Neden Üretim Yapamıyoruz?
Akadaşlar ülkemizde bu kadar çok imkan varken (akarsular,denizler vs..) neden bizden çok daha kısıtlı imkanlara sahip ülkelere göre balık üretimi ve yetiştiriciliği konusunda bu kadar gerideyiz?
Geçenlerde bir öğretmenimiz yurtdışı gezisini üzüntüyle anlatırken gerçekten çok haklı olduğunu düşündüm. Adamların üretimhaneleri, araştırma yerleri bizden çok ileride değil! Peki fark nerede?
Bir alabalık yetiştiricisi bizim sularımızda nesli ciddi tehlikede olan mersin balığı yetiştirmek istemiş. Bunu yapmadan önce de alabalık yetiştiriciliği yapıyormuş. Çiftliğin görüntülerine baktık. Gerçekten büyük. Bu balığın siyah altın olarak bilinen havyarını alabilmeniz için yani üreme olgunluğuna ertişebilmesi için minimum 18 yıl gerekiyor!
Bu şahıs Avrupa Birliği'nin araştırma için ayırdığı fondan faydalanabilmek için başvuruda bulunmuş. Sonuçta 2 milyon dolar hibe almış bundan 18 yıl önce. Şimdi ilk havyarlarını alıyor balıklarından bu girişimci iş adamı.
Bu örneği vermemin nedeni şu: Toplum olarak kolay yoldan para kazanmaya o kadar alışmışız ve gelecek adına bir şey yapmayı o kadar unutmuşuz ki elimizdeki imkanlarda faydalanamıyoruz!
Biliyorum ki bu sitede buna dur demek isteyen bilinçli insanlar var. Yazılarında da daha fazla bu tarz konulara yer vermelerini isterim. Umarım dikkate alınır bu yazım!
Beğenenler: [T]184473,BuSa[/T]
Teşekkür Edenler: [T]184473,BuSa[/T]
+1: [T]184473,BuSa[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Filtrasyon, ısıtma vb elektrik sarfiyatı bol etkenler ülkemizde sektörün gelişmesinin önünde çok büyük engel teşkil ediyor. Buna vatandaşımızın gelirinin düşüklüğü de eklenince olan oluyor. Kaçınız daha çok kazansa 300-400 litrelik tanklara geçmek istemez? Peki bu tanklara geçince de 50-60 litrelik akvaryumdaki ile aynı sayıda veya aynı fiyatta balıklar ile mi ilgileneceksiniz? Gelirin düşük olması da çok önemli bir etken bence.
Ya çok büyük yatırım yaparak bu işe başlayacaksınız ve yurt dışına açılacaksınız ya da gereksiz derecede büyük bir riski almış olacaksınız.
[quote]Akadaşlar ülkemizde bu kadar çok imkan varken (akarsular,denizler vs..) neden bizden çok daha kısıtlı imkanlara sahip ülkelere göre balık üretimi ve yetiştiriciliği konusunda bu kadar gerideyiz?[/quote]
Dünyanın en büyük süs balığı üretim tesisi İzmir/Bergama'dadır. Üretiminin büyük bölümünü yurt dışına satmaktadır. Yılda 250.000 balık üretmektedir. Ayrıca özellikle Akdeniz Bölgesi'nde başta canlı doğuran olmak üzere labirentliler ve pek çok çiklit türü üretilmektedir. Fakat talep yeterli olmadığı için yurt içi piyasa yerine üretimlerinin pek çoğunu yurt dışına yollamaktadırlar.
Beğenenler: [T]218076,Ofsedef[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Değerli Akvaristler,
Çin-Tayland-Singapur-Kamboçya-Vietnam bu ülkelere baktığınızda Singapur haricindekilerdeki üretim istasyonları tabiri caiz ise salaş yerlerdir veya doğa ile iç içedir. Teknolojiyi veya beklentinizi bulmanız çok zordur.
En büyük avantajları, çıkan suyun uygunluğu, hava sıcaklığı, ucuz insan gücü ve çıkan her balığı alıp değerlendirebileceği büyük bir pazarının olmasıdır. Özellike Çin ve Tayland'ta. Bununda temel nedeni Budistlerin suya ve balığa değer vermesinden kaynaklanır. Hatta akvaryumları aklınızın geçemeyeceği yerlerde görebilmeniz mümkündür.
Sürekli Bergama örneği verilmektedir. Bergama'nın bu noktaya gelmesinin 3 temel nedeni bulunmaktadır. Sıcak su, sabır/kararlılık/kendini adamak, sermaye. Bunları bir araya getirebilen herkes balığını üretebilir, satabilir.
Sayın Uygun'un belirtiği elektrik ve su ülkemizde pahalıdır ve su kimyası uygun değil. Bunları aşmakta mümkün. Ülkemizde birçok üreticinin bence atladığı nokta bir çok iş kolunda olduğu gibi uzmanlığın yaygınlaşmamasıdır. Bence bir üretici bir tür veya iki üzerine ağırlık vermeli ve ona yönelmeli. 1 tür diye özellikle altını çiziyorum. Örnek; melek, diskus, çöpcü bunlara baktığınız zaman kendi içlerinde de ayrılmakta, böyle olunca onlarca balık ortaya çıkmakta. Sizlere sormak isterim, Rahmetli Birol Ustabaşıoğlu Diskuscu diye anılır. Tamer Ballıcalı Tropheus cu olarak bilinir. Deniz Şişman dediğinizde Black Reef Shark akla gelir. Bir canlıya odaklanmak sektörün gelişimine ciddi katkı sağlayacaktır. Yoksa DR'lar, Kamu Görevlileri, İktisatçılar, Bilgisayarcılar daha onlarca meslek dalında uzmanlığın neler olduğunu biliriz, akvaryum dünyasında da bunun gerçekleşmesi gerekiyor ülkemizde.
Üretim yapmak istiyorsak bir balık konusunda uzman olup, ayda o türden 5.000-20.000 adet arasında düzenli satış boyu balık çıkartırsanız, yerli piyasanın ihtiyacının bir bölümünü kesinlikle temin etmiş olursunuz. Bir üretimhanede 15 tür balığı 200 akvaryumda üretmek yerine 100 akvaryumda tek tür üretip daha fazla kazanç elde etmeniz mümkün.
Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yanlış hatırlamıyorsam Lee Poh adındaki üretici yıllarını discuslara vermiştir. Her ürettiği discusu dikkatle eler, yalnızca 10 balıktan birini sertifikalayıp kendi imzasını atar ve satar. Bu şahsın ürettiği discusların her biri yüzlerce dolara satılmaktadır. Yıllarını bu işe vermiş, en iyi bedensel yapıya sahip olan, pek çok kişinin imrenerek baktığı balıklar üretmiştir.
Bir de uzakdoğudaki yığınla üretim yapanları inceleyelim. Ben internet sitesine yazdığı kadarı ile kendi üretimhanelerinde toptan fiyatı 15 cent'ten discus satan üretimcileri biliyorum.(İsteyenler araştırabilir. Bu fiyata discus vardır. Tabii uzakdoğuda.)
Şimdi ileride üretim yapmak isteyen arkadaşlarımız bir düşünsünler. Her yıl 1000 tane discusu tanesi 500 dolardan kendi adınızı kullanarak sertifikalayıp satmak mı daha iyidir yoksa 10000 tane balığı tanesi 15 centten satmak mı?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
[QUOTE=tropheus]
Değerli Akvaristler,
Çin-Tayland-Singapur-Kamboçya-Vietnam bu ülkelere baktığınızda Singapur haricindekilerdeki üretim istasyonları tabiri caiz ise salaş yerlerdir veya doğa ile iç içedir. Teknolojiyi veya beklentinizi bulmanız çok zordur.
En büyük avantajları, çıkan suyun uygunluğu, hava sıcaklığı, ucuz insan gücü ve çıkan her balığı alıp değerlendirebileceği büyük bir pazarının olmasıdır. Özellike Çin ve Tayland'ta. Bununda temel nedeni Budistlerin suya ve balığa değer vermesinden kaynaklanır. Hatta akvaryumları aklınızın geçemeyeceği yerlerde görebilmeniz mümkündür.
Sürekli Bergama örneği verilmektedir. Bergama'nın bu noktaya gelmesinin 3 temel nedeni bulunmaktadır. Sıcak su, sabır/kararlılık/kendini adamak, sermaye. Bunları bir araya getirebilen herkes balığını üretebilir, satabilir.
Sayın Uygun'un belirtiği elektrik ve su ülkemizde pahalıdır ve su kimyası uygun değil. Bunları aşmakta mümkün. Ülkemizde birçok üreticinin bence atladığı nokta bir çok iş kolunda olduğu gibi uzmanlığın yaygınlaşmamasıdır. Bence bir üretici bir tür veya iki üzerine ağırlık vermeli ve ona yönelmeli. 1 tür diye özellikle altını çiziyorum. Örnek; melek, diskus, çöpcü bunlara baktığınız zaman kendi içlerinde de ayrılmakta, böyle olunca onlarca balık ortaya çıkmakta. Sizlere sormak isterim, Rahmetli Birol Ustabaşıoğlu Diskuscu diye anılır. Tamer Ballıcalı Tropheus cu olarak bilinir. Deniz Şişman dediğinizde Black Reef Shark akla gelir. Bir canlıya odaklanmak sektörün gelişimine ciddi katkı sağlayacaktır. Yoksa DR'lar, Kamu Görevlileri, İktisatçılar, Bilgisayarcılar daha onlarca meslek dalında uzmanlığın neler olduğunu biliriz, akvaryum dünyasında da bunun gerçekleşmesi gerekiyor ülkemizde.
Üretim yapmak istiyorsak bir balık konusunda uzman olup, ayda o türden 5.000-20.000 adet arasında düzenli satış boyu balık çıkartırsanız, yerli piyasanın ihtiyacının bir bölümünü kesinlikle temin etmiş olursunuz. Bir üretimhanede 15 tür balığı 200 akvaryumda üretmek yerine 100 akvaryumda tek tür üretip daha fazla kazanç elde etmeniz mümkün.
Saygılar
[/QUOTE]
Bu yazıya bu hobide inandığım bütün fikirler için imza atarım.Bu konu çok önemli.
Tek bir tür üzerine yoğunlaşın ve üretiminizi düzenli yapın.
Ama kendinizi üretim, genetik, yavru büyütmesi konusunda devamlı geliştirin.
Çekoslovakya'ya bakın, Almanya ya bakın, Uzakdoğuya bakın ve hep beraber bu konuda bir Türk sentezi geliştirelim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bu konu açılmışken bir başlığı siz akvaristler ile paylaşmak isterim.
http://www.akvaristler.org.tr/forum/showthread.php?t=2045
Buraya görüşlerinizi yazmak isteyebilirsiniz.Ya da ordakileri burda tartışmak.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
1) Maliyetler.
Diğer arkadaşlarımın da belirttiği gibi, özellikle uzakdoğu ülkelerinde ki mevcut doğal ve ekonomik koşullar onlara, tartışmasız olarak maliyet avantajı sağlamaktadır. Ayrıca ülkemizdeki adaletsiz vergilendirme sistemi de dikkate alındığında aynı balık uzakdoğuda 1x birim fiyata üretilebilirken bizde belki de 3x birim fiyata maledilmektedir.
İthalat için yapılan tüm masrafa (ulaşım, vergi vs.) ithalatçı,toptancı ve akvaryumcu karları da eklenmesine rağmen, bu ülkelerden gelen balıklar fiyat avantajını korumaktadır.
2) Yatırımcıların düşünce tarzı ve toplumun sektöre bakış açısı.
Bir malı 3 e alıp 5 e satmak varken, bir ton yatırım yapmaya, belirli bir süre sabırla beklemeye ve hatta bu iş için bir sürü bilgi edinmeye kim uğraşır ki?
Maalesef yatırım yapılıp iş kurulurken, belki ülkemizin sosyal/ekonomik yapısından, belkide bizlerin yapısından kaynaklanan bazı nedenlerden dolayı, riske girmeden, fazla yorulmadan, çabuk ve kolay para kazanma arzusu taşıyoruz.
Ayrıca diğer insanların değer yargılarına çok önem veriyoruz. Örneğin Tekstilciyim deyip, bir de altına Mercedes araba çekip gezinmek varken, Akvaryum balığı üretmek gibi toplumda prestiji olmayan gereksiz :) işlere pek bulaşmıyoruz.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen üretim yapan ülkemizdeki tüm kişi ve kurumları yürekten tebrik ediyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Tamer Bey in dediklerine tamamen katılıyorum ve böyle bir konu açıldığı için de çok memnunum. Ben, yaşım daha _büyük ihtimalle_ sizlereden genç olmasına rağmen akvaryum konusuna doymuş bir kişiyim. Doymuştan kastım her türlü balığı beslemiş olmam ve en son deniz akvaryumundan sonra tekrar başa dönmüş olmamdır. Deniz akvaryumumu da bozduktan sonra bi beta ve neon akvaryumu yaptım kendime. Bundan sonra ne yapacağıma kararvermem hayli zamanımı aldı ve karar verdim bir balık da uzmanlaşmak. Bu balığımı da seçtim belki herkese garip gelecek ama lepistes. Şimdi lafı bu kadar dolandırdıktan sonra asıl söylemek istediğim ben lepistesin sadece bir türünden üretimhane kurmayı düşünüyorum lakin önümde çok fazla engel var bunlardan birincisi yer sorunu 12 tane akvaryum ile başlansa bu işe bu kadar akvaryumu koyacak yer lazım böyle bi yer için kira masrafı olacak, elektrik sorunu, su sorunu sorun sorun sorun. Ben hobiciyim ve bu kadarı beni aşar ve üretemem tabi ki maddi sorunları olmayan üreticiliğe geçmiş insanları hepimiz tanıyoruz fakat bir elin parmaklarını geçmiyorlar, Peki ya üreticiler dersek yani geçimini zaten bundan kazanan insanlar da bizim kadar bilgi edinmek onları aşar, buradaki kastım ise gerek duymazlar zaten geçimlerini sağlarlarken tek bir ırk ya da uzmanlaşmak gibi şeyler ilgilerini çekmez. Bu da kısır bir döngü oluşturuyor, umarım gözlemlerim doğrudur. Saygılar
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
İnsanların kendine ciddi anlamda bu işe adaması lazım.
Birde Yapımız icabı sabırsız insanlarız yani hemen kazanma peşindeyiz. (Fikrimiz işe başlayıp cebimizi anında doldurmak manasında ) Beslediğimiz canlılar o kadar duyarlı ki işi bilipte ortamları sağladıktan sonra gerek üreme gerekse gelişme acısından cok rahat cevap verebiliyolar. Yani işi bilenlerin gerek iyi kazanabileceği gerekse faydalı olabileceği bir konu. Ama dedimya sabır cok önemli. Oda az bizde..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Hep süs balıkları üzerinden konuşuyoruz. Ama 'balık yetiştiriciliği' dendiğinde bu bütün balıkları kapsar. Denizlerdeki balık çiftliklerine neden karşı çıkıldığını ben anlamamaktayım. Nesli tükenmekte olan türler böylece kurtulabilir. Ayrıca belirli sınırlar içinde tutulan bir balık topluluğunun ekolojik dengeye verdiği hasar, sahil kenarındaki turizm avcılarından daha az. Bu konu biraz politik gibi ama...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bence de balık yetiştiriciliğine bir bütübn halinde bamak gerek. Zaten başlığı açarken süs balıkları gibi bir sınırlama kkoymamıştım ancak konu o yöne doğru gidiyor.
Örneğin yurtdışında orkinos u yapay ortamda üretebilme çabası söz konusu ve bu çok önemli bir konu. Adamlar 2 yavru almayı başarıp bu yavruları 2 yaşına kadar yaşatmayı başarmışlar ama nedemnse ömürleri iki yılı aşmıyormuş.
Bu sektör hem süs balıkları hem de yemeklik balıklar açısından çok geniş bir sektör. Ancak biz iki alanda da belli türlerde sıkışıp kalmışız. Öncelikle girişimden korkmamak gerekir bence!
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir