pistia ve su mercimeği bitkilerini kullandım, hiç dip çekmedim.
Alındıktan 15 gün sonraki fotolarını koyayım önce;
yaklaşık 8 aylıklarken halleri
Bu da 2 ay önceki (10 aylıklarken) mutlu son... (kütüğün üzerindeki turunculuğa dikkat)
Ayrıca aynı akvaryumda haberim bile olmadan 3 tane corydoras sterbai yavrusu çıkıp hayatta kalmış şu an takribi 3 aylıklar, ne yem gördüler ekstra ne bir şey, dipteki organik tortularla, görünmeyen canlı ve alglerle sonra da yem artıklarıyla beslenmiş olmalılar, formları da yerinde... Yani sağlıklı işleyen bir bitkili sistem sert su balıkları hariç her canlı için uygundur. Hele discus gibi nitrat toleransı yüksek olmayan balıklar paha biçilmezdir...
Ben üşengeç adam olmasam bu sistem çok çok daha başarılı olurdu ama bana yetti, çok daha iyisi yapılabilir haftada ek %10-15 su değiştirerek...
Fotoğraflar yalan söylemez, kendi konu başlığımda (discus için marşa bastım) da pek çok bilgi ve zamanla akvaryumun nereden nereye geldiği görünmektedir...
http://www.akvaryum.com/Forum/discus_icin_marsa_bastim_%28yumurtladilar-_sf_4%29_k342851.asp?PN=1
Ha dersiniz ki Kaan, senin balıklar yanık kalmış bak bitkilide, ben de derim ki halep orada ise arşın burada, 15-16 cm düzgün formlu discuslar (balıklar tam 12 aylık, baskın olan iki tanesi hala az da olsa büyümekte) yanıksa ben de yanığım, boyum 1.80 m. Saygılar, sevgiler...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Öncelikle; balıklarım 275 litrede 17 tane olarak 1 aya yakın zaman ve günde 5 yemleme geçirdiler en kritik zamanlarından bazılarını, yüksek bir hacim dolayısıyla yanık kalmama durumu söz konusu değil, sistem şartlarından dolayı yanık kalmama söz konusu...
Aynı zamanda; zaten önüme 18-20 santimlik karaciğeri yağlanmış, kolay kolay 3-4 seneden fazla yaşayamayacak, doğal discus formunun çok uzağında (ama ticari anlamda daha değerli tabi ki) balıklar konmasın diye hakkıyla su değişimi yapmadığımı, biraz daha itina ile balıkların daha iri olabileceğini belirtmiştim. Doğal discus'un şekli ve boyutu balıklarımda bu itinasız bakıma rağmen mevcut. Sizin balıklarınızla ne diye yarıştırayım balıklarımı, yarışma mı yapıyoruz akvaristlik zevkini mi tadıyoruz burada?
Başkasının balığı benim balıklarımdan daha büyük olabilir, daha şişman olabilir ama benim balıklarım hem discus orjinal şekline sahip (dana yüreği ile semirmişlere göre) hem de Allah'ın işine karışılmaz ama büyük ihtimalle camacamda yürekle beslenen discuslardan çok daha uzun ömürlü olacaktır.
Ayrıca ısrarla tekrar belirtiyorum; biraz daha su değişimi ile daha da büyütülebilir bu balıklar. Camacamda bir discus büyütülürken 500 ton su harcanıyorsa, iyi bir bitkili sistemde 10 ton ile büyütülür sağlıklı ve formda bir şekilde ve kolay kolay ne hastalanır ne bir şey olur...
Ama tabi siz symphysodon discus isimli balığın illa 20 santim, şişman olmasını istiyorsanız onu yapmadan aynı böyle olur diyemem, bendekiler muuhtemelen en fazla 17 cm kadar olacaklardır. Dünya şampiyonu da olmasınlar, 1-2 dünya şampiyonunu gömsünler yeterli şu aşamada...
Ama çıkıp da kimse artık "bitkilide discus yanık kalır, büyümez, şekli bozulur" demesin, diyecekse "aşırı şişman, tam disk gibi, orjinal halinden uzak" olmayabilir desin lütfen. Zira 15-16 santim barajını şimdilik aşmış görünüyoruz biz bitkiliciler... Ama konularda en iyiyi bulmaya uğraşırken birisi gelip de "ya senin discuslar benimkilerden daha iyi değil, demek ki bitkilide iyi olmuyor" deyince Mehteran Takımı gibi iki ileri bir geri gidiyoruz, olmuyor, olmuyor...
İlk paragrafım dışında yazdığım şeylere cevap yazmak durumunda değilsiniz, zira bu sizin veya benim tartışmam değil, akvaristlik tartışması, o yüzden lütfen kendinizi cevap yazma durumunda hissetmeyin... Yazarsanız da zamanım müsahade ettiği müddetçe okumaya çalışırım. Saygılar, sevgiler tekrardan.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Tunç Ali Kütükçüoğlu'UNUN bilyap.com da yazmış olduğu yazı...
Bu yazıyı iki noktayı açıklığa kavuşturmak amacıyla yazdım:
- Bilinçli akvaryumculuk anlayışımız nedir, bize göre bilinçli akvarist kimdir
- Hedeflerimiz nelerdir, hedef kitlemiz kimlerdir
Altbaşlıklar:
- İnsanlar neden akvaryum hobisiyle uğraşırlar?
- Bilyap Aquaristic olarak misyonumuz ve hedef kitlemiz
- Bilinçli akvaryumculuğun temel prensipleri
A. İnsanlar neden akvaryum hobisiyle uğraşırlar?
Binlerce insanın bir hobi olarak akvaryumlarla uğraşmasının altında kuşkusuz biribirinden çok farklı motivasyonlar yatıyor. Bu motivasyonların en yaygın olanlarını burada kısaca özetlemeye çalışacağım. Bir parça abartılı ve köşeli olmasına rağmen bence bu tür bir analiz, bilinçli akvaryumculuğun popüler akvaryumculuktan kesin çizgilerle ayrılabilmesi açısından önem taşıyor.
Dekoratörler:
Bazıları –tahminen büyük çoğunluk- oturma odası veya salonlarına renk katacak canlı bir dekorasyon istedikleri için akvaryum alırlar. Balıkların biyolojisiymiş davranışlarıymış onları fazla ilgilendirmez. Hatta birçoğu balıkların yemek ve üremek dışında bir davranışı olduğunu bilmez bile... Büyük masraflara yol açmadığı sürece arasıra kendini gösteren balık ölümlerine engel olmak için dahi okuyup biraz bilgilenmeye ayıracak ne zamanları, ne de ilgileri vardır. Tabi ki bir balık öldüğünde üzülürler, ancak daha fazla okuyacak kadar da değil. Onları ilgilendiren, ödedikleri paraya değecek güzel bir dekorasyona, canlı bir vitrine sahip olmaktır. Onlar için uyumlu türlerin anlamı, bir araya geldiklerinde istenen görsel kompozisyonu yaratacak renkte ve şekildeki balıklardır.
Balık koleksiyoncuları ve büyük ustalar:
Bazıları, genellikle kendilerini akvaryumculuğun ustası kabul eden yıllanmış hobiciler, gerçek ciddi akvaryumculuğun değerli türler beslemek ve üretmek anlamına geldiği yanılgısı içinde yaşamlarını sürdürürler. Onları ilgilendiren balıklar ender bulunan veya bakımı zor, pahalı türlerdir. Nesiller boyunca uygulanan suni seleksiyona dayalı üretimin ürünleri olan, doğallıklarından uzaklaşmış abartılı renk ve biçimlerdeki suni ırklar da bu büyük ustaların ilgi alanına girer. Buna karşılık, kolay veya ucuz balıklarla ya da çevrecilik (environmentalism) gibi para etmeyen duygusallıklarla kaybedecek zamanı yoktur büyük ustanın.
Büyük usta mağrur ve gururludur; öyle olur olmaz tartışmalara girmez, çünkü o artık birtakım şeyleri aşmış ve kimseden öğrenecek birşeyi kalmamıştır.
Balık koleksiyonculuğunu çok ileri noktalara götürmüş olan büyük usta, yıllanmış pul koleksiyoncularının akvatik eşdeğeri sayılabilir. Büyük usta pratik düşünür; balığa değer katacak renk ve desenler gibi elle tutulur üretim sonuçları getirmediği sürece doğal habitatlar ve doğal davranış biçimleri onu ilgilendirmez. Dolayısıyla renklendirici yem karışımları, suni üretim yöntemleri ve PVC boru bağlantıları gibi konularda gerçek bir uzman olmasına rağmen doğal ekolojiler konusunda şaşılacak kadar bilgisizdir.
Hiç kuşku duymayın, Pigeon Blood veya Marlboro Diskus, balongöz japon, tülkuyruklu altın Ramirezi gibi doğal güzelliklerinden uzaklaşmış hilkat garibesi suni ırklar büyük ustaların eserleridir.
Pet severler, petçe sevilenler:
Bazıları, Astronotlarının (iri bir cichlid türü) elden yem yemesinden fena halde hoşlanırlar. Onlara göre, sahibini gören Astronotun yem sevinciyle dans etmesi bu hobinin en mutluluk verici anlarından biridir. Hatta "beni şahsen tanıyor, başkaları için böyle dans etmiyor" diyerek balıklarıyla gurur duymaları bile mümkündür. Ancak doğal olarak zavallı Astronotun bütün dikkatini sahibine yöneltmesi için yanlız beslenmesi gerekir.
Bu tür petsever hobiciler, muhabbet kuşlarını konuşturmaya meraklı kuşseverlerin (!) akvatik eşdeğeri sayılabilir. Başarıyla konuşturulabilmeleri için erkek muhabbet kuşlarının daha çok küçükken dikkatlerini dağıtan hemcinslerinden ayrılıp tamamen yanlız yetiştirilmeleri gerekir. Kuşbesler petseverlere göre bu zalim muamele tamamen normaldir çünkü kuşlarının konuşmaktan zevk aldığını düşünürler. Sonuçta petin neden hoşlanacağına karar veren genellikle sahibidir. Bu nedenle bir pet-insan ilişkisinde kaybeden taraf çoğunlukla pet olur.
Doğurtgan üreticiler:
Bazı hobiciler tabir yerindeyse çiçek vazosunu bile doğurtmayı başarırlar. Onlara göre akvaryumculuğun gerçek mutluluğu üretimdir. İşe önce Lepistes gibi basit ve sonradan küçümsenecek bir balıkla başlanır. Lepistes üretimi başarıldıktan sonra sıra örneğin Betta gibi biraz daha zor bir balığa gelir. Böylece kolaydan zora doğru, bütün engeller sırayla aşılarak akvaryumculuk kariyerinin zorlu merdivenlerinde basamak basamak yükselinir ve sonunda Diskus veya Altum Melek gibi en zor türlerin üretimiyle uğraşan büyük ustalık mertebesine ulaşılır. Doğal habitatlar, davranış biçimleri, biyoloji vesaire üretime bir katkı sağlamadığı sürece ilgi alanına girmez.
Utanarak belirtmeliyim ki, bu doğurtgan üretici tipi bana biraz kendi gençlik yıllarımı (İlkokul, Ortaokul) anımsatıyor, ancak bir farkla: Ben doğal habitatlar ve biyoloji konularıyla kendimi bildim bileli ilgiliydim.
Terminatörler:
Bazıları, balıklarının sivri dişleriyle et koparmasından veya diğer balıkları parçalamasından inanılmaz bir haz duyarlar. Bu nedenle de, genel eğilim olarak Kırmızı Piranha veya Astronot gibi büyük etçil balıklar beslerler.
Bu tür hobiciler, köpeklerinin insanları korkutmasından veya diğer köpekleri hırpalamasından hoşlanan Pitt Bull sahiplerinin akvatik eşdeğeri sayılabilir. Her iki grup da, içlerindeki şiddet eğilimlerini petlerinin kişiliğinde tatmin etmeye çalışır.
Ve nihayet:
Bilinçli akvaristler:
Bilinçli akvaristler, akvaryum hobisiyle uğraşanlar arasında, neslinin tükenmemesi için acilen koruma altına alınması gereken acınası küçük bir azınlıktır. Bilinçli akvaristler, akvatik (sualtı) canlılarının doğal davranışlarını kendi doğal ortamlarında izlemekten hoşlanırlar. Onlar için akvaryumculuk veya daha genel anlamda akvaristik, bilimle sanatın bir karışımıdır; bir yandan canlıların doğal güzelliğini izlemekten estetik bir haz duyarken, bir yandan da canlılar arasındaki ilişkileri açıklayan biyolojik kuralları bilimsel anlamda merak ederler.
Bilyap olarak akvaristik kelimesine, İngilizce karşılığı olan aquaristic yani akvaryumculuk kelimesinden daha geniş bir anlam veriyoruz:
Aquaristic: Akvaryumculuk (the art and science of keeping aquarium)
Aquarist: Akvaryumculukla uğraşan kimse (one who keeps an aquarium)
Akvaristik: Sualtı canlılarını izleme ve biyolojik açıdan anlama bilim ve sanatı
Yukarıdaki akvaristik tanımımıza bağlı olarak akvarist de, sualtı canlılarına ilgi duyan, onları gözlemekten, onlar hakkında bilgi toplamaktan zevk alan kişi oluyor. Yani akvarist olmak için mutlaka bir akvaryum sahibi olmak gerekmiyor; örneğin canlıları gözlemek için denizlerde dalmayı seven bir kişi de bize göre bir akvarist, hatta olur olmaz deniz canlılarını sadece sahiplenme egosu uğruna akvaryuma hapseden bir hobiciden çok daha iyi bir akvarist...
Bizim akvaristik tanımımız, biyolojinin bir kolu olan limnoloji (limnology) bilim dalıyla iki açıdan ayrılıyor: Birincisi, akvaristiğin ilgi alanı limnolojide olduğu gibi tatlısuyla sınırlı değil, ikincisi akvaristikte sadece bilimsel meraklar değil, işin sanat yönü de (izlemedeki görsel zevkler) önemli bir rol oynuyor.
Bilinçli akvarist, canlıların doğal davranışlarını gözlemenin peşinde olduğu için genellikle biyotop akvaryumlarına ilgi duyar. Bu nedenle bolca okur; doğa tarihi, evrim, su biyokimyası gibi biyolojinin temel konuları hakkında genellikle geniş bir kültüre sahiptir. Bilinçli akvarist herşeyden önce çevrecidir ve bizzat akvaryumcuk hobisinin fauna saptırmasına (fauna bastardization), sorumsuz canlı avına, aşırı enerji tüketimine, ambalaj-yoğun ürünlerle çevre kirlenmesine yol açarak doğaya zarar vermesine kesinlikle karşıdır.
Özeleştiri yapmasını da bilir; şurası gerçektir ki, akvaryumculuk hobisi denizlerdeki mercan ekolojilerine bugüne kadar yarardan çok zarar vermiştir. Bilinçli akvarist tül kuyruk melek veya balongöz japon tipi suni ırklardan hoşlanmaz; tam tersine, balıkların doğal renk, biçim ve davranışlarını saptıran suni seleksiyona dayalı üretim yöntemlerine karşıdır. Bilinçli akvarist tek tek canlıları veya türleri değil, bütünü yani ekolojiyi düşünür; buna ekolojik yaklaşım da diyebiliriz.
Bilinçli akvariste göre değerli değersiz canlı ayrımı yoktur çünkü en basitinden en karmaşığına kadar her canlının ekolojide çok önemli bir nişi (ecological niche) doldurduğunu bilir. Ayrıca şunu da bilir: Bir su piresi bile, insan eliyle üretilebilen en karmaşık makinadan, örneğin bir uçak veya bir bilgisayardan, binlerce kat karmaşıktır.
Bilinçli akvariste göre balıklar, bitkiler ve bütün diğer sualtı canlıları, sadece doğal, ya da en azından doğala yakın ortamlarda yaşatılmalıdır. Örneğin doğada yüzlerce metre gezme alanı olan Astronot gibi avcı bir balık kesinlikle bir akvaryuma hapsedilmemelidir.
Bilinçli akvarist, herhangi bir türü almadan önce, türün sadece pH, GH, sıcaklık gibi fiziksel gereksinimlerini değil, davranış özelliklerine bağlı gereksinimlerini (sosyal, teritoryal, gölgesever, geniş yüzme alanı vs.) de göz önünde bulundurur. Balığın sadece yaşıyor ya da ürüyor olması bilinçli akvarist için bir ölçü değildir. Düşünülecek olursa, aslanlar ve hatta insanlar bile kafeslerde yaşatılıp üretilebiliyorlar. Bilinçli akvarist için ölçü, türün bütün doğal davranış repertuarını sergileyebiliyor olmasıdır; buna sadece kendi türleriyle değil, farklı türden canlılarla olan ilişkiler de dahildir.
Bilinçli akvarist, türlerin doğal davranışlarını sergilemelerine olanak vermeyen suni ortamlara hapsedilmelerine iki yönden karşıdır:
- Etik ve çevrecilik anlayışı yönünden
- Görsel estetik yönden; doğal davranışları izlemeye meraklı olduğu için sınırlı hapis ortamlarında gözlem bilinçli akvarist için zaten ilginç değildir.
Piyasada akvaryum balığı diye satılan türlerin çoğu, bilinçli akvariste göre aslında fiziksel ve davranışsal gereksinimleri göz önünde alındığında normal ev akvaryumlarına kesinlikle hapsedilmemesi gereken türlerdir. İnsanların türleri ve doğal yaşamı tanıması açısından belgesel filmlerin yanında, doğal habitatlar araştırılarak hazırlanmış büyük halk akvaryumları (biyotop havuzları) bir çözüm olabilir.
B. Bilyap Aquaristic olarak misyonumuz ve hedef kitlemiz
Yukarıdaki bilinçli akvaristik tanımımızın kendi misyonumuza da açıklık getirmiş olacağını umuyorum.
Hedefimiz, akvaryum hobisini sevdirip yaygınlaştırmak değil, sadece bilinçli akvaryumculuğu, daha doğrusu bilinçli akvaristliği yaygınlaştırmaktır. Dolayısıyla esas hizmet etmek istediğimiz hedef kitle bütün akvaryum hobicileri değil, sadece bilinçli akvaristlerdir.
Bizim için önemli olan hobicilerin geçmişte ne oldukları değil, şu anda ne oldukları ve gelecekte ne olacaklarıdır. Hem yaşının verdiği olgunluk, hem de okuduklarının etkisiyle bir hobicinin örneğin balık koleksiyonculuğu veya doğurtgan üreticilikten bilinçli akvaristliğe terfi etmesini önemli bir kazanç sayarız.
Hedeflerimizle paralel olarak, internette yayınladığımız yazılarda, birçok üyemizin sıkılıp okumayacaklarını bile bile, doğal habitatlar ve ekolojiler konusunda bilgiler vermeye özen gösteriyoruz. Ayrıca ileride açmayı tasarladığımız lokalleri popüler akvaryumculuğun değil, bilinçli akvaristlerin gereksinimlerine uygun olarak tasarlayacağız.
C. Bilinçli akvaryumculuğun temel prensipleri
Bilinçli akvaryumculuğun temel prensipleri birçok açıdan doğum ve aile kontrolünün prensiplerine benzetilebilir. Herhangi bir türü ancak şunlardan eminseniz satın alıp akvaryumda besleyin:
- Türe, fiziksel ve davranışsal gereksinimlerine uygun doğala yakın bir yaşama ortamı sağlayabilecekseniz
- Türün fiziksel ve davranışsal gereksinimleri konusunda yeterince bilgiliyseniz
Ayrıca, bilinçli akvaryumculuk kaçınılmaz prensibi: Doğal yaşama saygı, doğal yaşamın korunması konusunda duyarlılık, kısacası çevre bilinci...
Yazan: Tunç Ali Kütükçüoğlu. İlk yayınlanma tarihi: 5 Ekim 2003
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Siz kendinizce beni kınayabilirsiniz ,tarafımca herhangibir geçerliliği yoktur.Aynen iade ediyorum,lakin üslubumu takdir etmek herhangi birinin haddine değildir amacını aşan bi üslup kullanmam.Madem bukadar bilinçli bi akvaristsiniz; muhtemelen akvaryumunuz ve balığınız yok(bilinçli akvarist öyle oluyomuş ya...).Çünkü yazınıza göre onlar doğal ortamında mutlu hapsetmek olmaz. Gerçi ozaman forumu niye geziyounuz heralde oda zevk içindir ...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
-Amazonda sizin gösterdiğiniz form ve renkte discus bulunmaz.Bu yüzden amazondan da bahsetmeniz çelişki.
-Melek balığı da amazonda yaşıyor ancak kimse geçen su bir daha geçmez demiyor.Bu da Discus'ın nasıl da efsaneleştirildiğini gösteriyor.
-Kimse sizin nasıl discus beslediğinize birşey demiyor ama sizin kural budur demeniz ve uslubunuzdaki küçümseyici tavır benim de kınamama sebep oluyor.
-Başkalarından gördüğünüz ve üstad diye bellediğiniz kişilerin yaptıklarını burada kuralmış gibi yazamazsınız,ancak görüş belirtirtisiniz.
-Kaan bey o formdan hoşlanmıyorsa siz yanlış bakmışsınız diyemezsiniz,Bence kaan beyin discusları gayet güzel ve sağlıklı sizin gösterdiğiniz Discus da obez,bu da benim kişisel fikrim (AMA KURAL DEĞİL),İYİ HOBİLER KOLAY GELSİN...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ben cama cam beslenmek zorundadır demiyorum söylediklerimi çarpıtmayın lütfen.Belli ölçümlerle 10 senedir bulunmuş bulguları yok kabul edip baştan başlamanın doğru olduğunu söylüyorsunuz.Bende doğru olmadığını söylüyorum.Herkesin fikrine saygılıyım bitkilide beslenmezde demedim,yavrular yanık kalır dedim.Anaçlarda zamanla yüksek nitrattan hastalanıcaklardır...
Atılım bey;
-Balığın anatomisi hibrit olmasıyla değişmez siz iki farklı desenli canlı ürettiniz diye doğal ortamındaki temizliği yok sayamazsınız.
-Melek balığı uzmanlık alanım değil yorum yapamıycam...
-Ben kural budur demiyorum.Araştırmalar ve bütün dünya böyle diyor...
-Kaan bey balığına çok güveniyor ise yarışmaya soksun.Ben balığı hakkında konuşmaya hacet görmüyorum.
Onur bey ; İnsanda boy orantısı kilo ve boya göre ayrı hesaplanır.Discustada böyledir 12 cmlik discusun form göz ve fin boylarının olması gereken boy ayrıdır 16 cmlik discusun ayrı.Burda Discusun yanıklık orantılarını yazıcak halim yok.Yüzlerce makeale var.Amacım kimseyi küçük görmek birşeyleri kabul ettirmek değil.Banane Ahmet Mehmet evinde nasıl beslerse beslesin.Kendime göre bütün Dünyaca kabul edilmiş bir takım doğruları yazdım.Ne amaçla karşı çıkıldığınıda kavrayamıyorum balığın pisliği nitrattır amonyaktır buda balığı zehirler.Kum varken bu pisliği alamazsınız.Tartışılması bile saçma bunun.Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ben cama cam beslenmek zorundadır demiyorum söylediklerimi çarpıtmayın lütfen.Belli ölçümlerle 10 senedir bulunmuş bulguları yok kabul edip baştan başlamanın doğru olduğunu söylüyorsunuz.Bende doğru olmadığını söylüyorum.Herkesin fikrine saygılıyım bitkilide beslenmezde demedim,yavrular yanık kalır dedim.Anaçlarda zamanla yüksek nitrattan hastalanıcaklardır...
Atılım bey;
-Balığın anatomisi hibrit olmasıyla değişmez siz iki farklı desenli canlı ürettiniz diye doğal ortamındaki temizliği yok sayamazsınız.
-Melek balığı uzmanlık alanım değil yorum yapamıycam...
-Ben kural budur demiyorum.Araştırmalar ve bütün dünya böyle diyor...
-Kaan bey balığına çok güveniyor ise yarışmaya soksun.Ben balığı hakkında konuşmaya hacet görmüyorum.
Onur bey ; İnsanda boy orantısı kilo ve boya göre ayrı hesaplanır.Discustada böyledir 12 cmlik discusun form göz ve fin boylarının olması gereken boy ayrıdır 16 cmlik discusun ayrı.Burda Discusun yanıklık orantılarını yazıcak halim yok.Yüzlerce makeale var.Amacım kimseyi küçük görmek birşeyleri kabul ettirmek değil.Banane Ahmet Mehmet evinde nasıl beslerse beslesin.Kendime göre bütün Dünyaca kabul edilmiş bir takım doğruları yazdım.Ne amaçla karşı çıkıldığınıda kavrayamıyorum balığın pisliği nitrattır amonyaktır buda balığı zehirler.Kum varken bu pisliği alamazsınız.Tartışılması bile saçma bunun.Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Ben cama cam beslenmek zorundadır demiyorum söylediklerimi çarpıtmayın lütfen.Belli ölçümlerle 10 senedir bulunmuş bulguları yok kabul edip baştan başlamanın doğru olduğunu söylüyorsunuz.Bende doğru olmadığını söylüyorum.Herkesin fikrine saygılıyım bitkilide beslenmezde demedim,yavrular yanık kalır dedim.Anaçlarda zamanla yüksek nitrattan hastalanıcaklardır...
Atılım bey;
-Balığın anatomisi hibrit olmasıyla değişmez siz iki farklı desenli canlı ürettiniz diye doğal ortamındaki temizliği yok sayamazsınız.
-Melek balığı uzmanlık alanım değil yorum yapamıycam...
-Ben kural budur demiyorum.Araştırmalar ve bütün dünya böyle diyor...
-Kaan bey balığına çok güveniyor ise yarışmaya soksun.Ben balığı hakkında konuşmaya hacet görmüyorum.
Onur bey ; İnsanda boy orantısı kilo ve boya göre ayrı hesaplanır.Discustada böyledir 12 cmlik discusun form göz ve fin boylarının olması gereken boy ayrıdır 16 cmlik discusun ayrı.Burda Discusun yanıklık orantılarını yazıcak halim yok.Yüzlerce makeale var.Amacım kimseyi küçük görmek birşeyleri kabul ettirmek değil.Banane Ahmet Mehmet evinde nasıl beslerse beslesin.Kendime göre bütün Dünyaca kabul edilmiş bir takım doğruları yazdım.Ne amaçla karşı çıkıldığınıda kavrayamıyorum balığın pisliği nitrattır amonyaktır buda balığı zehirler.Kum varken bu pisliği alamazsınız.Tartışılması bile saçma bunun.Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üstüne üstlük balığın pisliği nitrattır amonyaktır diyerek, kum varken bu pisliği alamazsınız diyerek baştan hata yapıyorsunuz, balığın dışkısında amonyak oranı çok çok düşüktür (göz ardı edilebilecek kadar). Esas amonyak balığın solungaçlarından ve böbreklerinden atılır, dışkısından değil. Bunu bir araştırın... Siz dilediğinizce balık besleyin, ama kasap vitrini gibi camda çıplak balık seyretmek istemeyen, akvaryumun bütünüyle bir sistem olduğunu bilen ve discusu da hakkıyla bu sistemde büyütmeye çalışan bizlere daha fazla köstek olmaya çalışmayın.
Yeni başlayan arkadaşları yanlış yönlendirmek de sizin itham ettiğiniz gibi bizim olayımız değil. Konuyu ve buna bağlı belli başlı konuları inceleyen arkadaşlarımız "iki anubias koydum, 1 cryptocoryne koydum, kum koydum, discus yanmaz, alın size bitkili discus akvaryumu" demediğimizi kolaylıkla anlayabilirler... Camacam yapmak yerine bitkili sistem yapmak çok daha zorlu ve başlangıçta hataya açık bir süreçtir, sabır ister, geniş bilgi ister, biz de bunları dilimiz ve aklımız döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz.
+1: [T]60243,Fahrenheit[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir