Discus Akvaryumlarında kum kullanılması
http://www.akvaryum.com/Forum/bitkili_discus_ve_yavrular_video_s12_k203197.asp?PN=7 burada eski discus çiftlerimi koymuştum.
İlk çifti Mert Taşkıran Bey almıştı. 2003 veya 2004'dü aldığında.
İkinci çifti Ankara'da Tropikal Akvaryum Tamer Gülay almıştı.
3. çift ise balıkları 2007'ydi sanırım, gözümün önünde yavrusunu yiyince kızdım Tisel Gür(tisel06)'e verdim.
Kararma işi discusda da, diğer balıklarda da siyah kumda olur. Bunun en bariz örneği leleupide gözlenebilir.
Siyah kum üzerinde eğer balığın rengini karartma yetisi varsa rengi kararır.
Örneğin: Kararmadan önce:
Kararmadan sonra:
(burada dişi yumurtalara baktığı için karardı ama siyah kumda da rengini böyle karartıyor)
ancak eğer balık solid red gibi kararma yetisi bulunmayan balıksa, zaman içinde pigment atarak rengini karartmaya çalışır:
Şu balık ile:
Şu balık aynı
Cama camda discus besleyince, hele de güzel discus olsun diye vahşiden iyice uzaklaşmış, genetiği zayıflamış hatta japon balığına dönmüş yapay seleksiyon balıkları besleyince discus balığının o güzel davranışları ve renk değişimlerinden pek çoğunu görme şansı bulamıyoruz.
[QUOTE=abidina.]
Yukarıda bunun aksine tek bir şey söylemiş miyim? Hepsine aynı şeyleri mi önermişim? Önermemişsem neden böyle bir şey dediniz? Ben insanların seçimlerine oldukça saygılı biriyimdir. Yukarıda da çok balık büyütmek için, hızlı büyütmek için bitkilinin doğal bir yol olmadığını aksine yanlış olduğunu o kadar balık pisliğini kaldıramayacağını söyledim. Bence o zevkli değil ancak eğer bundan zevk alınıyorsa zevk alınacak şeyi yapmayı önerdim. Çünkü hobinin amacı mutlu olmaktır, sizi ne mutlu ediyorsa onu yapacaksınız. Ben sadece savunduğum şeyi niye savunduğumu ve güzel yanlarını anlattım, diğer kapıları kapatmadım.
[QUOTE]
[/QUOTE]
Bakın 26'dan ve 30'dan uç örneklerden örnek vermişsiniz arada buluşun mutlu olun. 32 discus için üst sınır, üst sınırı örnek olarak vermeniz doğru değil. Benim akvaryumum 28 derecede. Bu hem discuslara hem de bitkilere uygun bir sıcaklık.
[QUOTE]Yukarıdaki verdiğiniz 2005 yılına ait linki tam detaylı okumasamda inceledim. Yazdıklarınızda epeyce sayıda bitki ve balık ilave ederek ve tekrar çıkararak denemeler yaptığınızı anlıyoruz. Demekki bu işlerin tecrübeleri olacak deneme yanılma yapmadan teoriklerle doğruları bulamıyoruz.[/QUOTE]
Bildiğimiz gibi Mercedes her arabasını yaparken tekerleği baştan keşfetmiyor. İnsanlık birbirinin bilgi ve tecrübelerini alarak birikimini ilerletiyor. Ben de 2005'de edindiğim bilgilerle bitkiden hiç anlamayarak işe başladım (2005 baharında Malawi, Tanganyika, Discus'u bilirim ama bitkiden ve deniz akvaryumundan hiç anlamam diye yazım vardır) Pek çok aşamayı bu bilgiler sayesinde kolayca geçtim. Bunun dışında bitkili akvaryumda bir süre sonra tasarımı öğreniyorsunuz. Bir bitkinin yanındaki bitkiyle yaprak tipi (geniş yapraklı iğne yapraklı sazımsı), renk (ya bir biriyle zıt ya da çok benzer renkleri kullanmak) ve boyut olarak uyumlu olmasını sağlıyorsunuz. Üst mesajımda anlattığım akvaryum sistemini çözüyorsunuz. bitkili akvaryum diğerlerinin akisne yaşayan akvaryumdur, hergün değişir, siz değiştirirsiniz, o değişir, etkinize tepki verir. Bu bilgi ve tecrübeleri de konularda ve makalerde paylaşarak insanları bu işe başlamaya cesaretlendiriyoruz.
[quote]
Discus'u bilen uzman kişiler var, bitkiyi bilen uzman kişiler var. Ancak bu konuda yorum yapabilmek için hem bitkiyi hem de discusu bilmeniz gerekir. Ben uzman seviyesinde olmasa da bitkiden de discusdan da anlarım. Bu nedenle olur diyorum. Discus ürer mi? Ürer. Kolay mı? Hayır. Eş tutturmak, uyumlu çift olması, erkeğin kaliteli döl vermesi, çiftin iyi huylu çıkması, yavruların parazitlere yakalanmaması, eşlerin dezenfektesi, yavruların iskelet yapısının korunması her biri ayrı basamak. Bitkili discusda böyledir. Kolay değildir. Okursunuz öğrenirsiniz, tecrübe edersiniz, yanıla yanıla doğruyu bulursunuz veya bulamazsınız. Başarı garanatisi ikisinde de yok. Bu işi zevkli yapan da, bir meydan okuma yapan da bu değil mi?
İyi dilekleriniz için teşekkürler. İyi hobiler.
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Şuanda dediğiniz gibi su değişimi yok, dip çekimi yok, büyük balık sayısı 2.[/QUOTE]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Benim anlamadığım diskus 32 derecede yaşıyor da niye aynı nehirdeki diğer balıklar 22-30 derece arası gösteriliyor.Sıcak sudan bir kalkan mı var bu balığın etrafında?Bir elinde tesbih diğerinde ısıtıcıyla mı dolaşıyor?
Ben 24 derecede yavru aldım.Hiçbir zaman da sorun olmadı.Olmaz da zaten.Bu kadar soğuk olabiliyor.Rio Negroyu ele alalım.Ekvatordan biraz uzak yerleşmiş bir amazon kolu.Amazonun 30-32 derecenin üstüne çıkabilen az kolu vardır.Bunlardan adam akıllı sayabileceğimiz kollar Xingu ve Tocantins'tir.Bunlarda da diskus bulunmuyor zaten. [/QUOTE]Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Şuanda dediğiniz gibi su değişimi yok, dip çekimi yok, büyük balık sayısı 2.[/QUOTE]
Bu bir tartışma, bir fikir sunma, siz de cama cam discusda üzerinde yavrularıyla balıklarınız koyun, insanlar da onu uygulamak istesin. Bu akvaryum 1 eylül de 4. yılını doldurdu. 1 günde kurulup fotoğrafı çekilen ve bozulan akvaryum değil. Daha önceki mesajlarda da seneler içindeki değişimini ancak hep güzel olduğunu verdiğim linklerde de görmüşsünüzdür pek çok hobici farklı zamanlarda eve gelip gördüler. En son ben İstanbul'a gitmeden Ozan abi (Ramirezi) ve Tarık abi de (nikon_) gelip gördüler.
[QUOTE=bjkalley]Ben artık İstanbul'dayım o yüzden akvaryuma annem bakıyor, sadece günlük yem verip eksilen suyu tamamlıyor.[/QUOTE]
Bu konunun 7. sayfasında yukarıda yazdığım gibi artık Ankara'da değil, İstanbul'dayım. Yüksek lisans için Boğaziçi'ne geldim. Annem budama yapamadığı için akvaryum o fotodaki gibi albenili değil, bu yüzden de son aylarda foto eklemedim.
Yukarıda yazdığım 5 paragraf yazıma öne sürdüğüm savlara hakettiğim teşekkkür veya karşı cevabı alamadığımı düşünüyorum. Neyse en güzeli; Ankara'ya uzun süreli bir dönüş yaptığımda (şubatta veya haziranda) size güzel bir bitkili tank kuralım. Sonra siz de üzerinde uğraşıp, düşünüp, emek vermeden kolayca "olmaz" diyen üyelere sabırlıca nasıl yaptığınızı anlatırsınız
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bazı arkadaşlarla yaptığımız telefon görüşmeleri gidip görüp test edip yaptığım incelemeler neticesinde bitkili discus akvaryumuna en uygun kum dere kumu olarak karar kıldım. Nedeni ise siyah kumda balığın kararması, aquclayde bile kararma gözükebilir çünkü tek renk fakat dere kumunda farklı ve doğal renklerden oluştuğu için bu sorunlar gözükmez, bunun yanında bitkiler için herhangi bir gübreleme ben şahsen yapmadım nedeni discusa zarar verebilir diye sizin seçiminiz.Bazı arkadaşlar sıfır numara kumu tavsiye ediyorlar fakat sıfır numara kumda bitki istediğiniz gibi büyüyemiyor.Şu anda akv. 30 kök yakın bitki var herhangi bir gübre yada c02 kullanmıyorum bitkilerin gelişimide gayet iyi.Yanlız siyah kum her balığı karartır diye bir sonuçta burdan çıkarmassanız sevinirim. Daha önceden discus beslemediğim için ben böyle bir risk alıp siyah kum kullanmadım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Saygılar,
[/QUOTE]
İlaveten,
Yurdumuzun heryerinde bulabileceğiniz dere kumu - dere çakılı ikilisi ile de hem balıklarda azami renklere kavuşur hemde gayet güzel bitki yetiştirebilirsiniz. Alta dere çakılı serip üste dere kumu sererseniz balıklar için en güzelini yapmış olursunuz.
http://www.akvaryum.com/Forum/200x75x60h_amerikan_sf16-17_k330496.asp?PN=14
Linkindeki tanıtımımda görebilirsiniz.
Saygılarımla.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Su değişimleri hususunda;
Arkadaşlar, su değişimi üzerine çok hararetli tartışmalar yaşanmış. Ben boğaziçi kimya 3. sınıf öğrencisiyim. Laboratuarlarda sürekli sulu deneyler yaparız. Özel deneylerde bazen saf suya ihtiyaç olur ancak gerçek anlamıyla saf su, yani içersinde iyon barındırmayıp, sadece H2O molekküllerinden oluşan su denen bişey malesef yok. Söylemeye çalıştığım şey, su değişimi yapışımızın sadece istemediğimiz nitratı uzaklaştırmaya yararı olduğu. Onun haricinde damacana suyu dahi kullansanız yeni eklediğinizi suyun, canlı organizmalar üzerinde, içerdiği nitrat seviyesinin azlığından başka bir etkisi söz konusu olamaz. Yani çok su değişimi = çok nitrat uzaklaştırılması.
Çok su değişimi yapıp da yararını çok hisseden arkadaşlar cama cam akvaryum kullanan arkadaşlar genelde. Farkını hissedişlerinin sebebi de, sistemlerinde bulunan nitrat dönüştürücü bakterilerin az oluşudur. E bunun da sebebi KUM YÜZEYİ GİBİ GENİŞ BİR YÜZEYE SAHİP OLMAYIŞLARIDIR. Bildiğiniz üzere nitrifikasyon bakterilerini çoğaltmak için sünger vs kullanıp yüzey alanını artırmaya çalışırız. Kum genelde hobicilerin farkında olmadığı geniş bir bakteri yüzeyidir!!!. Nihayetinde kirlenen kıyafetleri yıkamak yerine yenisini almaya benziyor aşırı su değişimleri. Yoksa su bildiğimiz H2O, ve ne kadar değiştirirseniz değiştirin, rehabilite etmek yerine yenisini edindiğiniz bir kıyafet gibi. "ama içinde bakteri var, hastalık var, virüs var, falan var filan var" denen kaygıyı da zaten ekosistem denen olgu hallediyor. Uzakdoğuluların ve üreticilerin çok su değiştirme sebepleri, ekosistemi beklemeden kısa yoldan köşeyi dönmekten başka bişey değildir. Uzun ve ukalaca görülebilir ancak asla böyle bir amacım ve bu tarz bir amacın getirisi yok.
Bitki ve balıkları hususunda;
Bitki olayına ilk girerken de okuduğum makalelerden gözüm korkmuştu. Yok taban katmanları, yok ısıtmalı taban, yok litre başına en az 1.1watt aydınlatma, dehşete düşmüştüm. Sonra amelece olaya girip dibe kumla başlayınca eksik olan tek şeyin güzel bir aydınlatma(0,4-0,5 watt gibi) ve iyi bir gübre olduğunu farkettim. Yazılanların yanlış değil, sadece mükemmel+mükemmel+mükemmel bir bitkili için gerekli olduğunu anladım. Hani hiç maç kaybetmeden avrupa ve lig şampiyonu olan bir futbol takımı gibi. Olayı canlılara bağlamak gerekirse, akvaryumcula sorduğunuzda "bitki, akvaryumu kirletir kardeş, hiç bulaşma" derler. Ticari zeka işin içine girdiği an, tabandaki tortu, efendim bitkilerin suyu sarartması pislik olarak addediliyor. Burda denebilir ki; "herkesin kendi zevki var kardeşim, sanane, ben berrak, pırıl pırıl, bembeyaz su görmek istiyorum". Kesinlikle katılmayıp tepki gösteririm!! Sebebi, canlıların doğasına uymayan şeyi sadece kendi gözüne hoş geliyor diye doğru sanmak. Daha da fazlası bunu genel bir doğru görüp, gerçeğe tepki göstermek.
Yani canlı bitkiye bulaşınca bırakamayışımızın sebebi, canlıları, doğalarına uygun bir ortama sokmamıza yardım etmeleridir.
Son bir yazmak istediğim şey de, az önce tartışması geçen şu söz hakkında;
"peki 10 köpekbalığı, 10 pirana ve 10 adet de büyük x balığı beslemek isteyen hobici kaç litre akvaryum kurmalıdır sorarım size!!"
Efendim, üzüldüğüm için yazma ihtiyacı hissettim ki; kaç litre ihtiva ediyorsa o kadar litre yapmakla yükümlüsünüz. Malesef para verip alabildiğimiz, yani, bizden başka şansı olmayan canlılara, sırf paşa gönlümüz istiyor diye daha küçük hacimli tanklarda bakıyorsak ve durumu da zahmetli metodlarla kurtarıyorsak, o zaman çıkıp bir de tepki göstermemeliyiz diye düşünüyorum.
Yazma amacım asla tepki göstermek yahut ukalalık değildir. Sadece ben gibi hobi saplantısı olup, yeni deneyimlere merak salan arkadaşlara yardımcı olup, gözlerini korkutmamak.
Saygılarımla...
Beğenenler: [T]187259,klodsa[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir