Kardeş balıklarda üreme..
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2007 00:38
Arkadaşlar merak aetiğim bir konu var..Çoğumuz,özellikle ciklet besleyenler,balıklarını birden çok ve genelde aynı batım yavrular halinde alırlar..Küçüklükten beridir brilkte büyüyen bu kardeş balıklarda üremede zorluk olurmu?
Bu durum türler içinde farklılık gösterirrmi?
Mesela ben şuan 23 adet kardeş tropheus büyütüyorum.. donut 2007-07-27 00:38:58
Beğenenler: [T]219710,AkvarizmO[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2007 00:45
Bende yeni bir hobici olarak bu soru aklıma takılmıştı ve ileride büyüteceğim balıkları farklı yerlerden alıp olası akraba evliliklerinin önüne geçiyim diye düşünmüştüm,ama bilemiyorum balıklarda bu bir sorun yaratırmı?Bence farklı anne ve babadan yavrular takas edilerek büyütülmeli,ama DNA olaylarıyla ilgili bir bilgiye sahip değilim,belki balıklarda insanlardan çok farklı bi sistem mevcuttur.Belkide gerçekten hep aynı ırkla çiftleşen balıklarda ırk git gide kötüleşiyordur,ama biz fark etmiyoruzdur.Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2007 00:55
En iyi örnek sanırım her zaman verdiğim lepistes örneğidir. Eskiden 2 hafta suyu değişilmemiş kalabalık 10-20 litrelik akvaryumda yaşayabilen, çamur gibi suda yavrusu sağlıklı büyüyen, deniz akvaryumunda yavru veren, her sıcaklık değişimine dayanıp her su şartını tolere eden lepistesler vardı. Masal gibi gelebilir, eskiler çok rahat hatırlayacaktır. Ben o zamanlar küçücüktüm.
bir de şimdiki lepisteslere bakın. Yok pH salınımı, yok sıcaklık değişimi, yok beyaz benek, yok cart, yok curt... Aldığınız lepisteslere kimi zaman discus gibi bakmak zorunda kalıyorsunuz. Kimi zaman hastalıklara karşı dirençsiz, kimi zaman en ufak değişikliklere tepki gösteren lepistesler türedi. Hatta her ne kadar yeni yeni renklere, desenlere sahip lepistesler üretildi dense de bilinçsiz üreticiler sayesinde o eski çeşidi az ama görsel açıdan mükemmel lepistesleri en azından ülkemizde göremez olduk. Bunun sebebi de renk ve desenleri göz önüne alınmadan lepisteslerin tavuk üretir gibi üretilmesidir.
Balıkların zayıflığına gelince; üreyen yavrularda kardeşler ayrılmadığı için zamanla akraba içi çiftleşmelr aşırı boyutlara ulaştı. Öyle ki sakat balıklar bile ayrılmadan damızlık olarak kullanılır oldu.(Bizzat bir üreticiden duydum.Kendisi ayrmadığını söyledi.) Aslında bu lepisteslerdeki zayıflama bildiğim kadarıyla dünya genelinde bir sorun. Temeli de galiba aşırı talebi karşılamak için akrabalık bağlantısı olan balıkların ayrılması ile vakit ve nakit kaybının önlenmeye çalışılmasına dayanıyor.
encort 2007-07-27 00:55:42
bir de şimdiki lepisteslere bakın. Yok pH salınımı, yok sıcaklık değişimi, yok beyaz benek, yok cart, yok curt... Aldığınız lepisteslere kimi zaman discus gibi bakmak zorunda kalıyorsunuz. Kimi zaman hastalıklara karşı dirençsiz, kimi zaman en ufak değişikliklere tepki gösteren lepistesler türedi. Hatta her ne kadar yeni yeni renklere, desenlere sahip lepistesler üretildi dense de bilinçsiz üreticiler sayesinde o eski çeşidi az ama görsel açıdan mükemmel lepistesleri en azından ülkemizde göremez olduk. Bunun sebebi de renk ve desenleri göz önüne alınmadan lepisteslerin tavuk üretir gibi üretilmesidir.
Balıkların zayıflığına gelince; üreyen yavrularda kardeşler ayrılmadığı için zamanla akraba içi çiftleşmelr aşırı boyutlara ulaştı. Öyle ki sakat balıklar bile ayrılmadan damızlık olarak kullanılır oldu.(Bizzat bir üreticiden duydum.Kendisi ayrmadığını söyledi.) Aslında bu lepisteslerdeki zayıflama bildiğim kadarıyla dünya genelinde bir sorun. Temeli de galiba aşırı talebi karşılamak için akrabalık bağlantısı olan balıkların ayrılması ile vakit ve nakit kaybının önlenmeye çalışılmasına dayanıyor.
Beğenenler: [T]224872,Sülfür Kafa[/T]
+1: [T]224872,Sülfür Kafa[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2007 01:07
Çok güzel bir soru.
Kardeş bireylerin üretilmesi sorun yaratır, özellikle bir kaç soy boyunca üretilmesi çok daha büyük sorun yaratır. Nedeni de genetiktir.
Türden türe değişmek kaydıyla bilmem kaç bin tane gen mevcut. Bu genler üreme esnasında doğada da akvaryumda da kaybolabilir, değişebilir. Örneğin yaşamsal bir gen (şekeri parçalayan enzimi üreten bir gen diyelim, bu şekeri parçalayan enzimi sağlayan gen dünyadaki istisnasız her canlıda bulunur) üreme esnasında kayboldu. Gen balığa annesi tarafından gitmedi, sadece babası tarafından gitti. O da kabul edilir çünkü var yoka baskındır ve balık güzel güzel yaşamını sürdürür. Şimdi siz bu balığı akvaryumcudan alıp getirir sağlam bir dişi ile çiftleştirip güzel yavrular alırsınız. Ancak yavruların ortalama yarısında bu genin çiftlerinden biri olmaz. Ancak başta da dediğimiz gibi 1 eksik sorun yaratmaz. Sorun siz bu yavruları büyütüp üretirseniz ortaya çıkar. Yavrularınızın yavruları 1/4 oranda sağlıklı, genin karşılıkı çifti (alel denir) mevcut, 2/4 oranında sağlıklı gen çifti yok, bir tanesi var, 1/4 oranında yumurta ise doğmadan ölür. Ne yaparsanız yapın yumurta kesinlikle canlanmaz, genellikle aa döllenmemiş denir.
Şimdi bu bir örnekti, bu kaybolan gen şeker parçalayan gen olmaz da renk geni olur. Balık albino olur. Cinsiyet kromozomu olur, balık kısır olur vb. Eğer diyorsanız ki benim balığımın genleri %100 sağlıklı (ki bilmek olanaksız), üreme hücreleri de %100 sağlıklı, o zaman yavrularda sorun olmaz. Ancak o kadar fazla gen var ki, illa biryerde birinde sorun olacaktır.
Bunlar farkedebildiklerimiz, en önemlisi farkedemediğimiz kusurlar. Bağışıklık sistemini sağlayan genler gitmediği zaman büyük sorun olur. Bugün tül ramirezilerin, çoğu yapay seleksiyonla üretilen discusun, doğalından daha uzun kuyruklu, yüzgeçli balıkların kolay ölmesinin sebebi budur. Zararlı ve tümörlü hücreleri öldürme işlemini gerçekleştiremezler. Örneğin discus daha kırmızı olsun diye, en kırmızı 2 balığı üretime çekerler, yavrulardan en kırmızıları eşleştirirler, onların da en kırmızıları derken çok güzel renk elde edilir ancak pek çok gen kaybedilir ve balık çok daha çıt kırıldım olur. Başka bir örnek; siz hiç bir red marlboro discusun hasta olunca rengini kararttığını gördünüz mü? Ne yazık ki rengini koyultma özelliğini kaybetmiştir.
O yüzden genellikle üreticiler balıklarına bir süre sonra başka kaynaklardan (kimi zaman doğadan yakalanan türlerle) kan katarlar.
Saygılar,
Kardeş bireylerin üretilmesi sorun yaratır, özellikle bir kaç soy boyunca üretilmesi çok daha büyük sorun yaratır. Nedeni de genetiktir.
Türden türe değişmek kaydıyla bilmem kaç bin tane gen mevcut. Bu genler üreme esnasında doğada da akvaryumda da kaybolabilir, değişebilir. Örneğin yaşamsal bir gen (şekeri parçalayan enzimi üreten bir gen diyelim, bu şekeri parçalayan enzimi sağlayan gen dünyadaki istisnasız her canlıda bulunur) üreme esnasında kayboldu. Gen balığa annesi tarafından gitmedi, sadece babası tarafından gitti. O da kabul edilir çünkü var yoka baskındır ve balık güzel güzel yaşamını sürdürür. Şimdi siz bu balığı akvaryumcudan alıp getirir sağlam bir dişi ile çiftleştirip güzel yavrular alırsınız. Ancak yavruların ortalama yarısında bu genin çiftlerinden biri olmaz. Ancak başta da dediğimiz gibi 1 eksik sorun yaratmaz. Sorun siz bu yavruları büyütüp üretirseniz ortaya çıkar. Yavrularınızın yavruları 1/4 oranda sağlıklı, genin karşılıkı çifti (alel denir) mevcut, 2/4 oranında sağlıklı gen çifti yok, bir tanesi var, 1/4 oranında yumurta ise doğmadan ölür. Ne yaparsanız yapın yumurta kesinlikle canlanmaz, genellikle aa döllenmemiş denir.
Şimdi bu bir örnekti, bu kaybolan gen şeker parçalayan gen olmaz da renk geni olur. Balık albino olur. Cinsiyet kromozomu olur, balık kısır olur vb. Eğer diyorsanız ki benim balığımın genleri %100 sağlıklı (ki bilmek olanaksız), üreme hücreleri de %100 sağlıklı, o zaman yavrularda sorun olmaz. Ancak o kadar fazla gen var ki, illa biryerde birinde sorun olacaktır.
Bunlar farkedebildiklerimiz, en önemlisi farkedemediğimiz kusurlar. Bağışıklık sistemini sağlayan genler gitmediği zaman büyük sorun olur. Bugün tül ramirezilerin, çoğu yapay seleksiyonla üretilen discusun, doğalından daha uzun kuyruklu, yüzgeçli balıkların kolay ölmesinin sebebi budur. Zararlı ve tümörlü hücreleri öldürme işlemini gerçekleştiremezler. Örneğin discus daha kırmızı olsun diye, en kırmızı 2 balığı üretime çekerler, yavrulardan en kırmızıları eşleştirirler, onların da en kırmızıları derken çok güzel renk elde edilir ancak pek çok gen kaybedilir ve balık çok daha çıt kırıldım olur. Başka bir örnek; siz hiç bir red marlboro discusun hasta olunca rengini kararttığını gördünüz mü? Ne yazık ki rengini koyultma özelliğini kaybetmiştir.
O yüzden genellikle üreticiler balıklarına bir süre sonra başka kaynaklardan (kimi zaman doğadan yakalanan türlerle) kan katarlar.
Saygılar,
Beğenenler: [T]210979,incaia[/T][T]224872,Sülfür Kafa[/T][T]124785,Aquay[/T]
Teşekkür Edenler: [T]15655,gokberkgonenc[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2007 08:41
Cevaplayan arkadalara çok teşekkür ederim..
Dediğim gibi çoğumuz bu sorunu kendimiz yaratıyoruz,ama bu ister istemez böyl eoluyor..
Akvaryumcudan yavru alacak kişi gidipte 1 tane almıyor doğal olarak..Sitede bile balık satışları toplu halde yapılıypor..Bu balıkların neredeyse hepsi kardeş...
Birazda kendi kendimize bozuyoruz hayvanları...
Balıkların üremesi sonucu handikaplar böyle,peki ya çiftleşme aşamasında?Bu dönemdede zorluklar oluyordur sanırım..2 kardeş balık çiftleşmede,yada o döneme kadar kur dönemi vs aralıkta diğer balıklardan farklılık gösterirmi?
Kısaca kardeş balıkları üretmek diğerlerine oranla zormudur?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2007 10:58
http://www.akvaryum.com/Forum/forum_posts.asp?TID=84989
Bu linktede baya tartışalan bir konu idi. Refet bey'inde dediği gibi İlk sebep genetik daralma, ikinci sebepde gen yapısına etki eden dış unsurlar ( akvaryum şartları). Bunu önlemenin en kolay yolu farklı akvaryumculardan hatta farklı şehirlerden balık getirip gen havuzunu genişletmek. Üreme sonucunda büyüyen yavruları akvaryumdan uzaklaştırıp, yerine yenilerinin getirlimesi. Aslında sorunun çözümü basşt gibi gözüksede uygulamada sınıfda kalıyoruz. Kardeş balıkların üremesi diğerlerine göre zor değildir ( üreme veya hormonel yapılarında bir deformasyon olmadıkça) sonuçlarının telafisi zordur.
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2007 11:17
Dişiler erkeklerden daha önce cinsel olgunluğa eriştiği için doğada böyle bir sorun yok.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Temmuz 2007 17:41
F0'a çok fazla talep olmasının sebeplerinden biri de bu.
Aynı zamanda balıklar özürlü de doğabilir. Beli yamuk, ağzı yamuk vb. olabilir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 28 Temmuz 2007 18:53
Kardeş balıkların üretilmesinde kesin sorun olur diyemeyiz.Çünkü eğer genlerinde sakat bir gen yoksa ne kadar kardeş de olsalar yavruları sağlıklı olur.Ama bu çok nadiren oluşan bir durumdur.Çoğunlukla bozuk gen mutlaka vardır ve eşleşmelerde yavrular bu genlerin birleşmesiyle oluşur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Ağustos 2007 21:19
Sürekli aynı kolonide çiftleşen balıklar gittikçe özelliklerini yitirirler. Bu nedenle arada bir kan tazeleme yapılmalıdır. Kan tazeleme derken balıklarınızla hiçbir akrabalıgı olmayan balıklar bulunup balık sayısına göre10 da 1 i falan kadar balık getirilmeli akvaryuma vede akvaryumdaki balıkların en kötülerinden getirdigimiz balık sayısı kadar balık akvaryumdan çıkartlmalıdır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Ağustos 2007 11:27
En pratik örnek insanlardaki akraba evliliklerindeki risk üzerinden verilebilir. İllaki problemi olan yavrular elde edeceğiz anlamına gelmez. Yurtdışından ilk defa gelmiş az sayıdaki balıkların kardeş olması durumunda 2 yıl içerisinde bu balıkların yavruları ülke geneline yayılım gösterebilecektir. Farklı şehirden balık almak farklı akvaryumcudan balık almak bu risklerinizi en aza indirmeyecektir. Kan tazelemek için yapacağınız araştırmada balıkların 2-3 göbek geriden aynı noktadan çıkabildikleirni görebilecekseniz şayet secerelerine ulaşabilirseniz. Bir çok Kalvusda, malawilerde ağız bozuklukları öncelikle görülebiliyor, bu balıklardan yinede yavru alabilirsiniz ancak bundan sonraki gen havuzunda sakat bireylerin doğma şansınıda artırmış olursunuz. Hayvan yetiştirmede ve su ürünlerinde kan tazeleme unsuru her daim kullanılır başka sürüden koç getirmek, başka sürüden horoz getirmek gibi. yukarda bahsettiğim konuda eğer çok az sayıda bireyden ülkeye yayılma meydana gelirse istediğiniz kadar başka sürüden balık alın risk artacaktır. Islah çalışmalarında bazı özelliklerin sabitlenmesi ve daha üstün özelliklerin oluşabilmesi için akraba çiftleştirmeleride yapılabilmektedir. Kardeşler arasında, anne-erkek yavru, baba-dişi yavru gibi. Ancak akvaryum hobisi ile uğraşan arkadaşlarımızın ıslah çalışması yapmayacağı düşünülürse akraba yetiştiricili yapmamaya özen göstermeleri, genetik havuzun devamı, sakat yavruların elde edilmemesi ve sonucunda üzlülmemek için şarttır diyorum. ylcnbgsz 2007-08-21 11:32:40
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Ağustos 2007 18:16
Arkadaşlar bu sorunun önüne sanırım sık sık yavru değişimleri yaparak geçebiliriz diye düşünüyorum. Ben akvaryumumdaki sp leri sırf bunu düşünerek farklı akvaryumculardan aldım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Eylül 2007 13:07
Hatalı bilgilendirme yapılan konuları ve devamındaki bölümleri sildim.Konu asıl amacından devam etmeli.Bu şekilde yanlış bilgi devam ederse konu kilitlenecektir.Bilgilerinize.
lafayette 2007-09-14 14:13:52
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ekim 2007 00:44
Selamlar..
Yani anlayacağımız 2-3 hatta daha fazla kuşaklardaki yavrularda çifleşme bile olsa büyük risk taşımakta, merak ettiğim konuların başında geliyordu.Bilgileriniz için teşekkürler.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir